Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

müznib

Editor
  • Content Count

    471
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    16

Posts posted by müznib


  1. Yorumlar gerçekten üzücü.. Şuanda verdiğiniz şiir'in sahibine açılmış bir forumdasınız. Necip Fazıl Kısakürek üstad tarafından yazılmış bir şiirdir.

     

    Hangi eserinde geçmektedir diğer arkadaşalrın dediği gibi Ne "çile"de en "es selam"da nede "öfke ve hiciv" kitabında böyle bir dörtlüğe denk gelmedim. şayet şiir kitaplarında değilde fikir kitaplarında ise lütfen adını söylermisiniz kitabın? yahut konuşma veya konferanslarında geçiyorsa ozamanda videonun linkini verirmisiniz ?


  2. Bahis mevzuu hanım kızımız kim? Ve onun akıl hocaları, "çıplak poz vermekte" beis görmeyenler, yani Hayrettin Hoca'yı "tefe koyanlar"dan kim kasdedilmiş?

     

    Farklı kültür ve medeniyetlere hoşgörü göstereceğiz diye kendi kültür ve medeniyetlerini rafa kaldıran bir anlayış elbette böyle ağır faturaları ödemek zorundadır!

     

    "Hoşgörü değil ancak tahammül gösterebiliriz" diyenleri tefe koyanlar bu hanım kızımızın "Çıplak poz vermemin neresi yanlış?" sorusuna da cevap vermek zorundadırlar!

     

    Hoş onlara göre de çıplak poz vermekte bir beis yoktur!

     

    Çünkü onlar da bu çıplak medeniyeti içlerine sindirmişler ve benimsemişlerdir!

     

    Sorduğunuz sorunun cevabı makalenin içinde zati daha dikkatli okursanız tekrardan yukarıdaki alıntıyı olayları kavramış olursunuz güzel kardeşim.

     

    “Daha önce Babür Şah döneminde Müslümanlar Hindistan’ı yüzyıllarca yönetti. Hindistan’da Hindular ineğe taparken Müslümanlar kurban ediyordu. Hindular ve Müslümanların mahalleri ayrıldı ve Müslümanlara Hindu mahallesinde inek kesmek yasaklandı. Herkes kendi lokal alanında daha özgür ve barış içinde yaşadılar. Bu önlem toplumun bir parçasını toplumdan dışlama değildir. Evet, içki içen, eşcinsel ilişki kuran ya da nikahsız yaşayan insanlara Müslümanlar hoşgörü gösteremez ancak tahammül eder. ”

     

    Dilipak

     

    Bu örneği Dilipak hoca vermiş öylemi yazıklar olsun ona hakikaten ikiyüzlülük etmiş yazık...

     

    İnek olayı ile Ahlaki bozulmayı aynı tefeye koyarak mukayese etmek ancak Dilipak hocanın inekliğindendir. yoksa aklı olan herkez bunu iyi idrak ederek düşündüğünde arada dağlar kadar farkın olduğunu anlar!

     

    Ben bi müslüman olarak ineğimi mezbahanede keserim hinduların görmeyeceği bir yerde keserim buna eyvallah ama ruhumu mezbahaneye hapsedemem ki!.. ha eğer dilipak ve karaman hoca gibileri ruhlarını mezbahanelere hapsediyorsa! lütfen yazılarının altına not düşsünler biz kendi adımıza söylüyoruz diye..

     

    Bu nasıl bir Müslümanlıktır kestirmek mümkün değil Üstadın dediği gibi; "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında da parya!"


  3. Amin, Ecmain Gönüldaşım..

     

    af93c_ramazan_bayrami.jpg

    Tüm İSLAM Aleminin Ramazan Bayramı Mübarek Olsun.

    Rabbim ŞARK'daki ile GARB'daki Müslüman Kardeşlerimizi Aynı Bayram Havası ile Bayramlarını Huzurlu, Mutlu, Birlik ve Beraberlik İçinde Geçirmesini Nasip Etsin.

    Rabbim Ölüm'den Sonra ki Asıl Bayramımızı Yaşamayı Bizlere Nasip Etsin İnşaAllah..

     

    • Like 4

  4. Hayrettin Karaman'ın yazısına göndermedir.

     

    Buyrun Milli Gazete'den Zeki Ceyhan Bey'in yorumu ;

     

    ÇIPLAK POZVERMEK!

    26 AĞUSTOS 2011

    Dinler arası diyalog!

     

    Üç hak din!

     

    Dinler bahçesi!

     

    Çok kültürlülük!

     

    Farklı kültürlere hoşgörü!

     

    Bu kavramlardan yola çıkarak dünyaya yön vermeye çalışanları bekleyen akıbet elbette büyük bir hüsrandan başka bir şey değil!

     

    Ne var ki onlar henüz bunun farkında değiller!

     

    Bu tür kavramların etkisinde kalarak yetişen hanım kızımız bir derginin kapağı için çıplak poz vermiş!

     

    Kendisinin böyle poz vermesinin olay olacağının farkında biri olarak soruyor:

     

    Çıplak poz vermemin neresi yanlış?

     

    Bu hanım kızımıza yaptığının yanlış olduğunu anlatmamız kuşkusuz mümkün değil!

     

    Çünkü o artık bizim dünyamızdan çok farklı bir dünyanın görüşlerini taşıyor!

     

    Yani dünya görüşü bizimkinden çok farklı!

     

    Bize aitliği ise sadece basit bir kan bağından ibaret!

     

    Biz bugün "Çıplak poz vermemin neresi yanlış?" diye soran hanım kızımızdan çok o hanım kızımızın bu hale gelmesinden sorumlu olanlara seslenmek istiyoruz:

     

    Eserinizle ne kadar övünseniz azdır!

     

    Kendi dünya görüşünüzü ve medeniyetinizi yenik olarak kabul edip başka medeniyetlere yamanmaya çalıştığınız günden bu yana epey zaman geçti!

     

    Başka medeniyetlere yamanmanın elbette bir faturası olacaktı!

     

    Ve bugün bir dergiye çıplak poz veren hanım kızımız başka medeniyetlere yamanma çalışmasının faturasından başka bir şey değil!

     

    Farklı kültür ve medeniyetlere hoşgörü göstereceğiz diye kendi kültür ve medeniyetlerini rafa kaldıran bir anlayış elbette böyle ağır faturaları ödemek zorundadır!

     

    "Hoşgörü değil ancak tahammül gösterebiliriz" diyenleri tefe koyanlar bu hanım kızımızın "Çıplak poz vermemin neresi yanlış?" sorusuna da cevap vermek zorundadırlar!

     

    Hoş onlara göre de çıplak poz vermekte bir beis yoktur!

     

    Çünkü onlar da bu çıplak medeniyeti içlerine sindirmişler ve benimsemişlerdir!

     

    Bugün çıplak poz vermenin yanlış olmadığını savunanlar yarın başka ahlaki değerlerimizi de yargılayacaklar ve ahlaki değerlerimize ters davranışlarının neresinin yanlış olduğunu soracaklardır!

     

    Farklı kültürlere hoşgörü gösteriyoruz derken nasıl o kültürlerin esiri haline geldiklerinin farkına bile varamayacaklardır!

     

    Bugün çıplak poz vermeyi çok normal bir şey gibi takdime çalışanlar yarın daha neleri neleri normal göstermeye çalışacaklar doğrusu çok merak ediyoruz!

     


  5. Es Selamun Aleyküm.

     

    kadir20gecesi.jpg

     

    Mübarek "Kadir" geceniz hayırlara vesile olsun İnşaAllah. Ülkemiz için İslam Alemi için ve Tüm İnsanlık için bolca dua edelim. Allah şimdiden Dualarınızı hayır ve hasenatlarınızı Makbul ve Kabul eylesin..

     

    Batının Üçyüzyıllık sömürü saltanatı; Madde olarak çökme eşiğine gelmiştir. Ve Dünya'da yeni bir düzene doğru yol alırken, Müslümanların yeniden Uyanışı, Dirilişi, ve Birliği için Allah rızası için bolca Dua edelim İnşaAllah..

     

    "Dua, dua, eller karıncalanmış;

    Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.

    Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış..."

    • Like 4

  6. Eşref Ziya Terzi - Bir Güneş Doğuyor, İnfilak, Kalksam Dirilsem, Söyle İstanbul, Ağlama Karanfil

    Grup Mavera - Bebeğim

    Grup Genç - Kuşandım Aşkını, Mescid-i Aksa, Örtü Uğruna

    Ömer Karaoğlu - Lailahe il lallah, Adi için yaşamak, Şehit Tahtında, Kuşlar (Filistinli çocuklar için yazıldı)

    Abdurrahman Önül - Kırmızı Güller, Hz. Hamza, Kerbelada, Tale al Bedr-u Aleyna ve daha bir çoğu

    Mustafa Cihat - Suskunluğun bedeli, Can dedim, Seni anlatamam

    Abdullah Işılak - Ağlıyor Müslüman Coğrafyası, Yürüyelim Yiğitler

    Dursun Ali Erzincanlı - Elli iki Gün Var, Sen Yoktun, Kırk Yaşındasın ve daha bir çoğu..

    Alper - Onlar Öncüler

    Emre - Filistin

    Grup Nasihat - Başörtüsü

    Grup Yeni Çağ - Şarkımız bizim, O erler ki (ikiside Üstadın şiiridir.), Ezeli Nur

    Adil Avaz - Arkadaşım, İntifada, Endülüs, Benim Kavgam

    Sacit Onan - Senide vururlar birgün Ey ACI

    Aykut Kuşkaya - SES (Şiir Üstadındır)

    Göz Yaşı Geceleri - Sor beni

    ....... ......... - UTANSIN (Şiir Üstadındır ama kimin söylediğini bilmiyorum.)

    ....... ......... - Onun Ümmetinden Ol (Şiir Üstadındır ama kimin söylediğini bilmiyorum.)

    ....... ......... - Müjde (Şiir Üstadındır ama kimin söylediğini bilmiyorum.)

    Hakan Aykut - Bu akl-u Fikr ile

    Celaleddin Ada - Cürmüm ile geldim Sana

    Sami Yusuf - Ya Rasulullah

    Yolcular - Uyan Ey Gözlerim (Şiir Osmanlı sultanı Sultan Murad'a aittir), Demedimmi, Gel gör Beni, Yemen Ellerinde

    Nihat Hatipoğlu - Ehli Beyt Kaseti (Hz.Ali, Hz.Hasan ve Kerbelada ki Şehitleri anlatıyor Hz.Hüseyin. şiddetle tavsiye ediyorum sohbet aslında ama sık sık dinlerim ağlamamak elde değil)

     

    Mehter Marşı, Yelkenler Biçilecek (Arif Nihat Asya), Ceddin dede, Ordu Marşı, Hücum Marşı, (Aslında marşların hepsini seviyorum)

    Yukarıda sizlerin yazdığı (gençlik marşı hariç) ve aklıma gelmeyen daha bir çoğu var.


  7. mütereddid amacınız nedir hala anlamış değilim? kimi niçin hoşgörecekmişim bana saygısı olmayanın benim dinime saygısı olmayan bir kişiye hoşgörmek mantık ve vicdan dışı bir iştir.

     

    Yahu hala anlamıyormusunuz adamlar resmen dinimize sövüyor sövende ki biliyormusunuz bende müslümanım diyen kişicikler.

     

    Sokakta edepde bihaber olacak üstünü başını yırtacak üstadın tabiri ile "senki bir sapık ırza geçse nefret kusrasın, milletin ruh ırzına geçerlerde susarsın." ruhumun ırzına geçecekler sonra hoş görecem oh ne ala.. ulu orta sigarasını tütürecek hoşgörecem ben hoşgörümü diğer semavi din ve kafirler için yaparım ama ben müslümanım diyipte dinine sövene asla! artık şu yazılardan vazgeçiniz hoş görü ılımlı islam dinler arası diyalog hepsi aynı kapıya çıkıyor dert deva müslüman sindirilsin uyutulsun cihad kavramından uzaklaştırılsın zati hadis ayıklama çalışmalarıda bunun bir meyvesi değilmi? azcık uyanık olalım lütfen! dininize sövdürmekten vazgeçiniz artık "zulme rıza gösterende zulm yapmış gibidir!" (hadis-i şerif)

    • Like 2

  8. Sabah bunu okuduğumda cız olmuş yüreğim bir parça daha cızz etti frown.gif

    Çünkü bu bir müslüman'ın feryadı, bir müslüman'ın can simidi'ne (Hz. Kur'an ve Sünnet-İ Seniyye) sarılış çağrısı, uyarısı!

     

    Ey Müslümanlar!.. Sözüm sizedir: Kur'ana, Sünnete, İslam'a, Şeriata, ahlaka, fazilete, iffete aykırı bunca fuhşiyata, seks azgınlıklarına, çıplaklığı, rezilliğe ses çıkartmaz, emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmazsanız başınıza gelecek bir musibetten, tepenize inecek bir âfetten, gazaptan korkunuz.

     

    Çok değerli büyüğümün yazılarını hergün takip ediyor ve nasiplenmeye en azından kalbimi malayani hallerden ve irademi nefsime kaptırmaktan bir parça olsun hocamın yazıları sayesinde men ettiğimi söyleyebilirim (Allah ondan katbe kat razı olsun).

    Değerli hocamın her yazısı bir feryad! nasıl feryad olmasın ki? Merhum Zarifoğlu'nun hani bir tarifi varya şöyle ki; "İmanın en küçük zerreciği bir vakit namazını kaçırdığında yüreği cız edendir." İşte yüreğinde bir parçacık İman taşıyan İnsan olan insan Türkiye'nin, İslam aleminin bu ahvaline nasıl feryad etmez! nasıl dur demez! nasıl göz yumar en azından nasıl buğzetmez?!

    Rabbim bizlerin basiretini, feasetini, aksiyon şevkini ve hizmet aşkını ilelebet en yüksek derecede diri kılsın.

    Rabbim bizleri razı olduğu kullarından etsin. Rabbim bizlere merhamet etsin, affetsin (amin).

     

     

     

    • Like 2

  9. Bu Toplum Bu Kadar Ahlaksızlığı Kaldırmaz!

    20 AĞUSTOS 2011

    - - - - -

     

    Müstehcenlik konusunda artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Türkiye bu kadar ahlaksızlığı, edepsizliği, seks serbestliğini, seks provokasyonunu, seks terörünü, fuhşu kaldırmaz.

     

    Bazı günlük gazeteler ve bazı tv'ler genelev yayın organı haline dönüşmüştür.

     

    Bütün hürriyetlerin sınırı vardır.

     

    Müstehcen yayın, seks terörü konusunda medyaya sınırlar konulmalıdır.

     

    Biliyorum, yaygara kopartacaklar ve "Basın hürriyeti kısıtlanıyor, medya gemleniyor!..." diye feryat edeceklerdir.

     

    Müstehcen yayınları kısıtlamak basın hürriyetinin ihlal edilmesi değildir.

     

    Hiçbir gazetenin, tv'nin, derginin seks terörü yapmaya hakkı yoktur.

     

    Müstehcen yayın yapanlar basın hürriyetini kötüye kullanan kötü niyetli kimselerdir.

     

    Türkiye, halkının büyük kısmı Müslüman olan bir ülkedir. Bizim kültür yapımız bu kadar ahlaksızlığı, fuhşu, zinayı, müstehcen yayını, seks kışkırtıcılığını hazmetmez (sindirmez).

     

    AB standartları dediler ve Ceza Kanunundan zina suçunu kaldırdılar.

     

    Diğer şehirleri bilmem, İstanbul'un bazı bölgelerindeki ahlak bozukluğu had safhaya gelmiştir.

     

    Sultanahmet camiine gidiniz. Oturulmaz levhaları bulunmasına rağmen ulu mâbedin mermer merdivenlerinde bir yığın çıplak turistin oturduğunu göreceksiniz. Bunların içinde, iç çamaşır giymediği için en mahrem yerleri, avret-i galizaları görünenleri vardır. Mukaddes caminin içi Kapalıçarşı'ya dönmüştür. Müslümanlar huzur içinde namaz kılamamaktadır.

     

    Cami böyle olursa ana caddeleri, meydanları, toplu taşıma vasıtalarını düşününüz.

     

    Turist gelsin camiyi gezsin ama aşırı çıplak, aşırı seksî kıyafetle gelip gezmesin.

     

    Her şeyin bir kuralı vardır.

     

    Otobüslerde, parklarda, meydanlarda, sokağın ortasında herkesin arasında birtakım laubalilerin sarılıp öpüşmesi ahlaka aykırıdır.

     

    Bazıları değildir diyecektir.

     

    İslam ahlakına, Türkiye ahlakına aykırıdır.

     

    Ateistlerin, çağdaşların, Saylanîlerin, Selaniklilerin ahlaksızlık saymaması bizi ilgilendirmez. Biz bu ülkede çoğunluktayız, bizim millî kültürümüz ve kimliğimiz vardır, bizim kendi normlarımız, ölçülerimiz, kıstaslarımız, kuramlarımız vardır. Halkın istediği olacaksa, çoğunluğun millî kültür ve kimliğe dayalı isteklerinin yerine getirilmesi gerekir.

     

    On sene kadar önce Bursa'da Ulucami'ye gitmiştim. O tarihî ve kutsal mâbedin içi de yürekler acısıydı. Başı açık, göğsü açık, kolları açık, etekleri kısa kadınlarla doluydu. Cami kadınlar hamamına dönmüştü. Ulucami'deki bu açık saçık laubali kadınlar turist değil, yerliydi. Valilik, belediye, müftülük, dinî cemaatler gerekeni yapmamışlardı.

     

    Hiçbir haysiyetli Müslüman toplum bu kadar

     

    *Müstehcen, rezil, ahlaksız yayınlara,

     

    *Sultanahmet camiindeki rezilliğe,

     

    *Zina ve fuhuş patlamasına,

     

    *Edep ve ahlaka aykırı davranışlara

     

    Tahammül etmez.

     

    Bu gibi ahlaksızlıkları, yasal sınırları içinde ve şiddete baş vurmadan en sert şekilde protesto eder.

     

    Cumartesiyi pazara bağlayan bir gece güvenlik tedbirlerini alarak Beyoğlu'na çıkınız ve rezaleti görünüz. Orada sabaha kadar süren bir çılgınlık vardır. Seks seks seks... İçki seller gibi...

     

    Her toplumda ahlaksızlık, fuhuş zina, edepsizlik olur bu kadar olmaz.

     

    Bu kadar olursa toplum batar.

     

    Nasıl batar?

     

    Sodom ve Gomore gibi batar.

     

    Evet efendiler, evet sayın bayanlar ve baylar, evet sorumlular!.. Türkiye bu kadar ahlaksızlığı, bu kadar fuhşu, bu kadar zinayı, bu kadar seks serbestliğini çekmez, kaldırmaz.

     

    Televizyon dizilerindeki seks ve zina sahnelerinde kadın ve erkek aktörlerin arasında yastık var mı, yoksa kameraların önünde gerçek seks mi yapıyorlar tartışmalarını duymuşsunuzdur.

     

    Evet bıçak kemiğe dayanmıştır.

     

    Ey Müslümanlar!.. Sözüm sizedir: Kur'ana, Sünnete, İslam'a, Şeriata, ahlaka, fazilete, iffete aykırı bunca fuhşiyata, seks azgınlıklarına, çıplaklığı, rezilliğe ses çıkartmaz, emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmazsanız başınıza gelecek bir musibetten, tepenize inecek bir âfetten, gazaptan korkunuz.

     

    *(İkinci yazı)

     

     

    Karayılan Tamtamları

    Tamtamlar çaldı, Karayılan yakalandı, Karayılan yakalandı, yakalandı, dı dı dı!..

     

    Meğerse yakalanmamış...

     

    İyi ki, yakalanmadı... Yakalansa ne olacaktı? İmralı'ya hapsedilemez. Küçük bir adaya iki imparator olmaz... Başka bir ada bulmak gerekecekti... Konforlu bir hapishane, kara, deniz, hava koruma kuvvetleri ... Muayyen günlerde gelen avukatlar... Bir yığın tantana. Karayılan eskiden Kandil dağından emir veriyordu. Yakalansaydı adasındaki hapishaneden emir verecekti.

     

    Karayılan yakalansa terör bitecek mi?

     

    Asıl iş bataklığı kurutmak.

     

    Öcalan'ı yakalayıp İmralı'ya atmakla ne kazandık?

     

    Yahut ne kaybettik?

     

    PKK bataklığının suyu nereden geliyor?

     

    Bu işin içinde Ermeniler var, Kripto Ermeniler; Siyonistler var, iki kimlikli Kripto Yahudilerimiz var. Daha kimler var? Terörün gölgesinde yüz milyarlarca dolarlık uyuşturucu ticareti yapanlar... Silah ticareti yapanlar...

     

    Bataklık sadece PKK tarafından mı meydana getirildi?

     

    Sen 3500 Kürt köyünü düzle, tahrib et, ahalisini sür.

     

    Sen kendi vatandaşlarına insan pisliği yedir.

     

    Sen Diyarbakır hapishanesinde korkunç ve vahşi işkenceler yap.

     

    Sen milyonlarca vatandaşın temel insan haklarını çiğne.

     

    Sen Türkleri ve Kürtleri kardeş yapan İslamî bağları tahrip et.

     

    Sonra da kabahatin tamamı PKK'da olsun.

     

    Bataklık mevcut oldukça terör sürecektir. Bir Karayılan Kandil dağındaysa bir sürü yılan başka dağlarda, vadilerde, ovalarda, büyük şehirlerdedir.

     

    Yılanların hepsi de Kürt değildir.

     

    Türkü var, Yahudisi var, Ermenisi...

     

    Şu anda Karayılan'ın yakalanmaması belki de daha az zararlıdır.

     

    Evet, Öcalan yakalandı da ne oldu?

     

    Başımıza belâ oldu.

     


  10. Dün 30. Kitap fuarına gittim ve ilk uğradığım yerlerden biri olan 'Büyük Doğu' standına gittim. Osman ağabeyi'yi sordum yoktu birazdan gelir dediler. İsmi Osman olan genç bir arkadaş vardı ona bi kaç soru yönelttim dedim ki; Niçin Üstad "manevi miraçsılarım" dediği bizler için bu kitapları çok pahalıya satıyorsunuz? oda dediki kardeşim siz bir kitabın maliyetini ufakmı sanıyorsunuz dedim ki ona nice kitaplar var 5 -10 tl ye satılıyor oda bana bir kitap çıkardı bak bunu aldım ama içeriğine baktım okumaktan vazgeçtim. o an anladım ki sadece basım masrafları değil üstadın fikirleride para ile satılıyor!

     

    İkinci sorum ise; internette niçin kısıtlama yapıyorsunuz? bir site sizi protesto etmiş ve kapamış orada bulunan orta yaşlarda bir ağabey ismini sormadım dediki "dağ dağa küsmüş dağın haberi olmamış!" ve ekledi "bd" de birisi demişki "devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak gerek" bu söz kime ait dediğinde ben bilmiyorum dedim. yazık "bd" de çalışıyorsun ve bilmiyorsun dedi. bende hemen internete girdim ve sözü yazdığımda yaklaşık altmış sitede Üstad'a ait olduğu yazıyordu halbu ki sonradan öğrendim ki bu söz Üstad'ın kitabında geçiyor ama Üstad'a ait değil. kısacası demek istedi ki nette çok bilgi kirliliği sahih olmayan sözler Necip Fazıl'a atfediliyor bunları önlemek ve emeğin bedelinide okadar beleşe bırakmamak için gerekirse mahkeme kararı ile kapattırırız. facebook'tan çok yakındı bir sürü Üstad sayfası var ama çoğu yanlış yanlış şeyler yazıyor dedi.

     

    Aklımca onları mahcup edecektim ama verdikleri cevaplar beni mahcup etti sebebide şu; anons yapıldı Mehmed Niyazi hoca ötüken yayınlarında imza atıyormuş anonsu duyunca gittim birde Mustafa Armağan hocada timaşdaydı onada gittim kitap fiyatları hemen hemen aynıydı anladım ki Üstadın kitapları hakikaten ucuz!

     

    Üstad bir derya ve o deryanında bir bedeli olmalı! manevi mirasçılara gelince al fikri kullan bd bundan para almıyor :)

     

    Bu arada Üstad'ın şu dört kitabını aldım.

     

    - ULU HAKAN

    - DÜNYA BİR İNKILÂP BEKLİYOR

    - SAHTE KAHRAMANLAR

    - SON DEVRİN DİN MAZLUMLARI

    Her yıl olduğu gibi yine %40 indirimliydi.

    • Like 1

  11. "Kusura bakma Hocam İyiliği emret kötülüğü yasakla'dan hiç bahsetmemişsin?"

     

    Öldürelim, tamam öldürelim lakin, hakkını yemeyelim. Bunun için ilk paragrafa dikkatinizi celbedeceğim.

     

    "Yine imkan bulduğunda, şartlar müsait olduğunda, düzelteyim derken bozma ihtimali bulunmadığında, daha büyük sakınca doğurmadığında her Müslüman, aleni (açıkça, kamuya açık yerde) dine, ahlaka, âdâba aykırı bir davranışa -engellemek veya ıslah etmek maksadıyla- müdahale etmekle yükümlüdür."

     

     

    İyide arkadaşım Üstad Necip Fazıl döneminde şartlar çokmu müsahitti? şartlar nasıl müsahit olur bana bi söylermisin? sen yanmazsan ben yanmazsam bu şartları kim müsahit hale getirecek! Allah kukuma kuşu gibi pinekleyen Müslümana yardım edermi sanıyorsun! etseydi bu halde olurmuyduk biz?

     

    Üstad'ın bu sözü bu alim kisvesine bürünmüş hocazademize gitsin.

     

    Kuyruğu dönen kedi hayrette,

    Alim ki hayreti yok, ne boş yere gayrette!


  12. Şu diyalogcular yokmu bakın en basidinden şurada anlaşamıyoruz bir birimize düşüyoruz. fitne fitne fitne!

     

    Adam diyor ki Ben hiristiyanım ama Hz.Muhammed'ide inkar etmiyorum iman ediyorum ama hristiyan gibi yaşamaya devam ediyor şimdi bu cennette girecekmi şayet girecekse ben oruç, namaz, hac, zekat verip islamın yasakları ve emirlerine niye tabi oluyorum bende hristiyan olayım (sümme haşa) cennete nasıl olsa gidecem.

     

    Yok böyle bir iman inanıyorsan imanda ediyorsan haçı putu duvarı onu şunu bunu atacaksın geleceksin İslamın ulvi yorganına sarılacaksın.

     

    okadar.


  13. Hoca Hoca bu yazına kimse merak etme laf etmez! aksine alkış tutarlar bak ne hoca ama tahammül edin diyor!

     

    Kusura bakma Hocam İyiliği emret kötülüğü yasakla'dan hiç bahsetmemişsin? hiç bahsetmemişsin bu ülkenin başsız olduğundan? hiç bahsetmemişsin demokrasi denilen illetin bu milletin dna'sı ile örtüşmediğinden? hocam hocam sen alimsin sen böyle ılımlı bir yazı ile tahammül dersen cemaat bunu hoşgörü kabul eder!


  14. "Ceddim Osman Gâzi'den Selim-i Evvel'e (Yavuz'a) kadar Devlet-i Osmâniye nâmıyla Türk saltanatı var idi. Selim-i Evvel'den sonra ise, bu saltanat, Hilâfet'in inzimamıyla "Saltanat-ı Muhammediye" hâlime gelmişti.

     

    Şimdi bana bigayr-i hakkın (haksız olarak) ihânet-i vataniyye isnad edenler, Hilâfet'i hukuk ve nüfuzundan tecrid ve tâ'til ederek bu Saltanat-ı Muhammediyye'yi yıkmışlar ve yalnız vatanlarına değil, bütün Âlem-i İslâm'a ihânet etmişlerdir."

     

    6.Mehmed_vahideddin.jpg

     

    Mehmed Vahideddin bin

    Sultan Abdülmecid han


  15. Konu yeniden hortlamış gibi sizlerde bilirsiniz Üstadı ziyarete bir kişi gelir sizi görmeye geldim der sadece bukadarmı evet Üstadım der bu kadar Üstadda bi sağdan, soldan, önden ve arkadan birer profil izlenimi sunar hadi uğurlar ola der. arkadaşına der bana fikir ile gelecek kişilerin özlemi içindeyim!

    Yine tam aklımda kalmadı ama şöyle bir anı daha vardır. Üstad ya evinin yahut büyükdoğu nun penceresinden gelenleri görünce yanındaki arkadaşına sorar kim bunlar diye ya Üstadım tanımadınızmı bunlar şu kişiler ( bu arada bu kişler kovboy vari giyimli v.s kişiler ama Üstada gönül vermiş kişiler ce Üstadda tanıyor normalde) ya öylemi der biz bunlarlamı bu davayı güdeceğiz der ve sinirlenir.

     

    Üstad hep fikir hep fikir hep fikir taraftarıydı. Bence Üstadı bu şelille anmak la; "heykel destek üstünde benim ruhum desteksiz" Üstadımızı heykelleştirme yolunda ilerleme neticesi sonucunda ruhun desteksiz bırakılmasından başka birşey değil bu ve bunun gibi tutumlar!...

     

    Üç İhlas Bir Fatiha hediye edelim Üstadımıza. (amin)


  16. Ne evet ne de Hayır diyorum keşke üçüncü bi şık olsaydı.

     

    Büyük Doğu dergi muhtevasının tekrardan zuhurunu can-u gönülden dileriz. yalnız Büyük Doğu dergisi bu güne dek hiç elime geçmedi kaç yapraklıdır bilemiyorum? yalnız şurası varki 100 yaprak basılmış olsada bunun 99 yaprağı boş namelerle dolsada bir sayfasına Üstad mührünü vurunca o dergi işte beklenen etkisini milletin gönlüne fevkaledenin fevkinde mühür mahiyetinde nakşeder ettide!... ama şuana baktığımızda aksiyon sahibi kaç dava adamı vardır bu dava adamları aynı dergide toplanırlarmı yoksa oda ne biz dünya olduk düyük doğada ne ki! derler mi? ne bileyim kısacası kadro meselesi. aklıma Mehmet Şevket EYGİ hocam, Mustafa Miyasoğlu, Şule Yüksel ŞENLER v.s bi kaç kişi geliyor yazılarını okuyupta düşünmeye sevk olunmayacak düşünen insan bilemiyorum? yinede büyük doğu çıkıp çıkmamak arasında bir öncü bekler kanaatindeyim bunun adı illam büyük doğu olmazda farklı da olabilir önemli olan taşı gediğine oturttursun ve önemli olan sadece doğruları insana aşk, şevk ve aksiyon kazandırabilcek şekilde olsun.


  17. Haftalardır ülkenin önde gelen entellektüelleri ve dini liderleri ile toplantı yapan El Ezher’in Büyük İmamı Ahmed El Tayyip, “Dinden arındırılmış, modern ve demokratik bir Mısır’ı desteklediklerini ilan etti.

     

    Bizim oralarda şöyle bir söz vardır; "zukkumun kökü. elinin körü" ha işte güya namı 'büyük' adı tayyip (güzel) olan 'küçük çirkin' şey! sana bu sözler mizah mertebesinden hediyem olsun!...

     

    "Mümin Bir Delikten Iki Defa Sokulmaz." Hadis-i Şerifine binâen, Mısır halkı uyanık olmalı. Bizler kurtuluş savaşını imanımızla, kanımızla, canımızla kazandıktan sonra bugün kü aşağılık mertebesinde bir yönetime tabi tutulduk! ülkemizin hali belli tam seksen küsür yıldır otoritesiz ve başsız kimin eli kimin cebinde belli değil. din, iman, namus, cihad, iffet, zarafet v.s daha birçok mefhum yok değerinde.. biz batı budalası olduk batı bizi bataklıktaki lağım farelerinden dahada değersiz bir hale soktuda hala uyanamadık! uyanan bir kaç saf müslümanıda sindirme politikasıyla diyar-ı hapis, diyar-ı gurbet ede durdular...

     

    Allah (c.c.) bu ve bunun gibi fitnelerden Mısır ve peşine Arap Bahar'ını yaşayan tüm ülkeri korusun.

    • Like 1

  18. Sifil hocam çok değerli açıklamalarda bulunmuş. malesef ki dinler arası diyalog denilerek fitne ateşinde yanan İslam alemini iki kat daha fitneye atmış durumdalar.

     

    Allah (c.c.) bu derin fitneden bizleri korusun. Rabbim kendimize zulmediyoruz. Sen, bizi bize bırakma. Sen, bizleri affeyle doğru yolda sabit kıl (amin).

    • Like 1

  19. Türkiye 12 haziran seçimlerine hazırlanırken İslami cemaatlerin oylarının rengi de belli olmaya başladı. İşte cemaatler ve siyasi tercihleri:

    Resim_1304322310.jpg

     

    FETHULLAH GÜLEN CEMAATİNDEN AK PARTİ’YE TAM DESTEK

    1970’li yıllarda Mehmet Kutlular’la yollarını ayırarak dünyanın en büyük eğitim organizasyonuna imzasını atan Fethullah Gülen, geçmiş yıllardaTurgut Özal’dan Bülent Ecevit’e kadar geniş bir yelpazedeki siyasi partilere destek verdi. 2002 yılından bu yana AK Parti`ye tam destek veren Gülen cemaati, Ergenekon davası sürecinde bu desteği zirveye taşıdı. Dönem dönem bürokrasideki atamalar konusunda Başbakan Erdoğan ile anlaşmazlığa düşseler de şimdiden 12 Haziran seçimlerinde AK Parti`ye tam destek vereceklerini söyleyebiliriz. Yurtdışındaki gönüllülerini oy kullanmak için kafileler halinde Türkiye`ye çağıran Fethullah Gülen cemaati, Türkiye`deki gönüllülerini de AK Parti’ye destek olmaya çağırdı. Saadet Partisi,MHP ve Has Parti`ye oldukça mesafeli duran Zaman ve Samanyolu TV, seçim sürecinden AK Parti’ye tam destek vereceği belirtiliyor.

     

    İSMAİLAĞA CEMAATİ SAADET PARTİSİ’NE Mİ KAYIYOR?

    Nakşibendi Tarikatı`nın önde gelen isimlerinden Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi liderliğindeki İsmailağa cemaati, geçmiş yıllarda AK Parti`ye verdiği destekle biliniyordu. Ancak Mahmut Efendi`nin 50 bin müridi ile yaptığı Umre ziyaretinde AK Parti ve Fethullah Gülen cemaati hakkında söylediği iddia edilen sözler akılları karıştırdı. Cübbeli Ahmet Hoca tarafından cemaate açıklanan bu konuşma, Mahmut Efendi tarafından doğrulanmasa da, bu gelişme Saadet Partisi`ne destek olarak algılandı. Hızını alamayan Cübbeli Ahmet Hoca, Erdoğan ile Bahçeli arasındaki "Bozkurt" tartışmasına da katılmış ve "Allah Bozkurtları başımızdan eksik etmesin" diyerek AK Parti`yi karşısına almıştı. Ancak bu açıklama Cübbeli Ahmet hoca tarafından yalanlandı. Umre dönüşü Saadet Partisi lideri Mustafa Kamalak`ın Mahmut Efendi`yi ziyareti, Saadet Partisi-İsmailağa Cemaati arasındaki yakınlaşmayı pekiştirdi. İsmailağa Cemaati`ndeki bu gelişmelerin 300 bini aşkın cemaat mensubu tarafından sandıkta nasıl yorumlanacağı merakla bekleniyor.

     

     

    SÜLEYMANCILAR’DAN AK PARTİ’YE OY YOK!

    Kamuoyunda Süleymancılar olarak bilinen Süleyman Efendi Cemaati son yıllarda ikiye bölünmüştü. Süleyman Hilmi Tunahan`ın torunları Ahmet Arif Denizongun ve Mehmet Denizongun özellikle siyasi konularda uzlaşamayınca cemaat ikiye bölündü Cemaatin ana gövdesinin liderliğini sürdüren Ahmet Arif Denizongun, son seçimlerde Mehmet Ağar`ın öncülügündeki Demokrat Parti`ye destek vererek dikkatleri üzerine çekmişti. Bir dönem ANASOL-D Hükümeti`nin Ulaştırma Bakanlığı koltuğuna da oturan Denizongun, İstanbul Piyalepaşa`da sit alanı içerisinde yapılan Kuran Kursu`nun yıkılması nedeniyle AK Parti`li belediye ile karşı karşıya gelmiş ancak yıkımı engelleyememişti. Son dönemde AK Parti ile Süleymancılar arasında buzlar erise de cemaatin tercihini MHP’den yana kullanacağı iddia ediliyor. Süleymancıların Mehmet Denizongun önderliğindeki diğer kesimi ise oyunu AK Parti’den yana kullanacak.

     

     

    YENİ ASYA GRUBU “EHVEN-İ ŞER” ANLAYIŞINI TERK Mİ EDİYOR?

    Nurcu kesimin en köklü gruplarından biri olan Yeni Asya Gazetesi çevresi, yıllardır istikrarlı bir şekilde DP-AP-DYP geleneğini destek veriyordu. İslam adına siyasetin bir sonuç vermeyeceğini düşünen Mehmet Kutlular öncülüğündeki Yeni Asya Grubu’nun, “Ehven-i Şer” olarak gördüğü Süleyman Demirel’in öncülüğündeki Adalet Partisi’ne destek vermesi, Milli Görüş hareketinin tepkisini çekmişti.

    2007 seçimlerinde Mehmet Ağar liderliğindeki Demokrat Parti’yi destekleyen Mehmet Kutlular’ın, Anayasa referandumundaa “Hayır” oyu vereceğini açıklaması kendi cemaatini bile şaşırtmıştı.

    Ancak son dönemde beklenmedik bir gelişme oldu. Yıllardır Nurcularla mücadele eden, Bediüzzaman’a ağır hakaretlerde bulunan Haydar Baş önderliğindeki BTP, Demokrat Parti ile seçim ittifakı yaptı. Bu gelişme üzerine Demokrat Parti lideri Namık Kemal Zeybek’e verdikleri desteği minumuma indiren Yeni Asya Grubu’nun istemeden de olsa, AK Parti’ye destek vereceğini açıklaması sürpriz olmayacaktır.

     

    HAYDAR BAŞ VE CEMATİ ARTIK DEMOKRAT PARTİLİ!

    Milli Görüş Hareketi’nin önemli isimlerinden biri olan Kadri Tarikatı Şeyhi Haydar Baş, Erbakan ile anlaşmazlığa düşerek Milli Görüş hareketinden ayrılmıştı. Medya desteği ve ticari faaliyetlerle cemaatini güçlendirdikten sonra tüm gücünü bir siyasi parti çatısı altında toplayan Haydar Baş, katıldığı seçimlerde hayal kırıklığına uğradıktan sonra ilk kez bir seçim ittifakı ile seçmenin karşısına çıkıyor.

    Demokrat Parti listesinden Bursa adayı olan Haydar Baş, bu seçimlerde barajı aşacaklarını düşünüyor. Haydar Baş’a yakınlığı ile bilinen Yeni Mesaj Gazetesi ve Meltem TV bu seçimlerde AK Parti’ye en ağır muhalefeti yapan medya grubu olarak dikkat çekerken, Demokrat Parti Lideri Namık Kemal Zeybek’e tam destek veriyor. Yıllardır Gülen Cemaati ve AK Parti ile mücadele eden Haydar Baş öncülüğündeki BTP’nin Haziran 2011 seçimlerinden başarısız çıkması durumunda nasıl bir strateji izleyeceği merakla bekleniyor,

     

    İSKENDERPAŞA CEMAATİ VE BAŞARISIZ SAĞDUYU PARTİSİ DENEYİMİ

    Nakşibendi Tarikatı’nın önde gelen isimlerinden biri olan Mehmet Zahid Kotku’nun manevi liderliğindeki İskenderpaşa cemaati, bir dönemin siyasi liderlerini ve bürokratlarını yetiştirdiği için “Görünmeyen Üniversite” ismiyle tüm Türkiye’de adını duyurmuştu. Kotku’nun yerine geçen Esad Coşan’ın Erbakan ile aralarındaki “siyasette ulemanın mı politikacının mı sözü geçer” tartışması sert polemiklere dönüşmüş ve İskenderpaşa cemaati Milli Görüş’ten kopmuştu.

    Bir dönem Turgul Özal’ın Anavatan Partisi’ni destekleyen cemaat, daha sonraki yıllarda Haydar Baş’la aynı hataya düşerek, enerjisini bir siyasi partiye taşımaya çalıştı. Nurettin Coşan’ın Genel Başkanı olduğu Sağduyu Partisi 2002 yılında seçimlere katılmayarak AK Parti’ye destek vermişti. Daha sonraki yıllarda dönem dönem BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ile görüşmelerini sürdüren İskenderpaşa cemaati, gücünü büyük ölçüde yitirdi. Medyada ve iş alanında başarısız olan İskenderpaşa Cemaati’nin artık siyasette de belirleyici bir rol oynamaktan oldukça uzak görülüyor. Günümüzde HAKYOL Vakfı’nda faaliyetlerini sürdüren İskenderpaşa Cemaati’nin geride kalan az sayıda mensubunun oyunu AK Parti’ye vereceği tahmin ediliyor.

     

     

    MUSTAZ’AF DER VE HİZBULLAH’IN OYLARI NEREYE GİDECEK?

    Adını ilk kez Diyarbakır’da 1 milyon kişinin katıldığı “Kutlu Doğum törenleri” ile duyuran Mustaz’af-Der çevresi Güneydoğu’nun en etkili İslami hareketlerinden biri olarak biliniyor. Son yıllarda “Doğru Haber Gazetesi” ile medyaya giren Mustaz’af Der, 2010 ve 2011 yılları arasındaki Hizbullah operasyonlarına maruz kalarak bir kez daha Türkiye’nin gündemine geldi..

    DTP gibi bağımsız adaylarla meclise girmeyi hedefleyen Mustaz’af Der, son operasyonlar nedeniyle 2011 seçimlerinde bağımsız aday çıkarmaktan vazgeçti. İslamcı çevrelerin yakından tanıdığı Mehmet Göktaş’ın etkileyici üslubuyla kitlelere yaptığı konuşmalarla bölgedeki etkisini giderek arttıran bu cemaat, PKK’ya karşı bölgedeki en etkili güç olarak kabul ediliyor. Anayasa referandumunda “Evet” oyu vereceğini açıklayan Mustaz’af-Der’in Hizbullah operasyonlarına rağmen 12 Haziran seçimlerinde AK Parti’ye son bir destek vereceği tahmin ediliyor.

     

    ENVER ÖREN VE TÜRKİYE GAZETESİ ÇEVRESİNİN SİYASİ TERCİHİ DEĞİŞMEDİ!

    Nakşibendi Tarikatı’nın manevi önderlerinden S. Abdulhakim Arvasi’nin yolunu takip eden Hüseyin Hilmi Işık’ın temellerini attığı Türkiye Gazetesi çevresi, Enver Ören döneminde Türkiye’ye adını duyurdu. Turgut Özal’ın Başbakanlığı döneminde ekonomik olarak bir sıçrama yapan bu cemaat, zaman içerisinde medyada, bankacılıkta ve sanayide etkisini arttırdı. 2001 yılında patlak veren bankacılık krizinden nasibini alan İhlas Finans’ın iflası ile büyük bir mali krize giren Enver Ören’in önderliğindeni İhlas Holding, AK Parti iktidarına sırtını dayayarak bu krizden çıkmayı başardı. 2002 yılında bu yana AK Parti iktidarını destekleyen Enver Ören ve cemaati, Haziran 2011 seçimlerinde de AK Parti’ye destek vereceği belirtiliyor.

     

    MENZİL CEMAATİ’NİN OYLARI RECEP AKDAĞ’A

    Merkezi Adıyaman Menzil Köyü’nde bulunan Menzil Cemaati 1980’li yıllarda Şeyh Muhammed Raşid Erol ismi ile adını duyurdu. Köyde hazırlanan çorbanın birçok insanın hidayetine vesile olduğuna inanıldı ve otobüslerle insanlar bu köye taşınarak bir inanç turizmi oluşturuldu. Geçen yıllar içerisinde gücünü arttıran bu cemaat, siyasi partiler tarafından oy deposu olarak görüldü. Dönem dönem ANAP,BBP ve MHP’ye destek veren bu cemaat Muhammed Raşid Erol’un vefatından sonra eski gücünü yitirdi. Manevi bir cazibe merkezi olma özelliğini kısmen yitiren Menzil Köyü’ne gönül veren insanlar, cemaate yakınlığı ile bilinen Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a olan sevgilerini gizlemiyor. 2007 seçimlerinde AK Parti ve BBP’ye oy veren Menzil Cemaati’nin bu seçimlerde AK Parti’ye oy vermesi bekleniyor.

     

    SAFA VAKFI ‘NIN OYLARI ÜÇ PARTİYE

    Temellerini Kadri şeyhi Kayserili Hacı Hasan Efendi’nin attığı Safa Vakfı, Türkiye’de birçok önemli siyasetci ve akademisyen yetiştiren cemaatler arasında yeralıyor. Günümüzde Ali Ramazan Dinç Hoca’nın manevi önderliğinde faaliyetlerini sürdüren Safa Vakfı, kurulduğu günden bu yana Milli Görüş hareketinin partilerine destek veriyor. 2002 yılından bu yana AK Parti ile ilişkilerini belli bir mesafede tutan bu Safa Vakfı’nın yöneticileri arasında Has Parti’den önemli isimler dikkat çekiyor. 12 Haziran seçimlerinde bu cemaatin oylarının Has Parti, Saadet Partisi ve AK Parti arasında paylaşılacağı tahmin ediliyor.

     

    ERENKÖY CEMAATİ’NDE AHMET TAŞGETİREN ETKİSİ

    Kökeni Nakşibendi Şeyhi Erbilli Şeyh Esad Efendi’ye kadar dayanan Erenköy Cemaati, günümüzde Osman Nuri Topbaş’ın önderliğinde hizmetine devam ediyor. Eymen Topbaş’ın ANAP’ın İstanbul İl Başkanı olduğu dönemde Anavatan Partisi’ni destekleyen bu cemaat son seçimlerde oyunu AK Parti’ye verdiği biliniyor. Cemaatin yayın organı Altınoluk Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Taşgetiren’in dönem dönem eleştirmesine rağmen AK Parti’ye destek veren bir çizgide olması, cemaatin de oyunu AK Parti’ye vereceğinin işareti olarak kabul ediliyor.

     

    BAĞIMSIZLAR VE DİĞERLERİ

    SEZAİ KARAKOÇ VE DİRİLİŞ PARTİSİ: Kendisine verilen hiçbir ödülü kabul etmeyen, hiçbir törene katılmayan Türk şiirinin yaşayan en önemli isimlerinden biri olan Sezai Karakoç, 1990 yılında kurduğu Diriliş Partisi ile her ayın ilk Cumartesi günü takipçilerine seslenmeye devam ediyor.

     

    HAKSÖZ DERGİSİ: İslamcı kesimin sivri kalemi Hamza Türkmen ismi ile özdeşleşen Haksöz Dergisi çevresi uzun yıllar “siyasi bir partiye oy kullanmanın demokrasiyi içselleştirmek anlamına geleceğini” iddia ederek hiçbir partiye destek vermemişti. Ancak son dönemde bu tavırlarında bir yumuşama olduğu hissedilen Haksöz Dergisi ve Özgür-Der çevresinin oylarının AK Parti ve Has Parti arasında paylaşılacağı söylenebilir.

     

    UMRAN DERGİSİ: Yeni bir medeniyet inşa etme sloganı ile kurulan Umran Dergisi, İslamcı entelektüellerin ve insan hakları aktivistlerinin buluşma noktası olarak olarak adını duyurdu. Derginin önemli isimlerinden biri olan Cevat Özkaya’nın Has Parti’nin Kurucularından olması nedeniyle, bu dergiye yakınlık duyan insanların oylarını Has Parti ve AK Parti’den yana kullanacakları tahmin ediliyor.

     

     

    HAKİKAT DERGİSİ: Gebze’de yaşayan Şeyh Ömer Öngüt’ün öncülüğünde kurulan Hakikat Dergisi, Nurculardan Süleymancılara, Erbakan’dan Erdoğan’a kadar geniş bir kesime yönelik ağır eleştirileri ile biliniyor. Ergenekon davasında da İskender Evrenesoğlu ile birlikte adı geçen Ömer Öngüt, geçtiğimiz yıl Haziran ayında vefat etmişti. Hala faaliyetlerine devam eden Hakikat Dergisi çevresinin oyunu MHP’den yana kullanacağı tahmin ediliyor.

     

    ÖZGÜN DURUŞ: İslamcı kesimin yakından tanıdığı Turan Kışlakçı, Abdulaziz Tantik ve Ramazan Kayan’ın isimlerini ön plana çıktığı haftalık Özgün Duruş gazetesi, eski Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek’in de katkılarıyla kısa sürede adını duyurmayı başardı. Dergiyi kuran isimlerin Has Parti’ye yakın olması ve bazı yazarların aynı zamanda Has Partinin gazetesi Yenisöz’de yazacak olması nedeniyle bu gazeteye yakın çevrenin oyunu Has Parti’den yana kullanacağını söyleyebiliriz.

     

    İSMET ÖZEL: İslamcı gençler üzerinde etkili şairlerden biri olan İsmet Özel, kurucusu olduğu “İstiklal Marşı Derneği”nde altını çizdiği “Müslüman olmayan Türk olamaz” söylemi ile Milliyetçi çevreleri bile şaşırttı. Uzun yıllar Milli Gazete’de köşe yazarlığı yapan Özel, son dönemde AK Parti’ye yönelik sert eleştirileri ile tekrar gündeme geldi. İsmet Özel`in oyu Saadet Partisi`ne...

     

    MEHMET KIRKINCI HOCA: Risale-i nur camiasının yakından tanıdığı Mehmet kırkıncı Hoca, Erzurum’da başlattığı faaliyetler bugün tüm Türkiye’de taraftar topluyor. Kırkıncı Hoca da Gülen cemaati gibi oyunu AK Parti’den yana kullanacak.

     

    ALİ BULAÇ: İslamcı kesimin bağımsız isimlerinden biri olan Ali Bulaç, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile başlayan Ergenekon davası ile devam eden gerilimli süreçte AK Parti’ye ağır eleştirilerde bulunmuş ve öngörülerinde büyük ölçüde haksız çıkmıştı. Bu sürecte Saadet Partisi’ni yakın bir görüntü sergileyen Ali Bulaç, Has Parti’nin kuruluş aşamasında birikimlerini Numan Kurtulmuş ile paylaştı. Bugünlerde AK Parti’ye yakın bir duruş sergileyen Ali Bulaç’ın oğlu Fatih Bulaç AK Parti 1. bölgeden milletvekili adayı…

     

    İHSAN ELİAÇIK: İslamcı kesimin en aykırı isimlerinden biri olan İhsan Eliaçık, geleneğin dışına taşan dini yorumları ve İslam ile Komünizmi yakınlaştıran siyasi yorumları ile son dönemde adını duyuran isimlerden biri. Has Parti’nin istişare toplantılarının renkli isimlerinden biri olan İhsan Eliaçık’ın Has Parti’ye desteklediği biliniyor.

    BİRİKİMHABER.COM


  20. İSKENDERPAŞA CEMAATİ VE BAŞARISIZ SAĞDUYU PARTİSİ DENEYİMİ

    Nakşibendi Tarikatı’nın önde gelen isimlerinden biri olan Mehmet Zahid Kotku’nun manevi liderliğindeki İskenderpaşa cemaati, bir dönemin siyasi liderlerini ve bürokratlarını yetiştirdiği için “Görünmeyen Üniversite” ismiyle tüm Türkiye’de adını duyurmuştu. Kotku’nun yerine geçen Esad Coşan’ın Erbakan ile aralarındaki “siyasette ulemanın mı politikacının mı sözü geçer” tartışması sert polemiklere dönüşmüş ve İskenderpaşa cemaati Milli Görüş’ten kopmuştu.

    Bir dönem Turgul Özal’ın Anavatan Partisi’ni destekleyen cemaat, daha sonraki yıllarda Haydar Baş’la aynı hataya düşerek, enerjisini bir siyasi partiye taşımaya çalıştı. Nurettin Coşan’ın Genel Başkanı olduğu Sağduyu Partisi 2002 yılında seçimlere katılmayarak AK Parti’ye destek vermişti. Daha sonraki yıllarda dönem dönem BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ile görüşmelerini sürdüren İskenderpaşa cemaati, gücünü büyük ölçüde yitirdi. Medyada ve iş alanında başarısız olan İskenderpaşa Cemaati’nin artık siyasette de belirleyici bir rol oynamaktan oldukça uzak görülüyor. Günümüzde HAKYOL Vakfı’nda faaliyetlerini sürdüren İskenderpaşa Cemaati’nin geride kalan az sayıda mensubunun oyunu AK Parti’ye vereceği tahmin ediliyor.

     

    Hım fikir değiştirmişler ilginç... daha ilginci ise destek verecekseniz bari ya 'Saadet' e yahut 'Bbp' ye verin vere vere 'Mhp' yimi buldunuz yazık... Bukadar içi boş pir partiye verceğiniz destek ne sizi doldurur nede siz onu doldurursunuz!.

     

     

     

     


  21. DIŞTAN İSTANBUL İÇTEN KOSTANTİNİYYE!

    R. Müznib YAZICI

    29 Mayıs 2011 - 19.20

    - - - - -

     

    Müjdecimiz (s.a.v.) kutlu müjdeyi vermişti. bu müjde şuydu;

    "Konstantiniyye muhakkak fetholunacaktır. Bunu gerçekleştiren ordunun kumandanı ne mutlu kumandan ve askeri ne mutlu askerdir." ve bu haberi duyanlar başta Sahabe-i Kiram olmak üzere hep o müjdeye mazhar olmak gayesiyle fetih aşkıyla yanıp tutuştular cihad ettiler. Ama bu kutlu müjdeye mazhar olan kişi yirmibirlik Fatih Sultan Mehmed Han Hz.leri olmuştu. O fetih aşkını Babasından aldı çünkü Babası İkinci Murad Han bu beldeyi feth etmek istiyordu Hacı Bayram Veli Hz.lerine bir gün bu konuyu arz etti o mübarekte şu cevabı verdi; “bu ne sana nede bana nasip olaca, şu gördüğün köse (Akşemsettin Hz.leri) ile şu oğlun Fatih’e nasip olacak.” dediği gibide oldu…

    Nitekim Fatih Sultan Hz.leri okadar Kostantiniyye aşkıyla tutuşuyordu ki şu sözü ile bunu bayraklaştırmıştı sanırım “Ya ben İstanbulu alırım yada İstanbul beni.” ( bu söz sadece bu aşkıda ifade etmiyor aslında birde içten gelen tehtidlerin bir dışa yansımasıdır.)

     

     

    … Ve tarih 29 Mayıs 1453

     

     

    Fatih Sultan Mehmed Han Hz.leri zoru başarmış fetihi gerçekleştirmiş, müjdeye nail olmuş ve Kostantininyye artık İstanbul olmuştu. Fetihten hemen sonra ilk iş olarak Ayasofyayı kendi parasıyla satın alıp içinde iki rekât şükür namazı kılmak oldu ardından da vakfetti.

     

     

    Zulum beldesi artık Hak beldesi haline gelmişti. Hepimiz iyi biliriz ‘Fatih ve İik papaz’ hikayesini yada ‘ağaçta üç ay asılı kalan sadaka parasını.’ işte İstanbul böyle bir Hak şehri olmuştu…

     

     

    Şuana kadar anlattıklarım Kostantiniyye’nin İstanbul oluş kısmıydı. Şimdiki anlatacaklarım ise İstanbul’un tekrardan nasıl Kostantiniyye oluşuna dairdir...

     

     

    Gel zaman git zaman Osmanlı İmparatorluğu tanzimat fermanı hatası ve harici ile dahili düşmanları sonucu parçalandı ve çökertildi.

    Ve Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. İşte bundan sonra acı ve ıstıraplı günler biz Müslüman Türk halkını bekliyordu yapılan inkilaplar okadar şiddetli ve acı oldu ki resmen devşirildik, asimile edildik ve ilk gün ki kadar olmasada halende maalesef ki devam ediyor. Tabi bu inkilaplardan en çokda İstanbul payını aldı, bir sürü camii, tekke ve zaviyeler kapatıldı Şeyhler, hocalar, alimler asıldı v.s v.s... bunların en başında da Fethin Manevi ongunu (simgesi), ruhu olan Ayasofya’yı müze haline getirilmesidir.

    Ayasofya Camii’sinin müze haline getirilmesini Üstad Necip Fazıl şöyle dile getirir meşhur Ayasofya hitabesinde;

     

     

    “Bu bakımdan Ayasofya... Bakın nedir bu bakımdan Ayasofya?

     

     

    Bizi bu hâle getiren, annemizin cennet kokulu başörtüsünü sarhoş kusmuğuna bez diye kullanan, ahlâkımızı Paris'in dünya çapındaki (Şabane) kerhanesinden daha aşağıya düşüren, millî kültürümüzü çöplüğe ve millî iktisadımızı kumarhaneye çeviren, zekâmızı maymunlaştıran ve kalbimizi kanserleştiren, tarihi 129 yıllık cereyanın, kendi öz evimizde, yüzümüze kapadığı oda, mukaddesat odamız...

     

     

    Ayasofya budur!

     

     

    İşte bizim ruhumuzu böyle mühürlediler bu mühür okadar tesirli oldu ki; bugün İstanbul resmen fuhuş, zina, gasp, zulum, haksızlık v.s v.s… beldesi haline gelmiştir.

     

     

    Şimdi sormak isterim sizlere; İstanbul hala İstanbul’mu yoksa Kostantiniyye’midir?

     

     

    Mevlam görelim neyler neylerse güzel eyler...

     

     

    Sözlerimi yine Üstad Necip Fazıl’ın şu manidar sözü ile bitiriyorum…

    “Bu millet ölmiyecekse, bu Fatih dirilecektir.”


  22. Üstad'ın Cemil Meriç ile can dostu olacak kadar samimi olduğunu düşünmüyorum öyle miydi acaba ?

     

    Öyleydi yada değildi burasını tam bilmiyoruz yalnız şunu iyi biliyoruz ki Üstadımız, Cemil Meriç'in gözlerinin dış dünya ile irtiabatının kesilmesi sonucu şu cümleyi sarf etmiştir; 'Allah’ın, iç gözü iyi görsün diye dış gözünü kapadığı gerçek bir münevver'' sanırım bu yeterlidir. cemil meriçte bizden bizde ondanız hepimiz aynı yolun yolcularıyız çünkü .

×
×
  • Create New...