Hâcegân 226 Report post Posted May 9, 2009 ''...çelişkiler yumağında emek-sermaye çelişkisinin unutulmaması gerektiğini vurgularken; toplumu ve bireyi cendereye sokan, özgürlükleri kısıtlayan vesayetin sadece geleneksel darbeci asker-bürokrat iktidarından ibaret olmadığını, bireyin ve toplumun gerçek bağımsızlaşma ve özgürlüğünün aşiret, cemaat, tarikat, töre gibi her türlü vesayetten bağımsızlaşarak sadece kendi ahlak ve vicdanına karşı sorumlu olmak olduğunu yazarken; çifte standartlara karşı çıkalım diye yırtınırken hep namuslu ve kendisiyle tutarlı kalmaya çalıştı.(...)'' Oya Baydar adındaki bu yazar hanım, 9 Mayıs 2009 yani bugünki yazısında kendini böyle tarif ediverdi. (Taraf Gazatesi yazarı) Ha birde aynı yazıdan bir alıntı daha verelim: ''...Yazdığım bütün yazılarda, 1917 veya 1923’te takılıp kalmanın yanlışlığını, bunun Marksizmi de çağı da anlamamak olduğunu, proletarya diktatörlüğünün de diktatörlükler arasından bir diktatörlük türü olarak reddedilmesi gerektiğini, Marksizmi bir nas (dogma) olarak değil toplumu değişimle açıklayan bir yöntem olarak kavramanın gereğini, karmaşık toplumsal gerçekliği emek-sermaye çelişkisine indirgemenin yanlışlığını ifade eden düşünceler Vicdan Yazıları’nda ifadesini buldu.(...)'' Evet, ideolojilerin, izmlerin ve dahi felsefelerin geldiği nokta bu yazıda aşikar.. Tam bir çorba olmuş yazı... Hani boşuna dememiş Üstad, felsefe birbirinin yanlışını arar diye... Şimdi bu bayanın fikri yapısı ne? Liberal mi? Demokrat mı? Komünist mi? Sosyalist mi? Hani diyorum, Laikçi olabilir mi? Fertçi mi, toplumcu mu? Eğer toplumcuysa cemaatlara niye karşı çıksın ki? Yok fertçiyse 'Marksizm'le ne alakası olabilir. Sanki aile kavramını yok eden benim! Yok yok... bildiğim bir şey var, oda bu bayanın dindar olmadığı... Bence... Quote Share this post Link to post Share on other sites