Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
ToKSiN

Sakarya Türküsü

Recommended Posts

Guest Bir Kereye Mahsus

Benim de İstiklal Marşı'mızdan sonra ezberlediğim ilk şiirdir... Ama şu an ezberimde hepsi yok, unutmuşum çoğu yerini...

Share this post


Link to post
Share on other sites

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.

Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;

Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.

 

 

Ah üstad...zehirle pişmiş aşı yemeye kimler gelir? bu muazzam eserinin üzerine bir kelam etmek ne kadar müşkil...Söylenmesi gereken ne varsa söylemissin...Bu siir olamaz olağanüstü güzellikte...Ve sairlerde ilham alır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

SAKARYA TÜRKÜSÜ

 

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;

Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;

Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;

Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;

Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,

Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.

Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,

Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?

Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..

 

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!

Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

 

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.

Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;

Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;

Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;

Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;

Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?

Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;

Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

 

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,

Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

 

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;

Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;

Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!

Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,

Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;

Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;

Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;

Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

 

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;

Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..

 

S.A.

 

Yine üstadın çok hoşuma giden bir şiiri. Özellikle şu mısralar gerçekten insanı çok etkiliyor.

 

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;

Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?

Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

 

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;

Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..

 

Selametle...

 

 

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;

Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..

 

 

 

hepsi güzel olduğu gibi buda güzel buda harika ...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamun aleykum arkadaslar

 

siir dinletisinde sakarya siirini okuycak arkadasımıza fon muzigi olarak ne onerrsiniz.

 

online arkadaslar cvp verrlerse sevinirm

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;

Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..

 

 

 

hepsi güzel olduğu gibi buda güzel buda harika ...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Güzel bir klasik müzik koyabilirsiniz. Hayri Küçükdeniz'in de Sakarya Türküsü'nü seslendirirken arkaya koyduğu fon Beethoven'ın 5. Senfoni'si ise bilindik bir parça olması dolayısıyla çok daha manidar olur. Çok uyumlu olmayacağını düşünsem de Can Atilla'dan Rumeli Hisarı'nın Yapılışı adlı parçayı veya Yanni'den Nostalgia parçasını da düşünebilirsiniz. Hepsi giderek artan ve güçlü bir heyecanı ve inancı temsil eden parça türlerindendir. Belki Secret Garden'dan Moving adlı parça da ilginizi çekebilir. Bunlar birkaç örnek. İnşallah işinize yarayan çıkar.

 

Saygılarımızla...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tesekkür ederim BDG. İnanın çok yardımcı oldunuz .. Konu üstadın şiiri olunca ben hassas oluyorum; en güzeli olsun diye düşünüyorum. Şimdi bunalrı bulup tek tek dinlerim. Tekrar teşekkürler,Allah'a emanetsiniz.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

dehşet bir kafiye düzeni ve biçim

nasıl güzel anlatmış üstad..

 

 

(ayseL)

'kafiye canavarı' : dehşet bir kafiye düzeni

Aman aman kırıp dökme de...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest Bir Kereye Mahsus

Bence klasik müzikle okumayın. Şiirin ruhuna ters olur -şahsi fikrimce-. Eski Osmanlı-Türk saray müziği; nam-ı diğer "klasik türk müziği" çok iyi gider. ıtri den, dede efendi den, yahaut başka bir türk müziği bestekarından, mahur, muhayyer, uşşak, hüseyni gibi coşkun makamlardan enstrümantal bir saz semaisi yahut peşrev eşliğinde iyi gider. Ben denemedim amna denemek lazım...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yorum yapılamayacak kadar güzelliği ve manası ortada ..

Yüreğine sağlık Üstad.

Share this post


Link to post
Share on other sites

https://www.facebook.com/photo.php?v=10150136440012614

 

Çok güzel okunmuş paylaşmak istedim..

 

 

Sakarya Türküsü

 

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;

Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;

Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;

Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;

Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,

Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.

Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,

Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?

Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..

 

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!

Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

 

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.

Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;

Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;

Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;

Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;

Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?

Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;

Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

 

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,

Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

 

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;

Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;

Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!

Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,

Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;

Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;

Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;

Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

 

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;

Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..

 

(1949)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur.

 

Tek kelime ile muhteşem bir eser. Sadece her insanın bu şiirden düşüncelerine bir pay çıkarması gerekiyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...