-
Content Count
128 -
Joined
-
Last visited
-
Days Won
7
Posts posted by ali melikşah
-
-
âlemi, sûretleri, sîretleri, kelimeleri, izleri ve işaretleri zihnimin içine koyan kuvvet,
bana sükûn ve ferâhlık da verecektir elbet... -
hiç kimsenin ve hiçbir şeyin yerli yerinde olmadığı, zor zamanların sıradanlaştığı, gülümsemelerin dâhi kekremsi ve zoraki teşebbüslerle devam ettiği, hakikatin acı ama bir o kadar da çırılçıplak ortada duruyor oluşunun meydana getirdiği muammalar yığını...
-
ana râhminde başlayan bu hengâme
nihayete erecek
toprakla kemiğin kavuştuğu anda... -
Rüzgâr Bizi Götürecek (Toplu Şiirler), Furuğ Ferruhzad
Yarat Ey Sanatçı (Şiirler, Roma Ağıtları, Akhilleus), Goethe
Seçme Şiirler, Hölderlin
Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre, Gogol
Deliliğe Övgü, Erasmus
Şey (Bir Ömer Hayyam Anlatısı), Sadık Yalsızuçanlar
Ölü Ozanlar Derneği, N. H. Kleinbaum
Jurnal (Cilt 2 - 1966-1983), Cemil Meriç
Hilkatin İlk Günleri, Cevdet Karal
-
+Tek başına yaşamak zor değil mi ya Ebû Zer?
-İnsanlarla yaşamak daha zor!
"Bana kalırsa yalnız hissetmemek için bir araya gelme arzusu talihsiz bir hastalık belirtisi. Her insan çocukluğundan itibaren kendi kendine vakit geçirmeyi öğrenmeli."
Andrei Tarkovsky
-
Wittgenstein'ın 'bir şeyin adını sorabilmek için insanın zaten bir şey bilmesi (ya da bilebilmesi) gerekir. ama neyi bilmesi?' sorusunun cevabını....
Sezai Karakoç'un 'siz bilmezsiniz size anlatmak da istemem' deyişinde aramaya çalışmak neyse, öyle bir şey işte.
O şey.
-
Belki onbeş sonra olmuştur fakat tekrar okuyayım dedim.
Tolstoy, Hacı Murad
-
adına dünya diyoruz
yaşadığımız ve yorulduğumuz yere.
-
insanı niyetinden,
at'ları şakaklarından vururlar.
olsun.
insanın ve şakaklarından vurulan at'ların yanında olmaya devam.
-
bir eşik, bir ışık hüzmesi, bir sendeleme..
neye ve niçin değdi bunca gayrete?
-
yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm.
kaldırımların ve saçakların hakkını verdim
-başa döndüm gene sabahlar ayazında-
-
bir başıma epey yolculuk yaptım
fakat kendimle hiç başbaşa kalamadım...
-
dili lâl.
-fakat-
mahşere kulak seğirtiyor sanki!
-
herkesin bir hikâyesi olmalı;
öyle ya da böyle, eksik ya da fazla, az ya da çok...
hikâyesi olmayan bir insan asla tam olamaz, olmaz.
-
bugün insanlığımız koca karı imanına sahip diye nitelendirdiğimiz nene ve dedelerimizin bilmeyişinden çok ama çok geride.
onların ki saf ve duru bir bilmeyişti.
ya biz?
bildiklerinin ve kendi çağının cahili ancak bu kadar olunurdu. hepimiz bildiğimizi sandığımız şeylerin cahiliyiz!
-
Herkes ılık bir bahar rüzgarı ummuştu yola niyetlenmişken.
Görüldü ki, kimisine kara kış, kimisine de boran düştü yola düşmeden.
-
sanki sırtımızda ceket değil dünyayı taşıyoruz.
tüm yorgunluğumuz bundan...
-
şehirler üstümüze geliyor
kaldırımlardan sanki biz değil kaldırım bizim üstümüzden geçiyor
modern ve konforlu apartmanlar -daha doğrusu yarı açık cezaevi- boğuyor bizi
herkes sıradan bir koşturmaca içinde
arıyoruz
insanı ve insanlığımızı arıyoruz bunca hengâme arasında!
-
müthiş tevafuk olmuş NFK Deniz.
bende ne diyor arkadaş diyordum kendime? hımm... şimdi anlaşıldı.
farketmez; inilti iniltidir!
:)
-
Bir akıl hastasının yazdığı kitaptan alıntılar mı bunlar acaba?
öylede denilebilir. bunca normalliğin ve sıradanlığın olduğu bir düzende akıllı kalmak en büyük akılsızlık olsa gerek.
bende buna itiraz ettiğimden yazıyorum sanırım.
Emeğinize sağlık çok hoş...
eyvallah.
-
içinde büyüyen ve olgunlaşan hikayeni hoyrat ellere verme
koparırlar!
sonra mı?
hem dalsız, hemde hikayesiz kalırsın vesselam.
-
Ne Feryad Edersin Divane Bülbül
Senin Bu Feryadın (Anam) Gülşene Kalsın
Bu Dünyada Eremezsen Murada
Huzuru Mahşere (Anam) Divana Kalsın
Nesin Methedeyim Bir Kaşı Kare
Şu Sineme Açtı (Anam) Onulmaz Yara
Dünya Tabip Olsa Derdime Çare
Derdimin Dermanı (Anam) Lokmana Kalsın
Bir Can İçin Geçti Canım Serinden
Vücudum Kül Oldu (Anam) Aşkın Narından
Emrah Buse İster Nazlı Yarinden
Bu Bayram Olmazsa (Anam) Kurbana Kalsın -
Rica ederim.
-
taşınmaz yaraların var
yorgunsun
fakat seni taşımaktan beri durmamış ayakların
senin ayakların yorulmuş
ruhun değil
-kımılda-
İnilti
in Kendi Yazdıklarınız
Posted · Report reply
Bazı Mülahazalar ve Koşmanın Hazzı
yaşadım
yaşımdan öte bir at başı farkıyla
ne kum
ne de ovalarda sükûn buldu kırılgan toynaklarım
/
didiştim ve vuruştum hiç usanmadan
kendi dişlerimi kendime geçirircesine
-iştahla ve bile isteye-
/
başımı, her koşudan sonra geriye çevirdiğimde
ne yolun azaldığını
ne de yolun kendisini gördüm, buna eminim.
/
gördüm kendimi sancıyla
ışıyan yıldızların toprağa vuran aksinde
sayısız, sınırsız ve mekânsız nice sanrıyla...