Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
kosem

Takıntılarımız Nelerdir ?

Recommended Posts

Niye ki ben M.İ.T ye gitmek istiyordum.Gitmeyim mi şimdi

 

 

onu ancak ailesinden uzak olan anlar yeme içme açısından :Dbizim arkadaş bugün karnım ağrıyo acaba sağlıklı bişey mi yedim derdi :)

Share this post


Link to post
Share on other sites
onu ancak ailesinden uzak olan anlar yeme içme açısından :Dbizim arkadaş bugün karnım ağrıyo acaba sağlıklı bişey mi yedim derdi :D

Senin arkadaş bayansa eğer ileride anne olunca ne yapacak merak ettim.Mutfak konusunda sıkıntı çekeceğimi zannetmiyorum.Ailemden okumak için ayrılmak zorunda kalacağımı da. :)

Share this post


Link to post
Share on other sites
Komik tabi. Ama bu mevzuda kendim kaşındığımdan, ajansal ahlakımın da verdiği içe dönük eleştiri geleneğiyle, cv si dünyanın en gözde kurumlarında mahfuz bulunan, cv sine her bakan insan kaynakları uzmanının ağzının beşe on açık kaldığı bi ajana, dolambaçlı da değil, direkt, hatta dimdirekt maymunluk payesi biçen maymun iştahınızı fazla yerden yere vurmuyor, kafama sıkıp gidiyorum. Tabii doktora.. Kan kaybından ölmek gibi bir niyetim yok.

 

Bu arada Sputnik II'nin ilanını gördüm. Bi bak istersen. Şartlar tutarsa gidersin. Şaka tabi.

 

Bütün enerjimi bir ajana cevap vermek için harcayacağımı düşünseydim dünyaya gelmemeyi belki de tercih ederdim. Ezdirmemek için bana kendini kafana sık git tabi. Çaresizseniz çare siz değilsiniz çare kafaya sıkıp gitmek. :) Sıkmadan evvel haber et de sana bir jarjör domdom kurşunu yolliyayım ajanım. Başkası hayr etmez. Acı çekmenize gönlüm razı olmuyor.

 

Skinner da mezarından hortlamış yeni bir deney için doğası gereği delikleri seven bir mus musculus arıyormuş haberin olsun. İnsanlık öldü mü ya hu. :D Şaka tabi.

Share this post


Link to post
Share on other sites
O başlattı benim bi suçum yok ama :D

 

Şaka Tabi yazmasanız zaten birbirinize ettiğiniz lafların altından zor kalkarsınız :)

Share this post


Link to post
Share on other sites
Bütün enerjimi bir ajana cevap vermek için harcayacağımı düşünseydim dünyaya gelmemeyi belki de tercih ederdim. Ezdirmemek için bana kendini kafana sık git tabi. Çaresizseniz çare siz değilsiniz çare kafaya sıkıp gitmek. :D Sıkmadan evvel haber et de sana bir jarjör domdom kurşunu yolliyayım ajanım. Başkası hayr etmez. Acı çekmenize gönlüm razı olmuyor.

 

Skinner da mezarından hortlamış yeni bir deney için doğası gereği delikleri seven bir mus musculus arıyormuş haberin olsun. İnsanlık öldü mü ya hu. :( Şaka tabi.

 

Keşke bütün enerjinizi benim gibi fevkaledenin fevkinde bir ajana laf yetiştirmekle değil de, enerjinizi daha evvel ifade ettiğiniz meşhur çöp odanızı (hani özünde şirin ama son tahlilde çöpten ibaret olan odanızı) temizlemeye vesile kılsaydınız. Ama nerde?.. Kime diyorum ben.. Çok yetenek sizsiniz bu akşam. Neden acep? Belki de çöp odadan sızan metan gazı, zaten güç bela çalışma gayreti içinde olan kafatasınızın içinde mahfuz o meçhul beyninizi etkilemiş olacak ki esprilerinizin tadı yok bu akşam. Domdom kurşunlarınızı kendinize saklayın. Ola ki, bir gece ansızın roketatarlarla saldırıya geçtiğimde çöp odanızı savunmak adına su tabancasından bozma silahınızla mukavemet gösterebilesiniz. Ahahaha.

 

İnsanlık hakikaten ölmüş. - 40 derecenin altını görmemize sebep esprilerinizden sonra şol insanlık aleminin en naif duygularından olan mizahı kaybettiğimizi anladım. Yazık, ruhuna el.. Süpersonik gözlere sahip bir ajana mus musculus diyen sizin familya sanırım Spalacidae olsa gerek.. Hakeme gözlük.. Nihaha.

 

 

O başlattı benim bi suçum yok ama :)

 

Yalanın kuyruklusuna misal bulmak isteyenlere duyurulur.

Share this post


Link to post
Share on other sites

gözüm ağrıdığında kör olacak hissi ya da ayağım incindiğinde sanki hiç yüreyemecekmişim gibi sağlık takıntılarım var :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

şimdilerde değilde bir dönem

arbaların plakalarındaki sayıların rakamlarını teker teker kullanarak bir kelime bir işlemde ki işlem'i oynardım

mesela 25 DF 479 için

2-4-5-7-9 rakamlarından birini seçip diğerlerinin tamamını kullanarak sçilen rakamı bulmak...

garip bir takıntı :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Eee, eve dönerken apartmanda şey yapmak. Yani şey. Nasıl söylesem bilmiyorum. Ondan işte. Eminim bir kısmınızın da benimki gibi bir fantezisi vardır. İğrenç miğrenç ama çok zevkli oluyor. Kimse görmezken böyle. Aniden kapı açıldığına da hiç denk gelmedim. Zaten hep tetikte yapıyorum. İtiraf edeyim ki o işten aldığım kıroca zevki bana hiçbir şey veremiyor. Hareketi yaparken kendimi Nirvanaya ermiş hissediyorum. Dünyadan kopuyorum sanki. Bir işi itina ile, en büyük konsantrasyon ve gayret ile gerçekleştirmenin lezzeti zaten bambaşka. Serde mükemmeliyetçilik de var. Bir şey yapıyorsam onu en güzel şekilde yapabilmeliyim. Bu apartman zevkimde de, işimi yapılabilecek en mükemmel şekilde yapıyorum, tevazua gerek yok iddialıyım. Ta köküne kadar... Apartmanın o loşluğu, yankılı hali, her an enselenme korkusunun verdiği dayanılmaz hareket arzusu, yalnızlığın insanı iğrençliğe iten o dürtüsü beni bir mahpus gibi mecbur bırakıyor ve o takıntım refleks halinde hakikat buluyor. Adeta ben yapmıyorum, tüm varlığıyla nefsim, bedenim, hislerim yapıyor. Zaten hareketimden keyif alamadığım an anlıyorum tırnaklarımın uzadığını. O benim için bir hayat tarzı oldu. Kınamayın, başınıza gelir. Psikopat, sapık, manyak olarak lütfen görmeyin beni. Elimde değil. Ben bunun müptelâsı olmuşum. İradem nelere dayanır da bundan vazgeçemez. Denemedim değil. Ama imkansız. Elim cebimden çıkıp gideceği yeri her seferinde buluyor. Ezberlemiş artık kerata, ben ne yapayım. Kelepçe taksanız kırılır. İşin ilginci, dışarı çıkarken değil de hep eve dönerken oluyor. Acaba ellerimin beni elevereceği kkorkusu mu, bilmiyorum.

 

Çabuk itiraf edin lan, içinizde apartmanda burun didikleme - mideniz bulanmasın diye karıştırma veya kazıma demiyorum - saplantılısı olan var mı? Bari bunda yalnız kalmayayım.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Çabuk itiraf edin lan, içinizde apartmanda burun didikleme - mideniz bulanmasın diye karıştırma demiyorum - saplantılısı olan var mı? Bari bunda yalnız kalmayayım.

 

Abi sen orjinal parçasın eşini benzerini arama boşuna bulamazsın...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dik yokuşlarla sorunum var... yokuşlar beni bunaltıyor.. Bu durum acâyip bir takıntı hâline geldi.. Karşıma dik yokuşları olan bir sokak çıktığı zaman , güzergâhı değiştiriyorum; bu nedenle yolu uzattığım çok oluyor (:

Share this post


Link to post
Share on other sites

En büyük ve bence gerekli bir takıntım olan takıntım =)

Yoldaki yürüyüş , hal ve hareketlerimdir...

Dışarda yüksek sesli konuşulmasına , pata küte yürünüp sokakta kahkahalarla gülerek gösteriş yapılması fena rahatsızlık verir bana...

Telefonum kesinlikle cebimde olmalıdır .Şarj durumları dışında nedense yanımdan ayırmam.

Kitap okurken içine koyduğum ayraç muhakkak anlamlı bir resim ve yazılı olmalıdır . O ayraca baktığımda içime soka soka bana birşeyleri hatırlatmalıdır...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Eee, eve dönerken apartmanda şey yapmak. Yani şey. Nasıl söylesem bilmiyorum. Ondan işte. Eminim bir kısmınızın da benimki gibi bir fantezisi vardır. İğrenç miğrenç ama çok zevkli oluyor. Kimse görmezken böyle. Aniden kapı açıldığına da hiç denk gelmedim. Zaten hep tetikte yapıyorum. İtiraf edeyim ki o işten aldığım kıroca zevki bana hiçbir şey veremiyor. Hareketi yaparken kendimi Nirvanaya ermiş hissediyorum. Dünyadan kopuyorum sanki. Bir işi itina ile, en büyük konsantrasyon ve gayret ile gerçekleştirmenin lezzeti zaten bambaşka. Serde mükemmeliyetçilik de var. Bir şey yapıyorsam onu en güzel şekilde yapabilmeliyim. Bu apartman zevkimde de, işimi yapılabilecek en mükemmel şekilde yapıyorum, tevazua gerek yok iddialıyım. Ta köküne kadar... Apartmanın o loşluğu, yankılı hali, her an enselenme korkusunun verdiği dayanılmaz hareket arzusu, yalnızlığın insanı iğrençliğe iten o dürtüsü beni bir mahpus gibi mecbur bırakıyor ve o takıntım refleks halinde hakikat buluyor. Adeta ben yapmıyorum, tüm varlığıyla nefsim, bedenim, hislerim yapıyor. Zaten hareketimden keyif alamadığım an anlıyorum tırnaklarımın uzadığını. O benim için bir hayat tarzı oldu. Kınamayın, başınıza gelir. Psikopat, sapık, manyak olarak lütfen görmeyin beni. Elimde değil. Ben bunun müptelâsı olmuşum. İradem nelere dayanır da bundan vazgeçemez. Denemedim değil. Ama imkansız. Elim cebimden çıkıp gideceği yeri her seferinde buluyor. Ezberlemiş artık kerata, ben ne yapayım. Kelepçe taksanız kırılır. İşin ilginci, dışarı çıkarken değil de hep eve dönerken oluyor. Acaba ellerimin beni elevereceği kkorkusu mu, bilmiyorum.

 

Çabuk itiraf edin lan, içinizde apartmanda burun didikleme - mideniz bulanmasın diye karıştırma veya kazıma demiyorum - saplantılısı olan var mı? Bari bunda yalnız kalmayayım.

 

Rado, Rado... Bu şimdi söylenecek şey mi? Bak şu an itibariyle midem bulanmaya, gözlerim kararmaya, aklım da karışmaya başladı. 'Hep eve dönerken oluyor' derken ki hedef saptırıcı tavrını ıskalamamızı bekleme. Sen o hareketi eve girerken de, evden çıkarken de yapıyorsundur kimbilir... Kim bilecek ki zaten? O mahut koridorun karardığı demler senin kerata haylazlıktan geri durur mu hiç? Yanarım, yanarım da; kapının önünde seni angasak kuşu gibi bekleyen ajansal sabrıma ve sen kapıda görününce haylazlığı daha yeni bitirmiş o temizlik abidesi (!) ellerine ajansal muhabbetimle sarıldığıma yanarım.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Rado, Rado... Bu şimdi söylenecek şey mi? Bak şu an itibariyle midem bulanmaya, gözlerim kararmaya, aklım da karışmaya başladı. 'Hep eve dönerken oluyor' derken ki hedef saptırıcı tavrını ıskalamamızı bekleme. Sen o hareketi eve girerken de, evden çıkarken de yapıyorsundur kimbilir... Kim bilecek ki zaten? O mahut koridorun karardığı demler senin kerata haylazlıktan geri durur mu hiç? Yanarım, yanarım da; kapının önünde seni angasak kuşu gibi bekleyen ajansal sabrıma ve sen kapıda görününce haylazlığı daha yeni bitirmiş o temizlik abidesi (!) ellerine ajansal muhabbetimle sarıldığıma yanarım.

 

Ortak, iyi tarafından bak bence! Ya Lord Trradomir; içimizi rahatlatan, 'oh be buymuş meğer, korkacak bir şey yok, rahat olun' dedirten o son cümleyi yazmasaydı... Olabilecek tüm ihtimalleri düşündükten sonra son cümlenin gelmesi benim içimi rahatlattı doğrusu.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Ortak, iyi tarafından bak bence! Ya Lord Trradomir; içimizi rahatlatan, 'oh be buymuş meğer, korkacak bir şey yok, rahat olun' dedirten o son cümleyi yazmasaydı... Olabilecek tüm ihtimalleri düşündükten sonra son cümlenin gelmesi benim içimi rahatlattı doğrusu.

 

Abimizdir, lordumuzdur, ustamızdır ama bu kadarını o mükemmeliyetçi mizacıyla bağdaştıramadım. Anlayın dostlar.. Boru değil trradomir'den bahsediyoruz. Hani mesela deseler ki o mahut hareketi bir başkası yaptı, inanırım. İnanmam değil. Ama Rado böyle şey yapar mıydı, böyle bir hareketi yapmaya o her biri bir altın kıymetinde parmakcağızları teşebbüs eder miydi? İnanasım gelmiyor, anlayın beni. Tamam ara sıra kola neyin gazlı içecekler içtikten sonra boğazından öyle bir ses çıkarırdı ki, oturduğumuz mekanda sanırsınız zelzele oluyor. Ama son ifşası beni hayretlere gark etti. O değil, ben türlü türlü hastalığa düçar olmadığıma seviniyorum. O elleri çamaşır suyuyla yıkasan kar etmezdi. Rabbim muhafaza etmiş bizleri..

Share this post


Link to post
Share on other sites

''Yanarım, yanarım da; kapının önünde seni angasak kuşu gibi bekleyen ajansal sabrıma ve sen kapıda görününce haylazlığı daha yeni bitirmiş o temizlik abidesi (!) ellerine ajansal muhabbetimle sarıldığıma yanarım.''

 

Ya demek öyle...

 

''Tamam ara sıra kola neyin gazlı içecekler içtikten sonra boğazından öyle bir ses çıkarırdı ki, oturduğumuz mekanda sanırsınız zelzele oluyor.''

 

Yine demek öyle...

Not:.....................................

Share this post


Link to post
Share on other sites

Konuşurken yanlış kelime kullananların anında tekrar etme ve düzeltme takıntım var..pempe,eşki,zoba,kiprik vs vs..Hele bi de şapkalı k leri kalın okuyanlara gıcık oluyorum...Bir arkadaşım ikide bir tiskindim derdi ben de "tiskinmek değil tiksinmek" derdim biliyorum ben öyle söylüyorum derdi benim bu huyuma gıcık olmuyo değil hani arkadaşlarım ama ne yaparsın adı üzerinde takıntı işte..:)

Share this post


Link to post
Share on other sites
Konuşurken yanlış kelime kullananların anında tekrar etme ve düzeltme takıntım var..pempe,eşki,zoba,kiprik vs vs..Hele bi de şapkalı k leri kalın okuyanlara gıcık oluyorum...Bir arkadaşım ikide bir tiskindim derdi ben de "tiskinmek değil tiksinmek" derdim biliyorum ben öyle söylüyorum derdi benim bu huyuma gıcık olmuyo değil hani arkadaşlarım ama ne yaparsın adı üzerinde takıntı işte.. :)

 

 

öss ye mi hazırlanıyosun :D gennellikle bu düzeltmlerin en çok peyda olduğu dem:D

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hayır ÖSS ye hazırlanmıyorum o demler bizden çoktan geçti ki zaten ÖSS ye hazırlanırken de çok fazla Türkçe dilbilgisi çalıştığım söylenemz takıntı olacak kadar ..Ben sayısal olduğum için o zamanlar herhangi bir olayı fiziksel kuralıyla ya da kimyasal kuralıyla filan açıklamaya çalışırdım ya da insanlardaki fizyolojik olayların biyolojik açıklamasını yapmaya çalışırdım:)

Kelimeleri düzeltme takıntısı tamamen güzel Türkçemizin korunması adına :)

Share this post


Link to post
Share on other sites
öss ye mi hazırlanıyosun gennellikle bu düzeltmlerin en çok peyda olduğu dem:D

 

Sen hazırlanmadın galiba Büşraa :)

Share this post


Link to post
Share on other sites
Abimizdir, lordumuzdur, ustamızdır ama bu kadarını o mükemmeliyetçi mizacıyla bağdaştıramadım. Anlayın dostlar.. Boru değil trradomir'den bahsediyoruz. Hani mesela deseler ki o mahut hareketi bir başkası yaptı, inanırım. İnanmam değil. Ama Rado böyle şey yapar mıydı, böyle bir hareketi yapmaya o her biri bir altın kıymetinde parmakcağızları teşebbüs eder miydi? İnanasım gelmiyor, anlayın beni. Tamam ara sıra kola neyin gazlı içecekler içtikten sonra boğazından öyle bir ses çıkarırdı ki, oturduğumuz mekanda sanırsınız zelzele oluyor. Ama son ifşası beni hayretlere gark etti. O değil, ben türlü türlü hastalığa düçar olmadığıma seviniyorum. O elleri çamaşır suyuyla yıkasan kar etmezdi. Rabbim muhafaza etmiş bizleri..

'Halini ifşa etme, senin için yaptığım iyilikleri başkalarına sakkın sakkın sakın ha söyleme' demiştim. 'Her gün benim verdiğim bir lokma havyarla yaşadığını, benim Halk Ekmek'ten alıp sana verdiğim simitleri satarak maişet temin etmeye çalıştığını; sarayımın eşiğini şapır şupur öperek, her aşağıya inişimde elime ayağıma sarılarak benden himmet dilenmekten vazgeçemediğini sakın ha kimseye çaktırma, bak tevazu ve hicabımdan pancara dönerim sonra' demiştim. 'İhsanın hası gizli olandır, kimse senin gibi karavana bir adama yardım ettiğimi bilmesin; bak duyulursa melametim ortaya çıkar, herkes derviş meşrebimi öğrenir' deyu seni protez kafana girmez diye bir değil iki değil, tam on sekiz milyar kere ikaz etmiştim. Hay kara kuru kafana lamalar okyanuslar dolusu tükürsün, gelip bunları burada bizi izleyen yetmiş milyonun önünde itiraf edesin diye mi ben sana bu hassasiyetimi anlattım. Basmacı adam olsa, Fenerbahçe adam olsa sen maymun olamazsın (çok kızgınım sarı-lacivert renkli sıpalara bu aralar). Rezil adam, sen değil misin benim pamuk gibi, mevzun ve maharetkâr ellerimi leş gibi gözyaşlarınla ve pitonlar misali uzayan burun suyunla her görüşmemizde kaybeden. Allah sizi inandırsın ki (kendiliğinizden inanmazsınız zaten hazirun bozuntuları sizi), bu ajanlık hülyalısı ellerime sarılıp ağlamaya başladığında ellerimi kaybediyorum. O iğrenç çamur deryasında, o mikrop yatağı salya bulamacında ellerim; kendilerini bulup çekemeyeceğim derecede tahakkümümden çıkıyor. Bir de şu herif sanki Babil hükümdarı Nabukatnezar devrinden kopup gelmiş bir hortlak sanki azizan, Allah buna bir kemik vermiş ki adam insan değil, organik matkap mübarek. Sarılana dek dünyanın en yüce sanat eserlerinden bile daha bedii bir şekle sahip olan narin ellerim, bu iskeletorun sarılmasından insanüstü bir gayret, hatta hamiyet ile onları kurtardıktan sonra İstiklal Harbi sonrasının Yunan tahribine uğramış Anadolu yolları gibi çukurlu, yıpranmış, yamuk yumuk bir hal alıyor. Yani efendim, deliler gibi kıskandığı ellerimi kendine benzetiyor desem yalan olmaz. Yaa, işte erenler, yumurtaya can veren yüce Rabbim neler halkediyor, bakın da görün. Beslendiği çanağa tükürür gibi şimdi gelmiş, benim steril ellerime laf söylüyor. Heyhat, en sevdiğim yemeklerin içinde bulunduğu tencerelere, başkaları yemesin de sırf bana kalsın diye tükürdüğüm vakiidir ama; beslendiği çanağa tükürmek rezilliğini deyim manasıyla gerçekleştiren ilk tanıdık da bu velinimetine ihanet eden haindir. Yıkıl!

 

Bir de, - madem ki sırrım fâş oldu, artık bunları anlatmamda beis yok - kendim kola içerken bu garibe de ısmarlarım. Sonra ağlar, üzülür, yazıktır; hem garibana himmet sevaptır. Her neyse, kola'yı içtiğimde, gönlümün içindeki sevda bülbülü dile gelir ve en hissî perdeden, hayata ve aşka dair hikmetli nameler terennüm etmeye başlar. Anlayan arifâna öyle güzel şeyler söyler ki, sadece o bülbülümün tedrisatından geçen bir kimse ilmin ve irfanın künhüne vakıf olur, kainatın zerrelerindeki tüm esrarı şıppadanak çözüverir. Dünyanın en tatlı musikisinden daha da güzel olan ol sevda bülbülümün efsunkâr ötüşlerini, bu rezil adam çok afedersiniz g ile başlayan o insani zaaf ile açıklama teşebbüsünde bulunmuş sanki. Yahu akıl var mantık var azizan, ben hiç o işi yapar mıyım? Ayy, ne kadar iyraanç. Besicisinin gözünü oymaya çalışan bu kara Ahıska kargası utanmadan yalan da söylüyor. İhsanlarımla şerefyâb olma bahtiyarlığına henüz eremediği halde şükretmekten geri durmayan görünmez nâm veliahdıma bakıp da ibret alacağın yerde, uzun dalga radyoları gibi cızırdıyorsun yahu. Sen nasıl bi şeysin birader? (Oğlum bittin sen, bundan sonra koladan önce soğan da tüketip daima burnuna müteveccih oturacağım, benden günah gitti!)

 

Gelmiş burada çatlak ellerine, kendi üretimim olan ve eşi benzeri bulunmayan cilâdan sürüp sürmediğimin muhabbetini yapıyor. Rezil adam! Sen buna layık olabildin mi de zımpara kağıdı getirsem, boya-badana yaptırsam yine de kurtaramayacağım o el adını verdiğin, üstü kıldan brokoli kafasına dönmüş iskelet parçalarına kendi cilamdan ihsan etmemi bekliyorsun? Daha çok beklersin. Hem belki senin hor gördüğün o iksirdedir senin şifan, ne biliyorsun? Adama iyilik de yaramıyor yahu.

 

O diil de, seni sevmeyen ölsün be ajanım. Allah en gecinden versin tabi, o ayrı. Ahaha.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vışşşş! ( Made in Basmacı)

 

Al sana en güzel girizgah!..

 

-radonunhışmınauğrayacağımaveresiyedefteriminkabardığıkasabamanavauğrarımdahaiyi-

 

-gizliama-

 

Bir hakikati deşifre etmek tarihin her döneminde zor bir hadise olmuştur. Çünkü hakikatler acıdır; acı da kolasız gitmez. Kola da herkese yaramaz. Bazısı olmadık sesler çıkarır, ammenin rahatını tedavülden kaldırır. Al sana Aristo mantığı. Ne bekliyordun?

 

O çizdiğin portre ben olamam ayrıca. Aynaya bakacağım; eğer bensem, 8, 95 mm çapındaki ağır namlulu, tam ve yarı otomatik su tabancamla suratıma sıkacağım. Ayılmak için. Çünkü o, ben olamam. Nihahahaha.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Her başlıkta hezimet, her başlıkta gözyaşı... Olmaz ki canım, birazcık da acıyınız. Deveyi yardan uçuran bir tutam otmuş kıymetli izleyiciler. İşte bizim sitenin deveside benden bir önceki mesajın ve yerlerde sürünen ajansal hislerin sahibi... Çok üzüldüm. :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...