nameless 53 Report post Posted February 22, 2011 Bilmiyorlar mı zamanın sanatını? Zaman, sırası gelene değil, hakkını verene râm olan karı... 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Butimar 39 Report post Posted February 26, 2011 Hayatta neler olur, olduğu için inanırız. İş hayale binince itirazlar üst üste yağar. Çünkü sadece bir tasavvurdur, bir nazariyedir, hayatın kendisi değil. Ne kadar benzeri olursa olsun, kendisi değil. Bu tıpkı manevrayla bir harp arasındaki farka benzer. Birinde tahta kurşun atılır, öbüründe sahici; birinde ölü taklidi yapılır, öbüründe ölünür. Buna rağmen harpte aranmayan mantığı manevrada ararlar. Quote Share this post Link to post Share on other sites
görünmez 54 Report post Posted February 28, 2011 Birkaç asırda bir doğan ehline düşünce, saniyede üçyüz bin kilometre süratli ışık hızıyla mesafeleri katlayıcı şiir, sırrına uzak ellerde kağnı arabasından da yavaş gitmeye mahkum... Quote Share this post Link to post Share on other sites
nameless 53 Report post Posted March 1, 2011 Sabır, çekilen şeyi duymamak değil, ona dayanmayı bilmektir. Acı ne kadar büyükse, sabır da o kadar büyüktür. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Butimar 39 Report post Posted March 9, 2011 Yârabbi, bu vatanı kâfirlerden kurtar! Yârabbi hergün biraz daha sukut eden ahlâkımızı önle! Yârabbi gençliğimize Senin ve sevgilinin aşkını ilham et! Yârabbi, asırlardır geçit resimleri bitmeyen Batı taklitçisi sahte kahramanların foyasını meydana çıkar! Yârabbi, Sevgilinin ümmetine hikmet ve hareket, ilim ve eşyaya hâkimiyet ihsan eyle!... Quote Share this post Link to post Share on other sites
serdengectik 58 Report post Posted March 9, 2011 Yârabbi, bu vatanı kâfirlerden kurtar! Yârabbi hergün biraz daha sukut eden ahlâkımızı önle! Yârabbi gençliğimize Senin ve sevgilinin aşkını ilham et! Yârabbi, asırlardır geçit resimleri bitmeyen Batı taklitçisi sahte kahramanların foyasını meydana çıkar! Yârabbi, Sevgilinin ümmetine hikmet ve hareket, ilim ve eşyaya hâkimiyet ihsan eyle!... yukarıdakinin esas hali - Yârabbi, bu vatanı kâfirlerden kurtar! Yârabbi hergün biraz daha sukut eden ahlâkımızı önle! Yârabbi gençliğimize Senin ve sevgilinin aşkını ilham et! Yârabbi, asırlardır geçit resimleri bitmeyen Batı taklitçisi sahte kahramanların foyasını meydana çıkar! Yârabbi, Sevgilinin ümmetine hikmet ve hareket, ilim ve eşyaya hâkimiyet ihsan eyle!..Bu duayı edip ondaki dileklerden hiçbirinde hisse sahibi olmaksızın, cami kapılarında papuç giymek ve sonra kalabalığa karışmak kadar denî ve şenî bir eda tasavvur edilemez! Quote Share this post Link to post Share on other sites
The Spirit of Islam 119 Report post Posted March 13, 2011 Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür Sonum yokluk olsa, bu varlık niye…? Yarın elbet bizim, elbet bizimdir; Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir! ‘Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur’ ” Necip Fazıl Kısakürek ” Tam 30 yıl saatim işlemiş ben durmuşum, gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum Marifetli hokkabaz başını kaldır da bak Gökte bir oynayan var yıldızlarla kaydırak ÜSTAD Kadın ; Hristiyanlıkta yol kesici bir engel, islamda ise yol açıcı bir kanattır Kalbimi ve aklımı hep sağ elime verdim Görevi olmasaydı, sol elimi keserdim Gözler, ya merhamet ya da neferetin ışıldadığı bir kandildir Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın Fikir besler, siyaset öldürür Siyaset, fikrin kendisi değil; posasıdır Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya Alsa buz gibi taşlar, alnımdan bu ateşi Dalıp; sokaklar kadar esrarlı bir uykuya Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi! imanın ticaretini yapanda, iman arama ! 1400 e bir yıl var, yaklaştı zamanımız Bu asırda gelir mi dersin kahramanımız Bir hadiseyi düşünebilmek için filozof olmaktan başka çare görmemek, düşünme hakkından vazgeçmek değil midir ? Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar Onu ‘İstanbul’ diye toprağa kondurmuşlar Bir tohumda ; gövdesi, dalları, yaprakları ve meyvesiyle bütün bir ağaç gizlidir Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı Elindeyse beyazdan, gel de sıyır beyazı Ruh, dal budak salmış bir ağaç gibi göz önünde bulunan hakikatlerde değil, en derin ve en gizli yerdedir Ruh, insanın tohumudur Ne hasta bekler sabahı Ne taze ölüyü mezar Ne de şeytan bir günahı Seni beklediğim kadar Sabır, çekilen şeyi duymamak değil, ona dayanmayı bilmektir Arı bal yapar, fakat balı izah edemez Beni kimsecikler okşamaz madem Öp beni alnımdan, sen öp seccadem Zaman insanları değil armutları olgunlaştırır Şiir, Allah’ı sır ve güzellik yolundan arama işidir Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan Dakika düşelim senelik paydan Zindanda dakika, farksızdır aydan Karıştır çayını zaman erisin Köpük köpük, duman duman erisin Biz hohlaya hohlaya buz dağlarını erittik; şimdi ortalık çamurdan geçilmiyor Quote Share this post Link to post Share on other sites
The Spirit of Islam 119 Report post Posted March 13, 2011 Tutuşturanşlar lügat kitabını elime Bilsin, Allah’tan başka bilmiyorum kelime Olunmayacak herşeyle olabilecek herşeyin kefalet ve keyfiyeti islamda Herşey islamda Geçti, isteme gelmeni Yokluğunda buldum seni Bir kalbim var ki benim,sevdiğinden burkulurKahredenden ziyade,sevilenden korkulur Kapı kapı bu yolun son kapısı ölümse Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse Anladım işi ; San’at ALLAH ı aramakmış, Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış Dipsiz hasrete tuzak En yakınken en uzak Tadı zehrinde erzak; KADIN! Gençliğine güvenipte vakit çok erken derken; Bir bakmışsın elveda bile diyememişsin giderken ALLAH bir demektense, ecel teri dökerken Ölüversem, beklenmez bir anda ALLAH bir derken Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın Gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın Bu yük senden Allah’ım, çekeceğim, naçarım Senden Sana sığınır, Senden Sana kaçarım Annesi gül koklasa ağzı gül kokan çocuk Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk Çocukta uçurtmayla göğe çıkmaya gayret Karıncaya göz atsa niçin? Nasıl? ne hayret Ölenler yeniden doğarmış, gerçek! Tabut değildir bu, bir tahta kundak Bu ağır hediye kime gidecek Çakılır çakılmaz üstüne kapak? Sual = ey veli, insan nasıl olmalı, söyle! Cevap = son anda nasıl olacaksa hep öyle! Dostlarım ev eşyamdı, bir bir gitti diyorum Artık boş odalarda ölümü bekliyorum Bir anlık emanete ne türlü övünelim Gel, rahmet kapısında ağlaşıp dövünelim Tel tel ve iple iplik dikseler de ağzımı Tek ses duyarlar, ALLAH..yoklayanlar nabzımı Anlamak yok çocuğum, anlar gibi olmak var Akıl için son tavır, saçlarını yolmak var Ellerime uzanan dudakları tepeyim Allah diyen, gel, seni ayağından öpeyim Neye yaklaşsam sonu uzaklık ve kırgınlık Anla ki yok, Allah’tan başkasıyla yakınlık Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde Allah’tan nasıl korkmaz, insan onu sevse de Bal Sensin ( sav ), varlık petek Ben, haritada deniz görmüş boğulmuş Dokuz köyün sahibi dokuz köyden kovulmuş ” Nefis için yazdığı Şiir’i” Güneşle bir tutsam girmez hizaya Dar bulur sığmam der, dipsiz fezaya Kuyruk salar, sonra hırlar ezaya Benim nefsim, benim nefsim..ne köpek Nefsimin ardından koştum perişan Ondan bir kıl bile avlayamadım Her ağızda her telde fanilik dırıltısı Sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı Gözüm, aklım, fikrim var deme hepsini öldür Sana çöl gibi gelen, o göl diyorsa göldür Tahtadan yapılmış bir uzun kutu Baş tarafı geniş, ayak ucu dar Çakanlar bilir ki bu boş tabutu Bir gün kendileri dolduracaklar Allah dostu odur ki nefsine tek pay biçmez Kırk yıl bir ekşi ayran özler de onu içmez Quote Share this post Link to post Share on other sites
The Spirit of Islam 119 Report post Posted March 13, 2011 * Olunmayacak herşeyle olabilecek herşeyin kefalet ve keyfiyeti İslamda Herşey İslamda * Akıldan büyük nimet, zekâdan da ağır yük tanımıyorum * İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa imha için de o kadar cehalet kafidir * Biz hohlaya hohlaya buz dağlarını erittik; şimdi ortalık çamurdan geçilmiyor * Zaman insanları değil armutları olgunlaştırır * Sabır, çekilen şeyi duymamak değil, ona dayanmayı bilmektir * Ruh, dal budak salmış bir ağaç gibi göz önünde bulunan hakikatlerde değil, en derin ve en gizli yerdedir Ruh, insanın tohumudur * Bir tohumda; gövdesi, dalları, yaprakları ve meyvesiyle bütün bir ağaç gizlidir * Bir hadiseyi düşünebilmek için filozof olmaktan başka çare görmemek, düşünme hakkından vazgeçmek değil midir ? * İmanın ticaretini yapanda, iman arama ! * Fikir besler, siyaset öldürür Siyaset, fikrin kendisi değil; posasıdır * Gözler, ya merhamet ya da neferetin ışıldadığı bir kandildir * Kadın; Hristiyanlıkta yol kesici bir engel, İslamda ise yol açıcı bir kanattır *Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir! *"Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur" *Marifetli hokkabaz başını kaldır da bak *Gökte bir oynayan var yıldızlarla kaydırak . Quote Share this post Link to post Share on other sites
The Spirit of Islam 119 Report post Posted March 13, 2011 Yeni Sözler biraz daha: Abdulhamid`i anlamak herşeyi anlamak olacaktır. Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök. İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal, hamallık ki sonunda ne rütbe var ne de mal. İşte iz, geliniz, toprak post, Allah dost. Beni kimsecikler okşamaz madem, öp beni alnımdan; sen öp seccâdem. İnsan bu su misali kıvrım kıvrım akar ya, bir yanda akan benim diğer yanda Sakarya. Zamanın çarkları sizi yürütüyor, zamanın çarkları beni öğütüyor.. Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım. Salaklık bulaşıcıdır. Yol onun varlık onun,gerisi hep angarya. Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya. Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur. Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.. Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve olgunlaşmadan çürür. Tereddüt edersen bacakların seni taşımaz. Yürüyeceğim de, bas ve yürü! Çile kapısından erişilecek dünyayı bilseydin, yatağını yorganını satardın. Cevabımın şiddetinden susuyorum! Mâsum, küçücük bir taşın beresi üzerine flaster yapıştırmak ne demek? Haklı, koca bir güllenin yere sereceği leşinin üstünü örtecek kanlı kefenden ne haber? Dün geçti bugünü düşünüyorum, yarın var mı? Gençliğine güvenme, ölenler hep ihtiyar mı? Fikrin olduğu her yerde şiddet, operatörün neşteri gibi bir nimet, olmadığı yerde de kaatilin bıçağı şeklinde bir âfettir. Fikirde, sanatta, anlayışta, anlatışta, buluşta, tutuşta, dağıtışta, toplayışta ve nihayet yaşanmaya değer hayatın ölçülerini billûrlaştırma işinde dünyanın en büyük adamı olmak isterdim; nefsim için değil de, sırf O'nun ümmetinden en hakîr ferde düşen liyakat payını ve üstünlük derecesini göstermek için... Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana. Ölüm güzel bir şey, budur perde arkasından haber, güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber! Rahminde cemiyetin ben doğum sancısıyım, mukaddes emanetin dönmez davacısıyım ! Sizde olan tükenir onda olan sonsuz, Feza sizin olsa ne yapacaksınız Onsuz. Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var; Oh ne guzel, bayramda tahta ata binmek var!.. Felsefe; çürük cevizlerle dolu bir denizde sağlam cevizi aramaktır. Anladım işi sanat Allah'ı aramakmış,Hakikat bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış. Gaye tek, ölmemek. İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su: Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu Büyük randevu... Bilsem nerede, saat kaçta? Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta? Bir kız öğrenciyi, başını örttüğü için tahsil hakkından mahrum etmek, İstiklal savaşı başlarında ve Maraş'ta, düşmanlar tarafından başörtüsü çıkarılıp düşürüldüğü için başlayan milli şahlanışın ruhuna tükürmektir. Zaman ancak armutları olgunlaştırır Quote Share this post Link to post Share on other sites
görünmez 54 Report post Posted March 15, 2011 Davamın çapı, kainatın ta kendisi... Quote Share this post Link to post Share on other sites
mitajanı 103 Report post Posted March 23, 2011 sipiritli iyisin hoşsun da şu yazı stiline de bi ayar çeksen negzel olur. :) imzan zaten ayrı bi alem. senin bu yazı stilin beni renk görü yapacak hacı. bi ayar çek. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ebubekirr 24 Report post Posted March 23, 2011 Mâsum, küçücük bir taşın beresi üzerine flaster yapıştırmak ne demek? Haklı, koca bir güllenin yere sereceği leşinin üstünü örtecek kanlı kefenden ne haber? Üstadın bir kitabında cümleyi okuduğum zaman önce inanamadım sonra gülmekten kırılmıştım. Olayı bilmeyince kimse anlamıyor tabii. İsmet İnönü miting yapmaya giderken kalabalığın arasında kalıyor ve birisinin attığı taş bunun kafasına çarpıyor. Üstad da "o yarayı kapatan küçücük yara bandı nerede, İnönü'nün leşini yere serecek koca gülle nerede" diyor. Ayrıca izleyiniz: http://www.youtube.com/watch?v=NH441obcN6o&feature=related Quote Share this post Link to post Share on other sites
görünmez 54 Report post Posted April 13, 2011 Batının büyük mustaripleri, hakikat dağına tırmanış yolunda İslam velilerine nispetle çıkmaz sokağın cüce piyonlarıdır. Quote Share this post Link to post Share on other sites
görünmez 54 Report post Posted April 25, 2011 Kibrit Hasanda parladı; yangın Hüseyinde çıktı; ve tüm kainat yandı. (Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar) Quote Share this post Link to post Share on other sites
SiyahCeket 67 Report post Posted April 26, 2011 Birkaç asırda bir doğan ehline düşünce, saniyede üçyüz bin kilometre süratli ışık hızıyla mesafeleri katlayıcı şiir, sırrına uzak ellerde kağnı arabasından da yavaş gitmeye mahkum... Şair ve şiir bahsinde fevkalade bir söz… Heyhat, heyhat ki kağnı arabasının ulaştığı hız, hızların sonuymuş gibi, ibre bu kadarını gösteriyormuş gibi kabul ediliyor. Alt alta bir şeyler karala yeter; adı şiir nasıl olsa. Quote Share this post Link to post Share on other sites
SiyahCeket 67 Report post Posted April 28, 2011 Felsefe; Bulmanın değil, daima aramanın yolu!.. Üstadın “Aynadaki Yalan” isimli romanındaki Hüsmen ağa adlı derin müslümanın Naci’ye konu hakkında söylediği cümle; aklı başında her filozofun saygıyla eğileceği cinsten : -Mesleğiniz? -Felsefe asistanıyım. -Felsefe ha! Şu, gökyüzünü zıpkınlama işi… Keşke toprağı belleseydiniz. :) Quote Share this post Link to post Share on other sites
mukarrabin 103 Report post Posted April 28, 2011 Şiir, Allahı sır ve güzellik yolundan arama işidir... Quote Share this post Link to post Share on other sites
ebkem 89 Report post Posted May 4, 2011 Bugünün genci kendisini, sokağa, kadın bacağına, sinemaya, şuna, buna, hayata, karşı müdafaa edebilecek bir zırhın içine girmeye mecburdur. O zırhı da kendisinden başka giydirebilecek yoktur. NFK 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
görünmez 54 Report post Posted May 9, 2011 Ölmeyi bilmek lazım, yaşamaya hak kazanmak için... 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
görünmez 54 Report post Posted May 26, 2011 İslam; temeli ezelde, çatısı ebedde olan bina... Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted June 16, 2011 Evet! Ortada şimdi yalnız iki nesil var: Biri kömünistler ve öbürü biz, kökçüler! Quote Share this post Link to post Share on other sites
SiyahCeket 67 Report post Posted July 6, 2011 Fikir kadar güzel kadın çizgilerine karşı en büyük ihanet tertibi olan mini etek ve çıplaklık, kadını büsbütün kaybetmekten başka bir şeye yaramaz; ve artık günün genç kızı, eski ”Leyla” olmaktan çıkmış ve onun karşısında “Mecnun”a rol kalmamıştır. Ruhlardaki kadın-erkek ukdesi, korkunç bir hârâ faaliyeti içinde silinip gitmiş ve bütün ideallerin maddi sembolü kadın bir gaseyan hokkası haline getirilmiştir. Quote Share this post Link to post Share on other sites
görünmez 54 Report post Posted July 21, 2011 Affı anlayınca, kendinizden başka her insanı mazur göreceksiniz.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
görünmez 54 Report post Posted July 21, 2011 Ne etsem, nefsim arkamdan onu salyası ile kendine göre mayalandırıp yutuyor, besleniyor. Hem benim nefsimi kıracak, hem de rahmetinden hiçbir şey kaybetmeyecek sistem!.. Onu arıyorum!.. 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites