ahmet tunahan 0 Report post Posted May 18, 2007 O ve BİZ Bir insan düşünün ki kendisini bir dönemeden sonra “ötelere” adamış.Öyle bir adak ki görenlerin, duyanların aynı yola baş koymalarını sağlayacak bir feda. Üstad, okuyanlara Allah sevgisini, Rasül aşkını,İnsanlık sevdasını,millete bağlılığı gönül rızası ile aşılayan bir insan.Okumaya başladığımdan itibaren insana,ülkeye yani bütün değerlere bakışım onları okuma tarzım değişi verdi. Manevi değerlerin farkına varan her insanda, yaptığı her işin başta Allah rızası olmak üzere bir faydaya karşılık gelmesi anlayışı ağırlık kazanır.Necip Fazıl’ın yaşadığı dönemin şartları şayet dikkatli bir şekilde incelenirse dünyalık çalışmanız mümkün değil.Ya tamamen kendinizle uğraşacak kendi aşınızı pişirmeye çalışacaksınız ya da olup biteni görüp “hayır benimde bu ülke ve insanları için bir şeyler yapmam lazım.”Şerefli bir geçmiş” için “şerefli bir gelecek” adına uğraşmalıyım diyecek yola çıkacaksınız.İşte Üstad bunu gerçekleştirdi.İsteseydi karanlık yollar için inanılmaz bir hayat yaşardı.Hatta bugün “Nobel” bile almıştı çoktan.Ama fakat o büyük üstad onların yerine ebediyyen sönmeyecek bir yola baş koydu. Hem o ışıkla aydınlandı hem milyonlarca insanı hala aydınlatmaya devam ediyor.Selam olsun o’na ve o’nun işaret ettiklerine sahip çıkanlara. Ne yazı ki bugün gençlerimiz Rusları bile hayran bırakacak bu muhteşem dava adamından mahrum yetiştiriliyor.Hani der ya”Gençlik ak sütün içerisindeki ak kılı fark edecek kadar gözü pek ve keskin olmalı”.............. Her şeye rağmen onu okuyanlara ondan istifade edenlere büyük görevler düşüyor.Tenevvür edenler tenvir etmeye mecburdur.Özelliklede gençlerimize her fırsatta anlatılmalı eserleri okutulmalı. ALLAHIN SELAMI Rahmeti O nun ve sevenlerinin üzerine olsun. Quote Share this post Link to post Share on other sites
yagmurcu 0 Report post Posted May 18, 2007 O ve ben; O, bahçenin gülü, bense ağaçların kütüğü. O, gecelerin yıldızı, bense ateşin közü. O, güneşte bir damla su, bense kavrulan sızı. O, deryada kaptan, bense diplerde kuyu. ............ 18-05-2007 22:22 nasip olursa devam edicem acizane bu karalamama... Quote Share this post Link to post Share on other sites
kaf_ANKA 0 Report post Posted May 22, 2007 Tren ve üstad Hani kaçırmıştın bir gün treni Demiştin ya," Kovdum gitti." Kabul etmezdin yenilgiyi Mahkum edemedi seni aczi beşeri Mahdum ederdi ancak bir veli Dizinin dibinde cihan saadeti.. Anladın sanat ne imişi Yalnız çelik-çomak Onun oldu Verdin cüceye şairliği Sildin tüm sahte şiirleri Gözün büyük sanatkarlıkta şimdi.. Kısa bir karalama,yemekte baharat misali.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Dervish 47 Report post Posted May 23, 2007 Rüyamdaydı Şairler Sultanı Her zaman bahseder dururuz; nerede o eski bayramlar, o eski … ler-lar. Haksız mıyız peki ? NFK gibi bir üstadı, dostu, fikir babasını… anladıktan sonra günümüzdekileri gördüğümüzde “ nerede o eskiler…” cümlesini söylediğimizde haksız mıyız ? Hepiniz bilirsiniz: Bir şiirdeki her mısra, her kelime; binlerce olguyu, binlerce düşünceyi anlatmalıdır, insanı alıp derin düşüncelere daldırmalıdır, bizi uzaklara götürmelidir ki şiir olsun. NFK dan bir örnek alalım da ne demek istediğimi somutlaştıralım: Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. Biri benim, biri de serseri kaldırımlar… Ne söylenebilir ki :angry: ? Şiiri hepiniz bilirsiniz, üstteki mısrayı alarak anımsatmışımdır umarım “Kaldırımlar” şiirinin tamamını sizlere. Gönül istemez mi tv yi açtığında, radyoyu dinlediğinde, candan, yürekten, heyecanlı ama bir o kadarda etkili bir şekilde şiirlerini dinleyicilerinin beğenisine sunan bir şairin şiirlerini kendi sesinden hissetmeyi ? Gönül istemez mi o ustaların ustaca yorumlarında kendini hissederken çileye batıp çıkmayı ? NFK günlerden birinde ulusal bir tv kanalına konuktur. Kısa bir sohbetten sonra başlıyor Sakarya Türküsü’nü söylemeye Üstad: İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. O andaki ruh halimi düşünüyorum. Dervish o anda olur bir su, yatağında akmaya başlar kıvrım kıvrım… Dalar derinlere, gider kendisinin bile bilmediği yerlere. Bir bakar ki Sakarya’dadır, bir de görür kendini Büyük Doğu’da. O an hisseder yoldaşlarını yanında, yol onun, yoldaşları onun, gerisi hep angarya! Gezdiği yollarda toz olur, vurur sazın tellerine, sazdır sözdür dervish o anda, belkide yazar çizer, incecik bir yolda ilerler. Su gibi akıp geçmiştir zaman, NFK söylemiştir söyleyeceğini. Mevzu olmuştur Osmanlı bir an. Malum, Osmanlı’dan nefret eden torunları vardır artık bu ülkede. Bu mevzuya girilmese sohbet yarım kalır. Nede olsa büyük fikir babasıdır NFK. O’nu dinleyenler bu konu hakkında da bir çift söz söylemesini bekler. NFK sille misali bir cümle sarf eder o anda; "Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve olgunlaşmadan çürür!" Onu o anda izleyen yüz binler, ayakta alkışlamaya başlar NFK'yı. Sunucu bile kendini zor tutmaktadır o büyük insanın boynuna sarılmamak için. Sohbete devam ederler. NFK, gönülleri coşturur, körpe beyinlere su olur, paslanmış gönüllerin eşi bulunmaz ilacı olmuştur. Ve her başlangıcın bir bitişi olduğunu anlatmaya çalışır Sunucu titrek sesiyle. Son sözünü duymak ister insanlar NFK’nın; "Fikirde, sanatta, anlayışta, anlatışta, buluşta, tutuşta, dağıtışta, toplayışta ve nihayet yaşanmaya değer hayatın ölçülerini billûrlaştırma işinde dünyanın en büyük adamı olmak isterdim; nefsim için değil de, sırf O'nun ümmetinden en hakîr ferde düşen liyakat payını ve üstünlük derecesini göstermek için... " Bu son kelimeleri ile yeni bir tokat daha yapıştırır Bütün Müslümanların suratına. Dervish’in yüzü kızarır, tv ye bakmaya cesaret edemez, donup kalmıştır milyonlar, gibi. O’nun ümmetinin bir parçası olduğunu bilir ve ümmetin bir parçası olduğu halde kendi payına düşen görevlerini yerine getirmediği için kendini paralar. Bir müddet afallamadan sonra kendine gelir ve uyanır ki çok güzel bir rüya görmüştür Dervish. Güzel bir rüya. Quote Share this post Link to post Share on other sites
yagmurcu 0 Report post Posted May 23, 2007 derviş kardeşim, kendimce bu yazınla seni gönlümün birincisi seçtim. hayırlı olsun.. yazın harika olmuş.. allah selamet versin.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
NFK-Fan 285 Report post Posted May 31, 2007 Değerli kullanıcılarımız, Yarışmamızın puanlaması yapılmış ve neticeler belli olmuştur. Hepimiz için en hayırlısı olmuştur inşallah. 7 aktif yönetici arkadaşımızın katıldığı puanlamanın neticesinde, bizimle paylaştığı yazısı 70 üzerinden 48 puan alarak, ikinci olan yazının 7 puan ilerisinde yer alan: DERVISH kullanıcı ismine sahip üyemiz ilk mesajda belirttiğimiz kitapları kazanmıştır. Kitaplar birkaç gün içerisinde kendisine gönderilecektir. Kitapların arkadaşımıza faydalı olmasını diliyor, yarışmaya katılan tüm arkadaşlara can-ı gönülden teşekkür ediyor ve ileride de bu tarz aktivitelerle sizlerle beraber olabilmeyi temenni ediyoruz. N-F-K.com Administrator // NFK-Fan Quote Share this post Link to post Share on other sites
kılıçkıran 0 Report post Posted May 31, 2007 Muhterem gönüldaşımız Dervish,bu derecenizin ve mükafatınızın yeni verimlerinize güç katmasını can-ı gönülden arzu ediyor,hayatınızın her şubesinde muvaffakiyetler diliyorum. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Çilekeş 5 Report post Posted May 31, 2007 hayırlı olsun inşallah... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Dervish 47 Report post Posted June 1, 2007 :D Çok sevindim. Ne diyebileceğimi bilmiyorum. Teşekkürler. Aslında yazıyı yazdıktan sonraki gün okuduğumda birkaç eksiklik gördüm de düzeltme imkanım yoktu. Bu yüzden kazanabileceiğimi pek sanmıyordum. Ya öyle böyle değil çok fazla heyecanlıyım. Yazının hikayesini anlatıyorum; O yazıyı yazdığım an geliyor aklıma. Yarışmanın bitimine birkaç saat vardı. Tek satır bile yazamamıştım hala. Bir yerden başlamam gerekiyordu. Üstad'ın sözlerine baktım, şiirlerini tekrardan okudum, önümde sigara üstüne sigara, çay, kahve, devirdim birkaç tane. Word açık önümde, Yazıya göre mi başlık seçsem, başlığa göre mi yazssam diye kara kara düşünüyorum. Çok yazı yazdım, realden yarışmalara katıldım. Hepsinde de yazıya göre başlık bırakmıştım ve başlıkları hiç iyi seçememe gibi bir özelliğim vardı bu yüzden hiç birinci olamamıştım. Bu sefer tersini yapmaya niyetlendim başlık buldum. Başlığa göre yazdım sonra okudum beş para etmez bir yazı gördüm karşımda. Kalktım ayağa unuttmaya çalıştım o yazıyı. Flash oyunları oynadım biraz. Sonra ilk cümleler oluşmaya başladı kafamda. Rahattım artık yazabileceğimi o anda hissettim. Başladım yazmaya. Yazdım sildim ilk cümleleri. İlkine bi başlayabilsem sonu gelecekti. Birkaç denemeden sonra ilk cümleleri atlatmayı başardım. Devamıda geldi kendiliğinden. Güzel olmuştu ama ilk cümleler hala kafamı bozuyordu. Değiştirdim ama yine olmamıştı ve böyle kalsın dedim en sonunda. Geldkim başlık bulmaya. Üç beş denemeden sonra da başlığı buldum. Bence hayatım boyunca bulabileceğim/bulduğum en güzel başlık bu yazıdaki idi. Ama hala girişi beğenmiyorum. Güzel değil. Yazı bütünlüğünü bozuyor. Quote Share this post Link to post Share on other sites
mehmet 15 Report post Posted June 1, 2007 Yarışmayı kazanan dervish nickli kardeşime tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum. Allah daha büyük muvaffakiyetler ihsan eylesin. Saygılarımla... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Achar 116 Report post Posted June 1, 2007 Tebrik ederim. Hayırlı olsun. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted June 1, 2007 KArdeşimizin yüreğine sağlık. Tebrik ediyorum. Kitapları da hayırlı olsun, güle güle okusun. Sayfaları her çevirişinde, Büyük Doğu gençliğine doğru bir adım daha atsın inşallah. Quote Share this post Link to post Share on other sites
nedamet.. 14 Report post Posted June 1, 2007 hayırlı olsun kardeşim.. :D Quote Share this post Link to post Share on other sites
yagmurcu 0 Report post Posted June 1, 2007 hayırlara vesile olur inş. derviş kardeşim başarlı içeriklerinin devamını bekliyoruz. selametle... Quote Share this post Link to post Share on other sites
cihat 28 Report post Posted June 2, 2007 tebrik ediyorum..:D Quote Share this post Link to post Share on other sites
serdengeçti 10 Report post Posted June 2, 2007 Derviş kardeşimi ben de canu gönülden tebrik ediyorum.Başarılarının devamını diliyorum. :D Yalnız bir sorum var:O güzel eseri okuma şansımız olacak mı? Quote Share this post Link to post Share on other sites
NFK-Fan 285 Report post Posted June 2, 2007 Selamlar, Yarışmada yayınlanan tüm yazılar bu konunun eski sayfalarında, oradan okuyabilirsiniz. Saygı ve selamlarımla Quote Share this post Link to post Share on other sites
hafakan 195 Report post Posted June 6, 2007 Tebrik ediyorum arkadaşımı. Yüreğine sağlık. Paylaşımların daim olsun dileklerimle.... Quote Share this post Link to post Share on other sites
7veren 0 Report post Posted June 7, 2007 sayın dervish kardeşim, o güzel gönlüne sağlık...gerçekten derinlere alıp götüren bir yazı...sitemizden eksik olmaman dileğiyle :D Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted February 2, 2008 Bu sene içinde böyle bir YARIŞMA olacak mı acaba ? Quote Share this post Link to post Share on other sites
BDG 76 Report post Posted February 2, 2008 Niyetlerimiz arasında var. Katılımın belli bir sayının üzerinde olması gibi bazı şartlar sağlanırsa yeni bir yarışma düzenleyebiliriz. Saygılarımızla... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Abdulhamid 6 Report post Posted February 5, 2008 Rüyamdaydı Şairler Sultanı Her zaman bahseder dururuz; nerede o eski bayramlar, o eski … ler-lar. Haksız mıyız peki ? NFK gibi bir üstadı, dostu, fikir babasını… anladıktan sonra günümüzdekileri gördüğümüzde “ nerede o eskiler…” cümlesini söylediğimizde haksız mıyız ? Hepiniz bilirsiniz: Bir şiirdeki her mısra, her kelime; binlerce olguyu, binlerce düşünceyi anlatmalıdır, insanı alıp derin düşüncelere daldırmalıdır, bizi uzaklara götürmelidir ki şiir olsun. NFK dan bir örnek alalım da ne demek istediğimi somutlaştıralım: Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. Biri benim, biri de serseri kaldırımlar… Ne söylenebilir ki :D ? Şiiri hepiniz bilirsiniz, üstteki mısrayı alarak anımsatmışımdır umarım “Kaldırımlar” şiirinin tamamını sizlere. Gönül istemez mi tv yi açtığında, radyoyu dinlediğinde, candan, yürekten, heyecanlı ama bir o kadarda etkili bir şekilde şiirlerini dinleyicilerinin beğenisine sunan bir şairin şiirlerini kendi sesinden hissetmeyi ? Gönül istemez mi o ustaların ustaca yorumlarında kendini hissederken çileye batıp çıkmayı ? NFK günlerden birinde ulusal bir tv kanalına konuktur. Kısa bir sohbetten sonra başlıyor Sakarya Türküsü’nü söylemeye Üstad: İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. O andaki ruh halimi düşünüyorum. Dervish o anda olur bir su, yatağında akmaya başlar kıvrım kıvrım… Dalar derinlere, gider kendisinin bile bilmediği yerlere. Bir bakar ki Sakarya’dadır, bir de görür kendini Büyük Doğu’da. O an hisseder yoldaşlarını yanında, yol onun, yoldaşları onun, gerisi hep angarya! Gezdiği yollarda toz olur, vurur sazın tellerine, sazdır sözdür dervish o anda, belkide yazar çizer, incecik bir yolda ilerler. Su gibi akıp geçmiştir zaman, NFK söylemiştir söyleyeceğini. Mevzu olmuştur Osmanlı bir an. Malum, Osmanlı’dan nefret eden torunları vardır artık bu ülkede. Bu mevzuya girilmese sohbet yarım kalır. Nede olsa büyük fikir babasıdır NFK. O’nu dinleyenler bu konu hakkında da bir çift söz söylemesini bekler. NFK sille misali bir cümle sarf eder o anda; "Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve olgunlaşmadan çürür!" Onu o anda izleyen yüz binler, ayakta alkışlamaya başlar NFK'yı. Sunucu bile kendini zor tutmaktadır o büyük insanın boynuna sarılmamak için. Sohbete devam ederler. NFK, gönülleri coşturur, körpe beyinlere su olur, paslanmış gönüllerin eşi bulunmaz ilacı olmuştur. Ve her başlangıcın bir bitişi olduğunu anlatmaya çalışır Sunucu titrek sesiyle. Son sözünü duymak ister insanlar NFK’nın; "Fikirde, sanatta, anlayışta, anlatışta, buluşta, tutuşta, dağıtışta, toplayışta ve nihayet yaşanmaya değer hayatın ölçülerini billûrlaştırma işinde dünyanın en büyük adamı olmak isterdim; nefsim için değil de, sırf O'nun ümmetinden en hakîr ferde düşen liyakat payını ve üstünlük derecesini göstermek için... " Bu son kelimeleri ile yeni bir tokat daha yapıştırır Bütün Müslümanların suratına. Dervish’in yüzü kızarır, tv ye bakmaya cesaret edemez, donup kalmıştır milyonlar, gibi. O’nun ümmetinin bir parçası olduğunu bilir ve ümmetin bir parçası olduğu halde kendi payına düşen görevlerini yerine getirmediği için kendini paralar. Bir müddet afallamadan sonra kendine gelir ve uyanır ki çok güzel bir rüya görmüştür Dervish. Güzel bir rüya. bana yıllar önce okuduğum bir kitabı hatırlattı..''bye bye türkçe-bir new york rüyası''na geri döndüm bir an :D Quote Share this post Link to post Share on other sites