Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Cihandar

Hem Marjinalim Hem Müslüman

Recommended Posts

Yoga da yaparım, botoks da. Tutunamayanları okurken namaz vakti girerse hiç tereddüt etmeden kitabı yarıda bırakır namazımı kılarım. Fatihadan sonra zammi süre okurken bazen efendi olric geliyor aklıma, sonra herkese aynı şey oluyordur deyip rahatlıyorum birden. Kürk mantolu Madonna da çok popüler nette bu aralar. Onu da sipariş ettim internetten yakında gelecek. En son sağcılardan Yahya Kemal'in bir şiir kitabını okumuştum, onu da çok beğenmiştim. Necip Fazıl'ın da manyak şiirleri var ya. Hele Mevlana'nın sözleri? Nasıl anlatılır bilmiyorum ki! Ama face yüzünden soğudum iyice hepsinden. Herkes akşama kadar saçma salak sözler, şarkılar paylaşıyor. Ayağa düşürdüler valla.

 

Geçenlerde bizimkiler türkü kafeye gidelim diye tutturdular, sınav stresi filan derken bayağı şişmişti kafam ve dağıtmak için iyi bir fırsattı fakat kızlı erkekli ortamlara girmeyi çok sevmiyorum. İlk başlarda yok dedim ben gelmiyorum, artık ben nasıl bir tonda söylediysem bizimkiler hiç oralı bile olmadı. 4 kız 5 erkek gittik türkü kafeye. İlk sene başvurdum burs çıkmadı sonra daha da başvurmadım zaten ortalamam da rezalet bir durumda :) O ara dedim ki yarın annemi arasam da babamı kafalayıp bi 200 lira daha göndertsem hiç fena olmaz. Para yetiştiremiyoruz ki arkadaş. Bugün türkü kafe yarın piknik öbürgün gezi derken para filan kalmıyor. Ben tam bunları düşünürken telefonumun çaldığını fark ettim, arayan babamdı, hay Allah! Ulan şimdi ne desem yalan olacak, iş merkezindeyim acayip müzik var dedim mecburen. O da sağolsun uzattı da uzattı konuşmayı.

 

Neyse kafeden çıktık baktım saat gecenin onbiri. Bu vakitten sonra namaz kılmak zor olsa da, hakiki bir müslümana namazı terk etmek yakışmazdı, hakiki imanın tecelli noktalarından biriydi sabah ve yatsı namazları. Elhamdulillah namazı eda ettim ama ilk sünnet ve tesbihat yapamadım, yine de hayırlısı. Namaz kılmanın vermiş olduğu gönül rahatlığıyla uyumak gibisi yok!

 

Geçenler de bankadan aradılar, kredi kartımın asgari ödeme ücretini ödememişim diye uyardılar. Yoksa yüksek faiz uygulanacakmış. Bir an tırstım ama sağolsun arkadaştan borç alıp hallettim, en azından asgarisini yatırdım, böyle daha az faiz biniyor, hatta hiç faiz olmuyor gibi bişe!, 300 liraya 4 lira filan faiz geliyor. Ben de istemiyorum ama hayat şartları biraz da bunu gerektiriyor.

 

Hayat şartları demişken geçenlerde maç izlemek için toplandığımız arkadaşın evinde az daha kavga ediyorduk. Biri tutmuş üstadıma laf attı, kafatasçıydı filan gibi saçma salak şeyler söyledi. Lan dedim sen üstada laf atmaya yetkin adam mısın ha? Sen önce -haşa- taptığın adamın soyunu sopunu bi öğren filan. Araya arkadaşlar girdi de kavga çıkmadı ama ben artık bu ortamda duramam deyip çektim kapıyı çıktım. Ulan iki tane mark, engels okuyan oluyor başımıza kominist, sonra müslümanlar öyle müslümanlar böyle. Sen kimsin benim ecdadıma laf edeceksin terbiyesiz herif. Sonra anladım ki abi, cahille sohbet etmeyeceksin, bilmiyor adam, bilse yapmazdı!

 

Marjinalim dedim ya...Yine bundan iki ay önce filan cemaate gittim, bizim arkadaş çok ısrar edince kıramadım, neyse önce sohbet oldu, sonra namaz ardından da yemeğe oturduk. Bunlar başladılar parti propagandası yapmaya, bir oldu sustum, iki oldu sustum, üçüncüde dayanamadım artık, hani bir hadis de peygamberimiz diyor ya, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır diye, dedim abi bunların hepsi aynı, hiç birinden bir cacık olmaz filan. Sonra bunlar bozuldu ama çaktırmamaya çalışıyorlar filan. Beni temsil eden bir parti yok arkadaş, bunu neden saklayayım ki?!

 

Biraz uzattım farkındayım ama geçen ablam aramış diyor ki, bana 20 tane yasin verdiler oku diye, 5 tanesini sen okur musun? Okurum dedim ama kur-an okumayı da unutmuşum ben 3 senedir. En son orta okul son sınıfta kur-an kursuna gitmiştim, ondan sonra ki yazlar ya çalıştım ya da futbol okuluna gittim ya yüzmeye. Şimdi de bağlama öğrenmeye çalışıyorum, gerçi bizim bi arkadaş müzik dinde şüpheli uzak durmanda fayda var dedi ama bence! biraz mantık dışı müziğin şüpheli olması. Mevlana'da ney çalarken semazen yapıyormuş, haram olsa ya da şüpheli olsa mevlana yapmazdı herhalde.

 

Bu foruma üye olduğum için de çok şükrediyorum. Sizler çok iyi insanlarsınız. Bilgili, kültürlü.. Davamızı hep beraber ilerye taşıyacağız inşallah. Herkese ulaşmalıyız, gerekirse kapı kapı dolaşıp anlatmalıyız, biz bu davadan tutmazsak ne olacak bu davanın hali? Ben adminlerimden izin alıp, kız arkadaşımın başkanı olduğu kulüp vasıtasıyla tanıtım amaçlı bi program yapalım diyorum!

 

Şimdilik Hoşçakalın.

 

Not : Ya kız arkadaş filan dedim ama yanlış anlaşılmasın, bizim seviyeli bir ilişkimiz var, helal dairenin dışına çıkmıyoruz, Allah esirgesin!

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Cihander efendi, ne güzel yazmışsın...

 

Ah aman, kendimi buldum bu yazıda, kendimi!!!

 

Artık iyi ile kötüyü ayırt edemez olduk...

Haram ile helal birbirine karıştı...

Eskiden su içinde yağ gibi aşikar olan günahlar, şimdi su içinde şeker oldu, şeker... Hadi bakayım, şimdi yemeğin içinde ara ki bulasın tuzu... Ne bileyim işte, öyle bir şeyler!..

 

Cihander kardeşim, bu aralar elime aldığım kitabı bitirmeden başka kitaba geçiyorum, onu da bitirmeden başkasına derken böyle uzayıp gidiyor... Bu ne iştir?!

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hakikaten de hem marjinaliz hem de müslüman!..içinde bulunduğumuz durumu gözler önüne seren güzel bir yazı olmuş..saolasın gönüldaş..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstadın dediği üzere Sizler güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka müslümanlarısınız .

Peki biz neyiz ?

yazı harika

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hacegan kardeşim, sen eskilerdensin. Sana kalkıpta tavsiye verecek halim yok, sakın beni yanlış anlamayasın. Fakat aynı sorunu ben de yaşıyorum, hem de sık sık yaşıyorum. Bu olayı nasıl aştığımı sorarsan, sana direkt olarak kişisel gelişim kitaplarını tavsiye ederim, onlar insanı çok geliştiriyor. Misal Erdal Demirkıran, Muhammet Bozdağ, Halit Ertuğrul,..vs bunları okuması hem kolay hem de insanı motive ediyor. Üstadın dili çok ağır, insan anlamakta güçlük çekiyor dolayısıyla kitap okuma alışkanlığını da zamanla kaybedebiliyor. Bu gibi kitapları zindeyken okumalı insan, ama kişisel gelişim kitapları sürekli okunmalı. NLP gibi şeyler aslında hakikat, devir bunalım devri, insanlar cinnet geçiriyor, bunalımlara girip kendini yakıyor, bunu aşmak için psikologlara gitmek lazım aslında, ama o yöntem biraz pahalı olduğu için kişisel gelişim kitapları daha makul görünüyor. Ha bir de bilim teknik gibi beyin fırtınası yaptıran, yeniliklerden haberdar eden şeyleri de takip etmeli insan. Genç Beyin dergisini de tavsiye ederim.

 

Aslında halimize şükretmemiz lazım, müslüman anne babadan doğmuşuz, müslüman devlette yaşıyoruz. Yani kimse dinimizi yaşamak için bize engel değil. Zaten hani bir kitapta mı ne geçiyor, ahir zamanda büyük günahalardan uzak durup 5 vakit namaz kılan kimse inşallah cennetlik olur diye. Zaman kötü gerçekten, ama hayat herşeye rağmen güzel. İnsan sevdikleriyle beraber olunca mutlu oluyor, dostlarının varlığını arkasında hissedince o an ki mutluluğu tarif edilemez oluyor. Dostum dediğin insanlar olmalı hayatında. Böylece bu buhranlarımızı atlatabiliriz belki. Gerçi ben böyle söyleyince aklıma araplar filan geliyor. Evet peygamberimizde bir araptı ama şimdiki araplar bize hep arkadan vurmuşlar, ihanet etmişler. Filistin'e üzülüyoruz ama onlarda kendi içlerinde ayrılığa gitmişler. Doğru dürüst eğitimli kimse yok. Bunlar hep batıyı doğru analiz edememekten kaynaklanıyor galiba. Ulu önderin gösterdiği yoldan gitmemiz lazım!, bizim de ortadoğu halklarınında. Yoksa biz hep sömürülmeye mahkum oluruz.

 

Misal geçenlerde Can Dündar çok güzel bir yazı yazmıştı. Kendisi gerçekten çok ince duygulara sahip birisi. O yazısında bizim nasılda bu hale geldiğimizi anlatıyordu. Can Dündar solcu bilinir ama kimse yanlış anlamasın, Fehmi Koru'da okurum Nazlı Ilıcakta. Akit gazetesi olayları biraz fazla abartıyor gibime geliyor ama oradan da bazen güzel şeyler çıkıyor. Kısacası her iki taraftan da okumak lazım!. Bil solcu neler düşünüyor, olaylara nasıl bakıyor bilmeliyiz ki, onların silahlarına ve dünya görüşlerine de vakıf olabilelim ve karşı hamleler yapabilelim. Bu konuyu biraz uzattım biliyorum ama hemen bağlıyorum, başbakanımız da sık sık dile getiriyor, Nazım'ın dediğin bir ağaç gibi tek başına ve hür, bir orman gibi kardeşçe yaşamamız lazım aslında. Ama bu solculara da ifrit olmuyor değilim, ulan hepiniz Allah'ı inkar ediyorsunuz, hiç dönüp etrafınıza bakmıyor musunuz bu düzen tesadüf olabilir mi?!

 

Mesele siyasetçilerden açılmışken, daha önce fikrimi belirtmeme rağmen bir kaç şey daha eklemek istiyorum. Erbakan hoca gerçekten değerli fikirleri olan birisiydi, çok zekiydi bir kere. Demirel'le aynı yıl başladığı fakülteyi ondan önce bitirip, Demirel'e asistanlık yapmış biri kendisi. Almanya için yapmış olduğu tank projesinden halen daha para aldığı söyleniyor! Fakat siyaset yapmayı bilmiyordu bence, çok sivri dilliydi. Ama bak başbakan nasıl da alttan alta hepsini mahvetti!.(Gerçi beni tam olarak temsil etmiyor ama) Bugün okullarda başörtüsü serbest, herkes istediğini giyinebiliyor. Demokrasi budur işte abi. Böyle olmalıyız, batıyı örnek alacaksak bu yönlerini almalıyız. Hatta bence en güzeli liberal düşünce tarzı. Kim ne isterse yapsın, zaten -Allah bilir de- bu zamandan sonra şeriat gelmesi zor gibi görünüyor! Onlar bize karışmasın biz de onlara. Bi de dikkat ederseniz, özellikle bu dönemde hepimiz zenginleştik, krediler oranları çok düştü! Herkesin bir evi var, arabası var. Zamanla Avrupa'yı da geçecez inşallah. Bakın eskiden inançlı bayanlar evlere hapsediliyordu, şimdi hepsi cemiyet hayatında varlar, gerçi başlarını açmak zorunda kalıyorlar ama bazen mecburi durumlar olabiliyor. Şimdi bu ablalarımızın baş örtüleri bile marka, jeeplere binebiliyorlar, balayına Roma'ya gidebiliyorlar. Bence bunları görmek lazım. Hem kişi inancını koruduğu müddetçe ne yaparsa yapsın, yeter ki helal haramı bilsin!

 

Laf lafı açıyor, yazdıkça yazıyorum, kızmıyorsunuz değil mi :) Bakın geçen bir düğüne gittim, oğlan da kız da arkadaşım. Düğün karışık ama oynamalı değildi! Ben de kız arkadaşımla gittim, herkes ailesiyle ya da bir tanıdığıyla oturmuş, muhabbet ediyor, arkada çalan hafif müzik eşliğinde yemek yiyordu. Sonra gelinle damat beraber pasta kesiler ve birbirlerine ikram ettiler, derken semazenler çıktı sahneye. O adamlar ne kadar güzel dönüyordu, bilemezsiniz. Ney insanı alıp götürüyor, ben de kısmet olursa çalgısız bir düğün istiyorum, bel ki gelin damat dansı yaparım o kadar :) (Bu arada aramızda kalsın, büyükler düğünden çıktıktan sonra biz de biraz dans ettik slow müzik eşliğinde, Allah affetsin ama düğünde her gün olmuyor ki :) ) Ha bu düğünde bişe dikkatimi çekti, başı örtülü ablalar gayet şıktı, bi de aralarında bi abla vardı. Çarşaflıydı. Doğrusu biraz kızdım, ya çarşafı giyme ya da düğüne gelme! Abdulhamid bile çarşafı yasak etmiş, bizimkiler bilinçsizce kullanıyorlar, sorsan herşeyi de bunlar biliyor!. Bir kere dinimizce de emir var, toplumda fitne çıkarmayın diye, bu çarşaf, sakal cübbe filan gerçekten pek hoş durmuyor, sonra bizi kötü tanıyorlar.

 

Bir de bu kadar medya imkanı varken, bu kadar maddi anlamda müreffehken halen daha müspet bir kanal kurup, adam akıllı dizi, belgesel vs yapamamak bizim sağcılara hiç yakışmıyor. Bizi zorla kuzey güney, muhteşem yüzyıla muhtaç ediyorlar. Arkadaş kalp gözü filan nedir ya :) Şöyle ecdadımızı doğru düzgün anlatan bir fetih filmi bile çekemediler. Belgesellerin seslendirmeleri bile alıntı. Kendilerine ait hiç bir şey yok, sonra da millet neden bu ahlaksız dizileri izliyor diye feryat ediyorlar. Ee sizin yaptıklarınız ortada, ne bekliyorsunuz ki. Siz daha iyisini yapın biz de onu izleyelim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu da bir yaşam tarzı tabii... Kim ne diyebilir!!!

 

İslam'ın o engin deryasında bulamadığımız huzuru NLP'lerde aramak da bir yaşam tarzı, efem... Öyle de, bu NLP'lerin içerisinde kendisini enfes bir şekilde saklamayı başaran 'nefs' illeti vardır ki, hafizanallah... Sonra bulduk diye sevindiğimiz hakikat, bir anda pırr!!! Evvela bize gelen kesin deliller vasıtası ile putları kovduk yanımızdan ama, okduğumuz bazı sayfaların arasında kendisini ne kadar da güzel gizlemiş bu moderin putlar!.. Nefs!... Evet, bütün insanlar için cehenneme girmeyi göze alan bir insan modeli var mıdır oralarda, bilmem ki?

 

Hani demiştik ya, şimdi günahlar saf su içerisinde şeker gibi... Of ne çile, ne çile!.. Aklıma geldi de, NLP'ler, hangi yoldan gider hakikat noktasına ve dahası kalblerdeki hardal tanesi kadar karalığı pak ediverir mi?

 

Eğer insanlar ötelerden gelmiş manayı içlerine sindirmiş olsaydı, deprem bölgelerinde inşaat tekniğine uygun olmayan binalar yapılmaz, o kadar can belki de ölmezdi... Dahası o manayla kalblerini dolduran insanların 400 yıl önce yaptıkları bina sarsıntıya rağmen ayakta kalırken, bizim moderin binalar aynı sarsıntıda yerle bir... Görüyorsunuz, madde ile mananın birbiri ile müthiş ilişkisini!

 

Moderin NLP'ler ne der bu hususta, ah ben bilmem, böyükler bilir, der Aburrahim emice...

 

Sevgi ve saygılarla hayatını cem etmiş Cihander kardeşim...

 

Bahçesindeki üzüm bağını makasla keserek düzenlerken bir Allah yareni, her defasında bayılıp yere yığılıyor! Aceba niye? Hadi bu da benden bir bilmece olsun...

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Cihandar arkadasım inan yazdıkların çok güzel.kalemin de kuvvetliymiş maşallah...yalnız bi noktada katılmadım:)

Şöyle ecdadımızı doğru düzgün anlatan bir fetih filmi bile çekemediler. Belgesellerin seslendirmeleri bile alıntı. Kendilerine ait hiç bir şey yok, sonra da millet neden bu ahlaksız dizileri izliyor diye feryat ediyorlar. Ee sizin yaptıklarınız ortada, ne bekliyorsunuz ki. Siz daha iyisini yapın biz de onu izleyelim.

 

arkadasım muhteşem saçmalık var ya:D))))

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çok güzel bir yazı olmuş arkadaşlarında söylediği gibi içinde bulunmuş olduğumuz ortam bunu gerektiriyor ayrıca ilk mesajım bu sanırım benimde kendimi tanıtmam lazım :utanma: :tek_dis:

 

 

Selamun Aleyküm...

Share this post


Link to post
Share on other sites

söyleşiye devam...

 

*

En son Elif Şafak'tan Aşk'ı bitirdim. Elime aldığım gibi nasıl yarıladım kitabı anlatamam. Çok güzel, çok deruni anlatmış. İçeriğini eleştiren "ham softalar" varya acıyorum onlara. Aşksız insanlar. Ne demiş büyük şair Necip Fazıl, "ham softa ve kaba yobaz". Çile diye bi kitabı var. Çok güzel şiirler var içinde. Tavsiye ederim.

 

Saz bağlama derken, müziğimize de yeni bir se, yeni bir renk geldi. Gerçi bir zamanların eski müziksiz ilahi-marşçıları güzel bir ilerleme kaydederek her kesime hitap edecek, herkesin kendinden bişeyler bulabildiği, insana her türlü duyguyu yaşatan cinsten, modern ekipmanlarla çalınmış güzel şarkılar çıkartıyorlar uzun zamandır.

 

Malum, her kesime hitap etmek lazım..

 

Bir de geçenlerde çok ünlü sanatçılarımızın çıkardığı bi albüm ilahi albümü vadı. Güzel gelişmeler.. Bayan sesi ile birleştirmek, çok başka oluyormuş, ayrı bir haz veriyormuş klasikleşmiş ilahilerimizi, tasavvufi musıkimizii.. Birkaç itiraz eden de olmuş gerçe de, o kadar da şey olmamak lazım canım bu zamanda..

 

 

Geçenlerde konu açıldı, hınzırın yağını kılını her naneye karıştırıyorlarmış. Neden geniş çaplı bir denetleme sistemimiz yok dedi bitanesi. Katıldım söylediklerine. Mesela şu helal sertifikası tek ve güvenilir bir elden yürütülse ya. Derkene mesele gündeme kaydı, vay efendim zina artık suç değilmiş. O kadar da olsun canım dedim, muaasır medeniyetlere yetişebilmek için göz ardı edilebilir. Tabi öyle ayak üstü anlatılacek mesele değil ki iki dakikada kavrasın, anlayamadı.

 

Yok efendim umumhanelerden alınan vergilerle imamların maaşları ödeniyormuş da mümince bir tavır, İslam toprakaları, müslümanca bir yönetim bunu asla sindiremezmiş.. Dedim a aaa, çok dar düşünüyorsun. "Dinde zorlama yoktur". İnsanların özgürlüklerini kısarak birşey elde edemezsin. Hem bir düşünsene hele kapatıldıklarını.. Neler olur Allah muhafaza.. Biraz Taraf falan okusana sen. Azıcık bakış açını genişlet.

 

Şeriat, hüküm, ecdad mecdad dedi, ağzında geveledi. Dayanamadım daha fazla. Daha fazla tartışmadım. Cahille tartışılmaz.. Hem ne demiş Mevlana: "Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol"

 

 

Müslüman kız çocuğu, yasak kalkmadıkça ilkokula, liseye de gidemezmiş. Peh. Çocuk onlar yahu. Kardeş sayılırlar kardeş. Hem ilim öğrenmek farz değil mi!

 

Yok gençliğin ahlakı erozyona uğruyormuş, Müslümanlar günaha karşı duyarsızlaşmış, şuursuzlaşmış. Yok müslümanlar bile gazetelerinde televizyonlarında çarşaf çarşaf açık-saçıklıkları yayınlar olmuşlar...

 

Dar kafalılar dar.. Bunlara bişey anlatmak deveye hendek atlatmaktan zor..

 

*

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

@Hacegan kardeşim sen büyük düşünüyorsun, Allah bahtını açık eylesin. Tarzın hiç değişmedi, değişmesin de zaten. Aradığını bulabilmen ümidiyle inşallah. Ha hem bul hem de birilerine de vesile ol emi. İstemeyenin gözü çıksın. Fakat ben hayat basamaklarını hazmede hazmede zamanla çıkmayı yeğlerim. :)

 

@mütereddit, abi seni henüz tanımıyorum ama bakış açılarımız aynı. Yoksa aynı sudan içip aynı havayı mı soluduk? :) Dünya görüşümüzün bu denli uyması beni çok mutlu etti. Çok şükür sürü psikolojisine esir değiliz, özgür düşünebilen, yarının geleceği olan insanlarız. Ve inanıyorum bu iman rüzgarı aşk ile esmeye devam ederse çok yakında bir sürü insan da bize katılacak. Hatta devlet ve milletler bazında katılımlar olacak, göstergeler çok iyi çünkü...Yeri gelmişken örnek vereyim de tam otursun. Misal bizim şu kadın sanatçılarımız, Ebru Gündeş, Sibel Can, Seda Sayan,..vs bakıyorsun ki çok açık giyiniyorlar, evlilikleri filan çok kısa sürüyor, her gün ekrandalar ama iman nuru Allah'ın izniyle onlarda da var. Şu yukarı da saydıklarım ve daha nice sayamadıklarım hep umreye gittiler. Ahmet Hakan'la Ertuğrul Özkök bile gitti. Hatta Ertuğrul bey bir söyleşisinde fikirlerini açıkça dile getirdi: Mini etekle namaz kılınan, türbanla şarap içilen Türkiye'yi hayal ediyorum filan demişti. Evet şimdilik bağnaz gibi dursa da bu fikirlerin konuşulabilmesi lazım. Haşa mini etekle namaz kılmayı savunmuyorum, fikir özgürlüğünü savunuyorum! Yani özetle kardeşim, kadın yarı çıplak şarkı söylerken boynunda Allah lafzını taşıyor, sizce de bu imanın bir göstergesi değil mi?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Pek Cihandar kardeşim, senin tersinden geldiğin yolu ben düzünden anlatmaya çalıştım...

Yolların sonu bizi bağlayacak...

E ne de olsa bu davaya ironi yolu ile de yaklaşmak lazım...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nerden başlasam bilememedim yahu! Marjinal abimiz taaa ortaokuldan okuduğu Kuran ı söylüyor. Müziğine Mevlana'nın yeri geldiğinde kuyumcunun altın dövme sesiyle sema etmesine, üflenen neyi dinlemesiyle cevaz veriyor. Eyvallah gördük dikkat ettiğin şeyler de var. Ama o ne üsluptur ya yok işte çarşaflı düğüne gelmesin cart curt e görmek istemiyosan sen gitme. Benim annem çarşaflı senin de ninen çarşaflıdır hadi olmadı onun annesi çarşaflıdır. Ben hayatımda böyle üslup görmedim. Şık giyinmiş kapalı!!!! He işte örtünün kadına farz kılınmasının illeti nedir hocam haberiniz var mı? Ben herkesin kendine göre helal haram belirlemesine karşıyım herkes hacı hoca yaaa Destur bi bize söz hakkı verin biz bu Kuran da hadiste geçer, kaynağı rivayeti şudur ravisi budur vs diyelim.

Müslümanım diyen herkes müslüman kabul edilir. Cennetin derece derece olduğunu hatırlatırm.Başkaları nefislerine ağır geldiği halde bişeyleri yapabiliyorsa -ki çarşaf bi kadın için çok zor giyilir- sen de cahil cesurluğuyla eleştirme abi ya

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ben de açılan konunun şaşkınlığını atamamış vaziyetteyim...

Ve yazılanlar Üstad'ın çatısı altında, edep ya huu...

Yorumları okuyunca doğrusu şaşakaldım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efendim, sayfayı baştan aşağı tekrar okuyunuz. Aslında siteye dışarıdan ulaşanlar da hesaba katılarak, konunun başına büyükçe br parantez, içerisine de ünlem işareti koyulabilirdi. Bahsettiğiniz yorumların sonuna hayalen birer tane yerleştirerek tekrar okuyunuz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

*

- Önemli olan niyet azizim. Niyet çok önemli. Temiz, halis muhlis niyet.. Yeter ki niyet iyi olsun. Bazı ünlülerin ve türevlerinin mütedeyyinlere -yani bizlere- karşı artan sevgi, saygı, şefkat ve muhabbetlerini gördükçe mutluluğumuz kat kat artıyor. Hele bizler ve icraatlerimiz hakkında övgü dolu sözleri, kalplerinin ne kadar temiz olduğunu ve hakikatte birer kaşıkça elması gibi iyi insanlar olduklarını, pırlanta gibi yürek taşıdıklarını açık ve seçik gösteriyor.

 

Teferruata takılıyor kimileri. Kalplere bakmıyorlar. Dışta, kabukta kalıyorlar. O insanların içindeki yüksek derecedeki Allah sevgisini göremezler tabi. Hayatlarına, simalarına ve gözlerine hiç yansımamasına bakmayın çünkü onlar sevgilerinin çaktırmayacak, göstermeyecek, gösterişini yapmayacak kadar samimi insanlar

 

Zaman çok kötü. Ufak tefek günahlarımız olsa da bu dehşetli asırda bizim kırık dökük ibadetlerimiz zaten evliyaların, gavsı-ı azamların ibadetlerine eşdeğer sayılır herhalde..

 

Bu devirde, ahir zamanda, şeytanların binbir türlüsünün türlü türlü süslü teklifine ve nefsimizin çetin tuzaklarına karşı sabrederek elimzi evimizin içinde akan muslukların altına sokup abdest alıp sabah namazını hem de sünnetiyle beraber eda ederek Ashab gibi cihad ettiğimizin farkına varıyor, ecrini Allah'tan bekliyoruz.

 

Gerçi biliyorsunuz, "ne Cennet tasası ne de Cehennem" diyoruz gönül rahatlığıyla. Yunus gibi "Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen onu bana seni gerek seni" diyerek yanlızca Rızaya talip olmak makamına eriiyoruz. Bu sebepten naşi, sıradan müslümanların aksine bizler, başkalarına cehennemde yer kalmasın diye bedeninin büyütülmesini niyaz eden Hz. Ebubekir'in ucu revaklara değen şuuruna da kısmen sahip olduğumuzdan, yeri gelirse başkalarının selameti için ahiretimizi dahi feda edebiliyoruz.

 

Misal, o makamdan o makama kanat açmak, o makamların zevkini tatmak yerine başkalarının nefsini adam etmeyi, başkalarını kurtarmayı seçiyor, büyük bir fedakarlıkla başkalarını o makamlara sevkediyoruz. Yahut misal, imansızın birine dinimizi sevdirmek için tahşidat yaparkene kaçırdığımız namazlar için çok üzülüyor ve bu nevi cüretkarlıklarımızın da affedileceğini umud ederekten kazalarını ihmal etmiyoruz.

 

Senin de dediğin gibi aziz kardeşim, elhamdülillah böyle şuurlu müslümanların sayıları gittikçe artıyor. Bendeniz takva pozu kesme kabiliyeti yüksek insanları hiç sevmem de; kendimi hariç tutaraktan söyleyeyim, kulaklarından, gözlerinden şuur fışkıran bir nesil geliyor.

 

 

(!)

 

(mecburiyet hissettim)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kim demişti ya, anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır diye. İşte şimdi bir kere daha hak veriyorum. Ama durun o kadar da insafsız değilim, üstadın bir mısrasını dahi okumuş birini bir çırpıda gerizekalı, şizofren, Türkçe noktalama işaretlerini dahi bilmeyen bir ebleh konumuna oturtamam. Ben önce lafı söyleyene bakarım adam mı diye, sonra da muhatap kabul ederim :) (bu söz böyle değildi ama idare edin) Değerli kardeşlerim, yazıyı en baştan okudunuz mu mütereddit kardeşimin dediği gibi? Okumadıysanız size zaten lafım yok. Peki ya alel acele okuyupda hayretler ve dehşetler içerisinde yazılar kaleme alan kardeşlerime ne demeli. Siz buradan anlaya anlaya benim ne kadar ahlaksız biri olduğumu mu anladınız. Kelimeler kifayetsiz kalıyor ama ben yine de bir nefes aşk ile ayakta tutmaya çalışıyorum. Sizler kırılmayasınız, anlayasınız diye. Hacegan dedi olmadı, mütereddit dedi olmadı bir kere de ben söyleyeyim, iş bu yazı da ironi vardır. Durun hemen Türkçesine bakayım, baktım bu da cevabı : ''Söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme'' Daha da açıklamam arkadaş.

 

Cumanız mübarek olsun kardeşlerim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hem zaten önemli olan kalb temizliği, gerisi teferruat canım... Kabin temiz oldu mu efem, itikat meseleleri de pek önem arzetmez...

Ben mesela ekranlarda dönen dizileri pek severek izlerim. Çünkü o dizilerdeki rol modellerin önümüze arz-ı endam eylediği kalbi temiz ama, işte her güzel işleri çeviren bir model sunuyor, çok fena faydalanıyorum o rol modellerden böylece... Yok neymiş, İslami hayat tarzı yokmuş hayfendinin, bayfendinin... İslami yaşam tarzı yoksa, onun üzerini muhteşim bir şekilde örten bir örtüden de haberiniz yok demektir... Yazık...

 

Not: mitajanı nerelerdesin?

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Eyvallah... Nereden nereye...

Zahire göre hükmettik...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Cümlede ironi ifade etmenin üslubu parantez içinde ünlem işaretidir.Yazıda böyle işaretlere rastlamadık. Ayrıca o nasıl bür ironidir kü üslup bütün konu devam etmiş. Yogada yaparım namazda kılarım vs vs... Yani üslup biraz hani şimdi bizimkiler dinler arası diyalog yapacaz deyu camiye ayakkabıyla papaz sokuyolar ya ona benzemiş. Herneyse müslüman islam marjinalidir.Müslüman girdiği toplumda zaten belli olur heee ben batılıdan farlı olmamalıyım diyosa o başka. yoga mı da yaparım namazımı da kılarım diye bişe yok biri budizmin biri islamın ibadeti vs vs.. . Çarşaflı kadınlar da başımızın taçlarıdır vesselam

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...