Gökan Öztürk 29 Report post Posted January 4, 2008 Mihriban(Aşk) Sarı saçlarına deli gönlümü Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban. Ayrılıktan zor belleme ölümü Görmeyince sezilmiyor Mihriban. 'Yâr' deyince, kalem elden düşüyor Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor Lâmbamda titreyen alev üşüyor Aşk, kağıda yazılmıyor Mihriban. Önce naz, sonra söz ve sonra hile... Sevilen, seveni düşürür dile Seneler, asırlar değişse bile Eski töre bozulmuyor Mihriban. Tabiplerde ilâç yoktur yarama Aşk deyince ötesini arama Her nesnenin bir bitimi var ama Aşka hudut cizilmiyor Mihriban. Boşa bağlanmamış bülbül, gülüne Kar koysan köz olur aşkın külüne... Şaştım kara bahtın tahammülüne Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban. Tarife sığmıyor aşkın anlamı Ancak çeken bilir bu derdi, gamı Bir kördüğüm baştan sona tamamı... Çözemedim... Çözülmüyor Mihriban. Üstad Abdurrahim Karakoç MİHRİBAN VE SEN UNUTULMAYACAKSIN ÜSTADIM... TÜRK HALK EDEBİYATININ EN BÜYÜK ŞİİRİ ŞÜPHESİZ MİHRİBAN dır... KURBAN OLURUM O DURUŞUNA ÜSTADIM ... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted January 7, 2008 HAZIR OL!!! Herifler üç günde hakkı huzuru Kaldırdılar hele gardaş HAZIR OL!!! Gümrüksüz laf yapar şahı,veziri Çıldırdılar hele gardaş HAZIR OL!!! *** Eski vaatlerden etme suali Yalanın mızrağı yırttı çuvalı Harap halimize yedi düveli Güldürdüler hele gardaş HAZIR OL!!! *** Tilki çıktı aslanların postuna Dost denilmez düşmanların dostuna Memlekette yiğitlerin üstüne Saldırdılar hele gardaş HAZIR OL!!! *** Çözdüler iplerin ilmiklerini İbretle seyrettik birliklerini Affı bahaneyle kimliklerini Bildirdiler hele gardaş HAZIR OL!!! *** Senedimiz yazılmıştır kan ile Sekizimiz savaş yapar bin ile İçimizi isyan,öfke,kin ile Doldurdular hele gardaş HAZIR OL!!! ÜSTAD Abdurrahim Karakoç İkininbiri -Bayram Bilge Toker'e- Can özumden Besmeleyi çekende Dil yanmazsa ben yanarım sultanım Hak uğruna bir sefere çıkanda Yol yanmazsa ben yanarım sultanım Arzuhalim ulaşırsa divana Korkarım ki taban değer tavana Çiçeğimden zerre girse kovan'a Bal yanmazsa ben yanarım sultanım Göz utanır gönül dostu görünce Can tutuşur candan selam verince Bülbül olup bir bahçeye girince Gül yanmazsa ben yanarım sultanım Aşıklık içimde doğduğu zaman Taş yanar gözyaşım yağdığı zaman Mızrabım sazıma değdiği zaman Tel yanmazsa ben yanarım sultanım Üzülmedim erkenine geçine Akıl yordum herşeyine, hiçine Söküp yüreğimi atsam içine Göl yanmazsa ben yanarım sultanım Alev alev ruhta, canda bu ateş Bakmakla görülmez bende bu ateş Bırakılsa hangi günde bu ateş Yıl yanmazsa ben yanarım sultanım Dosta mektup yazma vakti gelirse Yazar, postalarım kısmet olursa Mektubumun mahiyetin bilirse Pul yanmazsa ben yanarım sultanım ÜSTAD Abdurrahim Karakoç KOMPOZİSYON Öküzlere öküz demek Affedilmez suçtur evlat! Doyurmuyor artık ekmek Ekmek bile açtır evlat... *** Kepazelik boydan aştı Sabır küpü doldu taştı Koçum demek kolaylaştı Her boynuzlu koçtur evlat... *** Dur dolaşma daldan dala Pislik akar bir kanala Kolayca girersin amma Çıkabilmek güçtür evlat... *** Kaşıdıkça ihtilafı Aptallık kuşatır safı Büyüklerin küçük lafı Hiçyüz kere hiçtir evlat... *** Bocalar emelsiz mürşit Tez çöker temelsiz mürşit İlimsiz amelsiz mürşit Tenekeden taçtır evlat... *** Akar durmaz aşk rüyası Siler kalplerdeki pası Arif olanın dünyası İki değil üçtür evlat... *** Her katırdan tekme yersin Korkar Allah Kerim dersin Yarını neden beklersin Bugün bile geçtir evlat... ÜSTAD Abdurrahim Karakoç Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted January 12, 2008 GECEDEN SABAHA DOĞRU Bölücülük dağıtan çay Kurur erinde gecinde Kardan köprü buzdan saray Erir erinde gecinde Öfkeleri direk direk Ellerinde kazma- kürek Müslümanlar tek bir yürek Vurur erinde gecinde Genç ihtiyar dadaş efe Leke kondurmaz şerefe Yaydan çıkan ok hedefe Varır erinde gecinde Elif Osman Zeynep Tahir Damlalardan olur nehir Uyanır cümle köy şehir Yürür erinde gecinde Gafil sanmasınlar bizi Bilen bilir sabrımızı Allahsızın nifak hızı Durur erinde gecinde Duymayıp halkın yasını Çiğmeyip hak rızasını İmansızlar cezasını GÖRÜR ERİNDE GECİNDE ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ Quote Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted January 12, 2008 HASAN'A MEKTUP Çok oku, çok düşün, çok şeyler anla, Aha bu mektubu alınca Hasan. Manalar iplikten incedir amma, Kelimeler biraz kalınca Hasan. Gene ağzımızı açmıyor bıçak, Huzur size ömür..... Dert salkım saçak. Oyuna kalkıyor yüzlerce köçek, Batıdan bir hava çalınca Hasan. Kök saldı bahçede ayrık otları, Yemler pay edildi, sattık atları. Biz kovalım derken baştan bitleri, Sülükler yapıştı, kulunca Hasan. Süt dolu güğümü çalarız taşa, Kutsal görevimiz 'Sağol çok yaşa !' Mülkte hakikati aramak boşa, Tüm suçlular güçlü olunca Hasan. Derisini yüzdük demokrasinin, İşi iştir imtiyazlı asinin. Hakikatte vahşi, sözde 'vasinin' Dörtnala gidilir yolunca Hasan. Canım Hürriyeti koydunsa ara, Ekmek yalınayak kaçtı dağlara. Çevremize küsmüş kardeşlik var ya, Haber ver, izini bulunca Hasan. Soysuzlar taş atar mukaddesata Karşı duramazsak bizdedir hata. Tahammül teşviktir, böyle hayata, Öl..İnsan küçülmez ölünce Hasan. Abdurrahim Karakoç HASAN'A MEKTUP - 20 Hesap ettim ayak altı, baş yedi Vallahi nazlı yâr gene geç kaldık. Hınzır bülbül gül dalında leş yedi.. Katmerlendi zarar, gene geç kaldık. Köprüler var perşembeden pazara Yapanda yüz yok ki yüzü kızara Hastayı gömdükten sonra mezara İlâç neye yarar, gene geç kaldık. Akşamı geç saydık, sabahı erken Seyrettik kediler ciğeri yerken Hele şu bulutlar dağılsın derken Yollara yağdı kar, gene geç kaldık. Ok yetişmez oldu zor bezirgâna Şimdiye katırlar bağlandı hana Fuzuli telaşı bırak bir yana Denkleri yavaş sar, gene geç kaldık. Suya hasret kaldı deniz kızları Ekvator'a heykel diktik buzları Ankara'yı geçti at hırsızları Serde tembellik var, gene geç kaldık. Abdurrahim Karakoç HASAN'A MEKTUP - 13 Göz değdi köyümün güzellerine ELİF, yad ellere göçtü be Hasan. SEVGİ size ömür; dört kulaç önce, Ecel çorbasini içti be Hasan. ASALET, babasız çocuk doğurdu Nazlı HÜRRIYET'i haydutlar vurdu Viraneye döndü TÜRKHAN'ın yurdu Köyün tadı-tuzu kaçtı be Hasan. ADALET felç oldu, yürür değnekle NEŞE ne halt etsin soğan-ekmekle... GÖNÜL delirdi de yol beklemekle, İsyan bayrağını açtı be Hasan. SAADET'in adı HÜLYA'dır şimdi Her gün birimizi aldatır şimdi UMUT'lar rüyada, faldadır şimdi Unut, eski günler geçti be Hasan. FAZİLET'i gelin ettik gurbete Kimbilir... belki de gurbetten öte Yağlı SERVET garaz eder ÜLFET'e Ara yere nifak saçtı be Hasan. ZEYNEP bize küskün, İFFET sürgünde Rezalet, felaket yağar her günde... Yedi HASLET verem olur bir günde, ÜLKÜ kötü yolu seçti be Hasan. Burada ne düğün, ne BAYRAM kaldı... En güzel UMUT'lar dalda ham kaldı! Korku, hasret, isyan, keder-gam kaldı Binalar temelden uçtu be Hasan. Işte böyle... Malûm ola hâlimiz Naçar, böğrümüze düştü elimiz Güven duyduğumuz her güzelimiz Bizlere bir kefen biçti be Hasan Abdurrahim Karakoç Quote Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted January 12, 2008 HASAN'DAN GELEN MEKTUP - 1 Şu bizim kılavuz oldum-olası Kör, kör amma gardaş anlayan hani? Suratında uğursuzluk damgası Var, var amma gardaş anlayan hani? Karnından bakıyor bütün olaya Kaldırmak zor, bağdaş kurdu kolaya Bu gidişle varabilmek sılaya Zor, zor amma gardaş anlayan hani? Sen, ben ona göre yağlı bir azık... Biz-bizi bilmezsek olur çok yazık... Iste 'yüz altmış üç' çakılı kazık! Gör, gör amma gardaş anlayan hani? Ne yapsa 'eyvallah' ne dese 'hay hay'. Hep böyle giderse sonumuz vay vay! Dava dosyamızı sünepe bir tay Yer, yer amma gardaş anlayan hani? Ormandan ok atar sağır pehlivan Boran, Çetin işte kışımız yaman Gelen her belâyı her ağız, her an Der, der amma gardaş anlayan hani? HASAN'DAN GELEN MEKTUP - 2 Ekinden umudu kestik Domuz bir değil beş değil. Akrep doldu yorgan, yastık Bu iş bildiğin iş değil. At belleyip vurduk eyer Eşeklere verdik değer Huyu nasıl dersen eğer Bu çüs de makbul çüs değil. Güneş doğmaz oldu cama Yırtığı kirletti yama Adam bizim adam amma Adamın başı baş değil. Demir cıvıyor sıcaktan El kalkmaz oldu kucaktan Ateş kovuldu ocaktan Bu aş, yenecek aş değil. Böyledir işte son durum Sözler yorum, işler yorum... Gerçeği anla diyorum Gönlümüz gene hoş değil. Abdurrahim Karakoç Quote Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted January 12, 2008 DUA Senin ak alnından, gök gözlerinden Önce dallar, sonra yapraklar öpsün. Eğilsin yıldızlar, tutsun elinden Gecelerden sonra şafaklar öpsün. Aşk diyorlar en mukaddes hayale Ve sen de düşesin o sonsuz hâle Hazdan dudakların olsun bir lâle Güller, karanfiller, zambaklar öpsün. Sende kemal bulmuş renk, şekil, biçim Yaşamanın öz suyusun bir içim Olanca suların sağlığı için Seni her gün göller, ırmaklar öpsün. Kumral saçlarında nisan yağmuru Yazın, ak yüzünden gölgenin moru Ağzından en serin, hem de en duru Kayalardan akan kaynaklar öpsün. Çimenler okşasın ayaklarını Çiçekler koklasın parmaklarını Ben öpmeden önce yanaklarını Varsın teller, tüller, duvaklar öpsün. Kıskançlık çakılı kazıktır serde Bölünsün bu rüya en tatlı yerde Seni canlı kullar öpmesinler de Kefenler sarılsın, topraklar öpsün. Abdurrahim Karakoç Quote Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted January 12, 2008 ÖLÜLERE İHTAR Ey eski ölüler kalkın mezardan Dünyayı bir daha görün de gidin. O günler mi berbat yoksa bugün mü Biz değil...siz karar verin de gidin. ZİKRULLAH Sular aşka gelir, çoşar HAK diye Başın taşa vurur vurur HÛ çeker. Rüzgâr dağdan dağa koşar HAK diye Arada bir durur durur HÛ çeker. Otlar bile HAK diyerek bitermiş Yağmur HAK’tan gelir, HAK’ka gidermiş HAK âşığı âmâ gözlü bir derviş HAK yolunda yürür yürür HÛ çeker. Ağaç dal dal, HAK’ka açar kucağı Acı vermez HAK emrinin bıçağı Gökte güneş HAK’kın sönmez ocağı Dağdaki kar erir erir HÛ çeker Gök güvercin HAK der uçar seherde Balık suda HAK’kı içer seherde Kırmızı gül HAK der açar seherde Kokusunu verir verir HÛ çeker. HAK’kın yolcuları HAK’ta buluşur Varlık zerre, zerre HAK’kı bölüşür Kalp bedende HAK HAK diye çalışır Kan damara varır varır HÛ çeker. Hak mührü var ceylanların gözünde Hak yazılı kâinatın yüzünde HAK Resul-ü Muhammed (S.A.) ’in izinde Gönül HAK’kı görür görür HÛ çeker. Abdurrahim Karakoç Quote Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted January 12, 2008 İKİNİN BİRİ Can özümden Besmeleyi çekende Dil yanmazsa ben yanarım sultanım. Hak uğruna bir sefere çıkanda Yol yanmazsa ben yanarım sultanım. Arzuhâlim ulaşırsa divana Korkarım ki taban değer tavana Çiçeğimden zerre girse kovana Bal yanmazsa ben yanarım sultanım. Göz utanır gönül dostu görünce Can tutuşur candan selâm verince Bülbül olup bir bahçeye girince Gül yanmazsa ben yanarım sultanım. Aşıklık içimde doğduğu zaman Taş yanar gözyaşım yağdığı zaman Mızrabım sazıma değdiği zaman Tel yanmazsa ben yanarım sultanım. Üzülmedim erkenine geçine Akıl yordum herşeyine, hiçine Söküp yüreğimi atsam içine Göl yanmazsa ben yanarım sultanım. Alev alev ruhta, canda bu ateş Bakmakla görülmez bende bu ateş Bırakılsa hangi günde bu ateş Yıl yanmazsa ben yanarım sultanım. Dosta mektup yazma vakti gelirse Yazar, postalarım kısmet olursa Mektubumun mahiyetin bilirse Pul yanmazsa ben yanarım sultanım Abdurrahim Karakoç Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted January 15, 2008 Endişe Beyanı Başkalaştı hasbahçenin kokusu Bülbül gülü kirletecek, korkarım.. Kıçın kıçın yüzmektedir su kuşu Ördek gölü kirletecek, korkarım.. Tüm sular yokuşa doğru akacak El-âlem hayretle bize bakacak Neyi tutsak elimizi yakacak Ateş külü kirletecek, korkarım.. AK palavra siyah renge döner mi? Yalan mumu ikindiden söner mi? Çiçek zehirliyse arı konar mı? Kovan balı kirletecek, korkarım.. Köprüler kuruldu geçmemiz için Zehirler sunuldu içmemiz için Sebep ne yad ele göçmemiz için? Kervan yolu kirletecek, korkarım.. Gerçek sandık cilalanmış sözleri Düşman değil, dost aldattı bizleri Yalakalık kör eylemiş gözleri Meyve dalı kirletecek, korkarım.. Saf fikirler çekiliyor kızağa Düşürdüler bizi bizden uzağa Mahkûm olacağız bin bir tuzağa Öfke dili kirletecek, korkarım.. Söyleyin, tabyamız bu tabya mıydı? Aşklar, idealler hep kopya mıydı? Umutlar, hayaller ütopya mıydı? Serap çölü kirletecek, korkarım.. Gök gürlüyor, fena şimşek çakıyor Danışmanlar bildiğini okuyor Çıraklar desensiz sergi dokuyor Çulha çulu kirletecek korkarım.. Ödenen tavizler Arş’a ulaştı Sabrettik sabrettik, sabrımız taştı Damadın sayısı yirmiyi aştı Gelin tülü kirletecek, korkarım. Domuzlar içinde bir uysal kuzu Kapatmış gözünü, yalıyor tuzu Paracı patronlar çalıyor sazı Parmak teli kirletecek, korkarım.. Kriter sayısı arttıkça artar Verheugen ölçer,Jak Şirak tartar Ya Rab bu zilletten sen bizi kurtar Mektup pulu kirletecek, korkarım.. Vurgun yedik, zoka yuttuk sayısız Toprak sattık, tesis sattık sayısız Boş senede imza attık sayısız Kalem eli kirletecek, korkarım.. Türkiye'miz AB’sine girecek Çağdaş zümre zina keyfi sürecek Kart katırlar yularları kıracak Kısrak nalı kirletecek, korkarım.. Tanımaz, duymaz ki vekiller bizi Ciddiye alsınlar endişemizi Haçlılar dikiyor elbisemizi Gömlek kolu kirletecek, korkarım.. 14 Eylül 2004/Vakit Gazetesi ÜSTAD Abdurrahim Karakoç Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted January 15, 2008 Tercih Hava basmak vatan borcu, ha gayret Ben “hava”nın millîsini severim. İçi 'Kızılelma' doluysa şayet Ben “Kuvva”nın millîsini severim. İsterim darbeci başı da konsun Karganın, baykuşun beşi de konsun Ayırmam, Mao'nun kuşu da konsun Ben”yuva”nın millîsini severim. Toplanmaz demişler elma armutla Ben topladım oldu şalgamı dut'la Yürüsün ayılar, keçiler, kurtla Ben “dâvâ”nın millîsini severim. Katılan katılsın, aranmaz şart-şurt Emekli çobanlar etmeli cart-curt Duysun sesimizi Paris, Frankfurt Ben “cıva”nın millîsini severim. Otağlar kurulsun dokuz direkli 'Onuncu yıl' haykırılsın sürekli Kızartmada ulusal yağ gerekli Ben “tava”nın millîsini severim. Münafıklar hayır olmaz dese de Aldırmayın, civelekler kesede Dolaptaki elbisemi yese de Ben “güve”nin millîsini severim. Sıkı duran mert, mevziyi terk etmez Soldan sağa, sağdan sola çark etmez Öküz-inek gücense de fark etmez Ben “düve”nin millîsini severim. Azametli başlar başı çekmeli Körler böbrekteki taşı çekmeli Nalbantlar dil kesip, dişi çekmeli Ben “deva”nın millîsini severim. Koçyiğitler at oynatmak istiyor Mülkü toz-dumana katmak istiyor Ovalarda cirit atmak istiyor Ben “ova”nın millîsini severim. Varsın cila, küster kullanılmasın Varsın alta astar kullanılmasın Varsın mala-mastar kullanılmasın Ben 'sıva'nın millîsini severim. Gül beyazsa kızıl renge boyarız Kızılelma saksısına koyarız Yalan, yave palavraya doyarız Ben “yave”nin millîsini severim. Diyorum ki 'ulusalcı' olmalı Olmayanın saçlarını yolmalı Kovalara millî rakı dolmalı Ben “kova”nın millîsini severim. Muhalif kafalar ezilsin artık Pas bağlayan diller çözülsün artık Develer kervana dizilsin artık Ben “deve”nin millîsini severim. 18 Eylül 2005/Vakit Gazetesi ÜSTAD Abdurrahim Karakoç Not: Endişe Beyanı - Tercih.... Üstadın bu Şiirleri kitaplarında olmayan eserleri.. bu eserleri ÜSTAD Vakit Gazetesinde yayınladı... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted February 11, 2008 Ellinci Yıl Hesabı Bağladım nefsimi zincir yulara Dünyayı duvara astım; gel de gör. Rahatı huzuru attım kenara Çileyi bağrıma bastım; gel de gör. Yürüdüm sel oldum, durdum göl oldum Mazluma, mağdura kıvrak dil oldum Zulüm sıcağında serin yel oldum Yürekten yüreğe estim; gel de gör. Sonu hatırladım, ilki duyunca Kula kul olmadım ömür boyunca Hakkın zehirini içtim doyunca Batılın balına kustum; gel de gör. Ülfetim olmadı iriler ile Ağıla girmedim sürüler ile Ölümden korkmayan diriler ile Selâmı, sabahı kestim; gel de gör. Aşk ceylanı emzirince sütünü Taşa çalıp, kırdım benlik putunu Düşmanımdır inkârcının bütünü Allah dostlarıdır dostum; gel de gör. Bazı kötülüğü kovdum elimle Bazı kötülüğü yerdim dilimle Gücüm yetmeyince kendi hâlimle Haksıza buğzettim, küstüm; gel de gör. Çıkar için lâf davulu çalmadım Hiçbir yerden makam, rutbe almadım Bildimse söyledim; korkak olmadım Bilmediğim yerde sustum; gel de gör. Suları Islatamadım(sh.46) ÜSTAD Abdurrahim Karakoç ÜSTADIMIZA DUALAR EDELİM... Quote Share this post Link to post Share on other sites
onüç 89 Report post Posted February 13, 2008 gardaşım/A.Rahim KARAKOÇ Ellerin yurdunda çiçek açarkenBizim ile kar geliyor kardeşim.Bu hududu kimler çizmiş gönlüme?Dar geliyor, dar geliyor gardaşım. Güzel olmuş sıra sıra söğütler,Dağ ardında unutulmuş şehitler.Hürriyete seymen giden yiğitler,İki gidip bir geliyor gardaşım. Üç aylık bebekler tutldu taşa,Düşmanlar geriden eyler temaşa.Yaratan böylesin vermesin başa,Zor geliyor, zor geliyor gardaşım. selam saygı ve dua ile Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted February 26, 2008 Bambaşka Doktor, benim derdim bambaşka bir dert;Ağrıyan yerimi sorma boşuna.Yazdığın reçete değer mi zahmet?Kağıtla kalemi yorma boşuna. Kerem eyle, fayda vermez yardımın;Tıp ilminde çaresi yok derdimin;Her tarafı gurbet olmuş yurdumun;Düşünceme tuzak kurma boşuna. Gönlüm yığın yığın hasret yüklüdür;İçimde tarifsiz keder saklıdırSökemezsin yaralarım köklüdür;Merhem sürüp, sargı sarma boşuna. Dost yolları nakışlandı kanımdan;Sevdiklerim vergi keser canımdan;Sükuta muhtacım, ayrıl yanımdan,İncitip günaha girme boşuna. Aşk koymuşlar ıstırabın adını;Alamadım yaşamanın tadınıYapacaksan eğer bana yardımı,Öldür kurtar, ilâç verme boşuna. Üstad Abdurrahim Karakoç Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted March 1, 2008 GEÇ KALMIŞIM Putları taşa tutmanın Güç’lüğünü geç anladım. Delileri avutmanın Hiç’liğini geç anladım. İhtiraslar dursun diye Şehiri sığdırdım köye Her bedenin ayrı şeye Aç’lığını geç anladım. “Safkan” dedikleri atın Ünü büyük pek çok zatın Bir yerde ilmin, sanatın Piç’liğini geç anladım. Hak’tan söz edersen eğer Atılan taş sana değer Doğruluk suç imiş meğer Suç’luğunu geç anladım. Su taşırken kalbur, file Susmak gerekirmiş dile Yazık... geç kalmanın bile Geç’liğini geç anladım. ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted March 1, 2008 İTIRAF İster ağla, ister uyu bebeğim Yüreğime kundakladım ben seni Yakacaksan, yak ta kurtul; ne deyim Ateş diye kucakladım ben seni. Bilemezsin.. can yakmaz ki bilesin Ağrı, sızı bırakmaz ki bilesin Yara açmaz, kan akmaz ki bilesin Gözlerimle bıçakladım ben seni. Mektup yazdım baharına, yazına Gölgeden çık, güneş doysun hazzına Kilit vurdum gecelerin ağzına Rüyalara yasakladım ben seni. Gönlümü vermişim, güle ne hacet Daha başka bir gönüle ne hacet Altına, elmasa, tüle ne hacet Şefkatimle duvakladım ben seni. Yasaklı Rüyalar(sh.49) ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted March 1, 2008 LÜZUMAT MÜZEKKERESİ Uzun boylu, kısa boylu Ölse ne ki, kalsa ne ki? Üç-beş yüz bin işçi, köylü Ölse ne ki, kalsa ne ki? Fark etmez ırgat, amele Harç diye basın temele Alt tarafı hepsi köle Ölse ne ki, kalsa ne ki? Hayatına küstü memur Yediğini kustu memur Altı memur, üstü memur Ölse ne ki, kalsa ne ki? Vurguncuya işlesin çark Namuslular etmesin fark Esnafın destesi beş mark Ölse ne ki, kalsa ne ki? Dulu,yetimi kim arar İmhasına verin karar Emekliler zaten zarar Ölse ne ki, kalsa ne ki? İşsizler sürülsün yurttan Büyükler kurtulsun dertten İnsanlar kemikten, etten Ölse ne ki, kalsa ne ki? Temizlensin sathı vatan Sevinsin pusuda yatan Vatandaş lüzumsuz zaten Ölse ne ki, kalsa ne ki? Yasaklı Rüyalar(sh. 109) ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted March 1, 2008 HA GAYRET! Zina bizim gıdamızdır diyenler Zina suç olmaktan çıktı.. Ha gayret! Çağdaş etiketli şıllık bayanlar Boş durmak sizleri sıktı.. Ha gayret! Bir oldunuz erkeğiyle kadını Geri geri attırdınız adımı Çıkartın zinanın çirkef tadını Boynuzlar kaleyi yıktı.. Ha gayret! Derler: Hayvan gibi özgür olalım Entel zennelere kılınç çalalım Değişelim, her gün bir eş alalım Ankara’da şafak söktü.. Ha gayret! Çiçek, kokusunu sundu herkese Kaptan şoför taktı geri vitese Yalamaya döndü kapı, menteşe Aşiret canından bıktı.. Ha gayret! Mühim değil su alsa da kayıklar Boynuzuna kavuşacak geyikler Kokonalar “zina” diye sayıklar Gözler Avrupa’ya baktı.. Ha gayret! Köşe yazarları, köşe taşları Utanmıyor yüzü bulsa yaşları Acı hıyarların turp yandaşları Kafayı uçkura taktı.. Ha gayret! Yabancı istedi, yerli ram oldu Ak bayrak çekildi, teslim tam oldu Zina kuyruğunda izdiham oldu Devler diz üstüne çöktü.. Ha gayret! Tekeler hayvanca sevişe dursun Keçiler sevişsin, gevişe dursun Masalarda meze ve şişe dursun Medya, kaçırmasın vakti.. Ha gayret! Birileri arpaları malt etti Birileri bile bile halt etti Birileri ar-namusu alt etti Birileri mumu yaktı.. Ha gayret! 29 Eylül 2004/Vakit ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted March 1, 2008 TAMAM MI? Unutma, tez geçer zulmün ezası, Sabretmeyi bileceksin; tamam mı? Yiğite ar değil bahtın kazası Hakka teslim olacaksın; tamam mı? Geri dönmek yoktur güneş doğmadan; Rahmet nuru karanlığı boğmadan, Hakikat yolunda boyun eğmeden, Gerekirse öleceksin; tamam mı? Yenilir mi inanmışın imanı? Böyle bir gerçeğin olmaz gümanı. İnşallah başlarsa hesap zamanı, Haklarından geleceksin; tamam mı? Yolumuz her zaman Allah yoludur; Bu yoldaki ölüm oğul balıdır. Hak, haklının en mukaddes malıdır; Vermezlerse alacaksın; tamam mı? Çevirmez âhını Allah öksüzün... Pek basittir devrilmesi köksüzün Her kim olsa, haksızlığı haksızın Suratına çalacaksın; tamam mı? Uyuşukluk şifa bulmaz illettir. Korkaklık en âdi, en pis zillettir Adalet ne güzel, ne hoş nimettir. Hep doğruyu bulacaksın; tamam mı? Yalana hayır de, gerçeğe evet... Mücadele şarttır, kalsan da tek fert. Bir de ötesi var buranın elbet; Nasıl olsa güleceksin; tamam mı? Vur Emri(sh.37) ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted March 1, 2008 ZAVALLI MILLETIM(GERDANLIK) Gâvura benzetildik kanunların zoruyla Alnımızdan öpüldük on metrelik boruyla Çalındı tarihimiz, yandı geleceğimiz Yatıyor-kalkıyoruz her gün aynı soruyla.. 01.02.2006/Vakit ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ ÜSTADIMIZA DUALAR EDELİM... ALLAH (C.C) ÜSTADIMIZA UZUN ÖMÜRLER VERSİN. amin Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted March 21, 2008 KORKAKLAR RESMİGEÇİDİ Zifiri karanlık 'aydın'larımız Evvelemir Bismillah'tan korkarlar. Ve 'çağdaş yaşamcı' kadınlarımız Gusül, abdest, Kıblegâh'tan korkarlar. Milliyet'siz... rûy-i zemin ülkesi Kimi Lenin, kimi Mao halkası İnkârcılık devrimcinin ilkesi Lâilâhe İllallah'tan korkarlar. Patronun belinde silahtır basın İnsandır demeyin, umudu kesin Yönetmeni öküz, yazarı tosun Uyuturlar, intibahtan korkarlar. Adı 'sanatçı'ya çıkan her şebek Yolda göğüs açar, sahnede göbek Ki bunca yarasa, baykuş, köstebek Hem ışıktan, hem sabahtan korkarlar. Siyasette yalan satmak huyları Boya sürmek, çamur atmak huyları Her nesneye yalan katmak huyları İstikrardan, inşirahtan korkarlar. Saçma sapan yorumlarlar çağları ölülerden medet umar sağları Kırdılar geçmişle olan bağları Tarihteki padişahtan korkarlar. Hiçbir küfrü bırakmazlar kazaya Mabetleri çevirirler müzeye Hayrandırlar doğu, batı, kuzeye Geri kalan tek cenahtan korkarlar. Büyükler tanırız, yüz okka beden Fikrî sıkletleri sıfırdır, neden? Aslı nedir, öğrenmeden bilmeden Hoş kelamdan, has mizahtan korkarlar. Doğru dürüst bir hâlleri bulunmaz İhanette ihmalleri bulunmaz Kalleşlikte emsalleri bulunmaz Mertlik denen bir silahtan korkarlar. Kiralıktır beyinleri, kıçları Dışlarından daha kirli içleri Zina yapar çoğaltırlar piçleri Aileden ve nikâhtan korkarlar. Kimi devrim, kimi koltuk yobazı Kimi ilim, kimi hukuk yobazı Kimi antik çağın moruk yobazı Hak ehlinden, hayırhah'tan korkarlar. Hem korkaklar, hem şirretler velhasıl Günlük yalan yumurtlarlar ki, nasıl! Bu günlük burada bitti bu fasıl Tüm eğriler doğru rah'tan korkarlar... 24 Kasım 1996(Yasaklı Rüyalar) ÜSTAD Abdurrahim Karakoç Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted March 30, 2008 Röportaj - 2 (Hökümet Bilir) Soruları sor da cevap isteme Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Süt beyaz mı, limon sarı mı deme Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Yirmi iki milyon asgari ücret Çalışan bir kişi, sekiz baş külfet Ye öl, yemeden öl, otuz gün mühlet Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Solculuğun üstün meziyetini Yönetimin halka eziyetini BÇG'nin durum vaziyetini Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Siyaset mi? Sorun Güngör Yekta'ya Yeni din mi? gidin Agah Oktay'a Belki suçtur nokta desek noktaya! Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Beden nerde, baş nasıldır ayak kim? Çavuş kimdir, onbaşı kim, yamak kim? Kesintisiz kargaşaya dayak kim? Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Ne dövizden ne dolardan anlarız Ne semerden ne yulardan anlarız Ne zehirden ne klordan anlarız Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Okuyan değiliz yağıp eselim Dedelek değiliz ahkâm keselim En doğrusu dinleyelim, susalım Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. İşler bacanağa, yeğene kalmış Memleket güdene, sağana kalmış Elmanın görevi soğana kalmış Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Vesayet var imiş, ''var'' diyemek ki Tıbben sabit köre ''kör'' diyemek ki Enflasyon azıtmış ''dur'' diyemek ki Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Yarasa kuş mudur, arı yılan mı Vaatler cılk mıdır, sözler yalan mı Sırtımıza vurdukları palan mı Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Laiklik yemeyle doyar mı karın Bilmeyiz bugüne uyar mı yarın Buzluklar sıcak mı, hamam mı serin Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Senfoniye girsek hani paramız Çağdaşlıkla açık kaldı aramız Sırtımızda var mı, yok mu yaramız Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Ekmekte, ayranda irtica var mı? Yukardan bir baskı, bir rica var mı? Muhtardan bekçiye iltica var mı? Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Doğru mudur, güvercine kuş desek? Suç olmaz mı, zemheriye kış desek? Gücenirler ıslak yola yaş desek Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Demokrasi varsa nerede yaşar? Hukuk bağımsız mı? .. O bizi aşar Vurgun, soygun, rüşvet nereye koşar Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Kadir beyin cömerdini hasını Göz doyuran Sibel Can'ın dansını En büyük babanın laf mirasını Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Kime güceniriz, kime küseriz Bir karpuzu kaç dilime keseriz Nerde yoruluruz nerde susarız Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Bulatıldık bir kez durulmak ayıp Çalış, didin amma yorulmak ayıp İtiraz günahtır, darılmak ayıp Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. İbadete tavır, inanca hudut ''Eskiyi unut da, yeni yolu tut'' Dağıtır her gelen dağ boyu umut Biz ne bilek ağam, hökümet bilir. Hayatımız bir çözülmez bilmece “Of! ..” çekeriz, topu topu tek hece Hangi düşü göreceksek bu gece Biz ne bilek ağam, hökümet bilir Oğlum Murat üç ay önce dişlendi Masum yavrum dişlenirken fişlendi! Sabıkası kaç deftere işlendi Biz ne bilek ağam, hökümet bilir Yasaklı Rüyalar (sh. 165) ÜSTAD Abdurrahim Karakoç Quote Share this post Link to post Share on other sites
babalarkulu 1 Report post Posted March 30, 2008 Abdurraham abiyi çok severimde keşke Cihadcı sapıkları biraz araştırsaydıda onları övmeseydi çok üzüldüm buna İbni Teymiye zıngına kafirine hödüğüne(daha yazarsam sövücem) İmam ve Şeyhul İslam diyen Usame midir nedir o Fellahı övdüğü yazısını görüne çok üzülmüştüm. :) Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted March 30, 2008 babalarkulu : güzel kardeşim ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ hakkında Abdurraham abiyi çok severim bu kelime bana göre yanlış O ÜSTAD tır.. Adı da Abdurraham değil, Abdurrahim dir... O benim ÜSTADIM dır... ÜSTAD benim herşeyimdir... Cihadcı sapıkları biraz araştırsaydıda onları övmeseydi : BU CÜMLEYİ ÜSTAD DUYARSA ÜZÜLÜR... Kİ GÜZEL KARDEŞİM KİMİN NE OLDUĞUNU SEN ÜSTAD TAN DAHA MI İYİ BİLİYORSUN... ÜSTAD HAYATI BOYUNCA HEP DOĞRULARI SÖYLEDİ VE ÜSTAD '' HAK YOL İSLAM YAZACAĞIZ '' DEDİ... ÜSTADIN BİRİLERİNE VERDİĞİ KORKU YETER... SEN ANLADIN BUNU !!! SEN ÜSTADIMIZA DUADA BULUN TEK DİLEĞİM BUDUR ÇÜNKÜ BİR ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ DAHA DÜNYAYA GELMEYECEK KIYMETİNİ BİLELİM ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ YAŞAYAN TEK EFSANEDİR BEN BÖYLE DİYORUM KİMSEDE GÜCENMESİN dua - muhabbet ile Quote Share this post Link to post Share on other sites
babalarkulu 1 Report post Posted March 31, 2008 Kardeş Necip Fazıl üstadı anlatan sitedeyiz ve senin gibi bağlılık anca bir Bâbâerene olur.Yani sendeki bağlılık bir posta oturmamış bir Mü'mine fazla.Abdurrahim yerine Abdurraham yazmam dil alışkanlığından ötürüdür.Aslen kütahyalıyım ve bu yörenin şivesini konuşmamda kullanıyorum.Başka türlü konuşmuyorum; buda benim kişisel tercihim, Dil alışkanlıgından farketmeden öyle yazdım.Eğer Cihadcıların itikadını araştırırsan Üstad Necip Fazılın tenkit ettiği vehhabiliğe mensub olduklarını görürsün.Üstadı sevipte Cihadcıları(Filistinli-Iraklı farketmez) canları anlıyamıyorum. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted March 31, 2008 babalarkulu : Evet ÜSTAD NECİP FAZIL ı anlatan sitedeyiz biliyorum. ÜSTAD ın şiirleriyle büyüdüm ben... ÜSTAD bana ŞİİR i sevdirdi... Allah (c.c) mekanını cennet eyleye... amin... '' Senin gibi bir bağlılık Babaerene olur'' demişssin... Kardeşim bir insan bir insanı çok seviyorsa sen o insana benzetme şeklinde buna bağlısın şuna bağlısın mı diyorsun... Sen bir insanı çok sevemez misin, veyahut sen bir insanı çok sevmedin mi, hayatın boyunca illa ki sevmişsindir... ''Sendeki bağlılık bir posta oturmamış bir Münine fazla''... Bu cümleyi de kabul etmiyorum kardeşim Bu senin kişişel tercihin doğrudur, Ama her yerde Abdurraham demesen bu senin açından iyi olur kardeş '' EDEP VE AHLAK '' bu cümleyi iyi öğrenmek gerek... Şunu da diyeyim son olarak : SEN ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ a ŞUNU ARAŞTIRSAYDI BUNU ARAŞTIRSAYDI DİYEMEZSİN ... '' HADDİNİ BİLMEK '' bu cümleyi de iyi öğrenmek gerek... UNUTMA Kİ O ÜSTAD, O HEPİMİZDEN DAHA ÇOK ŞEYLER BİLİYOR... dua ile Quote Share this post Link to post Share on other sites