serdengectik

onları inkar etmiyorum.onlara destek olmak yerine korkup sinenler sebebiyle o kişilerin devamının gelmediğini söylüyorum.

her 25 30 sene de ancak 3- 4 kişi çıkıyor.onlarda zaten işkence görmekten birşeyleri değiştirmeye fırsat bulamıyorlar.sizce bu durum normal mi.

ilk şiiri değil.

ilk şiir kitabının ismi bildiğim kadarıyla.demek ki kitap ismini bu şiirden almış

Ben de sizde müthiş bir kıskançlık potansiyeli gördüm efendi.

 

Biz şan için şöhret için yazmayız. Benim kimliğimi kimse bilmez. Zaten yazılarım sebebiyle ana haber bültenlerine çıktım, köşe yazarları bana köşelerinden hakaret ettiler. Bu forumda bir yazımı 300-500 kişi okusa ne okumasa ne...

 

Hazreti Ebubekir'e iftira attığımı iddia ediyorsun. Kardeşim ben okuduğum kitabı sana söylüyorum, git sen de oku bulamazsan gel bana müfteri de.

 

Hazreti Ebubekir'e nasıl iftira atarız ki biz ahirette onlarla birlikte olmayı ümid ediyoruz. Onların da insan olması, hatalar yapması mümkündür. Bugün kafirlerin önünde diyalog için takla atanlar onların şerefli duruşlarından nasipsizdir.

 

Kemalistlerin hayallerindeki süper karaktere tapması gibi siz de Hazreti Ebubekir'i sevdiğinizi iddia ediyorsunuz ama bugün karşısına çıksa "sen o değilsin" deyip geçeceksiniz. (İyi niyetli ehli sünnet kardeşlerimi tenzih ederim.)

 

O kadar itiraz ettiniz ki araştırdım hadisin kaynağını buldum. Allah'a hamd olsun aynı hatırladığım gibi çıktı. Üstelik kaynağını Buhari Şürut 15 diye vermiştim o da doğruymuş. Allah'a defalarca hamd olsun. Bize yalancı müfteri diyenler bakalım şimdi ne diyecekler.

 

Urve bu esnada:

"Ey Muhammed! Kavminin kökünü kazıdığını farzedelim, (eline ne geçecek). Senden önce, Araplardan kavmini toptan helak eden birini işittin mi? Durum aksi olursa (başınıza geleceği, Kureyş'in size neler yapacağını tahmin edebilirsin. Üstelik bu daha kavi bir ihtimal) zira ben, aranızda ileri gelenlerden bazı kimseler görüyorum, halktan toplanmış, seni terkedip kaçmaya mütemayil kimseler de görüyorum" dedi.

Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh (onun bu sözüne dayanamayıp):

"(Halt etmişsin, git!) Lât putunun fercini yala! Demek biz Resûlullah'ı terkedip yalnız bırakacakmışız ha!" (diye şiddetle çıkıştı).

 

 

Buhari, Şurüt 15, 1, Hacc 106, Muhsar 3, Megazi 35, Tefsir, Mümtahine 2; Ebu Davud, Cihad 168, (2765, 2766), Sünnet 9, (4655).

 

***

 

Biz ehli sünnet yolunda olup kendimizi Osmanlı'nın torunları olarak gören müslümanlarız.

 

Diyalogcular, reformcular, selefiler, wahhabiler, şiiler ve sahte şeyhlerin talebeleri bizden nefret ederler.

 

Kuran videoları paylaştığımızda bile bize şiddetle saldıran müslümanlar çıkmıştır.

 

Onun için bu tür saldırılara alışığız.

 

Ayrıca tüm ehli sünnet kardeşlerime Mahmud Sami Ramazanoğlu hazretlerinin "Hazreti Ebubekir" adlı kitabını okumalarını tavsiye ederim.

 

İmam Nevevi'nin Riyazüs Salihin adlı hadis kitabını, İsmail Hakkı Bursevi hazretlerinin tefsirini de okumalarını tavsiye ederim.

 

İnandık demeyle olmaz neye inanacağını da bilmek gerekir.

 

bu konuda şimdiye kadar birşey yazmadım.hatta yazınız hoşuma gitti size özelden bu meseleye değindiğiniz için teşekkür ettim.lakin şimdi bir kaç cümle söylemem gerekti.

efendim tamam kaynak göstermişsiniz, hatta oradan nakletmişsiniz.belki isminizi temize çıkarmak için bunu yapmanız da gerekiyordu.ancak acaba siz hadisten hüküm çıkartacak kabiliyete, ilme sahip misiniz.bu hadisi siz okuduysanız pek çok büyük alim de okumuştur muhtemelen.peki bu hadisten kafirlere karşı müstehcen küfredilebileceği şeklinde hüküm çıkartan bir alim biliyor musunuz.

bi de sizin yazınızda bahsettiğiniz kesimin içinde sadece kafirler yok.müslüman olduğu halde o günahı işleyenler de var.eğer hadisten hüküm çıkartacak ilme ve kabiliyete sahipseniz size sorayım kafirler hakkında caiz olan bu hüküm zani müslümanlar için de geçerli midir.

son olarak bir ayrıntı daha var.sizin bu yazınızda kafirlere veya o zanilere bir hitap yok.onların hallerini anlatıyor ve mana çıkartıyorsunuz. yani günahı tasvir edip sonuca gidiyorsunuz.günahı tasvir etmek caiz mi.

AMİN

aslında bu konulara biraz daha derinlemesine dalmak istiyorum da bu sitenin başı belaya girmesin diye kendimi tutuyorum.

hadi hayırlısı

Batıda teknolojik gelişmeler, yeni keşiflerin iyice arttığı bir sırada bir yahudinin oyunuyla bilim ve teknoloji ALLAH'a baş kaldırmanın sembolü haline geldi.Öyle ki ALLAH'a inanmamak bilim adamı olmak için önşart olarak görülüyordu.Çoğu kişiye göre teknolojik gelişmelerin kaynağı insanların Allah'ı reddetmesiydi, batılılar Allah'ı reddettikleri için bütün o teknolojik gelişmeleri elde etmişlerdi.

İşte bu sırada insanlar Allah ile bilim arasında tercih yapmaya zorlandı.Ve bilimin tarafını seçenler bunu ilan edebilmek için bir sembol bulmaya çalıştılar.Ve şapkayı buldular.Bu alet gözlerinin üst tarafını kapattığından yukarıya bakamıyorlardı.Yani herşeye karşıdan veya yukarıdan bakıyorlardı.Bu kendilerinden üstün bir gücün varlığına inanmadıklarını anlatmanın en uygun yoluydu.Zira insan ancak kendisinden üstün birşeye bakarken kafasını kaldırma ihtiyacı duyardı.Onun için insanlar dua ederken yukarıya bakıyorlardı.Dua ederken acizliğini küçüklüğünü itiraf için yukarı bakılması sebebiyle yukarı bakmak acizliği kabul ettiğini ilan ediyordu insanların.İşte onun için Allah inancına karşı bilimi seçenler şapka takıyor ,yukarı bakmayarak Allah'a meydan okuyorlardı.

Zamanla bu sembol dünya geneline yayıldı.Allah'ı reddedenler bunu ilan için şapkayı benimserken ALLAH'a inananlar ona nefretle bakıyordu.Şapka küfrün sembolüydü.Öyle ki çocuklar kimlerin kafir olduğunu sorunca "şapka takanlar" şeklinde cevap alıyorlardı.

İşte böyle bir dönemde bir dikktatör ortaya çıkıp bir yasa çıkarttı.Bu ülkedeki herkese şapka takma zorunluluğu getirdi.Bu hareketi çok büyük tepkilere sebep oldu.Öyle ya bir müslümana şapka tak demek dininden dön demekle aynı manaya geliyordu.Üstelik bu herif tavsiye şeklinde söylemiyor, milleti şapka takmaya zorluyordu.Bu hareket kabul edilemezdi.Ülke genelinde protestolar başlatıldı.Hep bir ağızdan "biz şapka takmayız" dedi müslümanlar.Müslümanları şapka takmaya zorlayan bu diktatörün protestolarla vazgeçirilemeyeceği baştan belliydi.Lakin bu herif bu kanunu çıkartmadan önce protesto ve grev hakkı diye bir kanun çıkartmıştı.Demişti ki "şikayetiniz varsa protesto yapın, böylece tepkinizi belli edin".Bunun tepkileri kontrol edebilmek için hazırlanmış bir tuzak olduğunu kim nereden bilecekti.Ve ardından beklenen oldu.İstiklal harbi sırasında İslam adına harp kaçaklarını cezalandırmak için kurulan istiklal mahkemeleri şimdi müslümanları katletmek için kuruluyordu.

Millet şaşkın şaşkın bakarken olan oldu.Kim "şapka takmam" dediyse kendini sehpada buldu.Yüzlerce kişinin boynuna ip sarkıtıldı.Ard arda düştü cesedler.Kim bilir kaç bin kişi o sehpada can verdi, kaç bin ölüm fermanı imzaladı o kirli eller.Bu millet korkuyu ilk defa o gün tattı.İlk defa böyle bir hakareti kabullendi bu millet ve bu müslüman millet ilk defa o gün başına küfrün tasmasını geçirdi.Ondan sonra küfür nereye gittiyse o da sürüklendi.

Eğer bu gün "kahraman bir milletin evlatları neden bu gün bu haldeler?" derseniz cevabı basit.Bütün kahramanlar şehit oldu.O kahramanların soyunu tüketti zalimler.Şu an bu topraklarda o kahramanların değil boyun eğen korkakların evlatları var.Söyleyin başka türlü mümkün mü müslüman ülkesinde dinsiz devlet kurulsun.Mümkün mü ki devlet dinsizdir hükmü bir asır hüküm sürsün.

Neden bu haldeyiz bilirmisiniz?Biz çok büyük bir günah işledik.Müslümanın iki katı kafire kaybetmesi haramken biz üç buçuk soytarıya boyun eğdik.

(serdengeçti)

Hanifilik ve Hanefilik aynı şey değil mi ? Aynı şey değil ise Hanifilik ne demektir ? Lütfen açıklayabilirmisiniz ?

burayı yeni farketmişim.

hanifilik kelimesini ilk kez bidat fırkalarıyla ilgili bir makalede okumuştum.

hanefilik sanmıştım.

lakin dipnot düşmüşler, hanifiliğin hanefilik olmadığını.

mezhepsizlerin kendilerine verdikleri isimlerden biri yanlış hatırlamıyorsam.

sorun değil ben zaten gıcık oluyom felsefecilere.tartışıp tartışmamak birşeyi değiştirmez

görürsem denerim :D

kim avlıyor.

herkesin dilinde böyle boş sözler.

yok efendim mezhepler insanları birbirine düşürüyormuş.

yok efendim şafii ile hanefi birbirini yiyormuş

boşver bunları.

üstelik islam hukukunda cemaatten ayrıların fırka diğer müslümanlara zarar veriyor, itikadlarını sarsmaya çalışıyorsa öldürülür.

eğer ayrı bir yere çekilmiş, kendi hallerinde duruyorlarsa, dokunulmaz.

siz birbirine girmekten bahsediyorsunuz.üstelik bunun silahla olduğu iddiasındasınız.yani cemaatle savaşıyorlar.daha ne kardeşliğinden bahsediyorsunuz

ümmeti bir arada tutmak esastır.

son zamanlarda efganiye takıldın galiba.

bu ne saçmalık.

ehli bidata bidat üzere olduğunu söylemeyecekmiyiz.söylemek onlara kötülük yapmak mı.hayır. bidatın yayılmasına engel olmak islam kardeşliğini bozar mı.hayır.bidata göz yummak islam kardeşliiğimidir. hayır.

böyle reformist akımlardan çıkan söylemlerle konuşma.

şu anda elinde tüfek alevi avlayan mı var ki bu konuyu açtın.

yok demek ki kastettiğin fikri mücadele.buna da islam alimlerinden örnek getiririm istersen.

eğer bidat fırkaları içinde ayrım yapacaksan tam yap.

senin kastettiğin şianın hangi kolu.

rafizilikte şiada ve küfür.

haklısın canım.hazreti ali bizansın üstüne yürümek yerine haricilerle savaşarak Rasulullah'ı(sallallahualeyhivessellem) nasıl üzmüş(!) bir bilseniz.tüh.

Ve bunları diyorum diye Sünni de değilim Alevi de değilim.Benim iman ve itikadım şudur: Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat.Hanifi.

hanifi misin hanefi misin?

ikisi farklı şey.

ben bizim felsefeciye felsefe saçmalıktır dedirtmiştim bi kere B) .

işte ben böyle bir toplumda yaşamaktan utanç duyuyorum bu yüzden toplumla fazla vakit geçirmemeye çalışıyorum sonra da asosyal oluyoruz.

ben de aynı dertten muzdaribim.

Günümüzde cemiyet büyük bir ahlak çöküntüsü yaşıyor.Bu hal bir salgın hastalık gibi bütün cemiyeti esir almış.Müslüman ailelerin çocukları bile islam ahlakından uzaklaşmış.Kızlar tesettürü terketmiş, erkek çocukları ise kız peşinde koşuyor.Gençler dertleşirken bile küfrediyorlar.Güya dini eğitim alan delikanlılar gün boyu sevgilileriyle mesajlaşıyorlar.Kısacası ahlaksızlık almış başını gidiyor.

Merak etmeyin bunlara örnek vererek gözünüzü yormayacağız.Bu yazımızda bu ahlak çöküntüsünün iki sebebi üzerinde duracağız.

Bu halin birinci sebebi televizyon denen fitne makinasıdır.Bu illet dizisiyle, filmiyle yukardaki halleri normalleştirmesinin yanısıra gençlerimizin kıymetli vaktini çalarak onların güzel bir islami eğitim almalarına engel olmuştur.Filmlere dalarak dinini öğrenmeye vakit bulamayan gençlerimizin dini hassasiyeti gelişmemiştir.Üstelik bu illet yüzünden din ilimlerini öğrenemeyen nesillerden islam alimleri yetişmemiş bunu fırsat bilen kafir medya da canlı yayınlarda islami değerleri tartışmak cesaretini bulmuştur.Bunun doğal bir sonucu olarak da gençlik sağlam bir itikad üzerinde duramamış, acaip acaip fikirlere meyletmiş, o programlarda şaklabanlık yapan herifleri din alimi sanmıştır.

Diğeri ise sekiz yıllık zorunlu eğitim sistemidir.Bu sistem yüzünden çocuklarımız 14- 15 yaşına kadar kızlı erkekli oturmuş üstüne üstlük güzel bir dini eğitim alma imkanı bulamış, o zamana kadar almaları gereken din ilmini alamamış, islama yabancılaşmıştır.Liseye geçtiklerinde, düz liseye gittiklerinde aynı hal devam etmiş, İmam hatip liselerine gittiklerindeyse de müfredat öğrencilerin hiç bir şey öğrenememesi için hazırlandığından ve en verimli çağlarını vatandaşlık, müzik, resim gibi luzumsuz derslerle heba ettiklerinden ayrıca hala televizyonun zehrini kurtulamaış olduklarından burada da birşey öğrenemiş, islam ahlakını alamamıştır..

Elbette bu durumun başka sebepleri de var.Müslüman ailelerin ihmalinden, futbola; mecliste oturma adabını bilmemelerinden, çok konuşmalarına kadar pek çok şey bu hâle sebep.Lakin şimdilik bu kadarla iktifa edeceğiz..

(serdengecti)

EY DOST, dünyayı benim gözümden gör

aşk sana vurgun,sevda seni ister

anlatayım seni seven kimler var

çöl seni arar, leyla seni ister

işte üveys bin amir el karani

her an sel gibi yaşla anar seni

gerçek aşkı suda bulur fuzuli

sel sana koşar, damla seni ister

bir çağ açan Fatih Sultan Mehmed Han

Akşemseddin ve Ulubatlı Hasan

sana aşık daha nice kahraman

kalp sana hasret, vefa seni ister

sana feda olmuş nice can vardır

senin aşığına bu dünya dardır

hasretin coştuğu bir zaman vardır

an seni özler , bekâ seni ister

(serdengecti)

teşekkür ederim

soytarılar geçidi var ülkemde

işte Âli paşa ve Midhat Paşa

bunların devrinin bittiği demde

yetişiverdi sağır İsmet paşa

arada biri var, söylemek yasak

anlamak için sen tarihe bir bak

hafızan tazelensin bir şapka tak

bu arada geç kalmış fuat paşa

daha çok var lakin yeter saydığım

anla hemen çözülmez bu kördüğüm

öğren seni dininden ayıran kim

başta koca mustafa reşit paşa

(serdengecti)

Son yıllarda herkes birtakım haklardan bahsediyor:öğrenci hakları,öğrenim hakkı, kadın hakları, adam hakları, insan hakları, hayvan hakları vesaire...Beyoğlundaki fahişelerden tutun da, domuz çiftliklerindeki hayvanlara kadar hakkı konuşulmayan, savunulmayan hiçbir kesim kalmadı.

Yalnız müslümanlar hariç.Hiç müslümanların haklarından bahsedilmiyor.Soruyoruz niye?Diyeceksiniz ki: "Canım müslümanlara engel olan mı var? Camiye gitmene karışan mı var?Cevaben deriz ki:"Evet camiye gitmemize karışan yok, lakin eğer haklara bu kadar dar bir pencereden bakarsak, köpeğin havlama hakkına da öğrencinin kalem tutma hakkına da karışan yok. O zaman bu hakların da gündeme gelmemesi gerekir.Demek ki her grubun bunların dışında bazı hakları daha var ve bu haklar onlara verilmiyor.İşte biz diyoruz ki müslümanların da gasbedilmiş hakları var.

Mesela, televizyonda ve adi eğitim sistemimiz sayesinde okullarımızda islama yapılan hakaretler, bizim haklarımızı ihlal ediyor.Seksen küsür senedir ders kitaplarında islam öcü gibi anlatılıyor.İslami yönetim sistemleri keyifleri için adam öldüren zalim canavarların otoritesini korumak için kurulmuş cinayet mekanizmaları gibi anlatılıyor

Peki çocuklarımıza 12,13 yaşına kadar dini eğitim veremememizi nasıl açıklayacaksınız?Eğer kendi hür iradesi ile inancını seçmesini sağlamak için bunun yapıldığını iddia ediyorsanız iki soruya cevap vermek zorundasınız.

Birincisi: Böyle bir eğitim yasağı müslüman olmayanlara da uygulanıyor mu?Bir hristiyan çocuğuna hristiyanlık eğitimi vermek için 13 yaşına gelmesini bekliyor mu? Veya bir ateist çocuğuna ALLAH'ın olmadığını anlatmak için 13 yıl bekliyor mu, beklemek zorunda bırakılıyor mu?

İkincisi: Madem inancını hür iradesi ile seçmesini sağlamak için böyle bir yasak koydunuz, niçin çocuklara birinci sınıftan itibaren kemalizmin esaslarını anlatıyorsunuz?Yoksa devletin çocuklara inanç telkininde bulunma hakkı ailelerinin haklarından önce mi geliyor?Yoksa devlet bu konuda inançsızlık telkininde bulunduğu için mi serbest?Eğer inançsızlık telkininde bulunmak serbestse bizim de çocuklarımıza kemalizmin saçmalıklarına, ateistlerin hokkabazlıklarına, putperestlerin hitabetlerine, hristiyanlarla yahudilerin anlattıklarına inanmamalarını telkin etme hakkımız neden yok?

(serdengecti)

hiç bir ocak görmemiştir böyle ateş

yana yana volkan oldu bağrım benim

emin ol yüzüm gülerken dahi kardeş

ağlamaktan al kan oldu bağrım benim

ben bilirim şereftir bu yolda ölüm

bir an bile kaçmayı dilemez gönlüm

bu yüce dine değmesin diye zulum

seve seve kalkan oldu bağrım benim

(serdengecti)

HAKK'ın sevdasıyla bağrım kavrulsun

zalime bin kabus çıksın közümden

bütün varlığım hiçlikte savrulsun

bana bir tek aşkı kalsın özümden

dini mübine siper olsam yeter

bu şeref için bin can versem değer

bu mukaddes yolda kopsun ki bu ser

ehli küfre ölüm yağsın sözümden

(serdengecti)

imam rabbani hazretler bütün tarikatların silsilesinde geçer.

bütün tarikatlardan icazeti vardır.ve hepsinin mensuplarına kendi tarikatı usulunce terbiye verebilmiştir.

kendisinin tercihinin nakşibendilik olması ise ayrı bir mevzudur.

bunları link vererek başka yerlerde yayımlayabilirmiyiz