Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

gulbeyaz3424

Üye
  • Content Count

    180
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    15

Posts posted by gulbeyaz3424


  1. Aslında hep iki çocuk hayal etmişimdir.Kız olursa Zeynep (Alişan Efendimizin güzeller güzeli torunu Hz. Zeynep gibi iffetiyle,güzelliğiyle,ALLAH'ıma olan itaatiyle,ve zalime karşu boyun eymemesi ile gözleri ve yürekleri dolduran bir dilber...Zeynep iffetin ve zulme boyun eğmemenin habercisi bana göre..)

     

    Eğer oğlum olursa da Muhammed İkbal(Pakistan'ın Mehmet Akifi gibi olacak..Mutasavvıf bir anne ve babanın çocuğu olacak.İlk Kuran-ı Kerim'i öğrenecek.Adı gibi yaşayacak.Bereketli,bahtlı,mutlu ve ALLAH'a dönen olacak inşallah.Bu arada ikbal kız adı değil bilginiz olsun...)

     

    Mevla iki meyveden de tatmak nasip etsin herkese.Ağacı meyvesiz,tohumu fidansız bırakmasın...

    Amin...


  2. Bu arada o kadar sinirlendim ki yazarken unutmuşum...Arkadaşlar bu vb adamlara verilebilecek en önemli cevabı başbaban verdi bugün zaten

     

    ''1492 yılından itibaren, yani 15'inci yüzyılın sonlarından itibaren binlerce Musevi aile, İspanya'dan engizisyondan kaçarken onlara Osmanlı devleti, yani bizim dedelerimiz kucak açtı. Bunu söylediğimizde bazı Museviler bundan rahatsız oluyor. 'Niye ikide bir bunları hatırlatıyorsun-' diye... Tarih bilmiyorsunuz da onun için. Eğer Sarkozy Türkiye tarihine bakarsa, eğer kendi ailesine, kendi aile şeceresine şöyle bir derinliğine bakarsa, orada Türkiye'nin, Türklerin yardımından, hoşgörüsünden, şefkatinden başka hiçbir şey görmez ve göremez.'' Size birde tarihi bir belge göstermek istiyorum. Türkiye ziyareti esnasında Sarkozy’e de hediye etmiştim. Sanırım okumamış.

     

     

    .

    Fransa'nın Cezayir'de yaptığı soykırımı babana, Türkiye'nin kurtardığı Musevileri de dedene sor Sarkozy

     

    diyerek vermiştir...

     

    https://www.facebook.com/photo.php?v=333597476668276

     


  3. Açıkçası bu adam bana hiç de samimi gelmiyor.Söylediği çoğu şeyin çarpık bir zihniyetin ürünü olduğunu düşünüyorum.Ayrıca burada söz konusu olan soykırım neden Ermenilere gelince soykırım oluyor da neden bize gelince hiç kimse birşey demiyor anlamıyorum.Bu tarihneden hep madalyonun tersinden gösteriliyor bize anlamadım?

     

    Soykırım bunların dediği şey değil aslında."ırk, milliyet, etnik ve din farklılıkları nedeniyle insan gruplarının yok edilmesi"demektir.Soykırım dediğimiz zaman,nazilerin Yahudilere ve diğer etnik gruplara karşı giriştikleri kitlesel kıyım gelmeli akla bence.1939-1945 yılları arasında 5-6 milyon Yahudi, 3 milyondan fazla Sovyet savaş tutsağı, birer milyondan fazla Polonya ve Yugoslavya sivil halkı, 200.000 civarında Çingene ve 70.000 özürlü insanın canı hunharca katledilmiştir.İşte asıl soykırım budur.

     

    Aslında bizim yaptığımız Ermeni iddia ve yalanlarının aksi yönde olarak,1915 yılında Doğu Anadolu bölgesindeki Ermenilerin daha güvenli topraklara göç ettirilmesi uygulaması, Ermenilerin ve cephelerin güvenliğini sağlamaya yönelik bir harekettir ve soykırımla hiç bir ilgisi yoktur. Ermenilerin Doğu Anadolu'da savaş ve göç sırasında kayıplar verdikleri doğrudur. Ancak bu kayıplar, Doğu Anadolu'da yaşanan savaş ve isyanlar nedeniyle asayişin sağlıklı olarak sağlanamaması, araç, yakıt, gıda, ilaç yetersizliği, ağır iklim koşulları ile tifüs gibi salgın hastalıklar nedeniyle meydana gelmiştir. Hiçbir şekilde kasıtlı ve planlı bir katliam söz konusu değildir.Amaç sadece onları korumaktan başka bişey değildir.Ama anlayana..

     

    Hem Ermeni tarihi incelendiği zaman bu gibi bir çok göç olayı vuku bulmuş tarihlerinde...İyi de arkadaş tarih boyunca sayısız sürgüne tabi olan bu Ermeniler,bunların hiç birini görmezlikten gelip de nasıl oluyor da sadece 1915 tarihinde Osmanlı'nın yaptıoğı son derece haklı sebeplere dayanan mübadeleye tabi tutulmaları hangi akla hizmet "Soykırım"diye adlandırılıyor bunu anlayamıyorum.Bu saçma ve akıl almaz tavır yüzünden Türkiyemizin bütünlüğünü bozmaya yönelik bir politika ürünü değil de nedir?Hem de Balkanlarda yaşanmakta olan "Gerçek"soykırım hareketlerine karşı seyirci kalıp da bu adamın Ermeni soykırımına destek olma çabası nedir anlam vermiş değilim.Bu destek bu politikanın apaçık göstergesidir bence.O yüzden de bu Can Dündar olacak adamın samimiyetine inanmıyorum...


  4. Bence ezici çoğunluk 19-25 sanki.Açıkara farkla birinci.Bu da bence nasıl bir sonuca götürür biliyor musunuz?Cahil,hiç bişeyden anlamayan 400 kelime ile düşündüğünü ifade edebilen bir gençlik yerine;düşünen,okuyan,gören ve konuşabilen bir gençliğiz ne güzel.Hadi ALLAH muvaffak etsin... :D)

    • Like 1

  5. BİR AYET...

     

    الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ

     

    Ellezî halakal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâ(amelen), ve huvel azî zul gafûr(gafûru).

     

    " O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.

    (Mülk,67/2)

     

     

     

    BİR HADİS...

     

     

    Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)

    Enes'in (r.a.) naklettiğine göre: Hz. Peygamber (a.s.) büyük günahlar olarak şunları saydı: "Allah'a ortak koşmak, ebeveyne eziyet etmek, cana kıymak ve yalan söylemektir."

    Müslim, İman, 144 (l, 91)

     

     

    BİR DUA...

     

    O Hz. Eyyub ki;

    Çok şiddetli bir hastalığa yakalanmış ,hastalığı uzun sürmüş ve dahî çeşitli imtihanlara, musîbetlere maruz kalmıştı.. Fakat tüm musîbetler, O’nu hep sabredici bulmuş ve SABIR KAHRAMANI ünvanını almıştı.. Sonra imtihan daha da şiddetlenmiş, hastalık o kadar ilerlemişti ki; Allah’ı anan diline ve kalbine zarar vermeye başlamıştı. İşte o zaman Kendi bedenî sağlığı için değil, Allah’ı anmasına zarar gelmemesi için, O’na(CC) şu şekilde dua etmişti; “Rabbi İnnî messeniyedurru ve EnteErhamurrâhimîn” “Bana zarar dokundu, Ey Rabbim sen en merhametli ve en şefkatlisin” Bunun üzerine Allah, O’nun sabrına ve halis niyetine hürmetle şifa vermişti..

     

    Hz.Eyüp Rabbinden gelen maddi ve manevi olan bütün sıkıntılara dert ve kederlere bu şekilde dua edip Rabbine sığındı.Biz de başımıza gelecek her türlü belalardan,sıkıntılardan,dertlerden,kederlerden,müsibetlerden,aile içi huzursuzluklardan Rabbimize böyle sığınalım,aynı duayı dilimizden süşürmeyelim ki Rabbim de bize acıyıp sıkıntılarımızı gidersin..

     

     

    Amin...

    • Like 3

  6. Benden olsa olsa Mete Han olur sanırım.Türklüğün adını dağların ardına kadar yazdırırdım.Benim ve milletimin damarında bulunan o kan ne Çin Sedleri aşardık bu benlikle:)

     

    Benden olsa olsa Mete Han olur sanırım.Türklüğün adını dağların ardına kadar yazdırırdım.Benim ve milletimin damarında bulunan o kan ne Çin Sedleri aşardık bu benlikle:)


  7. Birgün Mevlana eve girer ve eşi ona sorar;

    - Bu kadar aşıksın Mevlaya, şükürler olsun bu aşkı yaşayıp yaşatana

    peki bana ne kadar aşıksın der; Mevlana eşine şöyle der;

    - Sen benim;

    Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevişim,

    Bir adım gelene on adım gidişimsin…

    Ve herkesi olduğu gibi kabul edişimsin…

    Sen benim;

    Bugünüme şükür ve…

    yarınıma dua edişim,

    Azla yetinişim,

    çoğa göz dikmeyişimsin,

    Ve kapanmayan avuç içimsin…

     

    Okudum bi yerde hoşuma gitti paylaşmak stedi.Keşke herkes eşine bu denli ince olabilse...

    • Like 2

  8. BİR AYET...

     

    رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ أَنتَ وَلِيِّي فِي الدُّنُيَا وَالآخِرَةِ تَوَفَّنِي مُسْلِمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ

     

    (Rabbi kad âteytenî minel mulki ve allemtenî min te’vîlil ehâdîs(ehâdîsi), fâtıras semâvâti vel ardı ente veliyyî fîd dunyâ Vel âhıreh(âhıreti), teveffenî muslimen ve elhıknî bis sâlihîn(sâlihîne)

     

    "Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyaların tabirinden bir ilim öğrettin Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canımı müslüman olarak al ve beni salih kulların arasına kat!" (Yusuf 101)

     

    BİR HADİS...

    Ebu Hüreyre radıyallahu anh'danrivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

     

    "Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teala, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır

     

    Adil devlet başkanı,

     

    Rabbına kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç,

     

    Kalbi mescidlere bağlı müslüman,

     

    Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan,

     

    Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine "Ben ALLAH'tan korkarım"diye yaklaşmayan yiğit,

     

    Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse,

     

    Tenhada ALLAH (cc)için gözyaşı döken kimse

     

    Hadis-i Şerif(Tirmizi)

     

    BİR DUA...

     

    Hz. Adem: Hz. Adem ve Havva dünyaya gönderilince hatalarından dolayı çok gözyaşı dökerek “ Ey Rabbimiz, biz nefsimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve merhamet etmezsen şüphesiz hüsrana düşenlerden oluruz". (A’raf 7/23)

    • Like 5

  9. Âmâlimiz,efkârımız ikbâl-i vatandır,

    Sehaddimize kal'a bizim hâk-i bedendir,

    Osmanlılarız,ziynetimiz kefendir...

     

    Kavgada sehadetle bütün kâm alırız biz,

    Osmanlılarız,can veririz nâm alırız biz...

     

    -Namık Kemal

    (Yavuz Bahadıroğlu,Biz Osmanlıyız/2006 Eserinden alıntı)


  10. Arkadaşlar konuyu şimdi gördüm.Tek tek okudum yazdıklarınızı.Biliyor musunuz bir İmam Hatipli olarak bende o başörtüsü yasağının bir parçasıyım.Konuyu okudukça o eski anlar geldi aklıma.Bazen böyle zaman zaman gelir de gözyaşlarıma engel olamam biliyor musunuz?

     

    İmam Hatip'liyim evet.Son orta bölüm mezunuyum.Benden sonra ani bir kararla İmam Hatip'in orta bölümü kapanmış ve değişmeye alışkın olan eğitim sistemi,karmakarışık bir hal alarak 8 sene kesintisiz eğitime geçilmişti.İlk başlarda doğru bir şey yapıldığını düşünüyordum.Helal olsun be artık ülkede cahil halk kalmayacak.Eğitimli kültürlü insanlar ortada dolaşacak derken karanlık bir şafağın başlangıcında olduğumuzu nerden bilebilirdim ki?

     

    Eyüp Anadolu İmam Hatip Lisesi 4 bloktan oluşuyordu.Bunun 3 bloğunda kızlar vardıiO dönemde biz öyle bir şuurla yetiştiriyorduk ki anlatamam..O dönemin imam hatiplisi de bir başkaydı ama...Etekler topuklara kadar bol beyaz gömlek.Gömleğin üstünde vucut hatlarını belli etmeyen topuklara kadar bir pardesü ve ya bol bir hırka.Eşarp lacivert tek tip forma.Saçın tek teli görünmüyor,yüzde sade ve doğal bir güzellik.Secdenin vermiş olduğu nur ve duanın vermiş olduğu bir suhulet ve inşirah...Erkek kızı görmez kız erkeği.Erkekten kıza arkadaş olmaz kızdan erkeğe.Eğer olursa karısı kocası olacak.Ve emanet yerini bulacak.

     

    Gel zaman git zaman lise sıralarına geldik.Eyup İmam Hatip artık 2 blok.Karma sınıflar var bazı yerlerde.Etekler diz üstü,ayakta convers,üstünde kot ve ya deri kısa bir mont.Başında örtü yok.Okulda bir cami yapılmış bahçeye devasa büyüklükte ama namaz kılan sayısı bir elin beş parmağını gezmez.Cumaya gelecek adamı imam minareden anonsla çağırıyor.Erkekle kız arkadaş olmaktan çıkmış,tabiri caizse karı koca gibi yaşıyor.İmam Hatip şuuru mu?Çoktan ölmüş üstüne toprak atan atana...

     

    Gazeteler ve televizyonlar bağıra bağıra bizi konuşuyor o dönemde.İmam Hatibi gizlice çekmeye çalışan gazeteciler var.Amaç Uğur Dündar'lı televoleli kanallarda "Şok!..Şok!..Şok!...İmam Hatipli nasıl namaz kıldı?""Biri bu irticai faaliyete dur desin.""Biz çocuklarımızın namaz kılmasını değil bale yapmasını istiyoruz"şeklinde saçma cümleler savurmak etrafa.

     

    Bir sabah yine okula gittim.Her zamank gibi geç kalmışım derse.Bir yandan söyleniyor diğer yandan da geç kalmamak için koşuyordum.Derken Arif Ali hocamı gördüm.Okulda bir kalabalık vardı.Ne oluyor ne bitiyor anlamaya çalışıyordum.Ama aklım almıyordumOkulun önünde kameramanlar ordusu.Beni görünce çekmeye başladılar.Bu sırada okula girdim.Arif Ali hocam;"Gülüm doğru sınıfa.Olaya katılma son senen yakma kendini" dedi."Hocam hayırdır!" dedim."Türban için eylem yapıyorlar" dedi.Gülbeyaz hiç duru mu?İmam Hatipli uyanışa geçmiş ben yerimde sayar mıyım?Koştum gittim eylemin ortasına."Vay başkan" dedi çocuklar.Oturdum oraya.Ali Arif hocam sesleniyor."Kızım yapma".O sırada polisler doldu okula.Bizi araca bindiriyorlar.Ama polislerden kimi ağlıyor "Yapmayın ananız bacınız yok mu"diyoruz."Bacım yapma geç araca" diyorlar.Böyle davrananın elinden kurtuluyorsun sonrasında bir başkası çekiyor elindeki sıkı plastikten yapılan jopu sırtına öyle bir vuruyor ki öylesi yok.O acıyla bağıran gençler düşünğn onlarca ALLAH-U EKBER diye bağırıyorlar resmen.Tekbir sesleri çıkıyor erkeklerden kızlar hep bir ağızdan ALLAH-U EKBER...

     

    Derken elinden cüzdanın,telefonun alınıyor(O zaman A1018,3210,5110 telefonlar var.)kuruş parasız seni alıp Gaziosmanpaşa'nın en ucra köşesine bıraktılar bizi.Başörtüsü uğruna,namusumuz ve İslam'ım şerefi uğruna %99 müslüman (!)bir ülkede yemediğin dayak kalmıyor ve çaresiz katlanıyoruz heşeye..Aslında o yediğimiz dayaklar da,o bize söylenen küfürler de hepsi dinimize vurduğumuz baltanın sonuçları.

     

    Derken bunca acı içinde ÖSS ye girdim.Alemin hayalinin yetişemediği yere,Marmara İşletmeye yerleştirildim onca puan kırılsa da.Ancak asıl maraton şimdi başlıyordu.Öyle seviniyordum ki.Bir İmam Hatipli olarak bu okulu kazanmak öyle gurur verici bişey ki anlatamam.Yüzüm hep gülüyordu.Şafak artık gelmişti.Ama ben öyle sanıyordum:)

     

    Marmara'ya kayıt olmak üzere evraklarımı tamamladım okulun yolunu tuttum.Okulun kapısında bir güvenlik görevlisi "Dur!" dedi."Ben mi?Niye ki?"dedim."Başındakini çıkar öyle gel dedi."Nasıl yani?" dedim."Başını aç gel" dedi.Etrafa baktım kızlar ağaç dibinde,kapı önünde vb yerlerde başlarını açmışlar öyle giriyorlar okula.Dedim "Burada nasıl olur kızım rezil olmak var işin ucunda.Başka yerde aç" dedim kendi kendime.İstanbul'u bilenler bilir,Marmara veterinerlik karşısında Numune Hastanesi var.Aradaki mesafe taş çatlasın 250 metre.Oraya gittim.Tuvalette başımı açtım.Çıktım dışarı.Adım attıkça millet bana bakıyordu sanki.Dışarı çıktım yürüyorum bir baktım arabalar üstüme geliyor.Sabki herkes benim tesettürlü olduğumu biliyor ve "Utanmaza bak!Terbiyesiz başını açmış.İslam için yaşıyor birde!"diyecek sanıyordum.Öyle utanıyordum ki.Sokakta sanki çıplak gibiydim.Örtüsüz,savunmasız,kimliksiz biriydim.Ağlamak istedim ağlayamadım.Gururum,onurum herşeyimi kaybettim.Kapının önüne geldiğimde o 250 metre olan yer bana sanki dünyayı 20 kere dolaşmışım gibi geldi.Kapının üstüne elimi koydum içeri doğru baktım,bana başını aç diyen güvenlikçi"Oh olsun!Beter ol!"der gibi gülüyordu.Yanında da bana acır gözlerle bakan biri bayan 2 kişi daha.Alaylı ifadeler,bakışlar..O stresle bayılmıştım okulun kapısında..Gerisini hiç hatırlamıyorum

     

    Öyle utandım Hayatımın en kötü günü bu gündü.Düşünsenize belli bir yaşa gelmişsiniz.O yaştan sonra örtünün ne olduğunu anlamışsınız.Kapanmışsınız ve o günden sonra saçınızın telini kimöse görmemiş.İslam ruhu ve İmam Hatip şuuru benliğinizi sarmış.Ama bu utancı yaşamışsınız.Tasavvur bile edemezsiniz bu ruh halini.Anca yaşayanlar bilir...

     

    Şimdi bakıyorum da aradan yıllar geçti.Biz neydik şimdi ne olduk?O örtünün ne olduğunu bilip gerçek manada çarpıştık.Bu uğurda hakir görüldük,horlandık,dayak yedik en ağır hakaretlere maruz kaldık.İkna odaları gördük.Mahalle baskısıyla baş kapanıyor denildi.(Laf örtünmenin de mahallelisi mi olur;)Namaz kıldığımız için dersten atıldık Başörtülü olduğumuz için derse alınmadık.Neler gördük neler...Ucu karanlık şafakta İslam ışığı o şafağı aydınlatacak biliyorum ve bekliyorum...Ama o zamana kadar en azından o güne kadar dinimi %99 u müslüman(!)olan ülkemde rahatça yaşamak istiyorum.;inanmadığı için gönlü ve küçücük beyni tesettürlü olanlardan değil,gönlüm ve beynim inandığı için başım kapalı olsun istiyorum. DİNİMİ YAŞAMAK İSTİYORUM...


  11. Açıkçası polemik oluşturmak için söylemiyorum.N'olur kimse beni yanlış anlamasın.Ama bildiğini söylemeyenlerden olmak istemiyorum.Bu yüzden söylemek istiyorum.Ama ben söyledikten sonra tartışma çıkmasını da hiç istemiyorum.

     

    Sigara haram mı,mekruh mu,caiz mi konusunda çeşitli içtihatlar bulunmakta.Kimisi haram diyor kimisi mekruh.Halk genelde mekruh olduğu kanısında bir görüş birliğine varmış.Şimdi sigara içmenin hükmü sorulsa çoğunluğumuz kesin mekruh ve ya caiz diyeceğiz.

     

    Bundan 9 sene kadar evvelliyatından bir gazete haberi hatırlıyorum.O yıl İmam Hatip son sınıf öğrencisiydim.İslam alimleri Suriye'de toplanmış ve bazı konularda (haram helal mevzularında ve neden haram olduğu konularında)bir kurltay toplanmıştı.Yanlış hatırlamıyorsam Uluslararası İslam Şurası filandı sanırım adı.(Adından tam emin değilim tekrarlayayım.)

     

    Bu toplantıya katılan ünlü alimler sigara alkol ve neden haram olduklarını konuşurken;sigaranın haram olduğu konusunda hemfikir olmuşlar.Gerekçelerini söylerken

     

    "Bir şeyin haram olabilmesi için 4 şart olmalıdır.

     

    1) Sigara insan sağlığına yüzde yüz zarar verdiği için HARAM dır.

    2) Sigara yüzde yüz israf olduğu için HARAM dır.

    3) Sigaraya çocukların ve fakir fukaranın rızkı verildiği için HARAM dır.

    4) İçmeyenlerin yanında içildiği zaman HARAM dır. Buna birde kul hakkı girer."demişler

     

    Şimdi sigara mekruh ya da caiz diyenlere sormak istiyorum.Dayanağınız nedir?.Ama dediğim gibi tartışma ortamı olmadan sadece bunun mantığını öğrenmek için soruyorum. Neye inanarak ve ya güvenerek sigara helal ya da mekruh diyeceğiz? Delillerle ben söyledim.Yani sonuç olarak ben diyorum ki sigara %100 HARAMDIR...Şimdi sıra mekruh ya da caiz diyen dillerde.

     

    N'olur beni yanlış anlamayın.Yani kibirden ukalalıktan ALLAH'a sığınırım ama cidden sigara güzel bişey değil.İçenleri bırakmaya davet ediyorum.İmkanınız varsa fakir fukaraya verin parasının yarısını.Yoksa da çoluk çocuğunuza yedirin.Cebinize 1 kilo çekirdek doldurum yiye yiye gidin.Sigara haram.Yazık sağlığınıza da zamanınıza da.Yakmayın şu sigarayı da,ahiretinizi de.Şimdi sigaranın haram olduğunu bilen kim bilir kaç kişi bırakmak isteyecek.

     

    Temiz bir toplum için dumansız hava sahası:)))


  12. 269448_233204740039365_189505877742585_1008184_7271757_n.jpg

    311372_297865436906628_189505877742585_1292298_1637572294_n.jpg

    383196_330412670318571_189505877742585_1398632_495848570_n.jpg

    :Esasen bu resimlerin 3 ünün de vermek istediği mesaj aynı.İnsanın çaresizlik karşısındaki davranışları anlatılıyor.Bir nevşi sışavurum.Çocuk bakışlarıyla anlatmış.O kalem ve el de çaresizliğini dışavururken "Benim için tek çıkar yok"mesajı verilmek istenmiş.Son olarak o boş oda da çaresizlikte düşülen boşluğu anlatmış işte bu...


  13. 383196_330412670318571_189505877742585_1398632_495848570_n.jpg

    Bu resimdeki çocuğun yüzüne bakarsanız insan oğunun yüzündeki çaresizliği anlatmaktadır.Aynı zamanda da hiçlik ön plandadır.Yüzdeki mimikler nasıl bir boşluk içinde olduğunun göstergesi.Can yanması değil düşündüren şey.Çaresizliğinin nereye varacağı.Socunu ne olursa olsun insanoğlunun yaşadığı çözümsüzlük var yüzünde...


  14.  

     

    arkadaşım burada açıkça görülüyor ki Hz. Halid bin Velid (r.a.) gibi bir sahabeye karşı "Allah muhafaza buyursun" ki bir kastın var. Hazreti Halid bin Velid ra da Allah rasulu sav in sahabelerindendir ve başımızın tacıdır. sen hazreti halid bin velid ra dan bahsederken sadece onun ismini yazıp, kendisinden bahsederken, sıradan birinden bahsedercesine takınmış olduğun üslup bir önceki yorumumda bir nebze olsun kapı araladığım "haddinibilme ölçüsünden" uzak olduğunu ispatlamış olmaktasın.

     

    Allah Rasulu sav Hazreti Vahşi ra ı bile affetmiş ve o da sahabeler arasındaki yerini almış ve başımızın tacı olmuştur. Hazreti Maiz ra zina işlemiş suçunu itiraf etmiş ve recm edilmiştir. Allah Rasulu sav e gelip pişmanlığını dile getirmiş ve suçunun bedelini recm ile ödemiştir. Peygamber Efendimiz sav de onun tövbesinin kabul olduğunu beyan etmiştir.

     

    Allah Rasulu sav "hepiniz hata edicilersiniz" buyurmaktadır. Lakin ashabı kiramın varsa hatalarını araştırmak, marifetmiş gibi ortaya dökmek, ve hatta edepsizliğin uç noktalarına varıp onları birde ifadelendirirken "hazret" ve "r.a." dan mahrum bırakarak, "sahabe" oldukları gerçeğini yok sayıp, neticede de onlar hakkında kendi kuru akıl ve bön mantığınla bir sonuca varman ne büyük bir delalettir.

     

    ilk yazdığım yorumu da anlamamışsın besbelli. ben sana haddini bil diyorum ama sen bende had ne gezer tarzında bir cevap yazıyorsun.

     

    arkadaşım her meseleyi hallettik de ashabı kiramın arasındaki ihtilaflar mı kaldı, kalsa bile zaten bizim haddimiz değil.

     

    sen bırak bunları da abdestin, namazın ne kadar düzgün onlara bak, istibran ,istincan düzgün mü onları araştır. yazık etme kendine...

    Hocam inanın çok güzel bir cevap olsun.Ayakta alkışlıyorum.Hele ki sonda gelen dip not insanın kafasına kazınır vaziyette:)


  15. Çok şaşırdığımı söyleyeyim. Açıkçası 1, 2, 3 hadi bilemedin 4. mesajda üyelik silinir diye tahmin etmiştim. :) Karşılıklı istifade etmek dileğiyle.

    Sizi şaşırtan ne açıkçası çok merak ettim.Burada Hakk konuşur Batıl susar.Doğruyu söyleyenin 10. köyden seslenmediği bir aileyiz biz.Emin olun çok istifade edeceksiniz...


  16. merhaba

    siteye girmeyeli aylar, belkide yıllar oldu.. çok şey değişmiş bu süre zarfında.. site kendini yenilemiş.. o zamanlardan biçok arkadaşım artık siteye girmez olmuş.. siteye girince o eski günler geldi aklıma..siteyle tanıştığım. üye olduğum günler. yurtta bilgisayarda sıra bulabilmek için bekleyip sıra gelince ilk iş bu siteye girdiğim günler.. eski günler yani.. geriye dönüp bakıyorum aradan kocamaaan 5 yıl geçmiş.. ama zaman siteyi daha da güzelleştirmiş..emeği olan herkesten allah razı olsun.. sitede yine eskisi gibi aktif olur muyum bilmiyorum..zaman göstericek ..çünkü geçen zaman hayatıma farklı sorumluluklar yükledi..yine de herşeyi zaman göstericek.. selametle kalın.. hayırlı akşamlar sevgili site sakinleri..

    hoş geldiniz.Rabbim istifadenizi ziyade etsin...


  17.  

    Bana şu kısmı delilleriyle ispat ediniz. Güvenilmez adamdır derken kast edilen ne? Hadisteki rivayet usullerinden "zatp ve adl"den hangisinde ne kabahat görmüş? Allah'ın izniyle İmam-ı Azam'ın hiçbir kavlinde ve de içtihadında Efendimiz'in sözüne tenakuz teşkil edecek hele Kur'anla çelişecek hiçbir mevzu yoktur. Bulmaya çalışan gitsin evvela samanlıktaki iğneyi çıkarsın. Belki Buhari'nin şafi olması hasebiyle (hocam derste dedi) şafi mezhebinin görüşlerine yakın hadisleri, fıkhı bapları kaleme aldığı için kısmen Buhari'nni Sahih'inde İmam-ı Azam'ın içtihadına ters hükümler bulunabilir yahut İmam-ı Azam'dan hadis rivayet etmemiş olabilir. Asla rivayet edip etmediğini de hocamdan öğreneceğim. Siz de elinizdeki eserden midir nereden bu savınızı ortaya attıysanız rica ederim iyice arz edin. Zira biz biliriz ki aklın yolu birdir (mezhep farklılıkları, içtihadi konularda bir takım farklılıklar müstesna) Efendimiz'den rivayet edilen mütevatir, sahih bir hadis birinin kendi mezhep anlaşıyına uymuyr diye hele de adama garezi var, huylanıyor diye rivayet etmemezlik olmaz. Ki Buhari'nin hadis tespiti, tedvini gerçekten çok sıkı şartlar altında olmuştur. Kalkıp bu tarz bir iddiade bulunmanız gerçekten "vehamettir"!

     

    Kesinlikle burada katılıyorum.Yani bilen var bilmeyen var.Bu konuda açık olarak delille açıklanırsa eğer ona göre neyin ne olduğunu bilende bilmeye de anlar istifade eder.Çok yanlış bir cümle olmuş.Delil ve ispatı şart...


  18. Güzel olmuş, hatta fazla başarılı bu yüzden bence olmaz, olmamalı yani. İlk bir buçuk dakika mübarek bildiğin slow şarkı, birazdan Ümit Besen, Sezen Aksu devreye girecek diye bekliyor insan. Bilmiyorum Üstad'ımız sağ olsaydı tasvip eder miydi? Allah muhafaza kemikleri sızlıyordur diye düşünmeden edemiyorum. Bence Kuşkaya bu işi daha mütevazi, daha sakin yapıyor. Bilmiyorum ben pek sıcak bakmıyorum böyle müzikli, şarkı havası verilmesine. Denilebilir ki Üstad'ı bu sahada da duyurmalı, tanıtmalıyız millet Hayko mu dinlesin Ceza ile bol bol kafa mı sallasın? Kendilerince haklı bir zaviye olabilir ama ne bileyim ama benim içeme pek sinmiyor.

     

    Ben sizin gibi düşünmüyorum bence doğru bir çalışma olmuş.En azından bu yönde de tanınmış olur.Hatırlar mısınız Abdulhak Hamit'in "Makber "eserini?Hani eşi vefat edince yazmıştı(lisedeki edebiyat bilgimden öyle kalmış aklımda.Yanlışım varsa hoş görün.)Bir Makber ile bile gerçekten adam aşırı tanındı.Bugün 7 den 70 e makberi bilmeyen yok.

     

    Üstadı her noktada tanımak ve tanıtmak bence en doğrusu.Ki musikinin evrensel bir dil olduğunu da unutmazsak eğer bu parçanın güzel bir çalışma olduğu görülüyor...


  19. Arkadaşlar yanlış anlamayın ama neden bunlar özellikle Efendi Hazretlernin yanında yürüyenlerin başına geliyor?Çok büyük bir haksızlık ve hadsizlik bence.Biri şehit edilir,diğeri son nefesine kadar mahkemede suçlanır bir diğeri resmen boş tehtidlere maruz kalır?En son şimdi yaşanana bakınız:Alim hapiste,zalim dışarda...Eee..Medrese-i Yusufiye diye boşa dememişler.Görelim Mevla neyler?Neylerse güzel eyler.RABBİM hayırlısını nasip etsin:)


  20. Güzel bir çalışma olmuş şiirdeki duygu fırtınası besteyle ve yorumla hissettirilmeye çalışılmış peki hakkını verebilmişler mi onu sizin takdirinize bırakıyorum paylaşılmaya değer gördüğüm için arşivinize hediye ediyorum. İyi seyirler...

     

    http://www.youtube.com/watch?v=vShI-YocarQ

     

     

    Arkadaşım izin almadım ama bu güzel melodiyi ve mısraları facebook sayfamda ve twitter da paylaştım.Ama gerçekten güzeldi.Emeğe karşı saygıyla eğiliyorum.Hakkını helal et ama paylaşılmıştır.Eğer istemezsen kaldırayım.Paylaşım hoş olmuş tekrar teşekkürler.

×
×
  • Create New...