Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

ibrikçi

Üye
  • Content Count

    542
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    17

Posts posted by ibrikçi


  1. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz yahudiler tarafından zehirlenmiştir ve 3 yıl sonrada görevini tamamlayıp Rabbine şehit olarak gülümserken o zehrin acılığının halâ ağzında olduğunu söylemiştir. Kâinatın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı son peygamber , Allah'ın sevgilisine kasteden yahudilerin her birinin katli vaciptir... Bu fetva tez verile vesselam.


  2. Ahhh Ahh aziz dostlarım şimdi bir düzeltme yapalım yazılarımızda. Gerçi hangi birini düzeltecez....
    Daha önce ; "Aşk tutmaktır" demiştik geçen gün de bir yerde "Aşk bırakmaktır, terktir" dedik... Şimdi bunu düzeltecek olursak. Şöyle yapa bilir miyiz ?
    "Aşk, yeri geldiğinde tutmaktır , yeri geldiğinde terk etmektir." bu çark içerisinde döner durur.

     

    Bir hadisi şerif;

    Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: "Ey kalbleri hâlden hâle döndüren ALLAH'ım! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl!"
    (Tirmizî, Kader, 7; İbn Mâce, Duâ, 2)


  3. Bugün alatacaklarım şunlar:
    Mevlana hazretlerinin dikkatimi çeken bir menkibesi var siz de bilirsiniz daha önce kullanmıştım burada ama sanırım silindi...
    Bir gün Mevlana Hazretlerine biri gelmiş mürid olmaya Mevlana hazretleri de birini sevip sevmediğini sormuş. Daha sonra birkaç defa daha gelmiş hep aynı soru ... Sonra sorunun hikmetini sormuş genç. " sende daha bir kulun sevgisi yokken nasıl olurda Allah aşkına dayana bilirsin?" demiş." Sev de gel evladım sev de gel "... Demiş. Burada sevmek nasıldır diye düşünmeliyiz. Zamanın birinde bir rüya görmüştüm Allahu teala beni çağırıyor rüyamda ve bana çok zor bir soru soracağı söyleniyor. Çok endişeli bir şekilde teleferikle bir dağa çıkıyorum, Allah soruyor; " Beni seviyor musun?" o an ne diyeceğimi şaşırdım ama doğruyu söylemem gerektiğini düşündüm. Ne olursa olsun doğru olanı söylemeliydim . Allah' a yalan söyleyemezdim... Düşündüm " Allahım tanımam gerek sevmem için " diyebildim. Tanımak... Acaba sevmek tanımak mı ? Mevlana hazretleri "birini tanı araştır" mı demek istedi...
    Küçükken abim Aşkın Nuryengi diye bir sanatçıyı severdi tüm resimlerini toplardı şarkılarını pür dikkat dinlerdi. Bana bahsettiği bazı tanışma pilanları vardı . konserde gidip bir mektup verecekmişte bilmem ne... Aslında imrenmişimdir böyle birini araştırıp inceleyenlere. Sizlerde burada üstadla alakalı bir çok şey sunmuşsunuz. İlgilenmiş derinlemesine araştırmışsınız. Aslında her insan anlaşılmayı araştırılmayı ister. Araştıranlar ise maşuk oluyor. Allahın zatını anlamaya gücümüzün yetmeyeceğini sevgili peygamberimiz söylemiş. Rüyaya takılmayınız lütfen burada mehdilik falan ilan etmek gibi bir niyetim yok . Mehdi a.s olmadığımı çok daha kolay isbat ede bilirim . eski defterleri açmayalım 1f642.png:) Allah dilerse bir sivri sinekten bile misal getirebilir. Bu Allahı küçültmez...
    Asıl konumuza dönelim, birini bulup sevmemiz lazım araştırmamız lazım. Ben bir oyana bir buyana koşup duran tabanı yanık tazı gibiyim ... Türkistana ilim almaya gittiğimde 5 yıl çileli gurbet hayatımda karşılaştığım esrarengiz aksakal da bana " Bahadır bir oyana bir bu yana değil dosdoğru git" diye öğütvermişti. Bu konuda gönlümü nasıl dizginleyebilirim bilemiyorum. İnsan bir ışık görürde peşine düşer ama bilemiyorum doğuştan ağma mıyım yoksa... Gökteki yıldızlar gibi yanıp sönüyor. Sanırım işte burada metafizik devreye giriyor. Işık yandığında nasılsa söndüğündede görmek ışığı...
    İnsan işte zaman kaybetmemek için bu sefer koşuyor başka ışığa , ona ulaştım derken bu da sönüyor koşuşup duruyorsun sağa sola ... Bu da zaman kaybına dönüyor. İnsanlar kimseye izin vermiyor tam tanıması için birden kapatıyorlar kendilerini. Kimse rahatını bozmak istemiyor yaklaştığını görünce hemen kapatıyor yolları. Bunda bir lezzet var hem araştıran hem araştırılanın aldığı bir lezzet. Açıyor ışığı mesela bir kız sinekler üşüşüyor ona bakıyor ona bakıyor kapatıyor ışığı. Belki birine kapatmıyordur... Ama nasıl birine kapatmıyor. Işık aynı herkese vuruyor. Nasıl oluyorda birine kararıyor birine yanıyor. İşte onu çözebilsek bu iş olacak ama bilemiyorum bu metafizik işi yani... Bu her zaman karşılaştığımız bir metafizik olayı. Işık herkese aynı ama biri... Ahanda buldum ;"Her eve penceresi kadar düşer ayın ışığı" Şahı Nakşibendi ks
    Peki pencere ne?
    Hayatımızdaki o pencereyi bulmamız gerek. Üstad diyor ya ;" Küçük pencerecik daracık Dünyaya kapalı Allah'a açık"
    "Dünyaya kapalı Allah'a açık" nasıl bunu düşünelim... Hayatımızda bu şekilde olan bişeyimiz var mı tarayalım. Sanırım dünyayı tamamen bıraktığımız anlara ihtiyacımız var. Bir oda mesela o odada dünyayı hepten bırakıp . tüm endişeleri bırakıp ... Şuan böyle aklıma geldi olmaya bilirde tabi... Ama bu bir yer, evde bir yer ... Neyse bunu düşünelim...

     

    Kaynaklar;

    24131420_10156005058552422_2401787017597

     

    23843605_10156000724682422_2132275200273
    23844442_10156000724762422_6559367174569

    23844788_10156000724842422_8365917306026


  4. Bu gün doğum günüm bakalım Yunus Emre Atababamız ne demiş; BUNDAN BERİ GÖNÜLDÜM

    Bundan beri gönüldüm, dost ile bile geldim,

    Ben bu aleme çıktım, bir acep hale geldim.

     

    O dost açtı gözümü, gösterdi kendözümü,

    Gönüldeki razımı, söyledim dile geldim.

     

    Gör ne yuvadan uçtum, bu halka sırrım açtım,

    Aşk tuzağına düştüm, tutuldum ele geldim.

     

    Tuzağa düşen gülmez, aşıklar rahat olmaz,

    Söylerim dilim bilmez, bir acep ile geldim.

     

    Buraya geldim bu dem, geri ilime gidem,

    Sanma ki burda beni, altına mala geldim.

     

    Değilim kilükalden, ya yetmiş iki dilden,

    Halim ahvalim nedir, bu mülke sora geldim.

     

    Ne haldeyim ne bilem, tuzaktayım ne gülem,

    Bir garibçe bülbülem, ötmeye güle geldim.

     

    Gül Muhammed teridir, bülbül onun yeridir,

    O gül ile ezeli cihana bile geldim.

     

    Mescidde medresede çok ibadet eyledim,

    Aşk oduna yanarak, ondan hasıla geldim.

     

    Kudret suret yapmadan, feriştehler tapmadan,

    Alem halkı dönmeden, ileri yola geldim.

     

    Yine Yunus’a sordum, der ki Hak nurun gördüm,

    İlkyaz güneşi gibi ışıyıp doğa geldim.

     

    Yunus Emre


  5. Bana dervîş demişler
    Ben dervîş olamadım
    Yanlış haber vermişler
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervîşler halîm olur
    Giydiği kilim olur
    Hulki mülayim olur
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervîşler post giyinür
    Nâsa çirkin görünür
    Herkes ana yerinür
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervîşler halîm olur
    Hakk ile kelîm olur
    Hem kalb-i selîm olur
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervîşler mestur olur
    Dil sarayı nûr olur
    Hakk ile manzûr olur
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervîşler cennet gülü
    İsm-i a'zam bülbülü
    Hayât bahş eyler dili
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervîş olan hâk olur
    Sâhib-i idrâk olur
    Mâsivâdan pâk olur
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervîş olan âb olur
    Mazhar-ı Vehhâb olur
    Ciğeri kebâb olur
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervîşler hem bâd olur
    Canı dili şâd olur
    Gussadan âzâd olur
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervîşler hem nâr olur
    Şeş cihette var olur
    Yâdlar kamu yâr olur (1)
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervîş olan nûr olur
    Nâs içinde hor olur
    Her taraftan dûr olur
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervîş benzer bülbüle
    Mürşidler benzer güle
    Sev Hakkı seven ile
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervîşler bülbül olur
    Mürşidler hem gül olur
    Sözleri makbul olur
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervişlerin sultânı
    Cân derdinin dermanı
    Sâmî-yi Erzincânî
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Dervişler şahı Sâmî
    Hakîkat mâhı Sâmî
    Aşkın misbâhı Sâmî
    Ben dervîş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Salih gibi dervişler
    Hayvân-sıfât kalmışlar
    Himmet alan almışlar
    Ben derviş olamadım
    Hakkı da bulamadım

    Salih Baba Divanı


  6. Ah şeyhim ah... Bir damlası deli derya olan şeyhimden nasıl ayrı düştüm anlamadım...
    Bülbül gibi gülistan bostandan ayrı düştüm
    İstemem altın kafes vatandan ayrı düştüm
    Ey gam öldürme beni bu hicran gecesinde
    Zira bir güneş yüzlü handandan ayrı düştüm
    Gönül feryad ediyor karanlık gecelerde
    Gamlıyam bir mah cemal sultandan ayrı düştüm.
    Hicran ile ne hale geldiğimi soranlar
    Sormayın ahvalimi ben candan ayrı düştüm.
    Selim’i kınayanlar bilmez ıstırabımı
    Şu canıma can katan canandan ayrı düştüm.
    Yavuz Sultan Selim
    Aziz kardeşlerim, Piri Türkistan kaddesallahu sirruh "Divanı Hikmet" inde ne demiş bir bakalım ;
    185. Hikmet
    Bildim şimdi Hazretine çok yazmışım,
    Birçok dostla bu yol içre çok geçmişim.
    Kılavuzsuz karanlığa yol kaybetmişim,
    Gönlüm tanı atıp, görerek kalkmayım mı?
    Gönül tanı attı ise, kurdu pazar,
    Tefekkürün deryasına girip sözler,
    Şevk şarabını içsem deyib gönlüm sezer,
    Sır şarabını koyuverdi, yanmayım mı?
    Kamu dostlar, geçti, görün, geldi seza,
    Yürümüşüm tilbeler gibi yoldan çıkarak.
    Sır şarabını içtim ise verdi meze.
    Ahiretin gereklerini kurmayım mı?
    Ahiretin gereklerini kurdu yaran,
    Hak Rasul’un sünnetini tuttu yaran.
    Hani evvel sizden önce geçen kervan,
    Ben onların izini arayıp, yetmeyim mi?
    Vah ne yazık, geçti ömrüm gaflet ile,
    Sual sorsa, cevabı yok hüccet ile.
    Vermeyiniz aykırı gelse, mihnet ile,
    Şimdi buzlayıp, kar gibi eriyip, akmayım mı?
    Vah ne yazık, geçti ömrüm, kaldı beka,
    Yiğitliğim yel gibi geçti, su gibi aka.
    Miskinliğin makamında yırtıp yaka,
    Tutub tevbe ateşi ile yanmayım mı?
    Kul Hoca Ahmed yetti aşkın eşiğine,
    İnşaallah, Hak erdirir niyetine.
    İnandım ben Hak kelamı, ayetine,
    Oldum refik, geçitlerden geçmeyim mi?
    Piri Türkistan Hoca Ahmed Yesevi (Kaddesallahu Sirruh)

     


  7. Bağlar,bahçeler ona selâma durmuşlar; selviler ayağa kalkmış!
    Yeşil çemenler yaya olarak ona doğru koşuyorlar; goncalar da
    atlara binmiş geliyorlar!
    Mevlana Hazretleri

    Ok,hedefe doğru uçup gidiyor! Pâdişah ava çıktı; biz neden oturmuş
    kalmışız? Haydi,gidelim; o pâdişaha av olalım!
    Mevlana Hazretleri

    Gökler heyecandan yarıldı; cihanda bir uğultu var! Etrafa anberler,
    miskler yayıldı! yârin bayrağı geliyor!
    Mevlana Hazretleri

    Ayın ondördü gibi nûrlu yüzlü olan sevgiliye yol açın,yol verin;
    o,nûrlar saçarak geliyor!
    Mevlana Hazretleri

    Haydi,tozmaması için yollara su serpin; sevgili geliyor! Bahçeye
    müjde verin; bahar kokusu geliyor!
    Mevlana Hazretleri

    Ey zavallı insan,bu düşüşlerden,bu hâllerden sakın ye'se kapılma;
    gizli gizli o kadar çok duâ et,geceleri,o kadar çok ağla,inle ki; sonunda
    yedi kat gökten kulağına kurtuluş sesleri gelsin.
    Mevlana Hazretleri

    Ey sevgili,ilâcım da sensin,çarem de sensin.
    Yüz parça olmuş gönlümün nûru da sensin,çâresiz
    gönlümde,senden başka ne varsa hepsi yok oldu,beni
    kimsesiz bırakma! Gel!
    Mevlana Hazretleri

    Sen,öyle büyüksün,öyle büyük bir nûr
    kaynağısın ki,şu güneş senin nûruna karşı sanki
    akşam kızıllığı,ey bütün dünya padişâhlarını geride
    bırakan,,azîz varlık,ey HAKK ile gören göz,ey her şeyi
    bilen gönül! Gel!
    Mevlana Hazretleri

    Hz.Muhammed'i gözleyen gözüm,gamınla
    sana müştâkım diyor."Biz seni ancak âlemlere rahmet
    olarak gönderdik."âyetinin sırrı,gel de o dağınık saçlar
    arasından yüzünü göster!
    (sallallahu aleyhi vessellem)
    Mevlana Hazretleri


  8. Aziz Kardeşlerim bu aralar çok duygusalım. Geçen gün rüyamda resulullah evimde misafirimdi. Açtım üstadın çöle inen nur kitabından bir şeyler okudum.
    kitabı ilk defa okuyormuşum gibi oldu.

    Resulullah, Kenzul arş duasını verdi ben de götürüp bir çeçene verdim. İnsanın içi bir hoş oluyor. Oturuyor gidiyorsun "ya resulullah" diyorsun sana bakıyor.Görseniz öyle güzel ki... Genelde evimi temizlediğimde görüyorum. Geçen de de evi temizlemiştim uyandım ki salavat çekiyorum. Resulullahı (sallallahu aleyhi ve sellem) rüyasında görmek isteyene tavsiyem evini temizlesin.

    Neyse bukadar yeter. Fazla anlatmamak lazım.

     

     

    Gurbet içimde bir ok her şey bana yabancı
    Hayat öyle bir han ki acı içinde hancı

    Gurbet içimde bir ok her şey bana yabancı
    Hayat öyle bir han ki acı içinde hancı

    Sevmek korkulu rüya yalnızlık büyük acı
    Hangi kapıyı çalsam karşımda buruk acı
    Sevmek korkulu rüya yalnızlık büyük acı
    Hangi kapıyı çalsam kalbimde buruk acı

    Yıllar yılı gönlümde bir gün sabah olmadı
    Bu ne bitmez çileymiş neden hala dolmadı

    Yıllar yılı gönlümde bir gün sabah olmadı
    Bu ne bitmez çileymiş neden hala dolmadı

    Sevmek korkulu rüya yalnızlık büyük acı
    Hangi kapıyı çalsam karşımda buruk acı


  9. Söz ile bir kalbe doğmaz ledünni
    Bütün azaları dil olmayınca
    Nefs-i emmârenin bilinmez fendi
    Gönül şehri bahr-ı Nîl olmayınca

    Söz ile bulunmaz bir sâdık muhîb
    Derde düşmeyince aranmaz tabîb
    Her bir şükûfeye konmaz andelîb
    Madem ki içinde gül olmayınca

    Her bir âşık vâsıl olmaz yârına
    Berdâr olmayınca vuslat darına
    Pervâne-veş düşüp aşkın nârına
    Mansur gibi yanıp kül olmayınca

    El çek mâsivâdan bırak bu câhı
    Râz-ı derûnundan eylegil âhı
    Cânân illerinin açılmaz râhı
    Varıp bir kâmile kul olmayınca

    Pîr-i Sâmî gibi sâhib-irşâdı
    Bulup kapısında kılak feryadı
    Hiç birimiz bulamazık necatı
    Bizim delîlimiz Ol olmayınca

    Salih bu sözlerin yalan olamaz
    Her beşer süratli insan olamaz
    Her bir kimse ehl-i irfan olamaz
    Kırk yerden yarılmış kıl olmayınca

    Erzincanlı Tüfekçizade Salih Baba


  10. Aziz Kardeşlerim demin düşündüklerimi hemen yazayım.
    dün düşündüklerim de var.

    Kuran'ı Kerime gözümüzün nuru dememizdeki mağna alemine dalalım.
    Göz bilindiği gibi iki tanedir ama tek görürüz. mesela Mevlana Hazretleri der ki " dünyada bir çok dil vardır ama anlam tektir " O TEK ANLAM DA YA ŞERDİR YA HAYIRDIR. Kuranı kerim bizim gözümüz, nuru gören gözümüz. Ama olmadı şimdi bu oluşturduğumuz yargıda bir eksiğimiz var. Çünkü Nakşibendi Hazretlerinin bir sözü aklıma geldi "Abdul Kadir Geylani Hazretlerinin ayakları bizim gözümüzün nurunun üzerindedir."

    Abdul Kadir Geylani Hazretlerini tanıyorsak Kuran'a basmaz.Eğer iş bizim burada dediğimiz gibi olsaydı Böyle bir şeyi de Nakşibendi Hazretleri demezdi.

    Şimdi Yanıldığımıza ulaştık mı ?

    Şimdi tekrar dalalım... bizim gözümüzün nur ,gördüklerimizden oluşan taktir ve düşüncelerimiz , Allah dostunun gördükleri ile bizim gördüklerimiz kıyaslansa ,onun gördüğü nurlar karşısında bizimkiler ,Allah dostunun ayakları altındaki toprak gibi olur.

    Göz karar vermede en etkili organımız. En çok gördüğümüze inanırız.

    Demin düşünürken tam bişe yakaladık dedim ama yine geri vites yapmak zorunda kaldık...

    Gözümüzün nurunu kuranda şöyle bir ayette görmemiz dileğiyle bizden bukadar;

    Bismillahirrahmanirrahim
    “Güzel söz O’na yükselir, onu da amel-i sâlih yükseltir.” [35/Fâtır, 10]

     

    Ey Yüce Rabbu’l ÂLEMînim benim de gönlümü-özümü-gayemi SENden yana çevir!

    (Ümmi Sinan kuddise sirruh)

     



  11. Bu insanlar çıldırmış olmalı bir birleriyleçekişip dururken. "Ben şöyleyim ben böyleyin, sen böyle derken buradan geçin vs.." Bütün akıllı insanları kendime hayran bırakmam için bana inanılmaz fırsatlar veriyorlar...

     

    Kazakçada bir Özürdilemek için kullanılan Türkçe kelime bizdekinden çok daha anlamlıdır. Kazakçada "Keşirim suraymın" Derler . Tam olarak ;"Geçirilmemi istiyorum" Neyden geçirmek? Tabi ki Gönlünden ."Gönlünde bunu tutma geçir" diyor. Konunun ehemmiyetini bir menkibe ile anlatmak istiyorum.

     

    Bir gün iki derviş Yola çıkarlar Sohbetler ederek seyahat ederler.

    Bir gün Bir nehrin kıyısındayken güzeller güzeli bir kız karşıya geçmek için bunlardan yardım ister.

    Dervişlerden biri kızı kucağına alır sudan karşıya geçirir.

    Geçirmesine geçirir ama diğer derviş çok bozulur...

    Neyse yollarına devam ederler. Tabi öfkeli derviş bir yerde patlar ;"Resmen kucakladın abi kızı bir de gelmiş neler anlatıyon"

    Derviş der ki;" Ey benim güzel dostum ben o kızı sadece nehrin karşısına kadar taşıdım. Ama sen buraya kadar getirmişsin"

    Bunun için yükü hafif tutmak budur. Sohbetlerde Yükümüzü hafif tutalım ki Fikirlerimiz Göklere ulaşsın. Yoksa onun altına gir bunun sırtına al nereye ulaşabiliriz ki?...


  12. Aziz kardeşlerim, birbirimizi sevmek zorundayız. Her birimiz ayrılığa 72 sebep bulabiliriz. 72 ayrılıktan bir bağlılık. bulunabilir. 72 fırka olacaz içimizden biri kurtulacak... Bu bir hangisidir?
    Keloğlanın bir filmi vardı hani... Bardakların hepsinde zehir var ama biri süt... Ama hangisi süt. Keloğlan ne yaptı? Bardaktakilerin hepsini bir bardağa doldurdu içti... Birbirimizi sevelim vesselam.
    Geçen rüyamda bir kürtle güreşiyom, yapılı ama kuvveti yok . Kürtü sazan balığı gibi omuzuma alıyom ama yere vurmaya kıyamıyom...


  13. orta doğuda yaşanan durumu bir fıkrayla anlatalım...
    Eskiden köyde bir kürt gitmiş buz tutan dereye (afedersinlz) büyük abdest bozmaya. Kürdün götünün kılları yapışmış buza. Kürtte ne yapsın ordan geçen kürde bağırmış , "pufidi pufidi" yani diyor ki gel üfle de buz çözülsün. Gelmiş kürt buza üflerken onun da bıyıkları yapışmış buza. Bu sefer bıyıkları yapışan bağırmaya başlamış "pofidi pofidi" yani diyor ki ossurda buz erisin bıyıklarım buzdan çözülsün...
    Şimdi de orta doğuda petrol batağına saplanan kürtler birbirine yardıma koşuyor Bakalım yıllarca türklerden istedikleri kan ve nefrete orada kavuşabilecekler mi?

     

    kerbela eyleme bahardır yazdır

    çekindim demeye hayli zamandır
    Kipriğin ucuyla bir damla getir
    Kurudu alnımda ter kara gözlüm
    ibrikci


  14. Sevgilerde

     

    Sevgileri yarınlara bıraktınız

    Çekingen, tutuk, saygılı.

    Bütün yakınlarınız

    Sizi yanlış tanıdı.

     

    Bitmeyen işler yüzünden

    (Siz böyle olsun istemezdiniz.)

    Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi

    Kalbinizi dolduran duygular

    Kalbinizde kaldı.

     

    Siz geniş zamanlar umuyordunuz,

    Çirkindi dar zamanlarda bir sevgiyi söylemek.

    Yılların telaşlarda bu kadar çabuk

    Geçeceği aklınıza gelmezdi.

     

    Gizli bahçenizde

    Açan çiçekler vardı,

    Gecelerde ve yalnız.

    Vermeye az buldunuz

    Yahut vakit olmadı.

     

    Sevgilerde, Behçet Necatigil


  15. İşletmecilik , kıt kaynaklarla sınırsız insan ihtiyaçlarını karşılama sanatıdır.

    Sınırsız ihtiyaçlara kendini kaptırmamak fani kulların ayaklarını kaydırmaz. Bunu bir aşık şöyle ifade etmiştir;

     

    #kerkük

    Deme zağlar

    Qonuptu deme zağlar

    Bir dertliye tuş oldum

    Derdini demez ağlar

     

    Deme:yağmur ile ziraat yapılan toprak

    zağlar:siyah karga


  16. Göresin

    Bahar geldi yüce dağlar başında
    Süsem sümbül ola bite göresin
    Aşkı buldun ise civan çağında
    Tütiyalar gibi tüte göresin

    Aşık vuslat bulur serden geçerse
    Arifler yurdunda şerbet içerse
    Bahar vakti bağda güller açarsa
    Şeyda bülbül ola öte göresin

    Varıp da gülleri dermek istersen
    Açıldığı vakit görmek istersen
    Murad-ı maksuda ermek istersen
    Bir pir eteğinden tuta göresin

    Zikr-i hüda eyle kalma avare
    Eğer aşık isen hüsn-i didare
    Deme niçin Mansur çekildi dare
    Enelhak sırrına yete göresin

    Hoca Cemal hüsn-i canana mail
    Sen de arzun için ara bul delil
    Bin gönülü irşat eder bir kamil
    Gidip eşiğine yata göresin


    Kağızmanlı Cemal Hoca


  17. Bu günlerde kafama takılan "sınırsız" kelimesi ve anlamı ile ilgili birşeyler yazmak istiyorum.
    Sınırsız kelimesini en çok internet için kullanmaya başladık, daha sonra sınırsız web hostingler falan çıktı...sınırsızlık ne kadar insana göre ve sınırsızda nasıl yaşaya biliriz? sısnırsızlık heycan verici olduğu kadar ızdrap da verebilir.Bu konuda dini bilgimde gözüme çarpan bir söz var. Konuyla alakalı olduğunu düşündüğüm dikkatimi çeken bir bilgi yani.
    Hatırladığıma göre Bir gün Hazreti Ali (kaddesallahu Veche) efendimiz "Şuan perdeler kalkacak olsa ve her şey gözlerimin önüne serilse bende kıl kadar değişiklik olmaz" Bu mükemmel bir teslimiyetin göstergesi. Perdeler = sınırlar...
    Bir damla suya bakarken okyanusları görmek böyle olalı. Şahsen sınırsızlık beni ürkütüyor. Buna davetliyiz...
    Fizik ötesi sınırsızlık. Metafiziği anlatmak, anlamak bulunduğun hali korumakla mümkün. Bulunduğumuz hali korumanın da doğru durmak dosdoğru olmakla ile sağlanacağı güçlü ahlaki bağlarla ...

    "cut ,vücut, mevcut " bu üçlüyü araştır çözmeye bak (kendim için bir not)

    Bir Allah dostu öğüdü;

    Ey insan, büyünün (çekiciliğin) üstesinden gel,
    Aklı, tutkuyu ve düşünceyi yok et,
    Ve onurunu koru!

    SUFÎ ŞEYHİNİN
    ALTIN SÖZLERİ
    (Bawa Muhyiddin ks.)

×
×
  • Create New...