Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
yer-gök

M. Esad Coşan Hz. Sohbetleri

Recommended Posts

M.Esad Coşan hz. Sohbetleri

Selamun Aleyküm

 

Gönül insanı prof M.Esad Coşan hocaefendinin zamanında yapmış olduğu sohbetleri sizlere de ulaştırmak istedim. Akra fm'in 2003 yılında yayınladığı cuma sohbetlerini inşallah bu başlık altında sizlere sunmaya çalışacağım.

 

8-8-2003 yılında yayınlanan ve kalb, kalbin paslanması ve kalbin temizlenmesi üzerine yaptığı sohbeti indirebilirsiniz.

 

sohbet

 

İnşallah ilginizi çekecektir ve böylece bu değerli sohbetlerden ziyadesiyle istifade edeceğizdir.

 

Sohbetler düzenli olarak yüklenecektir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ve aleyküm selam,

 

Üstad sınıfımızın kaçak elemanını göremiyorduk ne zamandır. :) Bu kısa, güzel ama değerli konunla aramızda seni görmek iyi oldu yer-gök. Bayram öncesinde gönüllerde arefeyi yaşatacak, bayramı tattıracak güzel bir sohbet olduğunu sanıyorum. Teşekkür ederim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

 

Değerli Arkadaşlar.

 

Malumunuz üzre bugün, M.Es'ad COŞAN (R.A) Hoca Efendinin sene-i devriyesidir.

Bu günün önemine binaen Hoce Efendi ile bir arada vakit geçirme şerefine erişmiş Sebahattin Hocamın, Hoca Efendi ile ilgili hatıratını siz değerli arkadaşlarla paylaşmak istedim... okumak için tıklayın...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

 

Merhum Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi’nin, Edirne Mimar Sinan Vakfımızın Kaleiçi semtindeki hizmet binasının açılışı için 26-27 Kasım 1996 tarihlerinde Edirne’ye yaptığı ziyarette, Vakfımızda yaptığı konuşmayı, vefatlarının 8. yılı münasebetiyle istifadenize sunuyoruz.

 

Selametle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ben Esad Coşan'ı pek bilmiyorum açıkçası.

Üstadımızla ilgili bir konferans izlemiştim okadar.

Tabi hikmetini sağır sultan duydu.

Ben O zata ve şeyhine karşı çok büyük bir saygı ve sevgi besliyorum nedenini ise hiç bilmiyorum. :)

İnşallah okuma ve muhabbetine erme fırsatım olur.

Selamun Aleyküm.

Share this post


Link to post
Share on other sites

tarık kardeşim ben Esat Hocanın tüm sohbetlerini mp3 formatında (mümkünse mp3 çalarlarda dinlenebilecek şekilde) arıyordum. Acaba bu konuda yardımcı olabilir misin?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

 

Değerli Arkadaşlar 'nefrazde' arkadaşımızın bu dileğini hepimiz duymuş olduk.

Benim elimde ne yazık ki böyle bir argüman mevcut değil.

Aranızda bu konuda yardımcı olacabilecek biri varsa eğer şahsımı ziyadesi ile mutlu etmiş olacak...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efendim hiçbir Şeyh efendiye lafım yoktur ama Şeyh Hakka yürüdükten sonra cemaatleşmeye karşıyım.Çünkü zahirileşme oluyor.Bir yanda bir bayana sevgi muhabbeti sevdayı dinin öcü bellediği bir şey olarak lense ediliyor guya tasavvuf ehli oluyor bunlarda.Bir yandanda aha böyle şeyler oluyor:

http://www.iskenderpasa.com/sss/sorugoster...u=Oral%20İlişki

 

Allahım sana beni bir bayana aşık ettiğin sevdalı ettiğin için, bu sayede gözümü açtığın için Güzelliğe hayran olamayanın insan olmadığını anladığım için sayısız Hamd-u Senalar Olsun!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

 

ehl-i kalender kardeşim. Yukarıda bahsettiğiniz konuyu şahsım adına kabul etmem ve onaylamam mümkün değildir. Şahsım adına konuşuyorum; çok üzüldüğümü de belirtmek isterim. Fakat şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Bir Alimin ardından yürüyenlerin birine veya bir kısmına bakarak tüm kitleye toplu olarak kötülemek ve kötü gözle bakmanın da yanlış olduğunu belirtmek isterim. Hoca Efendi Ahiret yolculuğuna çıktığının 8. sene-i devriyesinde, bu konuyu bu kadar aşikar paylaşman da beni ziyadesi ile üzmüştür.

Ardından gidenler arasından yanlışa düşenler tabiki olacaktır. Kimlerin ardından gidenlerden yanlışa düşenler olmadı ki!!!

 

Selametle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efendim bende herkesin bu sapık itikada sahip olduğunu söylemiyorum.Ama bir şeyh vefat ederse ve Halife bırakmadıysa onun yolu kapanmıştır bunu kabul edin.Bir ikincisi şuan bazı Nakşi cemaatlerinde tasavvuf yolundan ayrılma olarak nitelendirdiğim zahirileşme vahabileşme yok mu?Müzik konusunda sitenin görüşü belli.Ama birde Mevlana Hazretlerinin cenaze merasimini o zamanın o cenazeye iştirak eden seyyahlardan okuyun birkez.neyler, nefirler, ziller nasıl çalarak gittiklerini.Araştırın bakalım, Horasan sufileri müziği ta ilk asırlardan beri kullanmakta.Üstad zahir ehli alimler hepsine haram demişlerdir ama hem zahir hem batın ehli alimler iyi maksatla kullanmanın helal olacağını bilidrmişlerdir buyuruyor.Benim Esad Çoşan Hoca efendiye lafım yok, veliler farklı farklı görüşlerde olabilir, bu gayet doğaldır bâtın ictihadi diyelim buna.Ama arkasından gitmek, eğer bir halife bıraktı isede niye o sitede bu sapıklık yer alıyor?Efendim artık kendinize gelmelisiniz, tasavvuf ehli muhabbet ehlidir, sevgi ehlidir, şuan ben o sitede tasavvuftan çok mollalık gördüm.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

 

Arkadaşım, Rahmetli Hoca Efendi, kendisinden sonrası için Halife bırakmıştır.

Halife Rahmetli Hoca Efendinin mahdumu; Muharrem Nureddin COŞAN Hoca Efendidir. Kendileri şu an Avusturalya'da yaşamaktadırlar.

Ayrıca çok şükür kendimizdeyiz Elhamdülillah...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mahmut Esad hocaefendinin internet ortamında bulunan bazı sohbetlerini sizlerin istifadesine sunalım. Elimizdeki arşivleri de kontrol edebilme fırsatımız olursa devamını da ekleriz. Fakat bu alıntıladığımız linklerin hiçbirini kontrol etmedik. Bu yüzden ilgilenen arkadaşlarımız kontrol etmesi faydalı olacaktır.

 

 

resim1cn5ik0.jpg

http://www.sendspace.com/file/kwcrej - MEC SESLI SOHBET 1987-88.MP3

http://www.sendspace.com/file/i2nbol - MEC SESLI SOHBET 1988-89-1.MP3

http://www.sendspace.com/file/a5aqhx - MEC SESLI SOHBET 1988-89-2.MP3

http://www.sendspace.com/file/ktpgh3 - MEC SESLI SOHBET 1990.MP3

http://www.sendspace.com/file/91cq8e - MEC SESLI SOHBET 1991.MP3

http://www.sendspace.com/file/0ihucb - MEC SESLI SOHBET 1992.MP3

http://www.sendspace.com/file/j4h5e0 - MEC SESLI SOHBET 1993-94.MP3

http://www.sendspace.com/file/73cwqc - MEC SESLI SOHBET 1993.MP3

http://www.sendspace.com/file/p4zu3r - MEC SESLI SOHBET 1994.MP3

http://www.sendspace.com/file/vt67ge - MEC SESLI SOHBET 1995.MP3

http://www.sendspace.com/file/ks1acq - MEC SESLI SOHBET 1996-1.MP3

http://www.sendspace.com/file/qhkkl3 - MEC SESLI SOHBET 1996-2.MP3

http://www.sendspace.com/file/07r3qt - MEC SESLI SOHBET 1996-3.MP3

http://www.sendspace.com/file/6g5fgf - MEC SESLI SOHBET 1996-4.MP3

http://www.sendspace.com/file/5sqcej - MEC SESLI SOHBET 1997-1.MP3

http://www.sendspace.com/file/fgnm5d - MEC SESLI SOHBET 1997-2.MP3

http://www.sendspace.com/file/l1d4jp - MEC SESLI SOHBET 1997-3.MP3

http://www.sendspace.com/file/rmi3rw - MEC SESLI SOHBET 1998-1.MP3

http://www.sendspace.com/file/ulhd95 - MEC SESLI SOHBET 1998-2.MP3

http://www.sendspace.com/file/0x4wnv - MEC SESLI SOHBET 1998-3.MP3

http://www.sendspace.com/file/dpur5n - MEC SESLI SOHBET 1999-1.MP3

http://www.sendspace.com/file/bdhe11 - MEC SESLI SOHBET 1999-2.MP3

http://www.sendspace.com/file/bzgqgn - MEC SESLI SOHBET 1999-3.MP3

http://www.sendspace.com/file/3r8byo - MEC SESLI SOHBET 1999-4.MP3

http://www.sendspace.com/file/55k33h - MEC SESLI SOHBET 2000-2001-1.MP3

http://www.sendspace.com/file/moa614 - MEC SESLI SOHBET 2000-2001-2.MP3

http://www.sendspace.com/file/d7c64s - MEC SESLI SOHBET 2000-2001-3.MP3

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites
Esselamü Aleyküm.

 

Arkadaşım, Rahmetli Hoca Efendi, kendisinden sonrası için Halife bırakmıştır.

Halife Rahmetli Hoca Efendinin mahdumu; Muharrem Nureddin COŞAN Hoca Efendidir. Kendileri şu an Avusturalya'da yaşamaktadırlar.

Ayrıca çok şükür kendimizdeyiz Elhamdülillah...

Halife bıraktığını bilmiyordum.O zaman Halifesine yakışanı yapın, bu site internette sizi temsil etmekte böyle birşeyi kaldırmanız gerekmektedir.İbni Teymiye ile ilgilide bozuk bir yazı bulunmaktadır.Onun sadece Kur'ana ve Sünnete aykırı tasavvufu küfür saydığı yönünde.Belliki hiç eserleri okunmamış.Koskoca İbn Arabi Hazretlerine kafir demiş, daha nice Şeyhe kafir demiş, ama burda sanki bir Hakkı batıldan ayıran muamelesi var.Neyse temsil ettiğiniz şeyde olun madem yoldasınız.

Share this post


Link to post
Share on other sites

çok saolasın BDG, bununla ben de karşılaşmıştım forumun birinde ama ne yazık ki burdaki linkler 1992 den 1999-2 (de dahil olmak üzere) ye kadar bozuk. ama bir kısmı çalışır durumda. Yine de Allah razı olsun, ilginize alakanıza teşekkür ederim

Share this post


Link to post
Share on other sites
Halife bıraktığını bilmiyordum.O zaman Halifesine yakışanı yapın, bu site internette sizi temsil etmekte böyle birşeyi kaldırmanız gerekmektedir.İbni Teymiye ile ilgilide bozuk bir yazı bulunmaktadır.Onun sadece Kur'ana ve Sünnete aykırı tasavvufu küfür saydığı yönünde.Belliki hiç eserleri okunmamış.Koskoca İbn Arabi Hazretlerine kafir demiş, daha nice Şeyhe kafir demiş, ama burda sanki bir Hakkı batıldan ayıran muamelesi var.Neyse temsil ettiğiniz şeyde olun madem yoldasınız.

 

Eğer linkini verdiğiniz durumdan bahsediyorsanız, ne kadar garip ve yakışıksız olursa olsun böyle sorularla gelen insanlar var, bunu ciddi ciddi sorup öğrenmek isteyen insanlar var (bknz sorularlaislamiyet.com). Ve adam iskenderpaşa cemaatine gönül verdiyse, yegane güvenilir kaynak olarak yine bu insanların verdikleri cevaba göre hareket etmek isteyecek, dolayısıyla böyle soruları dahi soracaktır. Madem böyle bir konuda bir cevaba ihtiyaç var, neden usulünce anlatmasınlar ki? Herkes sizin gibi fıkıh konusunda derin bilgilere sahip değil ne yazık ki. Olmak zorunda da değil o da ayrı mesele. Ben açıkçası birçok fıkıh kitabında bahsi olan bir meselenin bu sitede anlatılmasını neden yanlış bulduğunuzu tam anlayamadım. Böyle bir sorunun olması mı yoksa verilen cevap mı sıkıntılı?

 

Ayrıca sohbetlerini radyoda tesadüfen dinlemeye başladığımdan beri şundan eminim ki Rahmetli Esat Hoca gayet tatlı dilli, alim ve sözü tesirli bir zat. Üstelik Avustralya'da çok güzel faaliyetlerde bulunmuşlar ve bulunmaya da devam ediyorlar. Şu devirde sanki çok alim varmış gibi vay bu adamın arkasından gidiyorlar edebiyatı da bana çok samimi gelmedi.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

 

Değerli Arkadaşlarım.

 

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; Bu başlıkta “Harun Yaşar” isimli arkadaşımızın tamamen iyi niyetli bir mesajına istinaden kendilerine yardımcı olabilmek adına bir link ekledim. Bu linki yani; www.iskenderpasa.com. adresini eklememin yegane sebebi ise Rahmetli Hoca Efendi hakkında bilgi alabilmesi içindi ki; Merhum M. Zahit KOTKU Hoca Efendi, Merhum M. Es’ad COŞAN Hoca Efendi ve M. Nurettin Hoca Efendi hakkında (Hayatları, sohbetleri, fotoğrafları, videoları, eserleri vs...) tafsilatlı bilgiye ulaşabilmesi içindi. Hatta hemen akabinde neden sadece bu sitenin adresini verdim diye düşünerekten “Harun Yaşar” isimli arkadaşımızın özel mesajına www.dervisan.com ve www.cilehane.com adreslerini gönderdim. Bunu arkadaşımıza sorarsanız teyit edecektir İnşaallah. Bu site isimlerinin veriliş amacı ise; sadece ve sadece Rahmetli Hoca Efendi hakkında tafsilatlı bilgi olduğu içindir ki, bu sitelerin adreslerini vermekte bir çekincem olmamıştır.

 

Bunun üzerine aynı sayfada mesajımın bir altında ehl-i kalender isimli üyemiz bir link ekledi. Ben burada bunun bu kadar rahat ve üslup olarak da (buradaki üsluptan kastım mesajının içeriğinde mevcuttur) bu kadar fütursuzca eklenmiş olmasına gerçekten üzüldüm. Burada ki üzüntüm iki sebeptendir.

 

Bir: Merhum Hoca Efendinin ismi ile birlikte anılan bir sitede, sorulan bir soruya verilen cevabın aynı sitede yayınlanmasıdır. Bu arada kimse karıştırmasın, verilen cevap doğrudur, yanlıştır bunu tartışmıyorum (çünkü bu ayrı bir su götürür konudur, tamamen fıkıh ilmi dahilinde bir konudur ve bu konu fıkıh ilmini bildiğini iddia edenlerle değil, bilenlerle tartışılır). İnsanlar soru sorabilir, sorulan sorulara cevaplar verilebilir, soruyu soran kişiye cevap iletilebilir fakat bu içerikte bir sorunun ve cevabın bu sitede yayınlanmış olması beni ziyadesi ile üzmüştür. Böyle bir soruyu elbette ki, birilerinin sorma hakkı vardır, karşı olduğum konu bu değildir, bu içerikteki sorularda cevaplanmalıdır fakat böyle içerikli soruların: soruyu soranların maillerine özel gönderilmesi gerektiğini düşündüğümden dolayı ve genel anlamda bu sitede yayınlanmış olması benim iç dünyamda üzüntüye sebep olmuştur. Buradaki hassasiyetimin iyi anlaşılmasını istiyorum.

 

İki:Mesajlarını takip ettiğim ehl-i kalender isimli üyemizin evvelden beri yazılarında kullandığı dili çok sert bulmuş fakat yaşının genç olmasına vermiştim. Sırf bu hüsn-ü zan üzere olduğumdan dolayıdır ki; birçok yazısına yorum ekleme gereği duymamıştım. Çünkü biliyorum ki Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Hadis-i Şeriflerinde; “Hüsn-ü zan üzere olmak ibadettir” buyuruyor. Yoksa amiyane tabir ile; bizde yazılarımızdan salyalar akıtırız, akıtmadığımız akıtamayacağımızdan değildir. Kendimize yakıştıramadığımızdandır.

 

Ben bu foruma üye olmamın ilk nedeni; Rahmetli Üstad’ın ismini taşıyan ve O’nu sevenlerinin buluştuğu, büyüklü-küçüklü Üstadseverler grubu olmasıdır ki: Üstad seven: şiir sever, piyes sever, ülkesini sever, fikir sancısı çekmeyi sever, başka insanların dertlerinin tasasını çeker fakat öncelikle “Elhamdülillah Müslüman” der, ve Üstad seven; tasavvufu sever düsturumdur.

 

Açtığım başlıklarım ve açılan başlıklara gönderdiğim yazılar incelenirse eğer genellikle de İslami konular, fikir beyan etmeye açık olan güncel konular ve tarihi içerikli konu ve başlıklara yazı yazmış olduğumu göreceksiniz. Buradaki gayem, hem siz değerli Üstadsever arkadaşlarımla bilgilerimi paylaşarak katkıda bulunmak, hem de eksiklerimi sizlerin yazdığınız yazılarla gidermeye çalışmaktan ibarettir. Allah (c.c.) hepinizden razı olsun İnşaallah.

 

Ehl-i kalender isimli üyemizin ise bu derece tasavvuf düşmanı olduğunu fark etmemiş olmamı kendi körlüğüme bağlıyorum fakat sadece Rahmetli Hoca Efendinin hakkında tafsilatlı bilgiye ulaşılabilmek adına verilmiş bir siteden yola çıkarak zafer kazanmış bir komutan edası ile fırsat bu fırsat diyerek böyle bir başlıkta böyle bir link eklemesine ve tasavvuf ve de Evliyaullah aleyhinde bu içerikte bir yazı yazmasına çok üzüldüm açıkçası.

 

Bahse konu internet sitesi ve içeriği için, ayrı bir başlık açsa ve eleştiriler getirse idi bende tamamen iyi niyetimle seve seve katkıda bulunmaya çalışır, açılacak o başlık altında edeb veya haya çizgizi dahilinde fikri olarak katılırdım fakat bahsi geçen başlıkta ve Hoca Efendinin sene-i devriyesinden bahsederken ve içerik olarak tasavvufu hedef alan mesajından sonra birkaç kelam etmeyi de kendime bir görev bildim. Çünkü malumuz üzere linki ben ekledim.

 

Mesajı ilk okuduğumda tabir yerinde ise kan beynime sıçradı. Bu haliyeti-ruhiye içerisinde sıcağı sıcağına cevap yazıp da, temel konuları ve doğruları ıskalamamak ve fevri davranarak konu ile alakası olmayan birini kırmamak adına özellikle belli bir zaman sonra bu cevabı yazıyorum.

 

Bir çok arkadaşımızın aşağıda vereceğim tanımları ve açıklamaları bildiğini biliyor ve onların affına sığınıyorum lakin bu tanım ve açıklamaları “ehl-i kaleneder” isimli üyemizin şahsına tekrar etme gereği duyuyorum.

 

Takva: Her türlü günahtan kendini koruma, Allah-u Teala’dan korktuğundan dolayı veya Allah-u Teala’nın sevgisini umduğundan dolayı her türlü günahtan kendini sakınma. Allah korkusu, Allah saygısı.

Tarikat: Allah-u Teala’ya ulaşmak için tutulan yol.

Tasavvuf: Tarikat ehli olmak, kalbini Allah-u Teala’nın sevgisine bağlamak.

Mürşid-i Kamil: Olgun , eksiksiz, kusursuz, eğitimini ve yaşını almış, bilgin kişi.

Evliyaullah: Allah-u Teala’nın sevgili kulu, ermiş, keramet sahibi, Allah-u Teala’nın lütfuna mazhar kişi.

 

Allah (c.c.)’u Kuran-ı Kerim de, çeşitli Ayet-i Kerimelerde;

“...Ve iyilik ve takva üzerine yardımlaşınız...” Maide Suresi, Ayet No: 2.

“Ve elbette ki iman edenler ve takvaya devam edip duran kimseler için ahiretin mükafatı daha hayırlıdır” Yusuf Suresi, Ayet No: 57.

Takva sahiplerine vaad olunan cennetin özelliği (şudur) onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgeleri daimdir. İşte o, -cennet- sakınanların sonudur. Ve kafirlerin sonu ise ateştir” Rad Suresi, Ayet No: 35.

Takva sahipleri ise muhakkak ki, cennetler ve pınarlar içindedirler” Hicr Suresi, Ayet No: 45.

“Adn cennetleridir ki, ona gireceklerdir, altlarından ırmaklar akar. Ve onlar için orada istedikleri vardır İşte Allah Teala takva sahiplerini böyle mükafatlandırır” Nahl Suresi. Ayet No: 31.

“Ve cennet takva sahipleri için yakınlaştırılmıştır” Şuara Suresi, Ayet No: 90.

“Ve cennet takva sahipleri için uzak olmaksızın yaklaştırılmıştır” Kaf Suresi, Ayet No: 31.

“Şüphe yok ki, takva sahibi olanlar cennetlerde ve pınarlarda bulunacaklar” Zariyat Suresi, Ayet No: 15.

Takva sahipleri ise şüphe yok ki, cennetler ve ganimetler içindedirler” Tur Suresi, Ayet No: 17.

“Muhakkak ki, takva sahipleri, cennetler de ve ırmaktadırlar” Kamer Suresi, Ayet No: 54.

“Şüphe yok ki, takva sahipleri için Rab’leri katında Naim cennetleri vardır” Kalem Suresi, Ayet No: 34.

Takva sahiplerini ve takva üzere olanları övmüş ve Allah-u Teala’nın Kelamullahı olan Kuran-ı Kerim de 46 adet Ayet-i Kerime de, 47 yerde belirtmiştir.

 

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bu konuda; “Şeriat sözlerim, tarikat hareketlerim, hakikat de ahvalimdir” buyurmuştur.

Peygamber (s.a.v) Efendimiz bir başka Hadis-i Şerifinde; “Sizin en üstün olanınız, takvaca en üstün olanınızdır” buyurmuştur.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, İbni Mesud (r.a.)’dan rivayetle bir Hadis-i Şerifte ise; “Allahım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği isterim” diyerek dua ettiği nakledilmiştir.

 

Bu kısa tanım ve açıklamalar ve Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflerden sonra kısaca;

 

Tarikatın hakikatı üçtür: Menfi hatıraları giderme, kalble olan zikre ve murakabeye devam etmektir. Bunlar birbirlerine yardımcı bir kuvvettir. Murakabe ise; Allah-u Teala’nın, kainatın bütün zerrelerine her zaman muttali olduğunu, kalpten biran için bile çıkarmamaktır. Bizler buna kısaca nefis terbiyesi diyoruz (dikkatini çekmek isterim buna nefis terbiyesi diyen bizleriz, senden aynı şeyi beklemiyorum zaten).

 

Allah-u Teala’nın sevgisine mazhar olmak yani takva sahibi olmak, Allah-u Teala’nın korkusunu-sevgisini kalbine yerleştirmek ve her an Allah-u Teala’nın huzurunda olduğunun bilincinde olarak yaşamak ve bunun için nefsi ile girdiği mücadelede Mürşid-i Kamilin, Evliyaullah’ın yol göstermesi-vasıtasıyla Marifetullah’a ulaşmayı amaçlayarak irade ortaya koyan, bir Evliyaullah’ın yada Mürşid-i Kamil’in talebesi olan, bir tarikata bağlı olan müntesiblere ise mürid denir.

 

Burada amaç; Peygamber (s.a.v.) Efendimizin, Halifelerim dediği Evliyaullah’ın yol göstermesi, vesile olması ile takva ve zühd peşinde olmak, Allah-u Teala’nın korkusunu-sevgisini kalbine yerleştirmektir ve Marifetullah’a erişmek için irade koyanlara yani müntesiblere yani müridanlara bu kadar soğuk ve düşmanca tavır takınmak ve dünya değiştirmiş Evliyaullah’lara bu kadar kolayca dil uzatabileceğini düşünmek olsa olsa en iyi tabir ile kendini bilmezlik, yada haddini bilmezliktir.

 

Hz. Mevlana’nın Mesnevi’sinde geçen bir beyitin de; “Senin bildiklerin, karşındakinin anlayabildikleri kadardır der” bu sebepten dolayıdır ki; “ehl-i kalender” isimli üyemiz, şahsına anlaşılması çok da zor şeylerden bahsetmiyorum, tersine daha anlaşılması kolay ve yalın halinde bir şeyler izah etmeye çalışıyorum. Hz. Mevlana başka bir beytinde de; “Kendini bil, haddini bil, zira kendini bilmeyen, haddini bilmez, haddini bilmeyen Rabbini bilmez” der.

 

Sıcağı sıcağına yazmağa çalıştığım ve daha sonra vazgeçip bir kısmını eklediğim yazımda da belirttiğim üzere; Ardından gelenlerde sapanlar olabilir. Nasıl! bu kadar acayip bir şeymiş gibi hakaretvari kelimeler ile sıfatlandırmaya ve ardından gelenler üzerinden Evliyaullah’a saldırmaya cüret ediyorsun ki.

 

Sen kimsin! Sende Allah (c.c.)’un yarattığı etten, kemikten, ruhtan ve nefsten ibaret bir kulsun. Fahr-i Kainat Önderi, Alluh-u Teala’nın Habibullah’ım dediği Peygamber (s.a.v) Efendimizin;Halifelerim dediği Evliyaullah'a hangi cüretle dil uzatırsın bre zındık...

 

Tevellütün müsait midir? Bilemem. Bu ülke bir 28 Şubat süreci yaşamıştır. Hiçbir şey bilmiyorsan eğer internet hazır elinin altında iken o dönemin yazılı ve görsel basının biraz araştırıp, o melun süreçte yaşananlara kim ve kimler karşı koymuştur, kimler dik durmuştur, kimler Allah-u Teala’nın doğrularını söyleme cesareti gösterip doğruları söylemeye devam etmiştir bir bak, bak ve utan! Tabii utanacak yüzün varsa eğer.

 

En azından O Mübarek kul; Allah (c.c.)’un rızasını gözetmeyi kendine düstur edinmiş, Marifetullah’a ulaşmayı tek gaye görmüştür. İnşaallah fani olan bu dünyadaki imtihanını kazanmış ve Kabr-i Saadetleri cennete açılan bir pencere misali, mizan gününden sonra intikal edeceği Cennet-i Aşiyan-ı seyreylemekle meşguldür.

 

O Mübarek insan ki, Senin gibi hasta ruhlular için bile iyilikler düşünüp bizlere nasihatlerde bulunmuş ve bir sohbetinde şöyle buyurmuştur; “Hakikati ve hidayeti tam anlamıyla kavrayamayan ve yaşayamayan çevrenizdeki arkadaş, eş ve dostlarınıza kızmayınız, kendinizden uzaklaştırmayınız. Onları bir hasta olarak kabul ediniz ve onlara hastalarınıza yaklaşır gibi şefkat ve merhametle yaklaşınız. Onlara gıyablarında bol bol dua ediniz. ‘Allah (c.c.) Tevfikini refik eylesin diyerek’ dua ediniz demişti”.

 

Kalender kelime anlamı olarak: Dünyayı terk edip, her şeyden elini eteğini çeken kimse, dünya ile ilgili her şeyden uzak kalıp, gösteriş ve alayişe (tantana, debdebe, geçici süs ve gösteriş) aldanmayan hakikate adalı demektir.

 

En azından forumda kullandığın isminin hakkını ver demiyorum çünkü; Bu istek senin kapasiteni zorlamam anlamına gelecektir. Kapasiteni aşmanı beklemektir, buda şahsınızdan beklemediğim bir şeydir. En azından forumda kullandığın ismin hakkını verme yolunda gayret göster, göster ki; niyetinin kötü olmadığını sadece ve sadece CAHİL liğinden dolayı bunu yaptığına kendimi inandırmaya zorlayayım.

 

Sonuç olarak; Siz Değerli N-F-K Forum Sakini (Üstadsever) Dostlarım; Bu yazdıklarımın muhatabı, yazımın içeriğinden de anlaşılacağı üzere sizler değilsiniz, kendi adınıza üzerinize alınacak, gücenecek bir durum söz konusu değildir. Bu yazımın muhatabı; noktası, virgülüne kadar “ehl-i kalender” isimli forum üyesidir.

 

Bu foruma üye olduğumdan bu yana çok değerli paylaşımlarda bulunduk, şuan itibari ile siz değerli forum arkadaşlarımdan ayrılma zamanımın geldiğine inanıyorum. Tasavvuf ve Evliyaullah düşmanı bir Üstadsever’in bırak bu forum da yer alıyor olması, bu dünya üzerinde yaşıyor olabileceği fikri bile beni ziyadesi ile üzmeye yetmiştir. Böyle bir insanın var olduğunu bildiğim bir ortamda bulunmaya devam etmem kendi ilke ve doğrularımla ters düşmem demektir. 161 no’lu üyeniz olarak hepinizle helalleşmek istiyorum. Varsa hakkınız benden yana helal olsun. Lütfen sizlerde gıyabımda haklarınızı helal ediniz.

 

Selam ve dua ile...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Efendim hiçbir Şeyh efendiye lafım yoktur ama Şeyh Hakka yürüdükten sonra cemaatleşmeye karşıyım.Çünkü zahirileşme oluyor.Bir yanda bir bayana sevgi muhabbeti sevdayı dinin öcü bellediği bir şey olarak lense ediliyor guya tasavvuf ehli oluyor bunlarda.Bir yandanda aha böyle şeyler oluyor:

http://www.iskenderpasa.com/sss/sorugoster...u=Oral%20İlişki

 

Allahım sana beni bir bayana aşık ettiğin sevdalı ettiğin için, bu sayede gözümü açtığın için Güzelliğe hayran olamayanın insan olmadığını anladığım için sayısız Hamd-u Senalar Olsun!

 

 

sitedeki yanlışlık nerede??

bir soru sorulmuş ve cevap verilmiş?soru mu yanlış(!) cevap mı?

ki yazdıklarınızı da anlayabilmiş değilim... bir bayana aşık olmak vs.??? siteyle mi alakalı??

ki kaldı ki nurettin coşan hocaefendi halifidir... ki bu sitede bir yanlışlık olsa eminim ki müdahale edilirdi..

 

 

aslında ehl-i kalender 'kardeşime' pek yorum yazmıyorum ben, çünkü malesef bilgi sahibi olmadan hüküm sahibi oluyor bazı konularda(bilgi sahibi olduğunu sanmak ayrı mevzu)...

 

daha evvel de söyledğim gibi, son zamanlarda sitede 'herkes' hakkında konuşulur oldu...

 

bu kadarı da haddimize değil artık, ne esad coşan hocaefendiyi ne de halifini tartışmak çok yanlış...

 

sonra adama demezler mi "kimssin leen sen" (kibarlaştıralım biraz-anlayan anladı)?

derler..hem de öyle bir derler ki...

 

ve bir şey daha.. sadece bu konuya özel değil genel olarak söylüyorum, bir de fıkıh konularında tartışılmaya başlandı.. yawww ne cesaret.... hangimizin ilmi(içimizde varsa ilmi konuda aşanlar tenzih ederim) buna yeter de tartışıyoruz... ha kaynak gösterilir o ayrı, ya da ılıman yorumlar yapılabilinir hüsnü zanda bulunabilir,kafamıza takılanlar sorulabilinir başka... ama öyle olmuyor malesef..

 

 

ağır ol molla desinler.....ya da işin özü biliyorsan söyle bir ders alsınlar..bilmiyorsan sus ki adam sansınlar!!!!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Hakikaten ne diyeceğimi bilemez bir haldeyim. Başlığı okumaya vakit bulamadığımdan şu ana kadar müdahale etme fırsatım olmadı. Burada içeriği yanlış dahi olmayan bu linkin araştırılıp alakasız bir hususta gün yüzüne çıkarılması ve temelsiz, yine alakasız bir eleştiriye malzeme kılınması hakikaten çok yersiz ve rencide edici olmuş. Ehl-i Kalender rumuzlu üyenin bu tarz hareketleri artık bizi de bezdirmiş durumda. Daha önceden babalarkuluyla yaptıklarını şu anda da bu nickiyle tekrarlıyor olduğunu görmek bizim için tahammülün sona ermesi gerektiğini ihtar ediyor. İnsanların hassasiyeti olan noktalarda bu tavrın tekrarlanıyor oluşu insanların şahıslarından da öte, inandıklarından yana damarına basılmasıyla sonuçlanıyor. Elbette bir insan, düşündüklerini söyleyecektir ve gerektiğinde karşıt tavır da gösterecektir fakat bu düşüncelerin ele gelir yanı olması, temelli olması, en önemlisi de mantıklılıktan yana en azından vasatı yakalaması gerekiyor. Link mevzuunda ve bir çok başlıkta gösterilen tepkilerin bu vasattan hayli uzak olduğunu, dikkate değer tepkiler olmaktan fersah fersah uzak olduğu halde rencide ediciliğiyle büyük rahatsızlıklar uyandırdığını müşahede ettik ve kendi görmezden gelişimizi diğer üyelerden beklemenin de haksızlık olduğunu gördük. Bugüne kadar sessiz kalmak durumunda hissettik kendimizi, üyeler arasında huzursuzluğa sebep olmasını görmezden gelmeye çalıştık, fikirlere tolerans göstermek adına sabrettik, bir üyemize küfür ettiği halde 20 günlük uzaklaştırma vermekle yetindik fakat artık bu işin tahammül edilemeyecek bir noktaya geldiğini görüyoruz. Ehl-i kalender rumuzlu üye siteden atılmıştır.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tarık026 gönüldaş.

Bence artık sakinleşiniz zira sizin gibi bir üyenin aramızdan ayrılması hoş olmaz.

Bana gerek başlıklarda gerekse ÖM ile verdiğiniz çok kıymetli bilgilerden dolayı Allah razı olsun. Asıl siz hakkınızı helal ediniz ancak sitede kalıp daha kıymetli şeyler paylaşmanız daha dopru olacaktır.

Selamun Aleyküm...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...