Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Mustafa Cilasun

* Mustafa Cilasun Şiirleri *

Recommended Posts

Haksızlığa sabretmek,vaktini beklemektir!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Külli iradenin sahibi bellidir

Nasiptir,vakitlidir,nefese ait gerekçedir,kader çizgisinde ki erktir

Ruh,hilkatin muvacehesinde bu bahislere yaban değildir,zuhurunu beklemektedir

Kalp inşirahına kavuşunca, firkatiyle gönlünü yıkayınca her lahzası için amadedir

 

 

O an ve akan zaman içinde

Keder her ne kadar halden arileşse de, hissiyata mani değildir

İnsan, ruh ve bedeniyle, kalbinin açılan sayfalarında ki kazaların gerekçesidir

Umut etmek, malik olan maşuka yönelmek, teslimiyet içinde vucut bulmak vecttir

 

 

İlmi talim etmek nazdır

İnsan umut ve niyazıyla var olan yaşayandır,hesaba adaydır

Nitelik ve nicelik bakımından takva cihetiyle furkandır, aşk adına bir farktır

Bilmeden ve anlamadan yol almak, mukallit adına ihlastır,ikame edilen sanıktır

 

 

Can, düşündükçe insandır

Kan, bir nutfeden meydana gelmiş olan mükellef olan irfandır

Vaktin eşiğinde,kitab-ı celilin rehberliğinde,habib-i kibriyanın sünnetiyle farzdır

Maksat nail olmak adına kul olabilmeyi başarmaktır, nar ise zaten haşyet tacıdır

 

 

Talebe imtihanda bilirse geçer

Kul, ruhi ve kalbi dirliğinde ihsan ve ihlası aşk edinirse hulusa erer

Erdem kalbi olmaktır, şekliyetten kaçınmak adına şarttır, ruhun şevk ilacıdır

Ecir,feda olabilmeyi göze alacak kadar aşka adaydır, arifin kısmetinde inşirahtır

 

 

Gönül kapısı vecdinle açılacaktır

Azmin, ilme yabancı ise bereketsizdir,tülek bir güvercin misalidir

Miskinlik içinde çöküntiye kapı aralamak iman adına züğürtlük beyanatıdır

Oysa insan aklı ve ruhuyle muhakeme ederse ve istişareyi öncelerse mükafaattır

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Rahmet eden,kalbi görendin,sahiptin!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinmez efkarın seni andıkça

Bir ömür ruhumun figanını anlamadan yaşadığım karşıma çıkınca

Kalbimle dertli olduğumu hatırladıkça,her umuda hesapsız kanıp yol da kalınca

Nefes yetmiyor söz söylemeye, gönlüm elvermiyor mahcubiyetin anbean artmasına

 

 

Nasıl bir mükellefiyet içindeydim

Aklını bilen, fikreden, keyfiyet süren, enanetiyle nefeslenendim

Zafiyetlerin birliğinde,heveslerin dirliğinde merak eder,nefsimi öncelerdim

Her işimi bu minval üzre nizama koyar, güç ve nüfus için yarışırdım, bilemedim

 

 

Kimi gördümse merakına girerdim

Her haline vakıf olmak için vakit geçiridim,usül ve adap bilmezdim

Suç işleme özgürlüğüm var diye geçinirdim, her suçun vebalinden habersizdim

Eza vermenin bazen emele uğraşmak için gerekli der,bu istikamette fetva verirdim

 

 

Akait ve muamelattan nasipsizdim

Ne derleri önceleyerek, utanmamak adına güya gayret ederdim

Nasıl bir nefestim, neden bu kadar hakikatimden uzak bir haldeydim,hederdim

Neyi ne kadar hakkıyla bildim, ruhumun lisanıyla bütünleştim, niye önemsemedim

 

 

Günün mübarekleşmesi derdim

İnananların bir telaş içinde gayret etmelerine nazar ederdim

Cemaatin dikkatsizliğini, bin bir türlü kokuların iticiliğini öne sürerdim

Bir de yardım toplamak için palazlanmalarınına çok kızardım, fırsatçılar derdim

 

 

Kul olduğumu hiç düşünmezdim

Sanki taahhüt edilen bir lahzanın içindeydim,ne kadar sefildim

Hor ve hakir görmeyi mahir birşekilde yerine getirirdim,yargılamayı severdim

Mahkum olmayı kendime hiç yediremezdim, bin bir bahaneyle sıyrılmak isterdim

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

İçimde bir dert var, sukut edip an’a bakar!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Vakti olmalı umutların

Her lahzaya şahitlik edecek burukluk ihsan eden solukların

Şehredilmesine takat yetmeyen ağıtların, mahzunluk ilzam eden çığlıkların

Bir yudum suya haset olan canların, bir haral tanesine muhtaç kalan nice canların

 

 

Ruhum, kalbimi irşat eder

Aklım, idrakim için acele et der, nefsim nene lazım demeye başlar

Kalbim, vicdanımın sedasıyla sızlar,meramım irademe aman vermek için bakar

Kim kimden korkar,gönül ehli olan neden hakka kul olmak için halada çareler arar

 

 

Ramazan durulmayı önceler

Hilkatim üzre, ruhuma teslim edilen nazarı an be an bekler

Kalbim nazargah olduğunu ancak ruhunun yetisi olan idrakle o an şehreder

Yüreğim, o an medet bekler, uzv-u perişanlığım ne kadar sendeler ve hayrete değer

 

 

Ruh,kaybolmaya mahkum değil

Kalp zaten bahşedilmiş en muteber bir eser, sahipsiz mi merak et eğil

Niye akıl sahibi mükelleftir, ehliyet için muteberdir, hesabi manada kayıtsız değil

Arasat kimi bekler, mizan niçin sabır içinde ki vaktini diler, aşk kul içinmiş meğer

 

 

Şekiliyet için vakit harcama

Ne derlere sığınarak nazar edip bakınma, ruhunun sahibini anla

İhsan ve ihlas üzre kalbini ve ruhunu feda etmeye hazır olsana,nafile yere avunma

Cennet, cehennnem tercihin içinde ki makamın anlasana,niye uzaksın sorgulasana

 

 

Taklit üzre iman için ısrar etme

Takkik ederek ruhunun ve kalbinin lisanını öğrensene,çekinme

Sana senden yakın olan sahibindir, esaretin nefsi sığınaklarındır,heder olup gitme

An,içinde bulunduğun zamandır,nefesin adına şadındır,acabalarla vaktini öldürme

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yağmur ıslatmalı yüreği,hissettirmeli firkati!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Birgün nefes bitecek, an sessizleşecek

Ne kadar uzvum varsa sakin ve suskun birşekilde çürüyecek

Ruhuma kim refakat edecek, kalbimin feryadı toprağın nefesinde mi filizlenecek

Gülen güldüğü nispette içini çekecek, ağlayan gönüller inkilabı sahibince işitilecek

 

 

Hangi aydan söz etsem,derlesem

İçimde biten hicranın hikayesini hangi mahcubiyetimle hastersem

İnleyen nefeslerin,yıkılan ümitlerin, dağlanan bedenlerin,halinden mi bahsetsem

Açlık içinde tükenen tenlerin,mahzunluk içinde bakan canın vicdanıyla hissetsem

 

 

Recep,Şaban ve Ramazanı ansam

İçimde burukluk yaşatan duyarsızlığı hangi adrese anlatsam

Neden mağfiret ve rahmet hakkıyla anlaşılmıyor ve kalp ile yaşanmıyoru sorsam

Nefsin her halinde esir eden,ruha bizarlık zerkeden iştahından mı hiç sızlanmasam

 

 

Her sofra iftihara vesile oluyor

Aç olan nefesler belediyelerin çadırlarında bir soluk alıyor

Evler misafir etmekten niye sakınıyor, fakir ve mahzuna neden sahip çıkılmıyor

Yurtlarda kalan talebeler umudun hasretiyle bekleşiyor, ama kimse sahiplenmiyor

 

 

Oruç, ruhun ve kalbin olmalıdır

Aç ve susuzluğa sabretmek sadece bu mana için anlaşılmamalıdır

Vecdin armıyorsa, kalbin ferahlamıyorsa, ruhunun firkati ağlatmıyorsa sormalıdır

Furkanın lisanından,efendimizin o tertemiz sünnetinden dem almayı anlamalıyız

 

 

Hak ve hakikat için çırpınmalıyız

Belirlenen vakit gelince çıngınca iftar nimetlerini tüketmemeliyiz

Düşünmeti becermeli ve tefekkür ederek ruhun halinden nasiplenmeye ermeliyiz

Yoksa ziyadesiyle iştahlı, masraflı ramazanlar adına oruca kapı aralamamalıyız

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hüzün içimdeydi ne hazin bir gidişti!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne yılar yetti

Ve ne de bahşedilen ömür

Dertleri anlatmak için kifayet edecek bir faziletti

 

 

 

Nihayetinde

Kendi halinde masum bir nefesti

Çok gayret etti, mısralarıyla gönülleri ne fethetti

 

 

 

Nesillerin dağarcığında

Fevkalade kök salan bir çınarı ebetti

Yalnızlık onun için ne büyük bir kederdi ve yetindi

 

 

 

Kime şikâyet edecekti

Ve kimin hakkından gelebilecekti

Kendi halinde bir nefesti, şiirleriyle çok âlemlerindi

 

 

 

Sabiler için bir şevkti

Aşk adına hasreti anan hicranı dertti

Anlatmak adına mısralarıyla ummana uzanan bir erkti

 

 

 

Liyakatli yapısı

Azimetle şiire olan tutkulu sevdası

Aşiyan için tek yarası ve yalnızlık adına dinlediği şarkısı

 

 

 

Ne çare olacaktı

Yalnızlık can için ne kadar murattı

Muhabbet için nefesler ikliminin bereketi şart ve farktı

 

 

 

Lakin ne kadar anlaşıldı

Güzü battaniyeler içinde geçirtmek mi haktı

Kim ne kadar anlamak için uğraştı, kitaplar çok mu sattı

 

 

 

Dostlar ne için vardı

Kadirşinaslık mazi sayfalarında mı kaldı

Hak adına hakikat, kimin umurunda olan anlaşılmayandı

 

 

 

An her geçen gün

Sessizliğin serencamında yaklaşıyordu

Hal, bizzat hakikati biliyordu, lakin dil çaresiz kalıyordu

 

 

 

Ölüm mukadderattı

Şiir yazmak sevda adına maslahattı

İradeyi kanaat tercihler için şart olan hakikatli bir hesaptı

 

 

 

Dünya sevenlerine kaldı

Ukba serinliği ve haşyeti kime yardı

Nefesleri anlamlaştırmaksanat adına şart olan bir sevdaydı

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kalbin nazargahtır, niye vesayet altındadır!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç zannetmiyorum,

Ben sadece hissettiğimi söylüyorum,

Elbette ki kalbimi dinliyorum ve düşünüyorum.

 

 

Mütemadiyen söylenmek,

Düşünmeyi öteleyerek fevrilik etmek,

Kanaati hiçleyerek sabrı bir kenara atıp dürmek,

 

 

Feveran ederek nefeslenmek,

Katiyen bir çözüme ulaştırmaz, kalbide olmaz,

Ruhi iklimde anlaşılmaz, sevgi izleri de bulunmaz,

 

 

İnsan kimliğinde,

Anlaşılır olmak için niyet asıldır,

Hürriyet bu manada vardır, erdem insan için vardır.

 

 

Hamaset kim için,

Bir kurtuluşun anahtarı olmuştur,

Gönül için zinhar karanlıktır, kalb vesayet altındadır,

 

 

Aldanma anlık nefeslere,

Hissiz teranelere, şevksiz yüzsüzlüklere,

Hamiyetsiz olan, suhuleti bulunmayan nar-ı rehbere,

 

 

Akıl her insanda var,

Farkı anlaşılacaksa kul olmaktadır iftihar,

Takva şartı kimler için ar, neme lazımcılık nefsi har,

 

 

İlkbahar, neyi anlatır yar,

Aşk için taze tomurcuklar nasibine akar,

Tefekkür bilgiyle var, idrak kalp için kar, iraden var,

 

 

Heveslerin zenginliği,

Zevklerin rengârenk olan güzelliği,

İnsan kimliğinde ki hususiyeti, vasviyet içinde azameti,

 

 

Edebin letafeti,

Tevazuunun en nadide özelliği,

Hoş görü ikliminin bereketi gecenin suhuleti anlaşılırsa,

 

 

Hak kelam kalple barışıksa,

Şimdi bir düşün nedamet kimin umurunda,

Zaman aktıkça, kalp ritminde attıkça, ruh halden olunca,

 

 

Aşk, nur için olunca,

Gayretler, hizmete ram olacaksa,

Kim durabilir senin karşında, ihsan ve ihlâs yanı başında…

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yadınla sürura eriştim, sessizliği nefeslendim!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sahilin

Hülasalı sessizliğinde,

Ve yalnız halimde mehtabı yaşarken

 

 

İçtenliğin

Ve zarafetin şevkiyle

Dalgaların hüznünü kuşatmış görüyorum

 

 

Fakat

Öyle bir duruşun var ki,

Adeta cazibe yumağı olmuşun bilmesen de

 

 

Ve o an

Aldığım nefeste kokluyor,

Verdiğim solukta sana sessizce konuyorum

 

 

O zaman

Gördüğüm her yerde,

Seni görüyor ve öylece aşkı yudumluyorum

 

 

Uyanık iken

Rüyaya, aç iken suya kanıyorum

Issızlığın serinliğinde terennümle anıyorum

 

 

Hasretinle

Halimi bitap ettin, sinemi dağladın

Kalbimi takatsiz bıraktın ve hicranla yaşattın

 

 

Hislerimin en

Zirvesinde, anıların gölgesinde,

Bir sürur yaşattın ki, müteşekkir kalıyorum

 

 

Biliyorum

Dalgalar yüzeyde kasvetli,

Derinler sakin sinemdeki hislerim seninle kaim

 

 

Kışın güneşi arar

Yazın serinliğine dalarcasına,

Seni hissetmezsem, çok hayıflanıyor kalıyorum

 

 

Ritmin vurguladığı,

Meşkin sorgulandığı ahenk derinliğinde,

Sinemdeki bakire mertliğimde sana kucak açıyorum…

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Eğer düşünmek ve niteliğe erişmek haksa!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Her ne

Yapsam da, hicran arkamdaydı

Kalbin derinliğine nüfus eden sancıydı

 

 

 

Anlatılmaz

Bir acıydı, her yanımı sardı

Halimi takatsiz bırakıp hüzünle yaşattı

 

 

 

Kime baksam,

Meramı halimi anlatsam

Çare bulamayacağımı hazin biliyordum

 

 

 

Nefesin

Anına vasıl olmayı bekliyordum

Aşk nerede, kimin halinde ki güzellikte

 

 

 

Mütemadiyen

Hep kendime soruyordum

Ne lazımsa diyordum öylece ağlıyordum

 

 

 

Gafletin bendine,

Nefeslendiğimi bilerek

Gailelerin nedenlerinde eriyip tükenerek

 

 

 

Kimlik

Yozluğunda kişilik sorumluluğunda

Eğer düşünmek ve niteliğe erişmek haksa

 

 

 

Vurdumduymazlık,

Şeref acısından acıysa

Onur, kul için lazımsa mukallitlik sancıysa

 

 

 

Şayet

Haniflik azimet için aranan sevdaysa

Vuslat bu uğurda nasip olacak süruru aşksa

 

 

 

Ölüm

Ne kadarda müddeti nefesle olacaksa

Hakikat kitabın kelamında sarih olan Haksa

 

 

 

An zamana,

Can sancıya, kalbin sevdalısıyla

Ruhun insicamında korkuların hoş umuduyla

 

 

 

Felah için

Sevdaların hicranı kimin sorusuyla

Ötelerin güzelliğinden akseden aşkın hazzıyla

 

 

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ruhumda neşe hayale daldım,sessizce andım!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Söyleniyordum kendimce

Her kelimenin hakkını teslim edercesine ve bir şevk ile

Dalıyordum derinlere, en bakir hiselerin hilkati mucibince,götürdüğü melale

Ne kadar yadetsem, edebin rahlesinde bir ömür inlesem, firkati haz ile nefeslensem

 

 

Bir sözüm yok feleğe

Beni benden alan nefesin asudeliğine ve ar melikesine

Bahtın açılan penceresine, kazasına müdrik umutların dillenen hasretine

Gel desen duymayacaksın, gül desem belki garip birşekilde anacaksın,suhuletinle

 

 

Ne vakit bir çiçeğe yakın olsam

Koklamak adına korkularımı o lahzanın ahına bıraksam

Ellerimi uzatsam, kalbimi her anın inşirahında gelen yaşı gözlerimden akıtsam

Anbean kansam,gördüğüm hülyanın feryadıyla yakarsam ve o haline yakınlaşsam

 

 

Kaç zaman oldu, uzaklardasın

Dinmeyen bir sevdanın ruhuma firkati yaşatan harısın

Kimi vakit narsın, bazen kalbimi ihya eden sultansın, hasretin kitabında şahsın

Melalimin dinmeyen figanısın, gözyaşlarımın bahtısın,vicdanın yarası olan arsın

 

 

Aksın, sel olsun bu boşalan yaşlar

Ruhuma gam zerkeden niyazlar, melül birşekilde tilafet ettiğim ayet-i lahzalar

Burukluk yaşatıyor artık bu yalnızlaşan soluklar,solmaya yüz tutan nice umutlar

Günyüzüne çıkan korkular, ruhumu bizar eden, hiç ses vermeyen kalan o hatıralar

 

 

An, içinde yaşadığım zamandır

Nasibin lehçesinde ki furkandır,aşk yalnızca sahibi için vuslatı ardır

Hissiyat, ancak akıl ve idrak ile muteber olan inhisardır, umut bu manada aşktır

Her heves sadece anılan hardır,bedelsiz olan ve gerekçeye muhtaç bulunan insandır

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sessizlik ruhuma melalini zerkederken!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kuşatan

Ürpertinin sessizliği

Her tarafımı birden sarmıştı

 

Var olan

Bu sessizlik, inanın

Heyecanın ve merakın değildir

 

Verildiğince

Soluduğum her nefeste

Berraklığı yaşamak arzumdur

 

Nedense

Yapmacık tavırlardan

Menfaat tellallığından hoşlanmam

 

Hırs için

Bir fırsatı elde etmek adına

Erdemi unutanlara çok yabancıyım

 

Zevki adına

Kepazeliği seçenlerle

Ve böyle anılanla birliktelik kuramam

 

Saygı

Ve nezaketi, edebi ve

Muaşereti bitmeyen’e hayli acırım

 

Hiddetini

Ve şiddetini mazluma

Karşı gösterenlere hasmım tanırım

 

Güveni

Zedeleyeni, emaneti

Bilmeyene karşı asla yakın durmam

 

Yalanı

Riyayı bir gösteriş için

Refah adına kullanana hiç katlanmam

 

Kanaati

Metaneti, himmeti hizmeti

Hor görenlere her zaman için acırım

 

Aşkı

Sevdayı hiç anlamayan

Yalnızca bir zevk aracı sanan ne betbahtır

 

Teslimiyeti

Ve gösterilen hürmeti

Enaniyetine yorumlayan hayli gafildir

 

Suyu

Çocuğu, gülü, bülbülü

Hiç anlamayan bir gönül sadece çöldür

 

Gözyaşları

Vicdanların yağmurudur

Onu hor gören zillet içinde kavrulur

 

Nisayı

Nazı, haz’ı, anlamayan

Bir gönül, yalnızca metal hurdalığı olur

 

Zalim

Aşikâr zulmeden değildir

Katlini gizleyerek takiyyelere bezenendir

 

Cani

Sadece öldüren değildir

Aynı zamanda zürriyetleri kesen illettir

 

Eğer

Bir kadın karnında

Taşıdığı cenine yabancıysa o ana olamaz

 

Bir

Baba, yalnızca nesebin

Banisi değildir, hep veren bir erdemdir

 

Beşer olarak

Mukallitlikte kalan bir insan

Mükellef olmaktan uzaklaşan beşeri varlıktır

 

İhmal edilir

Oysaki aidiyet, kime

Ve nereye ait olduğunun bilinmesidir

 

Seninle

Kaim olan hilkatin, yaratılma

Gerekçelerine ne vakıf olmayı bilmektir

 

Haşyet,

Ürperti ve korkunun

Ötesinde bir şiddette titremektir

 

Yaşanan

Arzı mekân, yeryüzünün

Her katresinde gezinmek için size verilendir

 

Hep dilenen

Cenabı Allahın rızasını

Cennet beklentisinden çok öte anlamalıyız

 

Beklenen

Cennet nimeti için yapılan

Her bir amel, o rızayı merak ettiren değil midir

 

Bir vakte

Kadar çekip giden gün

Ve gecezamanındır tutsağıdır o ise Hak Cemalindir

 

Senin kalbin

Emanetindeki tek varlığın

Seni var eden ve özlemle bekleyen Cemalullahındır

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne Dağlar Ki Halin Dilinden Söz Ederler!

 

burdan bir iki cümle

bir çok üstad sayfası oldu. bir çoğu bunları inanarak yaptı. ama bir çoğuda denetimsiz kendibaşına siteler le üstadlık payesi giydi. bu sitelerin olacağı bu üstadtan usanırsın sonra başka bir adamı tanıtırsın. tanıtmak güzel ama üstad sayfasında üstadı tanıtırken "Büyük Doğu Pazarı" oluşturmak hiç te güzel değil....

 

Biliyor musun senden arta kalan anlar

Her nedense geçmez oldu şu zamanlar

Değişir oldu meraklar halde saklananlar

Yavaşladı birden o çok hızlı akan kanlar

 

Öyleydin sanki sen hoş bir mefkûreydin

Hülyalar içinde yaşanan en güzel haldin

Ahengin sembolü nağmelerinde sesiydin

Biryanımın dinmeyen sancısı sevdasıydın

 

Artık ne bağlarda ne dağlardaki yamaçta

Kalmadı heves bakmam kanat çırpanlara

Semada uçurtmalara o kelebeklerin ahına

Yılanların kahrına dağlarda duyulan figana

 

Bir sevda muştusuydu gönlümü dağlayan

Durmadan hicranı yaşatan hali koymayan

Kaderin nakşedeninde nedametle soluyan

Beni hale koyan aşkların öznesine anlatan

 

Mızrapların nefesinde ki hüzzam nağmede

Sazendenin sinesinde anlam bulan güftede

Yaprakların bir züht ile şakıyan esintilerinde

O aşklar ki hal dilinde kuvveti kudret elinde

 

Güzellik senindir, o ten ki aşklardan beridir

Aşk mana meşkiyle yaşanacak ne güzelliktir

O özveridir ayaklar altına haz ile serilmektir

Kudretin dilidir, hayatın sebilidir o bilmecedir

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne bahar, ne güz bitti, umut niye tükendi!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bırakma kendini sereserpe

Lahzaya nazar edip, ruhunun bekleyen vecdine iltica etsene

Kalbini şehredip, lütfeden, mağfiret eyleyen sahibini zikredip, aşkına erişsene

Akılın ve idrakin iraden içindir, tercihlerin akıbetini tayin edecektir,bir düşünsene

 

 

Ne kadar ah’a tevessül etsen

Kederinle nefesini tüketsen, cezbeden can için kendinden geçsen

Mütemadiyen inlesen, figanını durmadan aşikar etsen,acziyet içindesin göçmesen

Kabrin sukutu derindir,içinde bekleyen haşyet alin içindir, eğer tefekkürü ötelersen

 

 

Ne kadar görmek istemezsen

Hülyalar içinde şekillenip ah u zar eylesen, çare elinde değildir

Nasip, vaktini beklemektedir, umut yeşermek için niyetin halisliğinde neferdir

Vecdin kadar, ecrin haşrine kefalet etmelidir ey ar,nafile ümit hazan ve kefenindir

 

 

Senden ziyade nazar edeni hisset

Kalbinin nazargah olduğuna hiç tereddüt etmeden meylet

Sana senden yakın olana avdet et, halinin solgunlaşan sayfalarından vazgeç

Aşk,hissiyatın dili,ruhunun renğinden serdeten meşktir,nefsanilik adına bir edeptir

 

 

Halini şehreden bir nefes bul korkma

İnsan akıl ve idrakiyle fark edilen nazardır,ihmale alma

Tedbir ve taktidri birbirine karıştırma, kader diye avuntulara saplanıp uyuma

İraden, vuslatın içindir, sana tevdi edilen en mühim mevkidir,malayaniliğe dalma

 

 

Korkmak,halden ve aşktan uzaklaşmaktır

Saymak ve sevmek edebin dilinde erdemdir, nezaket en ulvi payedir

Ne kadar kırıp dökersen, insanın fikrine tahammül etmeyip telin edersen cehlindir

Rahmet be mağfiret edeni düşün, ruhun ve kalbin sahibi kimdir,müddette sualindir

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ey can, lahzanın alinde ki ruhuyla yol alan!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bazen

Bir nedenle kan şekeri yükselir

Kalbin mutat ritmi bir canı çaresiz bırakır

 

Yutkunmak

Kaçınılmazdır o hızını artırırken

Nabız artar çare adına merak yavaşça sarar

 

Her vakit

Hazır olduğumuzu beyan ederiz

Ve hatta ulu orta ölümle pervasızca alay ederiz

 

Nasıl olsa

Bizde o gün elbet öletceğizi söyleriz

Lakin emanet olan bu can çıkarken hani çare deriz

 

O an ve

Tükenen zamanda en sevgili tenin

Fevkalade önem vererek farklılık aradığın bedenin

 

Onu

Anlamlaştıran değer katan en derin

Ruh içinde ki halin çaresizdir an sessizce tükenirken

 

İşte o an

Öyle keyfiyet kazanır ki bu zaman

Senin için bazen geçmeyen merak içinde bekleyen can

 

Haz

Muhayyilesiyle koşuşturduğun zaman

Arasat içinde duracak senin için geçmez olan bu an

 

Sen hala

Oyalan heyhat avuntuyla aşkı anan

Karanlıklarda korkuyla bakan, seheri düşlerle unutan

 

Amansız

Sabrın içinde durmadan nefes alan

Sen ki sevdalarını ahirine saklayan güzel ve güzide can

 

Saklandığın

Zaman, zerresinde nefeslendiğin an

Aşk ikliminde solmayan, ülfetle soluyan sevdana kan

 

Mücerrettir

Geçen her an, esrarında bulunan

Mizanla dirliğin ahengiyle nefs alacaktır aşkı anlayan

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Asabiyet fevriliktir,ruhtan ari bir iştir!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kendine güvendiğin nispette hürsün

Bildiğin ve idrakiyle nefeslendiğin müddetçe gerekçeli vakitsin

İnsan, hissiyatı anlamlaşan,edebin ve nezaketin zaruretine inanan ihsandır

Neyi reddederse, düşünmeden serdetmek için vaktini beklemezse nefsi tarumardır

 

 

Farklılık mukakkak ki olacaktır

Ve fakat, dert edinmeyi, kırıp dökmeden düşünmeyi amaçlıyacaktır

Gönül kıran, hükmetmek için nefes alan, kuvvetin banisini kendisi sanan ahmaktır

Kul, anlaşabildiği nispette, hoşgörü ve nezaketi öncelediği vakit içinde anılacaktır

 

 

İnsanın sosyal ortamı bilinmeli

Yetiştiği artamın etnik unsurları dikkate alınarak arz olunmalı

Yıkmak ve yakmak için değil, bizzat kazanmak adına bir yol bulum arındırılmalı

Asabiyet içinde dilegelen ne varsa heva,zan,bühtandır ve ihsandan yoksun olandır

 

 

Kadı olmak, talebin cenahıdır

Hak üzre karar kılmak aşk ve sevdanın takva vucubunda şartıtır

Hükümran olmak, bu minval üzre saldırmak, insanı tahrik etmek adına şecaaattır

Gam tedbirsiz ve niteliksiz gönüller için intizardır, ar, kazanın hesabında ki aşktır

 

 

Her nefes ne yaptığın bilmeli

Nedenleriyle birlikte yol alacağını unutmamalı, zira hesap vakitli

Rızayı amaç edinmek, efendimizin sünneti iliklerimize kadar sindirmek vecdir

Her kim,asabiyet içinde çığıtrkanlık yaparsa ve yargılamak adına cansa,kederdir

 

 

İnsan insan içinde muteber olandır

Saygı ve naifliği dikkaete alan insicamdır, eza etmek için zavallıdır

Mağfiret eden, rahmetine müddet biçen Rabbimdir, yargılamak onun halindendir

Her kim düşünmeyi öncelemez ve hezeyan içinde kanaatini serdederse biçaredir

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sukut etmeli, düşünmeyi becermeliydim!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Her nefesin feryadına yetişemezdim

Ne kadar gam zerketse de ruhuma, neden bu kadar acizlik içindeydim

Niçin benliğimiden vazgeçmek için hiç gayret etmeden sefilliği seçmekteyim

Her sofraya oturuşumda, nefsimin talepleri söz konusu olunca refakat etmekteyim

 

 

 

İnsan ki bir can, kul olan revan

İnsanlığın tarumar ettiği mekanlarda susuz ve aclık içinde bırakılan

Medeniyet adına bin bir bahane ile salkım saçak olarak masumları hiç duymayan

Şer için müttefik olan, kan için yol alan, desiselerin girdabında mahzunları boğan

 

 

 

Her can kendi derdinde güya

Dert diye dilegelenler nedir acaba, ev, araba, safahat olduktan sonra

Bankalardan çekilen krediler sıkıştırıyormuş güya, arlanmak ne vakit olacaksa

Çocuğuna aldığı bin bir kıyafet, hanıma kat kat libasa ne hacet, kalp ağlayacaksa

 

 

 

Müstekbirler zaten duymaz

Ruhun ve kalbinin feryadını duymayan, yitik bir halin içinde olan anlamaz

Kalp zaten aklın ve idrakin cenahıdır, bu bakımdan sadece yaratanın nazargahıdır

Vecdin ve ecrin içinde aşktır,ruhunun sedasında furkandır,inşirah neden umulandır

 

 

 

Her haneden başlanmalıdır

Kişi başına bir günlük nafaka muhakkak ki muhtaçlara bırakılmalıdır

Nasıl duyarsız kalınır, akmayan gözyaşları sancılar içinde bahtını bulacaktır

Hissetmeyen kalp, farkı göremeyen nazar, bilmem ki hangi işte şahit kılınacaktır

 

 

 

Tuz, hurma, ekmek ne çok

Kızı Zeynebi iftar vaktinde ihtar eden ilmin kapısını unutmayalım

Ne kadar vaktimiz kalmışsa, ecel henüz kapımızı çalmadan acele davranalım

Aşk ve vecd içinde gönlümüzün sultanını analım ve yaraşır birşekilde feda olalıum

 

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Her mevsim kalbine seslenir,akıl ve idrak halidir!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Baharlar, sineler için açılmış sayfalar

Ruh itminanlığında yudumlanır hazlar

Dualar kul için tükenmeyen arayışlar

Hükmün sahibiyle muhabbetli sevdalar

 

Ne aşklar, nede anlamsız olan kaygılar

Bilinmez ne zaman bitecek ön yargılar

İdrak edilmeyen hilkatle bir soluyanlar

Kalbin nizamından habersiz olan canlar

 

Beyan edilen aşklar insanlar niçin ağlar

Hissiyat kim için yakarışlar niçin sızlar

Uzuvlar, bitecek anın şahitliğinde ağlar

Lakin ruh, ten ekseninden olacak bizar

 

Dallarda salınan kirazlar nasiplerini anar

Kuşlar ki, melekût âleminden birer nazar

İnsan için bahşedilen hazlar, nasıl yaşar

Çatılan kaşlar serencamında aşk ne arar

 

Gönlün aç iken, lisanın beyanı anlamsızdır

Hal ikliminde edep yok ise örtü manasızdır

Kalbi aşklar fanilik içinde olamaz yarsızdır

Yar arsız kan kaygısız, ruhlar ki vicdansız

 

Hissetmekse halin dirliğinde nefeslenmektir

Himmet etmek bahşedilene gitmeyi bilmektir

Şefkat göstermek, o sevginin banine sevktir

Sabretmekse nasip içinde gizlenen hikmettir

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gönül nazargahtır, ruhunun firkati ardır!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Niyaz, aklın ve idrakin figanıdır

Umutlar, rahmete hasret kalan tohum misalidir, lal halindedir

Hal, iz’anın ve lahzanın aşkına tavdır, mesnetsiz harlar nefsi bahanelerdir

Heves için esir olmadan,cehdini nefsin için kurutmadan kul olman sevda halidir

 

 

Kibir ne melün bir gerekçedir

Nefsin her lahzasında nöbettedir, zafiyetine bekleyen keş gibidir

Leş niçin cazip gelen ten değildir, ruhunu bilmeyene aşk nasıl refakatedecektir

Düşünmek, ilim ve irfansız kal etmek bühtandır,aşk deminden azat olmuş melaldir

 

 

Her kimi ve neyi seversen sev

Feda olmayı ruhun mukadderatında görmezsen aşka yakın gel

Ecrin bir hali ve bir de ali vardır,niyetin asliyesinde edeple korunandır ruh söyler

Aşk, ne kadar kendini verirsen, iradenden vazgeçip hakka köleysen o vecdini bekler

 

 

Furkanı oku ve yakinen tanı

İçinde var olan hakikatleri, hikaye edilen nesilleri ve gerekçeleri

Kendine ne kadar yabancıysan, Kur’anada o kadar yabancısın demektir, bilinmeli

Reddi miras eden, hilkatini düşünmek istemeyen, aidiyetini inkar edene ne demeli

 

 

Vakit senin için bir saiktir

Nedensiz yaşayan can nasıl bir varlıktır, heva ve heves kurtaracakmıdır

İman etmek bu kadar basitmidir,hukukunu bilmeyen bir insana kim kefil olacaktır

Ömür yumağı erirken,hergün göçmeler içini kemirirken bu pişkinliğin kimin içindir

 

 

Seven, bilmeden sevmemelidir

Aşkı dillendiren içinden geçmediği müddetçe nefsi için kal etmemelidir

Ruhun mutlak itaat içindedir, irade sana olan güvenin teslim edilen gerekçesidir

Hesapsız olmak hangi aklın ve mantığın işidir, nura ram olmayan hal bir vebaldir

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hissederek yürümek ve gereğini düşünmek!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilir misin sen

Acılardan tutunarak

Esrarını koruyan işaretler için yürümeyi

 

Nefesleri

Bahşedenin hükmünce

Dirilmeyi, ötenin nefeslerini hissetmeyi

 

Korkunun

Sineden sökülüp atıldığını

Kalbin, aklın, bilginin, vicdanın aydınlığını

 

Yaratan

Seni sana hikâye eden an

Dikkatinle anlam bulacak, tükenen zaman

 

Can

Vaktin için seni yaşatan

Ruhun inhisarında, tahkikin icbarında olan

 

Korkma

Ölümden, gafleti anma

Aşkın güzelliğinde ki sevdadan sen soğuma

 

Geldin

Ki gideceğini hissetmelisin

Vaktin lahzasında, kalbin sezgisini içmelisin

 

Hürriyeti

Kulluğunun gerekçesiyle

Özleştirerek cihanın sevgisini talep etmelisin

 

Fıtratın

Sırat için gayretli dikkatin

Hakka kul olmazsan, neye kulsun düşünmelisin

 

Sevgini

Sende gizlenen hazineyi

Neden esirgersin, kuraklıkta ömrünü tüketirsin

 

Baban

Sana kefaletiyle bakan

Can içinde canı külfetiyle yaşayandır has anan

 

Makam

Adamlıkta sıkıntı yaşamayan

Hakkın rızasında azimeti, çileyi sabırla kuşanan

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şayet istikametin sarih değilse,iltica eyle!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Her ne kadar sedası duyulmasa

Hissiyatını alıp götüren hal, ruhundan mücerret olan har sa

An senin için bir zamansa, umut vecdin içindir unutma,gözyaşları ardır yaşa

İnsan ahseni tahvim üzeredir, bahşedilen en müstesna müjdedir,tahkikten korkma

 

 

Ruhun aşk üzre taltif edilen sırdır

Kalbin inşiraha erişince, gönül kapın hiç korkma açılacaktır

Samimiyet sevdanın narıdır, edebten arileşen can, hangi hal üzre yakınlaşacaktır

Rabbim derken, şirk ve tuğyanı reddederken, gülün halinde filizlenen nur olacaktır

 

 

Belamlardan uzak dur ve tanı

Esir eden saikleri ruhundan arileştir, solduran vakit nüshasını

Kitabı celinin sana bakan sayfalarını,anlamak adına esirgeme sakın merakını

An içinda yaşadığın zamandır,müddet-i nefes aşikardır,korkuyla yaşamak gamdır

 

 

Bilidiğin nispette yakınsın

Tanımadıkça uzak bir halin sahrasındasın,ruhunu bizar bırakırsın

Kalbini neden tanımaktan kaçarsın, akıl ve irfan nazargahtadır, hiç anlamazsın

Nefsin tellallığını yapma aldanırsın, avunmak adına niçin hala kayıplar yaşarsın

 

 

Mürşit ilmin kapısında ardır

Hilmin ve vecdin senasında ecirdir,kul kimliğinde imtihan halindedir

Aklını ve iradeni teslim ettim diye seninme, mükellef olan değersin, sanra üzülme

Zahir olan takvasından, öğüt ve nasihatlarından istifade et,ihmale alıpta süzülme

 

 

Ceddin, velinimetindir bilesin

Ne kadar kuvvetin ve nüfsun olursa asla hor ve hakir de görmeyeceksin

Çouuğuna ve arına sağladığın ikram ve izzetten karta mahrum eylemeyeceksin

Gül misali zarif bir eda ile sesleneceksin,hiddet ve çaka satıp refakat etmeyeceksin

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Din ihdas eden,hesabın ahını öteleyenler!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Nasıl bir halin derinliğindeler

Kul, köle olmak için mi ömür tüketen zadeler, bilmem ki ne isterler

Zişanı efendimizin tevdi ettikleri asudeliği harap ederler,sonra ahkam keserler

İnsanın ruhu aç, kalbi muhtaç, aklı acziyet içinde zarurat için çileyle feryat ederler

 

 

Canlar, muhtaç bırakılıyor

Hasseten ruhları bizar edilerek,kalbi manada kuraklık zerkediliyor

Taklit eden bir nesil ihdas ediliyor, tüketen ve fakat tahkik etmeyen isteniyor

Kölelik sosyolajik manada niye kabullenilen birer zaaf olarak, karşımıza çıkıyor

 

 

İş veren şartlarım böyle diyor

işşislik almış başını gidiyor,hayat memat ilişkisi ne vakit diniyor

Talep edenler hiç bitmiyor, evlad-ı iyal mahsun bir şekilde gözlerini dikiyor

Ne kadar tüketirsen, hesapsız birşekilde serilirsen, arlanmayı bilmezsen de üzüyor

 

 

İnsan, aklı ve izanıyla farktır

Hesabını önceleyen bir an olarak, müddet-i nefes ile orantılıdır

Tahkik ettiği nispette farktır,mükellefiyetini idrak ederse bir kalbi nazardır

Bundan vuslata adaydır, narı ar bilen candır,Rabbinden başkasına kul olmayandır

 

 

En kutsi devlet halin içindedir

Nazargah olan kalbin elkah bu nispette serdir, şevktir, azizdir

İraden senin için makam tayin edilen erktir, tercihlerin geleceğini aşikar edecektir

Cennet ve cehennem ne kadar dillense de basit bir mekan değildir, haşyetide edeptir

 

 

Bit’at niçin taltif ediliyordur

Din adına kepazelikler sinsice yüreklere zerkedilerek ne isteniyor

Kitab-ı celili anlamazsan ve Resulu Ekrem efendimizi aşkla tanımazsan hal eriyor

Aklına ve izanına mesnetsiz güvenme,ruhunun ve kalbiniz sahibi var tahkik etsene

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efkârın sağanağında buğulanan hicranım!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Neyleyim şimdi baharı

Sinemde açmaya korkan hevesimle hicranı

Umut beslediğim meramı, halime geçit vermeyen zamanı

Suskunluğun katresinde manalaşan ahımı, sezgisiz ve inayetsiz bu aklı

Sesinde ve aziz nefesinde hasretini yudumladığım felahı vaktin sürurunda saklı

 

 

Ziyan olan bu halim

Efkârın sağanağında buğulanan hicranım

Kalbi inşirah diliyor, bahtına boyun büküyor, sabır istiyor

Bırakılan nefesin elemiyle, kederin kuşatan serinliğinde sessiz adımlıyor

Neylesin şevki, hissiyatın vuzuhunda ki sabahı, kul ölmez, hayvan aman istiyor

 

 

Ne av olmak, nede avcı

Kaderin gazasına olamam, şimdi yabancı

Ey gönlümde manalaşan kanaatin serveri hancı, aşkın sancı

Sevda hazanla akıyor yüreğime, kar beyazlığı sökün ediyor ahu melalime

Nereye nazar etsem, hasretin temaşasıyla seyredip ruhumla yüzleşsem hüzün ar

 

 

Neden halimde edep nar

Yanan yürekler için vuslat ne vakit açan bir bahar

Ram olduğum, hesabın haşyetiyle yorgunluğum dinecek mi

Kalbim deryalar misali dalgalarıyla yüzleşerek, ummana dökülecek mi

Yelkenin bakirliğinde sunduğum umutlar rüzgârın esiniyle abat olarak akacak mı

 

 

Ruhumun hicran damlası

Kelimelerin anlam zenginliğinde âleme yazılıyor

Solgun nefesim, takatsiz dizlerim ve fersiz gözlerim göçüyor

Şimdiki âlemden, baki olan muştunun vecdiyle merakım ah alıp gidiyor

Dilim söylüyor, zihnim çöküyor, mukadderatım her geçen gün sessizce dürülüyor

 

 

Vicdanım bakirliğini biliyor

Tevdi edilen her ne varsa, izzetiyle onur biliyor

Nağmelerin tınısı halimi vurdukça, ıssız sokaklar misali kalbim boşlukta

Hissettiğim ne kadar hicran varsa, nidamın vuzuhu için mısraların çığlığında

Kim ne kadar anlar, halimin fakirliğine hamiyetin feyziyle akarsa felaha ereceğim

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yapamam, seni yargılamak adına yaşayamam!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne rahmetim sahibiyim

Ne mağfiretin banisiyim, el hak acz içinde muhtaç bir nefesim

Nefesin müddetine kefil edilmedim, kendi mükelliyefimin içinde vakitim

Ruhumu bahşedene iltica ederim, yargılamak hiç haddim değildir bilirim

 

 

Ne kabahati işlersen senin

Kederi ve gamı sana muhabbet hasreden masum gönüllerin

Bir gün sukut edecektir kalbin, mütemadiyen konuşan dilin ve gözlerin

Elbette ki düşünmek ve tefekkürüyle nefeslenmekte benimde ihtiyacım

 

 

Ne derler halini yormasın

Korkuların lahzasında boğmasın, aklın ve izanın yol alsın

İraden ruhsatın, emanet edilen ehliyet maksadın olsun, aşk unutulmasın

Vecdin ve hakikatin kadar edepsin, sahipsiz keder değilsin, korkutmasın

 

 

Yar, aşkın nihayet ardır

Yalnızca ruhunun ve kalbinin efendisi için haline ihtiyaçtır

Leyla ve mecnun niçin meftun olan kutsaldır, yar için ne yapsan azdır

İnsan ruhu ve kalbiyle yol alan furkandır, aklı ve iradesi hesabi olandır

 

 

Gönlün sultanı vardır

Senin ahvalini senden daha ziyade bilen nazardır, sevdadır

Nefsin aynasında kaybolma, terbiye ve tezkiyesini ihmale alma ardır

Nefesin vakti lahzaya muhtaçtır, hangi amelin varsa ahirde makamdır

 

 

Hakir olan nefsindir

Seni senden geçirmek için zafiyetlerini bekleyen saiktir

Kalbin aklının ve vicdanının sülukunda anlamlaşan makamdır

An içinde bulunduğun ve yaşadığın imtihandır, ancak aşk için nazardır

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Güzellik mi kalacak, aşk nasıl anlaşılacak!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Birgün kalbine hicran dolacak

Ruhun bizar kalacak, dilin lal olacak, gözlerinde kararacak

An haline bakacak, aklın şaşkınlık içinde sukuta kanacak, idrakin boşalacak

İraden artık tınmaz bir halde vaktini umut içinde kuşanacak ve figanın ağlatacak

 

 

Ruhuna sesleneni duymadın

Aşikar olan ayetleri hiç ibretle okumadın, hatta uzaklaştın

Şahit olmadığın ne varsa inandın,ne derlerin derinliğine abandın kaldın

Niçin yaşadığını hiç sorgulamadın,el gün misali olsun dedin ve nefsine dadandın

 

 

Furkan olan kitap yasandır

Senin evvelinden bahseden irfandır, ahirin için kutsalındır

İçinde neler anlatılır, neden sana tevdi elilen bir kitaptır, muhakemen var mıdır

Niçin mukallit olmakta kararlısın, salacada bekleyen o naşın akıbetini sormazsın

 

 

Edepsiz salınan eda ar mıdır

İnsan hesapsız olmayan bir candır,aile nizamı adaptır

Yalanla yol alan, avuntyular için fırsat kollayan söyle nasıl bir nazardır

Kimlerin yanında bir itibarı vardır, nefsini palazlamak için boğulan bezirgandır

 

 

Varlığın sahibi aşikardır

Her canı ve varlığı yaratmış olan sultan ve bir aşktır

Sevda onun yolunda vuslattır,nardan arileştiren fırsattır,kadr-i mutlaktır

Nasıl hevesin ve keyfin için varsan ve hala yaşıyorsan,akiden içinde yol almalısın

 

 

İnanmak samimiyettir

Ruhun ve kalbin dirliğinde teslim olmak demektir

Akıl ve merak tefrik eden fırsattır, idrak irfansız yoğrulmayan didarındır

Ne kadar ilmin var ise bu nispette tedbirin icbar edilen sebatın deliliyse bahtındır

Her anın hesabidir,şahitsiz bir kabahat kimin hükmünü beklemektedir o sıratındır

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nereye nazar etsem hicran sinemde yar!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ruhumun alcığından

Kalbimin darlık içinde sancılarla çırpınışlarından

Halime tebarüz eden ön yargılardan ve zanlardan kime sığınayım

 

Kimin huzurunda anayım

Ruhumu ve kalbimi sahibinden emin olarak varayım

Nefsin labirentlerinden ve irademde ki acizlikten nasıl kurtulayım

 

Bilincin var iken tercihim

Maslahatlar içinde ki sefilliğim nereye kadar yetecek

Nefesim müddeti içinde hangi vakit tenimden vazgeçerek gidecek

 

Ruhumun iltica kimliği

Kalbimin bağnazlığında ki kararan kimlikle dirliği

Kime arz edilecek ve affı mağfiret talep edilerek umutla yeşerecek

 

Ey rabbim sen bilirsin

Ve sen bizzat ruhumun kefilisin ve kalbe erişensin

Yıllara sari talan kimliği refakatinde anlamak ve idrake ulaşmak

 

Muhabbetsiz melalin

Lafazanlık içinde can çekiştiren zevatın ibret hali

Ayyuka çıkan niteliksiz nefeslerin girdaplı yolları sana açılandır

 

Deryanın uysallığında

Gecelerin mağrur tevazuu sağanağında sen varsın

Zaman senin adına aşka kapı aralayarak hakikatleri haykırırlar

 

Masum nefesler senin

Ve mahzun çehreler elleriyle sana doğru yol alırlar

Halimin sefilliğinde ve farkı fark etmeyen dirliğiyle sana ağlarım

 

Efendimin kimliğinde

Onun cihanı kuşatan serin nefesleriyle ve gül ile

Sana yakarırım ve yalnızca senden yardım dilerim ve seni anarım

 

Kalan takatsiz nefesimle

Dostlar için niyazı vecibe bilerek hayırlar dilerim

Vesileler içinde bir gün olan kadir gecesi için niyazın kebiri derim

 

Küskün ve dargınlar için

Kalbi ferahlık ve inşirah dileyerek affını isterim

Kalbimin sahibi olarak sana kulluğumla hürriyetin hazzına erişirim

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Lisan kalbinin arı, iradenin de aynasıdır!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Düşünmek fikrin ve aklın hülalasıdır

Halinin akseden yüzü, ruhunun hicran senasında ki halidir

Kalbine ne kadar dikkat edersen,aşkın ilhamından arileştirmezsen firkattir

Hakikat üzre olan ruhun ve iraden için biçilen lahza kararındır,ahirine gerekçendir

 

 

İnsan her zaman an içinde ki ardır

Tefekkür eden ve etmek mecburiyetinde bulunan bir nazardır

Vakit bahtın anaktarıdır, nasip kazaya dönüşen cenahıdır,azmin içindeki farktır

Emel halini boğmamalı, umudun ihsanın halinden beri kalmamalı,ecrinde senandır

 

 

Aç olan, açıkta kalandır anla

Serdedilen bir hesabın esrarından uzaklaşma, ibret-i nazarınla halinde yaşa

Vakti gelen ruh teslim olur, lakin hızlandıran gerekçe nasıl unutulur sakın unutma

Sünnetullahı ruhunun lisanıyla oku ve şehret korkma,azmin kadar yakındır o anla

 

 

Sanki kaybolmuşun halindesin

Niçin akıl nimetinden istifade etmeyi hor görür ve kolayı tercih edersin

Neden hakir olmaya aday bir bedensin, asabiyet içinde nefeslenen hangi zadesin

Köle olmak için mi bahşedilensin,sahibine kul olmadıkça mahçup yüzle göçeceksin

 

 

Kefenin ne kadar berrak olsa da

Taprak kabul etmek için figandaysa,cesedin çürüyecek yakınmasanda

Hergün eriyen bir kedersin, kuvvetin banisini akletmeyecek kadar müşkil elemsin

Neden ah edersin, derdin ve mağfiretin sahibinden uzak bir halde vaktini beklersin

 

 

Etrafına bir bak,niçin figan var

İnsan sadece kendi nefsi için değil,insanlığın derd-i gamıyla yol alır

Niçin mesuliyet ihtarı kulaklarımızı çınlatır,pişkinlik imandan uzak bir kahırdır

Ne kadar fedakar olursan, kulun rızasından ziyade Rabbin için yaşarsan sevdadır

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...