Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
A.Rahman

Tesettürsüz Bir Bayan

Recommended Posts

Beğenmedim.

Sizi zeytinburnu-bakırköy sahiline davet ediyorum. Tersinden görüntüleri görürsünüz.

Selametle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tamam, resim güzel de, Ali NFK'nın da dediği gibi iş biraz fena...

Hani şu bilmem ne konserde kapalı kızlarımızın o çok fena hllaerini bu malum medya nasıl kullanmıştı günlerce...

Ama, gerçekten bu işin hakkını veren tesettürlü hanımlarımız her şeyin üstündedir.

Hemen şunu da belirtmek istiyorum, bu resimden başı açık samimi hanımlarımız alınabilirler. Hani böyle başlarına sinek konuyor filan... Ama onlarda bizden... Alınmasınlar...

Share this post


Link to post
Share on other sites

tabi bunun derceleri de var yani resim güzel ama bu durumda tesettürlü olup 2.resim gibi olanlar da var açık olup sadece başı açık olan kardeşlerimiz var bazı nedenlerden dolayı.bir şeye bağlamak olmaz tabi rabbim gönülleri temiz kılıp güzel eylesin

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir resim ancak bukadar anlatabilir! Fikir harika

 

Tesettürlü diğer hanım kardeşlerimize gelirsek ben şöyle görüyorum emin olunki gerçek manada Tesettürü kavrayan bacılarımız asla taviz vermiyor lakin örf adet anne baba baskısı için kapanan hanım kardeşlerimiz ise biraz işin cılkını çıkarıyor. bence tam anlamıyla tesettürü uyguluyan hanım kardeşlerimiz bu kardeşlerimize yardımcı olmalı ..

 

Hidayet nasip etsin tüm Bacılarımıza ve Ümmeti Muhammed'e ..

Share this post


Link to post
Share on other sites
Bir resim ancak bukadar anlatabilir! Fikir harika

 

Tesettürlü diğer hanım kardeşlerimize gelirsek ben şöyle görüyorum emin olunki gerçek manada Tesettürü kavrayan bacılarımız asla taviz vermiyor lakin örf adet anne baba baskısı için kapanan hanım kardeşlerimiz ise biraz işin cılkını çıkarıyor. bence tam anlamıyla tesettürü uyguluyan hanım kardeşlerimiz bu kardeşlerimize yardımcı olmalı ..

 

Hidayet nasip etsin tüm Bacılarımıza ve Ümmeti Muhammed'e ..

düşüncelerinize katılıyorum.fakat,erkeklerde hanımlara bu hususta(tesettür) yardım etmeli değilmi...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tesettür konusu, türlü türlü demogojilerin kaynağı haline geldi. Tartışmalar tıkandı, çünkü art niyet var. O yüzden emrin hikmeti yerine illetine bakmak gerek.

Bu Allah'ın emri güzel kardeşim, kadın-erkek herkese belirtilen ölçüler içersinde örtünme farz. Bu kadar... Niyesini boşver...

 

Eğer uymazsan da fiil kötüdür, fail hakkında hüküm Allah'a ait. Dilerse rahmetiyle dilerse adaletiyle hükmeder.

Share this post


Link to post
Share on other sites

anka gadam tabiki erkeklerde yardım etmeli ana, baba, eş, dost, yakınakraba kim varsa yardım etmeli. Allah'ın (c.c.) Rızasını kazanmak isteyen herkez yardım etmeli aklı baki olmayana (ahmak'a) sözüm tabikide yok

 

muhabbetle ..

Share this post


Link to post
Share on other sites
Beğenmedim.

Sizi zeytinburnu-bakırköy sahiline davet ediyorum. Tersinden görüntüleri görürsünüz.

Selametle...

eeyvallahya ali kardeşim. seviyorum senin pencereni..

 

Meyveler cevherini gömerde kabuğuna

İnsan kadını soyar, başından topuğuna

üstad necip fazıl (Allahtan ona sonsuz rahmet ve mağfiret....) herkes bikoysun bakalım kantara cevheri kaç basıyor!!

yada cevherden anşayışı nedir o kişinin! nekadar köfte okadar ekmek..... sevgiyle kalın

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gerçekler neden bukadar insanların içini acıtır anlamam? Halbuki özeleştiri olarak pay çıkarabilirsiniz.

 

Gerçekleri Kur'an ve Sünnet'ten görüyoruz dimi ... daha kimin ne söylediği önemlimi ?

 

"Minareyi çal, kılıfını hazırla" bu mantıkla bir adım ilerlenmez..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Fikir gerçekten çok müthiş !

Fakat şunuda belirtmek gerekir, tesettür hakkıyla idrak edilip,uygulandığı zaman ancak değer kazanır. İçi tarumar edilmiş bir tesettürdende kimseye hayır gelmez. Yani sadece şekilcilikten öte, ilahi emrin hikmetine varabilmek gerektiğini ifade ediyorum.

 

Ayrıca arkadaşın belirttiği gibi, tesettür noktasında noksanlıkları olupda birçok tesettürlü bayandan daha tesettürlü tavırları olan kardeşlerimde var, bunuda göz ardı etmeyelim.

 

Ama her ne olursa olsun, anlayabilen için bu resim, tesettürün muhafaza boyutunu bir nebzede olsa apaçık ortaya koyuyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Bir resim ancak bukadar anlatabilir! Fikir harika

 

Tesettürlü diğer hanım kardeşlerimize gelirsek ben şöyle görüyorum emin olunki gerçek manada Tesettürü kavrayan bacılarımız asla taviz vermiyor lakin örf adet anne baba baskısı için kapanan hanım kardeşlerimiz ise biraz işin cılkını çıkarıyor. bence tam anlamıyla tesettürü uyguluyan hanım kardeşlerimiz bu kardeşlerimize yardımcı olmalı ..

 

Hidayet nasip etsin tüm Bacılarımıza ve Ümmeti Muhammed'e ..

 

46828.jpg

 

Bu kitapta da asla başörtüsünden taviz vermeyen bir bacımızın hikayesi anlatılıyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Öyle kapalılar görüyorum ki,açıkları mumla aratır.

Ne her kapalı dindar,ne de her açık küffar...

Sizi Gülhane Parkına davet ediyorum,Bakırköy,yanına bile yaklaşamaz...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Tamam, resim güzel de, Ali NFK'nın da dediği gibi iş biraz fena...

Hani şu bilmem ne konserde kapalı kızlarımızın o çok fena hllaerini bu malum medya nasıl kullanmıştı günlerce...

Ama, gerçekten bu işin hakkını veren tesettürlü hanımlarımız her şeyin üstündedir.

Hemen şunu da belirtmek istiyorum, bu resimden başı açık samimi hanımlarımız alınabilirler. Hani böyle başlarına sinek konuyor filan... Ama onlarda bizden... Alınmasınlar...

Bir dînî kıyâfetin modernize edilmesinden ve İslâma feminzm sokulup "Elbetteki Akıl dini olan dinimizde kadınlar...." şeklinde başta Bediuzzemandan tutunda onca âlimin savunmak için cânını koyduğu Şer'i Şerîfe taban tabana zıt konuşmalar sebeb olmuş olabilir mi?

O bayanların bizzat fetvası var.İki konuyada!Flörte fetvaları dahi var kimisinin!

Dînî bir kıyafet nasıl modernize edilebilir?Fosforlu takke takmak gibi birşey değil midir bu?Üzerinede grafiti atalım haşa.

Bu resmide eleştiriyorum, resim tek başı kastettiyse yanlış.

Tesettür emrinden önce ve eğer tesettür emri şeriatinde olmayan bir nebînin ümmetinden kadına hakarete kaçar gibi geliyor.

Ama islâmda tesettür bellidir, baştan ayağa gizlenmek, açalım; genelde ev içinde bulunmak(âyet-i kerime vardır aksi söylenirse batınilik olur) karşı cinsle aynı binada bile olmamak, süse ait hiçbirşeyin olmaması, isteğe bağlı olarakta(koca isterse farz olur) sünnet olan(bazı alimlere göre vacibdir) peçeyi kullanmak.

Hz.Öer evinde def çalıp şarkı söylediğini sokaktan duyduğu için bir kadının evine yeterli şlahidle girip kadına kamçı vurdu.Kadının başı açıldı,"Arı gitmiştir artık câriye hükmündedir zarûreten görülmesi haram olmaz" dedi.

Umarım birşey anlatabildim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kaynaklarımız Delillerimiz Fi Sebilillahi Tekaddes

"Ümmü Seleme radıyallahu anha dedi ki; "Ahzab suresi 59. ayetinin nüzulünden sonra Ensar kadınları siyah çarşaflarına büründüler. Sanki hepsinin başlarında birer karga vardı." [Ebu Davud(4101-4); Beyhaki(2/234); Cessas(3/372); İbnu Katan, Kitabun Nazar(s175); Cemül Fevaid(5730); Mecmaut Tefasir(5/138); Tac(4/315); Hakim(2/397); Suyuti, Dürü Mensur(5/221); Ahkamul Avret(48); Razi, Tefsiri Kebir(17/48); Nihaye(3/352); Taberi(22/29); İbni Kesir(3/1610); Kayrevani, Cami(210); Beyhaki(7/88); Hamidullah, İslam Peygamberi(1857); Ahmed(6/30);Belazuri(1/574)]

 

Aişe radıyallahu anha’dan gelen rivayette; “ALLAH ilk muhacir hanımlara rahmet eylesin. Hicab emri gelince elbiselerinin bir parçası ile yüzlerini örttüler.” [İbnu Katan, Kitabun Nazar(s173); Buhari(6/13); Fethul Bari(8/489); Ebu Davud(4102); Taberi(18/94); İbni Habib, Gaye ve Nihaye(s213)]

 

Müslüman bir kadın Beni Kaynuka pazarında örtülü bir halde zaruri alışverişini yaparken Yahudilerden biri kadının örtüsü ile alay ederek yüzünü açmaya çalıştı. Kadın yüzünü açmayınca elbisesinin eteğini bir yere tutturdular ve avretini açtılar.

 

"yüzünü örtüyor, avretini açıyor" diye alay ettiler. Duruma şahit olan bir Müslüman o yahudiyi öldürdü. Yahudiler de toplanıp bu müslüman'ı öldürdüler. Bu olay üzerine Beni Kaynuka savaşı çıkmıştır"

 

 

 

[belazuri, Ensab(309); Süheyli, Ravdul Ünf(5/392); El Buti, Fıkhus Siyra(240); İbni Hişam(2/47); Taberi Tarih(2/480); Mahmud Şakir, Siyer(264); Muinüddin Nedvi, Asrı Seadet(1/87); İbni İshak(295); Kastalani, Mevahibu Ledüniye(1/102); İbni Esir, Kamil(2/65); Cevad Ali, Tarihu Kablel İslam(6/144); İbni Kesir, Bidaye(4/11); İbni Sa'd(8/321); Kettani, Teratibul İdariyye(2/4); Üsdül Gabe(7/245); Vakıdi(3/67)]

 

 

Aişe radıyallahu anha der ki; "Peygamber aleyhis selam’ın hanımları sabah namazını mescidde kılarlar, sonra da karanlık sebebiyle tanınmadan önce çarşaflarına bürünmüş olarak evlerine dönerlerdi" [buhari(6/13); Müslim(mesacid 230); Malik(1/5); Beyhaki(7/88); Şafii, El-Ümm(7/170); Humeydi(174); Nesei(1/271); İbni Huzeyme(350); Tahavi(1/176); İbni Hibban(1496); Ebu Davud(423); Tirmizi(153); İbni Mace(669); Darimi(1219); Ahmed(6/33); Cemül Fevaid(1014)]

 

 

İfk hadisesi de yüzü örtmenin vacip oluşuna delildir; "Aişe ra dedi ki; "Safvan'ın istirca'ı ile uyandım. Hemen çarşafım ile yüzümü örttüm. Safvan, hicab emredilmezden önce beni gördüğü için tanıdı…" [buhari(megazi 34); Müslim(tevbe 58); Tirmizi(3180); İbni Kesir(3/1584); Cemül Fevaid(7104); Taberi(2/111); İbni Hişam(4/10); Vakıdi(2/426); Dürrü Mensur(190); İbni Seyyidin Nas, Uyunül Eser(2/128); Zadul Mead(3/1223); İbni Mace(1970); Beyhaki, Delail(4/64); İbni Sad(2/65)]

 

"Halbuki çarşaf dafi [def'eden] olacak calib [celbeden,çekici] olmayacak ki çarşaftan maksat hasıl olsun."

 

 

Konyalı Mehmed Vehbi,Hulasat-ül Beyan Tefsiri,Syf:4427

 

Bediüzzaman Hazretleri 24. Lem’anın 1. hikmetinde, kadının tesettüründen bahsederken, ‘Ve bir siperi ve kalesi, çarşafı olduğunu gösteriyor’

buyuruyor.O zaman için söylendi diyenlere deriz ki:

Üstad yeni gelişen örfe itibar etmeksizin evvelki örfün yani çarşafın muhafazasına itina etmişdir, "örfe bağlı kalarak çarşaf dedi" görüşü kanaatimizce yanlışdır. zira Üstadın hayatının son otuzbeş yılı zorba hükümetlerce bu çarşafa ilişilip mantonun yaygınlaştırılmaya çalışıldığı zamandır. Onun zamanında biri kadim ve aslî, diğeri yeni ve sûnî her iki örfde mevcuttu. Yani Üstad manto ile çarşafı birlikde idrak etti. Risalelerde radyo şimendifer gibi çok yeni şeylerden bahseden O Zat, kadının örtüsünde çarşafı ba husus ala ilmin tercih etmesi gerekdir. Risalenin kelimelerinin özenle seçlildiği ve bu sebeple sadeleştirilmeye gidilmediği hususu bu manayı destekler.

Mantoya çendan bazı hocalar fetva verdiler, ancak isabet edemediklerini şurdan anlamalıdır: Çarşafa mukabil giyilen bu pardösü ve mantonun zaman içinde uğradığı değişiklikler neticesi bugün kadın tesettüründe gelinen nokta vahimdir; setrin ruhuna aykırı dar kısa ve gösterişli.. Ve Cilbab olacağı iddasıyla giyilen manto ve pardösü setri avret ve setri zinete hizmet etmekten ziyade, modacıların elinde kadını daha müzeyyen ve alımlı kılmanın, yani fitnenin aleti olma durumuna düşmüşdür.

Manto ve pardesünün avrupalı gayrimüslim kadınların kıyafeti olması ise meselenin diğer vahim tarafıdır, malum bu uğursuz mantolar çarşafa taarruz edildiği ilk yıllarda avrupadan vagon vagon ithal edilerek haremimizin bağrına sokulmuşdur. Ne acıdırki aradan daha yüz sene geçmeden İslam Şeriatına yapılan bunca hakaret ve taarruzlar unutulmuş ve bir zaman cebren giyidirilen bu asbap şimdilerde vazgeçilmez görülüyor ve hatta ecdadının nurlu kıyafeti çarşafa cephe alınıyor, el insaf.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Gerçekler neden bukadar insanların içini acıtır anlamam? Halbuki özeleştiri olarak pay çıkarabilirsiniz.

 

Gerçekleri Kur'an ve Sünnet'ten görüyoruz dimi ... daha kimin ne söylediği önemlimi ?

 

"Minareyi çal, kılıfını hazırla" bu mantıkla bir adım ilerlenmez..

Ah o Kur'an ve Sünnetin gerçeklerinden kadının konumu gerçeğinin âyet olmasına rağmen kabûl etseler.

Hep bu bâtınî teviller işte, ümmeti bu hâle getiren.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Peki ya bu siteye üşüşen sinekleri ne yapacağız...

Neyi kasdediyorsunuz :)

Share this post


Link to post
Share on other sites
Neyi kasdediyorsunuz :)

Arkadaşla 2.5 senelik bir sürtüşmemiz varda.Ecdadının yolunda olanlarını eleştirir böyle, ben ona laf atmıyacam.Zaten girişteki amacım, ecdâdın akaidinin delillerini sunmak.Yorum falan yok bundan sonra.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Bir dînî kıyâfetin modernize edilmesinden ve İslâma feminzm sokulup "Elbetteki Akıl dini olan dinimizde kadınlar...." şeklinde başta Bediuzzemandan tutunda onca âlimin savunmak için cânını koyduğu Şer'i Şerîfe taban tabana zıt konuşmalar sebeb olmuş olabilir mi?

O bayanların bizzat fetvası var.İki konuyada!Flörte fetvaları dahi var kimisinin!

Dînî bir kıyafet nasıl modernize edilebilir?Fosforlu takke takmak gibi birşey değil midir bu?Üzerinede grafiti atalım haşa.

Bu resmide eleştiriyorum, resim tek başı kastettiyse yanlış.

Tesettür emrinden önce ve eğer tesettür emri şeriatinde olmayan bir nebînin ümmetinden kadına hakarete kaçar gibi geliyor.

Ama islâmda tesettür bellidir, baştan ayağa gizlenmek, açalım; genelde ev içinde bulunmak(âyet-i kerime vardır aksi söylenirse batınilik olur) karşı cinsle aynı binada bile olmamak, süse ait hiçbirşeyin olmaması, isteğe bağlı olarakta(koca isterse farz olur) sünnet olan(bazı alimlere göre vacibdir) peçeyi kullanmak.

Hz.Öer evinde def çalıp şarkı söylediğini sokaktan duyduğu için bir kadının evine yeterli şlahidle girip kadına kamçı vurdu.Kadının başı açıldı,"Arı gitmiştir artık câriye hükmündedir zarûreten görülmesi haram olmaz" dedi.

Umarım birşey anlatabildim.

 

Yok, yok... Biz tesettür deyince sadece başının kapanmasından bahsediyoruz. Diğer yerleri açık olabilir, efendim...

''Tesettür emri şeriatinde olmayan bir nebinin ümmeti'' derken?..

''Koca isterse farz olur'' Yani şimdi bir konuda bir ayet varsa, o zaten mesüllerine farzdır. Bizde istek üzerine farz bulunmuyor, efendim...

Esasında tesettür meselesi Kuran'da sabittir. Orada bir hanımın nerelerinin açıkta olacağını ve nerelerinin kapalı kalacağını söyler... Bunlara izah etmeye gerek yok. Bir insan edebine uygun kapandıktan sonra işin şekliyle pek alakam yok... Hatta bu şekil kültürlere göre de değişebilir. Her müslüman ülkedeki cami mimarilerinin değişik olması gibi. Önemli olan işin gayeye vasıl olması.

Başı açık kardeşlerimize gelince...

Kuzum, siz hiç günahkar olmadınız mı? İçlerinde samimi olan, Peygamberini seven nice hanımlarımız var. Bunlar müslüman ama, günahkar... Senin ve benim günahkar müslüman olduğumuz gibi. İşin dini boyutunu anlatır, tebliğini yaparsın... Sonra Allah'a tevekkül edersin.

Not: Lütfen baştaki yazdığım cümleyi dikkate almayın.

Ayrıca arkadaşın yazdıklarından pek birşey anlamadım. Anlayabildiklerim üzerine bir şeyler yazdım. Yanlış anladıysam bilahare telafi ederiz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir defa demiştim yine diyeyim. Ne anlama geldiğini ve yorumları şahıslara bırakarak:

 

Önce ruhunu örtmeli kadın, ruhunu. Ümit ediyoruz ki, örtünen kadınlarımız da zaten örtmüşlerdir ruhunu.

 

Konuya paralel olarak; Başörtü konusunda biz müslüman erkekler, müslüman kadınlar kadar asla ve katta mücadele vermedik. Kimse, kimseyi aldatmasın ve slogana dayalı kahraman edasında söylemlerde bulunmasın. Bunu Üniversite'lerin önünde de gördük, eylem alanlarında da.

 

Fakat başörtüsü konusunda kadınlardan/kadınlarımızdan çok konuştuk, çok söz ettik. Başörtüsünün biçiminden, renginden, ebatından tutunda bilmem neyine kadar hep mertçe ve erkekçe (!) tepki verdik.

 

Evet bazen kızabiliriz, kızmalıyız. Fakat yapıcılıktan ve çözüme yönelik olmayan çok uzak yorumlar yapılıyor ve bakış açıları görülüyor. Nihayetinde açığıda kapalısıda bu toplumun fertleri ve bir şekilde bizle alakalılar. Başı açık olanları da teşhir edip, onlar hakkında ölçüsüz yorumlar yapmaktan da kaçınalım.

 

Ayrıca;

Başörtüsü yasağı öncesi ve sonrası duruma bakarsak, manzaranın ne noktaya geldiğini anlayabiliriz.

 

İlaveten:

 

1- Başörtüsünün bağlanma biçimleri vs. gibi konularda yazdığım ikinci mesajımdır (ilkinde biraz tepkiseldim), çünkü yazmamın gereği ve hakkının olmadığı kanısındayım.

 

2- Lütfen türban, türbanlı gibi kavramları kullanmayalım. Bu kavramlar bizden değildir ve bize yabancıdır. Başörtüsü ve türban çok ama çok farklı şeylerdir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

''2- Lütfen türban, türbanlı gibi kavramları kullanmayalım. Bu kavramlar bizden değildir ve bize yabancıdır. Başörtüsü ve türban çok ama çok farklı şeylerdir.''

 

Büyükdoğu kardeşim, şu türban meselesi de bir alem...

Yahu ilk önce tesettürü yasaklıyorlar, yasaklayanlar türbanı serbest bırakıyorlar. İşte bu türban kavramı da yine bu yasakçıların dilinden çıkıyor. E sonra türbanı da yasaklıyorlar.

Şimdi bu neye benziyor, Biliyor musunuz?

Açalım...

İmamhatibleri niye açtı bu devlet? Dini kendi kontrollerine almak ve eğitimini kendi esaslarına göre vermek. Sonra bu okullara yoğunluk fazla olunca, okullar kendi kontrollerinden çıktı ve bu seferde bu okulların önünü kesmeye başladılar. İlk önce kendileri kurdu, sonra iş değişince yine kendileri önünü almaya çalıştı okulun. okullar sadece imam yetiştirmiyor, onların da hesaplayamadıkları bir şekilde başarı sağladılar. Aynı tesettür olayı gibi...

Bir başka örnek...

Atatürk'ün kontrolünde bir muhalefet partisi kuruldu. Partinin başına da lideri bizzat Atatürk koydu. Sonra bu partiye akın olunca ülkenin her köşesinden, ne oldu? Parti bir bahaneyle kapatıldı. Kendileri açtılar, kendileri kapattılar...

Yani ben de bir şeyler anlatmaya çalışıyorum.

Yahu bu yasakcıların türbanı sümer bilmem nelerine benzetmeleri var ya, tam bi vicdansızlık. Çünkü bu kavramı tesettürü yasaklamak için kendileri ürettiler. Siz tavşan kulağına türban deyin, bu yasakçıların türban dediğine de tesettür deyin. Çünkü bu adamlar hangi şekle türban diyorsa, bilin ki, o tesettürdür. Yoksa türban derler mi ona?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Doğrudur Hacegan kardaşım. Örneklerine gelince; senle şimdi yazmaya başlasak, ta Sened-i İttifak'a gider, ordan Kılıç'lı zevatların icraatlarına ve idamların şakşaklandığı sözde İstiklal Mahkemelerinden çıkarız. Yani yine başa dönüş, yine sözlerin pervasızlığı durumu.

 

Biz yine de hassasiyet derdinde olalım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...