Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

kanijeli

Üye
  • Content Count

    110
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    5

Posts posted by kanijeli


  1. "Devletin kuruluşundan üç buçuk asra yakın bir zaman geçmiş, yeniçeri kendi öz vatanının düşmandan beter işgalcisi olarak türlü şenaatler göstermiş, fakat bunlardan hiçbiri genç osman faciası önünde, sineğin devekuşuna nispeti kadar bile olamamıştır. genç osman faciası, zehirli ve irinli ecnebi kanıyla beslenmiş bir ordunun türk namusuna sürdüğü ebedi bir lekedir."

     

    Genç Osmanın hem de kendi ordusu eliyle şehid edilmesi gerçekten kara bir lekedir. Adnan Menderesi de kendi ordusu şehit etmedi mi?


  2. "üçüncü murad 1003'de 20 yıl 8 ay saltanat sürmüş olarak 50 yaşında öldü. Din alimleriyle şairlerin hamisi ve lütufkarı, kendisi de özenti şair olan bu padişah, bir Avrupalı tarihçiye göre, o zamana kadar gelen hükümdarlar arasında kadınlara ve kadın nüfuzuna mağlup sultanların ikincisidir. İlki babası Sarı Selim, ikincisi de o...

     

    .................

     

    padişah adına sürülen peylerle cariye alım-satım piyasası misillerle yüksltilirken, biçare üçüncü murad her an visal hayatı yaşamanın neticesi, sara illetine tutuluyor ve bütün bunları idare eden harem kahyası canfeda hatun, beynini genç kızlara sülük gibi emdirdiği bomboş ve posalaşmış bir padişah arkasından koca imparatorluğu dilediği ellere teslim ediyordu."

     

    siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama arkadaşlar ben bu cümlelere katılamıyorum. 3. Murad gibi bir sabah namazını kılamadığı için pişmanlıktan dolayı "Uyan ey gözlerim gafletten uyan" mısralarının şairi Osmanlı sultanına karşı bu ifadeleri abartılı buldum. Keza oğlu 3. mehmed için de geçerli bir durum. ben katılmıyorum ve okurken de keşke bu satırlar bu kitapta olmasaydı diye içimden geçirdim.

     

     

    http://www.youtube.com/watch?v=Y42PoJ71PKk


  3. tarikatların bu şekilde bankayla,finans kurumuyla,holdingle,sigortacılıkla ilgilenmesi ne yazık ki tarikatları bir bakıma "saadet zinciri" formatında çalışma sonucuna vardırıyor kanaatindeyim. Eygi hoca buna parmak basmış. önemli hadise. tarikatın amacı milletin cebini doldurmak değil millete Allah dedirtmektir.


  4. Osmanlı padişahlarının evliyaullahla olan ilişkisini ayrı bir başlık olarak açsaydınız daha güzel olurdu kanaatindeyim sayın mitajanı.

     

    çok güzel bir derleme. Osmanlı sultanlarının Allah dostları ile sürekli temas halinde olduklarının delili. onlara ve fikirlerine verdikleri değer her ne kadar tarihimizde anlatılmasa da aşikardır. Osmanlı sultanları da Allahu Tealaya ve Peygamber Efendimize (sav) aşıktılar. Anlatmayanlar utansın!!!


  5. tepeden tırnağa yozlaştığımızın tescilidir. bu kadar dejenereyi haketmediğimizi düşünüyorum. hiç mi düşünen insan yok koskoca bakanlıkta. ya biz ne yapıyoruz sorusunu soracak hiç mi insan evladı yok. hiç mi basiretli adam yok. yoksa herkes mi art niyetli? bu haberi okuyunca Üstadın "Aman" şiiri geldi aklıma;

     

     

     

    Aman Efendim Aman...!

     

    Aman efendim, aman!

    Galiba Âhir Zaman!

    Manzarası yurdumun,

    Tufan gününden yaman!

    Göz görmez aydınlıkta;

    Asümanedek duman.

    Yer dumanmış ne çıkar,

    Duman dolu âsüman.

    Türk evi delik deşik;

    Yıkık dökük hânüman.

    Duraksız itiş kakış;

    Süresiz karman-çorman.

    Anne çocuk doğurur,

    Köpek soyundan azman.

    Beyinler zıpzıp kadar,

    Mideler koskocaman.

    Aziz fikir buğdayı,

    Katıra mahsus saman.

    Boş lâf, hep dalga dalga;

    Uçsuz bucaksız umman.

    Hayvanlık orkestrası:

    Eşek, birinci keman.

    Orman keleş, nebat kel;

    Nebat adamlar orman.

    Midelerde ihracat,

    Günde beş milyon batman.

    Bilmem kaç milyar harman.

    Yangın evinde satranç;

    Plân, reform ve uzman.

    Tam bir buçuk asırdır,

    Maymunlardan eleman.

    Bizdeki hale nispet

    Maymun taklitten pişman.

    Hangi yol Türke uygun,

    Hangi parti tercüman?

    Çıkamaz meydanlara;

    Camide mahpus iman!

    Silah küfrün belinde,

    Küfrün elinde, ferman.

    Cehle sorarsan ilim;

    Zehre sorarsan, derman.

    Rahmet, meçhul kelime;

    Bilinmez isim, Rahmân.

    Kutsal kitaptır fuhuş;

    Ahlâk, okunmaz roman.

    Tarih, kontra gerçeğe;

    Hürriyet hakka düşman.

    Millete kasdedenin

    İsmi milli kahraman.

    Yere batsın bu dünya,

    Bu dünyadan hayr uman!

    Genç adam, at yorganı!

    Sana haram, uyuman!

    Aman, efendim aman!

    Efendim, aman, aman!

     

    Necip Fazıl Kısakürek


  6. Gerçekten halk İslâm’ı biliyor mu?

     

     

    Halkımızın dini, siyaseti ve futbolu iyi bildiği söylenir. Daha doğrusu halkımızın geneli dini, siyaset ve futbolu iyi bildiğini sanır. Bu konularda hiç çekinmeden fikir beyan edebilir, ciddi yorumlarda bulunabilir. Bunun böyle olduğunu şahsi tecrübelerimizden de biliyoruz.

    Halkın çoğunluğunun dini, yani İslâm’ı bildiğini iddia etmesi meselesi yapılan bir araştırmayla da ortaya konmuş oldu. Diyanet İşleri’ne bağlı bir ekibin çıkardığı Diyanet Dergisi geçtiğimiz ayki sayısında “Dindarlık” başlığı altında halkın İslâm’la alakasının haritasını çıkarmış ve buna dair bir saha araştırması verileri de yayımlamış. Araştırmaya dair bilgileri internetten okudum.

    Çalışmanın sunduğu birçok önemli ve üzerinde durulması gereken bulguların içinde bir husus benim dikkatimi diğerlerine göre daha fazla çekti. O da, 26 ilde, 2.712 kişi üzerinde yapılan bu araştırmanın sonuçlarına göre, halkımızın yüzde 72,1’i kendisini dindar kabul etmekte. Dine dair bilgileri sorulduğunda ise halkımızın yüzde 92,2’i İslâm’ı çok iyi, iyi ve orta derecede bildiğini söylemekte.

    Toplumun geneline baktığımızda bu derecede bir dindarlık olduğunu sanmıyorum ben. Tabiî dindarlık nedir, ne değildir meselesi biraz da subjektif olduğundan kim kendisini nasıl kabul ediyorsa, biz de öyle kabul ederiz. Kendisine dindarım diyene hayır değilsin demeyiz.

    Dindarlığı ölçmek zordur çünkü. Dindarlıkta asıl olan ölçülebilen kemiyet ve şekil değildir, kemiyet ve şekilciliğin altında yatan niyet ve ruh kalitesidir. Bunu ölçmek de insanın haddini aşmaktadır. Ancak dindarlık ölçülemezse de kişinin bilgi derecesini ölçmek mümkündür.

    Eğer halkımızın yüzde 92,2’i İslâm’ı çok iyi, iyi ve orta derecede bildiğini söylüyorsa bunun hakikatini ortaya çıkarmak elbette kolaydır. En azından “daruriyâtu’d dînîyye” dediğimiz dinden bilinmesi zaruri olan hususlar maddeler hâlinde sorulsa gerçek ortaya çıkar sanıyorum.

    Meselâ, Müslüman olmak için temel şart olan; “Lâ ilahe ill’Allah”ın anlamı sorulsun, namazında niyazında birçok insanın bile lâlu ebkem kesileceğini söyleyebilirim. Bu maalesef Türkiye’de böyle olduğu gibi İslâm âleminin genelinde de aynıdır.

    Üniversitede bir dönem “İslâm Dünya Görüşü” isminde okuttuğum bir ders vardı. Sınıfta dünyanın birçok bölgesinden 40 civarında genç vardı. İslâm dünya görüşünü diğer dünya görüşlerinden ayırt eden temel prensip olan “Lâ ilahe ill’Allah”ın anlamını imtihanda sormuştum. Birkaç kişi hâriç yeterli cevap veren çıkmamıştı. Üniversitede okuyan gençlerin durumu buysa halkın genelinin durumu nasıldır acaba?

    İnsanların İslâm adına kulaktan kulağa duydukları, medyadan öğrendikleri hakikat ve hurafenin birbirine karıştığı bilgi, İslâm bilgisi kabul edilebilir mi?

    Allah’ın (c.c) kitabını bir kez olsun okumamış, âyetlerin anlamı üzerinde tefsirlere ve ulemâya müracaat etmemiş kişi, ilim sahibi olabilir mi?

    Nasıl bir peygambere iman ettiğini bilmeyen ve maalesef bunu bilmediğini de bilmeyen kişi dini biliyorum diyebilir mi? En temel kavramları bilmeyen, usûle giriş mahiyetinde bir etüdü olmayan kişi ilim sahibi sayılabilir mi?

    Bu soruları çoğaltabilirim ama cevaplar menfi olacağından uzatmaya gerek yok. Bunu şunun için yazmak gereği duydum:

    Bilmediği hâlde bildiğini sanmak aslında tehlikelidir. Mesele futbol ve siyaset olsa aynı şeyi söylemem, ama sözkonusu din olunca iş değişir. Neticede dini sahih anlamak istikamet üzere yaşamak için elzemdir. Çünkü iki dünyadaki saadetimiz buna bağlıdır.

     

    Serdar Demirel/ habervaktim.com

    • Like 1

  7. günümüzde ashabı kirama ve evliyaullaha dil uzatanlarının erişemediği edeb, saygı ve hudut nasıl olması gerekiyorsa işte burada üstad tarafından dile getirilmiş. anlayış ve kavrayış meselesi. bu da bir nasip. altın kol silsilesi yani silsileyi zeheb diye anılan Nakşibendi büyüklerinin izinde kendini bir köpek hem de 3 ayakla seken birr topal köpek olarak nitelendirmesi Üstadın büyüklüğünün göstergesidir. Haddini bilmeniz sırrıdır bu.

    • Like 1

  8. miralay çok güzel bir alıntı yapmış. bir ömür adamlar İslama düşmanlık yapsınlar ölünce kıymete bindirelim. aman kötü konuşmayalım. ölünün arkasından iyi konuşalım. NİYE? Cenabı Hak Hz. Musaya (as) Tur Dağında "benim için ne yaptın ya musa?" diye sorunca Hz. Musa (as) yapmış olduğu ibadetleri saydı. Allahu Teala cc "Ya musa bunların hepsi senin içindi, benim için ne yaptın diye tekrar sordu". ve Allahu Teala cc "ya musa benim için kimi sevdin, benim için kime buğzettin" diye sormuş olduğu soruyu cevaplamış oldu.

     

    müslümanın öfkesi de sevgisi de İslama göre olmalıdır. Allah Rasulunu sav ne kadar çok seviyorsak baş düşmanı Ebu Cehile o nispette nefret duymak boynumuzun borcudur. Allahı,Rasulunu sav, ve onları sevenleri severiz, düşmanlarına da düşmanlık duyarız, hem dirilerine hem ölülerine. müslümanın yapması gereken budur!


  9. Zaten bütün dünya Osmanlıdan ders aldı bir biz ne hikmetse tarihimizle barışamadık. Elin avrupalısı yahudisi arşivlerimizi didik didik etti, sistemlerimizle alakalı(Ör.Enderun) doktora tezleri hazırladılar da biz o muhteşem arşivlerin %1,5 kadarını ancak tasnif edebildik. Tabi Bulgaristana Milli Şefin vagonlarla sattıklarını da unutmamak lazım.


  10. 1.Böüm

     

     

    2.Bölüm

     

     

     

    VİLADET BAHRİ

    Şefiul´usati fi yevmil´arasat, Hazreti-i Ahmedü Mahmudû Muhammed Mustafa râ Sâlevat

     

    Amine hatun Muhammed annesi

    Ol sadeften doğdu ol dür danesi

     

    Çünki Abdullah´dan oldu hâmile

    Vakt erişdi hefte vü eyyam ile

     

    Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn

    Çok alametler belirdi gelmedin

     

    Ol Rebiul evvel ayı nicesi

    On ikinci gice isneyn gecesi

     

    Ol gice kim doğdu ol hayrûl beşer

    Anesi anda neler gördü neler

     

    Dedi gördüm ol Habibin ânesi

    Bir acep nur kim güneş pervanesi

     

    Berk urup çıktı evimden nagehan

    Göklere dek nur ile doldu cihan

     

    Gökler açıldı ve feth oldu zulem

    Üç melek gördüm elinde üç alem

     

    Biri meşrık biri mağribde anın

    Biri damında dikildi Kâ´benin

     

    Bildim anlardan kim ol halkın yeği

    Kim yakin oldu cihana gelmeği

     

    Bildim anlardan ki ol halkın beyi

    Kim yakın oldu cihanâ gelmeyi

     

    İndiler gökten melekler saf ü saf

    Kabe gibi kıldılar evim tavaf

     

    Hem hava üzre döşendi bir döşek

    Adı Sündüs, döşeyen anı melek

     

    Çün göründü bana bu işler ayân

    Hayret içre kalmış idim ben hemân

     

    Yarılıp çıktı divardan nagehan

    Geldi üç huri banâ oldu ayan

     

    Bazıları derler ki ol üç dilberin

    Asiye´ydi biri ol meh-peykerin

     

    Biri Meryem hatun idi aşikâr

    Birisi hem hûrilerden bir nigâr

     

    Geldiler lutf ile ol üç mehcebin

    Verdiler bana selam ol dem hemin

     

    Çevre yanıma gelip oturdular

    Mustafayı birbirine muştular

     

    Üç alem dahi dikildi üç yere

    Her birisin edeyim nerden nere

     

    Dediler oğlun gibi hiç bir oğul

    Yaradılalı cihan gelmiş değil

     

    Bu senin oğlun gibi kadri cemil

    Bir anâya vermemiştir ol Celil

     

    Ulu devlet buldun ey dildare sen

    Doğuserdir senden ol hulki hasen

     

    Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır

    Bu gelen tehvid-i irfan kânıdır

     

    Bu gelen aşkina devreyler felek

    Yüzüne müştakdürür ins ü melek

     

    Bu gice ol gicedir kim, ol şerif

    Nur ile alemleri eyler latif

     

    Bu gice şâdân olur erbâb- dil

    Bu giceye can verir eshab-ı dil

     

    Rahmeten lil´alemindir mustafa

    Hem şefiu´l-muznibindir mustafa

     

    Vasfını bu resme tertib etdiler

    Ol mübarek nuru tergib ettiler

     

    Amine eder çü vakt oldu tamam

    Kim vücuda gele ol hayrül enam

     

    Susadım gayet hararetten kati

    Sundular bir cam dolusu şerbeti

     

    Şerbeti karşımda tutdu hûriler

    Bunu sana verdi Allah dediler

     

    Kardan ak idi ve hem soğuk idi

    Lezzeti dahi şekerde yok idi

     

    İçtim anı oldu cismim nura gark

    Edemedim kendimi nurdan fark

     

    Geldi bir ak kuş kanâdiyle revan

    Arkamı sıvadı kuvvetle heman

     

    Doğdu ol saatte ol sultan-ı din

    Nura gark oldu semavat ü zemin

     

    Sallü aleyhi sellimü teslima

    Hatta tenali cennetten ve naima

     

    Essalatü vesselamü aleyke Ya Resulallah

    Esselatü vesselamü aleyke Ya Habiballah

    Essalatü vesselamü aleyke

    Ya Seyyidel-evveline velâhirin.

     

    Süleyman Çelebi


  11. "BÜYÜYORUZ AMA ÇÜRÜYORUZ DA!",

     

    ne kadar doğru bir tespit. ülke olarak dünyanın sayılı ekonomileri arasında gösterilmekteyiz. 15-20 yıl sonrası için süper güç haline geleceğimiz öngörülmekte. Lakin ruh imarı maalesef geri planda kalmakta. Maddeyi imar ederken ruhu ihmal etmenin faturası ağır olabilir.

     

    yazı gerçekten güzel. bam teline basmış yusuf kaplan.


  12. Arnavut kardeşlerimiz Osmanlıdan ayrıldıktan sonra çok çekti. Enver Hoca denilen komünist fikirlere sahip olan din düşmanı, Arnavutluk'u 1967 yılında resmi olarak ateist yapmıştır. Bu adam yıllarca müslümanlara kan kusturmuştur. Günümüzde ise kardeşlerimiz vahhabilik tehdidi ile karşı karşıyadır. Allah yardımcıları olsun.

     

    İnşallah bu cami Tiran şehri ve Arnavutluk için hayırlara vesile olur...


  13. 10 sene önce kimsenin söylemeye cesaret edemeyeceği sözler artık söylenir oldu. ev hapsi falan nasıl gündeme getirilebilirdi ki adam asılsın mı asılmasın mı tartışması yapılırken. ama şimdi taviz üstüne taviz, verdikçe daha fazlasını isteyen bir güruh. geçen bir yazı vardı eski dehap ın vakti zamanında istediklerinin büyük çoğunluğu şu anda verilmiş durumda diye.

     

    bu gidişat öyle gösteriyor ki yakında malum şahsı(adını bila anmak istemiyorum) serbest bile bırakabilirler. iyice belli başlı hususları kanıksadık. zaten tepkilerimiz de alındı. herkes cebini düşünüyor. ab ye uyum sürece içerisindeyiz,vs,...

     

    bülent arınça gelince, bir insan bu kadar densiz olamaz artık. her mevzuda insanların damarına basarcasına yaptığı açıklamalar bardağı taşırdı. dedim ya densizlik noktasında şöyle tahmin ediyorum ki hükümet arınçı konuşturarak kamuoyunun önce bir nabzını yokluyor ve duruma göre politika ve demeçlerde bulunuyor...

     

    yoksa bu arınç beyinsiz değil...

×
×
  • Create New...