Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Miralay

Fetullah Gülen Ve Reha Muhtar

Recommended Posts

 

Yorumu size bırakıyorum....

 

Daha önce izlememiştim....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Açık konuşmak gerekirse eleştiren de eleştirilen de pek itibar sahibi değiller şahsımca.

 

Kadir Mısıroğlu'nun Üstad hakkında söylediklerini okuduktan sonra daha önce çeşitli açıklamalarla zedelemiş olduğu itibarı tükendi gözümde.

 

Keza Mehmet Akif hakkında söyledikleri de kendisi hakkında fikir vermektedir.

 

 

Gülen'in MKA hakkında söylediklerine gelirsek, bu açıklamasına hak vermem ama anlarım. Korumak zorunda olduğu bir kesim var, şahsı üzerinden o kesim hedef alınacak iken çıkıp bu gibi bir açıklamayı yapması anlayışla karşılanabilir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Açık konuşmak gerekirse eleştiren de eleştirilen de pek itibar sahibi değiller şahsımca.

 

Kadir Mısıroğlu'nun Üstad hakkında söylediklerini okuduktan sonra daha önce çeşitli açıklamalarla zedelemiş olduğu itibarı tükendi gözümde.

 

Keza Mehmet Akif hakkında söyledikleri de kendisi hakkında fikir vermektedir.

 

 

Gülen'in MKA hakkında söylediklerine gelirsek, bu açıklamasına hak vermem ama anlarım. Korumak zorunda olduğu bir kesim var, şahsı üzerinden o kesim hedef alınacak iken çıkıp bu gibi bir açıklamayı yapması anlayışla karşılanabilir.

 

Dostum bazı yönleriyle haklı olabilirsin, fakat ben genede Üstad'a karşı terbiyesizce hareket etmesine rağmen, kendisinden yararlanılabileceği fikrindeyim...

M.Akif Ersoy konusuna gelince, Mehmet Akif Ersoy'u Üstad'da bazı yönleriyle eleştirmiştir...

Yani M.Cemal Kuntay, Mehmet Akif kitabına göre, Osmanlı yıkıldıktan o kadar sözde inkilab yapıldıktan sonra bile M.Akif'deki Cennetmekan II.Abdülhamit han düşmanlığı bitmemiştir.

Hatta hayatta en çok nefret ettiği kişilerden biri olduğunu özellikle vurgulamıştır..

Mehmet Akif Ersoy, Üstad'ın Doğru Yolun Sapık Kollarından olarak lanse ettiği Muhammed Abduh'un fikirlerinden çokca yararlandığı için eleştirilmektedir...

M.Akif Ersoy'u eleştirenler genelde bu zaviyeden eleştiri yapmaktadırlar...

Bazen eleştiri dozajı ağır olabilir, fakat şair, yazar, çizer, münevver, aydın takımında bu tarz şeyleri normal karşılamak gerekir...

Bu kısa açıklamadan sonra konuya gelecek olursak,

Bana göre bir cemaat liderinin korumakla yükümlü olduğu camia varsa bile, böyle açık açık değil de, siyasi cevaplar vererek olayı kurtarması gerekirdi...

Siyasi cevap diyorum dikkat eti...

Bu adamın yaptığı ne peki, Reha Muhtar denen şarlatanın resmen oyuncağı oluyor...

Hani eskiden misafirliğe gittiğin zaman, küçük çocuklara sorardın ya, anneni mi daha çok seviyorsun, yoksa babanı mı?

Kafası karışan çocuk genelde cevap vermemeyi tercih ederdi...

Bunu bir nebze anlayabilirim...

Ya da siyaset adamının bu şekilde konuşmasını anlayabilirim...

Fakat böyle dini bir cemaat liderinin bu şekilde M.Kemal'i öve öve bitiremeyerek, savunmasını asla anlamam...

Kardeşim, eğer öyle bir şey diyorsan, çıkmazsın o programa olur biter ya...

Bunun bence savunulacak hiçbir yanı yoktur...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bırakın televizyonu; okul koridorlarında, sokakta konuşabiliyor muyduk bunları? Herkesten H.Mezarcı olmasını bekleyemezsiniz. Tercih meselesi, mücadele yöntemi meselesi..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Zannımca yanlış anlaşıldım. Mesele Mehmet akif'i eleştirmek değil, elbette eleştirilebilir ama bu iş küfür boyutuna geliyorsa sıkıntı var demektir.

Şu videoyu izleyin lütfen:

http://www.youtube.com/watch?v=wHuw-ocVRVc

 

 

Bu adama Üstad diyenler de var, videoda Yavuz Bahadıroğlu Akif'in neden korkma dediğini açıklamış görüldüğü üzere.

Eğer buna Üstad deniyorsa, bunun işin bu boyutunu bilmesi gerekmez mi?

 

Üstad Necip Fazıl eleştirmiş ama küfretmemiştir, bu farkı görmek lazım.

 

Gülen'e gelirsek; o videonun çekildiği tarihi tam olarak bilmiyorum ama 2000 öncesi muhtemelen. Dönemin şartlarını biliyorsunuzdur az çok, bugün ile kıyaslayamayız. O dönemde eğer çıkıp bunları söylemeseydi açıkça hedef haline gelirdi.

Yine de söylediklerinin elle tutulur tarafı yok, işin orası ayrı mesele. Üstte de söylediğim gibi anlarız ama hak veremeyiz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu konuşmayı benim için önemli kılan şey onursuzca bir tutum sergilenmesi. Mustafa Kemal hakkında kötü bir şey söylemek mümkün değildi, doğru. Dostlar alışverişte görsün babında övücü gibi görünen şeyler söylenebilirdi, eyvallah (Erbakan'ın şeref defterine 'bu millet yaptıklarını unutmayacaktır' yazması gibi). Hatta askeri dehadır, vatanın kurtulmasında rol oynamıştır, yetenekli bir devlet adamıdır makamından goygoy da yapılabilir. Bunları anlayışla karşılarım hatta ben de muhtemelen o şartlarda dediğim şeyi yapardım. Fakat burada bu hudut ziyadesiyle aşılıyor ve daha önemlisi, Reha Muhtar adamla kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. Dikte ediyor. Birinci sınıf öğretmenlerinin 6 yaşındaki çocuğu konuşturması gibi, koskoca adamı ezim ezim eziyor. Saygısızlığın dibine vuruyor. Bugün istediğinde nasıl çirkinleştiğini gördüğümüz beyefendi (bkz. mülaane diye kıvırmaya çalıştıkları fantastik beddua performansı), o da Reha Muhtar gibi karikatür bir adamın karşısında öyle küçük duruma düşmüş ki izlerken ben utandım. Takipçileri olan bir adamın takipçilerinin boynunu bükük kılmaması da mühim. Hani öyle bir hisse kapılıyorsunuz ki izlerken adama Reha 'kahrolsun şeriat der misin' dese adam nerdeyse haşa dinden çıkacak gibi.
Güncelde bu videonun pek bir anlamı yok. Sadece cemaat CEO'sunun gavura, kemaliste, ABD'ye, İsrail'e paspas olurken dindarlara altın çağını yaşatan adama 'arkadaş, büyük patron, büyük ağa, uzun adam' jargonuyla horozlanması, operasyon çekmesi dikkate şayan.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest isimsiz

dindarlara altın çağını yaşattığını söylediğiniz "büyük ağanın" ve onun goygoycularının bütün dindarlara, cemaatlere gözdağı vermesi de dikkate şayan. bkz: http://www.youtube.com/watch?v=2vE_jaFKZbQ ,http://www.haberler.com/arin-cemaate-seslend-b-z-varsak-s-z-de-varsiniz-5591648-haberi/

vurdukları milyarlar şöyle dursun, bu sözler bile bir dindar olarak bana, ne kadar zavallı hale geldiklerini bildiriyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites

'Dindarlara altın çağını yaşattığını söylediğim'... Bak sen. Bu doğru değil galiba? Sen eğlenceli bir arkadaşa benziyorsun adamım :)

Paylaştığınız linkler, dindarlar olarak altın çağımızı yaşamadığımızı ispatlamıyor, alakası yok. Önce bunu bir yazalım. Sonra; hükümet gittiğinde ne olacağını kestirebilmek zor değil. Alternatiflerin söylemi de, baskın muhalefetin iktidar kendilerinde olmadığı durumda bile gösterdiği hadsizlik de (Odtü, Boğaziçi olayları gibi), Gezi zamanı yaşanan onlarca taciz ve daha nicesi de malumumuz. Onyıllar boyunca süregelen baskıları, bu hükümetten önce bizzat bizim neler yaşadığımızı ve dindarların hayrına atılan her adımın 2011 yılına kadar nasıl sabote edildiğini de hatırlayabiliyoruz elhamdülillah. Misal isteyecek kadar cahil ve unutkan değilsinizdir herhalde? Öyle umuyorum. Hele de bugün 28 şubat, hazır zihinleri tazeledik; vaktinde 'beceremediniz bırakın' gibi akıldanelikler vardı misal di mi, ne güzeldi. Arınç'ın diğer cemaatlerle ilgili biz yoksak siz de yoksunuz açıklamasını bu çerçevede okumak lazım. En azından ben bunu bu şekliyle kabul ediyorum ve her akıllı vatandaş da ifade her ne kadar efradını cami, ağyarini mani değilse de kastın bu olduğunu anlayabilir. Cemaatlerin mensuplarını öldürmezler ama bu rahatlığı da asla vermezler. Bugün kendisi dışındaki hemen hemen bütün cemaatleri bir şekilde tehdit eden Topcin gibi camia tetikçileri bile tek başına Arınç'ı doğruluyor. Kendileri ben Fem'e giderken ödemelerim için bir tane bile makbuz kesmeyen bazı cemaat mensupları, memlekette dinlemedik adam bırakmayarak epeyce usulsüzlük (hırsızlık demiyorum) tespit etmiştir ve bugüne kadar olduğu gibi onları kullanmayı, delil sentezlemeyi iyi becerir. Allah korkusu olmayınca...

Ha, bu tespite katılıp katılmamak ayrı mevzu. 'Ben gözümü kalbimi kapatıp başka iktidarlar döneminde de keyfedeceğimi umarım, gerçeklerden kopukluk benim de hakkım' diyebilirsiniz eyvallah. Hatta 'Vaktinde DSP'ye yamandık, Ecevit'e şefaat ettik, şimdi de CHP'ye yamanır Kılıçdar'a el veririz , midemiz de mezhebimiz de geniş bizim' dahi diyebilirsiniz. Fakat doğruluğu tartışmaya açık olan bir hatırlatmadan, tespitten tehdit devşirmeye çalışmak akıl işi değil. Misal 'Sigara öldürür' diyen birine tehdit davası açacak ölçüde ruh hastası değilsinizdir zannediyorum.

Gelelim ilk paylaştığınız linkteki videoya. Bunu iyi ki paylaştınız, çünkü bu Samanyolunun insanın zekasına hakaret ederek aşağılık bir tavırla yalan söylediğini ispatlıyor. Siz ya duyduğunuzu anlamıyorsunuz, ya dış ses ne derse üstüne sazanlama atlıyorsunuz, ya da burada bile bile yalan söylüyorsunuz - üzgünüm başka hiçbir ihtimal yok. Arınç, dış sesteki manipülatörün adeti olduğu üzere çarpıttığı gibi 'seçimi kaybettirirseniz zararlı çıkan siz olursunuz' demiyor. Mealen seçimde kaybettirirseniz ben bunu başka seçimde toparlayacak güçteyim, ama siz eleştirilecek bi noktaya gelirseniz, başka cemaatlerin ağzına sakız olursanız, bugüne kadar kimsenin saygıda kusur etmediği muhterem büyükleriniz aha bugün olduğu gibi geyik malzemesi olursa zarar gören sizler olursunuz diyor. Orijinal konuşmayı anlamamışsınız, bunu anladınız mı? Bana A yaparsan B ile ben kendimi kurtarırım, ama sana C olursa D olur diyor yani. Nedensellik ilişkisi böyle kurulmuş, anlayabildiniz mi? Hmm, öte yandan bu videoda Arınç diğer cemaatlere değil, the cemaate giydiriyor. Hal böyleyken size kıyak yapıp bir an için dışsesteki yalancının cümlesini doğru kabul etsem bile, hükümetin ve özellikle de kendisinin intihar edercesine kolladığı, bu sebeple paralelleşebilen ve 2002 yılından önce hayal edemeyeceği bir örgütlenmeyi kuran arkadaşların bu rahatı bulamayacağını söylemesi anormal değil. 'Elimle oturttuğum yerlerden seni söker atarım' tehdidinde de bağrınacak bişey yok yani, kaldı ki böyle bir tehdit bile yok!

Yav he milyarlar he. Ananasçının haşhaşi şakirdi seni. :D

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

dindarlara altın çağını yaşattığını söylediğiniz "büyük ağanın" ve onun goygoycularının bütün dindarlara, cemaatlere gözdağı vermesi de dikkate şayan. bkz: http://www.youtube.com/watch?v=2vE_jaFKZbQ ,http://www.haberler.com/arin-cemaate-seslend-b-z-varsak-s-z-de-varsiniz-5591648-haberi/

vurdukları milyarlar şöyle dursun, bu sözler bile bir dindar olarak bana, ne kadar zavallı hale geldiklerini bildiriyor.

 

 

AKP’nin politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’de önemli adımlar atıldı. Ekonomik manada işadamlarına kulak verildiğinde, pek çok insanın mutlu olduğunu görüyoruz. Hizmet olarak biz de en rahat, en huzurlu hizmet ettiğimiz bir dönemi yaşadık. Bu güzel işlerin kalıcı hale gelmesi için bizim tek bir beklentimiz var. O da yeni anayasa! Eğer mevcut durum kanunlarla ve demokratik anayasayla garanti altına alınmazsa, yarın siyasal iktidar değişip, herşey tekrar sil baştan başlayabilir.

 

http://www.taraf.com.tr/yazilar/nese-duzel/mustafa-yesil-hocaefendi-iki-kisiyi-onerdi/21263/

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

paylaştığım linkleri altın çağımızı yaşamadığımızı ispatlamak anlamında değil, gücün vermiş olduğu sarhoşlukla verilen gözdağının, hükümetin nasıl bir ruh haleti içinde olduğunu ve bu haletin hayra alamet olmadığını göstermek için verdim. önce sen okuduğunu ve duyduğunu anla, daha sonra o alaycı uslubunla kendini einstein zannetmeye devam et.

 

camia cemaat hizmet adına ne deniliyorsa.. ben bu kurumun mensubu birisi değilim. bunu, işin içinden çıkma veya büyük çoğunluğu bu kurumun karşısında bir sitede tepkileri üstüme çekmemek için de söylemiyorum. bir müslüman olarak, her ehli sünnet cemaate duyduğum saygıyı, sempatiyi bu kurumada duyuyorum.

 

ilk linkte sizin dediğiniz gibi 'the cemaat'e giydiriyor olsun, bu, hükümetin enaniyet kat sayısının tavan yaptığı gerçekliğini silmez, benim takıldığım nokta budur.herşeye sazan gibi kulak asan ben değilim, sizsiniz. bu cemaat gerçekten ehli sünnet değil ve doğru yolda yürümüyor ise, zaten allahın cevval kılıcı boynunu vuracaktır, bundan kuşkum yok, sizin de olmasın. hortum gibi çalışan kirlenmiş siyaset kurumu bizimkileri de içine almış maalesef. son gelişmelere kadar böyle düşünmek bile istemiyordum. kendilerini her eleştireni yağlı kazığa oturtmak derecesine getirmekten çekinmeyen, pişkşinleşmiş, yüzsüzleşmiş kararmışlardır artık. ağlanacak haldeyiz.

 

geçmişte müslümanlar zulümlerden geçti gençkızlar ikna odalarında inin inim inletilerek hakaretlere maruz bırakıldı kuran kursları kapatıldı namaz kılmak bile suç sayıldı, müslümanlara adım atacak kadar bile yer bırakılmadı, allahtan başka sığınacak kapı,gidilecek yol kalmamıştı. bunların hepsi yaşandı; unutmadım elbetteki. hükümet giderse de nelerin olabileceğinide kestirebiliyorum. bunun içinde dua ediyorum, daha fazla pisliğe bulaşmamaları ve adam gibi olmaları için dua ediyorum. siz de " o da anasçı haşhaşi hahahaha" tarzında 10 yaşındaki çocuk gibi komiklik yapacağınıza, oturup dua edin başımızdakilere. duaya ihtiyacımız var zira.

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

paylaştığım linkleri altın çağımızı yaşamadığımızı ispatlamak anlamında değil, gücün vermiş olduğu sarhoşlukla verilen gözdağının, hükümetin nasıl bir ruh haleti içinde olduğunu ve bu haletin hayra alamet olmadığını göstermek için verdim. önce sen okuduğunu ve duyduğunu anla, daha sonra o alaycı uslubunla kendini einstein zannetmeye devam et.

 

camia cemaat hizmet adına ne deniliyorsa.. ben bu kurumun mensubu birisi değilim. bunu, işin içinden çıkma veya büyük çoğunluğu bu kurumun karşısında bir sitede tepkileri üstüme çekmemek için de söylemiyorum. bir müslüman olarak, her ehli sünnet cemaate duyduğum saygıyı, sempatiyi bu kurumada duyuyorum.

 

ilk linkte sizin dediğiniz gibi 'the cemaat'e giydiriyor olsun, bu, hükümetin enaniyet kat sayısının tavan yaptığı gerçekliğini silmez, benim takıldığım nokta budur.herşeye sazan gibi kulak asan ben değilim, sizsiniz. bu cemaat gerçekten ehli sünnet değil ve doğru yolda yürümüyor ise, zaten allahın cevval kılıcı boynunu vuracaktır, bundan kuşkum yok, sizin de olmasın. hortum gibi çalışan kirlenmiş siyaset kurumu bizimkileri de içine almış maalesef. son gelişmelere kadar böyle düşünmek bile istemiyordum. kendilerini her eleştireni yağlı kazığa oturtmak derecesine getirmekten çekinmeyen, pişkşinleşmiş, yüzsüzleşmiş kararmışlardır artık. ağlanacak haldeyiz.

 

geçmişte müslümanlar zulümlerden geçti gençkızlar ikna odalarında inin inim inletilerek hakaretlere maruz bırakıldı kuran kursları kapatıldı namaz kılmak bile suç sayıldı, müslümanlara adım atacak kadar bile yer bırakılmadı, allahtan başka sığınacak kapı,gidilecek yol kalmamıştı. bunların hepsi yaşandı; unutmadım elbetteki. hükümet giderse de nelerin olabileceğinide kestirebiliyorum. bunun içinde dua ediyorum, daha fazla pisliğe bulaşmamaları ve adam gibi olmaları için dua ediyorum. siz de " o da anasçı haşhaşi hahahaha" tarzında 10 yaşındaki çocuk gibi komiklik yapacağınıza, oturup dua edin başımızdakilere. duaya ihtiyacımız var zira.

 

 

 

 

Fetullah Gülenci değilim diyorsun, ama Fetullah Gülen ile ilgili söylenmiş sözleri barındıran videoyu, gelip burada bu başlığa eklediğin zaman baştan hatalı başlamıssın demektir...

Fetullahçı değilim diyen adam, bu cemaat-Fetullah Gülen tartışmasında hükümet sözcüsünün söylediği bir sözü kanıt olarak getiremez...

Getirdiği zaman, kusura bakmasın, istediği kadar Fetullahçı, değilim değilim desin, ona kimse baştan inanmaz...

Konuya gelecek olursak....

Sence Fetullahçı cemaati'nin yaptığı sadece kirlenmiş olan siyaseti eleştirmek ve yolsuzlarını vatandaş ile paylaşmak mı?

Yani olay bu kadar basit yani...

Peki adama sormazlar mı?

O kadar dürüstlerdi, yolsuzluklar konusunda bu kadar hassaslardı..

"12 yıl susup da 3 aydır yolsuzluk var diye bağıranlara, eskiden ortak mıydın da susuyordun, şimdi neyi kaybettin de bağırıyorsun demezler mi"

Yani uzun lafın kısası artık bu din-iman demogojilerini yapmayın millet sizin yaptığınız bu demogojilere inanmıyor artır...

Başbakan bu hengamede gitse bile, benim için bu olayların en önemli sonucu, Fetullah Gülen gibi din tüccarının gerçek yüzünü bu halka göstermesini sağladı diye hatırlarım...

Bunun ekonomik ve siyasi olarak götürüleri olacakdır, ama bana göre bundan daha çok çok önemli kazanımı "halk kurbanlık koyun gibi, çocuklarını bunların cemaatine vermeyecek"....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Linkleri tanıttığınız cümleye benim altın çağ tamlamama itiraz havasında başlamışsınız. Biz okuduğunu anlayabilen ortalama zeka sahibi insanlar olarak, aynı cümlenin başıyla sonu arasında bariz bir kırılma noktası yoksa bağlantı olabileceğini düşünebiliyoruz. Hele de ilk kısıma gölge düşüren bir ifade varsa, ikinci kısımdaki şikayetin de ilk kısımla ilintili olma ihtimalinin arttığına hükmedebiliyoruz. Siz yapamadınız herhalde. Neyse, hem belki Türkçe bilmiyorsunuzdur. Yazdıklarımı gördüğünüzde aklınıza Einstein'ın gelmesini hüsniniyet kabul ediyorum, fakat teşekkür etmiyorum. Benden öyle bişey beklemeyin.

İlk mesajınızda aksettirdiğiniz gibi, bütün dindarlara ve cemaatlere verilmiş bir gözdağı olmadığını net şekilde yazdığıma ve siz de yazdıklarıma cevap vermeyip 'Sensin sazan' diye akıl dolu bir karşılık verdiğinize, kazı çevirip 'ben aslında bunlar kibirli diye şeetmiştim' noktasına kaydığınıza göre lafı fazla uzatmayacağım. Fakat o sözlerde standart siyasetçi kibrinin ötesinde bir kibir de yok. Pamukoğlu paşa gibi bir siyaset sefili bile meydanlarda iktidar olmaktan bahsederdi bu ülkede. Ha hükümetin hiç mi dozunu aşmış kibir cümlesi olmadı? Mutlaka olmuştur, Allah affetsin. Durduğunuz yer gerçekten hükümetin pisliklerinden arınması için dua etmekse aynı yerdeyiz. Son operasyonlarda iddia edilen hırsızlıkların olduğuna inanmıyorum, fakat her hükümet gibi bu hükümetin de kocaman teşkilatı, 12 yıllık iktidarı ve en önemlisi Türk siyasetinin genel kirliliği dikkate alındığında tertemiz kalmadığını bilenlerdenim (B. Güler, M. Demir vs). Sizden farkım, son operasyonlardan önce de böyle düşünüyordum. Suriyeliye tek göz odayı 700 liraya kiralayan, sattığı malın bedelini düşük gösterip vergi kaçıran, meydandaki tarihi çeşmeyi sprey boyayla kirleten ahlaksızlıklarıyla meşhur bir toplumuz ve bu da malesef her yere sirayet ediyor. Dindarların iktidarına bu yakışmıyor ve inşallah bu olup biten de bir temizlenme vesilesi olur. Fakat sadece yolsuzluk meselesinde bile hükümetin diğer alternatiflerden göreli olarak temiz olduğuna inanıyorum ve resme tüm diğer faktörleri de eklediğimizde hükümetin arkasında duruyorum, pozisyonum budur. İşin doğası gereği pislikle daha yakın irtibatı olan siyasi irade hakkında 'Ayol bunlar milyarlar vermiş' diye hamam teyzesi dedikodusu etmeden önce, ülkede en temiz kalması gereken dini cemaatlerin bile beter durumda olduğunu vurgulamak amacıyla yazdığım takılmalı son satırı da, ağzınızda biriken tükürüğü püskürtebilmek için olacak 'eki eki ilkokul çocuu' şirinliğiyle karşılamışsınız.

Siz de bildiğimiz bütün cemaat mensupları gibi cemaatçi değilmişsiniz fakat cemaatin yaptıklarını takdirkarlıkla karşılıyormuşsunuz. Ayy canım ya. Neyse, beyan esastır deyip inanacağız. Bugün cemaatin tepe kadrosunu hala dine diyanete hizmet eder bir yapı halinde görebiliyorsanız Allah'tan size basiret diliyorum. O diil de bişey soracağım. delikanlı gibi cevap verin ama.
Kaldığınız eve kaç tane Zaman geliyordu muhterem? Ahaha, ahahaha ahahahahaaa...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aynı medyanın, Başbakan'ın Afyon'daki Said Nursi vurgusunu nasıl manüpile ettiğini gördükten sonra daha uzun süre camia tabanındaki koşulsuz Erdoğan aleyhtarlığına şaşırmam.

Başbakan Afyonda mitingde konuşurken tevafuken Said Nursi ile alakalı açıklamalarını izlemiştim. Üstadın Afyona getirilişini, ona yapılan zulümleri anlatıyor ve "Said-i Nursinin kemikleri sızlıyor" diyordu. Aynı konuşmayı bu medyanın internet sayfasının veriş tarzına bakınız: "Başbakan Said Nursiyi paralel örgütün lideri gibi gösterdi"

Konuşmanın aslı için "Tayyip Erdoğan: Said Nursi'nin Kemiklerini Sızlatıyorlar !" cümlesini aratabilirsiniz
Çarpıtma haberin haberi: http://www.yirmidorthaber.com/Dunya/basbakan-erdoganin-sozlerini-oyle-bir-carpittilar-ki-saidi-nursiyi-yalanlarina-ortak-ettiler/haber-848467

Erdoğan iftiralarına Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'ni de alet etti

Başbakan Erdoğan, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'ni paralel yapının başı gibi gösterdi...

Başbakan Erdoğan iftiralarına Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'ni de alet etti. Başbakan'ın; Menderes ve Üstad'tan örnek verdiği tarihin akışı içinde birbiriyle çelişen sözleri, Risale-i Nur eserleriyle milyonlarca talebe yetiştiren Üstad Hazretleri için ithamlarda bulunduğu şeklinde anlaşıldı.

Başbakan Erdoğan'ın hizmet camiasına gönül vermiş insanlara yönelik ithamları Afyonkarahisar'da da devam etti. Erdoğan, Merhum Adnan Menderes döneminden örnek verdi, "Merhum Menderes'e ne yaptılarsa hangi tuzakları kurdularsa hangi senaryoları yazdılarsa şuan da bize de aynısını yapıyorlar." dedi.
Başbakan, Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'ni de iddialarına alet etti. Menderes dönemine ait verdiği örneklerdeki çelişkiler ve paralel örgüt diyerek itham ettiği hizmet camiasının Said Nursi hazretlerinin izinden gittiğini söylemesi, Bediüzzaman'ın Menderes dönemindeki Paralel yapının başı olduğu şeklinde algılandı. Erdoğan, "CHP ile güya Said-i Nursi'nin izinden gittiğini iddia eden bu paralel örgüt şu anda kol kola yürüyorlar." diye konuştu..
Başbakan bir yandan Merhum Menderes'e aynısı yaptılar derken diğer yandan Bediüzzaman'ın izinden gittiğini söylediği hizmet camiasını paralel devlet ilan ediyor.
O dönem yaşanan bir olayda Üstad Bediüzzaman bazı sıkıntıları aktarmak için Başvekil Adnan Menderes ile görüşmek üzere Ankara'ya doğru hareket ediyor. Üstad ve talebelerinin yolu Gölbaşı'nda kesiliyor ve 'Ankara'ya giremeyecekleri' söyleniyor. Geri döndürülen Bediüzzaman Hazretleri'nin bir talebesine bu olayla ilgili "Menderes bizi anlamadı. Bizim ona olan himmetimizi, duamızı bilmedi" dediği rivayet ediliyor.
"Merhum Menderes'e ne yaptılarsa hangi tuzakları kurdularsa hangi senaryoları yazdılarsa şuan da bize de aynısını yapıyorlar." şeklinde konuşan Başbakan'ın bugün Menderes'e tuzak kuranlardan bahsederken, tarihi kendisiyle irtibatlandırması ve kendisini hedef alanların Said Nurs-i Hazretleri'nin izinden gittiğini söylemesi, Üstad Bediüzzaman'a attığı iftira şeklinde anlaşıldı...

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

İlk cümlenin son kısmıyla ilk kısmı arasında bir kopukluk olmadığı gibi, son cümleyle de ilk kısmındaki tamlamanın geçmiş ve şimdi arasındaki farkı göstermek için kullanıldığı anlaşılabilir ortalama zekalar tarafından. Nitekim son cümlenin son kısmında halihazırdaki vaziyetlerini belirten kelime kullanılıyor.ben yapıyorumda, siz anlamak istediğiniz üzerinden konuşmak istiyorsunuz.

 

İşlerimin yoğunluğundan yeterince vakit ayıramayıp, gözden kaçırdığım birşey üzerinden zafer devşirme girişiminize şöyle bir baktığımda, ya hüsnü zan edip ‘onu kastememiştir’ noktasındasınızdır, ya da dinlediğinizi annamama gibi bir probleminiz var. İkinci ihtimalin daha ağır bastığı suradan anlaşılıyor: “o cemaatte, bütün cemaatlerde” diye başlayıp akabinde, kendisini velinimet sayarak biz varsak varsınız biz yoksak yoksunuz gibi, izan sahibi her müslümanı düşündürmesi gereken sözlerin nasıl net bir izahı olabilir. Hangi netten bahsediyorsunuz siz. Ben bu tehditten şunu anlıyorum güzel kardeşim:bi halta yaramıyordunuz biz geldik adam ettik sizi, herkes haddini bilecek, biz çalıp çırpsak bile bize gıg demiyceksiniz. Niye biliyor musunuz? Çünkü siz bana mecbursunuz,varlığınızı bana borçlusunuz, ben varsam varsınız ben yoksam yoksunuz. Bu ne aymazlıktır, bu ne kendini bilmezliktir. zannettiğinizin aksine standart siyasetçi kibrinden çok daha ileri bir kibir bu.

Ayrıca sizin zannetmemeniz hırsızlığın yapılmadığı sonucunu çıkarmayacağı gibi, hırsızıda aklamaz. kıvırmak suretiyle kibirden dem vurma noktasına kaydığım falan yok, zaten o noktadaydım. bu suçlamaya muhatap kişinin, kendisi için bu kadar hayati bir konu karşısında lobi kelimesinin cıvığını çıkarmayla uğraşmak yerine, ışık hızıyla o kasetlerin montajlığını ispatlardı. Emin ol bunu ışık hızyla yapardı. Bu iş paralel yapıyla, porno lobisiyle, robot lobisiyle açıklanacak ispatlanacak iş değil.bu işin raconu belli götürüsü belli.neolitik çağda yaşamıyoruz netekim. Allah affetsin. Ha yok diyorsanki hırsızlık mübahtır bizim mezhebimizde, veya herkesin çalabilme potansiyelinin olduğu bir ortamda bizim oğlanlarında çalmasını ‘bütün resme baktığımda’ normal karşılayabiliyorum , o zaman benim açımdan tartışmanın bir anlamı yok.dindarları temsil eden bir hükümetin, en azından a takımının, yolsuzluğa bulaşmaması gerekliliği gözönüne koymak gerekli. Halkla hükümet arasında bir ticaret varsa,altın çağın karşılığını her seçimde iktidar ederek, en sonda %50yle verdik. Yemesi için değil. Bu işe islami açıdan mı bakacağız, statüko açısından mı? Önce bunu bilmemiz lazım.

 

Gelelim camia cemaat meselesine. İçerisinde sarhoşların dahi bi parça yer bulduğu, kucak açıldığı, kazanılmaya çalışıldığı bir kurumda, kendilerinin şahin kanat olmadığı beyanlarına karşın, ben, olduğunu kanaatini taşıyorum. Bu nedenlede diğer meseleler ve bu meselede de olduğu gibi ,topyekun olmasada, kısmen yanlışlıklar yapıldığı kanaatindeyim. Devletin önemli kademelerine girmek gelmek, her müslümanın ideali olması gerektiği gibi, hocaefendininde idealiydi, idealidir.sen internette egonu tatmin etmekle uğraşırken, o adam buralara insan yetiştiriyordu. Bu insanların paralel devlet gibi altı doldurulamayan bir söylemle, cadı avı başlatmak suretiyle tasfiye edilmesi, beni rahatsız ediyor. bunun için bu cemaat mensubu olmak gerekmiyor, bilakis müslüman olmak yeterli.keşke her islami kesimde bu kadar yetişmiş insan olsa; keşke devletin her kademesinde görev alabilecek liyakatte müslümanımız olsa...benim endişem başbakanı birçok konuda olduğu gibi bu konuda da yanıltılarak, boşalan kademelere bu adamların tek alternatifi olan ergenekoncu ulusalcıların yerleştilmesi. İşte o zaman altın çağ sona erer, eski günlere döneriz. önce edilen ithamların altını doldurmak gerekir. Ses kayıtlarından anlaşılıyorki; mit bu adamı uzun zamandır dinliyor, yasal dinleme olmasına gerek yok, bir tane, hakimlere savcılara polislere bu “komplo”yla alakalı verilmiş bir talimatı çıkartsınlar bende sizin gibi nefret edeyim. Cemaatin yayın organlarının yüksek dozda yayın yapması bir komlo içerisinde olduğu anlamına gelmez.. Kendilerini tasfiyeyi amaçlayan bir girişim karşısında susmaları beklenemez herhalde. Mesela beni, ergenekon ve balyoz davalarının yeniden yargılanmasının gündeme getirilip yasa çıkartılmaya hazırlanılması,düşündürüyor; çıkartılan internet yasası beni endişelendiriyor, seçimden sonraya bırakılan mit yasası beni ürkütüyor. Tek başına bunlar bile,nereye çıktığı belirsiz bir yola girdiğimizin göstergesi olarak beni yönlendiriyor. Cemaati öcü gibi görmek yerine, hz. Ömere bir sahabinin “eğri kılıcımla düzeltirim seni” demesi gibi, bizimde analitik bakarak doğru olanı yapmamız lazım. Benim kılıcım olan oyumu vermeyerek bunu yapacağım. Halimize üzülüyorum, geleceğimizden de hiç endişeli değilim artık.biz varsak varsınız biz yoksak yoksunuz zırvasına karşılık, Allah sahipsiz bırakmıycaktır bu milleti!

 

Evime zaman gazatesi gelmiyor azizim, ama yarından tezi yok en az 40 adet abone olacağım. ahag ahag aha

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

icjpg_h970.jpg

 

iccjpg_h591.jpg

 

Today's Zaman yazarı bu zat. Talimatı aldınız hadi gözünüz aydın. Merak ediyorum ben biri bana izah etsin "siyasal islama oy yok" demek ne demek?Kimse bu şahsi görüşüdür yazarın demesin, zira son eylemleri kitlesel olarak bu fikir minvalinde. Fiili olarak da ortada.

 

Bana bunun tevilini yapamazsınız. Malesef köprüler atılmıştır ve artık CHP cemaat kol kola.

 

Gerçekten acı.Daha düne kadar ışık evlerin basılması, yurtlara terörize amaçlı yerleştirilen deliller..Namaz kılanların işlerinden kovulması, eşi kapalı diye garnizona giremeyen çiftler..Ha tabi 28 Şubat ertesi "Hayırlı Olsun" diyeceksin şimdi de "28 Şubat'tan daha beter" İnsan ne çok unutuyor ne çabuk unutuyor.

 

Artık yoruldum kimseyi iknaya çalışmıyorum ama bunca sahtekarlık deşifre olmuşken, Cebrail a.sparti kursa oy vermem diyeceksin şimdi siyasetin göbeğinde emekli vaiz kimliğiyle cirit atacak, iki kişiden birinin oy verdiği partiyi indirme eyleminde olacaksın.

 

Sarıgül yolsuzluk iddiası sonrası gençleri meydana indirdi. Kadıköy'da Ziraat camları indi, yine tencere tava Zaman bunu halk yolsuzluk için toplandı polis sert müdahele etti diye verdi.

 

Noktayı koyalım arkadaşlar cemaat marjinalleşmiştir.Elbette ben samimi tabakayı mustağni tutuyorum. Hizmetleri Allah yolunda Mr. Gülen olmadan da devam eder.

 

Artık kavgaya iknaya son. Sandıkta halk cevabını verecektir inşallah. Allah devletimize milletimize zeval getirmesin. Ötesi yok.Biz AKP olmazsa olamayız demeyiz, Tayyip olmazsa olmayız demeyiz.Netekim o halde kemalistlerden farkımız kalmaz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ya ben yazdıktan sonra 'la garibana sert mi girdik' diye merhamet ediyorum, adam hala sataşıyor ya. Tamam 2-3 yıldır hasretini çektiğim eğlenceyi yaşıyorum, nice zamandır beni bırakan aşina mutluluğu tadıyorum ama bir taraftan da üzülüyorum ya.

Madem ilk cümlenin son kısmıyla ilk kısmı arasında ilişki var diyorsun, ben aynı şeyin olabileceğini ima edince niye deli gibi çırpına çırpına tepinmeye başlıyorsun mübarek? Benim bahsettiğim kısım ilk cümlenin başındaki altın çağ muhabbeti, adam hüccet getirecem diye son cümle bilmem ne diyor. Karamazov Kardeşler'in orijinal Rusça baskısındaki 231. sayfada da bi cümle varmış, onunla da bağlasana kanka? :D Bu kadar kıvırmayı, ilk mesajında öyle bi ibare olmadığı halde hükümetin dindarlara altın çağını yaşattığı iddiamı desteklediğini ispatlamak için yaptın madem, hadi dediğin gibi olsun, hükümetin dindarlara altın çağını yaşattığını sen de kabul etmiş ol.

'Biz yoksak siz de yoksunuz' sözüne benim oğlan bina okur, döner döner yine okur hesabı hala tehdit diyor. 'Ben yok olunca yok halimle seni de yok edeceğim' gibi bir tehdit teknik olarak mümkün değil! Bu bir uyarıdır ve doğruluğuna katılıp katılmamak dinleyenin tercihidir. Çantacı Necmi Abiden Osman Nuri Topbaş Efendiye, İlim Yayma Cemiyetinden Menzil'e, Mahmut Efendi cemaatinden Karakalemcilere kadar cemaat dışındaki hemen hemen her Müslüman da bu uyarıya hak verip hükümete verdiği desteği izhar ediyor. Sadece birkaç satır aşağıda, cemaat tasfiye edilirse Ergenekon gelir sizi yer derken sen ne yaptığının farkında mısın peki? Senin kelimelerinle söylüyorum, bu 'zırva' 'izan sahibi her Müslümanı düşündürmesi gereken' bir 'aymazlık' ve 'kendini bilmezlik' örneğidir. Bırakalım da herkesi dinlesinler, memleketin istihbaratına adım attırmasınlar, kaset montajlasınlar, 'hoşgeldin vatanımıza ya resulallah' gibi kepazeliklerle mesaj vereyim derken sapıklıkta çığır açsınlar, Türkiye'yi her fırsatta babaları İsrail ve ABD'ye şikayet etsinler, Müslümanların hayrına her işe köstek olsunlar, 'kasetin var' diye müslüman hanımları tehdit etsinler, kendilerini eleştiren herkesi terör örgütünden içeri tıkıp ayak kaydırmak için dalaverenin dibine vursunlar, vakıf işinde bile tekelleşsinler, Koç'la Doğan'la Sabancı'yla oynaşırken memleketin diğer bütün iş adamlarının elini kolunu bağlasınlar, projeleri durdursunlar, algı operasyonları ve yalan haberlerle postmodern darbeye teşebbüs etsinler, davulu seçilmişlerin omzuna asıp tokmağı kendileri vursunlar, şantajda çığır açsınlar öyle mi yani? Bülent Arınç 'ben çalayım çırpayım (verdiğin videoda adam açık açık hırsızlık yapanın Allah cezasını versin diyor ya ahahahahah), siz buna gıkınızı çıkarmayın' dediyse sen de aynen bunları söyledin, buyur bakalım efendi. Ayrıca bu uyarın, Bülent Arınç'ın sözleriyle karşılaştırılamayacak ölçüde geçersiz ve saçma. 76 milyonluk ülkede yetişmiş bütün elemanlar ya cemaate ait, ya da Ergenekonculara öyle mi? Anlaşılan memlekette the cemaat adam yetiştirirken geriye kalan bütün cemaatler, bütün vakıflar, ekoller patates yetiştirmiş, cemaatlere dahil olmayan ferdi müslümanlar da kuruyup meşe odunu olmuşlar. Cemaatin bu işlere verdiği özel önem ortada fakat cemaat memleket müslümanları içinde küçük bir niceliğe sahip, diğer fraksiyonlardan yetişenler veya müstakil tipler de silme geri zekalı filan değil. Cemaatin dillere destan seviyesini de gördük ayrıca. Bak o kadroları oraya yerleştirirken yaşanan soru hırsızlıklarından hiç bahsetmiyorum; şu anda ortalaması Bahri Şenkal'dan hallice, en zekileri İhsan Yılmaz olarak görünen rezalet bi altın nesil var medyada.

Bu arada gözümden kaçmadı, ilk videoyu sümenaltı etmişsin, iyi yapmışsın. En azından dış sesin açık manipülasyonunu ısrarla savunacak kadar yüzsüz değilmişsin. Alkışladım, niye yalan söyliyim senden beklememiştim.

Benim son dönemde konu edilen Halk Bankası, Türgev ve Sabah Gazetesi hadiselerinde gayrimeşruiyet olmadığı kanaatimden, senin hırsızlık olduğundan emin konuşman daha muteber değil kusura bakma birader. O son 24 şubatta yüklenen kasete inananla ceketimin astarını tartıştırmak daha iyi bir fikirmiş aslında, akıl var kulak var. Hırsızlık konusundaki görüşümü tekrar özetleyeyim, ona göre tartışmanın sana göre anlamı olup olmadığına karar ver: Hırsızlığı insan olanın hoş karşılaması mümkün değil. Hırsızlığın toplumsallaştığı bir ortamda %50'lik bir partinin bundan beri kalmasının zor olduğunu görecek kadar realist, bundan hoşlanmayacak kadar ahlaklı, farklı alternatifleri hesaplayabildiğim tüm getiri ve götürüleriyle tartıp karar verebilecek kadar da rasyonalim. Anladın mı şimdi? Yine mi olmadı? :/

Fethullah güzellemeleriyle dolu paragrafına kısa değinebileceğim, vakit sıkıntım var. Sarhoşların kazanılmaya çalışıldığı o toplumun üst kademesinin, bugün kendilerinden olmayan bütün Müslümanların kafasını kırmaya çalışması sorunun sebeplerinden biri zaten. Devletin yüksek kademelerine hakkıyla gelmek Müslümanların ideallerinden biri olmalı. Aynı şekilde devletin kilit noktalarını ele geçirip hiyerarşik bir yapıda ikinci bir devlet gibi hareket edilmesine, kendileri haricindeki herkesin baskı altına alınmasına, darbe girişimlerinde bulunulmasına, devleti politika açısından kime hizmet ettiği belli olan bir kliğin tamamen ele geçirmesine vb karşı durmak da biz Müslümanların ideallerinden olacak. Benim hangi yaşta neyi yaptığımdan bile haberin olmadan sözümona sırf internette egomu tatmin ettiğimi ima eden zavallı bir adammışsın. O halde aynı saçma mantıkla soruyorum: sen kim oluyorsun da birileri senin altını bezliyorken, İslami bir gayenin peşinde koştuğu için evi taşlanan Erdoğan'a çemkiriyorsun?.. Ayrıca CEO hazretlerinin yetiştirdiği temiz insanları bugün nasıl sömürdüğünü de görüyoruz. Paralel devlet oluştuğuna, imamlar eliyle yürüyen hiyerarşik bir yapının varlığına inanmıyormuşsun, Allah bir parçacık basiret versin diye hayır duada bulunmaktan gayrı yapabileceğim bir şey yok. Dinleme konusunda kendinden profesyöneli olmayan cemaatçilerin son operasyon emrinin dinlemeye takılabileceğini düşünmek de çok parlak bi buluş, bunun patentine başvursana sonra belki ekmek yersin? Adam telefonda durup dururken ananas demiyor di mi? Adamlar yaptığı operasyonları başsavcıdan bile yıllar boyunca niye gizliyor acaba, niye davalardaki muhtemel adımlar 'gerçekleşti' diye olaydan önce cemaat medyasında yayınlanıyor? Bu gizli operasyonlarla toplanan kayıtları cemaatçiler salıp yayıyorsa ben neden onları muhatap almayayım? Tarık Toros daha dün ağzından operasyonlar ve Fethullah Bey'e giden istihbarat hakkında birşeyler yumurtluyor, cemaatin polis imamı ve diğer üst kademesi telefonda konuşmak yerine zırt pırt Amerika'ya gidiyor, üstelik belli yargı organları arasında ve içinde hayret uyandırıcı bir uyum, birlikte hasta olmalar, ve saire. Sonra paralel yapı yalan. Gülecek mecal bırakmadın bende, Allah iyiliğini versin ya vallahi ya billahi ya. Operasyon gelir yakında, birşeyler daha da netleşir. Cemaat medyasının manipülasyona gitmesini, yalan söylemesini siyasi iradenin kendilerini bitirme girişimiyle aklayacak kadar zıvanadan çıkmışsınız fakat biz artık bugün bu çarpıtmaları yapan adamların dün de bazı (hepsi değil) Balyoz ve Ergenekon zanlıları hakkında da aynı tezviratta bulunmuş olduğu ihtimalini dikkate almaya başladık. Sen Oy vermiyorsan verme, ben oy atmak için işimi gücümü bırakıp 6 bin km mesafe kat edeceğim, senden gelmeyecek oyun yerine ben atarım.

En az 40 adet Zaman'a abone olmazsan, evine ateş düşsün mü? Önlerin kesilsin mi? Duyguların sinende kalsın mı? Bir şey olmana Allah izin vermesin mi? Haa? Eski açık amin desene? :D

Share this post


Link to post
Share on other sites

Trradomir!

 

Yahu sen 40 gazeteye abone olacağım diyorsun da ben ne yapayım???

 

Kitaplığımdaki Gülen kitaplarımı bir köşeye kaldırdım, onları diğer kitaplarımdan ayırdım, karantinaya aldım onları... Şimdi böyle bir hamle yaptıktan sonra o kitapları yakmayı düşünüyorum. Şu anda düşünce aşamasındayım. Bunu yaparım çünkü geçmişte buna benzer işlerim oldu... Mesela Haydar Baş'ın bir kaç kitabı vardı bende, 5 tane olması gerek. Onların hepsini yaktım. Şimdi Gülen'in kitaplarını da ayırdım bir köşeye. Her an eyleme geçebilirim.

 

Sen abone olacaksın ben karantinayı alıp, sonra da yakacağım.

 

Hükmüm: Ekranlarda dönüp dolaşan hadiselerde, Erdoğan ve hükumeti tamamen suçlu dahi olsa, bununla birlikte Gülen ve cemaati tamamen haklı dahi olsa Gülen gözümden çok düştü, çoooook çooooooook!!!

 

Gülen'i ne çok savundum ben!!! Solculara, dinsizlere karşı savundum Gülen'i... F bilmem neyi dediler ama ben savundum Gülen'i... Okyanus ötesi dediler, ben yine savunmaya geçtim... Hep savundum, hep savundum...

 

Ama ne oldu şimdi, şimdi ne oldu!?!

 

Malum...

 

Bazı yazılarımda da işaretlerimi vermiştim. Esasında Gülen'i bir taraftan savunurken diğer taraftan şüphelerim de vardı. Hep bir hikmet aradım, vardır bir bildiği, dedim... Fakat bazı şüphelerim beynime girdi, o şüpheleri oradan atamıyordum. Yine de susuyordum... Öyle ya Allah dostuna savaş açmak, Allah'a savaş açmak gibidir... Bunu bildiğim için, Gülen ya Allah'ın sevdiği bir kulu ise, ya bazı şeyleri biz göremiyorsak... İşte bu düşüncelerle susuyorduk. Yahu en kısası yakıştıramıyorduk be!!!

 

Ben çok okurum... 28 Şubat darbesini anlamak için onlarca kitap okudum. Yani Gülen'in '28 Şubat'taki tutumunu biliyordum. Aydın Doğan medyasına verdiği röportajını da biliyordum, kartel medyasında çıkan 28 Şubat manşetlerini de... Başörtüsü ile ilgili sözlerini de biliyordum, Zaman gazetesinin o zamanki manşetlerini de... Bunların hepsini biliyordum, bunları yıllar önce kitaplardan okumuştum ama insan kolay kolay kabullenemiyor... Yani bütün bu okuduklarımı iyiye yordum hep...

 

Mesela bir örnek vereyim... Bir gün yine bir 28 Şubat kitabı okuyorum... Kitabın arkasında Gülen'in kartel medyasına yaptığı bir röportajı var... Okuyorum... Şaşırıyorum... Dönüp başa bir daha okuyorum, bir daha, bir daha... Her okuyuşumda hep aynı manayı veriyorum, Gülen'in sözleri için... Yani 28 Şubat darbesini yapanlar var ya... Ha işte bunlar yaptıkları işte doğru iseler iki sevap alırlarmış, eğer bu darbecilerin yaptıkları yanlış bir iş ise bir sevap alırlarmış... Evet, aynen bu manaya gelen şeyler okudum. Bunu ilk okuduğum zaman çok üzülmüştüm. Hayal kırıklığına uğramıştım. Esasında bu durum benim uyanmam için yeterli idi ama bir taraftan Gülen'in kitaplarını okuyorum, yayınlanan vaazlarını dinliyorum diğer taraftan şahit olduğum Gülen'in yanlışları üst üste gelince, bu ite bir terslik var diyordum.

 

Mesela Türkçe Olimpiyatları için... Bu etkinlikleri beğeniyordum, ülke için iyi işler yaptıklarını düşünüyordum ama diğer taraftan da şüphelerim vardı. Yani.. Şimdi... İslami açıdan sorunlar olduğunu düşünüyordum... Orada genç kızlar şarkılar söylüyordu, kızlı erkekli danslar oluyordu, pop şarkıcılarının şarkıları söyleniyordu... Tarkan gibi birisinin şarkılarını da söylüyorlardı yahu... İşte bunlar benim içimdeki şüphelerimdi... Yahu diyordum, yahu bu etkinlikler güzel oluyor, ülke için faydalı oluyor, tamam... İyi de Gülen bu işe İslami açıdan nasıl bakıyordu??? Bir kaç yıl önceydi... Haydar Baş'ın özel okullarından birinin yemin töreni varmış, bir şekilde biz de bulunduk orada... Aman Allah'ım!!! O öğrenciler, o sunucular filan neydi öyle... Yarı çıplak elbiselerle... Gerisini yazmaya gerek yok... Haydar Baş bir tarikat lideri, bunu da bilin... Bu Türkçe Olimpiyatlarına da buna benzer bir gözle bakıyordum.

Ama yine de özel sohbetler dışında bunu dile getirmiyordum. Hani yakın zamanda yani 17 Aralıktan sonra birileri rüyalar görmüş... Güya Peygamber Efendimiz de Olimpiyatlara geliyormuş... O zaman Gülen ne demişti, hatırlayanınız var mı? Hem düşünüyormuş ki, acaba biz bu tür etkinliklerle İslami bozuyor muyuz... Rüyalardan sonra bu düşünceyi atmış içinden filan... Hayret!!! Ama bana da hayret doğrusu!!! Asıl bana hayret!!!

 

Ses kayıtlarında Aydın Doğan ile ilişkilerini okuyunca, o 28 Şubat kitaplarına geri döndüm... Mesela 'beceremedim bırak'' manşetini hangi gazete atmıştı... O bahsettiğim röportajı hangi gazete vermişti... Bakıyorum da bu yakınlaşma 17 Aralıktan sonra olan bir şey değilmiş, bu yakınlaşma çok eskilere gidiyormuş...

 

Neyse... Daha çok şeyler yazarım da... Kalsın... Başka zamana kalsın...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ay anneeeem çok mu üzdüm seni, çok mu kızdın bana? Tam 2-3 yıldır burnunda tütüyormuş eğlenmek. Ayy canım yaaa, ne tatlı şey yerim seni. Sataşmıyorum lan kızma. Eğlenelim mi biraz? Hı? Hadi bakalım tamam o zaman. Ama biraz yorgunum çok yoğun bi gün geçirdim, annemin yaptığı enfes börekleri mutfaktan kapıp hemen dönerim, sen otur şurda biraz.

 

Eveeet geldiiim! Çok nefis şeyler bun... aman allahım bu ne! Du bakim

Bu arada, trradomir'le alay etmek 'yakışı kalmaz' Neticede üzülmeniz 'içten bile değildir' :)

 

ııeeıı... trra burya gel! Alay..ıı.. Yakışı...ııeeıı..üzü.. allah allah.

 

Sen eğlenceli bir arkadaşa benziyorsun adamım :)

 

Ya ben yazdıktan sonra 'la garibana sert mi girdik' diye merhamet ediyorum, adam hala sataşıyor ya. Tamam 2-3 yıldır hasretini çektiğim eğlenceyi yaşıyorum, nice zamandır beni bırakan aşina mutluluğu tadıyorum ama bir taraftan da üzülüyorum ya.

Ama burdaki şeyde... du bakim... hmmm... nasıl bi bağlantı var acaba? Trra bi bağ kurabildin mi sen? Süpersonik zekalar böyle anlaşıyorlar herhalde. Bizimkisi asgari olduğu için... kuramadın mı bişey? Allah allah.. Mütereddid bilir belki, ona soralım. Mütereddid, biz bir süpersonik bi de normal olmak üzere toplam iki insan bunu çözemedik, sen çözebilirsin diye düşündük.... Efenim? Trradomir çok şey olduğu için mi? Ne olduğu için? ... ha kusursuz bir zekaya sahip olduğunu düşündüğün için,mmm.. tam şeyedemedin yani, tatmin olmadım. Nasıl yapalım.. ha nerde o yayınladığı videolarla zihinleri berraklaştıran arkadaş? Gel bakim burya. Neydi ismin senin? Miralay evet. Yav miralaycığım şu olaya bi el at kurban oliym, bi video mideo bişeyler ver de şu promlematiğin üstesinden gelelim. Olmayacak yoksa. Neyse siz birer dahiyane cevap buladurun, biz işimize bakalım. radomir sen benle gel.

 

Bak aslan, biliyorum belki üstadı çok seviyorsun, onun izinden gitmeye çalışıyorsun, ona öykünüyorsun falan ama; o toplar senin topların değil be koçum, bu ipin cambazı değilsin sen. Öyle, “eğlenmeyi çok özlemişim, dişime göre adam bulmuşum” gibi komik şeyleri, birilerinin gazıyla hemencecik sarf etme, bunlarla kıvrak zekalı gözükmezsin. O üstad yani. Ayrı bi kafa. Deha yani, anladın mı. Ha ben uyarayım seni, herkes de benim gibi kibar anlatmaz sana haa, kıymetimi bil.

 

Şu böreklerden bi lokma daha götüreyim de, senin şu ultrasonik tespitlerine geçeyim.

 

Karamazov kardeşler filan bişeyler demişsin. Üzüldüğümü belirterek, o kadar ince düşenemediğim için şuan kendimi zehirleyebilirim. hesab et artık, o derece üzgünüm. O cümleler varya o cümleler... korkma korkma ayıp bişey söylemiycem, kulaklarını dikme hemen. İşte o cümleler, normal ve asgari miktarda beyne malik olan insanlar içindi, süpersonikler için değil. seviyeni hesaba katamadığım içinde ayrıca özür diliyorum. Altın çağ (bu lafında cıvığını cıkardık sanırım) olayı kendi tekelindeymiş gibi konuşma bi kere radomirciğim, alınıyorum bak! Senin bikaç yıllık eğlence hasretini bitirmeye gelmişiz şurya, eğlenelim biraz diyoruz, ettiğin lafa bak ya! Oldu mu şimdi bu? töbe töbe... neyse.

Seni sevdim ben ya radomir. Valla bak, şeker gibi adamsın. İlk videoyu sümenaltı ettiğimide gözden kaçırmamışsın bu arada. Aferin, bi ilerleme var. Olacak olacak, inanıyorum ben. Ama ben orda sümenaltı değilde, şey yaptım, nası derler ona... dur gülme dur, yavaş.. hemen salıverme kendini. Radomirciğim bak, şimdi sen benim kibir tezime tamamen akli olduğunu iddia ettiğin cevaplar vermişsin ya, bende buna karşılık olarak attığım mesajlarda cevap vermişim. Yani sen manüpülatör dedin diye yeni baştan mı yazıyım. Yorma beni. Ama şu manüpüle olayına bi açıklık getireyim istersen rahatlarsın biraz. Bazı haberlerinde, bazı olaylar ‘yandaş’ medyada olduğu gibi, yanlış sunulabiliyor. yandaşların öyle davranması, bu yanlışı doğrulamayacağı gibi, kansere care bulmuş tıpçı gibi sevinmenide gerektirmez. Anladın? Niye biliyor musun? Bu meselede yediği balyozun acısıyla bazen, kendi üzerlerinde görmeyi arzulamadığım ve fakat benim din kardeşliğimizden mütevellit acıyarak belki, mazur görebileceğim küçük detaylardır. Kendilerine karşı geri dönülmez bir savaş açan ve bu hususta algı operasyonları düzenlemekten hiç çekinmeyen, bununla birlikte balistik füzeye benzer silahlar kullanan bir düşmana, tüfekle karşılık verilmez herhalde. Yapılan -bana göre- yanlışlıkları kabul edilebilir seviyede bir hata olarak karşılıyorum, normal şartlarda doğru bulmadığımı da gözünün içine soka soka dikkatle vurgulamak istiyorum. Uğraştırma beni! Lütfen! “malüpülatör”e bakma sen içeriğini dinle. Bide öyle dene; benim için yap nolur? Bak o kadar uğraşıyoruz hasretine son vermek için.

 

Bak kardeş açık söyliym, bi iyilik yapıyoruz hasret masret ama... sende biraz gayret göster yani! cevap yazarken, yazdıklarım karşısında ‘ne yazacam lan ben’ sitresi altında okuma, git bi elini yüzünü yıka bi rahatla öyle cevap ver. Sırf cevap verecem diye de kasma kendini. Olmuyorsa bırak bişey sanak seni. Ben sana işin raconundan bahsediyorum, sen kalkıp benim babam senin babanı döver moduna giriyorsun. Bu işi kitabına göre ispatlamak dururken, senin ceketinin astarını niye tartışayım ben yav? Miralay kurban olim gel bi video mideo paylaş. Verem etti bu beni. Hem Nolmuş yani benim tezim seninkinde daha muteber diye? He, nolmuş? Kıskandın mı? Ama verecek mantıklı bi cevap bulamayınca astara bağlamanda şahane olmuş doğrusu. Ama üzülme sen kıyamam sana, sen o astarlı ceketini getir bi ara, onuda tartışalım. Ben kararı verdim kardeşim senle tartışmıyorum. Bunada alınmazsın herhalde? Ya rado baksana bişi soracam, sen rasim ozan falan değilsin değil mi? Eğer oysan açıkça söyle, şahsiyetimi bu kadar ayaklar altına almayayım? Valla bak. Statükocumusun, müslümanmısın, realistmisin anlayamadım. Hem diyosun bu olanlar teşkilatın yolsuz adamlardan arınmasına vesile olur , hemde diyorsun ki, hırsızlık toplumsal bi hal almış yapacak bişey yok. Ne ayaksın sen ya? Bunu hangi ilkenle söyledin doğru söyle? Ahlaklı olanla mı, reailst olanla mı, bi de neydi o, ha rasyonel olanla mı? Anlamaya çalışıyorum yanlış anlama sakın. Yok yani çok etkileyici geldi fikirlerin. Hazır realist fetvanda kafama yatmışken belki bizde bi ekmek yeriz. Sahi sanada bu pastadan kırıntılar düşmedi mi? Yapma be oğlum vardır bişeyler. Yoksa niye 6000 km yolu işini gücünü bırakmak pahasına tepip gelecen. Neyse zorlamıyım ya bize ekmek çıkmayacak anlaşılan. Senin derdin altın çağ değil altınların galiba. Çalınan minareye kılıfın hazır olduğuna göre.. Altınların gitmez korkma bu kadar. Hele Müslüman olarak kabul ediyorsan kendini hiç korkma. Allah merhameti sonsuz olandır! En azından hecegan gibi halis niyetli müslümanların ve şu düştüğümüz sefil durumun hatırına acırda merhamet eder. Bu nedenledir ki ; hem hırsız, hem de varlığımızı borçlu olmadığımız bir aymazın lafına bakıp, kardeşlerimi yedirmem, arkasında dururum sevgi kelebeği. Buraya kadar olanı anladın mı? Cevabını dikkate almıycam çünkü çok acıktım.

 

Bu arada börekler soğudu yaaa. Neyse biraz tıkınayımda öyle devam edeyim.

 

 

Güzellemelerle dolu paragrafıma kısa bi değinecekmiş, vakti yokmuş küçük prensin. Ne yapıyorsa artık. Bence zahmet etmişsin birader, keşke değinmeseydin. Bu işin raconunu kabul etmiyorsun sen, neresine değineceksin? Yav ego lafı için bana kızma. Valla benim bi suçum yok bütün suç mütereddidin. O başlattı ilk. Valla ya! Ama sende yani kinayeli kinayeli laf sokmaktanda geri kalmıyorsun hani. Hem sen niye saçma olarak seninde kabul ettiğin bişey üzerine, benim söylediklerimi, pardon mütereddidin vesile olmasından kaynaklı benim söylediklerimi kalkan olarak kullanıyorsun? Niye saçmalamak için beni buna alet ediyorsun kardesim, hayret bişey ya. Ne hakla çemkiriyormuşum bak bak.. hangi sıfatımla cevap vereyim bebeğim? Hadi sen söyle. Halktan biri olarak mı, müslüman olarak mı? Birinde istifaya çağırıp, yargılatıp, mahkum ettirmem gerekiyor, diğerinde kulağından tutup yargılayıp elini kesemem gerekiyor. İki ucu pis değnek yani anladın mı. Ayrıca vatandaşlığın verdiği hakla söyleyebiliyorum bunları. Hem sen hiç saçma bi fikir koyamaz mısın ortaya? Hiç! Şimdide ben alındım, iyimi. Ha yok yok. Duada etmiş. Sağolasın kardişim, hepimizin basiretini eksik bırakmasın rabbim. Nitekim bi zamanlar sende eksikmiş, ergenekoncuların aslında ne kadar mahsum olduklarını, karıncayı bile incitemez durumda olduklarını görememişsin. Ayy yazıık.Basiret önemli yani. Allah yokluğunu vermesin. Bide bana iş de bulmuş. Hadi hadi gönlümü aldın. patent almak konusunda tereddütlerim olmasına karşın, içten içe istiyordum aslında. O değil de, nasıl yakaladın o ananası ya. Şifreliyorsun şifreliyorsun da, ya trradomir olmasaydı? Yutturacaktınız bize elmasları altınları ananas diye. Madem dinlendiğinizi biliyorsunuz, niye başka bişey bulmuyorsunuz bre gafiller. hahaha çok komikler ya. Zekaya bak sen , hayret! Gafil avladın adamları trra. Senin gibi süpersonik birinin dünya üzerinde yaşıyor olma ihtimalini, es geçmişler. Amaaaa anlamamıza vesile oldu bu. gül tabii kardişim gül bu haklı gurur senin. Mecalin kalmazsa bile sıkıntı yapma, bi şişe portakal suyu iç sonra yine devam et. Çareler tükenmez yani. Miralay, sen ne diyorsun bu işe? Bana mantıklı geldi yani.

 

Aman allahım görmemiş olduğumu var sayamaz mıyız? Kamil abi kezzap getir kendimi öldürecem. Bide sırıtmış ya. Fenerlimiydin sen? İhahahahahahaha. al bunu izlede espri gör oğlum:

http://www.youtube.com/watch?v=GpeYkm6oMlM

Bütün forum yöneticilerinden ve sakinlerinden, başta hecegan dahil, trradomir ve saz arkadaşları haric olmak üzere hepinizden özür diliyorum,hakkınızı helal edin. Normalde geveze bir insan olmamamın yanında, hakedenede aynı dil ve tavırla cevap vermeyide boynuna borç bilen birisiyim. Trradomir ve saz arkadaşlarının daha fazla çirkinleşme ihtimaline tedbir olarak, susmayı tercih edeceğimi, aynı çirkinlikle karşılık vermeyeceğimi ve astar tartışması teklifine de açık olduğumu önemle not düşerim. Bu da dilekçe sonu gibi oldu ama olsun; nezaketle karşılayacağınızı zannediyorum:) Hecegan kardeşim, endişelerinizde çok haklısınız, fakat hüsnü zanınızı bozmayın. bu dedikleriniz doğru yanlış noktasında tartışılmaya açık olmakla birlikte, hocaefendinin bizzat dinlemiş olduğum kadarıyla, kardeşlerimizin, varsa bir yanlış tarafımız, kırıp dökmeden bizimle paylaşmasını hoşgörüyle karşılarız dediğini biliyorum. Bu yüzden o kitapları yakmak yerine, biraz daha sabırlı olmamız gerektiğine inanıyorum. Sizinle bu konuyu saatlerce konuşmak isterdim ama, inanın işlerim ve eğitimim nedeniye vakitle yarışıyorum. Böyle konuları bu saygıdeğer sitede, saygıdeğer insanlarla konuşup tartışmayı çok istiyorum. İnşaallah müsait bir zamanda beraber oluruz. Hürmet ve selamlarımla...

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

ha bu arada,Dönüp dolaşıp “tehtit” dediğim olayın teknik ayrıntılarını bize verdiğin için çok müteşekkirim sevgili yurttaş, bizi aydınlattınız. Bu dahiyane tespitinizi saygıdeğer bülent arınç beyefendinin kulağına da fısıldamış olmalısınızki, o da bunu biliyor olmanın verdiği bilincle, ‘yok halimle bile yok ederim’ çıkarımı olabilecek cümleler yerine, velinimetiniz giderse sizi ham yaparlar diye, zat-ı şahaneleriniz alınganlık yapıp kızmazlarsa, tehtitler savurmuş. Hırsızlık yapıp inkar eden birisinin (artık tam anlamıyla inanıyorum) o fiili işleyenin allah cezasını versin de der, elleri kurusunda der. O nasıl bi gülüştü lan :D Bi bak bakalım araştır, bununda teknik izahı varmıymış diye. Cevap vermeseymişsin daha iyiymiş bence. Neyse. ‘hem belki algın kıttır’. Saydığın cemaatlerin desteklerini belirtmeleri,bana göre, onların ayıbıdır. Art niyet aramak istemiyorum, haddime değil zira. O büyüklerimizin uğurlarında ölmeyi dahi canıma minnet sayarım. Öyle zannediyorum ve umud ediyorum ki; yakın zamanda pişman olacaklardır, hırsıza destek verip, bir büyük insana yapılan hakaretlere, şenaatlere susup bir sillede kendileri attıkları için. Ben, sana rağmen, düştüğümüz şu sefil duruma üzülmeye devam edeceğim, ağlayacağım belki... bak sana rağmen diyorum, hesaba alıyorum seni, kıymetini bil, herkese yapmam bunu. ergenekon konusunda aynı yerdeyim sevimli kahraman, ne dediğiminde gayet farkındayım ayrıca. Sırf konuşmak için konuşma. zamanım yok ayağınada yatma. Yine bi iyilik yapıp uyarıyorum seni. Saydığın, saymadığın veya sayamadığın unuttuğun( bu kıyağımı da unutma) cemaatlerin, fraksiyonların, ekollerin, haşa, patates yetiştirdiğini söylemediğimi, ima dahi etmediğimi ve ehli sünnet çizgisinde giden müslümanlar hakkındaki düşüncelerim , yukarıdaki mesajlarımdan çok net bir biçimde anlaşılabilir. Süpersonik olduğunu unuttuğum için, sana göre anlatmayıp, onuda atlamış be selvi boylum. Rte’nin ( en hafifinden bu tabiri kullanmak istiyorum artık, bazıları kızıyor çünkü) dini anlamdaki fotolarına baktığımızda, nakşi bir geçmişi olduğunu kahve içme rahatlığında tespit edebiliriz. ‘the cemaat’ ten olmadıgı zaten ortada. Yine bu şahıs tarafından, benim en çok kızdığım, müslümanlar arasında senincilik benimcilik karmaşasında, devlet kademelerini doldururken kendi çizgisindeki, yoldaşı gönüldaşı olan adamları tercih etmek yerine neden ‘the cemaat’i seçti acaba? Kara kaşına mı sevdalandı kara gözüne mi? Hem 28 şubatta çekilin beceremiyorsunuz demiş. Mütereddidi mi çağırsak ne yapsak, bi video mideo patlatır şimdi berraklaşırız hem . Yok o miralay mıydı? Ha evet. O kadar kafa var ki konunun altında karıştırıyorum bağğzen. Bişey olmaz müdereddit de bulur şimdi, o da ismine karşın mahirdir bu konuda, inanıyorum ben. Neyse... bu saydığın cemaatlere, haşa patates gibi insan yetiştiriyorlar edepsizliğinde bulunmam, bulunamam; ancak, bahsini ettiğimiz yerlere insan yetiştirmek gibi bir ideallerinin olduğunu da senin kadar ahlaklı, realist ve hatta rasyonelist olamasamda(!), maalesefki söyleyemiyorum. Rasyonelini yesinler senin. Yine dertli dertli keşke diyorum... keşke böyle bir düşünce o güzel yerlerde de idealeşip, olgunlaşıp meyvelerini verse, ve o verişi gören olarak ben, mutlu olabilsem... keşke umuduma umut katabilme bahtiyarlığına erişebilsem... keşke 76 milyon ( genel kültüründe iyiymiş bu arada hakkını yemeyeyim şimdi ayak üstü) içerisindeki müslüman gibi yaşamaya çalışan ve de hakikaten yaşayan insanları, nicelik bakımından çetelesini tutmak yerine, niteliği üzerinden o sevimli realist kimliğinle reel bir saptamayı rastonel bir yere oturtabilsen. Ah bi de yapabilsen... 10 numara adam olacaksın ekmek kuran çarpsın. Ha bu arada eğleniyorsun di mi? Hadi kal sağlıcakla…

Share this post


Link to post
Share on other sites

. Hırsızlık yapıp inkar eden birisinin (artık tam anlamıyla inanıyorum) o fiili işleyenin allah cezasını versin de der, elleri kurusunda der. O nasıl bi gülüştü lan :D Bi bak bakalım araştır, bununda teknik izahı varmıymış diye. Cevap vermeseymişsin daha iyiymiş bence. Neyse. ‘hem belki algın kıttır’. Saydığın cemaatlerin desteklerini belirtmeleri,bana göre, onların ayıbıdır. Art niyet aramak istemiyorum, haddime değil zira. O büyüklerimizin uğurlarında ölmeyi dahi canıma minnet sayarım. Öyle zannediyorum ve umud ediyorum ki; yakın zamanda pişman olacaklardır, hırsıza destek verip, bir büyük insana yapılan hakaretlere, şenaatlere susup bir sillede kendileri attıkları için. Ben, sana rağmen, düştüğümüz şu sefil duruma üzülmeye devam edeceğim, ağlayacağım belki...

 

Dostum yanlış anlamada , yazdığın iki yazıyı da hızlıca okudum..

Yaşın kaç bilmiyorum ama, olayları aklın sıra alaya alarak lafı evirip çevirerek, saçma sapan cümleler kurarak, "Fetullahçıların" yanlışını doğru yapmaya çalışmıssın ama kusura bakma artık mızrak çuvala sığmıyor...

İnsanların çoğu onu "Hocaefendi" değil de, bir örgüt lideri gibi görüyor...

Bunun bu şekilde olmasında yüzde 70 kendi payı vardır...

Başbakanın payı 1 sene önce "Hocaefendi" leveli toplum nazarında yüzde 150 olan bir kişinin toplum nazarında "Hocaefendi" lik levelinin neredeyse eksilere yakın bir seviyeye gelmesinde sadece bu olayların neticesinde bunu ateşlemek olmuştur..

İnsanların birçoğunun "bu şahış" için gördükleri malesef üzülürek ifade etmeyelim ki, Başbakan'ın kullandığı ifadelerinin aynısıdır...

Bu algıyı istersen binlerce dersane, binlerce "Türkçe Olimpiyatı" düzenlesen toplum nazarında adına kendilerin cemaat dediği yapının, halkın gözündeki ve gönlündeki algı eksilere yakın olduğu için hiçbir şey ifade etmeyecektir...

Bence bu son olan "17 Aralık ve 25 Aralık Darbe" girişimilerinin en büyük kazancı da, gerçekte sureti haktan görünüp, münafıklık yapıp toplumun, insanların dini duygularını sömüren bir karanlık yapılanmanın açığa çıkmasıdır...

Ekonomik olarak, Türkiye zarar etmiştir, dolar yükselmiş, borsa düşmüş olabilir, ama ben işin manevi boyutuna baktığım zaman Türkiye'nin kaybettiği zararın kat ve kat fazlasını Allah'ın izni ile manevi kazanç ile elde ettiğini düşünüyorum...

Hırsızlık olayına gelirsek...

Yukarıdaki yazını bunun için özellikle alıntıladım...

Tayyib Erdoğan'ın yolsuzluk ve hırsızlık iddialarına hemen inanan ve onu direkt "hırsız" diye yaftalayacak kadar emin olan birisi, nedense Fetullah'ın ses kayıtlarından ortaya çıkan kirli ilişki ağında sonra hala ona "Büyük İnsan" diye bir cümle kullanması çok ilginç geldi doğrusu...

Klasik "Fetullahçı" mantalitesinin açık tezahürünü sergiliyorsun...

Bu mantalitede, bu halet-i ruhiyye de olan birisi için Fetullah Gülen hata yapabilir mi?

Kendileri yapabileceğini söylerler...

Ama şimdiye kadar, bu olayları takip ederseniz net görürsünüz, şu ana kadar hata yaptığı bir olay, durum sabit değildir...

Yani hatadan münezzeh değildir, ama şimdiye kadar da böyle bir vaka, vuku bulmuş değildir...

"Parelel Yapı" nın basın yayın organlarını tarayın bunu net bir şekilde göreceksiniz...

Yazarlarını, çizerlerini, entellektüel geçinen adamların yazılarını okuyun....

Bu demek isteğimi net bir şekilde anlarsınız...

Bu kadar olaydan sonra hala çok mu zor yanlış yaptım demek ha....

Ah taassub, ah taassub sen nelere kadirsin...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şimdi kaldığımız yerden devam edelim...

 

Ama ilk önce bir şey var...

 

Yeri ve zamanı önemli değil, askerlik yıllarımdı, acemi birliğindeyim... Askerliğini yapanlar bilir, yapmayanlar tahmin eder ki, orada her yere cümbür cemaat gidersiniz... Tabi bu cemaat başka cemaat... Neyse... İşte böyle bir vaziyette yemekhaneye gidiyoruz... Oranın giriş kapısına asılmış bir afiş vardı, büyük bir afiş... Afiş ortadan ikiye bölünmüş, bir tarafında güya modern bir aile, diğer tarafında cahil bir aile resimleri var... O cahil aileyi nasıl gösterdiklerini şurada yazmaya gerek var mı? O cahil aile ile aslında kimleri kast ediyorlar, yazmaya gerek var mı??? Yani...

 

Yukarıda bir afişten söz ettim ya... İşte o afişe çok benzeyen bir reklam afişi sokaklarda hangi parti kullandı??? Tabiki CHP... O değil de O reklamı sayfalarında kullanan gazete hangisi? Zaman Gazetesi!!! 90'lı yıllarda oluyor bu... Evet, Zaman Gazetesi!!! Bende bunun resmi var, duyum falan değil yani... Şimdi... Bir 10 Kasım günü malum gazetelerde tam sayfa bir reklam yayınlandı... Neydi o reklam??? 'Olmasaydı olmazdık...' gibi İslami yönden çok sakat bir sözün geçtiği reklam. İşte o reklamı yayınlayan gazetelerden birisi de Zaman Gazetesi idi. Bu arada o reklamı veren de Koç grubuydu.

 

28 Şubat döneminde Gülen hocanın birtakım sözleri bu Doğan medyasında vurucu bir şekilde ve büyük puntolarla verilmişti... Yetmedi Doğan medyasının yazarları Gülen ile söyleşiler yaptılar, kendi ekranlarında... Bu arada Zaman Gazetesinin o dönemki bazı manşetleri de bu işlerle paralellik gösteriyordu... Mesela 8 yıllık eğitim olumlu karşılandı Zaman Gazetesinde... Mesela o dönem kurdurulan darbe hükumeti için 'hayırlı olsun' manşetini attı Zaman Gazetesi... Bunlar arşivlerde var...

 

Gülen'in Aydın Doğan ile yakınlaşması malum şu sıralar... Bunlar hakkında çıkan ses kayıtları yalanlanmadı... O ananaslar, petrol bilmem neleri filan... Bunlar ortaya çıkınca, düşündüm... Diyorum ya, pek çok 28 Şubat kitabı okudum, Gülen'in ve cemaatinin 28 Şubat tavrını biliyorum ama bunları hep tevil ediyorduk işte... Yani iyi niyet gösteriyorduk... Ama bu son ses kayıtları bir nevi aklımı başıma getirdi, en azından aklıma kurt düşürdü... Demek ki Doğan grubu ile, Koç grubu ile Gülen grubunun yakınlaşması 17 Aralıktan sonra olan bir şey değilmiş, bu yakınlaşma çok eskilere gidiyormuş...

 

Bir de biliyorsunuz, binlerce kişiyi dinlemişler... Bunu savcı da bizzat açıkladı... Üstelik bu dinlemeler yasal olmayan yöntemlerle yapılmış... Gülen bir sohbetinde bir şey anlatmıştı, hatırlıyor musunuz? Bakın sohbet diyorum, ses kayıtı değil!!! Neydi o sohbet??? İşte birisi varmış, o birisi bir yere giderse onu orada tuzağa düşüreceklermiş, Gülen bir şekilde bundan haberdar oluyor ve o kişiyi oraya gitmemesi için uyarmış... O kişi kadınlarla filan olacakmış, orada ona tuzak kurulacakmış, bunu Gülen haber alıyor ve o kişinin oraya gitmesine engel oluyormuş... Böyle de daha çok bilgi varmış ellerinde... E şimdi bir tarafta binlerce kişinin dinlendiği ortaya çıkıyor, diğer taraftan Gülen'in bu sohbeti... Siz ne dersiniz bu işe???

 

Bu dinlenenler arasında Mavi Marmara şehitlerinin ailesi de varmış. Mahkeme süreçleri için dinlenmişler demek ki... Yahu bu insanların dinlenmesini kim ister? İsrail, tek kelime ile İsrail!!! Mavi Marmara saldırıya uğradığında bütün Müslümanlar ayağa kalkmıştı... Peki Gülen ne demişti bu hadise için? Bunu tekrar tekrar yazmaya gerek yok herhalde, Gülen'in o zaman ne dediğini herkes biliyordur... Otorite dinlenmeliydi filan... Şimdi bütün bunlar Güleni ve grubunu sıkıntılı bir duruma düşürürken, bir de yetmezmiş gibi Zaman Gazetesi dinleme hadisesi ile alakalı inanılmaz bir savunmaya geçiyor, işte binlerce kişi değil, sadece 40 kişi filan dinledi diyor... Bunu ne şimdi???

 

Başak bir şeyde şu... Yahu Gülen medyasının bir haber kanalı çok açık bir yalana imza atıyor... Başbakan mitingde bir kadına basmış azarı filan... Yahu haber vidyosu ile birtakım oynamalar yapılarak, hadiseyi olduğundan farklı göstermek de ne oluyor... Ayıp ya!!!

 

Zaman Gazetesinin bir yazarı ne yazmış? 'Peygamber de kıblesini şaşırttı' gibi bir şeyler yazmıştı... Hatırlayın... Gülen de 'Cebrail'e bile oy vermem' diyor. Bir başka yazar kalkmış, güya medeniyet götürdükleri insanlara 'yamyam' diyor... Bu ne ya!?! O değil de Türköne'nin 4 veya 5 kitabı var bende... Hepsini de keyifle okudum... Ama bu Türköne'in kitapta yazdıkları ile şimdi köşe yazılarında yazdıklarına bakıyorum, hayretler çekiyorum boyuna... Ekranlarda söyledikleri filan, işte bu parti kapatılmalı gibi şeyler... Şimdi ben o kitapları atmayayım da ne yapayım... Türköne'n şu sıralar yazdıkları ile bütün kitapları boşa düşüyor zira...

 

Yavuz Bahadıroğlu çok sevdiğim bir yazardır... NT mağazalarında bu yazarın kitaplarını kaldırmışlar. Bu ne şimdi???

 

Bakın şimdi bizzat tanıklıklarımı yazayım... Bizim komşumuzun bir çocuğu var bunların yurtlarında... O diyor... Erdoğan hakkında beddua seansları düzenliyorlarmış yahu... Bildiğim bir kişi Zaman aboneliğini bırakmak istiyor, bırakamıyor, bıraktırmıyorlar... Ne oluyor yahu??? Bu nasıl bir iş!!! O dersanelerdeki deneme sınavları için duyduklarım filan... Bunları bir yerlerden okumuyorum, bizzat birinci şahıslardan duyduklarım... CHP adaylarını allayıp pullamalar...

 

Şu malum dizideki Peygamber sahnesi de bana çok dokundu... Yahu böyle bir sahne Peygamber efendimize atılan bir iftiradır, bunlar bunu anlayamıyorlar mı??? Hayret!!! Mesela İskilipli Atıf hocanın da bir rüyası var, bilirsiniz... Atıf Hoca böyle bir rüyayı görmüş, böyle bir sahne usülüne uygun çevrilebilir belki, buna dahi din alimleri ne der onu bilemem. Ama ortada görülmüş bir rüya vardır, o sahneye dökülür, böyle bir şey olur da anlarım... İyi de malum dizide böyle bir rüya gören bir kişi var mı? Var olduğunu söylemiyorlar... Rüya görülmemiş herhangi biri tarafından ama bu tamamen bir senaryo halinde sahneleniyor... Yani diyelim ki, Aziz Mahmud Hüdayi'nin hayatını film haline getiriyorlar ama onla alakası olmayan sahneler koyuyorlar, sanki bunun gibi bir şey... E böyle bir şey Hüdayi Hazretlerine iftira olmaz mı? Burada da Peygamberimize iftira var bana göre... İşin bir başka boyutu daha var... Twitlerin ikiye katlanmasını Peygamberimizin istediğini belirttiler... Türkçe olimpiyatlarına da Peygamberimiz gitmiş, dediler... Bir de bu film sahnesi... Affedersiniz ama siz ne mesajı vermeye çalışıyorsunuz? Yani Peygamberimiz bile sizden yana öyle mi??? Yani bu taraftaki Müslümanlar O Sevgiliye karşı öyle mi??? Öyle değilse başka ne o zaman???

 

Neyse...

 

Şimdi bana diyeceksiniz ki, sen de ne safmışsın be kardeşim... Doğru diyorsunuz, derim...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Anlamak için fazla zorlama fayruzcuğum. O cümlem mazideki bir başka muhabbete göndermeydi, yerini buldu.

Şu son dönemde gündemle o kadar meşkul oldum ki, artık aynı şeyleri tartışmaktan, tekrar etmekten gına geldi. Seni iknaya falan kalkışacak, içerisinde bulunduğun çelişkilerle uğraşacak değilim. Dinlemeye tahammülün varsa dinle, ondan sonra beni koyacağın yere koy.

1) Erdoğan'ın hakkı olmayan birşeye tenezzül edeceğine zerre kadar inanmıyorum. Kaldı ki, Erdoğanın evinden kamyonla para çıktığını gözümle görsem, hırsızlığına hükmetmem.

2) Olmayan şeyin iddiası ne kadar kolaysa, ispatı o denli zordur. Manüpilasyonun, komplonun mantığı da bu zaten. 40 batman suyla yıkasan çıkmaz izi nasıl olsa. Montajı belgelemekten başka yapılabilecek birşey yok. İspat için GSM opeatörlerinden yer tesbiti istemeleri de sinsiliğin alası. Adamın evini, ofisini, kriptolo telefonunu gece gündüz dinle, her adımını takip et, sonra da, "bak Sümeyye o saatte evdeyse kayıt sahte değildir" de! BB'ın evini izlemediklerini, montajın profesyonelce hazırlanmadığını söylemiyoruz ki zaten. Bu sebeple o saatte canlı yayında olmaması, yahut şahısların yerlerinin tutarlılığı hiçbirşey ifade etmiyor. Yarın utanmadan Sümeyye'nin eve giriş videosunu yayınlayıp, "bak yalanmış" diye yaygara yaparlarsa şaşırmayacağım, fikrim de değişmeyecek. Mesele zihin bulandırmak.. Ne kadar koparsalar kar.

Kaydın içerisindeki -bulunursa- tutarsızlıklar dan önce sorulması gereken şu: Parti tarihinin en büyük skandalının gerçekleştiği, bakan çocuklarının içeri alındığı bir günde, dinlendiğini bile bile "şu kadar parayı şuraya, bu kadar parayı buraya kaçırıyoz, haberiniz olsun ha!" kabilinden böyle bir görüşmeyi telefon üzerinden yapmalarının hiçbir mantıklı açıklaması var mı? Böyle saçma sapan birşeye inanmamızı bekleyenler milletin aklıyla dalga geçiyorlar.


Kaydın montaj olmadığına delil olarak Amerikalı bir kurum ve TRT gösteriliyor. Ortalık o kadar toz-duman ki, kimsenin bağımsız olması gereken yapılara güveni kalmadı. İnanmak stemeyen için Tübitak raporları tüpütak raporları olacaktır.
Şu vaziyette, kaydın montaj olduğuna fizandan delil getirse inanmayacak, manüpile edecekler
.

3) 17 Aralık operasyonunun yapılış, hazırlanış, duyuruluş şekline bakıp, bir "yolsuzluk operasyonu" olmadığını, küresel güçlerin BM'ye kafa tutma, İsrail ile köprüleri atma, İranla ticarete cüret etme gibi suçların faili olan Anadoluya neşter vurma gayretinin tezahürü olduğunu görüyorum. Faillerinin -her kim iseler- sinsice çalıştıklarını, eğer BB erken davranmasa idi 2. ve 3. dalga operasyonlarla BB'ı ve yüzlerce siyasi-sanatçı-yazar-stk üyesini Silivriye gönderebilecek kabiliyette olduklarını düşünüyorum.

4) Mavi Marmara Şehitlerinin aileleri, İHH çalışanları dahil sanatçıdan siyasetçiye binlerce kişiyi sahte ihbarlarla, hayali terör örgütlerine mensup olmak iddialarıyla dinleyen, şantaj yapan, Hükumet düştükten sonra da binlerce kişiyi içeri tıkmayı planlayan, İsraile "Selam" çakanlar... Başbakan, Enerji Bakanı Ve Dışişleri Bakanlarının kriptolu telefonlarını dahi dinleyip devlet sırlarını belki de dışarıya pazarlayanlar, Suriyeye giden tırları durdurup dünyaya şikayet eden veTürkiyeyi El Kaideci ilan edenler haindirler ve alınları secdeli, Allah korkusu taşıyan insanlarlardan olamazlar.


5) BB'ın söylemleri, üslubu tartışılabilir. Bazı çıkışları ve yöntemi sevimsiz. Belki bilgi sahibi olmadığımız meselelere vukufiyetinden.. Duruşuna bakılmalı. Son derece gizlilik içerisinde çalışan, kamufile olan, bir ülkenin başbakana kadar dinleyebilecek bir gizli grubun mevcudiyeti milli güvenliğin delik deşik edilmesi demek. Hiçbir devlet, aniden toksitlenecek böyle bir yapıya kılcallarında müsade etmez.

6) Bu kirli darbeye kalkışmış paralel yapı ile, samimi niyetli cemaat müntesiplerinin ayrıştırılmaları, kurunun yanında kül edilmemeleri gerekir.

Cemaatin vesayet rejimine karşı stratejisi buydu. Sağ gösterip sol vurdu. Devletin, İslam düşmanı olan bir ksıım aleviler, ermeniler, dönmeler, yahudilerce işkal edilmiş yüksek kademelerine yıllarca süren bir emek neticesinde binbir cendereden geçerek evlerde yetiştirilen inançlı Anadolu evlatları yerleştirildi. Emniyet, askeriye ve hukuk mülakatlarında dizlerindeki namaz nişanesi seyrek tüğlerden eleniyordu insanlar.. Yıllarca o okullarda talebeler tuvaletlerde, yorgan altlarında ima ile namaz kıldılar biliyor muyuz? Daha fazlasına girmeyeyim ama bunlardan kimsenin haberi yoktu.

 

(Şuradaki başlıktan alıntı)

Emniyet, adalet, askeriye.. Devlet kadrolarını işkal etmiş ne kadar İslam düşmanı, dönme, ergenekoncu varsa millete yıllarca kan kustururken, bu insanlar buralara nasıl alnı secdeli insanları sokarız derdi ile dertlendiler. Hz. Erkam'ın evi gibi gördükleri evlerde, kimseler duymasın diye kısık sesle dinledikleri teyiplerdeki vaazlarla, Ashab-ı Kiram kıssalarıyla teçhiz edildi bu insanlar. Camilerde namaz kılan gencin mumla arandığı dönemlerde -şimdi aynı keyfiyette insan yetiştiremeselerde- onlar bu kadrolara cihat şuuruyla, hicret şuuruyla gittiler. Siyasi derinlikleri olmayabilir, ancak onlar bu yolla mücadeleyi seçtiler, muvaffak oldular. Şimdi içlerinden bir kısmı bilerek-bilmeyerek affedilemez bir günaha imza attılarsa, topyekün hepsini boyunlarında hain, haşhaşi yaftalarıyla sallandırmamız adaletsizlik olmaz mı?

(Şuracıktaki tartışmadan alıntı)

7) Şimdiye kadar, Ergenekonun, kemalistler ve bir kısım muhafazakarların ağzına sakız diye verdiği (Hocaefendinin amerikada ikameti, papayla görüşme vs) meseleler benim için miyop, yoz fikir kısırlıklarından başka birşey değildi. H.E.'yi vaazlarından kitaplarından tanıyan birisi olarak ihlasına şahittm. Cemaatteki fedakar insanların, topuklarına ulaşamayacağım insanların samimiyetlerine şahittim. Ne önceden, ne de şimdi Hocaefendi için "ihanet, ajanlık" gibi menfi söylemler sindirebileceğim ifadeler değil. (Yöntemde hatalar vardı elbet. Kabullenemeyecek dereceye varan tavizler mesela.. Başörtüsünden tut, kemaliste giden oylara, sınavlardaki hukuksuzluklara, hristiyana el öptürmeye, mavi marmaraya kadar.. Dinen asla tasvip edilemeyecek noktada duran meseleler..)

Fakat, Cemaatin şu anki duruşun
hiçbir izahı yok benim için. Geziden beri, altında hangi sebep yatarsa yatsın hükumet aleyhine tavırlarını tasvip edilebilir bulmuyorum. Derdin yolsuzluk olmadığını bile bile pişkin pişkin milletin aptal yerine koyulmasına tahammül edemiyorum. Ne yani, takiyyeyi kemaliste yaptın, şimdi müslümana mı yapıyorsun? Azıcık güçlenince silahın kardeşine mi dönecekti? Bu "asıl biziz" tavrı da nereden çıktı? Köprüyü geçinceye kadar mıydı ihtiram?

İş buraya gelince insanı şüphe kurdu sarıyor. Acaba büyük oyuncular nazik noktalardan yakalayıp mecbur mu bırakıyor, acaba farkında olmadan birilerine alet mi olunuyor, Hocaefendi. acep içeriden bir ihanete mi kurban gidiyor, acep yönlendiriliyor mu vesair vesair..

Bu düşüncemi kuvvetlendiren delillerimi bahis mevzuu ettiğim şuracıktaki başlık.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest
This topic is now closed to further replies.

×
×
  • Create New...