Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Vakıf Ahmet

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'nin Hayatı Ve Eserleri

Recommended Posts

OSMAN NURİ TOPBAŞ HOCAEFENDİ'NİN HAYATI VE ESERLERİ

 

1942 yılında İstanbul Erenköy’de doğdu. Babası Musa Topbaş, annesi de H. Fahri Kiğılı'nın kerîmesi Fatma Feride Hanım’dır.

 

İlk eğitimini Erenköy Zihni Paşa ilkokulunda tamamladı. İlkokul yıllarında özel Kur’an eğitimi aldı. 1953 yılında İstanbul İmam -Hatip Okulu’na girdi. O yıllarda bu okul, Osmanlı’nın ulu çınarlarının bakiyyeleri sayılan M. Celaleddin Ökten, Mahir İz gibi üstadların, Nureddin Topçu gibi Batı’da eğitim almış mütefekkirlerin hocalık yaptığı önemli bir kurumdu. Amcası ve akranı Abidin Topbaş ile bu okulu 1960 yılında tamamladı. İmam-Hatipli yıllarda M. Zekai Konrapa, Yaman Dede (Abdülkadir Keçeoğlu), Ahmet Davutoğlu, Mahmud Bayram, Ali Rızâ Sağman hocalardan da ders aldı.

 

İmam-Hatip yıllarında Üstâd Necip Fazıl’ı tanıdı. O’nun yakın çevresinde bulundu, sohbetlerinin müdavimi, Büyük Doğu dergisinin takipçisi, eserlerinin okuyucusu ve de fikirlerinin maddî ve manevî destekçisi oldu.

 

İmam-Hatip Lisesini tamamladıktan sonra bir süre ticaret ve sanayicilik ile meşgul oldu. 1962 yılında askerliğini Siirt-Tillo’da yedek subay öğretmen olarak yaptı. Görevi sırasında gönlüne öğretmenlik sevdası düştü ve insanları eğitmekten ve gençlerle meşgul olmaktan haz alır oldu.

 

Askerlik dönüşü tekrar kendini sanayi ve ticaretin içinde buldu. Ancak o ilim ve hayır hizmetlerinden hiç kopmadı. İlim Yayma Cemiyetinde faal olarak çalıştı. Kendi işyeri bir hayır kurumu ve vakıf gibi, talebelere burs, fukaraya yardım merkeziydi. Ailenin hayır hizmetleri âdeta onun uhdesindeydi. İşyerinden yürüttüğü bu hizmetleri Hüdâyi Vakfının kuruluşundan sonra vakfa taşıdı. Kuruluşuna öncülük ettiği vakfın hizmet ufkunu açtı. Türkî Cumhuriyetler başta olmak üzere bütün akraba ulus ve topluluklardan gelen gençlere de maddi ve manevi destekte bulunarak yetişmelerinde yardımcı oldu.

 

Tarih, edebiyat, dînî ilimler ve şiire ilgisi sebebiyle 1990’lı yıllardan itibaren yazı hayatına başladı. Yayınlanan eserlerinden bazıları şunlardır:

 

1- Bir Testi Su, İstanbul 1996

2- Rahmet Esintileri, İstanbul 1997

3- Nebiler Silsilesi I- IV, İstanbul 1997-1998

4- Tarihten Günümüze İbret Işıklar, İstanbul 1998

5- Abide Şahsiyetleri ve Müessesleriyle Osmanlı, İstanbul 1999

6- İslam İman İbadet, İstanbul 2000

7- Muhabbetteki Sır, İstanbul 2001

8- İmandan İhsana Tasavvuf, İstanbul 2002

9- Vakıf-İnfak-Hizmet, İstanbul 2002

10- Son Nefes, İstanbul 2003

 

Kitapları birçok dile çevrilen Osman Nuri Topbaş, bu dillerin konuşulduğu ülkelerden gelen seminer, konferans ve panel tekliflerini kabul ederek, fikirlerini paylaşmakta ve bunu insanlığa hizmet anlayışı içersinde sürdürmektedir.

 

Osman Nuri Topbaş evli ve dört çocuk babasıdır.

 

Kaynak: http://www.osmannuritopbas.com/osman-nuri-...nin-hayati.html

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allâh’a en yakın kullar peygamberlerdir, Allah’tan en çok korkan kullar da peygamberlerdir. Nitekim Allâhʼın Halîli İbrahim -aleyhisselâm-, Cenâb-ı Hakk’a; “(Yâ Rabbî! İnsanların) diriltilecekleri gün, beni mahcup etme.” (eş-Şuarâ, 87) duâsıyla ilticâ ediyor. Allâhʼın Habîbi Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de ayakları şişinceye kadar namaz kıldığı hâlde duâlarında: “Yâ Rabbî, Sen’i gereği gibi ve lâyık olduğun vechile tanıyamadım... Sana hakkıyla kulluk yapamadım...” buyuruyor. (Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, II, 520) Onlar, kullukta zirve peygamberler oldukları hâlde Allahʼtan bu şekilde ittikā ediyorlar…

Share this post


Link to post
Share on other sites

İnsanın en büyük ihtiyacı, eğitim ihtiyacıdır. Esas eğitim ise, “kul olma” eğitimidir. Eğitimin gâyesi, rûhun terbiye olarak, düzgün bir ilim tahsil edebilmesidir. Zira insan, ancak düzgün bir ilimle insanlık haysiyet ve şerefine nâil olabilir.

 

 

Eğitim, sadece söz ile olmaz. Kalp ister, yürek ister. İşte bu sebeple tasavvuf, kalbin eğitimidir. Tasavvuf, kalpten Cenâb-ı Hakk’a bir kapı aralanmasıdır. Kalbin huzur bulmasıdır. Bedenin kıblesinin Kâbe olduğu gibi, kalbin kıblesinin Cenâb-ı Hak olmasıdır. Îmandan ihsâna yolculuktur.

Share this post


Link to post
Share on other sites

İnsan dünyaya “hiç” sermayeyle geldi. Gelişine bakmaz, Allâh’ın verdiği nîmetleri, “ben yaptım, ben ettim!” deyip kendine izâfe ederse, kibirlenip gururlanırsa şeytanın durumuna düşer. Mü’min, hiçlik içinde yaşayacak. Zaten her şey, “hiçlik”ten sonra başlar. Hiçliğe ermenin en büyük mânîsi ise, gurur ve kibirdir.

 

Osman Nuri Topbaş.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Cenâb-ı Hak, her kulunu farklı fıtratta yaratmıştır. Ve her kuluna farklı imtihan vesîleleri vermiştir. İslâm, fıtratı inkâr etmez, ıslah eder. Fıtrat kendi hâline bırakıldığı zaman şerre meyleder. Bu sebeple İslâm, fıtrata yön verir. İmtihan dünyasında olduğumuz için insanın ayağı her an kayabilir. Sırât-ı müstakîm üzere yaşayabilmek için fıtratların, terbiyeye ihtiyacı vardır.

O.Nuri Topbaş

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...