Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

ibrikçi

Üye
  • Content Count

    542
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    17

Posts posted by ibrikçi


  1. Aziz kardeşlerim bekârlıktan dolayı dergahta rahat durmayıp isyan çıkarmış olsamda, bunda asıl amacım şeyhime veya onun temiz yoluna değil günahlarıma isyandır. Sabredebilsem tabi daha iydi, evliya olurdum. Vallaha Bende buna dayanacak güç yok, güç ve kuvvet Allah'da.

    Dergahtaki edepsizliğim, günahlarıma isyandır , tövbelerime tövbe...

    Aslında şeyhime bağlılığım tek bağım sadece bu isyanımda var ( bence)...

     

    Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.

    Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

     

    Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?

    Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.

     

    Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.

    Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.

     

    Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için...

    Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme.

     

    Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,

    Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.

     

    Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.

    Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.

     

    Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan.

    Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.

     

    Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer;

    Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.

     

    Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi,

    Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.

     

    Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize,

    O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.

     

    Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle.

    Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.

     

    Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı.

    Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.

     

    İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil.

    Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

     

    Mevlana Celaleddin Rumi

     

    "Savaşa karşıyım ancak haksızlığa karşı savaşmak karakterimdir!"

    Şehid Şamil Basayev

     

    " İsyana karşıyım ancak günahlara isyan karakterimdir" ibrikçi


  2. Allah'im! Bu günde bana zekâ ve uyaniklik (ibadet ve itaatten gafil olmama) hali ver; beni cahillik ve batil islerden uzaklastir. Bu günde indirdigin her hayirdan bana da bir nasip ayir; cömertligin hakkina ey cömertlerin en cömerdi!

     

    Aziz kardeşlerim şimdi üstadın bir şiirinin şerhini yapmaya çalışacağım. Şiir şu;

     

    Onun Sanatı

     

    (Yok) bir (var)dır;
    Geçit vermez;
    Dar mı, dardır!

    (Yok) bir (yok)tur;
    Akıl ermez.
    Ne de çoktur!

    (Var) bir (yok)tur;
    Yusyuvarlak
    Dönen oktur.

    (Var) bir (var)dır;
    Ona varmak...
    Bu kadardır!

    1944

    Şiirin şerhi de yazıyla sözle olmaz bizce bir hareketle anlatıla bilir. Anlayan anlar...

    35836788_10156574434257422_6641213131286


  3. Aziz kardeşlerim size de bir sır vereyim aramızda kalsın ama...

    15 temmuzda Sayın Cumhur başkanımız halkı sokağa davet etti ya. Yani seslenmeyin o kendinden bilsin.

    O gün Piri Türkistan , hazreti sultandan bir tivit attım aslında milleti sokağa döken bu tivit oldu.

    Şöyle ; " "Hu" halkası kuruldu ey dervişler geliniz."

    Yani övünmek gibi olmasında Türkiye'de yesevi zikri çeken bir biz kaldık... Yani o usülde başka duymadım "Hu" çeken.

    Size öğreteyim mi?

    Yazarak olmuyor ama...

    Hu Hu Hu Allah lailahe illallah nur Muhammed sallallah lailahe illallah

    Lailahe illallah

    Lailahe illallah

    Lailahe illallah

    Lailahe illallah

    .....

    Hu Hu Hu Allah lailahe illallah nur Muhammed sallallah lailahe illallah

     

    ( bu gün biraz değiştirdik "nur" yerine "rahmet" dedik. Öyle içimizden geldi.

    Sallallahualeyhi ve sellem efendimize en güzel hitabı Allah yapar , " Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik" ....

    Yani biz de güzel şekilde hitab etmek için öyle dedik.)


  4. Peşinde olduğum bir şahıs belki beğenir ümidiyle yazdığım eski sohbetlerim;

    Aziz kardeşlerim ! Şimdi biraz işim var inşaAllah geldiğimde sizlerle sıratı mustakimi düşüneceğiz.

     

    Şimdilik sizler şunu düşüne durun;

     

    sırat kıldan incedir,

    kılıçtan keskincedir.

    varıp ânın üstüne,

    evler kurasım gelir.

     

    Yunus Emre

     

    Nasıl oluyor da bu ince çizgide evler kuruluyor ?

     

    Ey iman edenler! Eve geldik. Yok sıratı mustakim üzerine ev yapmaya gitmedim. Pazara gittim Patlıcan aldık 0,75 kuruş. Top gibi olanlar var 1 TL Kilosu. Adam kendi üretmiş. Oradanda tabi camiye Namaza gittik :)

    Evin yapılmışı varmış...

     

    Neyse cıvıtmadan anlatalım Sıratı Mustakimi .

    Aziz kardeşlerim ! Bizim bildiğimiz bir yol vardır , bir salımız , ulaşımımız vardır.Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin yolu.Farzlardır Sünneti seniyedir, Sünnetlerdir.

    Bu farz ve sünnetleri yapmak da takva ile inceden inceye titizlik ister.

    Bu sıratı mustakimin keskinliği.

    Yunus Emre atamız Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize öyle takva ile bağlı ki ...

    Bu takva bir beceridir. YAni bir ustalıktır takva

     

    (Ahh ahhh keşke ben ona gül göndermekten başka tek kelime etmemiş bir okur yazamaz olsaydım ... Gerçi gül göndermeme de kızıyordu.

    Arkadaş anlamıyorum aklıma geldikçe hey heylerim geliyor. Lütfen benim sohbetlerimi evlenmeyi düşünmeyenler okumasın. Çok rica ediyorum... Evliler okuya bilir kıymetini bilir belki. Ama evlenmeyi düşünmeyen hayır okumasın. Sonra bizi yanlış anlar...)

     

    Bu arada güncel birşeyler de yazalım. Acaba gece bekârlıktan ağlamamak için düşündüğümü mü yazayım yoksa demin abdest alırken aklıma geleni ama unutmuşum gece düşündüğümü.

    Abdest alırken de bir kız vardı annem yine ayarlamaya çalışıyordu sonra gitti başkasına duydum ki ayakkabısının altına benim adımı yazmış...

    Türk lirası düştü falan da diyorlarya. Ohhhoo biz ne çamurlara battık da gıkımız çıkmadı. Hani Yunus Emre atababamız diyor ya; "Ayaklara kilem bu aşk elinden"

     

    Acep oldu halim bu aşk elinden,

    Göremezem yolum bu aşk elînden.

     

    Bu kamu âlemin tacı iken uş,

    Ayaklarda kilim bu aşk elînden.

     

    Garip bülbülleyin zarı kılarım,

    Akar gözden selim bu aşk elînden.

     

    Gazel yapraklayın benzim sarardı,

    Kararıban ölem bu aşk elînden.

     

    Yarın mahşerde ben yırtam yakamı,

    Nice zara gelem bu aşk elinden

     

    Niderem ben yarin vaslından artık,

    Büküldü kad balam bu aşk elnden.

     

    Yunus sen Tapdukuna kıl dualar,

    Deme ki; ne kılam bu aşk elînden

     

     

    Yunus Emre


  5. Balonunu kaçırmış, çocuk gibi ağla dur!

    Rabbim böyle emretmiş, ya dize gel, ya kudur!

    Necip Fazıl Kısakürek

     

    Asıl üzülmen gereken sabah namazını kaçırmış olmandır. Çünkü dünyadaki herşeyden daha değerlidir sabah namazının iki rekât sünneti.

    Ülke yönetimi böyleydi hayalini bile kuramadığımız Osmanlı'da...

    Allah'a büyük bir teslimiyet vardı.

    Flistini üç Osmanlı subayı idare ederdi ve hiçbir kavga çıkmazdı. Ne yahudi ne hiristiyan saldırmazdı.

    Allah' a teslim olursak herşey bize teslim olur.

    Bunu başarmalıyız...

     

    Kusuruma bakmayın benim, dostlar,

    bağışlayın beni.

    Ben davullara, bayraklara aldırmayan

    bir padişahın yoluna düşmüşüm,

    deli divane olmuşum.

    Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben,

    çok uzaklardan geçen bir hayal gibi.

    Ama yok da sayılmam hani,

    var olan bir şeyim ben.

     

    Haydi ben bensiz geleyim,

    sen sensiz gel.

    Ne varsa şu ırmağın içinde var,

    soyunalım iki can,

    dalalım şu ırmağa, hadi.

    Bu kupkuru yerde yakınmadan gayri ne gördük,

    bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri.

     

    Bu ırmakta ne ölmek var bize,

    bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert.

    Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,

    bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret.

     

    Durma, çabuk gel, gelmem deme.

    Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır, dostum,

    senin şânına sadece gelmek yaraşır.


  6. Aziz kardeşlerim yine bişeler yazıcaz kaçarı yok... Biliyorum ki diyorsunuz içinizden " bırak metafizik ayağına dırdır etmeyi de şeyhini anlat şeyhini" . şeyhimi anlatıcam anlatmasına da mevzu dönüp dolaşıp yine kız meselesine gelecek...

    Geçen bekârlıktan yine ağlayarak uyudum uyanmama yakın nerden esti bilmiyom içimden dua etmek geldi yarı uyanığım gözlerim kapalı... İşte dedim , Allah'ım bana evlenmem için hafız bir kız ver. İnanmazsınız bak kalktım açtım faceyi bir kız arkadaşlık yollamış hem de ilahiyatta okuyor. Heycandan kabul edim derken sildik mi... Elim ayağım karıştı. Resmi yok ama kız çok güzel nereden mi biliyorum ben ismi Zeynep olupta çirkin bir kız görmedim hayatımda...

    Ey bekâr biçare garıban gözü yaşlı kardeşlerim yazın bunu bir kenara Adı Zeynepse kesin güzeldir. Yılların tecrübesi var burada.

    Kız da şey gillerden hani bir hoca var ashabı kiramı çok detaylı anlatan. En ince ayrıntısına kadar anlatıyor genç biri.

    Mushab bin umeyir ( radyallahu anh) ilk öğretmen, Erkam'ın (radyallahu anh)Evi resulullahın ilk zamanlarda müslümanları topladığı ev karargah ( dikkat çekmeyen)

    Saad bin ebu Vakkas ( radyallahu anh) bir gün, resulullah sallallahu aleyhi ve sellem savaş meydanındaki çadırında uyuyamamıştı dua etti " Ya Rabbi bana salih kullarından birini gönder başımda beklesin de uyuyayım" der demez kapısında belirdi. ( yanlış anlamayın bunu önceden de bilirdim bu sahabeye başka bir muhabbetim vardır. Büyük sahabelere tabiki saygım var ama Saad bin Ebu Vakkas radyallahu anh hazretlerine aşığım)

    Geceleri ben de tedirgin olur korkar uyuyamam...


  7. Ashabı kehf Yedi bilinmeyenli denklem gibi ...

    Yada Altı bilinmeyenli denklem.

    Sayısını Allahın bildiği bilinmeyenli denklem...

    Bir de köpekleri var. Kıtmir

    Allah ile konuşmalarını Kuran-ı Kerimde ağzı açık okuyoruz. Nasıl duaları var Birbirleriyle olan konuşmaları var...

    Ne mübarek bir atmosfer içerisine girmişler. Ne güzel sohbetleri var . Duyuşları , duyuruşları ,duruşları var.

    300 yıl uyumuşlar . buna dokuz daha ekle...

    Onları öyle uyurken görseydik hemen arkamızı döner kaçardık.

    Allah onları yatırmış ve onları görenlerin kalbine korku vermiş.

    Gençler...

    Kuran- ı Kerimin Gençleri...

     

    Mağra nerede tam belli değil ama bir gün annem bunalıyordu işsizliğime ve evlenememe balkonda rasgele Kuran-ı Kerimden bir yer açıp okudum. Ashabı kehf anllatılıyordu. Birkaç saat geçmedi ablamgil geldi haydi Selçuk' a gidelim. Gez dolar aha geldik mi ashabı kehf mağrası kenarına. Yezoyor orada...

    Bir köpek geldi yanımıza. Küçükken bir sürü köpek bakıyordum vardı. 8- 10 tane falan vardı. Mahallenin tüm köpekleri bizim adil aganın bahçesindeydi. Yani köpekten anlarım. Ben o gün gördüğüm köpek kadar cana yakınını görmedim. Cins değil sokak köpeği.... Kıtmirin soyundan olabilir.

    Sanki bizi öyle karşıladı mübarek...


  8. Emiceler kız paravanı bile açtırmadı direk postalandım, konuşmadı bile. ak partili olmadığım için olabilir. Eee ne diyelim Ak parti bu sene giderse bidahaki seneye yine gelir ama bu bektaşi giderse daha gelmez.

    Aslında nasıl bir huyum varsa ak partililerin içinde ak partiyi eleştiriyorum. Ateist kominist ak parti düşmanlarının içinde de ak partiyi destekliyorum. Her iki tarafta beni sevmez ondan böyle ortada kaldık...

    Bir şeyhim sevdi beni oda haybeden ( metafizik) sevmiş olabilir.

     

    Ne dedim darıldın gözlerim nuru

    Bugünkü sitemin dünden ziyâde

    Çektin asumandan dehrin topunu

    Dehr ü zamanımda günden ziyâde

     

    Bugün hüsnün bağı elvanlaşıptır

    Hûblar yığnak edip imzâlaşıptır

    O çeşmin kevkebi noktalaşıptır

    Hurufat içinde "nün"dan ziyâde

     

    Demişsin Celâlî tanımaz dergâh

    Kimseye eylemez asla eyvallah

    Ben gönül camını kırmadım billâh

    Hiç kasem olur mu bundan ziyâde


  9. Aziz kardeşlerim Annem yine memleketten bir kız bulmuş faceden ekle diyor... En son bulduğu üniverstede tanıştığı bir zenciye kaçtı aşırı duygusallıkla... Yine memleketten sözlendiğim de üniverstede okuyorken başkasını bulmuştu. Yine memleketten birini bulmuştu fetöcü çıktı az kalsın taklaya geliyorduk.

    Ne edeyim bilmiyorum arkadaş. Bir konuşalım bakalım.

     

    DUA

    Bıçak soksan gölgeme,

    Sıcacık kanım damlar.

    Gir de bir bak ülkeme:

    Başsız başsız adamlar…

     

    Ağlayın, su yükselsin!

    Belki kurtulur gemi.

    Anne, seccaden gelsin;

    Bize dua et, emi!

    (1944)

    N.F.K


  10. Aziz kardeşlerim gerçekten geçen elime bir yerden geçmiş dilençiye 2,5 yuro verdim almadı. "Türk parası ver " diyor

    Kaç dükkana gittim almadı. En sonunda yurruuu diyip atacam lağıma . Dilençi bile almıyor yuroyu nasıl oluyorda Türk parasından değerli oluyormuş anlamıyorum...

     

    Bu yuruyu alsa aşsa Haşmet abi alır. Haşmet abiyi tanımazsınız. Selamı bile hikmettir... Yazın güneşin sıcağında ceket pantolonla gezer. Millet neredeyse sıcaktan donsuz gezecek...

    Birkeresinde kavede Haşmet abiyi kızdırdılar . işte diyor adam alıyon sen bu paraları şeker, sakız , çukulata alıp dağıtıyon nedir bu böyle nedir. Haşmet abi demesin mi ;" güneşi felaca sınır şehirin üzerinden bu şehre ben doğuruyorum..." bir bakmişsin elinde kova ter kan içinde su taşıyor ağaçlara. Bir bakıyorsun çöp kovalarını döküyor esnafın... Haşmet abi emelime göre selam veriyor. Kötü bir iş ettimse basıp gider... Nerden biliyor???

    Verdiği sakızı cebimde cüzdanımda saklarım .


  11. Aziz kardeşlerim yerde biraz ekmek kırığı vardı da onu ellerimle ayak altındaki yol olan topraktan alıp zeytin ağacının dibine döktüm . ellim biraz kirlendi topraktan Allah'ın hoşuna gider diye düşünerekten dedim Elim Yeddullah' a değmiş olabilir diye. Yanlış anlaşılmasın . Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem' in öğrettikleri doğrultusunda hocalarımızın tembihlerine uyaraktan biz de faydalı işler yapmak dileriz tabiki...

    Amelimiz küçük ama Allah büyük. Yanlış işlerim çoktur. Allah cümle ümmedi muhammedin günahlarını bağışlasın.


  12. Aziz kardeşlerim şimdi sizlere tasavvufta bulunan " kuzu sarması" mevzuunu anlatmaya çalışıcaz. (Yanlız bugün bir iş ettik elimiz Yeddullaha değmiş olabilir doğrusunu Allah bilir...)

    Kuzu sarması şöyle oluyor efendim. Biz üveysiler şeyhimizden uzaktayızdır Ziyarete gider buluşursak şeyh bizi koynunda yatırmak ister. Yani böyle bir zorunluluk gibi bişe hisseder şeyler. Buna tasavvuftaki kuzu sarması denir. Bizd böyle bir rahatsızlık vermemek için uzak dururuz. İşin aslını bilmeyenler Laf ederler bilmem ne ... Tabi herşeyin bir sapık olanı var bir de Hak olanı var.

    Üveysilerin hasret susuzluğu gözönüne alınmalı.

    Bunun için rüyada falan gördükmü hemen koynuna giriyoruz.

    Burada mesela bizim rüyada anlatmadım ama yeni yetmeler bilsin diye anlatmak isterim. Yattık döşekte şeyhim çok edepli ama şeyhimin şeyhi hırlı durmuyor sürttürüyor dedim ; " Emice ne yapıyon hayırdır bize mi kitliyecen. Geç o yanı biraz..." yani baktın bir tuhaflık var ne olsun hemen tepkini gösterecen postayı koyacan. Böyle sınama da olur. Şeyhimde halâ diyor şeyhimin şeyhine" şu kızı sen söylersen olur" kızda öteki odada " cık cık" diye yani istemiyormuş . ya dedim bırakın Allah aşkına ben kız mız istemiyom. Nedir ya çektiğim çile... Hayatı boyunca bizi hiç duymayacak kıza buradan yazılar yazıyoruz.

    Belkide evde kız var ya öperim diye biri bir kolumdan biri bir kolumdan tutmuş... Bu şeyhler yok mu bu şeyhler ooo analar çaputa satmamış. Sonradan aklıma geldi ...

    Neyse sohbeti tatlıya bağlayalım aşık sözleriyle;

     

    Birbirimize sarı sarı altınlar atmadık mı

    Tepişip bir döşekte yatmadık mı

    Altay gibi annemizin ak sütünden

    Birlikte emip birlikte tadını tatmadık mı?

     

    Ruslar tafafından kurşuna dizilen kazak şair "Mağjan Jumabayev"

    Türkiye için yazdığı "Alıstaki Bağruma" adlı şiirinden


  13. Şu işçi ve işveren ilişkisi işte bizim hayalini bile kuramadığımız Osmanlı esnaf ve üretici modeline örnek olabilir.

    Köroğlu yine geçmiş serinden abartmış ama aşığa vebal yoktur...

    Mestane yazarlar kara verirler

    Gerek hüb nevreste püri civane

     

     

     

    Üsküdar'dan seni aldım

    Serimi kavgaya saldım

    Çamlıbel'e yakın geldim

    Ayvaz mey doldur, mey doldur

     

    Arap at gider eşkine

    Eyle merhamet düşküne

    Çamlıbellerin köşküne

    Ayvaz mey doldur, mey doldur

     

    Gideyim bundan yoluma

    Sen aldın beni zuluma

    Rahmeyle öksüz kuluna

    Ayvaz mey doldur, mey doldur

     

    Giderim, benim yolumdur

    Zahmanım benim ilimdir

    Köroğlu senin kulundur

    Ayvaz mey doldur, mey doldur

     

    Köroğlu


  14. Ekmeğin parayla satılmasına karşıyım. Komizim gibi görüne bilir ama bazı şeylerde uygulanmalı. Ekmek çok önemlidir. Bir kazak atasözü der ki ;" nan üstünden attama , nandan ülken emezsin" yani, ekmeğin üstünden atlama ekmekten büyük değilsin...

    Ekmeğe değer fiyat artımıyla katılmaz. Ekmeğe emek gerek alın teri gerek. Kim olursa olsun , ister savcı ister hakim, komutan, cumhurbaşkanı hepsi ekmeği çalışarak para ödemeden almalı.

    Somuncu babanın ekmeğini yermiş Bursada Ulu Cami işçileri

    Bunlar hep ibrettir.

    Su da aynı , su çok önemlidir . suya hakarete idam cezası getirilirse ülkede tecavüzcu de kalmaz teröristte...

    Ekmek ve su kesinlikle parayla satılamaz bence.

    Ekmek ve su bakanlığı kurulmalı ve bu organize edilmeli .

    Aman tarım bakanlığı zaten var demeyin cinnerimi tepeme getirmeyin. Adam domuz etine başka isim vermiş E375... Bilmem ne buna ruhsat vermişler.

    O domuz eti ve ürünü ihtiva eden E... Listesini alıcan kağıda yazıp o sorumluya yedirecen ...

    Yahudi ekonomi sistemine kesinlikle karşıyım.

    Geçen bir soru sordum kimse cevap vermedi . Aşırı ak parti savunucularının sitesi. Hayretki kimse sövmedi de... Durumun vahimliğini anlayın.

    Dedim ;

    Atatürkün Yunanlarla mücadelesi ve Ak partinin yahudilerle mücadelesi arasındaki benzerlikler nelerdir?

    Örnek;

    1 Çağın ihtiyaç ve gerekleri bahanesiyle yunan kültürüne geçiş

    2 Çağın ihtiyaç ve gerekleri bahanesiyle Yahudi ekonomi modeline geçiş , ( tanrı patronlar üretmek vs...)

     

    Bilinçsizce bu duruma düşülüyor olabilir dikkat edelim vesselam...


  15. Şimdi aziz kardeşlerim biz şeyhimize bir kıza olan meylimizden olmadık sözler saydık burada ama şeyhimi seviyorum. Yazılarını okumuyorum çünkü her anlattığı mevzuyu bu meyil verdiğim zayıflık gösterdiğim çerçeveden görüp üzüp üzülecem diye bıraktım . itiraf etmem gerekiyor ki aklımın ve düşüncelerimin %70' i hep kızlar ... anlamaya çalışıyorum ne biliyim sırrına eremiyorum netice hep 0 ( sıfır, "o" değil...)

    Mesela dün gece sabaha karşı bir mevzu düşündüm. Kuran- ı kerimde geçen üç put ismi var. Bunları Kâbeden resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz temizledi. Kırdı attı hepsini. Kadın tasvirliydiler. Birini örnek veriyim , manat ( para)

    Sonra düşündüm insanlar neden çok parası olsun ister... Cevap ; parayı düşünmemek için... Her istediğine ulaşmak ve para sıkıntısı olmasın. Aslında çok düşkünlüğün bile ondan kurtulma anlamı var. Kanaat parmağıyla dokunduğunda hemen kırılacak bir kuvvet ihtiva etiyor insanda. Evet torunlarım hepimizin ( bir Allah dostu böyle söyler konuşurken " torunlarım" çok hoşuma gider güzel bir hitab kullanmak istedim) hayatında kırması gereken bazı putlar var . Bu putların üçü büyük putlardır. Hiçlikte hep' e ulaşmak için bunlara kul olmamıza gerek yok. Gereği kadar yani putu tuzbuz etsen de yok olmaz o vardır sonuçta ve kırık birbşekilde hakettiği yerde bulunmalı. İhtiyaç kadarını al paranın gerisini dağıt gitsin... Çıksın yani ,aklından fikrinden gönlünden gitsin.

    Bence ülke ekonomisi paranın alım gücünün düşürülmesiyle düzelir. Mesela ekmek almak için illa para gerekmemeli bir kurum olmalı oraya gitmeli o kurum o kişiye bir yıllık ekmek ihtiyacı için bir mıntıka gösterir orayı temizlemesini söyler. Bu şekilde çeşit çeşit üretimler ufak ufak ... İnsanda ekmek ihtiyacı aklına gelince hemen parayı düşünmez çalışmak aklına gelir.

    Git emice şu dağa 20 tane ağaç dik ger gün sula ekmek bizden..

     

    Yani böyle yönetimler düşünüyorum. İnsanlarda paranın tesirini kırmak gerekiyor.


  16. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:

    (Evliya görülünce, Allah hatırlanır.) [İbni Mace]

     

    (Evliya o kimselerdir ki, onlar görülünce, Allah hatırlanır.) [İbni Ebi Şeybe, Ebu Nuaym]

     

    (Hak teâlâ, “Ben anılınca evliyam hatırlanır, onlar anılınca, ben hatırlanırım” buyurdu.) [İ. Begavi - Mesabih]

     

    (Öyle zatlar var ki, Allah’ı hatırlamanın anahtarıdır. Onlar görülünce Allah hatırlanır.) [Taberanî]

     

    Şeyh-ul-islâm Abdüllah-i Ensârî Hirevî “kaddesallahü teâlâ esrârehül’azîz” buyuruyor ki, (Yâ Rabbî! Dostlarını öyle yapdın ki, onları tanıyan sana kavuşuyor ve sana kavuşmayan, onları tanımıyor!).

     

    Büyükleri seven mahrum kalmaz

    Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin başka bir şehirde yaşayan sevenlerinden biri anlatır:

    Bir gün pazarda gezerken bir güzel kadın görüp tekrar tekrar baktım. Sonra pişman olup tevbe istiğfar ettim. Akşam eve geldiğimde hatun dedi ki:

    - Efendi bugün yüzünüzü kararmış görüyorum, acaba nedendir?

     

    Aynayı alıp baktım ki, hakikaten yüzüm kararmıştı. Neden olduğunu düşünürken aklıma o kadına baktığım geldi. Bir mağaraya çekilip günlerce göz yaşı döktüm, günahımın affı için Allahü teâlâya yalvardım. Yine de huzurlu olamadım. Sonra hatırıma, Cüneyd-i Bağdadi hazretlerini ziyaret etmek geldi. Bağdat'a şeyhin yanına gittim. Şeyhin evine varıp kapıyı çaldığımda, bana, (Gir ya Abdullah, sen pazarda günah işle, biz Bağdat'ta istiğfar edelim öyle mi) dedi.

     

    İçeri girip, mübarek elini öpüp oturdum. Şaşırmış ve çok utanmıştım. Devamla buyurdu ki:

    - Pişmanlık, tevbe büyük nimettir. Kalbin imdadı olmadan uzuvların dinin emrine uyması çok güçtür. Büyüklerin sevgisi olmayınca kalbin imdadı olmaz. Bunları yapmak ancak Allah adamlarının işidir. Büyükleri seven mahrum kalmaz.

     

    Huzura Doğru tarafından yazıldı.


  17. Hadis-i şerifte, “Bir saat ilim öğrenmek veya öğretmek, sabâha kadar ibâdet etmekden daha sevapdır” buyuruldu. Kitap okumayan, ilim öğrenmeyen, şeytânın maskarası olur. “Rütbetül-ilmi a’ler rüteb” yani, rütbelerin en üstünü, ilim rütbesidir buyurdu.


  18. 37511411_10156650310522422_6818361376692

     

     

    "Bulunduğun yeri pak eyle, lokmanı hak eyle"
    Hacı Bektaş-ı Veli ( kuddise sşrruh)

     

    Aziz kardeşlerim , konu biraz dağıldı metafizik diye başladık askerlik anılarına geçtik yetmedi dergah anıları derken uçtuk resmen...

    sohbetimizi yine resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin sünnetine bağlaya bilirsek yol ala biliriz.

    Resimdeki pakistanlı bir kardeşimiz. Facede Pakistanlı sayfaları takip edip beğenmeyi severim.

    Küçükken babam erzincana giderken yolda kamyonun arkasında bir aile denkgelmiş onlar da binmiş kamyonun arkasına Kalabalık bir aileymiş kızlar gelinler damatlar çocuklar bir de ihtiyar varmiş. Kıyafetleri değişikmiş farklı oldukları belliymiş. Babam daha çocuk bu ihtiyar piri fani babama bir şey tembihlemiş, yarım yamalak türkçesiyle.

    Bak oğlum demiş şunu sakın unutma "Pakistan Türk kardeş" Ne olursa olsun bunu asla unutmamasını tembihlemiş.

    Biz ailecek tembihli Pakistan'ı çok seviyoruz. Ah Pakistan ... Allah Pakistan'ı Pak eylesin ...


  19. Kadir Gecesi

    Biz kadir gecesini nereden bile biliriz ki... O bizi bilsin

     

    Aziz kardeşlerim dergahlıkta geldi birisi bizi fırçalıyor . yok efendim biz şeyhimizin şeyhini anlamıyormuşuz. Şeyhimi eziyor...

    Tabi hemen mudahale ettim ;anadan üryan , ciğeri büryan , sevipte alamayan dergahın tescilli sefili olaraktan duruma el koymam gerektiğini düşündüm.

    Dedim emice neyi anlamayacakmışız ki ? Bizden istenen birkaç şey var. 1) devamlı abdestli olucaz

    2 ) her gün banyo yapıcaz

    3) her ayda belli günleri oruç tutucaz( doğurulduğumuz güne dikkat)

    4) Namazınızı kılacaz sabah ve akşam namazlarını vaktinde ( kazası yok)

    Sonra şeyhimizin şeyhi kadir gecesinde bizi gelip bulacak. Biz onu değil o bizi bulacak (bu önemli )

    Biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Allah kullarının eksiklerini tamamlamayı sever.

     

     

    ÜMMİ SİNAN DİVANI

     

    Ey pâdişâhım kıl nazar

    Vech-i zâtıñ hakkı yâ Rab

    Cân vaslıñı senden umar

    Hüsn-i zâtıñ hakkı yâ Rab..

     

     

    Benim işim dâ’im hatâ

    Seniñ işiñ dâ’im ‘atâ

    Eyleme vaslıñdan cüdâ

    Sırr-ı zâtıñ hakkı yâ Rab..

     

     

    ‘Âşıklarıñ buldukları

    Düşüp gavvâs oldukları

    Özin yavı kıldukları

    Bahr-ı zâtıñ hakkı yâ Rab..

     

     

    İy bizi yokdan var iden

    Kurtar bizi mekkâreden

    ‘Âlemleri envâr iden

    Nûr-ı zâtıñ hakkı yâ Rab..

     

     

    Ey keremler kânı hâce

    Biz ednâyuz eyle yüce

    Muhammed çıkup mi‘râca

    Vasl-ı zâtıñ hakkı yâ Rab..

     

     

    Yâ İlâhî sen kıl çâre

    Ulaşdur bizi sen yâre

    Sır ilinde ‘âriflere

    Kurb-ı zâtıñ hakkı yâ Rab..

     

     

    Kâmillerden irşâd olan

    Göñüllerde bünyâd olan

    Cümle dillerde yâd olan

    İsm-i zâtıñ hakkı yâ Rab..

     

     

    Er-zâdeniñ pîr-zâdeniñ

    Sırrındaki sır-zâdeniñ

    Var içinde var-zâdeniñ

    Varı zâtıñ hakkı yâ Rab..

     

     

    zuhûrîniñ Mazharîniñ

    Cân içinde cânlarınıñ

    İrdügi sen dildârınıñ

    ‘Aşk-ı zâtıñ hakkı yâ Rab..

     

     

    Eyle fenâ-ender-fenâ

    Buldur bekâ-ender-bekâ

    Hakîkatıñ kân-ı ‘atâ

    Bahr-ı zâtıñ hakkı yâ Rab..

     

     

    Enbiyânıñ evliyânıñ

    Virmedükleri nişânıñ

    Lâ-te‘ayyün olan senüñ

    Künh-i zâtıñ hakkı yâ Rab..

     

     

    Ümmî Sinân kuluñ cânı

    Görmek diler ‘ayân seni

    Mahrûm eyleme gel anı

    ‘Ayn-i zâtıñ hakkı yâ Rab..


  20. Aziz kardeşlerim hizmetten gafil bu miskine yinede lutufta bulunan Allah bakın nasıl yüzümüzü güldürdü yine...

    Geçen rüyamda şeyhimin şeyhi ( isim vermiyim) ve şeyhim biz birlikteydik. Şeyhimin şeyhinin evine yolum düştü bir muhabbet bir kucaklaşma şakalaşmalar sanki leyli kadire erdik. Misafirim öyle ikram var ki üçümüz gece bir döşekte yattık. Ayrılırken şeyhimin şeyhi kulağıma iki sır fısıldadı. Birini unuttum diğeri Söylenmez ...

    Biri dedem , biri Hallacı Mansur k.s ( rüya uyanık karışık), ve şimdi de şeyhim şeyhimin şeyhi olmak üzere bir çok Allah dostuyla yatmış bulunuyorum.

    Haddime değil de şeyhimin şeyhi bize lutfedip iki sır verdi biz de ona bir sır verelim

    Örtünün altında sizi öptüğüm kalsın aramızda sır şeyhimin şeyhi ( kaddesallahu sirruh)


  21. Ezan ,salat Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin sesidir . duy ve uy...

     

    Eskiden ezan okunurken televizyonun sesi kısılırdı, saygı gösterilirdi. Dışarda düğün eğlencesi var ezan okunurken eğlencelerinden ve müziğin sesinden kısmadılar... Bu düğünden nasıl bir hayır bekliyorlar???

    Açık ayet vardır " sesinizi resulullahtan yüksek çıkartmayın" diye...

    Bu edepsizliğe bişe demek de yasak... Bence ezanın türkçe okunduğu yunan işkalinde bile böyle edepsizlikler yoktu. Bu tip saygısızlığı aklı olan kimse yapmaz .

    kim yahudi kim müslüman??? Kim kim ki?

    Ezanı muhammedi arapça okunuyor ama saygısızlık daha çok artmış durumda. Bursa'da Emir Sultan hazretlerinin türbesinin yanında düğün salonları var bangır bangır müzikle tepinip duruyorlar mezarlığın yanında... Kim ruhsat verdi bunlara?

    İmamlar vaazlarında kimsenin dalına dokunmamak için bir çok Allahın tehdidini bile söylemiyorlar...

    İslamın sesi sanırım hıç bu kadar kısılmamıştır...

    Cumada bir duaya başlıyor yarım saat bir saat yani demek istemiyorum ama derbentli bir Hak aşığı demiş " ossuruktan teyyare" Yani dua ediyorsun gözlerinde nem yok...

    Allaha mı dua ediyoruz yoksa fırsattan istifade siyaset mi yapıyoruz. Duaya bakıyorum Allah muhattab değilde adeta sağa sola laf sokma cambazlığı...

    Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin gönül teline dokunan onca duası var be mübarek bişe bilmiyorsan bir tanesini oku da milletin kalbi yumuşasın.

    Bir keresinde müftümüz ağladı hakkını yemeyeyim . bir meczup mu deli mi biri varmış ilçenin sembolü vefat etmiş belediye bando eşliğiyle götürdü defin törenine...

    Bilemiyorum bu usulsüzlükler nasıl düzeltilecek?

    Ezan okunuyor gidecez uyarmaya adamlar bizden daha müslüman çıkaracak kendini aynı Adnan Oktar gibi ... Nekadar alimler....

    Sahte hocalara kim fırsat veriyor?

    Allah bizi ıslah etsin , bizi hepimizi...

    Allah bizi yine de affetsin nasıl olacak bilmiyorum nasıl affeder bilmiyorum. Allah niye affettiğini kimseye açıklamak zorunda değil . affettim der geçer mutlak hakimiyet Allah' ın c.c

     

    Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizden bir dua;

     

    Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin Ramazanın 27. Günü okuduğu Duasi:

     

    Allah'im! Bu günde bana kadir gecesinin sevabini lütfeyle; islerimi zorluktan kolayliga dönüstür; mazeretlerimi kabul buyur; günah ve vizr-ü vebali üzerimden kaldir; ey salih kullarina sefkatli olan!


  22. Şu şahadet parmağıyla sıyırıyorum ...
    İsraf etmeyelim .
    Zafer Allah' ın (c.c.) O Büyük!

    Aziz kardeşlerim Marifet görünmeyeni görmekte... Televizyonları saran yemek programlarını seyrediyorsunuzdur. İnce eleklerden geçerilerek hazırlanan programlarda çok büyük bir eksik tesbit ettim. Öyle ki; "tüm yemekler tuzssuz " cinsinden önemli bir eksik.
    Biz küçükken ablam pasta yaparken ben yanında bekler yardım ederdim. Benim çok önemli bir görevim vardı mutvakta... Benim işim "sıyırıcılık" pudink olur kekin parçaları olur kaşıkta tencerede , mikserde kalan ne varsa onları sıyırırdım . Sıyırıyorum dediğim parmağımla sünnetliyor sıyırıp yiyorum yani, ustalığımı gösteriyor bir parça brakmıyorum. Hatta tencere ve kaşıklar öyle temiz oluyor ki yıkanmış gibi tertemiz ...
    İşte o dev yemek programı sektörünün unuttuğu en önemli iş ... Hiçbir yemek programında Mutfakta "sıyırıcı" çocuk yok.

    Kimseler eremedi sırrına dervişlerin
    Değmeler varamadı yoluna dervişlerin

×
×
  • Create New...