Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

EŞREF

Üye
  • Content Count

    153
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by EŞREF


  1. Bu katillerin yaptığı katliamlar kanıtlarıyla ve şahitleriyle ispat edilmiştir. En yırtıcı hayvanların bile yapmadığı vahşeti bu hayvandan aşağı yaratıklar yapmışlar. Ankaraya giderken yanlışlıkla bindiğim Tiflis otobüsündeki 20 küsur Gürcü kadın Ruslardan bahsederken domuz yada vahşi diye sıfatlar eklemeden edemiyorlardı. 21. yy da medeni(!) rusların en insani hali olan bu hali bir düşünün, birde o zamanki rusları... İşte bu ruslar bile ermeni vahşeti karşısında yer yer "bu kadar da olmaz" diyecek kadar şaşırıyorlar.

    Malum olduğu üzere o dönemde ermeniler Van ilimizde de azınlıkta(en büyük azınlık) yaşamaktaydılar. Van'ın ermeniler için çok özel bir önemi vardı. Özellikle Akdamar adası ermeniler için kutsal sayılıyordu. Hem bütün anadoludaki ermeni gücünün yönetim merkezi hem ermenilerin kendilerine has olan hıristiyanlık anlayışının da ruhani merkezi idi. Bu yüzden Van ve Bitlisteki Müslüman Türk nüfusun yok edilmesi gerekiyordu. İlk fırsatta işe başladılar katiller.Yıllar sonra aynı katilliği gene ermenilerin kışkırtmalarıyla zilan olaylarında görüyoruz. Ben size kendi ailemden birinin başına gelenleri annemin ağzından anlatayım.

     

    Ecişte(Van gölünün kuzeyinde Van'ın en büyük ilçesi) Ermeni mezaliminden sağ kalmayı Allahın nasip ettikleri Urfaya hatta konyaya kadar göç etmişler. Erkeklerin geneli askerde olduğu için kafilelerin erkek sayısı çok azmış. İşte o kafilelerden biri dedemin babası, Şevket Bey ve ailesinin kafilesiymiş. Ailenin en küçüğü Şevket Bey miş ve 6 kardeşi varmış. Babası ve iki büyük ağebeyi daha ercişteyken öldürülmüşler. 3. büyük ağabeyi o zamanlar 20 li yaşlarda olup cepheye gitmiş. Geriye kalan 3 kardeş ve anneleri Urfaya göç etmişler ta ki Ercişin kurtuluşuna kadar orada kalmışlar. Şevket beyin sağ olan cephedeki en büyük ağebeyi MEHMET cepheden döner.(yada birçok asker hemşehrisi gibi Ercişte olanları duyar ve ailesini kurtarmak için firar eder.) Ercişe girer girmez annesi ve küçük kardeşlerini bulmak için evine gider. Evde kimseyi bulamaz ve dede baba komşuları ermeni bir kadının evine gidip, ne olup bittiğini sorar. Kadın olan biteni az çok anlatıp ailesinin urfa tarafına gittiklerini söyler. Ermeni çetelerinin şehirde olduklarını gece yola çıkması gerektiğini söyleyip yemek yedirme bahanesiyle Mehmedi(aslında Muhammed adı ama malum hassasiyetlerimizden dolayı mehmet yahut memoş deniyor.) eve alır. Nasıl yapmışsa ermeni çetecilerine haber verir. Gelenler mehmedi evin "şıpanasına"(kapının iki direğinin arasına konan mermer, beton tarzı fazlalık.) koyup koyun gibi boğazlamışlar. Muhacirlikten dönenler Mehmedin parçalanmış cesedinin akıbetini gene olayı gören bir başka ermeniden öğrenmişler. Çok az bir ermeni nüfusu ihanet etmedikleri için kendi soydaşlarından zulüm görmüşler, hatta Türkler gibi katledilenler bile olmuş. Kaderin cilvesi, o zamanlar küçük olan Şevket Bey daha sonra bir ermeni(müslüman olmuş) bayanla evlenmiştir. Ailedeki herkes bu üvey annenin yada üvey babannenin güzel ahlakını ve sadakatini anlata anlata bitiremez.(çocuğu olmamış.)

    Ercişte hemen hemen her yerli ailede buna benzer tarihi olaylar nesilden nesile anlatılır ve bilinir. Hatta "ermeni" sözcüğü çok zalim, dinsiz kimseler için kullanılır. Filankeslerin ve falankeslerin(adları belli ve kayıtlıdır.) ahırlarında, evlerinde yapılan zulmün haddi hesabı yoktur. Ben sadece size kendi ailemde yaşanan bir olayı anlatmak istedim.


  2. Ben Van'lıyım arkadaşlar bunu diyen şerefsizlerin kanı bozuktur. Van da soyu sopu belli olan bütün aileler ermenilerin neler yaptığını iyi bilir. Bunlar güya içerdende böyle şeyler yayınlayıp ermenilerin ellerini güçlendirmek istiyorlar.Hepsi satılık(gerçekten imza koyanlar) bunların, amaç memleket ihaneti olunca her taşın altından çıkarlar. Bi ermeni olurlar, bi yahudi, bi osmanlı düşmanı, bi kürtçü, bi islamı bozmaya kalkarlar bi şöle, bi böle amaç aynı bu memlekette mukaddes ne varsa hepsine düşmanlık.

    Bu olaylar karşısında eli çolak edasıyla biz görmeden geçin anlayışındaki bütün devlet yöneticileri, brokratlar, sivil toplum örgütleri, kim varsa bütün şehitlerimizin elleri yakasında olsun mahşerde. Kahrolsun zalimler!!!

    El insaf bu kadar olmaz yahu. Kim benim memleketimi satmaya, vermeye niyetliyse yada yapanlardan rahatsızlık duymuyorsa bilsin vatan evlatları bitmemiştir hamdolsun. Ama böyle bir durumda cepheden önce Ankara'ya uğramak boynumun borcudur.


  3. Tabanda derin yaralar açan sizin tavrınız benzeri tavırlardır efendim. Ben bütün cevaplarınızı göze alarak cevap veriyorum. Nerdeyse yahudi uşağı diyeceksiniz Türkeşe, hep çok menfi biriymiş gibi kasıtlarda bulunuyorsunuz bu eleştri değil. İşin ucunu Muhsin Yazıcıoğluna bağlıyorsunuz.

    Liderleri eleştirmek diyorsunuz, farkında değilsiniz sanırım uslübunuz nerdeyse "yerin dibine geçsin" diyormuşunuz gibi bir izlenim bırakıyor.

    Hatta diyebilirimki bütün bir dava anlayışınızı Türkeş karşıtlığına dayamışsınız.Ben başından beri yanlış anlamış olamayı hakikaten istiyorum.Bu beni çok sevindirir çünkü şahsınızdan değilde taşıdığınız etiketten dolayı sizinle özellikle bu forumda tartışmak istemem.

    Size yoktan, sırf görüntü resminizden dolayı durup dururken selametçi demedim. "Bazı Selametçi arkadaşlar gibi" demekteki kastım da onların rahmetli Metin yükselin ölümünü bütün bir davaya, milliyetçilerin tamamına zorla mal etmeleri ve bu yüzden milliyetçilerden kominste duydukları kin kadar kin duymalarıdır.(hepsi diyemeyiz belki ama ağırlıklı olarak bu görüş ortaya çıkıyor.Tecrübeyle sabittir.)

    İnternette gezerken boş yere tartışan(hatta sebepsiz hakaret içerikli) insanları gördükçe, o buna sen şucusun bu ona sen şusun diyenleri hele ki... böyle bir duruma düşmemek için elimden geleni yapıyorum.

    Bu mesele epey uzanacak gibi görünüyor. Sizinle istediğim seviyede bir fikir diyaloğuna geçemediğim için ne yazarsanız yazın artık cevap vermeyecem.

     

    Selametle...


  4. GENÇLİK

    · Ne bugünkü murakabesiz. rehbersiz, gayesiz ve şahsen mesuliyetsiz gençlik; ne dünkü çürümüş ve kokmuş, şaşırmış ve ihtilâca düşmüş nesiller; ne de evvelki günkü, aşksız ve vecdsiz, ruhsuz ve heyecansız, sadece kitapların ve mevzuların başlıklarına takılı ve kakılı softacıklar nesli., İslâm inkılâbını kadrolaştırmaya memur gençlik, Sahabiler ve onların gerçek bağlılarından başka kendisine hiçbir ruhî örnek kabul etmiyecek; ve bu ruhu, baştan başa yepyeni, fakat aslına uygun olarak, nefsinde ve dünyada maddeye nakşedecekir.

     

    ·.........

    ·

     

    40 yıllık yırtınış ve didinişlerimizle, böyle bir gençlige maya tutturabildiğimizi sanıyoruz.

     

    İdeolocya Örgüsü / Beklediğimiz İnkilabın Yönleri

    Her zaman olmaya mecbur bu gençlik; olmuyor! olmuyor! olmuyor! Neresinden yapıştırırsanız yapıştırın hava basıncının ağırlığını içinde bulunca, illaki başka bir yerinden patlak veren bisiklet lastiği gibi, bir yerlerde çiğlik hep kalıyor. Bütün bu denemelerde aslı suretini bulamayan gençlik hemen lastik fabrikasına gönderilip bir dahaki oluş atağına ham madde olacağına, cadde üstlerinde yolları kapatacak kadar defolu lastik birikmesine sebep oluyor. Arkasından gelecek denemeleride giderek daha da zorlaştırıyor ve haksız bir nefs mukabelesiyle kendini "olmuş" kabul ediyor. Halbuki yetersiz ve eksik noktalarını tespit edip fikir ve ruh dünyasını yeniden elden geçirmesi icap eder.

    Üstadın ve onun şahsında aynı davayı güden büyüklerin emekleri ise hep bu oluş çilesini ve isteğini hazır ve canlı tutmakla, bir gün bu neslin geleceğini samimiyetle bize vad ediyor.

    Buna en yakın zamanda çırpınışın ve sancıların en şiddetli olduğu zaman olacaktır.


  5. Ruh ile maddeyi barıştırıp, ahirete de dünyaya da islam tartısıyla hakkını verip bütün dünyanın kurtuluşuna sebep olacak bir düzenin kurduğu şehirler, günümüz dünyası için daha önce bu kadar güzel ifade edilmemiştir acizane kanaatim. Üzerindeki tozlar ehliyet sahibi ellerle temizlendiğinde, özü ve cevheri göz kamaştıran islam anlayışının, hiçbir reform ve yenileme hareketine katiyen ihtiyaç duymadığı ferasetten uzak beyinlere olanca açıklığıyla anlatılmıştır.


  6. :D güzel kardeşim, fazilet partisi beni alakâdar etmiyor. Muhsin Yazıcıoğlu'da otuzbeşbin defa farklı şekillerde mhp'den ayrılma sebebini açıkladı zaten geçmişte, daha açıklayacağı bir şey yok. Siz suyunuza gidecek bir açıklama bekliyorsanız bir ömür beklersiniz. Ortada güneş gibi bir hakikat ve net bir tablo var. Ayrılmanın sebepleri belli.

     

    Tamam, ben Mhp'ye bir şey demiyorum.

    İlâ-ı Kelimetullah İçin Nizam-ı Alem davası uğruna çalışıyorlar. Allah hizmetlerini arttırsın. Sizin yolunuz size, benimki bana.

    Muhsin Yazıcıoğlu'nu da az kaldı mhp'li yapacaksınız.

    Yani öyle çıkışlar yapıyorsunuz ki söylemediğim şeyleri söylemiş konumuna geliyorum. Demek ki siz mhp,türkeş hakkındaki en ufak bir eleştiriye dahi tahammül edemiyorsunuz. Nereye gitti şahıslar gider, dava kalır anlayışı ?

    Neyse, selamlar.

     

     

    Eleştri... Art niyetle karalama amaçlı olursa bence yanlış. Yok yapıcı olursa yapana da yapılana da ne mutlu.

    Sen halen şu parti bu parti diyorsun. Biz de diyoruz ki mana, dava olsun. Muhsin yazıcıoğlu mhp li olsa diyelim onada karşı olurmusun acaba. Hem ben mhp liyim diyormuyum acaba? Seni rahatsız eden isimler mi?

    Fikirde sizin savunduğunuzla bizimki arasındaki fark nerde hem siz kim biz kim?

    Bence sen en ufak bir hak iadesine tahammül edemiyorsun. Sanki istiyorsun ki Türkeşi afaroz edelim.

    Boş ver partiyi pırtıyı zati elli parçaya bölünmüşüz milli manevi değerlerini koruma refleksleri olanlar şu bu o diye.

    "Kanımız aksada zafer islamın" diyip devam edelim bedeni(manada) Türk olanlar ve dışı içine tabi olanlar(inşallah) olarak.


  7. Çok heyecanlıyım arkadaşlar içim içime sığmıyor. Yeni yıla çok az kaldı, şimdiden hazırlıklara başlamak gerekiyor. Bu yıl en güzel partileri düzenlemeli insanlar. Aslında anneme sorsanız partilerden ziyade Marry halamın bile masada yerini aldığı büyük aile yemeklerini tercih eder. Bizde her yıl yemeği sırf annemin hatrı hatta zorlamasıyla evde yer sonra şehir meydanındaki barlardan birine koşarız. Geçen yıl yine evde yemek yedik. Kocaman kızarmış hindimiz büyük babamın maharetli ellerinde az önceki müthiş görüntüsünü kaybededursun ablam ve eve tanıştırmak için getirdiği yeni sevgilisi, birlikte geçirdikleri ilk noelin tadını her türlü eğlencenin serbest olduğu bir barda çıkarmanın hasretini, birbirlerinin gözlerinde paylaşıyorlardı. Tv de Müslüman ülkelerde, terörist direnişçilere rağmen yılbaşına bir hayli rağbet olduğu biraz gurur birazda anlam verememenin şaşkınlığıyla anlatılıyordu. Dedim ya annem çok tutucu evden çıkana kadar yarım saat dil döküyoruz. Hatta inanır mısınız babamın kredi kartında kalan son limitle aldığı çam ağacımızı şöminenin yanına yerleştirip, gece herkesten gizli gelecek misafirimizin bize ne hediye bırakacağını düşünerek mutlu ve heyecanlı bir uyku uyumamızı ister. Bunun asla gerçekleşmeyeceğini de bildiği için sürekli gençliğin ne hale geldiğinden yakınıp durur…

     

    İşte küreselleşen dünya bu olsa gerek, ne kadarda benziyoruz birbirimize değil mi? Fark? Fark sadece isimlerimizde. Ben diyorum, biraz daha sapıtırsak kurtulma ümidimiz daha da artar. Hani meşhur ölçü var ya; “bir şey haddini aşarsa tersine inkılap eder.” Sapıtma haddini aşsak iş tersine döner mi?

    Şu komünizmin fuhşu bitirme stratejisi varya; “büsbütün serbest bırakarak” aynı mantıkla gitsek diyorum. Yada diyecek derecede aciz hissediyorum kendimi.

     

    Belki şimdiden yılbaşından bahsetmek biraz abes olacak ama, ben daha hazırlıklar başlamadan konuşalım istedim. Nasrettin hoca testi kırılmadan kızını dövmüş ya… biz kimseyi dövüp engelleyemeyiz de bari yaşanacaklar(Allhualem) yaşanmadan konuşalım.


  8. Davalar ve fikirler konuşulacaksa bunu insanları konuşmadan yapalım arkadaşlar. Şu ülkücü bunu yapmış bu ülkücü bunu yapmış diye değil, varsa ülkücülüğü eleştirelim. yoksa ben şimdi size, kendine alperen deyip bir sürü kirli işi olan adam gösteririm. Bunu yaparsam, BBPyi kişilere göre değerlendirirsem, ne derce büyük bir hataya düşerim değil mi? Bütün pkk lılar kadın satıcılığı bile yapsalar ben; "pkk kadın satıcılığı yapar, yaptırır ideolojisi ve diyalektiği budur." diyebilme hakkına sahipmiyim? Değilim. Mesela Allah korusun dünyadaki bütün müslümanlar zina etseler faiz yeseler birisi "islam zinayı ve faizi menetmez bilakis bide teşvik eder." diyebilir mi buna hakkı varmı?

    Türkeşi illa değerlendirecekseniz 1965 lerden sonrasını ele alın.Hem net kanıtınız olmadan nasıl olur bir insanı neredeyse iki yüzlülükle itham edersiniz. Ben, siz ne derseniz deyin Muhsin Yazıcıoğlunu ülkücü düşmanı kabul etmiyorum. Onu ve BBP içindeki çok değerli bir kaç ağabeyimi aynı davanın kahramanları olarak görüyorum. Nitekim kendimde hem siyaset bilinci hem insan psikolojisi bakımından biraz birikim gördüğüm için Yazıcıoğlunun bütün müspetliğine karşın BBP nin yönetim kadrosunda olanca menfiliğiyle pek çok insanı görmek beni Yazıcıoğlu düşmanı yapmamıştır.

    Suffiyun gardaşım MHP den bahsederken sanki pkk dan bahsediyormuşsunuz gibi kin ve nefret dolu olduğunuz kanaatine varacağım neredeyse. Allaha çok şükür Muhsin başkanın en yakınındaki bazı isimler sizin kadar düşman değil bize, onlarla ve sayın başkanla(sadece bir iki defa, şahsımı tanımadan) ülkücü etiketimize rağmen çok sıcak buluşmalarımız, birlikteliklerimiz olmuşdur. Aynı davayı savunduğumuzu dillendirmeye bile iki tarafta gerek duymamıştır.

    Peki Yazıcıoğlu neden ayrıldı? Bu sorunun cevabını Muhsin yazıcıoğlu, bilmediğimiz sebeplerin etkileri gene bilmediğimiz bir zamanda son bulduğunda olanca açık yürekliliğiyle kamuoyuna verecektir diye ümit ediyorum. Ama o zamana kadar gereksiz ve anlamsız düşmanlıklar bi tarafa Yazıcıoğlunun iki dudağının arasından bişeyler duymadan kimse onun adına düşünüp yorum yapmasın.(güya çok gizli kanallarla bana da bir sürü hikaye geldi ama hepsini sonradan çürüttüm.)

    Şimdiki mhp yönetimi ve kadrosunun çoğu değerlendirmeye değmez bile.

    Aynen bazı, Fazilet Partisi tabanındaki arkadaşlarımız gibi konuşuyorsunuz.


  9. "Batı tefekkürü Ve İslam Tasavvufu" eserinde üstad her türlü hain kutubun saldırı kılıfından bahsediyor. İnsan tarihe bakınca rahatlıyor çünkü bu saldırıların hiçbiri yeni değil hep varmış. Ama Allahın izniyle tasavvuf hep var olmuş. Nasıl olmasın ki ne zaman batın yok olur o zaman tasavvufta yok olur.


  10. Seninle ilgili söylediklerine ben inanmam gardaş :)

    Nerdeyse toplumda lider önder kim varsa ya yahudi ve masonlarla yada pkk ile ilişkilendirmiş.

    Bir kitabını okurken(hiç tavsiye etmem kesinlikle zaman kaybıydı) baktım adam türkiyedeki sebetaistlerin 400 yıl önce bilmem kaçıncı göbekten akrabaları olan küçük bir çocuktan bahsedecek kadar araştırma yapmış öte yandan şu cümleyi kitabın bir başka yerinde kullanmış "kamoyunda Şeyh said(kürt Said) olarakta bilinen Said Nursi ....." sen o kadar araştırma yap güya eniğini cücüğünü bulda daha Şeyh Saidle Said Nursi hz. lerini ayırama yada ayırma(!)...


  11. Ara sıra enterasan(!) kitaplar çıkarıp gündemde kalmayı başaran, Türkiyede sürekli insanların kafalarını karıştıran, olayları ilişkileri çözülmez ve akılalmaz bir şekilde topluma sunan, yazdıklarının çoğunda yanlış bağlantılar kuran, kitaplarını nedense hep işporta tezgahlarında sattıran bu adam kim?


  12. Vay Vay Vay mürted, gerici, yobaz Fıransa! Bunlar da sapıtmış kardeşim laiklik düşmanları. Ağ ağ hele bizde din namına (bırakın imamları) birileri yürüsün... Gösteririz laiklik nasıl oluyormuş. :)

     

    Bildiğim kadarıyla Fransız laikliği dünyadaki en dinsiz laiklik(hatta din karşıtı) anlayışı. Yoksa birileri bizi mi kandırıyor?


  13. Tasavvuf... Resulün batını...

    "Bir mimari düşünün... Hayalin görmediği mimari... Bütün çizgileri, motifleri mukavemet hesapları, zarafet üslubuyla muazzam bir mimari... Cephe... Bu şeriattir. İçinde hiçbir ışığın ifade edemeyeceği nurani pırıltıların kaynaştığı has odası da tasavvuf..."


  14. Hak- Batılı birbirinden ayırmak için çok hassas bir terazi kazandırdı. Dava duruşu nasıl olmalıdır? sorusunun cevabını kazandırdı. Eşya ve hadiseyi, masivayı değerlendirirken hep islam penceresinden ve Allahın muradından taraf bakmayı kazandırdı. Ufkumu inanılmaz derecede açtı.

    Şimdi tersini düşünüyorum Üstad olmasaydı ne yapardım onun yerini kim kapatabilirdi.

×
×
  • Create New...