Dervish

@Hâcegân öncelikle w ile değil v ile. Dervish yani :)

Olayları çok yönlü tahlil ediyoruz, gerçeklerden ayrılmayı Allah nasip etmesin.

Değindiğim mevzu Akp'nin büyük bir tabanında maalesef yıllardır olan -ne yazık ki- bir mevzu. Daha önce de yanlış hatırlamıyorsam bir il başkanı ya da ilçe başkanı benzer bir dallamalıkta bulunmuştu. Evet, aynen öyle. DALLAMALIK.

Ateşe benzin dökersen sen de yanarsın. Zaten mevzilerinde açık verilmesini bekleyen "beyaz teröristler" var. Onların çanaklarına yağ tutmayı da iyi beceriyor dallama sıfatına haiz Ak partililer.

Efendim, iki büyük miting yapılacak bildiğiniz üzere. Bu dallamalara nasıl hâkim olunacak, tereddütlerimiz hâd safhada. "Gezi parkındakilerini öldürmeye geleceğiz, Anıtkabir'i yıkacağız, vs." sloganlarıyla yürürmelerine engel olabilmek gerekiyor. Kendi hassasiyetlerimizi korumaya uğraşırken Efendimizin öğrettiği çerçevenin dışına çıkmamalıyız. Terazi ortada, ölçü belli.

Papağan gibi öğrenilen iki sloganı hayat amacı haline getirmiş insanlara karşı bir şeyler verme çabasındaysak, öncelikle kendimizi bilmemiz gerekiyor.

Görüyorsunuz işte AP'nin yaptığını, dış basının ettiğini. Korkuyorlar, korkmaları da gerekiyor ama bilinen bir gerçek var ki korkunun ecele faydası yok :)

 

...

*Dünyanın en güzel köprüsü olacak olan 3.köprüye mi?

...

 

 

Bunu ciddi ciddi yazmış yazıyı yazan.Neremle güleceğimi bilemedim. Dünyanın en güzel köprüsü gönül köprüsüdür; her taraftan darbe alan köprü. Ha, yok maddi anlamda köprü derseniz Mostar Köprüsü'dür en güzeli. Yok o da değil, işlevsellik açısından bakarsanız olaya çok katlı köprü örneklerini incelemenizi tavsiye ederim.

Hangi açıdan dünyanın en güzel köprüsü olarak nitelendirildi, anlayamadım. İsminden dolayı mı? Ortadoğu'ya ve İslam Dünyası'na bir mesaj verdiği doğrudur. Fakat Bahçeli'nin bu konudaki söylemi de mantıklı: Boğaziçi Cumhuriyeti temsil ediyor, Fatih Sultan Mehmet Osmanlı'yı, Alp Arslan Köprüsü olabilirdi, Büyük Selçuklu'yu temsil etmesi açısından. Ya da Anadolu Selçuklu'yu temsil edebilecek bir isim seçilebilirdi. Selçuklular'a neden bu kadar az önem verildiği de ayrı bir soru ya. İsme fazla takılmadım gerçi ben, uygun geldi. Alternatifler değerlendirilebilirdi ama.

Bir çok tarafın hata yaptığı doğrudur. Zaten bu mevzular, hatalı olanlar, Başbakan'ın giderek sertleşen üslubu falan filan bahsedildi defalarca.

Burada mevzu bahis olan bir başka olay daha var. Eylemci gençler de Akp'li gençler de aynı hata içerisindeler. Bir taraf değerlere çok rahatlıkla saldırıp küfredebiliyor. Diğer taraftan daha sükunetli olmaları beklenen Akp gençleri "Anıtkabir'i yıkacağız" tarzında söylemlerinden vazgeçmiyorlar.

Zihniyet aynı kısacası. Asıl sorun da bu zaten. Hükümete yakın olanlar da aynı zihniyette eylemciler de.

17-18-19 Mayıs tarihlerinde Türkiye Yazarlar Birliği Kahramanmaraş Şubesi'nin düzenleyeceği etkinliklere katılımınlarınızı bekliyoruz efendim.

18 Mayıs akşamı 20:30'daki konferansa özellikle bekliyoruz. Konuşmacıları tanırsınız her biriniz. Oturum yöneticisi İsmail Göktürk bizim, KSU Kültür ve Medeniyet Topluluğu'nun, bir abimizdir, bir babamızdır. Bizzat kendisinden dersler almak şu fakire nasip oldu ya, ne kadar şükretsem azdır.

Üstad'ın kitapları da %50 indirimli olacak, bildiğiniz üzere. Bu fırsat kaçmaz. Kahramanmaraş'a gelemeyecek olan ama kitaplardan temin etmek isteyen olursa bizzat yardım edebilirim. Bana ulaşabilirsiniz. (Şu an fiyatlar nasıl bilemiyorum ama öğrenebilirim.)

Üstad'ın posterleri de hediye edilecek ya her katılımcıya, bu fırsatı gerçekten de kaçırmayın.

Buradan bütün n-f-k.com üyelerine açık davette bulunuyorum. Evim müsait, programın yapılacağı yere çok yakın. 100 m ilerde. Şehir dışından ya da merkeze uzak yerlerden katılmak isteyip te dönüşü problem etmeyiniz. Seve seve misafir ederim sizleri. Başımın üstünde yeriniz var.

Selam ve saygılar.

Sana da merhaba Buğra. :)

Hoşgeldin.

yazılmış yazıda. Mustafa Armağan, kendisi gibi bir tarihçi olan Erik Zürcher'i de kaynak göstermiş üstelik iddiasını, yani 1924 yılında devlet olmadığımız iddiasını.

Tarihi tarihçiler yapsınlar. Devletin tanımını yapmak ve nerenin devlet olduğunu, nerenin devlet olmadığını tespit etmek kendilerine düşmemiş. Halt etmiş üstte yazdığı yazılarla ve bu kadar ahmakça bir şeyler yazabildiği için onun adına utandım. Saygı duyduğum bir tarihçiydi zira.

Devlet olmanın tek ve yegane şartı uluslararası platformda tanınmak değildir. Devlet dediğin şey bir parça toprak üzerinde yaşayan insanların ortaklaşa meşruiyet verdikleri örgütün adıdır. Cemiyet-i Akvam tanımış ya da tanımamış bu ilgili devletin devletlik vasfını yitirmesine sebep olmaz. Tanımama ya da tanıma tek taraflı irade bildiriminden öte bir şey değildir.

Binlerce Mostar genç yetişecek olması beni ziyadesiyle memnun ediyor.

Bir başlık hatırlatması ile de ben konuya dahil olmak istedim :)

Facebook'un En Çirkin İnsanı konusunu açmıştı mürid. Mizahi bir amacı vardı. Orada bir facebook linki verilmiş ve o linkteki kişi dünyadaki en çirkin insandı güya. Halbuki linke tıkladığınızda kendi profil fotoğrafınız gözüküyordu. Gerçi o zamanlar facebook kullanmıyordum, sistemin dışında kalabilmeyi başarmıştım. Bu yüzden de bakamamıştım o çirkinliğime.

2. sayfada 20 numaralı mesaja bakmanızı rica ediyorum. Eskiden oldukça fazla iletişim halinde olduğum Vakıf Ahmet dostum, kardeşim gayet atarlı bir yazı yazmıştı mürid'e trra'ya, Gülistan'a, yöneticilere ve daha fazlasına. Ben okurken keyf olmuştum :D Ortalık karıştı ya da insanlar bir birini kırdı diye değil. Vakıf'ım olayı yanlış anlamıştı ve verdiği tepkiler, olay yanlış anladığı gibi olsaydı bir nebze haklı olabilirdi. Millet şok olmuştu. Achartave ilk cevabı verdi şaşkınlık içerisinde. Sonra olaylar büyüdü. Trra abi bence biraz fazla yüklendi Vakıf'a ama o yüklenme yazılarını okurken attığım kahkahalar yüzünden kendime hayret ediyorum hâlâ.

Bir de 3. sayfadaki 41 numaralı mesaja bakmanızı rica ediyorum. Vakıf, hatasının farkına varmıştı, rütbesi bir kademe düşürülmüştü bir süreliğine. Neyse, ortalık yatıştı. Güzel bir anı olarak hafızalarımızda yer etti.

Bu arada Miralay, Hahambaşı Fil Bahri benim eski bir dostum.

Aleyküm Selam Nuri55 hoş geldiniz.

Birisi turizm mi okuyorum dedi acaba :) Anılarım gözlerimden döküldü bir an da. Gidip yüzüme bir su atayım.

Herkese selamlar.

Lisans bitirme tezimin konusu Prof. Dr. Erol GÜNGÖR müstesna şahsiyetidir. Konum tam olarak ta Rahmetlinin fikriyatıyla Kültürümüz ve Medeniyetimiz.

Kendisi, bilindik akademisyenlerin çok dışındadır. Yerinde sosyolojik tespitleri, kavram açıklamaları can alıcıdır. Dilimize, dinimize kültürümüze, tarihimize hâkim birisiydi. "Mütefekkir" kavramının içini tam da dolduranlardandı.

Kendisi hakkında bildiğiniz notlar varsa ya da söylemek istedikleriniz de olabilir, bu başlıkta paylaşmanızı rica ediyorum.

Kitaplarını temin edip okumam gerekiyor. Tabi her şeyi kitaplarda yazmaz, bir söyleşisi olur, bir konferansı olur veya buna benzer şeyler olur ulaşmam için yardımlarınızı da bekliyorum.

Üstad ile münasebeti noktasında da yardımcı olmanızı rica ediyorum.

Bir nokta daha var ki o da Erol Güngör'ün fikriyatıyla ters adamların Türk Kültürü ve Medeniyeti hakkında ne dediklerine ulaşmamda da bana yardımcı olabilirsiniz.

Konu başlığı doğru yerde mi, onu da bilemiyorum :)

Saygılarımla.

Selam Aleyküm.

Konu başlığınız pek hoş durmamış bence :)

Siteye gelirsek, inceledim biraz. Daha da inceleyeceğim. Gözüme ilk çarpanlar, sitedeki Wordpress güzel bir tercih, fakat flash temalı altyapınızı yersiz buluyorum. Türkçe karakter desteğini de sağlayamamışsınız. Bu arada Android işletim sistemi artık flash desteği de vermeyecek. Yani mobil ile sitenize bağlantı olanaksız hale gelecek. iOS zaten flash desteği vermiyordu.

Yani temanızı değiştirmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

Son olarak ta ilk başta da değindiğim gibi Türkçeleştirmeleri bir an önce yapmalısınız. Yeterli editleme bilgisi olan arkaşlar umarım iletişime geçerler sizinle. Gerçi kendiniz de yapabilirsiniz, Wordpress desteği veren siteleri gezinmenizi tavsiye ediyorum.

Forum düşünüyor musunuz sitenizde bu arada? Bence artık forumlar eskisi kadar işlevsel ve popüler değiller.

Allah kolaylık versin.

Allah, Rabia Hanımın mekanını cennet eylesin, yakınlarına sabır versin.

Bu seneki toplantıya gelmeyi çok istiyordum. Final haftasında olacağım için maalesef yine katılamayacağım. Nasip, ilerleyen senelerde inşallah :)

Gönlünüzce bir toplantı olsun.

Kel olmak caizdir. Sevabı da büyük olabilir. Gerisi mühim değil.

Gargat Ağacı yok mu :) ?

Bu arada Selvi ile aramızdaki ilişki maalesef pek iyi yürümüyor. İlk özellikleri bana hiç uygun değil.

"admin" olmak isterdim :)

23 Nisan'da neden olmasın :) ?

Bu gece önemli bir konuya değineceğim konuklarımla birlikte. Engelli arkadaşlarım konuğum olacaklar. 21.00'den sonra yayındayız.

İnternetten dinlemek için: http://www.yayindakiler.com/Player/Players.php?ID=362 (Konuşmalar sırasında maalesef cızırtı problemimiz devam etmekte. Mikser cihazımızı henüz değiştiremedik.)

Sms ile programımıza katılabilirsiniz. Normal bir telefon hattımız olduğu için ek bir ücrete tabii değilsiniz, mesajlarınızla. Sms numaramız: 0534 716 37 37

Değinmemi istediğiniz bir nokta varsa belirseniz memnun olurum.

O sadece bir film ve tarih filmlerle ya da dizilerle öğrenilmez, anlatılmaz. Tarih, kitaplarla öğrenilir kitaplarla. Bu yüzden filme film olarak bakıp helal dairesindeyse izlenilip eğlenilir, hepsi bu kadar. İşin adabı da edebi de budur.

Bir damla bile su yok o bardağın içerisinde değil mi Aydın Çakırtaş ?

İsteklerinin hiç birini bulamamış bir de üstüne. Bak hele bak.

Tansu Çiller'e özel bir parantez ayırmak gerekiyor bu konuda. Şöyle ki:

* Belediye zabıtalarını selamlarken "merhaba asker" demiştir.

* "Deccal değil, Yılmaz olsa ne yazar." Tersini söylemeye çalışırken.

* Bir mitinginde konuşurken ezan okunmaya başlar. Çiller susmaz, arkadan gelen uyarılar ile saygu duruşuna geçer. Ardından; "İşte bu ramazan sesleri semalarımızdan hiç eksik olmasın diye bize oy verin" der.

* "Halüsinsyon" demeye çalışması da ilginçtir. İnternetten dinlemenizi salık veririm.

* Samsun'da Mübarek Ramazan Bayramını kutlarım derken arkadan bir ses uyarır ve Kurban Bayramı olduğunu söyler. Tansu Çiller devam eder, Ramazan Bayramı olmasa da en az onun kadar Mübarek olan Kurban Bayramınızı..."

* Trabzon'u, Akdeniz'in incisi yapmaya heveslidir.

* Şerefsiz Onbaşı? Taocu Mesut'da demiştir. Mesut Yılmaz diyalogları ilgi çeker.

* Haydar Aliyev'e Haydar Ali Bey diye seslenmiştir. Erzurumlulara "Serhat Şehirliler" demiştir.

* "Hükümet ekonomiyi düzeltmek için ha bir becelleşiyor" demiştir. Yeni kelime türetmiş yani.

* Cenab-ı Allah'ı sizlere emanet ediyorum!

* Mesut Yılmaz iktidarsızdır demiştir Mecliste. Mesut Yılmaz dahil herkes gülme krizindedir. Bu iktidar, iktidarsızdır!

* İstihparat dairesi eski başkanlarından birine hitaben; "Sayın Köstebek".

* Anıtkabir Defterine:

"Yüce Önder. Ulu ve büyük Atam! Doğru Yol partisi'nin 14'üncü yılını idrak ediyoruz. (Sonra 14'ün üzerini karalamış, 15 yapmış) Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin ve demokrasinin bekçileri olarak 16'ıncı yılımızda huzurundayız... Davamız yarım asırlık yani 65 yıllık bir davadır. Milliyetçilik ve çağdaşlık yolunda yarım asırdır yani tam kırk yıldır yürüyoruz. Bu ülkenin çimentosu olmanın sevinci içindeyiz. Biz bu ülkenin çimentosuyuz. Bizimle tuğlaları yapıştıracaklar, duvar örecekler, bina yapacaklar, içimize girecekler. İlkelerinin ışığı altında partimizin 17'nci yılını kutluyor saygılar sunuyorum. Görüşmek üzere"

* Çiller: Kırat'ın yemini verecek misiniz? Oy istiyor.

Vatandaşlar: Eveet!

Çiller: Biz de sizin yeminizi vereceğiz!

Aleyküm selam. Hoş geldiniz. Üyeliğiniz hayırlı olsun.

Timurtaş Hoca'nın evladı olması hiç bir şeyi değiştirmez. Her koyun kendi bacağından asılır meselesi ile olaya bakalım. Nice hocalar vardır evlatları azılı birer şeydirler, tam tersi de geçerlidir. Etrafımıza bakalım yeter.

Dirsekler de bir şey mi? Hele enseden veya boyundan sızdı mı o mübarek su hayattan bir anda soğutuyor.

Bu arada bir forum üyesi olaraktan memnun oldum diyeyim sayın avare. :)

Sahi ya, sen gerçekten de kimsiniz? Beşeri özelliklerinizin dışında kalan kısımlarınızı kastediyorum.

Lost izlemeyen kalmış mıydı bu arada ya? Şoklar içerisindeyim(!)

297 tane inşallah.

Herkese hayırlı geceler diliyorum. Ben (Derviş Ömer) ve Akın Burak adlı arkadaşımla birlikte Kahramanmaraş'ta yerel bir radyo olan Esko Radyo'da Muhabbet Yolu adı altında program yapacağız. Şu an itibariyle haftanın iki günü (Cumartesi-Pazar) akşam 21:00-24:00 saatleri arasında yayında olacağız inşallah. 2 haftadır konuk olarak katılıyorduk çeşitli programlara.

5.01.2012 tarihinde 21:00'dan itibaren ilk programımıza Besmele ile başlayacağız.

Programımızın içeriğine gelince; Şiir ve Türkü ağırlıklı, hasbihal, bazı güncel meselelerin yorumlanacağı, çeşitli hikâyelerin paylaşılacağı, kıssadan hisse, şair ve yazar tanıtımları, çeşitli fikir yazılarının seslendirilip değerlendirileceği bir çerçevede yayın yapacağız.

Radyomuzun facebook sayfası: http://www.facebook.com/eskoradyo Buradan radyomuzun yayın akışını görebilir, bizlere ulaşabilir, duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilir, seslendirmemizi istediğiniz şiir isteğinde bulunabilir ve sunucularımızın olduğu fotoğraflara da erişebilirsiniz.

Radyomuzun kendi internet sitesi yapım aşamasında. Bitince oradan da dinlenebilecek. Şimdilik http://www.yayindakiler.com adlı siteden dinleyebilirsiniz. İlgili siteye girdiğinizde bir Türkiye Haritası çıkacaktır karşınıza. Oradan Kahramanmaraş'ı seçiniz, haritanın altında radyo ismi gelecektir. Zaten şimdilik sadece Esko Fm var. Radyo isminin sağında Dinle yazısının altındaki müzik sembolüne tıklarsanız dinleyebilirsiniz. Evet, biraz karışık olduğunun farkındayım. En yakın zamanda internet sitemiz faal olacaktır. O zaman böylesi zahmetlere girmemize gerek kalmayacak. Bir uyarıda da bulunayım, müzik yayını sırasında değil de, konuşmalar sırasında bir cızıltı geliyor internet yayınında. Teknik bir arızadan dolayı kaynaklanıyor. Radyonun bütün cihazları değişecek ileri bir tarihte ve böylece bu sorun da son bulacak.

Dinleyebilirseniz ve düşünceleriniz paylaşırsanız ziyadesiyle memnun olurum :)