Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Dervish

Editor
  • Content Count

    524
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    11

Posts posted by Dervish


  1. Cemil Çiçek yetmedi sanırım şimdi de Bülent Arınç başladı.

     

    2010 yılında 26 maddelik bir anayasa değişikliği yaptınız. Çalışmalara katılmadı mı ya da çalışmalardan haberi yokmuydu Bülent Bey'in? Aşağıda yazacağım maddeden ve içeriğinden haberi yok mu bu milletvekilinin? Madem böyle bir sıkıntısı vardı, neden değiştirmek için hiç bir girişimde bulunmadı? Niye şimdi böyle konuşuyor? Önümüzdeki dönem bir suç işlemeyi mi planlıyor acaba? Çapını aşan açıklamalar yapmış özellikle tutuklu vekiller hakkında.

     

    Buyrun bakalım kimler milletvekili olamazlarmış. Kalın yazdığım yerler önemli.

     

    Milletvekilliği seçme yeterliliği

    1982 ANAYASASI

    Kanun Numarası : 2709

    Kabul Tarihi : 18/10/1982

    Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 09/11/1982

    Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 17863 Mükerrer

     

    ÜÇÜNCÜ KISIM : CUMHURİYETİN TEMEL ORGANLARI

    BİRİNCİ BÖLÜM: YASAMA

    I. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

    B. MİLLETVEKİLİ SEÇİLME YETERLİLİĞİ

    Madde 76 - Yirmibeş yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.

     

    En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.

     

    Hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.

     

    Madde 74'ü değiştirdiniz, say parmakla sonraki madde 75, bir altında var bu madde 1982 Utanç Anayasasında.

     

    Tutukluluk sürelerinin uzunluğu konusuna katılmakla beraber, topal bir şekilde yürümeye çalışan adalet sistemimizde de gerekli olduğuna inanıyorum. Kesinlikle tutukluluk süreleri kısaltılmalı. Bunu yapmak için de etkili ve hızlı soruşturma becerisini geliştirmeli adaletçiler. Refah Partisi döneminde Adalet Komisyonu üyeliği yapmıştı sayın Arınç. Uzun tutukluluk süreleri için bir girişmde bulunmuş mu o dönem için? Başbakan'ın yakınında olan bir isim. Şu anda bu konuda bir çalışması var mı?

     

    Ağlak zihniyetin ürünü. Bir bakanlık koparamayacağını anlamış sanırım, denge sınırlarını aşan beyanatlar veriyor.

     

    Apo hakkında da enteresan gelişmeler yaşanacağı kanısındayım. Sistem içerisine çekilmeye çalışılıyor gibi.


  2. Yazının tamamını okumadım sinirden. Onlar, cumartesi günlerini kutsallaştırsınlar. Kaldı ki biz diğer günleri lanetlemiyoruz. Gerizekâlı bir şekilde böyle bir çıkarımda bulunmasını hayretler içerisinde okudum.

     

    @mahlas, paylaştığınız ekran görüntüsünde anlamadığım bir nokta var. Che To Eray (ismin sol köşesinde) ve Firat Uyan (virgülün biraz sağında) neden iki farklı fare imleci var? Bu arada o ekran görüntüsünde yazılanları kısaca özet geçmek istiyorum, sitemizi takip eden görme engelli insanlar olabilir.

     

    İlgili ekran görüntüsü Facebook'ta Atatürk adında bir sayfanın Hayırlı Cumalar diye bir paylaşımı mevcut. Sayfa üyeleri de buna tepki göstermişler. Atatürk'ün sayfasında Cuma kutlaması olmaz, saçma olduğu tarzında. Haklılar, öylesi bir sayfada bu şekilde bir mesajın yayınlanmasına ben de karşıyım ama gelen tepkiler Cuma'ya saldırı tarzında olmuş. Mübarek Cuma Günü'ne cephe alan bir avuç (a)salak grubu.

    • Like 1

  3.  

    Şimdi, ben çok net bir mevzuda çok net bir endişemi dile getirdim. Bu benim hakkım. Mesela;

    Resulullah (SAV) abdest aldıktan sonra falanca sureyi okurmuş. Nedir bu? Hadis... Eğer bir usulle gideceksek ki gitmek şart, nasıl bakarız bu meseleye? Deriz ki bu hadisse sahih olması lazım. Usul-ü Hadis bu mevzuyu belirlemiş. Eğer hadis sahih değilse ve eğer abdestten sonra herhangi bir dua varsa bu zayıf ya da uydurma hadis red olunur ve bidat olur çünkü sahih hadisi unutturur. Bu çok ama çok net bir mevzu. İmam Gazzalinin el-Mustasfa'sından tut daha geriye git her usul kitabında yazar.

     

    Cübbeli (başka sıfat bulamıyorum bu 'zat' için) internetten çok rahat bulanabilecek bir sohbetinden Resulullah'ın (SAV) vahyi kendinden aldığı gibi saçma sapan bir şey aktarıyor. Hemen bakılır;

    Bir, hadis sahih mi? Tabi ki hayır!

    İki, meselenin aslı nedri? Alak Suresi'nin her tesirinde yazan malum hadise...

    Üç, peki cübbeli itikadımızı kökünden silip atabilecek böylesi bir hatayı neden yapar?

    Dört, alim sıfatı taşıyan herkeste hiç olmazsa bir tetkik mekanizması olmaz mı?

    Beş, Altı,Yedi... Uzar gider...

     

    Ben bu soruları sizce itlik olsun diye mi soruyorum? (Hakikaten samimi bir cevap, kendi nefsinize...)

    Yoksa ben yüzyıllardır selef-i salih neslinde dinin böyle korunduğunu gördüğüm için bir endişe mi taşıyorum? (Aynen)

     

    Ben meselenin sadece bu boyutundayım ve ben bu tavrı (Şeriat!) diyen Üstad'ımdan öğrendim.

    Yanılabilirim ama bana yanıldığımı gösterecek adamın Kuran ve Sünnet derdinden başka derdi olmaması lazım. Eğer bir müslüman, 'Kuran'a ve Sünnet'e uymuyorsa köküne kibrit suyunu dökerim' demiyorsa ve 'ama bunun yanında falanca hoca filanca cemaat' diyorsa bana bişey anlatamaz, külahıma anlatır... Ve görüyorum ki kaygılarımız nerden nereye kaymış.

     

    (Son olarak, hakkikaten merak ediyorum, hüs-ü zan diyenler Üstad'ın biricik talebesi için de aynı zannı taşıyorlar mı?)

     

    Vesselam...

     

    Bir endişeniz var ve onu dile getirdiğini iddia ediyorsunuz. Hangi mesajınızda böyle bir endişenizi dile getirdiniz merak ediyorum. Benim gördüğüm aleni bir saldırıda bulunuyorsunuz. Kendinize göre "alim"liğin tarifini yapmışsınız bir önceki mesajınızda, münafıklıkla itham etmişsiniz, son olarak ta bir tavsiyede bulunmuşsunuz ahir zamanda olduğumuzu hatırlatarak. Öyle ya, idiotluktan öteye gidemediğim için ahir zamanda olduğumu idrak edememiştim, seviye atladım sayenizde. Tabi, bu sizin hakkınız!

     

    Bahsettiğiniz videoyu ve içeriğini de biliyorum. Çok kısa bir görüntü diye hatırlıyorum, 1-2 dakikayı geçmiyordu sanırım. Olayı değerlendirebileceğimiz kadar uzun bir şey değil yani, konuşmanın içerisinden cımbızla alınmış bir kısım olması kuvvetle muhtemeldir. Değerlendirme yazılarını forumlarda takip ettim. Mihraç mucizesine dayandırılarak bir kaynağının olduğunu söyleyenler de var (Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi - Ramuzu'l-Ehadis, Hadis No: 3857) sahih olmadığında ısrar edenlerde. Pek bilgi sahibi olmadığımdan fazla kelam edemem. Bu konuda yorum yapabilmek için olay sahibi Cübbeli Hoca ile münasebete geçmek gerekir. Gerekli açıklamaları kendisi ya da bu hadiseyi onun ağzından bire bir duyan güvenilir başka biri yapmalı.

     

    Bu arada yaratılanlar arasında ayrım yapmamayı da Hz. Yunus'tan öğüt edindik. Bizim derdimiz insanın beşerinde gizlenmiş kötü sıfatlarıyladır; âdemi boyutuyla değildir, zinhar olamaz. Bu illetledir ki hüsn-ü zan'da bulunmayı düstur edinmişiz. Fakat alenî bir şekilde ve kat'î olarak İslam'a ya da Müslümanlara saldıran, zarar verenlere karşı herhangi bir zan beslememiz mümkün değildir.


  4. Kim bu Ayşe Gündoğdu? Anlamadığım şey 25 bin küsür tweet atınca meşhur olmuş birisi mi? Ünlü olduğundan mı 1800 küsür takipçisi var yoksa tweetleri çok mu farklı? Hayır, gerçekten tanımıyorum.

     

    Buraya bir ekran görüntüsü vermişsiniz, Erdoğan'a Mehdi demiş tweetlerinden birinde. Bu sözü söyleyerek halk üzerinde büyük bir etki bırakabilecek birisi mi? Provokatörlük yaparak mı ekmeğini kazanıyor?

     

    O ekran görüntüsünü buraya koymanızdaki amaç ne? Reklamın iyisi kötüsü olmaz mantığı ile mi hareket edilmiş anlayamadım. Kafamda bir sürü soru oluştu şimdi.

     

     

     

    Edit// Cihandar abi :) "Reklamın iyisi kötüsü olmaz" ile seni asla kastedmedim. Ayşe Gündoğdu'nu kastettim, bu şekilde yazılar yazarak kendi reklamını yaptığını söylemek istedim.. Evet, eksik ve yanlış anlaşılabilecek birşey yazmışım. Üstte yazdığım hiçbir şey seninle ilgili değildir, tweet sahibi ahmak ile ilgilidir. Kusura bakmayın.

    • Like 1

  5. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde, soruşturmayı yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından ''şüpheli'' sıfatıyla ifadesi alındıktan sonra tutuklanması istemiyle İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilen Başbuğ'un işlemleri tamamlandı.

     

    Mahkeme, emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasına karar verdi.

     

    :tek_dis:


  6. 538420120105025954660.jpg

     

    Bildiğiniz üzere 05.01.2012 Tarihinde Özel Yetkili Savcıya saatlerce ifade verdi İlker Başbuğ ve 22:30 sularında Tutuklanma Talebiyle mahkemeye sevkedildi.

     

    Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hakkında başlatılan soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi.

     

    Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde, soruşturmayı yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından ''şüpheli'' sıfatıyla ifadesi alınan Başbuğ, TCK'nın 314/1. maddesi gereğince ''örgüt yöneticiliği'' ve 312/1. maddesi gereğince de ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs'' suçlarından tutuklanması istemiyle İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edildi.

     

    İlker Başbuğ'un savcılık ifadesi yaklaşık 7 saat sürdü.

     

    Kaynak: http://www.haber7.com/haber/20120105/Basbug-icin-tutuklama-talebi.php

     

    Ağzım kulaklarımda halay çekiyorum bir elimde mendille : )

     

    Darısı 12 Eylülcülerinin başına, Kenan Paşa, sana güzel güzel laflar hazırladım!


  7. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi'nin açılışına katılıp bütün öğretim görevlilerini karşısına alıp onlara hitâp eden biri varmış. "Baba"(!) bir adam, en azından öyle çağırırlarmış o çoban eskisini (Asla, çobanları aşağıladığımı sanmayın). Bu zat oradaki bütün öğretim görevlilerine mealen şöyle demiş:

     

    Üniversitelerimizin asıl amacı Cumhuriyetçi ve laik gençler yetiştirmektir. (Elinin tersini göstererek) bilim, eğitim geri plandadır!

     

    Bu kişinin hiçbir konuşmasında net bir tavır göremezsiniz normalde. Bazen bir şeylerin altını çizer, bazen ise üstünü. Binaenaleyh, yuvarlak bir yaklaşım tarzı vardır olaylara, fikirlere. Tabi dışarda durum böyle. Herkesin kendinden olduğunu sandığı ortamlarda ise gayet net bir insandır.

     

    Kısacası "şerefsiz"dir. Bu bir hakaret değil, bir durum tespitidir.

     

    İşte, cehape zihniyeti de aynı durum tesiri altındadır.


  8. Arkadaş, Cübbeli en başta köküne kadar batıl meseleleri de aktarmaktan uzak durmuyor. (Cibril-Resul-Vahiy Meselesi) Alim dediğin adam ya adam gibi net konuşacak ya da ben bu soruyu cevaplamam diyecek. Öteki bir şıktan bahsetme ihtimali Allah muhafaza münafıklığa kapı açar. Bu tür hassas meseleleri de bunun gibi kaba-saba bi adam yapamaz. Ben bunu nerden biliyorum? Üstad (R.Aleyh) söylüyor. Allah aşkına şu Hücum ve Polemikler'e baktığınız zaman bir kıvırma görüyor musunuz? Hakikati örtme adına tek bir şey? Demekki ya konuş alim bilelim ya sus alim sanalım...

     

    Şu yukarıda bazı Gönüldaşlarımın tavırlarını da anlıyorum. Ahir zamanda olduklarını unutuyorlar. Bu devirde ne hoca ne alim... Gördüğünü de bin süzgeçten geçir.

     

    Vesselam...

     

    Böyle buyurmuş alim Selmanbey (hz ks ra)

     

    Kimi insanların zihin süzgeçleri pisliklerle, atıklarla kapanmıştır ve bu yüzden o süzgeçten hiç bir şey geçemez olur.

     

     

     

    Alttaki cümlelerim herkes için geçerlidir.

     

    Hüsn-ü zanda bulunmak zorunda olduğumuz halde nasılda atıp tutmayı, su-i zanda bulunmayı bu kadar basite indirgemişiz böyle. Nasıl bir cemaat milliyetçiliği damarlarımıza işlemiş. Kim olduğumuzu sanıyoruz böyle? Birer potansiyel Esfel-i Sâfilin âzası olduğumuzu hatırlatırım efendiler! Avamlar, havaslığa soyunuyorlarsa def-i hacet statüsüne geçmişler demektir, Allah korusun.


  9. Sadece tvlere değil, etrafınızdaki yapılara bakın. Kültür merkezlerine dikkat edin, insanların toplandıkları yerlere. Bazılarında masonik veya farklı tarikatlerin simgelerini görebilirsiniz.

     

    Reklamlar zaten psikoloji laboratuvarlarında hazırlanır. Her saniyesi ile reklamı hazırlayanların vermek istedikleri mesajı azami düzeyde almamız sağlanır.

     

    İnsanı satan bir düzende bunlar hep olacak.

    • Like 1

  10. @tazir

     

    Muhârrem'in ilk gününü de Hicri Yılbaşı olarak kabul ettiğimizden dolayı kutlamaktayım çok şükür. 10. Günü sevincine de katılırım.

     

    Üstteki yazımda da olaya fıkhi açıdan bakmadım ki bakamam, o fıkıhçıların işi. Bir avam olarak fikirlerimi beyan ettim. Yeni yıl kutlamalarına kültürel bir olay olarak bakmaktayım. Dayatılmış veya değil, kabul edilmiş sonuç olarak, tu kaka değil, sadece lümpenlerin tekelinde de değil ve bu kutlamalara iştirak edenlerin esefle kınanmasına karşıyım. Dışarda deliler gibi toplanıp tepinenleri iştirakçi olarak kabul etmediğimi anladığınızı umuyorum.

    • Like 1

  11. Noel Kutlamaları ile "Yeni Yıl Kutlamaları"nı bir birinden ayırarak böyle bir başlık açmanıza sevindim. Bildiğiniz gibi bir Hristiyan bayramı olarak Noel'i bazı Hristiyanlar 25 Aralık tarihinde, bazıları ise 6 Ocak tarihinde kutlarlar. Aslına bakılırsa 25 Aralık tarihi, farklı eski kültürler tarafından da kutsal adledilmiştir. Gerek "Mitra"ya tapan Eski Acemler olsun, gerek Romalılar, gerekse Eski Mısır Medeniyeti olsun bu tarihi kutsal olarak kabul edip çeşitli törenlerle kutlamışlardır.

     

    Hristiyanların Noel'i neden farklı tarihlerde kutladıklarına gelirsek, bazıları Jülyen Takvimini, bazıları ise Gregoryen takvimini esas aldıkları için farklı tarihlerde bayramlarını kutlarlar.

     

    Tabiki Müslümanlar kesinlikle Noel'i bir bayram olarak kabul edip, kutlayamazlar. Bu kesinlikle İslam dışı bir olgudur ve uzak kaçmak şarttır. Fakat Yılbaşı Kutlamalarına gelirsek, aşırıya kaçmadan ve kendi değerlerinden fire vermeden yeni yılın gelişini kutlamakta bir sakınca görmüyorum. Bakın, bu konuda beni yanlış anlamayın, sevinmek Müslümanların da hakkıdır ama bir Gayri Müslim gibi değil elbette.

     

    2 rekat şükür namazı ile yeni yılı karşılamak bence yerinde bir davranış olur. Belkide kopuk bir aile hayatına doğru sürüklendiğimiz bu zaman diliminde evde kutlanabilecek olan yılbaşı aile fertlerini bir araya toplayabilir, iki muhabbete vesile de olabilir.

     

    Hayırlı bir 2012 geçirmek niyazıyla herkesin yeni yılını tebrik ediyorum.


  12. Müthiş bir çalışmaya imza atmışsınız. Gönülden destekliyor, sonsuz başarılar diliyorum. Allah'ın izni ile güzel bir fikir yuvası olacaktır NFFD.

     

    Derneğinizde yaz ayları (Erzurum'da yaz olabilir mi bilemiyorum) içinde gelebilecek olan misafirleriniz için bir-iki geceliğine kullanması üzere tahsis edebileceğiniz bir adet ince ve yumuşak yastık ile ince bir battaniyenin üzerine konulabileceği yatak tarzı bir nesneniz var mıdır?

    • Like 1

  13. @ekbem

     

    Kardeşim yazdığımı iyi oku istersen. Can Dündar'a bu başlıkta yapılan haksızlıktan söz ettim.

     

    Ek olarak yaşananlar içerisinde kanlı kıyımlar vardır.

     

    Haklılık, haksızlık tartışmasına girmedim. Asla bir soykırım olduğuna inanmıyorum, büyük çaplı ve karşılıklı katliamlar yapıldığını iddia edenlerdenim. Kim daha fazla insan öldürmüştür? Bunu tarihçiler belirlemeli. Kim haklıdır? Türkler, asla haksız değildiler onları öldürdüklerinde.


  14. Can Dündar'ı pek sevmem. Yazılarını da çoğu zaman sert şekilde çevremde eleştririm. Eleştririken önce yazıyı sonra yazarı eleştirmekte fayda vardır. Bu yazıda eleştirilecek birşey göremiyorum ben. Yaşanmış bir şeyler var. Yaşananların adının ne olması gerektiğine biz ve Ermeniler karar vermeli. Bunun için her iki taraf da adım atmalı.


  15. Geçen yaz okulunda meçhul bir mektup buldum Siyasal Düşünceler Tarihi adlı kitabımın içerisinde. Kim bilir kim ne zaman koymuştu o mektubu oraya. Taa 2010 Eylül başında aldığım kitabı ilk defa açıyordum temmuzda. Mektupta bir dipnot ve bir de şiir eki vardı. Dipnotta şahsıma ağır hakaretler edilmekteydi. Öyle mesut olmuştum ki, aleyhime konuşuluyordu çünkü. Son olarak birazdan ekleyeceğim şiiri, o meçhul mektup yazarıma göre Kaygusuz Abdal bana yazmış olmalıymış.

     

    Aldım, bir dal sigara ile okudum şiiri. O vakte kadar bu şiirden haberimin olmayışına çok üzüldüm. İki damla da gözyaşı döktüm o meçhul kişinin kim olduğunu anlarken mektubun sonunda. Nefsim, bana güzel bir ders vermişti. Gerçekten de alttaki edebi eser tam da beni anlatıyordu. Yüzlerce yıl evvelden gelen bir hediye.

     

    O günden beridir artık hiç ayık dolaşmadım. Anladım, Müslüman dediğin sürekli sarhoş olmalı.

     

     

     

     

     

    Yamru Yumru Söylerim

     

    Yamru yumru söylerim her sözüm kelek gibi

    Ben avare gezerim sahrada leylek gibi

     

    İşim kalp sözüm yalan ben değil adım filan

    Bu halk insana derim sözümü gerçek gibi

     

    Aşk kuşları derilse aşktan dane verilse

    Usulüm toya benzer avazım ördek gibi

     

    Terketmedim benliği bilmedim insanlığı

    Suretim adem veli her huyum eşek gibi

     

    Arifler sohbetinde marifet söyleseler

    Ben de hemen düşünmem ürerim köpek gibi

     

    Gerçi Hakk'ın halkıyım marifetsiz aylakım

    Arifler sohbetinden kaçarım ürkek gibi

     

    Bu marifet ilminden haberim yok cahilim

    Benden mana sorsalar sözlerim sürçek gibi

     

    Aşıklar can içinde aşikar gördü Hakk'ı

    İşitmenin manası olmıya görmek gibi

     

    Miskin Saryı kıydın kul oldun sen nefsinde

    Senin hırs ü hevesin tuttu seni fak gibi.

    • Like 1

  16. Mevzubahis Ayet'e, aramama rağmen, hatta bir çok kişiye sormama rağmen ulaşamadım. Varlığını kanıtlayamadığımdan yokluğuna inanmak zorundayım. Böyle bir ayet yok. Tersini iddia edenler delil göstermek zorundadırlar.

     

    Hadislere gelince. Sahihliği tartışmalı, hatta sahih olmadığına kanaat getirilmiş hadislerdir.

     

    Bu şekilde Türk yüceltilmez. Allah ve Resulü hiç bir kavmi, milleti üstün göstermez.

     

    Türk kimdir? Belki namazını aksatır ama yattığı vakit ayağını kıble tarafına uzatmayandır Türk; banyosunu ve tuvaletini kıble tarafına yapmayandır. Dikkat buyur efendi; İslam'a saygısındandır Türk Kültürü'nün yüceliği.

     

    Şöyle bir alıntı ile cevabımı sonlandırmak istiyorum:

     

    Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık, ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır.” (Hucurat, 49/13)

     

    Veda Hutbesinden: “Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Hepiniz Adem’densiniz, Adem ise; topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten sakınanınızdır. Arab’ın Arab olmayana, hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir


  17. ... Allah C.C bir ayetinde der ki: " Türklere her zaman yakın durun, onlarla her zaman birlik olmaya çalışın, çünkü onlar dünyaya hükmetmeden Kıyamet kopmayacaktır...".

     

    ... ve yine başka bir hadiste: " Türkçeyi öğreniniz zira Türkler dünyaya iki kez hükmetmeden kıyamet kopmayacaktır, Türkler sizlere dokunmadan Türklere dokunmayın!" buyurmuştur Hazreti Peygamberimiz..

     

     

    Ey Horasan Erenlerinin torunu aziz Türk kardeşim; Belirttiğiniz Ayet, Hangi Ayettir? Belirttiğiniz Hadis'in sahih hadis olduğunun kaynağı nedir? Ya da böyle bir hadis var mıdır?

     

    Şu fakiri bu konuda bilgilendirirseniz, mevzubahislerin gerçekliği noktasında ikna ederseniz ne kadar mesut olurum anlatamam.

     

    Selam ve Saygılar.


  18. Söylenecek çok şey var; ama biraz daha beklemekte fayda var... İnşallah gerçekler (her ne yöndeyse) ortaya çıkar.. Allah sevenlerini haklı çıkarır inşallah... Ama şuna değinmeden geçemeyeceğim. Cübbeli, Habertürkte o kadar programa katıldı ve Altaylı ile Bardakçı'nın program sırasındaki tavırları, dalga geçer tavırları ile kanımca ilmin izzetini muhafaza edemedi... Elbette güleryüzlü olmak iyidir; ama 5 yaşındaki çocuğa da 55 yaşındaki adama da o programı izletseniz varacağı sonuç, Dini sohbetin şova, eğlenceye döküldüğü olacaktır! Her neyse... Bunu yazmamın nedeni şu... Hoca Yakalandıktan sonra Habertürk'ün ilk sayfasında bir karikatür vardı... Hocayı 5 adet bayanla çıplak gösteren ve dalga geçen karikatür... Umarım bu örnek kişinin kiminle muhatap olup olmayacağının, kime nasıl muamele edeceğinin resmi olarak algılanır.... Tüm Gazetelere bakılsın aynı çapta ikinci bir karikatür olacağını sanmıyorum... İnşallah kimin hangi niyette olduğu anlaşılmıştır!!

     

    İlk olarak şunu söyleyeyim ki Cübbeli Hoca, programlara çıkmadan evvel İstiharesini yapar. Getirisi, götürüsünden fazlaysa çıktığını belirtir. Burada kimin hangi niyette olduğunu da bizim bildiğimiz gibi Cübbeli Hoca'da bilir. "Kimin hangi niyette olduğu anlaşılmıştır" derseniz birilerini afedersiniz ahmaklıkla, salaklıkla itham edersiniz. Sizden ricam, cümlelerinizi yazarken biraz daha düşünerek yazınız. O programları izleyenler anlarlar sorulan soruların nasıl bir hain hinlik altında sorulduğunu.

     

    İkinci olarak Bizlere, sürekli olarak somurtgan, eli sopalı, kızgınlığıyla ünlenmiş bir hoca tipi ile karşılaşmamız gerektiğini çocukluktan beri zorla öğretmişler. Yüzü güleç (gülen demiyorum, Müslüman tebessüm eder) bir hocayı kafalarımızda tasvir edemediğimizden ve öğretilen iki sloganı hayat felsefemiz haline getirdiğimizden dolayı Cübbeli Ahmet Hoca'yı şovmenlikle suçlayabiliyoruz. Cübbeli Ahmet Hoca ne bir meddahdır nede modern terimle şovmendir. Onu böyle itham etmek büyük bir saygısızlık belirtisidir. İnsanların hassas noktalarını da çomakla dürtmek hoş bir şey değil, muhakkak en hafif şekliyle böyle tepkilerle karşılaşırsınız.

     

    //

     

    Bu mesajıma verdiğiniz cevaba da cevap niteliğinde birşeyler karalamıştım sayın En Son Osmanlı. Gergin olan ortamı daha fazla germenin manası olmadığından verdiğiniz cevaba teşekkür etmekle yetiniyorum. Lütfedip cevap yazmışsınız.

    • Like 1
×
×
  • Create New...