Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

ibrikçi

Üye
  • Content Count

    542
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    17

Posts posted by ibrikçi


  1. Aziz kardeşlerim bugün bir şey farkettim. Bir eksikliğimiz var. Bakın camiye girerken lütfen 10 tane ihlas suresi okuyun. Evinize girerken de okuyun. Böylece o yerde yoklukolmaz. Caminin cemaati az diye kendini parçalama. Eğer bu taktiği uygularsan bereket olur. Allah o camiyi doldurur. Bir şekilde çeker getirir. Bunlar yapılamayacak şeyler değil. Zor şeyler de değil. Girerken sağ ayağınla gir ve 10 tane ihlas suresi oku bak o cami nasıl dolup taşıyor.

    Olmazsa gel yüzüme tükür. Gerçi idda etmek iyi değildir. Bunu nasıl anlatayım daha...

    Haset etme , ibrikçi sırlı derviştir. Her şeyi nasıl böyle çözüyor diye haset etme. Git yatsı namazının son iki rekatlik sünnetini dört rekat kıl, Allah senin de kalbini sırlarla doldursun.


  2. Aziz kardeşlerim, Gözüme çarpan bir biadat daha var. Televizyon kanallarında Kuranı kerim hatimleri yapılıyor. Kuranı kerim'in okunma adabına aykırı olduğunu görüyorum. Bildiğiniz gibi her bidat bir sünnetin katilidir... Bu sünnet katillerine kim dur diyecek? Daha önemlisi kimin durun artık demesini dinleyecekler...
    Kuranı Kerimin Para ile satışının derhal yasaklanması, diyanet işleri tarafından ücretsiz olarak dağıtılması gerekiyor. Kura'ın Çarşı pazarda satılmasına göz yumanları gelecek kuşaklar utanç içinde hatırlayacaktır.

    Bir Aşıklama;

     

    Kâtip bir nâme yas dosta yârana
    Uzaktan merhaba göndermesinler
    Badeyi içenler gelsin meydâna
    Tenhâda kaldırıp indirmesinler

    Pîr badesi değil posa sakızı
    Ben tanırım irşâd olan ağızı
    Köhlan diye satmasınlar yağızı
    Varıp şu âlemi kandırmasınlar

    Sanmayınız yâ hû pîr bâdesidir
    Sürmeli gözlerin hep sevdâsıdır
    Onların içtiği zap sirkesidir
    Beyhude vücûdu yandırmasınlar

    Aşıklar okusun eylesin ezber
    Bu aşkın yoluna kurmasın senger
    Bir gün Celâlî'nin kellesi tenker
    Sonra köşelere sindirmesinler
    Bayburtlu Celali Baba


  3. KURTULUŞ
    Sabret sevgilim, her şey düzelecek
    Ben daha iyi bir insan olacağım
    Akşamları evimize vaktinde geleceğim
    Ağaçlar ve çiçekler içinde
    Kutu gibi bir evimiz olacak

    Ekmek derdi, kömür derdi bilmeyeceğiz
    Sabırlı ol bu kara günler geçecek
    Karanlıklar korkutamayacak bizi
    Rüzgâr üşütemeyecek
    Sabırlı ol sevgilim
    Ölüm her şeyi düzeltecek.

    Ümit Yaşar Oğuzcan


  4. Bir Mektub Tercimesi;
    Allahü teâlânın bu fakîre “rahmetullahi teâlâ aleyh” bildirmiş olduğu tesavvuf yolu, işte anlaşılmış oldu. Başından sonuna kadar bildirildi. Bu yo­lun ana caddesi Sıddîkıyye yoludur. Bu yolda, nihâyet, bidâyetde yerleşdi­rilmişdir. Bu caddede konak yerleri yapılmışdır. Bu cadde olmasaydı, o ka­dar ileri gidilemezdi. Elimize geçen bu lezîz meyvenin tohumu, Buhârâ ve Semerkanddan getirildi. Hindistân toprağına ekildi. Bu toprak, Medîne ve Mekke bağçelerinden alınmışdır. Senelerce, fadl suyu ile sulandı. İhsân ile terbiye olundu. Böylece yetişerek, bu ilm ve ma’rifet meyveleri hâsıl oldu. Bize bu doğru yolu ihsân eden, Allahü teâlâya hamd olsun! Allahü teâlâ, bizi doğru yola kavuşdurmasaydı, kendimiz bulamazdık. Rabbimizin Pey­gamberleri doğru sözlü olarak gelmişlerdir.
    (İMÂM-I RABBÂNÎ AHMED-İ FÂRÛKÎ SERHENDÎ Allah ondan razı olsun)


  5. Aziz kardeşlerim bir de konuyu şöyle anlatmaya çalışacağım;
    Portakalı bilirsiniz. içinizde portakalı sevmeyen yoktur. hatta insanlık aleminde portakalı sevmeyen yoktur. Bu yüzden olmalı ki resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz şeriati portakala benzetmiştir.

    Bidat ,hormonlu portakal gibidir. görünüşü güzel ama kokusu yoktur. içi tatlı değildir...
    Kokusu ve tadı portakaldaki nur gibidir. Portakaldaki ışıklar gibi tad da bir ışık ,koku da bir ışık ...
    Şimdi portakalın kimyasını ilaçlarla dışarıdan takviyelerle değiştiriyorlar. Tezgahın önüne diziyorlar alıyorsun eve getiriyorsun içinde su yok...
    Dışı çok güzel ama içinde portakal suyu kalmamış...
    Bu portakal işini ilk öğrenmem çok ilgiçtir. x şahısa sormuştum zamanında "şeriat nedir?" x şahıs da "şeriat portakal gibidir soyarsın içini yersin" dedi...
    Ben bu cevabı duyunca şaşırdım , benimle dalga mı geçiyor diye düşündüm. İnsanın aklına bin türlü şey geliyor ,

    Bunda bir hikmet olabileceğini düşünerek , hadisi şeriflerde portakalı aramaya başladım. Bir de bakarım ki, iki Cihanın göz bebeği , insanlığın iftihar kaynağı , övüncümüz , sevincimiz , evimizin gönlümüzün neşesi sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz şeriati portakala benzetmiş...


  6. https://youtu.be/ZlAifDwcJF8

     

    Nasıl anlatayım sana
    Nasıl anlatayım sana
    Sevdiğim anlat diyorsun
    Toparlayıp yaka paça
    Toparlayıp yaka paça
    Götürdüler biliyorsun
    Burda çaylar soğuk soğuk satılır
    Maltalarda kesik volta atılır
    Gözlerinden çivilenmiş cesetler
    Gün aşırı gözlerime takılır
    Evet çirkin adamlar
    Gençliğimi çaldınız
    Uykumu sorgulayıp düşlerimi astınız
    Karanlık duvarları üzerime ördünüz
    Psikopat gecelere ruhumu dövdürdünüz
    Çimento gülü oldum yaşayan ölü oldum
    Evet ben deli oldum
    Beni siz delirttiniz

    Osman Öztunç

  7. Hafakan dostum bizim gibi bir viran olmuş dervişe aşık sefai ile cevap vermek harakiri yapmak gibi olmaz mı ? :)

    Ezmek gibi olmasın ama buyur gözüm seyreyle:

    Sen ki güzeller şahısın özünü ele vermem
    Damla idim göl eyledin sözünü ele vermem
    Gündüz güne tutsak düştüm zindanlara eyvallah
    Kara gecenin ışığı yüzünü ele vermem
    Derdim vardır dolu dizgin günüm geride kaldı
    Bulutların çile yüklü derdi üstüme saldı
    Saçlarımdaki bu aklar rengini senden aldı
    Atasına yanan benim közünü ele vermem
    Nefesin kabrimin taşı sağları yük eyledin
    Güz ayı yaprak dökümü bağları yük eyledin
    Zerre kadar Sefaiye dağları yük eyledin
    Çekerim sonuna kadar tozunu ele vermem

  8. Şimdi aziz kardeşlerim , Cuma hutbesinde Kuranı Kerim ile ilgili gerekli açıklamalar yapıldığını gördük. Nasıl yanlışları için uyarıyorsak tabiki de güzel işlerini de göreceğiz.
    Lakin işler dergahta böyle değildir. Ne kadar güzelişler yapsan da iğnenin burnu kadar bir kötülük edersen o iyliklerin hepsini silerler o iğnenin ucu kadar kötülügü de asla unutmazlar...

    Siz yinede yalnış işler ettiğinizin farkına varırsanız onu düzeltmeye .alışın. Kimileri buna geri vites dese de İşin aslı öyle değildir. Koskoca imamı azaam Ebu Hanifi bile "Bugün dediğimi yarın değiştire bilirim" diyerek İnsan olduğunu ve yanılabileceğini unutmamaktadır.

    Evliyada kibir olmaz ...

    Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyuruyor "bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle düzeltin. Buna gücünüz yetmiyorsa dilinizle düzeltin, Buna da gücünüz yetmiyorsa oradan uzaklaşın .bu uzaklaşma da imanın en zayıf hali...

    Yani burada sadece kötülüğü karşımızdaki kişide bulacağımız diye bir şey yok. Kendimizde de göre biliriz. Mesela bazımızın İmanım zayıftır.

    "Kişi ağzından çıkan sözün kölesidir "Diyen Hazreti Ali Kaddesallahu veche nin öğüdünden biz de bu şekilde tutunuyor ve iyi şeyler söylüyoruz. İyi şeyler söylemeye çalışıyoruz. Bağlayıcı konuşmak istiyoruz.

    "Mert insanların adetidir gündüz orocu" diyor Piri Türkistan.
    Hz. Ali Kaddesallahu sirruh En çok , sıcakta uzun günlerde oroç tutmayı sevmesi de ne kadar mert olduğunu bizlere göstermektedir. Allah mert insanları sever.

    Yani işte umut ve korkunun atbaşı olduğu bir durum.

    Şahsen hele dini konularda konuşmaktan çok korkan bir yapıya sahibimdir. Bütün yazdıklarımın silinmesi benim için büyük bir rahatlama olacaktır. İşte burada bize sanat yardımcı oluyor. Mesela burada sizlere dini bir eğitim sunmak istiyorum . Aslında bunu size Huma Kuşunu masalını anlatırken de vere bilirim. Aslında bu gün size Huma Kuşu masalını anlatacaktım...
    Huma Kuşunu bana dedem anlatırdı. Huma Kuşu sanki benim Atalarımmış gibi gelir bana... Bizim asıl kökenimiz huma kuşu olabilir. Dedemin amcası da uçup gitmiş ya...
    Huma kuşu Gökte uçan bir kuştur ve ayağı hiç yere değmemiş bir kuş cinsidir. Huma kuşu yumurtasını yedi kat gökten bırakır . Yumurta yere düşmeden çatlar içinden kuş çıkar ve hemen uçmaya başlar. Huma kuşu böyle ilginç efsanevi bir kuştur.

    Neyse...
    Hocamın sözünün yeri geldi , "Sanat ,kırattır ; kırk kanattır..."


  9. Aziz kardeşlerim , bütün bidatlerin sapıklık olduğu ortadadır. Elbette ki gücümüz olduğunda bütün bidat ehlinin gözünü oyacağız.

    Bidate elini sürenlerin kolunu kopartacağız. tartışmayacağımız anlaşma yapmayacağımız zamanlar da gelecek.

     

    Benim bir kardeşim vardı üniverstede Mikail. Bugün arkadaşlarımdan çıkarttım, sildim. Bu arkadaşımın babası hafızmış Bir gözü kör , Anlattığına göre babasını okutan dedesi kuranda bir yalnış okumasına kızıp demirle gözünü oymuş...
    Yani öz babası Kuranı yalnış okuduğu için oğlunun gözünü oymuş. Adamın bir gözü kör ...
    İslami eğitim konusunda bu derece titiz hocalar vardır. Biz de gelmiş burada dergahtan kovulduk diye zırlıyoruz...

    Bir de utanmadan Hoca Ahmed Yesevi kuddise sirruhtan dem vururyoruz...
    Bir gün Hoca Ahmed Yesevi Hazretleri , Haziret Sultan müritlerine soruyor içinizde hiç harama bakan var mı? Bir tane çıkıyor diyor ki "bir gün gözümün ucunun kaydığını gördüm hançerle oydum gözümü" Bu mürid elinde belinde bir pamuk içinde koru , ateşi taşırdı...

     

    Bir hikmet;

    12814361_10153973531677422_6674513430738



  10. Ne Sezar, ne Hitler, ne pos bıyıklı Stalin, ne de,ne de fare suratlı Mao; çözemez, çözemez, çözemez senin derdini Ayşem. Senin derdini, batılılık delisi sömürge aydınları, Robert Koleji mezunu özgürlük budalaları ve kafalarını çirkin kapitalistlere satmış devekuşları da çözemez.






    Senin derdini Ayşem; senin gibi konuşan, senin gibi düşünen, senin gibi yaşayan, velhasıl kelam bizler; Ülkücüler çözeriz senin derdini.


    Aşık Sefai ("Ayşem" şiiri) :)

    • Like 1

  11. Aiz kardeşlerim biraz araştırma yaptığımda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın çok fazla eleştirilen bir kurum olduğunu gördüm.

    Düşene vurulmaz ama ne yapalım...

    Sanırım bu ifadeleri kullananlar Kuranı Risalei nur ile karıştırmış.
    Risalei nur külliyatının müellifi Eserinden bahsederken , adeta eserinin kendisinden farklı bir kişiliğe sahipmiş gibi hatta kendisinin de müellifi olduğu kitaptan ders aldığını anladığımız ifadelerini hatırlıyorum.

    Burada kuranı kerimin müellifi Allah celle celalühü dan bahsediyoruz... Herkes ayağını denk alacak... Sallallahu aleyhi ve sellemin etmediği tek kelimeyi etmeyeceksin. Hatta Hadisi Şeriflerle Resulullah Nasıl tarif ettiyse öyle edeceksin.

    Kuranda gördüğüm bir şey var, Bir edep var. Said Nursi hazretlerinin Edep ile söylediği ifadeleri taklit etmektense onun edebini taklit edebilselerdi keşke...

    şimdi Musa aleyhisselama Tur dağında Allah Ağaçtan seslendi değil mi? Sen ona diye bilir misin "Ağaç seslendi"? ...

    Ağaç mı seslendi? (ağaç dediki Hazreti Musa'ya)Etmeyin Allah aşkına ...

    Allaha iftiralar atılmıştır, Allahın dedikoduları edilmiştir. Ne biliyim Büyük günahlar işlenmiştir ama böylesini yeni gördük....
    Ağaç seslendi "Ben Allahım " dedi... Artık o ağaç değil o Allah oldu.
    Allah cümlemizi bağışlasın Bizleri doğru yolunda sabit kılsın İnşaAllah... Her şeyin en doğrusunu bilen Allah

    ve resuludür.

    • Like 1

  12. 12321665_10153959210062422_3154893335759Kuran Allah kelamıdır. Kuranda yazılı olanları Allah söylemektedir.

    "kuran şunu diyor, kuran böyle istiyor , kuran şunu demek istedi" gibi kelimeler yanlıştır Allah muhafaza ...
    "Allah şunu diyor , Allah böyle istiyor, Allah şunu demek istedi" şeklinde konuşulmasına dikkat edelim.

    Not: Diyanet İşlerine mail atılmış bilgilendirme , uyarı yapılmıştır. (
    memin.ozafsar@diyanet.gov.tr)


  13. Evet efendim en son ne demiştik...
    Atı bulutlara sürecektik.
    Buyur ;

    Kesret içre bir aceb sahraya düştüm gel yetiş
    Âbı yok tûfânı çok deryaya düştüm gel yetiş

    Bu adem oğlanları bağrım kebâb etti benim
    Kerbelâ cengi gibi gavgâya düştüm gel yetiş

    Ey habîbim nûr-ı vechin arz edip güldür meni
    Dehr elinden bir kuru da'vâya düştüm gel yetiş

    Bilmezem kimden kime şekva edem bu gönlümü
    "Lâ"yı gördüm firkat-i Mevlâ'ya düştüm gel yetiş

    İşbu dehrin devletinin cümlesi nakş-ı hayâl
    Nakş-ı Nakkâşındaki sevdaya düştüm gel yetiş

    Kangı güle andelîb oldumsa gördüm hâr olur
    Bir vefasız sözleri hercâya düştüm gel yetiş

    Bu adem oğlanları bu âlemin hammâlıdır
    ibret ile seyr edip hülyaya düştüm gel yetiş

    Âdem olanlar bu âlem halkının sultânıdır
    Merhamet kıl nice yüz bin paye düştüm gel yetiş

    Kâmil inşân Pîr-i Sâmî Hazretini bulmuşam
    Sâlih'em Mecnûn-sıfat Leylâ'ya düştüm gel yetiş

    Erzincanlı Tüfekçizade Salih Baba Divanı

    Kesret = Yaratıklar, çokluk.

    Aceb = Acayip.

    Âb = Su.

    Tufan = Hz. Nuh zamanında yoldan çıkmışları tedibetme Allah tarafından hem gökten yağdırılan, hem de yerden kaynıyarak bütün dünyayı kaplayan su. (mec.) Şiddeti yagmur ve sel.

    Derya = Deniz.

    Kerbelâ Cengi = Hz. Hüseyin' in şehid edildiği savaş.

    Habib = Sevgili.

    Nûr-ı vech = Nurluyuz.

    Dehr = Zaman, dünya

    Şekva = Şikâyet

    Firkât-ı Mevlâ = Allah'dan ayrılma

    Nakş-ı hayâl = Hayalini canlandırma (Rabıta).

    Nakş-ı Nakkaş = Nakkaş' in nakşı (Allah'ın nakşı).

    Andelip = Bülbül.

    Hâr = Diken.

    Hercâ = Kararsız, sözünde durmayan.

    Âlem = Dünya.

    Hülya = Kuruntu, hayal.

    Pay-paye = Ayak, mevki, makam.

    Mecnun-sıfat = Mecnûn gibi.


  14. Aziz kardeşlerim Cennette cemal görmeyi düşündüm biraz. Şimdi ser verir sır vermez bir derviş olduğumuz için. Hiç bir şeyden bahsetmeyiz demeyelim birbirimize diye biraz açıklama edeceğiz Allah hayırlı uğurlu eylesin.

    Şimdi benim efendim sultanım ruhi revanım aziz kardeşlerim meddilleri hazırlayın ağlamaklı bir sohbetimiz olacak. İsteyen batakta kalmış şu anlatıcının çırpınışına ağlar, isteyen çaresizliğimize ağlar, isteyen ilmin düştüğü bu hale...Bizim niyetimiz Cemalden bahsetmek ama hangi günahımızı anlattığımızı Allah bilir...
    Neyse bu kadar takdim yeter . İki üç kelime var zaten uzun birşey değil . Cennette Allah'ın (c.c) Cemaline bakmayı düşünüyoruz. Dünya da da nasıl olabileceğini hayal ediyoruz. Açıkçası akşam cemali seyretmeyi Kem
    âli seyretmek gibidir. kemâle ermiş yani olmuş mutlak tamam. Mutlak olgunluk. İşte aziz kardeşlerim bütün kainatta ağaçta taşta insanda tüm mahlukatta bir Kemâl , olgunluk derecesi vardır. Buna gözümüz dünyada aşina olsun . Yani aklımızla görüyoruz olgunluğu . Kâmil insanı bulmak gereklidir. Kâmil insan kim ? Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve ona uyanlar Kâmil insanlar. biz de gözümüzün nurunu kazanmak için Kâmil insanlarla olmalıyız...Akıl gözünün açılması, Kemalin anlaşılırlığı, göz aşinalığı

    Neyse bulunan keşifler çok tazedir yanlış anlaşılma olabilir. Anlayan anlamıştır

    Ve Es Selam

    Bir Hikmet;
    12715600_10153937585462422_1187485223956


  15. Aziz kardeşlerim , biz sanatçılar daha önce düşünülmemiş seyleri bulmayı severiz. Bidat olarak değil keşif olarak dinimizide unutulan sünnetler çerçevesinde buluşlar hatta icatlar... icatlarda yine malzememiz sünnetlerdir. Bakın size bir örnek vereyim (tabi başlangıçtaki niyetimizdir Akıbetimizi Allah hayır ede bir bir)

    Sşimdi benim efendim sultanım ruhi revanım , namazda istikbali kbleye zahiren dururuz yüzümüzü beytullaha kabeye çeviririz. Aklımızın yönelmesine baktığımizda karşımızda bir bina görürüz dört tarafı duvar , taşlarla örülmüş sağlam bir yapı amellerimizin varacağı yer varacağı eser... namazlarımız birer tuğla gibi eksik ve edelik deşik bir duvarla bina kuramayız. Allah rızası için yapılmış tamamlanmış uümmedi muhammedin hizmetine sunulmuş olmalı kabe gibi. Plan projesi peygamber tarafından hazırlanmış. Hele bir tane taşı olmalı ki onu sallallahu aleyhi ve sellem öpmüş (Hacerül esved) kâbe bize çok uzak olsada seccademizin ucunu değdirebilliriz hatta duvarına bunun içinde` gönül ` kabesinden bir damla yaş ile olabileceğini hayal ediyorum şimdi.

    Biz Allahdan başkasına kulluk etmiyoruz. Kâbe Allah`ın beyti binası

    Allaha ibadetlerimizin mağnada ve maddede istikbali kıblesi.

    Aziz kardeşlerim ortaya bir eser çıkartmamız gerekiyor. Görevimiz bu bunu birlikte yapmalıyız. Böylece külli zikre daldık mı?

    Her şeyin en iyisini en doğrusunu Allah ve resulü sallallahu aleyhi ve sellem bilir. Övülmeye layık olan Allah`dır.


  16. Aziz kardeşlerim ,bidat konusunda ustadın açıklamalarıyla biraz düşünmeye çalışalım. bidat batağında olan bir kişiolarak ustadın onca açıklamasından kendim gibi bir çıkmaz aklıma takılıyor, `Beni beklemeyin o bir hevesti / Gelemem aynalar yolumu kesti`

    Şeriat , portakal gibidir. ...


  17. Efendim şimdi gelelim asıl mevzuya. Şimdi bu şeyhim beni neden kovdu dergahtan birlikte düşünelim... Bir bidat işlemiş, yapmış olabilirim. Bak bu iyi aklıma geldi kesin bir bidat durumu olmuştur. Hani derler ya "neyi arıyorsan sen osun." Biz de bidati araştırıyoruz, demek ki ben bidatim. Ve bidat olduğum için kovuldum. İşte böyle bu meseleyi de çözmüş olduk. Her meseleyi şip şak çözüyorum ama yüreğim yine de rahat değil...

    Bu arada Önemli bir not yazmak istiyorum :

    Açıklama
    Şeyhim dediğim kişi benim hayal ürünümdür. Kesinlikle bir şahsı rahatsız etmeyiniz. Bir prototip üzerinde geliştirilmiştir. Bu prototip olarak seçtiğim şahısı şahsen tanımıyorum. Kendisiyle şahsen tanışmamamın sebebi hayalimde kurduğum şeyh karakterine zarar vermesini engellemektir. Güveneceğim hayali şeyhimdir. Gerçek olan prototipe güvenemem. Gerçek olan prototipin Hayalimde oluşturduğum güzelliği, yani saflığı yok etmesine izin vermedim. Prototipte gördüğüm güzellikleri hayalimdekine eklerim ve zenginleştiririm. Aslında hayalimdekiyle konuşurum prototip anlamaz...

×
×
  • Create New...