Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

kılıçkıran

Editor
  • Content Count

    88
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by kılıçkıran


  1. Teşekkür ederim muhterem kardeşim.Entelektüel bir ruhun ve aristokrat bir duruşun mümessili olan üstad'ın talebesi olmak ne güzel. Ne güzel ki sizin gibi genç yaşında meselelerin künhüne vakıf olabilen kardeşlerimizle fikir ittifakı yapabiliyoruz.Farklı yerlerde olsak da Üstad'ımızın içimize düşürdüğü fikir ateşi aynı...

     

    Birde bu mesele gerçekten müstakil bir boyutta ele alınması gereken mühim bir mesele...Sloganik,hamasi ve avami bir yapının doğurduğu büsbütün fikirsizlik hastalığına karşı halkın ne istediğinden ziyade neye muhtaç olduğunu tesbit edici ve bu minvalde fikir üretici Büyük Doğu'nun mutlak ve istisnasız kadrosu olan imanlı entelektüeller kadrosu...Bütün iş,varsa kurtuluş olağanca haşmetiyle bu kadronun,yani entelekteüllerin üzerinde toplanmıştır.Maalesef avami toplum yapısında oluşan hastalıklara karşı tabib mesabesindeki akademisyenler ve iktidar çevreleri üstadın tabiriyle halka kendi ilacını kendisine seçtirici komik bir tedavi metoduna gitmektedir.Zaten hasta olanın kendisi idealize edilmemiş halkın ta kendisi,ilacını seçen yine kendisi...İşte burada ilacı yazacak olan ehliyetliler(entelektüeller)kadrosuna; bu kadronun da iktidarına ve verilen ilacın prospektüsünü okuyup,talimatlarına uyabilecek çapta idalize edilmiş halk topluluğu...Bunun tersi de şu an gördüğümüz gibi bütün sanat ve tefekkür şubeleri nohut kafalı avamın insiyatifine verilmiş ve bütün cemiyet yapısı da bu başı boşluğun üzerine inşaa edilmiş.Tefekkür ve sanat şubeleri avamın hafimeşrep ve kıytırık bünyesinde ya "durdurun dünyayı" ya "şap şuppur ye beni" veya da siyasi bir minvalde posacı milliyetperverlikle "gominstlere ölüm" veya da kendi nefsinden kıl koparamamış taş kafalı ezbercide de cırtlak sesiyle "cihad(!),şeriat isterik"diye karşılık buluyor.

    Neyse,esasen bilhassa bugünlerde çevrem itibarıyla ve bu avamcıların çokluğundan dolayı biraz öfkeli ve doluyum.Çok mühim,grift ve uzun bir mesele...Dediğimiz gibi başka bir zaman müstakil olarak ele alınması gerekiyor.

    Bir de,eğer bizim dışımızda bu küçük yazıyı okuyup da yine avami bir ataletle "halk düşmanlığı"yaptığımızı iddia edecek biri olursa ondan ricam yine bu küçük yazı üzerinde hiç yapmadığı beyin zonklatmasını bir kez olsun yapsın ve halka olan şefkatimizin ne derece emsalsiz olduğunu idrak etsin.


  2. Bu bembeyaz yazıyı okurken,içine girdiğim ruh ve fiziki halimi tasvir etmeye muktedir değİlim.Bunca ümitsizliğimizin,fikirsizliğimizin,istibdatın,cebrin,tahakkümün,baskının,zulmün ve her nevi karanlığın ortasına bu minik ellerin eseri olan öyle bir nurdan heykel düştü ki...Galiba Üstad Necip Fazıl'ın hayalini kurduğu O gençlik bir nur infilakı halinde geliyor."Bir gençlik...Bir gençlik...zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuurunda bir gençlik..." Müjdeler olsun!


  3. İlköğretim öğrencileri, Hz. Muhammed'e(S.A.V) yazdıkları mektupları uçan balonlarla gökyüzüne saldılar: 'Cennette görüşürüz, canım Peygamberim!' İşte duygu yüklü mektup:

    21 Nisan 2006 14:20

     

     

    Bursa'nın İnegöl ilçesinde özel bir ilköğretim okulunun öğrencileri, ''Kutlu Doğum Haftası'' kapsamında, Hazreti Muhammed'e hitaben yazdıkları mektupları uçan balonlarla gökyüzüne saldılar.

     

    Okulun Halkla İlişkiler Sorumlusu Ayhan Bayraktar'ın, ''Kutlu Doğum Haftası'' nedeniyle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde hazırladığı ''Peygamberimize Mektup'' projesi kapsamında, okul bahçesinde etkinlik düzenlendi.

     

    Okuldaki tüm öğrencilerin yanı sıra velilerin hazır olduğu programda, her sınıftan kura ile belirlenen öğrencilerin, sınıflarını temsilen mektuplarını okumalarının ardından uçan balonlara tutuşturulan mektuplar gökyüzüne bırakıldı. Yaklaşık 200 öğrencinin balonlarla uçurdukları mektuplar

    gökyüzünde ilginç görüntü oluşturdu.

     

    -''BENİMLE KİTAP OKUYUP, BİLGİSAYAR OYNAR MIYDIN?''

     

    İlköğretim 4. sınıf öğrencisi Emir Berke Uşak'ın sınıfını temsilen okuduktan sonra balonla gökyüzüne saldığı mektubunda, en büyük düşünün rüyasında Hazreti Muhammed'i görmek olduğunu söylüyor.

    Peygambere hitaben,''Biliyorum bütün Müslümanlar için dua ediyorsun, benim için de dua eder misin?'' diyen Uşak'ın, mektubunda şu satırlar yer alıyor: ''Seni daha iyi öğrenebilmek için her akşam annem, kardeşimle bana seni okuyor. Bundan çok mutlu oluyorum. Şu an yaşıyor olsaydın,

    benimle kitap okuyup, bilgisayar oynar mıydın? Hazreti Hüseyin'e

    verdiğin öğütlerde namazını dosdoğru kılmasını, şüphe duyduğu işleri

    yapmamasını, dürüst ve güvenilir olmasını söylüyordun. Ben de bunlara

    uyacağıma sana söz veriyorum. Müslüman olduğumuz için çok şanslıyız.

    Sana sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Biz seni çok seviyoruz. Senin

    yaptıklarını yapacağımıza söz veriyoruz. Seni çok özlüyoruz. Cennette

    görüşmek üzere, hoşçakal canım peygamberim. Hoşçakal...''

     

    haber7.com


  4. İstifade edilebilecek güzel bir arşiv yazısı.Burada yazarın serzenişte bulunduğu şu noktaya bilhassa ben de katılıyorum:

    ..."Siiri devam ediyor mu? Hayir. Bircok siiri cok guzel okuyan Ibrahim Sadri, Sakarya'yi okuyamadi. Nicin? Ters geldi de ondan. "

    Evet ibrahim sadri; o arabeskvari sesiyle fikir çilesi çekmeyen kabuk üstü avam ve agora muhafazakar romantiklerin şairiydi(.şimdi nerede durduğu hiç belli değil)

    İbrahim sadri ve O'nun emsalleri hiç bir zaman kafa sancısı çeken münevver dokuya hitap edemedi.Açıkçası İbrahim Sadri,Uğur Arslan gibi tipler hep bana romantik,muhafazakar ve nafikir avamın hissiyatını gıdıklayan "Küçük Emrah"ı gibi geldi.İğrenç bir arabesk(bana göre) furyası ve duygu sömürüsü...Sanatla ,estetikle,tefekkür ve mefkureyle hiç bir alakası yok.Ve tabiyatıyla da bu sanatçıların (!) Üstad'ımızın şiirini okumamaları,okuyamamaları gayet normal.Hoş,okumadıkları daha iyi.Gerçi İbrahim Sadri "Kaldırım"ları okumuştu ya...

     

    Yeri gelmişken buna da kısaca temas edelim.Malum Üstad'ımızın şiirlerini bir çok siyasetçi,hatip,ses sanatçısı okuyor,beste yapıyor vs.Yukarıdaki menfi tenkitlerimize mukabil şunu da belirtelim ki gerçekten bunu az da olsa hakkıyla yapanlar da var.Örneğin bir Hasan Sağındık'ın "O'na(benim efendim)" bestesini dinledikçe adeta vecde geliyorum.O ne güzel bir yorum, o ne güzel enstrumantel bir uyum ve armoni...Bir de Uğur Işılak var.Geçtiğimiz günlerde radyo programında bir projeden bahsediyordu.Üstadımızın on tane şiirini besteleyip,viyana orkestrası eşliğinde seslendirerek müstakil bir "üstad"albümü yapacağını söylüyordu.Gerçekten Uğur Işılak derinliği,belagatı,dünya görüşü olan,keyfiyette de üstad'ı örnek alan gerçek bir sanatçı diyebileceğimiz nadir kişilerden.Kısacası Uğur Işılak'a yakışır.Hele bir de viyana orkestrasında okunması da üstad'a pek yakışır.Üstad'ımız da klasik batı müziğini dinlerdi.Kısacası üstadımıza da bu yakışır.


  5. YİĞİDE ETEK GİYDİRİRCESİNE AKLA GİYDİRDİKLERİ GÜLÜNÇ VE HİCAP VERİCİ BU KİSVENİN ALTINDA HAZIRLANAN BU WEB SİTEYE ÜÇ BEŞ AY ÖNCE KARDEŞİMİN RASTLADIĞI GİBİ BENDE GOOGLE'DE RASTLADIM.LAKİN FAZLA NAZAR-I İTİBARE ALMAYIP İBRET DOLU BİR GÜLÜMSEMEYLE GEÇİŞTİRİP AKLIN,SATIHÇI VE ZAVALLI ELLERDE DÜŞEBELECEĞİ ELEM VERİCİ NOKTAYI TEKRAR MÜŞAHEDE ETMİŞ OLDUĞUMU DÜŞÜNEREK,ÜZERİNDE KÜÇÜK BİR TEFEKKÜRLE İKTİFA ETTİM.

     

    BU TİPLER UMUMİYETLE,EMSALLERİNE TARİHTE DE RASTLADIĞIMIZ KURMA OYUNCAKLAR GİBİ İSTİKAMETİNİN TAYİNİNİ SADECE KURU AKLA TESLİM EDEN SADECE KENDİ AKLININ MANKURTU SIR İDRAKİNDEN;DERİNLİKÇİ VE YAKICI DÜŞÜNCEDEN;KALB VE BEYİN İRTABINDAN YOKSUN; MESELELERİ SADECE DIŞ YÜZÜNDEN OKŞAYAN VE OKUYAN ZAHİRİLER,MUTEZİLER VE TEYMİYECİLER GÜRUHUNDAN ZAMANIZA PEYDAH OLAN NUMELİK ŞAHSİYETLERDİR.BUNLARLA HİÇ BİR FİKRİ VE ENTELEKTÜEL BİR ALIŞVERİŞE GİREMESSİN.NEREDE O KAİNATI KALBUR KALBUR ELEYECEK KAFA(kalb)!


  6. ÜMİTSİZLİĞİMİZ...DERİNLİĞİ VE GENİŞLİĞİ, SEZİŞ KABİLEYİTİ VE İDRAKİ; TEFEKKÜRÜ VE BELAGATI ESTETİKTEN,İNCELİKTEN VE SANAT TELAKKİSİNDEN UZAK ;ANLAYIŞI VE ANLATIŞI, VE TOPYEKÜN FİKRİ VE LİSANI SADECE OTUZALTI HARFTEN MUHTELİF KARMA FELSEFESİ(!)NİN BÜYÜTTÜĞÜ "KEM-KÜM-CÜ" YENİ GENÇLİK...

     

    VE BUNA MUKABİL ÜMİDİMİZ...AZİZ ANADOLUNUNUN SIRTINI DAYADIĞI RUH KÖKÜNÜ ÇÜRÜTÜCÜ İŞTİRAKLARIN İNKİŞAFTA OLDUĞU ŞU SON YÜZYILDA;YÜCE ALLAH'IN ANADOLU TOPRAKLARINA LUTFETTİĞİ BÜYÜK ÜSTAD NECİP FAZILLARIN MANEVİ ŞAHSINDA YETİŞEN ALINLARI FİKİR KIVRIMLI YENİ MÜSLÜMAN-TÜRK GENÇLİĞİ...İŞTE BU GENÇLİK YUKARIDAKİ MENFİ HASLETLERİ ÜZERİNDE BULUNDRAN "KEM-KÜM-CÜ-GENÇİLİĞE TAM BİR ZIDLIK İÇERİSİNDE ŞU ŞİARLARA SAHİPTİR;

     

    1-) "İSLAM'IN MÜDAHELE VE MURAKEBE HAKKINA SAHİPSİN DEDİĞİ HAYATIN BÜTÜN MÜSPET ŞUBESİNİ KUŞATIR VE YERDE BİR TOZ PARESİNE BİLE KAYITSIZ OLAMAYACAĞINI BİLİR.

     

    2-) SIR İDRAKİNE SAHİPTİR.HADİSELERİN GÖRÜNEN YÜZÜNE MUHATAP OLURKEN,GÖRÜNMEYEN YÜZÜNÜ DE NAZAR-I İTİBARE ALIR VE HADİSELERİ BU MİNVALDE DEĞERLENDİRİR.

     

    3-) BAŞTA YÜCE FİKRİN OLMAK ÜZERE HER HAREKETİN VE OLUŞUN MERKEZDEN MUHİDE(çevreye) DOĞRU SEYRETTİĞİNİ BİLİR VE BU BİLİŞLE DE İLK FETHİNİ KENDİ RUH İKLİMİNDE VE ÇEVRESİNDE GERÇEKLEŞTİRİR.

     

    4-) HAMASETTEN(kuru kahramanlıktan) VE SLOGANVARİ HAREKETLERDEN AZAMİ DERECE DE UZAKTIR.GAYET ENTELEKTÜEL VE TASAVVUFİ BİR MİZACA SAHİPTİR.

     

    5-)EVET TASAVVUFİ BİR MİZAÇ ÜZEREDİR.İNSANIN ÖZÜ VE NÜVESİ KALBTEDİR,KALB İSE TASAVVUF İLMİNE MUHATAPTIR.İŞTE BU CİHETTEN,ÖNCE METAFİZİK BİR GERİLİMLE KALB HASTALIKLARININ ÜSTÜNE GİDER,VE SONRA TEMİZ KALBİNİN AYDINLATTIĞI CADDE ÜZERİNDEN BAŞKA İKLİMLERİN FİKİR FETHİNE ÇIKAR.HİÇ BİR ZAMAN RUHSUZ VE ŞUURSUZ BEDENİ VE MEKANİK HAREKETLER İÇERİSİNDE İŞİ SADECE AKIL VE MADDE ÖLÇÜSÜNE GÖRE DEĞERLENDİRENLERE HİÇ AMA HİÇ BENZEMEZ! BURASI BİLHASSA ÇOK ÖNEMLİ.

     

    6-) DERİNLİKÇİ VE YAKICI RUHUNDAN DOLAYI İFRAT VE TEFRİTTEN ÇOK KORKAR."EŞYA VE HADİSELERİ MÜSTAHAK OLDUĞU MAKAMA KOYUCUDUR" NEYİ NE KADAR SEVECEĞİNİ VE SEVMEYECEĞİNİ,MAKAM VE MEVKİİLERİNİ BİLİR.BÜTÜN İNSANLIĞI SEVER AMA ASLA HÜMANİST BİR TELAKKİ İÇERİSİNE DÜŞMEZ.MİLLETİNİ SEVER LAKİN ÜMMET SEVGİSİNİN BİR ADIM ÖNÜNE GEÇİRMEZ..HERŞEY AMA HERŞEY BU ÖLÇÜ İÇERİSİNDE BİLLURLAŞMIŞTIR.ŞAHANE BİR MUVAZENE!

     

     

    7-) HASILI KALDIRIMLARINDAN EVİNE;CEKETİNDEN RUHUNA DENK FİKİR SİNMİŞTİR.BEYNİ ZONKLAYAN,YIRTINAN,DÜŞÜNEN,DİDİNEN,ULVİ BİR DOĞUMA NAMZET GİBİ YASTIKLARI DİŞLEYEN;RUHUN İTTİFAK ETMEDİĞİ HİÇ BİR OLUŞUM VE BAŞARIYA İTİBAR ETMEYEN YENİ CİNS KAFALARDIR.

     

    BU HÜVİYET NAMINA ONLARCA MADDE SIRALAYABİLECEKKEN FORUM SAYFALARINDA UZUN YAZILARIN OKUNMADIĞINI BİLDİĞİMiZDEN DOLAYI BUNUNLA İKTİFA EDİYOR VE GERSİNİ DE "PARÇADAN BÜTÜNÜ"GÖREN VE ANLAYAN CİNS KAFALARA HAVALE EDİYORUZ.

     

    BÜYÜK ÜSTAD NECİP FAZILIN VARİSLERİ ÜMİDİMİZ SİZİN ÜZERİNİZDE ÜMİDİMİZİ GÖSTERİN!

     

     


  7. HİÇ BİR ŞEYE NİSPET EDİLEMEYEN KENDİ BAŞINA YALNIZ KENDİSİNİN NİSPETİ VELİLİK MAKAMI... NE DEVLET VE NE SAADET BİZİM İÇİN...İŞTE ONUN "KEREMLİ YÜZLERİN NAZARLARINA GÖRÜNEN"İN(efendimizin) EN BÜYÜK TALEBESİNİN(üstadımızın) ŞAHS-I MANEVİYASINDA YETİŞEN-LAYIK OLAMASAK DA-TALEBESİ OLMAK..."BÜYÜK DOĞU"NUN BU NURDAN MENBAISINI HATIRLADIKÇA...


  8. TAŞLI VE PATİKA YOLLARA DÜŞMEDEN HEMEN KESTİRMEDEN GİRELİM.

    FİKİR DİYORUZ....İNSANLA GAYR-İ İNSANİ NEBAT ARASINDAKİ GEÇİŞİ NİSBETLENDİREN VE ÖLÇÜLENDİREN TEK VE ULVİ YOL SADECE FİKİRDİR..AMA SADECE VE YİNE HEP FİKİR!...GERİSİ ONUN ETRAFINDA OYNAŞAN BİR TAKIM HALELER VE MİSKİN HESAPLARDIR.FİKİR DİYORUZ…;DİKKAT EDELİM SADECE BEDENİ VE MEKANİK HAREKETLERDEN MUHTELİF BÜCÜR VE CÜCE BİR TAKIM HASİS İDEOLOJİLER DEMİYORUZ.PEKİ FARK NEREDE?...TESPİT EDELİM;

     

    1) FİKİR KEYFİYETTE(sayısızlıkta ,mana da) EN İLERİ KEMMİYETTE(nicelik de ) EN GERİ HATTA SIFIRDIR!..BURADA Kİ “SIFIR”I BİR RAKAM OLARAK DEĞİL DE BİR ZAMANSIZLIK OLARAK TELAKKİ EDEBİLİRİZ...YANİ FİKİR HEP YENİ VE ESKİMEYEN GÜZELİN DİVANESİ;HEP YENİ VE ESKİMEYEN GÜZEL DE MUTLAK FERT ALLAH OLDUĞUNA GÖRE FİKRİ;HİÇ BİR HESAP,HENDESE ;RAKAM VE ZAMAN MURAKABE ALTINA ALIP ÖLÇÜLENDİREREMEZ VE GÜNÜBİRLİK NEFS ÇIKARLARINA İHATE EDEMEZ.FİKİR DURAKSIZ VE KESİNTİSİZ BİR BEDAHAT DUYGUSU İÇİNDE HEP ARAYIŞ; BULDUĞUNU EŞYA VE HADİSELERE TATBİK EDİŞ,BULDUĞU ARADIĞI OLMAYAN;İNSANI ÖZ ASLİYETİNE DÖNDÜREREK BEŞ DUYUNUN ÜSTÜNE ÇIKARAN BİR “ÜSTÜN BULUŞ”MANZUMESİDİR.

    NE BÜYÜK TECELLİDİR Kİ KEYFİYETİN(mananın)SON HADDİYLE KEMMİYETİN SON HADDİ MANA NOKTASINDA BULUŞUYOR..ÖYLE YA KENDİSİDE HESAPSIZ OLAN SIFIR;HESAPSIZ OLAN MANAYA ÇARESİZ TESLİM OLUYOR VE HER İKİSİDE HESAPSIZLIK DA İTTİFAK EDİYOR..YA İDEOLOJİLER....İDEOLOJİLER İSE UZATMAYA GEREK YOK,FİKRE MUKABİL TAM BİR ZITLIK...KEYFİYETTE SIFIR KEMMİYETTE EN İLERİ..HESAPLANABİLİR,ESKİR VE KALDIRIP ATILABİLİR!

     

    2) VARLIKLAR-DAHA GENİŞ BİR ANLAMIYLA EŞYA VE HADİSELER-ZITLARIYLA VARDIR.ATEŞİN SUYA;SİYAHIN BEYAZA;İYİNİN KÖTÜYE NİSBETİ GİBİ...FİKİR SUÇLU GİRİNCE TEMİZLİĞİNDEN BİR ŞEY KAYBETMEYEN KARAKOL GİBİ BÜTÜN EŞYA VE HADİSELERİ ZITLARIYLA BÜNYESİNDE TOPLAYIP ÖLÇÜLENDİREN VE DİSİPLİN ALTINA ALABİLEN MİSTİK HAVASININ YANINDA EN REALİST BİR TAVRA SAHİPDİR.ÖYLE Kİ TEK CEPHELİ İDELOJİLER GİBİ DÜŞÜNCENİN MADDEYE NAKŞINDA “DÜNYA SADECE İYİLERDEN MUHTELİF OLACAK”DEMEZ VE BÖYLE BİR ÜTOPYANIN PEŞİNE ASLA DÜŞMEZ.FİKİR ÜSTÜN BİR REALİTEYLE ZIDLARIN VARLIĞINI VE ZARURİYETİNİ KABUL EDER VE FERT FERT BEŞERİYETE AKITTIĞI ULVİ MUHTEVASINDAN NEŞET EDECEK(doğacak) OLAN TOPLUMU BEKLER..YANİ DİREK “İYİ”BİR TOPLUM ÇABASINA DÜŞMEZ.BU SON CÜMLEMİZ ESASEN FİKRİN EN AKSİYONLU TARAFINI İFADELENDİRİCİ VE BURADAN TASAVVUFA YOL ÇIKARICI BİR MAHİYETTEDİR.EVET TASAVVUF..PEYGAMBER BATINI…BÜTÜN OLUŞUN FABRİKASI...KULAKLARIMIZA BİR İKAZ ÇARPIYOR BURADAN”FİKİR GÖRÜNENİ KUŞATARAK GÖRÜNMEYENE TALİPLİK…GÖRÜNMEYEN DE TASAVVUFLA BİLİNİR”ASLINDA BATIN KAHRAMANLARINCA BU MESELE AYRI VE GENİŞ ÇAPLI BİR ŞEKİLDE İZAH EDİLMİŞ.BİZİM(benim) BURADAN ÖTE BİR SELAHİYETİMİZ YOK.ŞU KADAR Kİ TASAVVUFSUZ FİKİR;FİKİRSİZ TASAVVUF OLMAZ.*

     

    3-) KISACA FİKİR NE KADAR SÖYLESEK AZDIR;O’NUN MÜDAHALE VE MURAKABE HAKKINA SAHİPSİN DEDİĞİ HER ALANDA ARİSTOKRAT BİR DURUŞ;ENTELEKTÜEL BİR BAKIŞ;VE TASAVVUFİ BİR RUHLA VAROLUŞ ÇABASIDIR.FİKRİN MADDEYE NAKŞETTİĞİ GİDERKEN YOLDA BULDUĞUDUR.YOKSA GAYESİ DEĞİL…İDEOLOJİLERDE İSE HİÇ BİR ENTELEKTÜELİTE HÜVİYET VE MADDE ARKASINI KURCALAYI İDRAK ÇABASI YOKTUR.SADECE GÖRÜNENE TESLİM,HAMASİ VE SLAGONİK BİR ATALET…

    EVET TEMAS ETMEDEN GEÇEMEYECEĞİM…ENTELEKTÜELLER...KURTULUŞ VARSA O’NU FİKİR PLANINDA REÇETEŞTİREN BÜYÜK KAHRAMANLAR..HALKIMIZ TARAFINDAN YANLIŞ ANLAŞILAN BİR GÜRUH..HALBUKİ ENTELEKTÜEL;HALK ADINA VE HALKIN GIYABINDA HAK İÇİN DÜŞÜNEN,BÜTÜN EŞYA VE HADİSELERİ TEFTİŞ VE MURAKEBE ALTINA ALABİLEN;HALK İÇİNDEYKEN HALKI KUŞATAN “ÜSTÜN BULUŞ”SAHİBİ FİKİR İŞÇİLERİDİR.BİR İMAM GAZALİ BİR NECİP FAZIL HAKİKİ ENTELEKTÜELDİR.

    BİZ FORUM SAYFASINI DAHA FAZLA İŞGAL ETMEDEN BU MEVZUUYU ÜSTAD’IN “ÜSTÜN BULUŞ”İŞÇSİNİ TARİF BAKIMINDAN ÇERÇEVELEYİCİ VE ÖZETLEYİCİ SÖZÜYLE BİTİRELİM;

     

    “İNSAN KAFASINI FARE KAFASINDAN AYIRAN TEK HASLET FİKİRDİR”

     

     

    *(olur-olmaz hükmü burada cümle icabıdır.yoksa böyle bir hükmü koymaktan haya ederim)

    kılıçkıran


  9. BİR DEVLETİ YIKMAK O DEVLETİN SANAYİİ VE ASKERİ TEÇHİSATLARINI ZAPTETMEKLE

    OLMAZ. O MİLLETİN DİLİ VE TOPYEKÜN KÜLTÜRÜYLE OYNAMAK YETERLİDİR...

     

    şimdi asıl meramımıza ve temas edeceğimiz mevzuya gelelim.Hususiyetle son

    yarım asırdır,Anadolunun katıksız ve saf öz meşrebiyle yeni nesil arasındaki

    ulvi köprüyü yıkmak gayesiyle keskin kazmalarını bir çok manevi istikametten

    sallayan bazı iç ve dış mihrakların bu köprüden koparmaya çalıştıkları DİL

    vakasıdır.

     

    Güya dilimizden arapça menşeili kelimeleri çıkartmak ve yerine de maymunları

    güldürecek derecedeki frenkçe ve uydurukçadan mürekkep bir sözde -üstad

    Necip Fazıl'ın tabiriyle(kurbağa dili-vakvakça) öz Türkçe vücuda

    getirildi...

     

    Hele bakın şu kanarya ile kutup ayısını aynı iklim şartlarında yaşatmak

    kadar abes ve gülünç misallere;

     

    NOT:Aşağıda vereceğimiz örneklerde doğru kelimenin yanında uydurukçasını

    parentez içeriside teşhir edeceğiz;

     

    CEVAP(yanıt)..İSPAT(kanıt)..TASDİK(onay)..FERT(birey)...MEDENİYET(uygarlık)..

     

    HÜRRİYET(özgürlük)..ŞEREF(onur)...HADİSE(OLAY)..VS...

     

    Komedi devam ediyor:Bizde nisbet eki olan 'i' yerine tamamiyle frenkçe

    menşeili sözde öz Türkçe taraftarları sel ve sal eklerini kelimelerin

    sonuna getirerek tam bir komedi ortaya koydular.işte bunlara bir kaç örnek:

     

    FİZİKSEL-DİNSEL-TARİHSEL-BİREYSEL-KÜRESEL-AHLAKSAL VS...

     

    HASILI TÜRKÇE'Yİ SAL'A BİNDİRİP SEL'E VERDİK..

     

    ÜSTAD NECİP FAZIL BUNLAR İÇİN 'GÜVERCİNLER ARASINDAKİ EŞEK ARILARI 'DİYE

    TARİF EDİYOR.VE EKLİYOR:VÜCUTTA Kİ BİR SİVİLCE ÇAPIYLA KÜÇÜK OLABİLİR FAKAT

    BİR KANSERİN DE ALAMETİ OLABİLİR.DİYOR VE DEMİN Kİ YUKARIDA Kİ BAHSİNİ

    ETTİĞİMİZ MÜTEFEKKİRİN DÜŞÜNCESİNE NASILDA İSABET EDİYOR.

     

    HASILI BU MESELEYİ SADECE BİR DİL DEYİP GEÇİŞTİRMEMELİYİZ..DİL DE MEŞREBİMİZ

    VE İTİKADIMIZ ARASINDAKİ MUKADDES KÖPRÜNÜN EHEMMİYETLİ BİR PARÇASINI TEŞKİL

    EDİYOR. ZATEN BUNUN İÇİN DE DEĞİLMİ NESİL ÖZ BAĞIYLA KOPMUŞ VE İHTİLAFA

    DÜŞMÜŞ....

     

    DİL BAHSİDE BÜYÜK DOĞU DAVAMIZIN BÜNYESİNDE HALLEDİLECEK MESELELERDEN BİRİDİR.ÇÜN KÜ

    BİZ MUKADDESATÇI GENÇLİK OLARAK HAYATIN BÜTÜN MÜSPET ŞUBESİNİ KUŞATMAKLA

    YÜKÜMLÜYÜZ.

×
×
  • Create New...