Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Mustafa Cilasun

* Mustafa Cilasun Şiirleri *

Recommended Posts

Ruhun bayram etmeli, kalbin deruhte eylemeli!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Nefsimden kal etmiyorum

Aklıma geldiği nispette düşüncelerimi hasretmeyi dilemiyorum

Akıl ve izanın perdelerini çekiyorum, lal halinde ki ruhuma tevessül ediyorum

Yazdıran erkin zatında ki acziyetimi teslim ediyorum, alıp götüren ne bahsediyrum

 

 

Talim ve terbiye kalp içindir

Akıl mutlak olan hakikatin firkatine ram olmak için sebeptir

Vicdan sahipsiz değil, ötenin lisanından demlenen bakirdir, düşünmek niyedir

Hidayete talip olmak aklın ve idrakin gereğidir, asilik hangi halin bir sefilliğindir

 

 

Tohumu bir düşün nedir

Toprak neden sessizlik içinde sabreden bir naib-i ülfettir

Vakit kimin tasarrufunda bulunan aşk-ı emindir, fikretmek bunun için bilinçtir

Ruhunu merak et,kalbini sadece yürek mi sual et nedir,aklının bizzat mahal yeridir

 

 

Seni muhatap kabul eden kimdir

Neden hesap ve mühlet bahşedilen zenginliktir,dikkat niyedir

Arı bak yaparken, kelebek rengaren uçarken hilkatleriyle niye ahit içindedir

Av mı olacsaksın, yoksa avcımı, iraden emniyetin içindir, zafiyet neden hüzünlüdür

 

 

Nefsine zülmetme, onu ehilleştir

Bedevinin hali neden çok garipsenir, nitelik ruhun ahengidir

Nizamsız nefs sanki akortsuz bir saz gibidir, asla uyum içinde olmayan delidir

İşte akletmek ve idrak ile iradi bukunmak demek, ahir için hesap edilmesi gerektir

 

 

Özürlü insan acziyetini bilir

Özürsüz olan ise onun derdiyle dertlenmeyi gaye edinen nefestir

Aç ve susuz olan hangi can olursa, merhamet edilmek için düşünmek niyedir

Rahmetin ve mağfiretin sahibi ve maliki aşikar olan bizzat Rabbimiz değilmidir

 

 

Her ecri zatına mal eyleme

Sana bahşedilen nefesi ve takati tefekkür etmek için çok geçikme

Kırmak ve dökmek için sakın bir hesaba girme, gönül sadece senin değil gülme

Hiçten var olan emanetsin, bir hesabın lahzasında ki kefensin, düşünmeden etme

 

 

Bayram, varlık adına değil

Safahat için hiç değil, bahaneler ile tatile çıkmak nasıl bir hal eğil

Ölüm içinde yaşamalı, tenin cezbeden bir eda ile salınmamalı, maharet değil

Mahzun ve mağdur nefesleri sevindir, yaşlı ve kimsesizleri ziyaret et, ziyan değil

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Derde derman olan sensin, sahip ve meliksin!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne kadar boşvermişliğim varsa

Şimdi hiç acımadan çıkıyor karşıma, hicran südur ediyor ruhuma

Zahir olan bir hesap bilmem ki neden gelmemişti aklıma, ah nefsim sen varsınya

Acınmak bana, yerinmek ahıma, hani keşkelerde hiç olmasa, kalbim yanıyor oysa

 

 

İnşirahı nerden bilirdim

Çünkü bende etrafımda nefeslenenlerin rengindendim, taklit üzereydim

Ne derlere göre hesap eden bedendim, hep kalıbımla söz ettim, ruhumu bilmedim

Kalbin lisanını hiç öğrenemedim, işime geldiği gibi nefeslendim, aşkı hiç bilmezdim

 

 

İnayet nedir önemsemezdim

İhlasın eşiğinde dahi vakit geçirmeyen bir nedendim,nehiy içindeydim

Nefsime ne kadar kıymet verirsem, iltifata ram olmak için hesabına girince şendim

Yanımda kim varsa övgüsüne mashar olmak isterdim, kimi zaman eza eden şerdim

 

 

Hiç kitap okumayan biriydim

Zaten bahaneleri serdederdim,varlığım adına ne müşhiş bir kederdim

Yalnızlığı hiç sevmezdim, ötelerden bahseden olunca, hikaye telakki eden elemdim

Yine israiliyattan bahsediyor diye kimi zaman, yakınlarıma tenbih eden nefestim

 

 

Bir nisa görsem meylederdim

Gaflet ve delalati enaniyetim için zenginlik görürdüm, olsun derdim

Nasıl olsa dünya nimeti diye maslahat güderdim, cezbetmenin hesabına girendim

Kim yapmıyor ki derdim, demek ki meşrudur diye insanları ikna etmeye girerdim

 

 

Ne annemin ve ne babamın

Rızasını almak için gayret eden bir can değildim, niye mecburler derdim

Benim ne suçum var, demek ki iyi yetiştirememişler diye alay etmeyi becerirdim

Annemin ağıdına meyletmezdim, babamın susunluğu karşısında edep etmeyendim

 

 

Ne zaman içim titredi irkildim

Sanki ayrı bir dünyanın kapısı açılmıştı, ne kadar şakınlık içindeydim

Aklımın olduğunu o vakit farkkettim, ruhumun insicamına meyletmeye namzettim

Kalbimin açılan perdelerin seyretmeye kilitlendim, bir başka lisanı öğrenecektim

 

 

Bir taşın halinde nefeslenirken

Enaniyet içinde vakit geçirirken,bahaneler içinde ömrünü heba eden biriyken

Sen lütfettin,mağfiret eyledin,hidayetine ermem için vesileleri bana çok yakın ettin

Çünkü sen Rahmen ve Rahim olan bir Rabtin, lütfunu sefilliğimden hiç esirgemedin

 

 

 

Mustafa CİLASUN

 

 

(Tüm kıymetli dostların bayramlarını tebrik eder, saklı umutlarının kabulu için niyaz eylerim, kalbiniz için inşirah dilerken, sürur içindenefeslenmenizi arzu ederim, hürmet ve selamlarımla efendim...)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hiç halime şahit olma, boş yere ağlama!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne kadar dikkatini çeksem

Cezbeden bir halin libasıyla gezinsemde, sakın ha kanma

Sonra yanarsın anla, o zarif ve naif halin derbeder olur, düşünmeyi unutma

İnsan,candır,kandır,heyecandır,riyadır,aldanandır, hatasıyla bir olan imhihandır

 

 

Bu bakımdan öncelikle tanı

Aklın ve izanın, ruhunun ve kalbinin refiği olsun, dahası var mı

Hesapsızlık bühtandır, hevesler için saklınmak hicrandır,nefsini tanımamak ar mı

Ne kadar sual ederseni tahkik ederek bir kanaate erişirsen hazdır, felaktır yıkar mı

 

 

Hayatın atar damarları vardır

Ancak hilkati ve aidiyeti üzre yol alan canlar için ram olan farktır

Zira kainat niye yaratılmıştır, yoksa uyarıcı olan peygamberler boşuna mıdır

Kitab-ı celil neden bahseder,hangi süreler mazinden söz eder,ayetler birer nazardır

 

 

Ruhunu ve kalbini anlamadıkça

Yaratan Rabbin neler istediğine ve ne için nizam ettiğine vakıf olmadıkça

Aklın farkını, vicdanın iştiyakını, idrakinin sancısını, iradenin azmine kanmadıkça

Taatinden haz alamazsın,her ne kadar niyaz eylesende onu vecdiyle yaşayamazsın

 

 

Fidan susuz büyür mü bilsem

Ten libassız ne kaldedir edebin ilzamında nefesimi nasıl şahit eylesem

Tefekkür etmedikçe vakıf olmayacağıma kani gelsem, ilimsiz fikir olmaz desem

Hangi eşiğin kapısında turab olacağımı merak edip, aşkın firkatiyle hakta dirilsem

 

 

İnsan, kul olursa furkandır

Kulluk adına yaratılmışa kölelik yaparsa ne büyük bir bühtandır

Ruhunu esir eden nasıl bir muhataptır, nefsine ram eyleyen şedit bir canavardır

Kurtulmak adına kandırır,nefsinin esaretinde yol almayı marifet sanır ve aldanır

 

 

Aşk, hak ve hakikatın şiarıdır

Nefsinin kölesi olan bir nefesin halinde birmem ki nasıl anlaşılır

Zevk ve heyecan nasıl olurda aşk lisanıyla bir yol alır, kanan can elbette aldanır

Ruhsuz ve kalpsizlik ikliminde nefes ne kadar zorlanır, kurtulmak adına çokaranır

 

 

Güzelsin, bakir olan bir tensin

Nasibini zorlama, acabalar içinde bocalama, ruhunun halinden kaçınma erirsin

Sanra yalan ve yanlışlar içince can derdiyle uğraşma, haysiyet ardır, nardır derim

Suçladığın can, zaten bu mana üzre gezinen gamdı, anlamak ki muradın olmalıydı

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ey yolunu gözlediğim,hasretiyle kal eylediğim!

 

35540.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

Nasıl kelam etsem, hangi lisan ile nefeslensem

Ruhumun firkatiyle inleyip, kalbimin hasretiniyle sabredip demlensem

Edebin halinde kal etmeye erişsem, ne kadar marazlarım kalsa terk edebilsem

Boynumu büküp sevdasıyla dirilsem ve
ının iştiyakıyla
yaşlarımı serdetsem

 

 

Abd iken, nefis oldum, esaretinde bulundum

Nasıl bir kuldum, zafiyetlerimle yoruldum, iman ettiğim halde niye buruktum

Hangi sesi duymadım, ruhumun ve kalbimin figanını hiç anlamadan kölemi oldum

Aklım teslim-i hakikatti, idrakim elhak cenahtı,iraden neden felaha uzaktı, sustum

 

 

Ben denen kafesin içinde bir mahkumdum

Anlamaya değil, yaşamak zuhuratında bulundum,kadılığı kimseye bırakmadım

Ne vakit içim sızladı sustum, vicdanım nasıl bir mihenkti ki anlamaya adanmadım

Onlarca
aldım,yalnız muhafaza etmek için sakladım,ne yazıyordu bakmadım

 

 

Taklit etmek, akıl nimetinden ariliktir

Ham sofuluk misali pişkinliktir, şekliyete tav olmak ruhun için rezilliktir

Kalbin için nefsine av olmuş bir cehalettir, hesap etmeyen can acziyet halindedir

Bahşedilene erişmezse, akılını, izanını yerinde kullanmak için azmetmetse elemdir

 

 

Varsa bir derdin, alınganlık yapma

Ağlatan yardır, imtihan etmek haktır,sabretmek sana yakışır unutma

Anlamak ve haline müdrik olmak için rekabette kaçınma, azimde deva vardır anla

Kanaat içinde nefeslenmek, gerekçeleriyle istikamet içinde vaktini hasretmek ardır

 

 

Dünyayı yalan eyleyen ruhundur

O aslıl
sı için senin halinde bulunur,kalbini şehretmek ise yolundur

Zalime ve fasıka kalpsiz derler, nursuz bir beden diye söz ederler, sual et bulunur

Ne taş misali katı ol, ne de idadesinden vazgeçen bir kul ol, itidal adına bir yol bul

 

 

Hiddet kalbinin marazıdır unutma

Özellikle sana tabi olan kimler varsa, hükümranlık yapmak adına adanma

Her kulun en yakınında olan ve sahibi bulunan yegane olan bir nazarı yok sayma

Yok olacak sensin, hesaba çekilecekte nefsin, tevazuu ve merhametide asla bırakma

 

 

Annen ve baban kime feda olurlar

Canları pahasına ciğerim dediklerini korurlar, onlarında sahibi kimdir sorgula

Düşünmek nitelik işidir, fikir edinmeden kal etmek lafazanlık hali değilmidir anla

Nihayeti olan bir sevdaya bel bağlayıp çırpınma,
ın mihengi için bir yol bulsana

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dilin lal oldu, gözlerin kal etmesi durmadı!

 

38677.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İçime işleyen bir ok gibiydi

Ne vakit kaçınsam da önünü hiç alamadığım sanki sel misaliydi

Çok derindi, keskin bir mızram halinde ki kederdi, sessizlik içinde kelam eyleyendi

Yıllar deva bulmam için yetmedi, bedenim takatsizleşti,fakat kal eyleyen yetinmedi

 

 

Nasıl bir meramın sahibiydi

Neden bu kadar derinliğime nüfus eden bir nefesti, hiç bilinmedi

Hangi derdin naibiydi,niçin kelam etmek için gönlünü hasretmedi,gerekmezmiydi

Yoksa bu kadar kıymet ifade edecek can mı değilmiydim, sual içindemi ölmeliydim

 

 

Artık korkular beliriyordu

Uyku adına bir dirlik kalmıyordu, acabalar sarhoş ediyordu

Bir yudum su misali, huzura hasret kalmıştım, bilmem ki nasıl anlatmalıydım

Kuşku ve kaygılar pik yapmıştı, sanki panik halinde yaşamak bahtım içinde şarttı

 

 

Hangi kapıyı çalmalıydım

Yoksa bir hekim mi aramalıydım, hangi yanlışın kurbanıydım

Kalbime ve ruhuma en yakını bilirken ve fakat ram olmak adına azmetmezsem

İçinde boğulduğum bir efkardım, sanki saklı sevdalar adına mı davalı budalaydım

 

 

Suallarin bizzat muhatabıydım

Lakin içinden çıkılmaz bir hal aldı mı, çareler adına yakaran bizardım

Tertip ve düzeni hesap eden, nefsimin zafiyetleri için tercihleri derleyen bedeldim

Öncelikle ruhuma ve kalbime ihanet ettim, kerih olan neler varsa adeta içindeydim

 

 

Söz etmeye hakkım olmalıdır

Fakat kelem etmek adamlıkla alakalı bir durumdur, kulluktur

Vefa adına sorumluluktur, tefekkür farkıyla yakarıştır,
ın sadrında yanıştır

Günahkar olan benim, günahtan ari olan için yanarım, bilmem ki nasıl hıçkırıştır

 

 

İhlas üzre olan kulun edebi
tır

İçini yakan ferahlıktır, firkatiyle yol aldığı ibrahimi ağıttır

Nefsine zor gelenden kaçınmak, çile ve ezayı hiçe saymak
tan uzaklaştırır

Ruhun ve kalbin halinde istikamet bulmak, aklı ve idraki ihsana adamak sevdadır

 

 

Her nazar edeni dikkate alma

Kalbin sana bahşedilen bir lütuftur unutma, nazargah makamıdır korkma

Ne kadar anlamazsan, vakıf olmak için merakını hasredip şad olmaktan usanma

Akiden adına azimli ol, şek ve şüphe içinde iman eyleme, hesap
ın farkıdır anla

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kal eyledim, sessizliğinin içinde eridim!

 

 

 

39088.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Söz vermiştim

Gitmeliydim, ihmal ettiğim kadar sevinmeliydim

Mahcubiyetimi aşikar eylemeliydim, içimin titrediğini belirtmeliydim

Ne kadar korkum varsa, artık terk etmeliydim, haşyet zekedene meyletmeliydim

 

 

Yıllar geçmişti

Ayrılık rüzgarları hiç söylemeden birden esmişti

Keder yüreğimde sökün etti,
yaşlarım hiç dinmedi, fakat yetmedi

Özlemin, firkatin,
nin, vefanın, şefkatin mürebbisi olan can ne kadar sessizdi

 

 

Arefe günüydü

Herkezin bir telaşı vardı, kaygılar nasıl bırakmazdı

Bayramlık bekleyen
lar sanki birer meraktı,hiç sabırları kalmadı

Hane kalkı temizlik konusunda cefakardı, soluk soluğa kalacak kadar çabadaydı

 

 

Neydi bunun farkı

Aşk ve
hangi kalp için vuslattı, ruh niye vardı

Dünya ve nimetlerine bu kadar düşkünlük niçin gönüllerin terini aldı

Düşünmek enson tercih edilen bir fırsattı, akıl danelik neden bu kadar etraftaydı

 

 

Bayram namazı

Nasıl bir heyecan ve de huşu, farzı ayın olan emirler içimizde bir sızı

Ne kadar ihmal edersek, nasıl ki tevbe kapısı açıktır diye söz söylesek neden acı

Kalp ferasetin mevkii, ruh aidiyetin dirliği, her lahza haberdar eden, müthiş sancı

 

 

Kabristana gittik

Her yer yemyeliş, sanki
misali ne kadar berak ve sakin

Kuşlar bayaram ediyor, sesleseriyle sevinçlerimize iştirah eyliyor, şen ve şakrak

Nazar ettiğim her mezarlar, ne kadar mahzun ve suskun, lal olan hal ile bakıyorlar

 

 

İçimde derin bir sısı başlıyor

Çocuklar
lerime bakıyor, zevcem boynunu bükmüş okuyor

Oğullarım, ayrık otlarını temizliyor, torunlarım sessizce ş
ınlık yaşıyor

Sukut etmek bana kalıyor, tilafet edilen ayetler dikkatimi çekiyor ve alıp götürüyor

 

 

Bir burukluk var içimde

Her ne kadar hakkıyla şehretmeye malik olarak aşikar etmesemde

Nefesin rikkati azalıyor, kalbin inşiraha muhtaçlığı önüme çıkıyor,söylemesemde

Ölüm içimde yaşayan engin bir nida, nefsim anlamasa, aklım tutukluk yaşasa da

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sana söylemediğimi anlatır suskun bakışlarım!

 

62395.jpg

 

 

 

 

 

 

Bilir misin

Neler

Vardır
bakışlarında!

 

Gözlerin

Bir b
a
konuşur

Bilir misin?

Sana

Seni anlatırım,

 

Sana;

Kendimi anlatırım.

Sana

Söylemediğimi

Anlatır
bakışlarım…

Bir şarkı

Mırıldanırım..

Dudaklarımda...

İstersen

Haykırırım

Sana duygularımı..

Yalnızca

Bizim

D
mızı istiyorum!

Ama

Uzak çok uzak!

Birde sen

Tutman ellerimden

Düşerim boşluğa…

Sen

Ve diğerleri

 

Birliktesiniz!

Hep

Ellerinden

Tutarsın
onların,

Sözlerin

Hep

Onlardan yanadır.

Bakamam sana…

Bakarım;

Haykırır bakışlarım

Gelmeyin üstüme

Bütün

Bakışlarım okunacaktır.

Okunması

Anlaşılması lazımdır.

Gözlerim

Bamb
a konuşur sana

Sana seni

Sana; kendimi

Sana

Söyleyemediğimi

Anlatır bakışlarım…

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sukut etmek zorundayım, ne yapayım!

 

 

inanilmaz-renkli-gokyuzu.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Nereye gitsem, hiç seslenmesem

Dilegelenleri sabır içinde mütala etmeyi bir becere bilsem

Hiç kimseye nazar etmeyi dilemesem, kendi halimde ki lekeleri temizlesem

Fevkalade tuhaf gelen, günü geçirmek için yarış eden, keyfe keder diyeni işitmesem

 

 

 

 

Adamlara bakıyorum suskun

Nisalar niye yarış edercesine, edebi ötelercesine kuzgun

Derdine herkez mi vakıf olmalı, sattığın çalım nasıl anlaşılmalı gerekçesini bulsam

Akıl ve idrak ne anlatır, adap muaşeret neden ruh ve kalpten uzaklaşır unutmasam

 

 

 

 

Yorulan çocuğun kolunu kıvıran

Onun halini hiç anlamadan yarış atı gibi koşturan

Feryadını duymayan, adım atamaz duruma geldiği halde sinirlenip kızan

Şefkat ve merhametin naibi olduğu halde, hakikatin derinliğinde ki edebi bilmeyen

 

 

 

 

Genç kızlar sanki okul kaçkını

Kıyafetleri ne kadar garip, soytarılara meydan okur gibi

Telefon eden annesine yanlış adres veriyor, zavallı babası belli ki çok güveniyor

Sanki mimarsinen parkı safari misali ayan meyan mahlukatlar gibi herşey ortada

 

 

 

 

Neden kandırmak adına varlar

Flört etmek için yarışırlar, heyecan yaşamak adına köleleşen kullar

Kimbilir ne kadar sahipsizler, içinde ki ukteler için bahanelere serilen zavallıllar

Ekranların kurbanı, anne ve babanın artık ne müthiş dramı, yolundan şaşırmışlar

 

 

 

 

Nedensiz yaşayan kurbanlar

Akıl ve izanı öteleyen canlar, ruhunun ve kalbinin dilini bilmeyen anlar

Nesil emniyeti niye vardı, tımarlanan bedenler nasıl bakir kalmayı başarırlardı

Hayasını kaybeden nazar hiç itibara alınır mıydı, namus ve iffet yoksa hebanıydı

 

 

 

 

Bankta oturana selam verdim

Yaşlı bir amcaydı halini ve hatırını sormayı murat eyledim

Gözlerime baktı, mütebessim bir eda ile toparlanıp yer açtı ve selamımı aldı

Sual ettikçe ne derin bir yaraydı, sanki aç susuz kalan zavallı bir mazinin adıydı

 

 

 

 

Anlattıkça gözleri yaşarıyordu

Sahiplenmeyi bekliyor ve şefkat adına muhtaçlığını aşikar eyliyordu

Ah etmek adına çekiniyordu ve fakat her yanından, nefesinden açıkça okunuyordu

Refikası yıllar önce vefat etmiş, oğlu tüm varlığını kumarda kaybetmiş, titriyordu

 

 

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Günahı sen mi çekeceksin, nasıl ar edeceksin!

 

ada-wallpaper.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlk
lar ne kadar masumdun

Sanki bir nazenin ve naifliğin en anlamlı sunumuydun

Nazarımda ne ahenkli bir kuldun, ürkek bakışlarınla içine alan ummandın

O an cezbine kapılmıştım, merakıma yenilmiştim, adeta sürüklenen bir çaresizdim

 

 

İçim kıpırdıyor, yılgınlığım bitiyordu

Yıllara sari içime sökün eden hazan durmuştu, bahar başlıyordu

Zemheriden geriye kalan ne varsa, umutlanan saklı melal gün yüzüne çıkıyordu

Önünü alamadığım şevk ve heyecan ne kadar da anlamlıydı,sanki gençklik aşısıydı

 

 

Yeniden demeye sessizce bir adımdı

Yıllara sari suskunluğumu bazan ne müthiş bir eda ve sürurdu

Her yanım kuşlar uçuyor, kelebekler iştirak ermek için sıralarını bekliyordu

Takatsiz nefesim, ritimsiz kalbim, ahensiz melalim azim için fırsatını kolluyordu

 

 

Artık heba olmayı asla istemiyordu

Bir ömür asabiyete gark eden, esiri olmam için çaba gösteren yoktu

Mütebessim bir eda ile nazar eden ne kadar suhuletli farktı, alıp götüren hicrandı

Hüznümü nihayete erdiren vicdandı,düşünceleri me ahenk getiren bir şevk-i

 

 

Asılında çok şey istemiyordum

Kıskançlık girdabında boğulan bir candım, korkuların dramıydım

Emanetçisi olduğum ne varsa,
her ne kadar yalan olsa da huzur için vardım

Yorgun ve bitkin bir ruh sahibi olmamalıydım,kalbi mahzunluk içinde yaşayandım

 

 

Yıllar haline neden anlatamadı

Zan içinde bulunmak ne kadar kalbin için ihlastı, kim yargıçtı

Senin halinde tutsak olacaksam, bir köşede inleyen abdiacizsem ruhum için ardı

Ne
nazar etsem karşımda husumetle bakan bir hakim vardı,niye açımasızdı

 

 

Demek ki kalbi letafetin kalmadı

Nefsin her vakit iraden adına kandığın mihraktı, ne karaydı

Etrafımda halime acıyanlar,suskunluğu mu kabul edemeyenler neden çoğaldı

Ruhumun ve kalbimin sahibi aşikarken, ona kulluğum kabul edilirken neyin kardı

 

 

Ne kadar tenim olsa, ruhum bizardı

Kalbim için anlaşılmayan bühtanlar seni bezirgan yaptı

Eza ettiğinin, kölen olamayacağımı bildiğin halde, sığındığım Rabbim sabrımdı

Kanaatim sadece onun rızası için var olan ardı, o halin ki hevesim varsa kurutandı

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Beni sev, ruhumu sar,hasaretim ar, ey yar!

 

84899.jpg

 

 

 

 

 

 

Çaresiz sessiz kalmalıyım

Hiç kimseyi bizar etmemek için firkatinle yanmalıyım

Ruhumun figanıyla hıçkırıklara kanmalıyım, feryadımın aczini anlatmalıyım

Bir ömür suskun kalmanın ahıyla
lerimi kapatmalıyım, nar içinde kalmalıyım

 

 

Sevdanın çilesinedir ahım

Hiç yüksünmeden sabredecek bir nefes olmak içindir bahtım

Yazan kalemin kölesiyim, kul olmak adıma ne kadar sefgilim,irademe ağlarım

Ruhumu cezbeden halin aynasıyım, kararan kalbimle nasıl kelam etmeye adanırım

 

 

Lahzanın içinde bizardım

Sinemin hüznüyle hem hal olan bir candım, nefesinle farktım

Hissiyatımı vuran bir borandın, nazarınla durultan bir tavdın, geç anladım

Ne kadar merakım varsa içinde saikleşen meramdın, demek ki nasipte ki hicrandın

 

 

Halim sukutuna kandı

Ruhuma el uzatan ne asude bir vicdandı, kalbime açılandı

Alıp götüren bir hissayattı,sakin rıhtımlara nazar ettiren edebin halinde ki farktı

Bir ömür hicranıma kefil olan
tı,ne kadar bizarlığım kaldıysa şehr eden cenahtı

 

 

Artık şevk var halimde

Her ne kadar hakkıyla dillendiremesem de, seviç heryerde

Umutlar baharın kavlinde, kanatlanmış nefeslerin vecdinden nükseden ahenkte

Dilim kal eyliyor kalbimden, ruhum refakat ediyor şevkimden, hicran sustururken

 

 

Nasıl bir hal ile yazayım

Kalıbımı bir kenara bırakıpta, yüreğimle mi haykıratım

Hasretin şadında bir ömür mü kalayım, içimi burkan sessizliğini nasıl anlayım

Ecelin vakti mi olur, şevk ruha hangi manada dokunur, kul olmak
sız soldurur

 

 

Güle nazar et, kokusu ardır

Hissetmeyen bir gönül, bilmem ki nasıl bir ummandır

Aşk kul için vardır, sevda narın şehredilmesinde ki hakikat-i maslahattır

Hak yakmak için yaratmamıştır, ecrin ve ihlasın vecdi ruhunu kurtaran firkattir

 

 

Şekliyet kalbini karartır

Masumiyet ve halis niyet ruhunu umutlarınla buluşturur

Kalbin her manada aklındır, ruhundan tebarüz eden idrakin bu manada farktır

İraden ehliyet sahibi olduğun için hülasandır, tercihlerin ahirinde ki makamındır

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gelmiyor bir haber, hasret kalbimi lal eyler!

 

94750.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ey ruhunu şehreden

Kalbini inşiraha vakfederek, sessizliğine çekilen

Edebin halinde nefeslenen, kalemin dilinden kal eylemeyen

Nefesin irşadına gönül veren, nasibin ilgasına bel bağlayıp sabırla eğleşen

Duymayacak mısın ahımı, yüreği dağlayan figanımı,hevesleri buğulayan vicdanı

 

 

Aşk, hakkın zuhuratıdır

Ruhun hilkatinde var olan iştiyaktır, hakikatin ilacıdır

Azmin futuhatı, idrakin ihlas sancağı, iradenin vazgeçilmez şecaatıdır

Nar ı kar eyleyen, aklı inşiraha sevk eden, gönlü ecir sulukuna vakfeden tactır

Nefis dilegelir, talim için en makbul bir telebe misali onun emrindedir,niye farktır

 

 

Derya içinde var olmalı

Onsekizbinalemin hali idrakinde yakinen anlaşılmalı

Kıtab-ı celil sırat-ı müstakimine kefil olmalı, solmaya yüz tutan
koklanmalı

Umut bir gönülde solarsa,iman için nasıl bir bahane bulunmalı,takiye unutulamalı

Kul, ruhunun ve kalbinin
-ı lisanı olmalı ve ihlas ve ecirle var olmaya adanmalı

 

 

Evvel emirde
birdi

Hayıflanan kul olunca, dileği kabul edilen ahse-i takvimdi

Tenbih ve öğütler bir vakitten sonra ihmal edildi, ettiren saik zaten belliydi

Ziyana uğrayanlar kimdi, uryan birşekilde azarlanan biçarelerdi,irade sahibiydi

Akıl ve ehliyet sahibi bulunmanın mesuliyetiydi, zaaflar her vakit kaybettirenlerdi

 

 

Hor ve hakir gören nefisti

İnsanın katlini emreden ne esrarlı bir saikti, asdabiyet ne içindi

Hükümran olmak yaratılmış için ne kadar mümkündü, adaletin tesisi eza ile zuldü

Güneş hiç pes etmedi, mah her vakit nazar etti, akıl sahibi olanlar neden ziyan etti

Ruhundan ve kalbinden uzaklaşanlar,nefsinin emrinde ne kadar sefil hal içindeydi

 

 

Rahmet ve mağfiret

Nefesin sahibi olan ve aşikar bulunan Rabbimin tasarrufudur

Nefes müddelidir, teslim olduğun ve vecdin için sana dönecek olan ke
etindir

Ne kadar fefasız ve nankörsen, akılsız ve betbah olan bir nefessen ahir derdinmidir

Hesap her halin ve mevcudatın ibra edilmesi için fırsat verilen imtihan-ı asliyendir

 

 

Her iklim halinde yaşanmalı

Sevinç ve keder asla manasız kalmamalı, gerekçeleriyle yudumlanmalı

Kimi hakir görürsen, kendi nefsinden ziyade olmamalı, şek ve zan seni avutmamalı

Nefsi olan her hal, idrak ve irfanın sadrında dem bulmalı,
ruhunda yaşanmalı

Kalbin nazargah olduğu asla unutulmamalı, sahibinden b
asına mal olmamalı

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gönül boş, melalim loş,izanım sarhoş!

 

94622.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Buruk bir halin lahzasındayım

Suskun ve sakin köşeler sessizce cezbediyor

Hicranım dinmiyor,
zerkediyor

Şehrine malik olmadığım her ne varsa önüme çıkıyor

Esrar perdesi hiç çözülmüyor, hangi saiklerse alalanmayı biliyor

 

 

Bu hazan yine kalbim kırık

Sararmış yapraklar nazar ediyor, mahzunluk veriyor

Umutlar güne hasret demek ki hala vaktini bekliyor

Hasret dinmiyor, heves külleniyor, şevk artık çekip gidiyor

Fersiz
ler sessizleşiyor, takatsiz dizler ah u figan ederek direniyor

 

 

Gönül boş,
lerim yaşlı

Hıçkırıklarım duyulmaz oldu, vicdanlar mı karardı

Artık geriye renksiz bir halin libası kaldı, bir ömür hırpaladı

Yazacak kalem kalmadı, nutkumun durmasına ramak kaldı

Gözyaşları vicdanım için mağfiret sağanağıydı,sahibim b
aydı

 

 

Yeter artık bu hasret uzamasın

Kalan nefesim feryadıma bel bağlamasın, sabrımı taşırmasın

Kuytu köşem hiç aydınlanmasın, karanlık kabrim olsun,ağarmasın

Lal olan halim yarin kalbinde okunsun, ruhunda ki
bahtım olsun

Yazdığım figanlar günyüzüne çıksın, ibrete ram olup acılar yaşatmasın

 

 

Seven, sevdiğine kavuşsun

Ruhundan nükseden feryadı umutlarında ki
olsun

Hak ve hakikatin deryasında kalpleri sürura kavuşup, coşsun

Hüzün hiç burkmasın, hicran ded-i gam olup
lerini yaşartmasın

Gülün lahzasında ki tebessüme kavuşsun, gönül kapıları şevkle açılsın

 

 

Bir lokma ekmek için bakınmasın

Kararan
lerini umutsuzluğun iklimine teslim etmesin

İrade ve azmi, akıl ve idraki en faziletli bir ahkam olarak bilsin

İmanını taklite teslim ederek göçmesin, tahkik ile
ın vecdine erişsin

İlimsiz amel etmesin, kati emirleri asla heveslerine kurban eyletmesin

 

 

Bilmek, anlamak değildir

Anlamak idrakine malik olmak adına bir sebepte değildir

Halin demine erişmek, edebin her halinde tevazuu ile refakat etmek meşktir

Aşk, halin demidir,ruhun ve kalbin inşirah halidir, ihlas adına vazgeçilmezidir

Nefsin esirliğinden azat halidir, aklın ve idrakin iradey-i vuslat için gerekçesidir

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bilmeliyim kalbi ağlayan, dili kuruyanı!

 

95898.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haline müdrik olmadan

Dağlanan sinesinin ızdırabına bir deva için yorulmadan

Boşluğa akan
lerinin insicamında ki derdi

Ruhumun derinliğinde yaşamadan

İman ettiğimi sanmam

Zan içinde oyalanmak kurtarmayacaktır azmimi

Derlenmeliyim, birlik adına bir şevk ile dirilmeye erişmeliyim

Ölmeden, ölenin halinde nefeslenmeliyim, gönül nedir i şehretmeliyim

 

 

 

Ne kadar acırsam coçuğa

Boğulacağım içinden çıkamadığım boşluğun hülyasıyla

Can kimin, mal, mülk bilmem ki nasıl kalbin

Ruhum çok bedbin, yıkık duvarların ahında inleyen bir sor kim

Vakit kim için rehbetdir, hangi davetin haşyetinde bekleyen erktir

Akıl niye senindir, vicdan
i bir mihenktir, kim ne kadar bilir

Hergün göçen nefes niye lal halindedir, ruhunda ki korku nasıl kederdir

 

 

 

Saz, ne
dile gelir

Dirliğin ve birliğin sessizliğinde ki umut misalidir

Sinelerde ki gamı ancak ihlas ve ihsan sahibi olan arif bilir

Kalbi inşirak iledir, gönül kapısı açık bir hilimdir, sabrın içindedir

Kanaat etmeyi zül addetmeyi beceren salihtir, veren el ne
ve zariftir

Kalb ancak sahibiyle azizdir

Ruh aidiyeti içinde ki bakirlikte mahfuz olan edeptir

 

 

 

Aşk, nasibin muvacehesinde ki feydir

Ehliyet sabibi ne kadar ve
ı ve fedarkarsa, çileyle erişecektir

Her nefesin derdiyle hemhal olmadıkça sadece hevestir

Hizmet ehli olmak, ziyadesiyle tavsiye edilen inceliktir ve dirliktir

Toprağın altında ne var,

Hangi nefes—i ar mahzunca bakar hissedilecektir

Yüksünmek, kime yakışır, küskünlük asabiyet ile barışıktır dillenecektir

 

 

 

Her can,
ile refik olan nefestir

Ahiri için dertlenmeyen nasıl bir hesabın içinde gürleyecektir

Ne kadar figan etse, feryadıyla dağları inletse, bir hükün verilecektir

Merak, ilmin eşiği, idrak ruhun yetisidir, kalbinyle yol alan ihsan edecektir

Zihrin ve fikrin muteber olanı,

Şekliyetten arileşmiş ve ihlas ile ağlayanı bilecektir

Yağan kar yeryüzünün kefenidir, yağmur mukayesesidir,
ile
tir

Akıl ve izan sahibi olan hidayet üzre nefeslenen abittir, taktir Rabbindir

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne zormuş, hissedilmeden meğerse hiç bilinmiyormuş!

 

Autumn_by_sican.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Anladım ki senin yokluğunda

Bir yanım hicranın ellerinde çok çaresiz

Ne kadar sabrı denesem de olmuyor işte sen gelmeden

 

 

Her yer ve yanım bom boş

Sanki duvarlar üzerime yıkılmak istiyor

Bülbülden hiç ses çıkmıyor, kedide ortalıkta görünmüyor

 

Ne dinlediğim şarkıda

Ve ne de yudumladığım artanda bir tat var

Sineme sökün eden ızdırap har, ne zaman geleceksin yar

 

Hissiyatıma kar yağar

Takatim kendi yalnızlığında bir ihtiyar

Hiçbir yerde açmıyor bahar, gözyaşlarımda hicranla akar

 

Nisalar her yerde var

Halime işlediğin güzellikler hani kimde yar

Kalbimde ne bir şevk var ve ne de bir umudun sağanağı ar

 

Bedbin halimle

Baş başa kaldım ey edebiyle mücehhez hal

Bir daha söz etmem, dilin keyfiyetine itibar etmem ey yar

 

Ne kaldı ömrün anından

Nefeslerin kalan sayfalarından zarif gülizar

Nazarlarından akseden, tebessümünde gizlenen canı bahar

 

Gel artık yoruldum

Ne suyun ve ne de erzakın adını andım

Nefeslerimde her zaman sen vardın ve benim için başkaydın

 

Sokaklar mahzun

Ağaçlar masum, dallarda ki yaprak mahkûm

Senin yokluğunda kalbim daralıyor, halim sürekli solgunlaşıyor

 

Mezar bana yakın duruyor

Ölüm peşimde bekliyor heyhat ne korkutuyor

Toprak tavında avını bekliyor, hatıralarım yine benimle kalıyor

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gelmedin, gelmek istemeyi reddeden kalptin!

 

108170.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Artık çıkıp sana gelemem

Ruhumun hicranını hasredip, şevkinle sürura erişemem

Mütebessim haline nazar edemem, kalbimin hüznüyle göçmeyi hiç istemem

Gülmeye hasretim, burukluğu artık terk etmeliyim, vicdanını hali olmaya kefilim

 

 

Neden senden uzaktayım

Sensizliğin sürgününde ki bir şafakta yalnızlığa ağlarım

Dağlanan yüreğime çaresiz şifa sunamam,solan yaprağın firkatine ulaşamam

Hıçkırıklarımı hiç saklayamam, rıhtımların yalnızlığında nefes alıp ferahlayamam

 

 

Martılar çığlık atıyor

Nasdibine koşan azmin feryadıyla şakıyor, umutla yakarıyor

Sensizliğin zindanında hicran ne kadar acımasızca vuruyor, şakaklarım çatlıyor

Gözlerim kan çanağına dönüşüyor, dökülen yaşlar artık feryadıma kifayet etmiyor

 

 

Sensiz olmak ardır

Nazarlar sürgün misali korkular yaşamaktadır, nar farkıdır

Aşk nasıl bir ilham ki dağlayan, buğulayan, hicrana salan,
katan sağanaktır

Ağlamak neye yarayacaktır, hissedilmeyen kalp artık duracaktır,gün kararacaktır

 

 

Niye sızlar bu yüreğim

Kapanan kapıları açmaya takatim yetmeyecek bilirim

Ruhunun firkatine ram olmuş bir divanenin vecdindeyim, sukut eder göçerim

Derdimin sahibine iltaca etmeyi, solan umutlarım için halleşmeyi hüznüme veririm

 

 

Gönül yasan affetmeli

Mağfiret ve
im sahibi bu hakikat üzre dile gelmeli

Bahtın saiki kimdir yakinen bilinmeli, sabır ve kanaat içinde sukut edilmeli

Nasibin vakti var dikkat edilmeli,azmin ve niyetin ihlasınla bütünleşip serdedilmeli

 

 

Zan artık kalbinde dinmeli

Kaygıların ruhunu esir etmemeli, sevdanın karası şehredilmeli

Haline zerkedilen ne kadar gam varsa, kalbi inşirahınla ihsanına dönüşmeli

Gözyaşların ruhununh ve kalbinin vecdi için dillenmeli, nefsin
ın alinde ölmeli

 

 

Kalan nefesin müddetli

Heba olan vakitlerin, nitelikten uzak halin için istiğfar edilmeli

Kalbinin nazargah olduğu gerçeği her amelinde hissedilmeli,nafile an terk edilmeli

Vuslatın mukadder olduğu, furkanın inhisarında
la bütünleşip tahkik eylenmeli

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Neyleyim nazı, aşksız nazarı, şevksiz baharı!

 

106232.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gönül bağlanmak ister

İşvesinde firkat ruhunu şehreder, zerkedilen kederler o an biter

Gamın nefesini keser, acziyeti defeder, melülleşen hicranı sürura gark eder

Gülme bu bedbin halime, ne kadar
varsa içimde, bahtım umudun niteliğinde

 

 

Zaman yarılandı, an durmadı

İçime doğan her vakit hicran ile yol aldı, hasret bırakmadı

Ne kadar kal etsem, sessizliğin içinde kederlensem demek ki çilem henüz dolmadı

Gün karardı, umam gönlümde yaşayan afaktı,şahit olduğum ne varsa deva olmadı

 

 

Suskun kalmayı diliyorum

İçimi sızlatan arımı kimseye anlatamıyorum, ağlıyorum

Öten kuşların seyrine dalıyorum, rüzgarın ahengiyle elemden uzaklaşıyorum

Ne varlığın, ne yokluğun sevdalısıyım, acziyetle yol alan garipliğe hayıflanıyorum

 

 

Saçlar ağardı,
ler karardı

Artık halimde bir takat kalmadı, hevesler mazide kaldı

Yadım yakamı hiç bırakmadı, içimde ki hicran her
ruhumda yaşayandı

Kalbim ne kadar sabretse, iradem akılımın emrine girse,
ağlatan bir nardı

 

 

Ne
başımı yastığa koysam

Müddet-i nefes olan vaktimin tefekkürüyle yoğrulsam

Tilafet ettiğim furkanın içimi sızlatan manasında kaybolsam ve kurtulsam

Dinmeyen
yaşlarımla uyumaya vakıf olup, düşlerimde sürurla bir yol bulsam

 

 

Öylece ayılsam ve
ıyla yansam

Kalan
ı onun vecdine hasrederek,
ıyla ruhumu arındırsam

Kalbimin hicranını bıraksam, sabrın derinliğinde halimle barışsam ve yakarsam

Şehrine malik olmadığım ne varsa hiç üzüntüsünü duymasam, umudu iyi anlasam

 

 

Her heves umut değil, ayıklasam

Nefsimi celbeden , aklımı çelen, irademe zafiyet zerkeden için ayılsam

Kerih olan ne varsa hiç bulaşmasam, ruhumun ve kalbimin bakirliğiyle yaşasam

Haram ve helal olan için tahkiki hiç bırakmasam, idrakimle yol almaya kavuşsam

 

 

Canan için hiç yakınmasam

Yar edindiğimle vuslatın seyrinde muhabbet için yarışsam

Ukbanın kuşatan esrarından korkmasam,
ve cehennem, irademe anlatsam

Kalbimin hissettiğini, ruhumun firkatini bir lahza olsun hiç unutmasam ve kansam

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ömrümde gün bitti, hicrana kanmaktan!

 

88761.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gönül kimselere sevdalı değil

Ruhum heveslerin esareti altında işveleşen har-ı can değil

Nefsim felaha erişmek için azmeden edep değil, kalbim
içinde kime kefil

Aşk, gönlüme inşirah sunan vecdin arefesinde bekleyen bir umut değil, vaatte değil

 

 

Ne vakit sıkıntıya düşsem

Hesapsızlığın akibetinde acziyetime kanıp hayıflansam

İçinden çıkamadığım bir hal için
kerimdir diye anlamsız tesilli arasam

İlla ki kerim olduğunu bildiğim halde nefsime paye çıkarsam,sonra da şakın olsam

 

 

 

Acınmak bana düşer bilirim

Ne kadar densizliğim varsa iradem için zafiyetlerimdir itiraf ederim

Kalbi lekekeri nasıl görmezden gelirim, ruhun firkatine erişmek için niyaz eylerim

Kimseye bir sözüm yok,boyun bükerim,aklımı kullanmadığım için mahcup nefesim

 

 

 

Her halin bir derdi vardır

İçinden geçilen
ın hicranında ağlayan sessiz bir nazardır

İçinde gizlediği gam nasıl bir hardır,hissetmeyen gönüller kurak bir sahradır

Ruhumun insicamı bahtım için suskun bir vicdandır, keder nefsim için niye eftaldir

 

 

Yazdığım nameler kar etmiyor

Okunmayan meramlar şevkime refakat eylemiyor,niye üzüyor

Bıkt
kime ne fayda veriyor, suskun kalmak mı gerekiyor, kim ne söylüyor

Neden bunca gayret sessizliğin akıbetinde inliyor, çekinceler acaba gayrete geliyor

 

 

 

Sus artık ey kalem, sırrınla göç

Ruhunun firkatine erişsin artık beklenen vech,
yaşlarını seç

İçine akıt, lal olan halini sakla konuşma artık, nefesler usanıyor kimler üşengeç

Neden hasredersin melalini, hangi merakın niyazındadır akıbetin hülyalardan geç

 

 

 

Başını yasla ve sakince ağla

Ne kadar kalin kalmışsa düşen yaprakların halinde ki hicranda yaşa

Hazan her halin vicdanında, umutlar kanatlanıp bahtınla buluşmadıkça usanma

Ümitsizlik hüsrandır,yeis içinde nefeslenmek ne kadar vicdanın için manay-ı
tır

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Titreyen bir halin kaliyim, aşkı neyleyim!

 

95070.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne kadar sukut etsem

Ruhumu celbeden ayetlerin icmaline erişsem

Hikaye edilen nefeslerin hallerinde sabırla kederlensem

Müddet-i nefes olan imtihanda dirilmeyi idrakime ram eylesem

 

 

Sevmek hiç yasak olur mu

Kalbi olan can, muğlak bir
eşkaline soyunur mu

Bahis olan vecdir, sevdalaşan ardır,
ne muazzam bir nardır

Nefse ram etmenin bahenesi bulunur mu, nursuz haz hiç konuşulur mu

 

 

Hilkat ruhun alinde ki aktır

Farkı fark etmeyen nazar nasıl idrakiyle konuşacaktır

Aşk salt nefsin ve zevkin turabımıdır, tahkik edilmeden kim kavuşacaktır

Vakit, ömrün nefesi, halin muvacehesidir,
a erişmeyen niye hicran içindedir

 

 

Bir etrafına bak, görmeye çalış

Bin
içinde koşuşturanların derdi- gamı niye haykırış

Mahzun kalan, hukuku çalınan,
olduğu unutulan her canla barış

Nihayete erecektir figanlar, feryad eden hicranlar, neyin arefesinde ecel-i kavrayış

 

 

Gün ağarıyor,
lerim kamaşıyor

Uykusuzluk ne kadar acı veriyor, sancılar depreşiyor

Yazdığım meraklar hangi vakti mekliyor, nasıl bir dert ile hasrediliyor

Her nefesin azizliğine meylediliyor, mağgiret ve
in sebebi teyit ediliyor

 

 

Kız evladı, merakın efkarındadır

Erkek olan ise nasıl bir heyecanın vaktine erişmek için çabalamaktadır

Oysa her ikiside bir candır, can içinde yaşamış baharlardır

Onların haline müdrik olmak nasıl bir sevdadır, hata zaten
içinde hardır

 

 

Kul olmak için üşenme

Aşkın halinde filizlenmek adına hiç bir
direnme

Gönül kapının açılması için sakın fedakar olmak adına gücenme

Feda olmak
tır, iradi bulunmak vuslattır, hakkın rızasında nur olan sevdadır

 

 

Hak ve ecir için yarış

Bahaneler içinde kaybolmak nasıl bir hüsrandır, idrakinledir kavrayış

Susamak, aç kalmak, uyku için sızlanmak, yorgunluk adına kaçınmak marazdır

Her halin lahzasında sabırla anılmak, kanaatle nasibin için yakarmak niye farktır

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gülmeliyim ve fakat haddine erişmeliyim!

 

89531.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mahzun nefeslerin

Garipleşen hislerin, ağlayan gönüllerin,

Feryad eden sinelerin

Kadrinde ki edeple yetinmeliyim

 

 

Nasibin vecdinde

Sabrı hakkıyla ruhumda hissetmeliyim

Ne kadar vaktim varsa,

Umutlarım heveslerime kurban olsa da vazgeçmemeliyim

 

 

Kanatsız kuşu görsem

Aksayan Aslanın haline kederlenip yerinsem

Görmeyen nisanın sukutunda bir dem olup serinlesem

Aşkın sadrında ki şevkle kalbim için inşirah dilesem

 

 

K
un postunda

Sırtlanın iştiyakında ki sabırsız harında

Melülleşen ceylanların samimi kanaatlarına

Erişmek için dilensem, gönül kapımın açılması adına ah etsem

 

 

Sevmek için, gönül hu olmalı

Ne kadar umudun varsa onun
ıyla yıkanıp durulmalı

Bedenin lal olurken, kalbinin lisanı konuşmalı

Şek ve şüphesiz bir itminanla ruhun yol almalı, vuslata ulaşılmalı

 

 

Canı, canandan ayıran kim

Yar için hasredilen nefes hangi saikin ve esrar-ı bendin

Takkik etmeyi niye ertelersin

Duygusallığın kurbanı olmakta neden bu kadar kararlısın

 

 

İraden heveslerinde aşnmamalı

Zafiyet zerkeden her ne varsa, kalbinden şeran uzaklaşmalı

Hayır ve hasenat adına vaktin bulunmalı

Kurban olan ruhun ve kalbin olmadıkça nefsin nar için hazırlanmalı

 

 

Annen senden vazgeçer

Baban zaten hicranıyla dertli ve ce
ı bir keder

Aile efradın hallerinde ki gaileler adına adeta seferber

Ruhun sessizce ne söyler, kalbin
içinde hesaplaşan değer

 

 

Hangi sazı alsan eline

Çalmaya idrakin ve güçün bulunmalı

Talim edilmeyen herşey senin haline çok yabancı

İman ettiğin ne varsa nasıl anlaşılmalı, samimiyet eken kul olmalı

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hocam şiirlerinizi büyük bir beğeniyle okuyorum. Acaba yakında bir kitap, fasikül yani bütün şiirlerinizin içinde bulunduğu bir eser çıkarmayı planlıyor musunuz? Her ne kadar şiirlerinizde ki çoğu yeri anlamasam da, büyük bir ahenk olduğunu düşünüyorum...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ey can kardeşim, eyvallah diyorum...

Sualiniz için henüz vakti hasıl olmadığını teslim eyliyorum...

Elbette ki, yalnız lisan-ı halim kemale erişip, umutlar kanatlanmaya yüz tutunca istiyorum...

Haklısınız, her kelime kimi zaman anlaşılamıyor, maziden açılan sayfalardan neşet ediyor diyorum...

Çok teşekkürler ediyorum, kıymet atfederek vakit ayırdınız, yüreğinizin hamiyetkar olduğu için yadediyor ve selamlıyorum...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gözlerim yaşlı, umutlar dinmeyen bir sancı!

 

112089.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ayaklarım bağlı sanki

İçinden çıkılmaz bir ızdırabın derdindeyim

İçimi sızlatan müşkili çözmeye kudretim elvermiyor

Boğazım kuruyor, dilim lal oluyor,
ler kararmaktan b
a işe yaramıyor

 

 

Dört yanımda hasret

Kalbimi titreten nasıl bir keder yarab bu illet

Sabır niye kifayet etmiyor, kanaat etmek zor geliyor, nasıl zillet

Ey tabip nerdesin, ruhumu teskin etmekten mi kaçarsın, neden haline mihnet

 

 

Hakim başını kaldırıp baktı

Bir el hareketiyle hiç sual sormadan kararına vardı

Ş
ınlık en yakınımdaydı, panik yaşamak demek ki böyle bir kaygıydı

Kolluk kuvvetleri
işaretleriyle yol verdi, haydi cezaevine diye yüzüme söyledi

 

 

Dört duvar arasındayım

İçinden çıkamadığım bir muammanın yasındayım

Elhak vicdanen haklıyım, saldırıyı def etmek adına hakkımı kullandım

Demek ki hale hakkıyla anlaşılmadım, çekeceğim çileler için nasipteymiş farkım

 

 

Ne kadar çok mahkum var

Her birinin derd-i gamı bilmem ki nasıl bir nazar

Bahtın kazası nasibin içindeymiş ey yar, firkate erişmek demek ki nar

Ey kalbimin sahibi, umutlarımın adresi, düşlerimin hazinesi sen bilirsin, sahibsin

 

 

Candan sevmeli bir

Aşkın sadrını kirletmemeli,ruhunu asla lekelememeli

Samimiyetten taviz vermemeli, müddet-i nefesi hakkıyla tahkik etmeli

İçine düşen korkuları yenmek için hakikatle nefeslenmeli, yadıyla muhabbet etmeli

 

 

Seven sevdiğine erişmeli

Ruhunun ve kalbinin itminan olduğu bir sahrada ilerlemeli

Halin lisanıyle nefeslenmeli, aklı ve izanın farkıyle tercihlerinde direnmeli

Edebin vechesinde serinlemeli, umutlarını heba etmemeli, vicdanını iyi dinlemeli

 

 

Nefsi marazlardan temizlenmeli

Esiri olmadan, hissiyatına kapılmadan, zafiyetleri artırmadan

Sırat-ı müstakim üzre bulunmalı, ruhun ve kalbin sahibi hakkıyla anılmalı

Taat ve zikirlerde ihlas için çok yakınmalı, inşiraha erişmek için fedakar olunmalı

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gün kararınken mahzundur nice umut!

 

113076.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Afederseniz diyerek yaklaştı

Mütereddit bir eda ile
lerime bakıyor ve ürküyordu

Bir adres sormak için telaşlandı, yüzü çok kızaran bir edepli nisaydı

Lütfen sakin olun, telaşlanmayın dedimde de bir b
a kaygının nezninde tutsaktı

 

 

Telefonu çaldı, korkuyla aldı

Dinlerken dahi derin bir korkunun izleri simasındaydı

Terlemeye başladı, nefesi farklılaştı, bir yere oturmak için arandı

Sonra yanımdan uzaklaştı,telefon edenin kim olduğu anlaşılmadı, nedense sakındı

 

 

İstemeden dikkat kesildim

Bir faiden olur mu diye içimden geçirirken de ürktüm

Çünki hiç bilmiyordum, hangi nedenlerin muhatabıydı kestiremiyordum

Ve fakat içim sızladı, gönlümün hicranı birden arttı, bir nisaya bu yapılmamalıydı

 

 

İnsan korkuların olmamalı

İçinde kahrolup asla yorulmamalı, ruhuyla yol almalı

Kalbiyle barışık olup, bir hukuku olduğu asla unutulmamalı, anlatılmalı

Toplumsal hastalıkları, töre ve asabiyetleri, kimseyide
lıktan çıkartmamalı

 

 

Çekinerek nisaya yaklaştım

Yapabileceğim herhangi birşey olup olmadığını soracaktım

Usulca seslendim farketmedi, sessizliğin içinde kaybolmuştu sanki anladım

Bir müddet sonra yine seslendim ve telaşlı birşekilde yüzüme baktı, korku vardı

 

 

Tekrar ettim dileğimi

Yüzü solmuş, boşlukta kalan bir
olmaya yüz tutmuştu

Güvenemiyordu, yeniledim meramımı, hayır
ederim dedi, yutkundu

Bir düşünce almıştı halimi,
denen esrarın o tasarruflarından, neden virandı

 

 

Nisalar özgüvene kavuşmalı

Hiç kimse t
ından hor ve hakir olarak asla anılmamalı

Her amelin suç ortağı yapılmamalı, aldatan sadece onlar değil unutulmamalı

Ruhun ve kalbin sahibi kimdir iyi anlaşılmalı, hak ve hukuk niye vardır, anılmalı

 

 

İnsan,
a kul olmamalı

Ruhun esir eden ve kalbini öteleyen bir nefesin sahibi bulunmamalı

Sahibin ve malik olanın ancak Cenabı Hak olduğu hakikati idrakle kavranmalı

Kendinden emin olmayan bir canın ne kadar ehliyetine haiz olduğuda araştırılmalı

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sessiz ve sakin iklimin izlerinde nefeslenirken!

 

110325.jpg

 

 

 

 

 

 

 

Ah can ne ben yanayım, ne sen ağla

Bahtın dar boğazında bir çare arama

Umutsuzluğa kapılma, sabırla uyukla

Halin dirliğinde sen kalbini soldurma

 

Gülü koklama, dikeniyle bir çare ara

Cazibe karşısında heveslerine kapılma

Nihayeti idrak edemeden zevke dalma

Sen hilkatinle bizar olma,
sız kalma

 

Düşün hissettiğin ülfetin kadrini düşün

Hükmün sahibine hamd olmazsa ne işin

Hazan içinde sararan yaprakları süzüşün

Toprağın dirliğinde seni bekleyen gidişin

 

Sukut eylesen ne çıkar, dil zaten avare

Ten sensizlikte aramaz hâlbuki bir çare

Nefsin seninle haşyet içinde olur kepaze

Sen bir yargıç olma, zulmünle korkutma

 

Hâkim, zerreler içinde verilir her hüküm

Belleğin boşsa sökün eder adavet höykün

Kitabı celil sana olur en muteber bir kefil

Güle hasret duyma, sen o emanetlere sarıl

 

Darlık yaşanır sinelerde bir mefkûre yoksa

Kan boşa mı akacak kalp sahibini anmazsa

Mahzun
ler çok yaş akıtır çaresiz kalırsa

Şifa için yatan hasta ihsan için kime sarılsa

 

Dertler yalnızlıkta öyle katlanır ki besbeter

Takat ne yapsın olmaz ise muhabbeti bedel

Can ruhuna bigane kalp onsuz bulur mu çare

Ey Hak senin bahşettiğin
in hükmünce

 

Bir kıvılcım yanmalara sebeptir sineler boşsa

Halin esenliğinde bir
yoksa bulunmuyorsa

Varlık Hak yolunda tasarruf için tutulmuyorsa

Nefs bir rehavete kapılarak
ya kanıyorsa

 

Ne denir kime ne söylenir vakit gelince emirdir

Nefs ruh dirliğinde sana verilen bir emanetindir

İrade nizam içindir kalbin dergâhında ne gizlidir

Aşk bu manada senin için en muteber bir ülfettir

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Akşam olur, yürek burkulur, gönül lal olur!

 

115369.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne
suskun kalsam

İçime dert olanların hicranını bir bir aralasam

Ne kadar haksızlık varsa hiç susmasam, gönül lisanımla feda olsam

Korkunun zerresini menfaatim için asla taşımasam, ruhumun sahibi için ağlasam

 

 

Hayat deli doludur

Kimi hor görürsen bahtında yaşaman ar olur

Konuşmak için kim konuşur, emri bil mağruf, nehyi anil münker için an durulur

Aşk nasıl gerekçesiz olur,gönül kuraksa
mi okunur,
ki
a bahis olur

 

 

Düşünmek kalbindir

Edebiyle nefeslenmek ruhun içinde ki idrakindir

Sevda sabrın ve feda olmanın halidir, ilimden yoksun kalp nasıl filizlenir

Akıl merakın için gerekçedir, azmin futuhatın rengidir, inşirah kalbinin dileğidir

 

 

Karanlıktan korkma

Cahil olursan, nefsin için koşarsan, umudu anlamazsan

Esir olmak için ruhunu bırakırsan, onur ve haysiyeti akidende bulamazsan

Nedenlerden uzak kalırsan, nedensiz yaşamayı gaye sayarsan, sefil bir can olursun

 

 

Aşk, ilham eken serdir

Nefesin müddetine tabi olan ferdir, aklın için kefendir

Vecdin için rehbetdir, ecrin için feyzindir, imanın için ne müthiş edeptir

Rengin ne olursa olsun, aklın istersen bereketli bulunsun, ihlas halinde lal olmasın

 

 

İraden akıbetin içindir

Ne kadar tedarikli isen, hesabın vecdinde nefeslenirsen

Tevekkül etmek adına elzem olandan vazgeçmeden gekçesiyle yürürsen

Sabrı ve kanaati acizlik bilmezsen, umutların için lahzada
a ram olan bedelsen

 

 

Hüzün içini burkar

Sessizlik her yanından bakar, lal olan melalin
la yanar

Kar her vakit içine tevazuu ile yağar, suskun kalan umutların bahar için ağlar

Eriyip tükenme, yeis içinde nefeslenip kalbini heder etme, nasibi ise kanaatle bekle

 

 

Elbette keder olacaktır

Lakin kaderin olmaması için vecdin azimle yol alacaktır

Hüsran olmak nefsin adına gam yaşanacaktır, ruhun ve kalbin umutla coşacaktır

Unutma,
yaşlarını saklamadan ağla,gönlünün sevdası için hiçbir vakit yakınma

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...