Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

ali melikşah

Üye
  • Content Count

    128
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    7

Posts posted by ali melikşah


  1. İnternet denilen dünya bit pazarına, bu pazarın epeyce bir alıcısı da görgüsüz, kalitesiz, control + C'ci, Elif gibi sevmek türünden olunca bu işler oluyor ve olacaktır da. Antik dönem filozoflarına, Ömer Hayyam'a, Mevlana'ya, Şemş'e, Mehmet Akif'e vs. atfedilen yüzbinlerce "asılsız ve fasılsız" söz var internette ve bazı kitaplarda.


  2. Yaşamak isimli güncesinde Üstad Necip Fazıl'a olan sadakati ve muhabbeti neredeyse göz yaşartıyor. Üstadın yalnızlığını, kocamanlığını, çocuk edasındaki hassasiyetlerini, teşbihlerini o kadar güzel ve içten anlatıyor ki.

     

    Merhamet ve mağfiret onlarla olsun.

     

    Birde şöyle bir şey var Sadık Yalsızuçanlar'ın söylediği:

     

    'Merhum Cahit Zarifoğlu, kanaat-i acizanemce, Şeyh Galib'den sonra en halis, en gür ve bereketli ırmağın adıdır.'


  3. Sadık Yalsızuçanlar'ın derleyip hazırladığı 'Dostluk Üzerine' kitabı Gemuhluoğlu'nu tanıma ve anlama açısından sağlam bir kaynak bence.

     

    Kitaptan tadımlık alıntılar:

     

    * Cebinizde kalan son lirayla simit alıp da karnınızı doyurmayın, gidin onunla bir film yahut bir tiyatro seyredin.

     

    * Paradan önce dost biriktirin.

     

    * Varsa yoksa türküler diyeceğiz. Dünyanın neresinde olursak olalım türkülere özlem duyacak, türkülere güzellemeler düzeceğiz.

     

    * Sebepsiz yere hüzünleniyorsanız, bilin ki; Allah'a çok yakınlaşmışsınızdır.


  4. bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan* demişti şair

    oh ne ala, öleceğiz işte!

    kadın, dünya, kredi kartları, ego

    terketmiş olacağız

     

    -onlar bizi bırakmadan önce-

     

    zerre iyilik ve zerre kötülük

    verirsin hesabını O'na

    hadi şimdi ölmeyebileceksen ölme!


  5. Vakt-i doğumdan süregelen bir alınyazısı

    Annemle başladı bu inilti

     

    -ki devam etmekte oğlunda-

     

    Ağlayabilmek hüner değildi aslında

    Kömür kokan evlerin zehirlenmesiydi gerçekte olan

     

    -ki buydu alınyazısı olan

    • Like 1

  6. Parti ve hükümet kadrolarında dava denilen mevzuya hassasiyetleri hiçte öyle candan ciğerden olmayan pek çok adam var. Bu partilidir, kurucudur, bürokrattır vb. Cumhurbaşkanın karizmasından, liderlik tonajından, atarından kendilerine ikbal ve imkan sağlayan çok parlak takım elbiseli adam mevcut.

     

    FETÖ ile mücadelede de bu işler oldu oluyor. Kahpe kalkışmanın olduğu gün pasaportları hazır edip yurtdışına kaçacak veya sümenaltı olacak kişilerin ismini güvenilir partililer, hem de troller bile ifşa edebiliriz, edeceğiz demişlerdi. Amerika'ya gidip el etek öpen, kamunun her türlü imkanını FETÖ'ye arz-ı endam eden, Zaman gazetesini koltuğunun altına alıp, bakın bende sizdenim diyenleri yağlı ballı makamlara atayanların sayısı denizde kum değil ama gölde balık kadar var.

     

    Yani ortada bir savsaklama, bakalım ne olacak, çokta şeyyy yapmayalım canım türünden ruh halleri var.

     

    Bu ruh hali 28 Şubatta olduğu gibi, mazlumların ve mağdurların daha da dibe çekilmesine sebep olmasın, olmamalıdır.

     

    Fakat ne olursa olsun şu kesin; Cumhurbaşkanı her yere yetişemiyor, el veremiyor, gücü yetmiyor. Onun gayretinin ve emeğinin bindebirini vermeyenler de onunla boyuna fotoğraf çektiriyor, zemin sağlamlaştırıyor. Yazık.


  7. Serde hem Ali'lik, hemi de Delilik olunca arada mazur göreceksin ibrikçi kardeşim. Lakin, fakat, ama.. Yakışıklılık bu gardaşında zuhur etmediğinden tasalanma sen, rahat ol :) At benim olsun da, varsın meydan senin olsun. Atalarımız bize mi kızacak atasözünü versiyon 2017 yaptık diye.


  8. Bu arada Ali Melikşah kardeşime de katkılarından dolayı teşekkür ederim. Yazdıklarını ciddiye alıyorum, hepsi bizim için çok değerli.

    cân' ı bulduk . Bu önemli bir başlangıç noktası.

     

    Hoşbulduk ibrikçi kardeşim, hoşluk varsa buluruz elbet. Dilimiz döndüğünce ve zaman buldukça eğitim atışı yaparız buralarda inşallah.


  9. Ayna. Nefs yani. Görmek istediğin yahut kendinde gördüğün ya da aynanın kendisinde sana gösterdiği sen.

    Yansıma. Işık. Ben'in yansıması, ışığı, karartısı. Gördüğün, gördüğünü sandığın.

    Aziz kardeşlerim tasavvufta sürekli karşımıza çıkan bir konuyu düşündüm . " Ayna"

    • Like 1

  10. Ayrıca şu anda görülmekte olan 15 Temmuz Darbe Kalkışmasına verilen desteği! ve ilgi alakayı gördükçe! 15 Temmuzda meydanlarda otobüslerin üstünde dombıra müziğiyle kendinden geçen kelli felli partilileri ve adamları getiriyorum aklıma.

     

    Eğer o işin ekmeğini yemekle kaldıysa bu adamlar (ekmeğini yiyenleri kastediyorum) haram zıkkım olsun.

     

    Sol cenaha mensup kişilerin, derneklerin, vakıfların en kıytırık davalarında bile adamlar nasıl bir canhıraş içindeler?

     

    Darbe kalkışması oldu ve geri teptirildi milletimiz tarafından. Türkiye'nin hayat memât mevzuu denildi referandum süreci için ve yine millet desteğini açık kart şeklinde verdi. Bunlar varken, şahit olunan incitici manzaralar dert susturmaz konuşturur haline getiriyor insanı.


  11. Referandum süreci biraz daha sürse HAYIR çıkma durumu vardı. Neden? Cumhurbaşkanın performansının çeyreğini gösteremeyen pek çok partili (bakan, vekil, teşkilat yöneticileri) tabiri caizse yattı. Yani her zaman yapılan şeyi yaptılar. İktidara geldik birazda biz yiyelim içelim, bu koltukları bu arabaları bir daha ne zaman göreceğiz, bu zamana kadar onlar tuttu pınarın başını, birazda biz muhafazakârlar tutsun zihniyetine sahip kişilerin çokça ve bolca olduğu bir yerde bu referandumdan EVET çıksa da, köklü ve ahlaklı/adil bir sisteme yönelik icraatlar yapılmaması normaldir, maalesef.

     

    Yazık ediyorlar. Cumhurbaşkanı her fani gibi bir gün ölecek. Onun karizmasını, adını, gayretlerini kendilerinin ikbali için kullananları gördükçe, verilen desteğe ve gösterdiğimiz iyi niyete yazık oluyor diye iç geçirmiyor değilim. (ekseriyeti kastediyorum)

     

    Konu başlığı genel bir hastalığı ve sıkıntıyı işaret ediyor. Fakat Türkiye'de kimsenin mevzunun aslıyla ilgilendiği yok; Reis EVET diyorsa bizde diyoruz diyenlerle, sırf Tayyip Erdoğan nefretleri yüzünden HAYIR diyenlerin bu sosyolojide bulunması gayet normaldir. Çünkü bu memlekette işler böyle yürüyor. Bunun sebebi birazda genetik kodlarımızda sanırım; seviyoruz bu psikolojiyi.


  12. ÜSTAD VE CEMİL MERİÇ

    Yine bir gün Cemil Meriç’in Erenköy’deki evine gittim. Daha önceden Cemil Meriç’in Üstad Necip Fazıl’ın yanına gittiğini duymuştum. Cemil bey diğer odadayken eşi Fevziye Hanım’a: Dün Necip Fazıl’ın yanına gittiğinizi duydum ve neler olduğunu çok merak ediyorum.” dedim.

    Fevziye hanım: “Necip Fazıl, Cemil Meriç’e: “Cemil buzdağı gibisin. Tabanına varmak istiyorum, ulaşamıyorum.” dedi.
    Cemil Meriç ‘Bu Ülke’nin yeni baskısını NFK’ya gönderirken şunları yazmıştı: “Necip ve Fazıl Üstadıma” Aralarında fazla samimi bir hal olmasa da, bir dostluk vardı.

    Bir gün Cemil Meriç’ten, kendisiyle Necip Fazıl’ı karşılaştırmasını istedim. O da: “Ben bilim adamıyım. O ise iman adamı. Kendisi çok dolu bir insan. Bütün ruhunu Arvasi inşa etmiş. Arvasi’yi çekerseniz, geriye bir şey kalmaz. Kendisine yaklaşmak istedim. Beraber çalışmak istedim. Fakat o istemiyor. Türkiye’de ben de dahil saf petrol alevi yoktur. Yani devamlı ısı ve ışık veren beyinler yoktur. Karanlığı daha da kesiflendiren şimşek pırıltıları vardır.”

    Murat Yerlikhan – Doğumunun 100. Yılında Necip Fazıl


  13. Böyle der Cahit Zarifoğlu Yaşamak güncesinde.

     

    Üstad bütün o alabildiğine geniş ufuklarına, o derin idrakine, buluşlarına, dile hakimiyetine, o nefis İstanbul şivesine, ve dinleyen herkesin onun, verdiği eserlerden de büyük olduğunu tasdik etmesine ve temel konularda bütün hassasiyetine rağmen, bazı pratik konularda bir çocuk kadar saf. -Kendi de farkında bunun: “Beni herkes kandırabilir” diyor. Mesela para konusunda, dünya menfaatleri konusunda.

     

    Teorik zekasının büyüklüğü görüyorum ki onda pratik ve özellikle aldatıcı, kandırıcı, kurnazlık edici zekaya yer bırakmamış, bu yaşına rağmen kalbi çocuk kalbleri gibi temiz ve berrak. Onda hesabîlik yoktur. Onun bize menfi ya da müsbet görünen her hareketinde, ve eyleminde, sadece tarihi büyük misyonunu yerine getirdiğine inanırım. Televizyonda uzay filmi gösterilirken onunla ilgili olarak “bunlar insan fantazisi ile alay etmektir” şeklinde konuşurken, üç yaşındaki torunu elini ekrana uzatarak, “bunlar benim oyuncaklarım” demiş. “Tam isabet, tam teşhis” diyor Üstad, “meçhulü arayan zeka budur işte” diyor. Torununa hayran.


  14. "Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı" bir çağdayız. Anneliğin ve ev hanımlığının küçümsendiğini, kadınların çalışmasının bir özgürlük yutturması olduğunu biliyoruz. Kaldı ki, çalışan kadınların hangi şart ve durumda çalıştığı, psikolojik ve fiziksel pek çok sıkıntıyla karşılaştığı ayan beyan ortadadır.

     

    İki uç durum:

    1. Kadın özgür olmalı, çalışmalı, sosyal hayatta olmalı, erkek egemenliğini yıkmalı vs.

    2. Kadın evde oturmalı, asla çalışmamalı, tahsil yapmamalı, sadece çocuğa bakmalı vs.

     

    Her iki durumda eksik ve sakat bir bakış açısının yansıması.


  15. Türkü demişken. Şekspire atfedilen bir söz var: "Bir ulusun türkülerini yapanlar yasalarını yapanlardan daha güçlüdür"...

     

    Ülkemizde ki durum birazda bu galiba. Bizi bir başkası için, toprağımız için, eşimiz dostumuz yurdumuz için, bulduklarımız ve yitirdiklerimiz için anlamlı kılan ve anlam katan türkülerimiz olsa gerek.

×
×
  • Create New...