Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
ebkem

12 Haziran Sandığa Gömme Bayramı

Recommended Posts

Efendim malumunuz dün 2011 12 Haziran seçimlerimiz neticelendi. Aylardır meydanlarda çığırtkanlık yapan siyasiler artık lafı dün millete bıraktı. Halk da verdiği kararla kısmen de olsa biraz asalak davransa da /ki Ergenekon adamlarının seçilmesinde kinaye var/ turnayı yine gözünden vurmayı başardı.

 

Üçüncü kez tek başına iktidar olma kudretini elinde bulunduran güzelim Başnakanım ezici çoğunlukta bir galibiyet sağlamış durumdadır. Yalnız anayasa değişikliği için uzlaşmacı tavrını artırmak zorunda gibi görünüyor ki milletvekili sayısındaki düşüş “acaba nerde hata yaptım?” diye düşündürmeyi ilazım getiriyor. Düşününüz e mi Başnakanım? Mesela Doğu’da tamamen halkın üzerinde nüfuzu olan milletvekili adaylarının listeden tasfiyesi nedir? Ben bunu anlamadım.

 

Bağımsız adayların ki ekseriyesi BDP’nin desteklediği itler, hainler, caniler otuzu aşkın adamlan girdiler meclise. Hayy ne diyem ne olasız?! Dün gözyaşları içinde Başbakanımın meşhur balkon konuşmasını dinlerken bir yandan onlar aklıma geldikçe yerleri yumruklamamak elde değildi, siz deyin ya hu, bu dağdan inenlerin ne işi var benim meclisimde?!

 

Hele durun durun, Cihaner‘i ve de Haberal’ı seçen güzide kafalı, beyninin kıvrımlarına kurban olduğum, mühre hakkını verdirtmekten yoksun sefil beyinli hokkabaz seçmen seni! Yuhh, bir araba da yazıklar olsun diyorum! Yazıktır insan Doğan’ı ve de Tuncay Özkan’ı da bu dokunulmazlıktan mahrum eder mi canım? Niye bu kadar insiyatifi ezük insanlarsınız, onları da sokuverseydiniz ya! Bak adam hapiste çürüyecek bu sığar mı vicdan hükmüne? Ay bir mevzu var ki gözyaşlarımı Tortum şelalesi gibi akıttı, 10 bin seçmen, hem Özkan’a hemi de CHP’ye basmış. Hayy glikoz değeri aklının damarlarını tıkamış kişi, söker mi sandın oyunun, bizim alnımız da Çarli mi yazıyor, bak oku bakim?!

 

Nurettin Topçu’nun istifası; on numara asil, mevkisinin ve de vazife erliğinin farkındalığının bir neticesi ve de protestosudur bence. Adam madem başaramadım o zaman çeker giderim dedi. Ayakta alkışlıyorum. Merhum Yazıcıoğlu’nun çizgisinden giden, doğru, dürüst adam, hakiki Alperenler bence. Ama MHP’ye verip de orada o güzelim vatan sevdalılarını ve de hadimlerini bu duruma düşüren ülkücülerin şakaklarını avuçları arasına almasını salık veririm.

 

Barajı aşamayan Saadet ve de Has Partileri kuzum rica ederim verdiğiniz kavgayı bitiriniz ve de Ak Parti’nin yakasına yapışınız. Biz hepimiz aynı davanın adamlarıyız, müslümanız ayrılık, gayrılık bize göre değil, bakın beraber olsa idik bugün 326 milletvekili mi çıkardı? Niye bu kadar düşünemiyorsunuz yüzleri nurlu kardeşlerim, zındık demeyin bize valla dövmem ama kızarım. Ayıp ediyorsunuz diyor ve de yazıma bir başka cihetten devam ediyorum.

 

Şimdi Chp’nin başındaki o Gandi ile biraz çizgisini yükselttiğini de gözlemledik. Demek ki bu Milli Şef’in Ebedi Şef’in güzelim evlatları, torunları bu adamda bir şeyler buldu, verdiği vaatleri yuttu. Bu adam bence Baykal’dan daha düşük. Hoş onların zihniyetini hiç anlayamadım da neyse fazla kalori de harcamamak lazım zira çitamı o kadar düşüremiyorum. Listesine Ergenekon sanıklarını aldığı halde bu %3-4 lük yükseliş bende adayda değil seçmen de idiotluk olduğunu gösterdi. Valla hiç de lafımı sakınmam. Tamam irade senin, söz senin de sırf CHP’ye vermek adına milletin kanına girme, hakkına tecavüz etme, askerini şehit düşürme sevdasındaki herifi de meclise sokmak ne oluyor? Bana bir adet anlama klavuzu lütfen..

 

Başbakan’ın yaptığı balkon konuşmasına da azıcık değindikten sonra sizlerin kıymetli düşüncelerine mikrofonu uzatma düşüncesindeyim. Adnan Menderes’in, Fatin Rüştü Zorlu’nun ve de Hasan Polatkan’ın adının anılması beni son derece gururlandırdı. İşte tam da o sahnede ağladım. Bu o güruhun yani rejim olarak sola gönlünü, aklını vermiş beyni buharlaşmadan ötürü vecibesini yitirmiş o gürûhun suratına okkalı Osmanlı tokadıdır. Fesatlıkları başlarını yesin inşallah.

 

Bugün Türkiye kazanmıştır! Bu cümleyi sevdim. Orada kazanan bir parti lideri gibi değil bir milletin Başbakan’ı olarak konuştu, yansız, tarafsız ve de objektif. Ben buna inandım. İnşallah daha güzel günlere gebe benim Türkiye’m. Ben bu adamalarda bunu görüyorum. Her biri vatan aşığı, vatana hizmeti Hakka hizmet bilen alicenap adamlar. İnşallah güzel günlere dostlar.

 

Bugün Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun uğrunda öldükleri demokrasi kazanmıştır! İşte arkadaşlar bu cümle büyük, bu dava belli ki bu adamın bağrında yara.. Allah yar ve yardımcısı olsun.

 

Benim de damarımda siyaset zehri dolanıyor gibi. Bir gün gireceğim sanırım. Rica ederim Haberal ve de Cihaner o güne değin ölmeyiniz sizi o meclise gömeceğim!

 

Savulun Bizans Kargaları!

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kardeş az biraz daha yazsaydın siyasete atılmana filan gerek kalmayacaktı. Birileri n-f-k.com da bir arslan parçası olduğundan bahsedecekti başbakana ve olaylar gelişecekti. Sen meclise, başbakan sana, biz de sensiz günlerimize koşacaktık. Olmadı, nasip değilmiş, hayırlısı. Fakat kardeş böyle herkesi bir potada eritme sevdana oha demeden geçemeyeceğim kusura bakmayasın. Herkes ak olsun ki, kim ak kim kara seçilemesin mi istiyorsun bre? Bu partilerin bir siyasi geçmişi ve geleneği var. Daha derin sosyolojik araştırmalar yapılsa belki de anlaşılacak ki başbakan bugün başbakansa onlar var diye başbakan. Menderes olmasa Tayyip seni nasıl ağlatacaktı? Özal olmasa kimi rahmetle anacaktı? Ayrıca Erbakan hocayı es geçmesi hiç hoşuma gitmedi onu da hatırlatayım. Ulan bu adam senin hocan be hocan. Siyasete atılmana sebep şahsiyet. Daha kırkı yeni çıkmış, bir fatiha da O'na okutsaydın ne olurdu?

 

Ama biz gönüldaşız açık konuşalım aramızda. Ben de son bir hamleyle oyumu verdim akp'ye. Yani olur da bir cevap yazma durumu zuhur ederse bilesin ki senin kadar akp'liyim. Hatta belki de fazlası vardır. Neyse ama ben particilik oynamaktan hiç hazzetmiyorum. Sana bir kaç klas soru sorup, gol yapmanı bekleyecem. Hadi buyur kale burada..

 

1. Baş örtüsü tüm kamu kurumlarında ve okullarda serbest hale getirilmeli midir? Cevabın evetse akp'nin bu yeni dönemde bunu da anayasaya koyacağını düşünüyor musun?

 

2. Karma eğitim sistemi hakkında ne düşünüyorsun? Bozulma dediğimiz bu yozlaşmanın temelinde sence de bu eğitim sistemi yok mu? Peki Başbakan bu konuda ne yapar sence? Ya da yapmalı mı?

 

3. 8 yıllık eğitim belasının türlü türlü zararlarını gördüğümüz şu günlerde akp'nin zorunlu eğitimi 11 yıla çıkarma çalışmaları hakkında ne düşünüyorsun? Zorunlu eğitim son bulmalı mı? Akp yeni anayasa da bunu yapar mı?

 

4. Kur-an kurslarına gitmenin biliyorsun belli bir yaş sınırı var. Bu yaş sınırı kadar saçma başka bir uygulama biliyor musun? Yeni dönemde buna da bir el atılır mı?

 

Şimdilik söyleyeceklerim bunlar. Biraz farklı bir yazı oldu farkındayım. Ama senin ağlamalarına dayanamadım kardeş napayım. Kusurumuz affola. Ha bir de daha demeyesin ki biraz daha zaman filan. On yıl oldu be. Sil baştan devlet kurulur on yılda..

  • Like 4

Share this post


Link to post
Share on other sites

cihandar kardeş öyle can alıcı sorular sormuşsun ki ebkem arkadaşımın cevap vermesini bekleyemedim, kusura bakmayın. ebkem yine cevaplasın da ben senin bu sorduğun çetinler çetini suallaeri şu şekilde kısaca cevaplayım. bu paralel de daha önceden yazmış olduğum cevaplar var, bilen bilir.

 

bizim en büyük sıkıntımız kurtuluşumuzu bir sistem olan demokrasi de aramamızdır. müslümanın metodu peygamber metodudur, ashabı kiramın metodudur. bunlar haricindeki metodların hepsi çıkmaz sokaktır. sonu şarampoldür. müslümanların asıl beklentisine (tahminimce böyle bir beklenti duyan da fazla kalmadı çünkü herkes demokratlığından fazlasıyla memnun) cevap veremez. bizler ah bir adam olsak Allahu tealanın izniyle kim durabilir karşımızda, demek ki daha o zamanlar gelmedi ki müstehak olduğumuzla yönetiliyoruz. Allahu Teala başta Türkiye müslümanları (güneş bizde battı çünkü inşallah bizden doğar) olmak üzere tüm dünya müslümanlarının yardımcısı olsun.

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vatana millete hayırlı olsun diyerek başlıyorum. Öncelikle şunu belirteyim ki chp'nin seçimde büyük bir başarısı bence sözkonusu değil. İki gündür dinliyorum Sonar isimli araştırma kurumu sahibi diyor ki "chp zaten 2007 seçimlerinde il meclis üyelerinde yüzde 23.5 oy aldı. Yeni seçmenleri de düşünürsek bu çok fazla bir başarı değildir" adam haklı. Buna birde doğuda kürt kökenli vatandaşların vereceğini düşündüğümüz ama alamadıklarıo oyları eklersek çok fazla bir başarı söz konusu olmaz. Lakin akp'nin çok milletvekili çıkardığı yerlerde milletvekili sayılarının düşmesi akp vekillerini azalttı. O yazık oldu.

 

Mhp'ye gelince kilit parti özelliğini koruyor yine. İnşallah bu dönem daha iyi muhalevet ve uzlaşma zemini açan bir parti olur. Mhp'nin meclise girmemesi ihtimalinde o milletvekillerinden bdp ve chp'nin de nemalanacağını düşünürsek iyi ki girdi dyebiliriz ki bence meclisin mhp'ye ihtiyacı var.

 

Cihandar kardeşin yönelttiği sorular aslında birçok muhafazakarın kafasında olan sorular ne yalan söyleyim bunlar benimde çok kafamı kurcalıyor.

 

Hayırlısı bakalım...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

İktidar Bizde Olsa Ne Olur?

İçki yasak. Kumar paydos. Kahvehane yok. Fuhş imkânsız.

Yeni baştan programlaştırılıncaya kadar sinema namevcut...

...

Porno siteleri, -af buyurun- genelevler, meyhaneler, kumarhaneler, din eğitimindeki yozlaşma, ahlaki çöküş, uçuruma koşan gençlik, uyuşturucu içki çılgınlığı...

Başörtüsü, imam hatip meselesi, Kuran kursları...

 

Daha listeye neleer neler eklenebilir değil mi? Bu meselelerin hallini mevcut hükumetten bekleriz değil mi?

 

Peki ama iktidar Ak Partide mi? İktidar ne kadar Ak Partide?

 

Katsayı zulmünü kaldıran tasarının iptaline şahit değil miyiz? Ya başörtüsü düzenlemesi? "İktidar" muktedir mi? Senai Demirci tesbiti ile, Ak Parti bu iktidara karşı "biricik muhalefet partisi"dir.

 

Peki ya bu kadar kolay mı 100 yıllık iktidara 10 yılda kök söktürmek? Hem de onlarca tehditle beraber yaşarken?

 

Dün ağzımızı açtığımızda "irtica"dan içeriyi boylarken, bu gün Türkiye Cumhuriyeti başbakanı "İstikbal-i inkilabat içinde en gür seda İslam'ın olacaktır!" diye bas bas bağırmadı mı? Dün misal; 28 şubatları, danıştay saldırısını düzenleten eller bu gün yavaaaş yavaş kelepçelenmiyor mu? Lütfen.. İğneyle kuyu kazılıyor.

 

He eleştirilmeyecek mi? Elbette eleştirilecek. Misalen, bu kadar demokrasi vurgusu acaba çok mu doğru? Acaba gelecek nesil, bu liberal havayı teneffüs ederken, misal; din dersi zaruriyetini nasıl savunabilecek? Peki ya acep yapılan herşey dört dörtlük mü? Hayır. Lakin sabır, hüsnüzan ve empati elzemdir.

 

Mhp'ye gelince.. İhtiyacımız olduğu tezine katılamayacağımı söylemek isterim.

 

Başbakan önünde kibrini kusup ayağa kalkmama küstahlığıyla bir nevi, topyekün millet iradesinin suratına tükürmüş olan Engin Alan denen Ergenekoncuyu millet vekili diye meclise sokan bir Mhp'ye ihtiyacı yoktu bence Türkiye'nin. (Mhp içerisindeki iyi niyetli gönüldaşlar müstesna) Engin Alanda müşahhaslaşan Mhp'nin Ergenekon aşkına ihtiyacımız yoktu. Ve dahi, baraj üstünde kalarak yumruğumuzu masaya rahatça vurma hakkımıza mani olan Mhp'ye ihtiyacımız yoktu.

___

 

Bir de yeri burası değil belki amma; "Şevki Yılmaz'dan Ak Parti'ye Destek" gibi bir başlıkla açtığım konu kayboldu, aranıyor. Acaba -iyi niyetle- Ben mi bulamıyorum, bilmeden mi sildim; yoksa sakıncalı idi de bendenize haber vermek unutularak çöpü boyladı bilemiyorum. Uzaktan yakından, sağından solundan, önünden arkasından gören; duyan, işiten, rastlayan vatandaşlarımızdan insaniyet namına telefon numaramız ile.. şey pardon profilimiz ile irtibata geçmesi irca olunur efendim.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mhp'nin meclise giremediği yerlerde chp ve bdpnin milletvekili çıkaracağını düşünün önce ona göre yorumunuzu yapın rica ederim. Ayrıca mhp giremeseydi meclise akp 367ye yine ulaşamayacaktı. Artık komik geliyor her suçun mhp üzerine atılması. Meclisin bu partiye ihtiyacı vardı. Şahsen chp olmasındansa mhp elbette.

 

Engin Alan'a gelince bana göre yanlış bir tercih ama suçlu sayıldığı belgenin altında imzası dahi yok. Başbakanın önünde ayağa kalkmayarak saygısızlık yapmıştır. Bunu Yüce millet iradesine karşı da yapmıştır. O konu da suçunun cezasını çekmelidir. Ancak kanıtlanmamış br suçtan ceza çekmesi Türk adaletine yakışan bir durum değil. Kimse burdan Engin Alan'ı ya da ergenekon terör örgütünü savunduğum sonucunu çıkarmasın.

 

Selametle...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

bu parti meselesi ile alakalı geniş bir yazı yazmayı düşünüyorum ilerleyen zamanlarda ama şunu söylemeden geçemeyeceğim, kardeşlerim bu parti meselesi yani siyasal islamcılık bizlere 40 sene kaybettirdi hala biz kurtuluşu particilik de arıyoruz. Allah yardımcımız olsun...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şimdi durumu şöyle aşağıdan yukarı doğru bir analiz edelim efendim. Mütereddid kardeşim aklımdan geçen ama dilime almaktan hayâ ettiğim meselelere değinmişsiniz Allah razı olsun. Burada hararetli bir savunmaya, gole yahut yumruğa lüzum yok. Hepsi aslında AKP’ye gönül vermiş adamlar. Bakınız Eşref arkadaşımız anladığım kadarıyla Ülkücü ama Ak Partinin kaybettiği milletvekillerinden esef duyacak kadar yüce gönüllü, nfkkfn büyüğüm tam bir demokrasi düşmanıdır  (açıklaması bellidir rejim olarak Allah’ın kanunu üzerine hiçbir sav tanımadığından) ama yine de eminim ki AK Parti’nin bugün kazanmış olmasından ötürü memnundur. Bir üstteki Cihandar kardeşim, her ne kadar bir takım tenkid edeceği hususlar olsa da oyunu yine bu partiye vermekten kaçınmamış. Yani burada elbette tuttuğumuz partinin mükemmel olması gerekmez. Ki benim de koyun teslimiyetiyle her yaptığını tasdik etmediğim, objektif baktığım kayıtlarda vardır, eski iletilerimi okuyan kardeşlerim aşinadırlar.

 

Bu genel bir girişten sonra ufak bir izahı elzem görüyorum. Benim nezdimde burası güzide insanların ve de mühim meselelerin bulunduğu ender bir yer. Burada gölgeleriyle asıllarıyla hiç farketmez yazılan mesajlarda uslüp çeperinin gözden geçirilmesini istirham edeceğim. Polemikçi, nüktedân biri olmak başka argo sanatkarlığı, ustalığı başkadır. Kimse burayı arkadaş çevresiyle karıştırmasın. Benim uslu uslu mesaj okurken gözüme deve dikeni sokmaya kimsenin hakkı yok. Uzun zamandır taşıdığım bu mevzuyu da burada dile getirmiş olmaktan mutlu, mes’ud ve de müsterihim. Ve de ayrıca bir takım kişilerin hassas olduğu hadiseler olabilir, ki Yassıada benim o yanımdır. Merhum bakanlarımın adının anılmasında duygulanmam gayet tabidir ve bu kimsenin esnek, gevşek uslubuna malzeme teşkil edecek ucuzlukta değildir. Bu konuda da saygıya davet ediyorum efendim.

 

Şimdi gerekli mevkilere vasıl olmasını umduğum tenkidimin bu kardeşiniz tarafından bir güzellik olarak telakki edilmesini rica ediyor bu hususlara binaen tek bir cümle daha okumak istemediğimin altını çiziyorum.

 

Kimin ak kimin kara olduğunu elbet bilmekteyiz ve bunların bir çatı altında cem olması elbet imkansızdır.

 

Herkesi bir potada eritmem; ben böyle bir şey yapmadım siz yanlış anlamış olmalısınız. Dediğiniz şeye girirşmem muhal; şu açıdan ki mahdud hiziplerin öyleleri var ki gücünü ancak güçlü olanın kudretinden çalmakla elde ediyor. Benim bunları harmanlamam o partilere iltifatı etmeyi bırakın benim Ak Parti’me hakaretim olur. Salt Has Parti ve de Saadet için bir ittifak çağrısı yaptım ki aynı davayı güden adamların ihtilafa düşmesi kadar beni yaralayan bir şey olamaz. Orada düzenlemeye gitmişizdir inşallah.

 

Siyaset kümülatif olarak ilerler, elbette ne Menderes olmadan, Özal anılmadan Merhum Hocam Erbekan olmadan politikamızda bugünleri görmemiz imkansızdı. Tayyip Başbakanımızız da bunun farkında olduğunu ve de bu gömleği mudrik bir halde taşıdığını görüyoum. Herkesi anıp da Merhum Erbekan Hocamıza bir fatihayı çok görme meselesinde haklı olabilirsiniz. Tenkidedecek değilim, neticede savım ortada bunlar aynı bileğe sahipler. Sonradan ayrışma, uyuşmazlık olmuş olabilir. Ama sanmıyorum ki hiçbir AK Parti mubusu husumet, adavet besliyor olsun.

 

Şahsıma yöneltiğiniz sorulara geçecek olursam:

1.Baş örtüsü tüm kamu kurumlarında ve okullarda serbest hale getirilmeli midir? Cevabın evetse akp'nin bu yeni dönemde bunu da anayasaya koyacağını düşünüyor musun?

 

Ben şunu derim hep; bugün birtakım kampüslerde başörtüsünün serbestiyet kazanması yıllardır veled-I zinamız olan bu meselenin halli değil, salt bir nevi hafiflemesidir. 99 yılında halkın reyi ile meclise giren Merve Kavakçı nasıl çılgınca alkışlanmış ve de masalar dövülmüşse protesto amaçlı, aynı şekilde bir başörtülü hanım girdiğinde tekrar gurur ile alkışlanmadıkça bu mesele çözülmüş olmayacaktır. Kamusal alanları bırakın mecliste dahi serbest olmalı yani. Bu hususta hükümetin üzerine düşeceğini yapacağını biliyorum, Allah’ın izniyle kanunla da bunun temeli atılacaktır. Mümin hüsn-ü zan üzere olmalıdır. Ben bu sancağın yerde kalmayacağına inanıyorum.

3.Karma eğitim sistemi hakkında ne düşünüyorsun? Bozulma dediğimiz bu yozlaşmanın temelinde sence de bu eğitim sistemi yok mu? Peki Başbakan bu konuda ne yapar sence? Ya da yapmalı mı?

 

Asra yakın ömri vardır ki kara oğlanlar ve de sarı kızlar aynı mecliste öğrenim talim etmekteler. Bugün mesela Japonya’da ayrıdır. Onu teknolojik ve de ilerlemiş bir ülkede hiçbir sorun olarak görmezken bugün burada Türkiye şartlarında yapmaya kalkışsanız “irtica hortladı” “cumhuriyet, laiklik elden gidiyor” teraneleriyle karşılaşırsınız. Bir okulun merdiven altına derme çatma bir mescid imar edilmesine dahi bir takım insanlar dil uzatabiliyorsa kalkıp kızı, erkeği birbirinden ayırmakla bütün şimşekleri üzerinize çekmiş olursunuz. Elbette ahlaki çöküntünün, dinsel yozlaşmanın temel sebeplerinden biri de budur lakin çözüm aşamasında tepetaklak olacak bir idare varsa bunun üzerine gidilmemesi gerekir diye düşünüyorum. Başbakanımız bir şey yapmalı elbet. Ama bunu halkı kucaklayan bir lider edasıyla, bir tarafı memnun ederken diğer tarafı küstürerek değil. O da bu azılı gavur zihniyetini idare etmekte bir hayli zorlanıyor olmalı. Kökleşmiş bir kafir kafalı, müslüman hüviyetli adamlar var karşımızda, stratejik tavırla bunun üstesinde gelinmeli. Ve net konuşmak lazım karma eğitimi ayrıştırmaya gitmek şu radde de akl-I selim görülmüyor. Evet günah evet ayıp ama yapılacak çözüm de şu mu olsun yani; kızlar otursun anasının dizinin dibinde, dört duvarı seyretsin. Benim bir hususta hocama başkaldırımda bana dediği yanıt buydu; “Gelmeseydin!” Adam haklı beyler. Bir rejim var, sistem kurulmuş ve de bir takım şeyler gerçekleştirmek isteyenler çarklara sanırım etini kaptırmak zorunda.

 

3. 8 yıllık eğitim belasının türlü türlü zararlarını gördüğümüz şu günlerde akp'nin zorunlu eğitimi 11 yıla çıkarma çalışmaları hakkında ne düşünüyorsun? Zorunlu eğitim son bulmalı mı? Akp yeni anayasa da bunu yapar mı?

 

Bildiğim kadarıyla Batı’da zorunu eğitim 11 ila 12 yıl arasında. Bugün AB’ye girmeye çalışan bir ülke olarak sanırım Batı standartlarında bir ülke çizgisi yakalamaya çalışıyoruz. Bu eiğitimde yapılmaya çalışılan rönesans da onu getirilerinden biri. Sağdana baksam yanlış soldan baksam doğru. Bir yandan eğitimin insana kattıklarını düşününce doğru buluyor (ama diplomalı eşekler de var tabi o ayrı) diğer yandan eğitimin yozlaştırdığı hilkat garibelerini görünce 11 yılı bırakın ömrünün yarısını mürekkep yalamakla geçirse yine merkep yine merkep. Bugünün çoğu tahsillisi kitapları hayatına geçirme değil de sırtına yük etmiş hamal mesabesindedir. Arttırılmalı hakkını verenler için, bırakın kalsın daha fazla hamalların yükünü arttırmamak için. Ama mahrem çizgiler dahilinde düşünecek olursak bu kötü olur, kızlarımız daha uzun seneler o halede gidip gelecek. Ya da otursun evinde. Bağnazım, irticacıyım, kötüyüm evet!

 

5.Kur-an kurslarına gitmenin biliyorsun belli bir yaş sınırı var. Bu yaş sınırı kadar saçma başka bir uygulama biliyor musun? Yeni dönemde buna da bir el atılır mı?

 

Bakınız tarihe baktığımızda karşıma sunduğunuz uygulamanın daha beterini seyr eyliyoruz. Sabık Başvekilimiz Menderes’in Yassıada belgelerinde aleyhine kullanılmış iki sahife Kur’an’a rastlandığını biliyor muydunuz? Yani bir devirde resmen Kur’anı suç aleti olarak gören zihniyetler olmuş ki Süleyman Hilmi Hoca’nın afbuyurun ahırlarda Kur’an talimi yapmaya çalıştığını hepimizce malumdur. Bugün en azından elhamdülillah bu gibi şartlar eridi, devlet olarak bir Kur’an talimi yapılmasına cevaz var. Ama yaş şartı tabii ki çok abes, delisaçması bir şey. Bu husussun da esneklik kazanması elbette tüm müslüman kardeşlerimin müreffeh bir şekilde ilim tahsil etmesi tabi hakkıdır, elinden alınamaz. Sesleniyoruz buradan, rica ederiz Başbakan’ımız açın yolları Osmanlar geliyor!

 

Şimdi güzel kardeşlerim, samimi dostlarım ve de gönüldaşlarım burada elbet her siyasi hareketiyle hükümetimizi ne başımıza çıkarır ne de yetin dibine sokarız. Ama mazimizdeki siyasi dökümanları şöyle bir gözden geçirdiğimizde ne kadar terakki ve de mertebe kazanıldığı görülecektir. Elhamdülillah ama kesinlikle de kafi görmüyoruz. Ben inanıyorum ki hükümetim daha pek çok güzellik başaracaktır. On yılda devlet kurulurdu şimdiye kadar beşik mi salladı bunlar? Efendiler biz hep neyi eleştirdik; tek partili dönemlerde Ebedi Şef’in Milli Şef’in yaptıklarını. Evet onlar bir masaya el vurma ile her dediklerini yaptırdı ve de borazanlarını öttürdüler. Ama bugün biz niye kendi düdüğümüzü höt diye öttüremiyoruz? Bizim farkımız bu; demokratik çizgide hem sağı hem solu razı kılarak, uzlaşma ile bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Tek başına Cumhurbaşkanı yahut Başbakan bir takım reformlara gitse ne kadar sürerlilik kazanır, tabanda bir sorun süregeldikçe yapılan düzenlemeler kökten olmadıkça o sorun tekrar sökün edecektir. Öyle bir siyaset işlemeli ki ne laikliği ne cumhuriyeti ne de islamı incitmelisiniz. Bu siyaset malasef ki böyle bir rejim. Geldiğimiz noktayı fark etmek için maziye bir göz atmak kafi gelecektir.

 

Daha söyleceyek sözümün kalmış olduğunu sanmıyorum. Başka fikir beyanlarıyla yorumlara devam.

  • Like 4

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sana yorumunun beyanına dair, sende mecal bırakmayacak bir fikir, tek bir söz, çok ama yalnız 3 kelime:

 

Bayramlarına dikkat et!...

 

(Bu fikir sana zikrolur mu?!!!... Hayır!... Su-i zan değil, yalnız hakîkat!...)

 

Ve bu hakîkati, su-i zan gibi duran ama yalnız duran bu zannımızı; sana inandığımız için ve senin için, senden de öte bir sen olan ruhun, kalbin ve gönlün için aşikar ediyoruz!... Sen de bizim kardeşimizsin ve dikkat etmelisin!... Allah ve Allah'ın dışında olan ne varsa her şeye dikkat, dikkat çok dikkat etmelisin vesselam!...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Bayramlarına dikkat et!...

 

(Bu fikir sana zikrolur mu?!!!... Hayır!... Su-i zan değil, yalnız hakîkat!...)

 

 

 

Abi bir zahmet buraya bir açar mısın? Ben biraz geç anlarım da..

 

Ya kusura bakmayın (yanlış anlamış olmayı umuyorum) Ben elhamdülillah asıl bayramın ne vakit ve de kim ile olacağını elbet bilenlerdenim, belki de bunu dediğim için bilmiyorum. Hani bilen asıl bilmez ya, hani oldum diyen ölmüştür.. Siz bunun su-i zan değil de hakikat diyerek bir de ne kadar sağlam laf ettiğinizin farkında mısınız? Benim buraya ilk girdiğim zamanlar da bir kardeş "kalbinin rabıtasız bir kalp olduğunu anladım" demişti. Tamam abi; toyuz, avamız, cahiliz, cuhelayız heyy!

 

Şimdi şurada iki gündem kayıralım, siyaset kazanı kaynasın dedik deyu bir de bayram iliştirdik de gayrı mı düştük? Ben burada her gönüldaşımın samimiyetine kendiminkinden daha çok inanırım. Elbet yanlışımız vardır, bana bir açıklayın abi, öğretin, adam edin. Bu fikir bana zikrolsun abi..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Niyetinde samimi isen gel!... Ve gelmeden evvel yaz!... Ve yazmadan evvel düşün!..

 

Laf ile söz arasındaki inceliği,

Ciddi meselelerde espri denen şeyin kalınlığını,

Ve "İnce" ile kalınlar arasındaki farkları;

 

Ve, ve, ve Allah'ın Zatı ve Rasulullah aleyhisselam tarafından işaret edilenlerin (ki kader gibi...) dışında kalan ne varsa her şeyi düşün!...

 

Düşünürsen ararsın!... Ararsan bulursun!... Ya da bulunca ararsın, arar gibi ve anlar gibi olursun!...

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hz. Ömer ne de güzel söylemiş; İnandığı gibi yaşamayanlar, gün gelir yaşadığı gibi inanmaya başlarlar diye. İşte benim biricik meselem budur. Siyaset üstü, ulvi mesele. Varsın ak parti 500 yıl daha iktidar olsun varsın chp-mhp koalisyon kursun. Beni zerre ilgilendirmiyor. Fakat eğer bizi temsil ettiğini söyleyen bir parti varsa başta elbet bunun hakkını vermeli. Bakın bugün gelinen noktada bazı örnekler verip meselemizi müşahhas zemine oturtmak niyetindeyim. Faiz büyük günahlardan, haram. Veda hutbesinin en can alıcı emirlerinden. ilk yasak peygamber akrabasına. Ve hüküm; Faiz yiyen bir kimse, annesiyle zina yapmış olmaktan daha da beter durumdadır. Aman Yarabbi! ne büyük bir hüküm ne büyük bir ceza, nasıl bir vicdan azabına yol...Başbakan sesleniyor; Kardeşlerim size buradan müjde veriyorum, faiz oranlarını indirdik...Halk çok mutlu bu haberle. Bankalar ağzına kadar kredi sırası bekleyenlerle dolu. Ya ev alıyor abim ya araba. Kredi kartı desen almış başını gitmiş. Müslümanların neredeyse 5'te 4'ü faize bulaşmış durumda. Halk keyfiyetinden memnun, başbakanı seviyor. Tam bu sırada marjinal bir müslüman ya da siz ona gerici deyin soruyor; sayın başbakanım faiz yemeyene ne yaptınız? Muazzam bir sessizlik.

 

Kızlarımızın maalesef çizgileri yok. İnanın yüzde bir bile değil. Eğitim sektöründe çalışan birisi olarak bunlar acı ama doğru tespitlerimdir. Önce denildi ki; biz okumadık cahil bırakıldık ve şimdi tüm köşe başları onlarda. Sonra okumaya başladık, taviz vermemiz gerekiyordu örtümüzü açtık. Hadi dedik okumak dediğinde nedir ki? 4 yıl. Sonra devamı geldi. Hayat zor; herkes kendini garantiye almalı. Kimsenin aklına Cenab-ı Hakka güvenmek gelmedi. 3 kuruş maaş ağır bastı ve başımızı bir kere daha açtık. Sonra dedik iş hayatı zor, bir bilemedin iki çocuk yeter. Sonra ümmetin sayısı azalmaya başladı, yerimize yurdumuza başkaları geldi. Bir yabancılaşmadır aldı başını gitti..

 

Eskiden kur-an kursları vardı. Yaz tatillerinde giderdik. Elif-Ba'dan başlar kur-an'a çıkardık. Biraz sure biraz fıkıh öğrenirdik. Diz büküp oturmak zor gelirdi ama emir böyleydi mecburen giderdik. Şimdi yaz kampları aldı başını gidiyor. Futbol, basketbol, tenis ve bilimum spor dalları. Artık çocuklar ellerinde kur-am taşımaktan utanıyorlar. Bir garip kaldık, biraz yetim olduk...

 

Belki vaktim olsa daha da yazardım. Fakat meselenin özü anlaşıldı sanıyorum. Biz müslümanlar tepkisiz kaldık, sessiz kaldık, bastırıldık. Elbet suçu ona buna ya da başbakan'a atmıyorum. Hüküm var çünkü; layık olduğunuz gibi yönetilirsiniz. Mamafih şunu da eklemeden geçemeyeceğim, bugün davası hak olmayan, batıla hizmet eden nice kimseler ve gruplar bu devletten istediği herşeyi söke söke alabiliyorlarsa bizi ancak - bir kez daha üstad'dan- ''öz yurdun da garipsin, öz vatanında parya'' anlatabilir.

 

Hayırlı cumalar, muhabbetle.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

esselamu aleyküm... bu kadar seviyeli ve edeb sınırları dahilinde siyaset konuşan insanların arasında olmaktan onur duydum. aklıma takılan ve bende fikir çilelerine sebep olan bir iki noktayı sizlerle paylaşmak ve fikirlerinizi almak istiyorum. yanlışımız varsa düzeltiniz lütfen...

2002 den bu yana hükümetin siyaseti üzerine düşünürsek, bir müslüman olarak akp hükümeti bizlere neler kazandırıyor ve hangi konularda kayıplarımız var ? bu soruları sorarak temel noktalar üzerine analiz yaptığımız takdirde, ben kendi adıma yolumu biraz daha aydınlatmış olacağım.

kafama takılan meseleler şöyle:

avrupa birliği için müzakereler yapmak doğru mudur ?

abd ile stratejik ortak olmak doğru mudur ?

abd ırak ı işgal ederken incirlik hava üssünü açmak doğru mudur ?

domuzu kasaplık hayvan sınıfına sokmak doğru mudur ?

zina nın suç olmaktan çıkarılması doğru mudur?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Saydıklarının ve saymadıklarınla beraber sayamayacaklarının hepsi de yanlıştır!... Yanlı ve yanlış namına ne varsa yanlıştır!... Hakîkat mihengine vurulduktan sonra (müslüman yahut değil; insan için yapılmış ve istifadeye sunulmuş olan hizmetler gibi) doğru olanlar istisna!... Yol yapmak, köprü yapmak, baraj yapmak gibi...

 

Sevgili  "qldan_li" yazmış olduğun "kafana takılan meseleler" bahsinde diyelim ki;

 

Müslüman uyan ya hu!...

 

Sana müslüman gibi görünenlerden dahi hayır gelmezken; nasıl olur da apaçık ben (güya) İsevi'yim, (sözüm ona) Musevî'yim, ben ite, ata, ete, ateşe taparım, hatta hiç bir şeye tapmam diyen birinden, birilerinden bir fayda bekleyebilirsin!...

 

Kendi öznefsinde siyaset ilmini bilmeyen ve hali ile bu sanatı icra edemeyenler, politikacı konumuna düşerler!... Sonrada düşerler de düşerler!... Yükselirken düşerken, alçalırken düşerler, yalpalarken düşerler!... Başbakan Erdoğan'ın samimiyetine inanmakla beraber çevresinde akbabaların kokularını aldığımızı da kaydedelim!...

 

Bir idareci, işinin tam manası ile ehli olmadan malum işte ne kadar ehil olursa olsun istediği iyiye ulaşamaz!... Zira bir idareci (ki bu idarecinin çapını tek bir kişinin kendini idaresinden tutun; süper güç sayılabilecek bir devletin başındaki adamın devlet idaresine kadar dalga dalga genişletin...) işinde mutlak bir ehliyetten yoksunsa; bu yoksunluk çevredeki "yönetim" heveslilerin iştahlarını kabartır ve açlıklarının artırır ve zaten hep bir hesap ve kitap içinde olan bu taifeyi aşk ve şevke getirir

 

İşin ilm-i siyaset denen bir boyutu var pek âlâ!... Ama o kalsın!... Şu an için yersiz ve üstelik ince ve derin bir mesele!...

 

Evet!...

 

Uyanacağız!... Fikrederek, hıçkırarak ve zikrederek uyanacağız!... Ve uyandıracağız!...

Share this post


Link to post
Share on other sites

esselamu aleyküm... bu kadar seviyeli ve edeb sınırları dahilinde siyaset konuşan insanların arasında olmaktan onur duydum. aklıma takılan ve bende fikir çilelerine sebep olan bir iki noktayı sizlerle paylaşmak ve fikirlerinizi almak istiyorum. yanlışımız varsa düzeltiniz lütfen...

2002 den bu yana hükümetin siyaseti üzerine düşünürsek, bir müslüman olarak akp hükümeti bizlere neler kazandırıyor ve hangi konularda kayıplarımız var ? bu soruları sorarak temel noktalar üzerine analiz yaptığımız takdirde, ben kendi adıma yolumu biraz daha aydınlatmış olacağım.

kafama takılan meseleler şöyle:

avrupa birliği için müzakereler yapmak doğru mudur ?

abd ile stratejik ortak olmak doğru mudur ?

abd ırak ı işgal ederken incirlik hava üssünü açmak doğru mudur ?

domuzu kasaplık hayvan sınıfına sokmak doğru mudur ?

zina nın suç olmaktan çıkarılması doğru mudur?

 

 

Ve aleykümselam kardeşim... Mevzuya çok inceden şöyle bir girmişsin emme, sen kararını çoktan vermişsin! Bize bundan gayri bir şey söylemek düşmez a kardeşim... Ak demeyeyim de, pak günlere kardeşim...

 

Neyse... Şimdi yazacakların bambaşka...

 

Aaa başlığa bir baktım 'bayram'... Ne bayramı, ne bayramı ey köyünün bir tanesi... Sen heç anket okumadın mı, Gürsel ve dahi kemal dinlemdin herhal pek muhterem kardeşim... Olmaz, olmazzz....

 

Yüzde 40 diye canlı yayında bas bağıran Tekin ve dahi Kılıçdar seçim akşamı aaa bir de baktılar, ne görseler beğenirsin? Yüzde 26... EEEE şimdi ne olcak a şekerim, söyleyin yar bana bir çare... filan Kemal istifa şey edecek, Tekin ve avanesi olmaz diyor, edemezsin... Bak şimdi oldu mu ha, oldu mu? İstifayı düşünen adam çıktı şeye, canım kürsüye, ayaklarının altına bir şeyler koyaraktan tabiki de ve başlamış bir şeyler söylemeye... Efendim başardık, oyumuzu yukarlara çektik, milletvekili sayısını da tek biz çıkardık... İçerde çöküş, dışarda bayram... Ne bayramı, ne bayramı...

 

Sonracıma bir de Namık Kemal bey efendi var, seçim ortağı da Haydar hoca muhteremi... Yüzde elli alacaklardı emme alamamışlar... Alsalardı büyük bayram... aslında hangi kapıyı çalmışsalar 'he, biz sizdeniz' demişler ve dahi bunlar sokaklarda dolaşırken pencerelerden, balkonlardan el salmışlar ya, o yüzden demişki parti meçlisi üyeleri, ' efendim biz yüzde elli gibiyiz!' ya demişler... E zaten miting meydanaları gerçek vaziyeti göstermezmiş, asıl asıl böyle sen yolda yürürken el sallayanlar senin seçimi kazanacağının işaret fişeği imiş... Seçim akşamı işte bu duygularla geçmişler ekranın başına, aaa oda ne!... Binde 65, yuh be... Yüzde elli nirde, binde 65 nirde... Bayrammış... Hani nerede? Hani bu halk da kabahatlı ha... Sen adama ümit ver, sonra da kaç başka bir yere... Oldu mu şimdi?

 

Ha bir de MeHaPe var ya, onu boşver... 'Al yardımı, ensesine çal şamarı!' diye diye yedi bitirdi bizi be ya... Çal şamarı, ver bilmem ne mahkemesine... Orada bayram zaten araki bulasın...

 

Aha da şuraya yazıyorum, oyum Akparti'ye kaçtı... Yoksa ben kapıma gelip benden oy isteyen adamlara verecektim oyumu ama, beni kandırdılar... İşte parti yöneticileri, bunu ihbar kabul edin, koşun YSK kapısına... Zaten onlar da açmış avucunu sizi bekliyordur... Yoksa yüzde elli nasıl eridi sanıyorsunuz...

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Önce liderleri hemen toparlamak lazım. Süratle bir gece yapılacak özel bir operasyonla bu liderleri derhal toparlayıp bir defa bu yangını kaynağında halletmek lazım."

Eski Özel Kuvvetler Komutanı emekli Korgeneral MHP Milletvekili Engin Alan

Balyoz Darbe Planı Ses Kayıtlarından

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...