Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Mustafa Cilasun

* Mustafa Cilasun Şiirleri *

Recommended Posts

Sessizce avuçladım toprağı

Halimin fakirliğine mütebessim bir şekilde yağan ibretli kar’ı ve esen fırtanayı

Hissettiğim samimi duyguları, latifleşen ruhumda ki firkat anını sukut eden o yarı

Yüreğimde dinmeyen narı, alıp götüren hicranı ve sessizce hüzün zerkeden hissiyatı....

 

 

 

Yüreğine sağlık manevi kardeşim.Feyzin hiç tükenmesin.Bu güzel dizeleri bizlerle paylşatığın için ayrıca teşekkür ederim.

 

 

 

Çok teşekkürler ediyorum kımetli kardeşim...

Amin efendim, sizin için ve kızınız için de dilerim...

Esenlik dileklerimle selam eyler, bir tebessümle yadederim manevi kardeşim:)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Söyle dualar hangi dilden feyz-i ümittir!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kalbim hicran içindedir

Halime geçit vetmeyen azap bilmem ki hangi vadinin dileğidir

Ah u figan ettiren günler dinecek midir, ruhum firkatine ne vakit erişecektir

Kalbim şikayet etse de, burukluğum hiç dinmese de, ömrüm maşukuna amededir

 

 

 

Çektiğim çileler niyedir

Nefsim ve aklım bu hal üzre bedelleşen zademidir, kalbim edebindir

Ruhumun hüznü, kalbimin solukları halim kale dönüştüğü vakit niye bitecektir

Aşk; kalbin nar-ı payesi, nizam ettiren ilham-ı aynası secdenin aşklaşan sancısıdır

 

 

 

Ne zaman keder varsa

Ar etmek için kalbim niyaza o nispetle uzaksa, bahaneler tuzaksa

Esir eden emellere ruhum ramsa, iraden acziyet içince acizliğine soyununca

Aklım kıyametime, fikrim arafta ki halime, idrakim düşkünlüğüme acımayacaktır

 

 

 

Kamış ne güzel terbiye ediliyor

Ahengin kollarına teslim olmuş bir abit misali aşk ile bedelleşiyor

Yanıklık derinliğimden neşet ediyor, ahitlerim yaşlı gözlerimin önüne geliyor

İhmal etmek nasıl bir hesabın içinde zühtümle kavilleşiyor, miskinlik acı veriyor

 

 

 

İmanımda itminan olmalıyım

Seyr-i sülukum için aklımı veizanım kullana bilmeyi başarmalıyım

Lüzumsuzluklarla lahzaları boğmamalıyım,halin dilinden aşk için yanmalıyım

Kınayan ve ayıplayanları dikkate almamalıyım varlığımı hak aşkına adamalıyım

 

 

 

Şikayet etmeyen bir kalbin sahibi olmalıyım

Hareket ve kuvvetin,tevhiti izhar eden ayetlerin,hanif olanı bulmalıyım

Tağutu reddeden,müstekbire itaet ettirmeyen, akla ve rızay-ıaşka kavuşmalıyım

Yanan yüreğimi, hicrana gark eden melalimi şehretmeyi öğrenerek yol almalıyım

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

 

Esarete sevk eden ne varsa yakın durma!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Olur olmaz herşeye yakınlaşma

Vakıf olmadığın bir bedelin macerası için ruhunu bizar bırakma

Hayyır ve şer nedir diye tahkik etmeyi unutma, sinsilik en yakınında aldanma

Ki kulu olduğun, iman ettiğini sandığın, yakarışlarında andığın aşka yaban kalma

 

 

 

Vakit hesabı kalbin içindir

Akıl kalp ve ruhunla idrakin içinde anlamlaşan hikayedir,unutma

Mizan aklındır, iraden azmin içinde saklanan vuslattır, edep hal içinde nardır

İhlas ve inşirah vecdinle ilintili olan bir makamdır,hal ehli olmak itibarlı sanattır

 

 

 

Seni senden edene vakit ayırma

Tuğyan içinde bedelleşen kim varsa,şayet en yakının olsa da korkma

Sabır sultanlığı, kanaat hanedanlığı aşkın ilham şiarıdır, sakın bir alaya alma

kapını çalan kim varsa, ihsan nazarı kalbidir, halinde ki insicamına yaban kalma

 

 

 

İnsan, ancak aşkıyla sancaktır

Vecdiyle ummanları yaşayan,Hak rızası için gönüllerde yaşayan candır

Lazanın bir hali vardır, nasibin resmedilen melalidir,yoksa sevda ne için vuslattır

Azgın denizlerin dramını anla, efkara kapı aralamış dağın, melalinden uzaklaşma

 

 

 

İbrahim’i ve İsmail’i yoldan kaçma

Ne derlerin içinde kaobolarak nefsine sakın bir itibar kazandırma

Aşk kimi zaman hizmet vecdinin, kimi vakit hal ehlinin tasarrufundadır anla

Kim ne söylüyorsa, kalbinin lisanıyla haline nazar ediyorsa yaban kalma, kaçma

 

 

 

Ecdadının niyazınıdan uzaklaşma

Annenin şefkat hissiyatını sakın yok sayma ve hiç aşındırma

Gönül kıramanın ne kadar bedeli vardır, merakını ada, ne me lazımcı olma

Suskun yüreklerin, gözü yaşlı melallerin bir tebessümüne ihtiyacı vardır, unuıtma

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ateşi suçlama,ona mecbur edeni sorgula!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İçini yakan nedir, nasıl bir ateştir

Nasıl bir hilkatin bendinden tebarüz eden ferdir ve ibret-i demdir

Biyolojik bir bedelmidir, halini hicrana sevk eden söyle nedir,bilmediğin kederdir

Niye bedelleşmek aklın ve kalbin tirendidir, ahengi kaybolan can, nasıl bir nefestir

 

 

 

Çocuğun o masumiyetini anla

Vicdan sana bahşedilmiş bir nimettir ve sadakatin için korunan erktir sorgula

Fikir sahibi olmadan düşünmek ne kadar makbüldür an, merak etmekten kaçınma

Sırat farktır, mizan aşktır,mahşer ah u zarın için fırsattır, korkularına hiç kapılma

 

 

 

Ölüm can içinde ki vakittir

Akdettiğin kavlin içinde saklanan ve sadakatini teyit eden nakittir

İraden selahiyetin için tercihindir, azmin hak ve hakikat için tercih edilmelidir

Keşkelere sığınmak ne kadar derdine kefalet edecektir, akıl nimeti tedbirin içindir

 

 

 

Ten ve beden kimindir

Hangi vekilliğin tevdiinde tasarrufuna emanet edilen güzelliktir

Lekelenmiş bir hali kimler tercih edecektir, masumiyetin bakirliğinle eştir

Niçin sual etmek, tahkik ederek tevhidin sulukunda nefeslenmek iman için şevktir

 

 

 

Mukallit olan nefes gamdır

Hukukundan bihaber olan hayali sultandır, zanlar onun arkadaşıdır

Önyargılar tuğyanında anlamlaşan heyecandır, edepten nasipsiz bir bühtandır

İcmale erişmek, hanifliğin bendinden nefeslenmek, şirk ve tuğyandan kurtulmaktır

 

 

 

Şair, gönlünü aşka adayandır

Esin ve ilhamın kaynağında anlamlaşan hissiyattır, yazmak için yazmayandır

Yanmadan yazan bir kalemin derdinde ve hüznüyle bedelleşebilen bir ömr-ü cefadır

Yüreğe düşen kadreler şekliyetten hazlanmayan, ne derlere nizam olmayan farktır

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir bir düşüyor yaprak,aşk içimde ki fark!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Susmalıyım, hiç korkmamalıyım

Derdin latifliğinden, gamın hissiyatımı bizar edeninden kurtulmalıyım

Bırakmalıyım aşkın kollarına umutlarımı, kanatlanmaya ramak kalan ahımı

Gönlüme trebessüm eden hicranı, ibretin feyzini zerk eden aşkın hüzün yağmurunu

 

 

 

Salınmalıyım iklimlerin ötesine

Mefkuremde ki ufki derinliğe, şek ve şüpheden arileştiren o hanifliğe

Ruhumu yad eden zindeliğe, kalbimi nazargah atfeden gönül sevdasını bahşedene

Bilmeden ve henüz vakıf olmadan nasıl itmina olurum, beyhude bir kürek çekmeye

 

 

 

İbrahimi tevhitin neresindeyim

Sinemde derlediğim hangi putların manasında hayıflanmaktayım

Nekadar nefsi anlamda hastayım, akıl, idrakim için niye hazanı yaşamaktayım

Neleri hakkıyla anlamamaktayım, neden kaçmak için o bahanelere sığınmaktayım

 

 

 

Ki benlik hücresinden çıkmalıyım

Hizmetin ve aşkın sahrasında umtlarıma yeniden anlam katmalıyım

Emelle savrulmadan, tuğyanlarıniçinde boğulmadan, müddet-i nefesi anlamalıyım

Ağlamalıyım, kalbin sahibine iltica ederek yakarmalıyım, ne derleri bırakmalıyım

 

 

 

Vakit benin tasarrufuma amadedir

İrade ve izan bahtımın sayfalarına kapı aralayan ah u ızdıraptır

Hakikat her zaman en yakınımda bulunan yad-ı fermandır,kaçınmakta gamdır

İnsan ahseni takvim üzre anlam bulan manadır, aşk ve vecdiyle ihsanlaşmalıdır

 

 

 

Mağrufun ve mağdurun harcıdır

Hesapsız bir mecra mı vardır, günah işlemek nasıl bir kabahattir

Zafiyetler yaratanın rahmet ettiği müddet-i zamandır, tefekkür bunun için vardır

Akletmeyen nasıl bir umut içinde yaşayan heyecandır hüsran kimler için bir nardır

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Firkatinle yetindim,hiç şikayet etmedim!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Nasibin tecellisi dedim

Lahzaların sadrında sabırla beslendim, kanaat etmeyi şiar edindim

Kalbimin şikayetlenmesine fırsat vermeyi, ruhumun ahdine hiç tediremedim

Tebessüm etmeyi öğrendim, hayır ve şer’in şehnine malik olmak için ehli aşk dedim

 

 

 

Alıp götürmesini bekledim

Vecdimin inhisarıyla yetinmenin mahçubiyetiyle boynumu büktüm

Zafiyetlerime nazar ettim, irademde ki acziyetime nasıl bir anlam verirdim

Rab dedim, aşksız terennümlerle müteredditlik içindeydim, neden tahkik etmedim

 

 

 

Niyet etmedikçe an durur

Haşyet duvarları ruhuma mütemadiyen acı bir tebessümle gam vurur

Akıl hangi manada sürur,aşk hakikat ilmiyle mümeyyiz olmazsa nasıl okunur

Can suyun ar eder, vakit’i haline dar eyler, aşk hangi vecdin himmetine davet eder

 

 

 

Ruhum sema etsin istiyorum

Kalbim nazargah olmaktan bitap kalsın diliyorum,sende var olmak istiyorum

Kifayetsiz ecrimin, takatsiz bedenimin, fersizleşen gözlerimin ihtiyacını biliyorum

Senin lahzanda, hilkatimin bakir toprağında ecelin vuslat olduğu aşkını diliyorum

 

 

 

Bilmek neye kifayet ediyor

Halim, kale dönüşmedikçe, aşkın lisanımda sudur etmekten haya ediyor

Vecdin neden alıp götürmüyor,niyazım ziyadesiyle kalbime aşkını ilga eylemiyor

Ömür tükeniyor, an vaktini bekliyor, ölümün latifliği halime mütebissim ettiriyor

 

 

 

Temaşa ettiğim ayetlerin

Nazar eylediğim ve bahşettiğin, müddet-i nefes diye rahmet ettiğin nefeslerin

Vaktini bekleyen ümitlerin, kazasına delalet edecek tercihlerin azmeden iradelerin

Aşkına erişiyor, mefkure adına ne varsa adresi yalnızca sensin ki alenen gösteriyor

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kalbim ey aşk der, ruhum boyun büker!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne vakit iklimleri ansam

Hazanın rahlesinde nefe nefese kalmanın hüznüyle dağlansam

Saklı umutları günyüzüne çıkartmak için vecdin didarında ki lahzaya adansam

Göyaşlarımın bu hicranını, kalbimin sahibine anlatmanın süruruyla anlamlaşsam

 

 

Niçin korkulara sığınırız

Tahkik etmek için azmi ihmale alırız, merakı lüzumsuzluğa bırakırız

Henüz vakit var diye bahaneye uzanırız,nakti olmayanın itibarı olmaz anlamayız

Sonra keşkelerle avunuruz, tedbirsiz yaşamayı her ne hikmetse bir marifet yaparız

 

 

Gönül yarsız olu mu

Çöl suyun hasretiyle kavrulur, aşkın vecdiyle ağladığı hiç duyulur mu

Zerresine tevdi edilen muhabbet ve vazife ehl-i hal olmadıkça söyle anlaşılır mı

Vakit niye vardır, ar nefesin sahibine en ülfet edilecek nazardır,sinsilik kime kardır

 

 

Can içinde can yaşar

Ne zaman saz ahenksiz çalar, neyin hicranı niye gönül sahibini dağlar

Kar neden suhuletiyle yağar, yağmur hangi firkat ilzamında rahmete aşk ile bakar

Ateş niye yakar, ten ve beden maksadına binaen akıl ve idrak için aşka kapı aralar

 

 

Burukluktan korkma

Ram olduğun ne varsa, aşkın sadrından şayet uzaksa zaman ayırma

Nefsaniliği aşk sanma, köşe bucak kaçan, salkın saçak olan aşkı anlar mı sorgula

Annenin o iç çekişini babanın sessizlik içinde boyun büküşünden an be an kaçınma

 

 

Nazlanmak hamlıktır

Zorlamak haddi aşındırmaktır, hevesin serencamıyla yol olmak buhrandır

İstikameti henüz belli olmayan bir canla dost olmak ise korkuya kapı aralamaktır

Akıl ve izan niye vardır emniyetsiz yol almaksa teslimiyetten arileşen ahmaklıktır

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Divane eyleyen halin ve suskun melalin!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Meftun olayım sendeki halin aşkına

Neyleyim ki şevk yastadır cihanda

Sinemde ki baharlar sanki hazanda

Semadaki yıldızlar da artık niyazda

 

 

Kim bilecek süruru haz ile makûstur

Dareyn ne muazzam gayeyi lazımdır

Divaneyim ne düşüneyim aşk ahımdır

Sevdalar şavkım hal-i hazan ahtımdır

 

 

Ne saadettir haline sudur eden şevk

Kim bilir ki ne canlar istifade edecek

Şefkat serilecek rahmet serinletecek

Başaklar bitecek muratlar beklenecek

 

 

Sen, gülizarda açan ne güzel bir aksın

Beyazlar şahı rüyaların dergâhındasın

Nur-u kalbimde aşka yakın bir nazarsın

Sabırda kalansın, himmetle bahtiyarsın

 

 

Sukut edeeken gözyaşların sökün ediyor

Ah u zarın dinmiyor, ukteler ne söylüyor

Saklı umutların neyi bekilyor sabır diliyor

Ömrüm tükeniyor, hesap önüme seriliyor

 

 

Usandın mı, yadetmeyi kimlere bıraktım

Hasretin şadında suskun kaldım acımadın

Yanlış mı yaptım, vefayı kimlere bıraktın

Issız sokaklar ki anladı, sen hiç anlamadın

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Niye susmalıyım,hali anlamalıyım!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir sabinin, hisleriyle söz edenin

Düşünnebilmeyi önemsemeyenin,hesabı öteleyenin, nefsiyle kal eyleyenin

Sarf-ı nazar ederken hiç dikkat etmeyenin,kırıp dökerken gönül nedir bilmeyenin

Bağnazlığı ve tecessüsü marifet telakki edenin, manasız bir zühtlüğe rağbet edenin

 

 

Kim kalbiyle konuşur, hallenir

Ehliyet sahibi olmak ,akıl için ne kadar yeterlidir, idrak kimin emrindedir

Neden hesapsızlık bir hesabın içinde derlenen icmal kıymetinde, vaat edilen nedir

Tefekkür izanın ve irfanın için en nadide meşguliyetin ve mizanın için gerekçendir

 

 

Kamışı kırmak, uçurtma yapmak

Kuşun kanatsız uçamayacağını hesaba katmamak,ney’in şiarını anlamamak

Sezgi nedir kayırsız kalmak,ihsan ve ihlasın ruha ilga ettiği vecdi neden yadsımak

Kara günlerin nefesi olmak, şer işle refiklik kurmak, öteyi umursamadan yaşamak

 

 

Az bir paha karşılığında uyumak

Kitab-ı celilin hakikatinden ilzam eden gayesinden dem almadan solumak

Bel’ama rağbet etmek, tağuta boyun eğmek, müstekbir için nafile gayret göstermek

Ruhun ve gönlün lisanına muhalefet etmek, nefsi teraneler içinde neden sefilleşmek

 

 

Aşk; nardır, nurdur,hardır, ardır

Sevdasına adanılan furkandır, sultan olan efendinin kölesi olmak için vardır

İklimlerin kitabıdır, hissiyatın tercümenıdır, ruhun cenahı ve kalbinin devadıdır

Niye müddet-i nefes anlıktır, sacsız kız nasıl farktır, sağır can meraka adanmıştır

 

 

Her vakit çoçuk misali saf ol

Önyargılarından kurtulmak için, aşkın vecdine gir ve hakikat adına ram ol

Korkunun eşiğinde kul olma, gönül sultanlığı vakitlidir, tevazuu ile kanaatkar ol

Ne derler zehabından kurtul, sadece kendin ve aidiyetin için var ol ve haşrol kurtul

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gel vur dedim, birgün karşı mı geldim!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne kadar hıncın içinde yol aldın

Hiçsöz hakkı vermeden zan içinde sorgulamayı bir marifet saydın

Mizan sanki sadece senin için mi var addettin, neden huhukunu çok zorladın

İnsan olmanın hassasiyetini bıraktın, nisa kimliğini hangi vadiye emanet bıraktın

 

 

Her ne yaptımsa, azımsadın

Hakir görmeyi ne sandın, etrafımda ki emeller peşinde koşanlara adandın

Her fırsatta azarladın, ben sustukça ziyadesiyle densizliğe kadar heran uzattın

Kadın kimliğini, nefsi telakkilerini, önyargı gerekçeni hiç arlanmadan ruha akıttın

 

 

Deli mi olmalıydım,yoksa

Bir velinin desturuyla sukutumu sinemde tutmalıydım, söyle ne yapmalıydım

Oysa kalbi latifliği, ruhi hassasiyeti var olan bir nefestin,hırs ve zannına yenildin

Her nasılsa acziyete sevk etmeyi marifet bildin,esareti neden sinemde hidssettirdin

 

 

İnsan konuşarak halleşir

Önyargıların sözcüsü ve savunanı değildir, o gaye ve azzim için erktir

Düşünmek niye fikir isteyen fazilettir,bilmeden,anlamadan yaşamak fakirliktir

Nefsini öncelemek, heva ve hevesinin istikametinde o sefilleşen halini serdetmektir

 

 

Her türlü tasarruf elindeydi

Evin resisliğine soyunmak demek ki emelin içinde ki ziyadeliğindi

Kırmak istemedim, talan etmeyi kendime yediremedim fakat sen, düşünemedin

Uysal halimi, suskunlaşan melalimi mizacım zannettin,ben çekildikçe sen geldin

 

 

Korkar oldum,anmaktan

Ruhumda beslediğim nisa kimliğinin suhuletini ve vecdini yeniden tanımaktan

Bizar bıraktıran soluktan,kendiyle barışık olmayan sanıktan ve o acımasızlıktan

El açıyorum, sahi,bime sığınıyorum, sabrın demiyle dirilişim için aşkı bekliyorum

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nasıl yakarıp, halimi anlatayım!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Aşkına ram olmayan vecdimle

İtminan olmamı engelleyen zafiyetlerimle, sefillik sinemin pencerelerinde

Kalbim mahçubiyet içinde, kollarımdan takat çekiliyor, şevk içimde yeşermiyor

Umutlarım hazanı resmediyor,ruhum firkatine erişmek için hangi nefesini bekliyor

 

 

Vesileler neden şehredilemiyor

Her lahzada ruhuma seslenen irşadın, kalbimi beslemiyor,figan ettiriyor

Yanmak mı ürkütüyor, ölüm mü, nefsime tesir etmiyor, akıl ne için fırsat vermiyor

Vakit neyi bekliyor, nasip olması için ruhum vecdine kanmayı diliyor, niye inliyor

 

 

Ne vakit secde etsem gidiyorum

Alıp götüren düşlerin peşinden sürükleniyorum, hülyalarla mı yetiniyorum

Hangi hesabı hakkıyla bilemiyorum, edebin rahlesinde nefsi terbiye edemiyorum

Bu kadar acizken hangi hakla merhamet diliyorum gözyaşlarını sana bırakıyorum

 

 

Menfaatim için dilenirken

Her bir hesabıniçinden çıkmayı önemserken, keyfiyetim için gayret ederken

Heveslerimi bir bir yaşamak için heyecanla beklerken,akıl, izan ve idrakim derken

Nerdeydim, nasıl bir halin içindeydim, körkuyular misali zühte soyunan fakirdim

 

 

Ne zamandır kayboldum

Yolun yolcusu olduğumu mu unuttum, nefesi müddetinden mi kurtardım

Aşkı nefsim için vesile telakki ettim, ter kokan her meziyetten neden çekinmedim

Kendime gelmek için hangi yolu seçtim, bade içip, sakiye seslenmeye mi imrendim

 

 

Dinlediğim ney içimi acıtıyor

Hangi vaktin hesabından söz ediyor, ruhumu kulşatan prangalar inliyor

Kalbim sukut etmek için, idrakim fikrettiğim açmalim,sinemde bir gam büyüyor

Hıçkırıklarım kifayet etmiyor, saklandığım bahaneler durmadan hali ayan eyliyor

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hatırla...kime söz verdin...unutma!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne vakit hasret serzenişi duysan

Ben dedirten o kafasten kurtulmak için durmadan sancıyla çırpısan

Sahraların vicdanıyla çırpınsan, rüzgarın hatırlatmasıyla gözyalarına kansan

Hıçkırıklarına hiç engel olamasan, ruhumun figanıyla başbaşa kalmayı yaşarsan

 

 

Sezginin sessizliğinde uyansan

Farsatın farkını aşkın sadrıyla anlasan,lahzanın bahtına sunduğu ne varsa

Teslim olmayı, kanaat için sabırla yanmayı,vesilelerin nasip vecdiyle yakarsan

Yaptığın secdelerde, kıayma dururken sor kendine aşk hangi iklimin serzenişlerinde

 

 

Şayet vakit mukadder eden şan ise

Bahtın açılan sayfalarında, aklın ve idrakin gönül kapını kapatıyor ise

Tahkikin nasıl bir mevkide, azıkların neden halini irfana taşıyacak takatte seğilse

Suyun aşkına bak,yaprağın teslimiyetindedir fark,iraden azmin için vuslatan uzak

 

 

Rehberin kimdir,istikametin nedir

Zaman neden senin kalbinde gerekçelerinden uzak bir seyr-i seferdir

Fikirden ari isen sual etmek nasıl mümkündür,miskinliğin cazibesi kim içindir

Neden malayanilik sinende vucut buluyor, aşk-ı zaman haşyeti hiç hatırlatmıyor

 

 

Ölüm içinde yaşayan ibret-i haktır

Nasıl bir durakta duracağın ancak kalbin ve ruhunun feyzinde ki sevdadır

Vicdan nasıl bir inşirahtır, firkat neden seni senden alan en nadide bir hissiyattır

Akıl niçin bilgisizliğe gark eden, izanın iradene rağbet ettiren fer değil, ne meraktır

 

 

Geldin ki gideceksin, bilmeden mi düşüneceksin

Nefsini neden mütemadiyen taltif eden bir zadesin, heveslerine kefilmisin

Gün niye doğar, rüzgar neden vuslatın hasretiyle melül melül içine aşkı koyar

Kar münbit bir feyz misali gönlünde ki umuda yağar, fırtına ise nefsin gibi boğar

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

 

Mütebessim bir eda ile nazar ettim!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilme ki nasıl anlamalıydım

Yaşadığını sanan ve fakat toplumdan kopuk olan hissiyatların ahını

Nereye gitsem, karşıma çıkan gariplikleri anlamak için gayret sarfetsem boşuna

Gencecik bedenler, macera için şekillenen zihinler,arlanmayı bırakmış bir haldeler

 

 

Bilinç ve irfandan habersizler

Kulaklık takıp kendi heveslerinin içine çekiliyor ve toplumdan arileşiyor

Her ne hikmetse fevkalade umursamaz bir eda içinde, menziline doğru ilerliyor

Aile terbiyesi, özgürlük abidesi, insanı tarumar eden anlaşılmaz halleri de üzüyor

 

 

Sapkınlığın izahı hiç olur mu

Sırnaşıklığın izahı bahtsız bulunur ve mezarlık haya ya böyle uzak bırakılır mı

Bazen muvazenem daralıyor, anne ve babaların bu elim hali de ruhuma acı veriyor

Üniversiteli olmak, özgürlüğün beşiği olarak anlamlandırmak adına, izah ediliyor

 

 

Cumhuriyet meydanındayım

Bin bir insanın koşturmasına, elinedürüm alan canın nefes nefese kalmasına

Özellikle bayanların ve hatta her kesimden varsıyılan nisaların dumanlanmasıda

Enteresan bir farklılık olarak karşıma çıkıyor,düşünmek tekavüt edilmek isteniyor

 

 

Bürüngüz caminin etrafında bekleyen

Birkaç ekmek ve kılık kıyafet için erken vakitlerde pürdikkat bekleşenler

Ezan okunurken,dilenciler kapısının önünü parsellerken, düşünmeden geçilmiyor

Ekabirler, mimariye görselliğe önem verdikleri kadar, bilinçlenmeyi gözardı ediyor

 

 

Ortaöğretim adına heyecan dile geliyor

Aile neden bu kadar ihmal ediliyor, eğitim ve öğretim sanki asimile ediyor

Şehirleşme adına ve modernizm yaftasıyla ruh ve kalpler adeda sünileştiriliyor

Farkı fark etmek, kazanmak adına kıymet buluyor, ahde vefa nedense unutuluyor

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Can, nefes alan,kalbini hiç tanımayan!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Suistimallar günbegün artıyor

Ruhumu daraltıyor,müşterekliğimiz adına ne kadar acı veriyor

Bir sıfat sahibi olmak ne kadar kifayet ediyor, sesgisiz kalp neden firak ediyor

Adeta uzavlar dile geliyor,süret-i hal dedirten çılgınlıklar, ah pişkinlik görülüyor

 

 

Zabıtalar dilenci kovalıyor

Yakalana nisalar avazı çıktığı kadar bağırıyor, halk yazık diyor

Kafasını sallayanlardan geçilmiyor, dilençi kadının ettiği küfürler ağır geliyor

Yerlere kendini atması, ağzından köpük gelecek kadar bağırması da haline yetiyor

 

 

Şehrin idarecileri emir veriyor

Ve fakat ne kadar çözüm üretiyor, kolluk güçleri de itaat ediyor

Zabıtanın çaydırıcı hiçbir kuşanımı yok seyyarlar bunu biliyor,niye itiraz ediyor

Olmadık hakaretlerle gönüller de incinitiliyor,makam sahipleri neden gözükmüyor

 

 

Bir gözlem yaptım,araştırdım

İşe ihtiyacı olan nefesler bizar bıraklırken,kimler işe alınmış baktım

Makam sahiplerinin efradı temizlik elemenı olarak işe başlamışlar, şaşırdım

Ve fakar, ilgili işi yapmıyorlar, elense yatıyorlar,yine bir gam ile içime kapandım

 

 

Neden şehreminler ilgisizler

En yakınından olan bitenlerden habersizler, ne kadar hak içindeler

İltimas edilen ve liyakat adına bahenelerle gözardı edilenler hak bir bak kimdeler

Bir duruşla ve bir amaçla gelen düşünceler ki, şimdiler de ne kadar harap içindeler

 

 

Tercihler iltifata tabidir derler

Ne kadar nüfüsun varsa ve hatta dalkavukluk içinde bir ummansa

Kula kul olmak, esir olmak için ruhundan vazgeçmeyi göze almak haksa, yanında

Sual vermek,bin bir prajenin içinde kaybolmayı gaye edinmek ve seçilmek bi daha

 

 

 

Mustafa CİLASUN

 

Aranma ve fakat nedenlerden de kaçınma!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kim çıkarsa çıksın karşına

Sahipsiz bir lahza yok, sakın unutma, nasip kalbi vakittir anla

Bahtın seraplaçmayınca, umutların hazanlaşmayınca, biran olsun korkma

Ruhunun firkati, kalbine nazar eden kuvveti, hesap içinde ki iradeni hep sorgula

 

 

 

Sünnetullaha engel olamazsın

Yaratılan ne varsa onunla birlikte yaşamak için azimle çalışmalısın

sabrınj ve kaatin vecdiyle durulmalısın,rehberin olan furkanla yol almalısın

Gül niye mütebessimdir, sessizliğin derüniliğinde en anlamlı heves, koklamalısın

 

 

 

Yol akılsız, fikirsiz nefesi sevmez

Etrafında ki serviler ibrete ramdır, mefkusesiz candan hiç haz etmez

Rüzgar ötenin şarkısıdır, ahenksiz bir gönüşe sürur u sor bak nedeb bahşetmez

Deli deyip geçme, divanenin yüreği ummandır ve yari için ağlayan fermandır üzme

 

 

 

Afat neden vakitlidir ve gizdir

Uyuyan gönüller nasıl bir sıratın izlerinde düşlere dalmaktadır

Müddet nefes için niye vardır, edep kalbin en tabii ilacıdır ve iman için tactır

Hiç devasız bir illet var mıdır, akıl ve izan niçin aşk hakkında naçar kalmaktadır

 

 

 

Canın içinde ki cana nazar eden

Damarında ki akan kanını beynin için vazgeçilmezi addeten

Kalbinin ritmini aşkın ve nefsin gel gitleriyle hesap etmesini tasarruf ettiren

Gözyaşlarını kendi için aşk bilen, titreyen yüreğin figanına cevap veren ve verdiren

 

 

 

Nereye gidiyorsun bir sual et

Derdi ve çileyi, sancılar içinde inleyen her nefesi merak et

Ölümde dirilmek nedir, tohumun toprakla buluşması aşk-ı vuslatmıdır yadet

Korkunun ecele ne faydası vardır ve mütemadiyen firar etmek yararlı mıdır sual et

 

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Seviyorum seni derken...!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ruhumun firkatinden

Kalbimie nazar eden maşukun feyzinden ve aşk-ı rikkatinden

Halin, kale dönüşmeyen mahallinden, nefsin talime ihtiyac duymayan sesinden

Latif kalbini, nazenin hassasiyetini, samimi teslimiyetini hiç fark etmemişimndir

 

 

 

Her doğan nefis beşerdir

Ancak insan olmak için vaktini bekleyen zadedir, azmi iledir

İradey-i maslahat sosyolojik algılarında ikamedir,erdem ve ihsan iman içindedir

Aşk, her mefkurenin,toprağa hasret nüvenin,müddet-i arefesidir, nasip gerekçesidir

 

 

 

Kamış bir saz olursa, kul..

Mabudu için, sahibinde yekpare olmak muhakkak ki aklı ve izanın için seçim

Nur’a tabi olmak, münderacaat içinde hesabı umursamak, takva ile yaran olmak

Sevdanın harıyla eşiklerin ilzamında nefes nefes hasretin yumağı gibi umutlanmak

 

 

 

Yetimin hamisi olursan

Garibin banisi olan mutlakla birliktesin ve en yakınında olan ecirsin

Tevazunun sadrını anlamak, ruhuna aşikar olan halinde istikamet bulmak aşktır

Farkı fark ettiren izan ve ferasetin bahşedilen fevkiidir,gönül kapısı hakka tabiidir

 

 

 

Mağdur olmak istemiyorsan

Yalnızlığın sahillerinde ağlamayı kendine yediremiyorsan korkma

Korku asla bir takva değildir, vecde getiren teslimiyet şevkin içinde ki berekettir

Sevgi dilidir, edebin halinde ki suhulettir, narin olmak elbette ki hassasiyet işidir

 

 

 

İman, kalbin ve ruhun refikidir

Akıl ve irfan bunun için bahşedilmiş ziyadeliktir, iradesizlik acziyettir

Mukallit kimliği ne büyük bir fakirliktir, ilim, merakın şubesinden zuhur edendir

Emelin vuslar olmalıdır, neye, kime iltica ediyorsan, haktan uzaklaştırmayacaktır

 

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sual eden nefesin o an ki halini anla!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gönlü şefkatin salinde olan

Ruhunun sessizliğinden tebarüz eden vicdanıyla bir farkı anlaşılan

Yaban olmaktan, serap ile uğraşmaktan,kuraklıktan haz almaktan kurtulandır

Hesabın içinde anlamlaşan candır, emesuliyetin idrakinde olan zarif bir insandır

 

 

Bilmeyen,pişkinliğe vurmazsa

Ne derleri gaye edinmek için azmeden bir zavallıysa, nedensizdir unutma

İnsan müddet-i nefestir, bir vakit içinde ruhi ve kalbi vecdin içinde yürümelidir

Zamansızlıkta ne vardır,bahtının kapısı nasıl çalınacaktır,aşkın umut için şiardır

 

 

Nesiller sanki kayıp haldeler

Kendi içine hapsomuş bir biçimde azadeliği an be an neden benimserler

Asi olmayı,tepkisinde bir hudut tanımamayı nasıl kalbi manada hiç düşünmezler

Taklit etmeyi,erişim adına rekabet adına koşmayı,nefsin hali olarak hiç görmezler

 

 

Anneler mahzun, baba yorgun

Şırnaşıklık sanki hanesine müptela olmuş bir salgın,boyun bükerler

Evladımız asla mahrunm olmasın derken, ihmal ettiklerini hakkıyla göremezler

Keşkelere müracaat ederler, kafa sallamakla yetinirler,sonra birer sahipsiz gibiler

 

 

Nefesin nazıyla hemhal olmak

Sosyal rekabeti ve kalbi refleksleri anlamamakla zorlanmaya tabiidir

İnsan, en mütekamil olmak manasında mana kazanan lahzada bir aşk-ı fermandır

Korku sadece tehlikeler içinde mi saklıdır,sevgiyi muhabbeti engelleyen karanlıktır

 

 

İdrakin kapanması marazdır

Kalbin inşirah için palazlanmaması lekeler içinde olan insicamıdır

Mizanın farkı ancak aşkla ziyadesiyle anlaşılacak olan ferasette ki ihsanıdır

Gerekçesiz gözyaşı kime faydalıdır, nedamet içinde kaybolmak elbette manidardır

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Haline eser mi oldum, vecdimi unuttum!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne vakit yalnız kalsam

Ruhumun insicamından gelen serzenişlere sinemi aralasam

Farkı fark ettiren idrakin nazarıyla uyansam,ah u zarımla başbaşa kalsam

Gam içindeyim, kederin rengiyle hicranın bendindeyim,keşkeleri kime söyleyeyim

 

 

Terbiyeye muhtaç bir arla

İçinde kaybolduğum zamanlar,irfanıma takat yedirmeyan firkatle ve harla

Hangi vaktin bilincindeyin, önümde açılan lahzaları nasıl aşkımla ben yadederim

Elhak fakirliğin ikliminde yine acziyet içindeyim,mahcubiyetim var zühtü nideyim

 

 

Ne zaman aklım tutulsa

Kararan sevda yadımda açmayan baharsa, hüzün her vakit yanımdaysa

Vuslat için nasıl dertleneyim, tedbirsiz bir izanı, söylermisin kime şikayet edeyim

Her nefesin bir hesabı olmalıd, müddet-i nefes için nasıl bir talimin aşkına ereyim

 

 

Esir eden yare ne diyeyim

Kalbimi hicrana sevk eden elemin inhisarında mı öleyim,neyleyim

Ne kadar sahipsiz biriyim, neyin farkında olmayan ve anlamayan bir nefesim

En yakınımda kim var, kalbim niye içli içli ağlar, sinemi kuşaytan bir gamım var

 

 

Hevesler neyime kefildir

İlimsiz ve irfansız nefes nasıl bir idrakin yadettiği furkandır

İbret kim için ardır, edebe olan muhyaçlığım ne kadar derinleşen bir sancıdır

Neden aşkın firkati, kalbin ihsan sahifesi aklımı celbeder, ruhuma kim refakat eder

 

 

Leyla nasıl bir aşkın vecdinde

Mecnun neden yakan gönlün zail olan şikayetlerinin sürur fevkiinde

Ruhu niçin şevkin kadrinde, hilmin en zarif latifliğinde, sabrın aşk sunan dilinde

Kanaatin irfana açılan ecrinde, halinin kaline dönüştğü azminde ve eminlik içinde

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bilmeden nasıl ram olup,halini anlayayım!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çok gayret ettim, fevkiine yetişemedim

Emellerini işittikte ne kadar hayret ettim, kendi fakirliğime verdim

Ufkunuzun derinliğine şahit olmak istedim fakat her nedense fırsat vermedim

Elbette ki merak ettim, kimi zaman suallerin peşinden sürüklendim ki erişemedim

 

 

Demek ki böyle dileniyormuş, dedim

Gizemler içinde nefeslenmeyi pek seviyor diye üzülerek yadettim

Her zaman yolunu bekledim, bir kelam etmek için ne kadar sabırla yetindim

Fakat sen biraz olsun dert edinmedin,düşürdüğün hali görmezden gelmek istedin

 

 

Aklımın tutulmasını hiç istemiyorum

Gerekçesiz sevdayı nasıl şahretmeye azmederim, nasibimi beklerim

Olur olmaz salınmam, nazarlarımla aranmam, lahzaların müddetine sığınırım

Yunus misali aşka yanarım, kuraklığın menbaası olan böyle bir kalbi neyleyeyim

 

 

Aldatmak, bir gönlü kasten yakmaktır

Elhak aldatan illa ki hiç ummadığı bir vakitte aldanır ve acınır

Ahmaklığına sığınır, bahaneler içinde çırpınır, izanı ve irfanı zayi olmuş sanır

İhsan ve ihlas adına nasıl yakarır, kalbi lekelerinden sıyrılmak için adeta çırpınır

 

 

Nisa,rahmet ve himmetin nişanesidir

Ne kadar latif bieşekilde taltif edilmiş en kutlu olan nefestir

Sabrın ve kaaatin pencesinde aşkın ilhamıyla iktifa eden ne güzel mürebbiyedir

Neden her hakkı insan kimliğinde ihnal edilir,hatta hoyratça hor ve hakit görülür

 

 

Gönül umman misali muazzam enginliktir

Gül niçin suhuletin nişanesi, vecdin sukut etmiş sesi, sabrun dirliş müjdesidir

Ancak fikreden, tefekkür eden gönül, onun firkattete ki sevda figanını farkını bilir

Feraseti kapanmış bir kalp nasıl şefkati, rahmeti hakkıyla sahibinden hissedebilir

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nefesin meramına ve şiarına ram olmak!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Akıp gidiyor, vecdini hasrediyor

Kim ne söylerse boyun büküyor, mefkuresine cehd-i aşkıyla ilerliyor

Müddetin ihsanıyla bedelleşiyor, akıl ve idrak için neden hicran içine giriyor

Düşünmek, farkı fark ettiren esine gönül vermek, sevdasının hazzıyla ömür tüketmek

 

 

 

Han virane olmuş, kimseler yok

Dallar kurumuş, kuşlar konmaz artık sinelerinde yeşeren umut yok

Ağaçın gövdesine hasretin ve vaktin, sabrın ahıyla yazılmış notlar ne kadar çok

Kimbilir nasıl ümit etmişlerdi, yürekleri titremişlerdi, boyun büktüren an kimindi

 

 

 

Diyar diyar gam ile dolaşılır

Metanetin azmiyle neden birçok kapılar açılır, umutlar palazlanır

An ve vaki olan zaman ruhuna neler anlatır, kalbinin hicranı niçin seni ağlatır

Kapanan kapılır kim bilir ne vakit açılır, niyetin aşkı neden vecdinle ihsana ulaşır

 

 

 

Bilinir ki nefs ömürlüktür

Talim ve terbiyesi irade ve azmin aşka kefil olan rıza reçetesidir

Miskinlin ne büyük rezalettir, maksadını aşan züht kimin gamına yetecektir

Akıl ve izan evet, hesabın mihengidir, kim hakikatine itibar ederse ermiş demektir

 

 

 

Seni korkutan cehaletindir

İman üzre olmak, onun vecdiyle ruhun sahibiyle buluşmak, kalbini açmak

İçini kemiren ne varsa, kuşku ve zan şayet bir kabahatsa, anlatmaktan korkma

Ruhunda yanan ateşin, kalbinin münbit halinde bekleyen ümidin kim içindir anla

 

 

 

Şayet yediğin bir tokat olsa bile

Sakın Allaha mal etme, sahipsizin sahibi şeytandır deme, mübalada etme

İman, taklidi neylesin, hukukunu sana nasıl teslim etsin, tahkikini azmettirsin

İraden ve aklın kimin emanetinde, nefsin sahibi sen olunca, hesabını kalbinde yaşa

 

 

 

Seni ağlatan her ne varsa

Umutların bu vakitten sonra solmaya başlamışsa, aşk ve şevkin nerde

Neden uktelerin hale dert sayılan badirelerde, hani furkana olan meylin kederde

Sana hitap eden, senin aklına seslenen, bir bir seni muhatap bileni haydi anla

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Türkçe olimpiyatlarını anarken!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Her nasılsa içimin kabarbasına

Ruhumun hicranının bir nebze olsun durmasına

Hüzün yumağımın şahit olduğum zaman da dağılmasına

Ümmet-i muhammet ve vahdet adına hasredilen himmet gözlerimi yaşarttı

 

 

Bilmem ki şimdi ne söylkesem

Harap olan gençliğin geleceklerinin hesabını nefeslensem

Mütemadiyen tüketen toplumun, kanaat ve sabırda ki ecirlerine imrensem

Sevginin yeryüzünde ne kadar mümbit bir eser meydana getirdiğini aşkla söylesem

 

 

Üstad hazretlerini yadetsem

Onca çektiği çilelerin filizlendiğini ibretini derlesem

Aşk ve azmin, sevda ve idrak farkının vecdini, ruhumun derinliklerinde görsem

Mahzun halimle, içimi titreten şevkin ve firkatin maşuka uzanan an’a ömür versem

 

 

Millet ki kendi içinde bir devlet

Ruhunun ve kalbinin sahibine teslim olmuş bir hasret

Yüzlerce ülkede, bin bir rengin halinde, ayetleri tefsir eden ne büyük hassasiyet

Gurbet ellerinde, mahzunluğun her halinde, kanaatin ve sabrın aşk dilinin vaktinde

 

 

Aşk ve himmetle nizam edilmiş gönüller

Farkı fark ettiren vicdani gerekçeler, rahmetin sevdalaştığı kutlu gönüller

Mürebiye telakkisinde ki yeniden tasnif edilen ibretli sahneler, maşuk için ahitler

Onca sefilliğime rağmen, hoyrat nefsin dilegelen kalinden muhabbet aşkını anladım

 

 

Kul olmak, ümmet olmayı başarmak

Sorgusuz ve suallsiz teslimiyette ki vecdin farkını gönüllerde yaşatmak

Azmin ve ecrin bu minval üzre tarifini yertüzü muhataplarına sabırla anlatmak

Gönüllerin kalesini kurmak, insan olabilmeyi diriliş sahnesiyle yeniden karşılaşmak

 

 

Sevgili gönül dostunun hüznünü paylaşmak

Yüreğinde ki yaraları anlamak ve sevdasında ki ecriyle bir yol bulmak

Aşka ve hakka teslim eden anne ve babaları mütebessim bir şekilde duayla anmak

Kapatılan kapıların açıldığına şahit olmak, milletin gönlünde yaşamayı başarmak

 

 

 

Mustafra CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne vakit bir aşkla yanacaktır bu ruhum!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne kadar gözyaşı döksem

Hıçkırıklarım hiç dinmeden, burukluğumu dile getirsem

Bilmeden ve anlamadan, hiç farkını anlamadan, inandığımı söylesem

Kim ne yapıyorsa, mukallit olmak nefsimi ikna ediyorsa, aklım ve iradem kuraksa

 

 

Her vakit korku yanımdaysa

Narın ve aşkın vecde gelen lisanı, halim için anlaşılmaktan uzaksa

İçinde nefeslendiğim lahzalar, umudum için kalbimi inşirah farkına açmıyorsa

İltica ettiğim haller, vakitsiz taraneler, ihlastan uzak niyetler, avuntu bilinmiyorsa

 

 

Yaprağım bırakan bir dalın

Ehliyet için itminan olmamış ve nazargah olan kalbin ve umutların

Vesvese içinde bırakan tedbirsiz hesabın, hissiyatımı kapçılayan aşksız figanım

Nasıl aşk ile filizlenecek, vecdin firkatiyle hal’im, kal’ime dönüşecek ve güldürecek

 

 

Çilenin eşi,ğinde kim himmet edecek

Duyulmaya hasret feryadım, hangi umudum için ruhuma serinlik verecek

Yüreğimde ki hüzün dinecek, ruhumun bu hicran damlaları bir bir sürura erecek

Bahtımın limanı mütebessim içinde zindeleşecek, yalnızlığım artık gam vermeyecek

 

 

Tenime değen rüzgar üzmeyecek

Martıların çığlıkları çok garip gelmeyecek, dalgalar anbean aşkla seslenecek

Ömür yumağım, yıllara sari unutkan halim, yüzüme acı veren melalim dirilecek

Yar derken, aşkı anarken, edebin zarifliğini yürekte hissederken, hüzün vermeyecek

 

 

Mazileşen an boynumu büktürmeyecek

Öteyi terennüm ederken, mizanı ruhumun derinliklerinde ki anını hissederken

Mahşer için şaşkınlığım anbean artarken, kıametin dillenen halinin haşyeti varken

Susmak ve boyun bükmek geliyor içimden, teslimiyetinde ki hali acıyla düşünürken

 

 

Ey gözyaşlarıyla niyaza eyleyen yar

Halimin fakirliğinde ki sefilliğim, bin hüzün ile yıllardır sinemi dağlar

Hasret neden içimde harı ile var, firkat hangi vecdim için ruhuma kapıyı aralar

Gözyaşlarım acziyetime kefildir ey ar, ahdimin ve hakikatimin mecnunluğu var

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yarab kime feryaf edip, içimi dökeyim!!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dimiyor sineme gam veren hüzün

Düşünmek kar etmiyor, hislerim sarhoş oldu, halsizdir nefesim

İçinden çıkmaya kadir olamadığım lahza kimin, ah u zarım şimdi kime söyleyim

Boynum büküktür, ümitlerim suya hasret filiz misalidir,sabır kar etmez ah neyleyim

 

 

Bir safa bahşet gel şu dil-i kalbe

Ümit yeniden yeşersin sinemin makus talihinde, hani şevk nerde

İbret alayım, ruhumdan neşet eden idrakle yolunun eşiklerinde bir kul olayım

Narınla yanayım, ihsanınla vecdine köle olayım, ecir içinde sadık bir nefes olayım

 

 

İşaret taşlarında soluk alayım

Kitab-ı celilinin hasrettiği meşk ve ibreti bu kalbime anlatayım

Ruhumun ahdini, nefsimin mukadder halini, idrakimin zafiyet miçinde ki acziyetini

Bir bir sabrın ve kanaatin, azmin ve ruhuma neşe bahşeden o aşkının zarif ikliminde

 

 

Edepten yoksun olan fakirdir

İnsan ancak ar sahibiyse şeref ve liyakat hususunda ihsan mertebesindedir

İlim, merakın ilk hareket vecdidir, azim ve mefkure vuslat içinde ki sevda demektir

Lisan ile nefs terbiye olmaz, esiri olunca vicdanın nefes alamaz, tahkik te unutulmaz

 

 

Hüsranla gönül hep inler

Ve fakat akıl ve irfan sakıt olmuşsa, hissiyat ruhuna acı katar, yakar

İnsan hassasiyetle ardır, müffik bir nazardır, yaratılan en müstesna imandır

Mazisi ve atisini görmezden gelemez, aşkı nefsi adına telakki eylemez ve yanmaz

 

 

Hasret, sadece özlem midir

Hangi lisanın halinden yüreği yakan bir kederdir, muhabbet aşk işidir

Aşk, ruhun ve kalbin didarında ki bir sebep ve kulluk ilişkisidir, firkat ettirir

Gönül, neden ummanın suhuletinden, sahranın sabır vecdinden aşk kokan esindir

 

 

Garip gönül hemen mest olur

En küçük bir ihsan karşısından hayli uygulanız, çok utanır ve sıkılır

Mahcubiyetiyle yüzü kızarır, eli ayağı titrer, bu vecd sahibini haline hatırlatır

Sessizlik içinde şükran şadıyla nefes nefese kalır, umutları şevkiyle fışkırır

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sukut ettiren hicranlar, hüzün eken acılar!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gecenin bir yarısında sahile indim

Oldukça sessiz ve kimsesizdi sokaklar, tek tük yanıyordu lambalar

Umutsuz bir çehreyle gezinen hayvanlar, hiç kıpırdamayan yapraklar ve dallar

İnsan kalabalığı terketmişti, tercihler nasıl bir hesabın içindeydi dilde sessizleşmişti

 

 

Alanya ya bir iş takibi için gelmiştim

Farklı milletlerin fertlerini her bir tarafta serpilmiş vaziyette görmüştüm

Kimi zaman acaba ile yetindim, bazen hayret ederek yüzümü çevirdim ve üzüldüm

Sanki yerli halk hiç yoktu, sadece ticaretle iştigal edenler o an evrenseldi,ne güldüm

 

 

Oteller doluydu, demek ki iş vardı

Kesat günler geride kalmıştı, yerli muz satanlar vardı,Kayseriden pahalıydı

Muhatabımız bayan olduğu için pazarlık yapabilmek imkanımız yoktu,biraz acıydı

Adeta insanlar muhabbet ve merhaba demeyi unutmuşlardı nedensiz bir yolcumuydu

 

 

Evet, dış ticaretimiz birinci gelmiş

Demek ki tüccar olmak ne büyük bir marifetmiş, yıllardır uyutulmakmış işimiz

Cihanda sulh ve yurtta sulh derken, herhalde yat uyu manasında dile getirilmemiş

Şevk ve vecd ancak aşk istikametinde ki rıza içindir, azmetmekte bir cesaret işidir

 

 

Ürkek ve azgın nefese ne kadar itibar edilir

Kainatın lehçesi bellidir, her bir ecrin şadından sevda çağlayanı belirir

Yar derken, canın hissiyatını henüz şehretmeye malik değilsen, hiç heveslenme

Ergeç bir maraz çıkacaktır karşına, niyetin şuur ve idrakine ulamayınca meyletme

 

 

Gece saat sanırım yirmiüç civarıydı

Hüzzam bir eser kulağıma ne kadar haz verdi, dikkatim o an kesildi

“İçimde yine bir sızı var” diyordu yorumcu, sonra”Dinmiyor hicranım bu akşam,

Sonra, “Şu göğsümü yırtıp baksalar” diye devam ediyordu o an duygularım kabardı

 

 

Her ne hikmetse alıp götürmüştü

Ruhumun derinliklerinden çözülmeler, kalbimde ki silinmeyen izler nüksetti

İçimin burukluğuna çok iyi geldi, yıldızlar refakat ediyorlardı, sahil bana kalmıştı

Yer ve zaman, can ve hesap bir birine kenetlenmiş vicdanlardı, ölüm korkutmadı

 

 

 

Mustafa CİLASUN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dimiyor sineme gam veren hüzün

Düşünmek kar etmiyor, hislerim sarhoş oldu, halsizdir nefesim

İçinden çıkmaya kadir olamadığım lahza kimin, ah u zarım şimdi kime söyleyim

Boynum büküktür, ümitlerim suya hasret filiz misalidir,sabır kar etmez ah neyleyim

 

 

Bir safa bahşet gel şu dil-i kalbe

Ümit yeniden yeşersin sinemin makus talihinde, hani şevk nerde

İbret alayım, ruhumdan neşet eden idrakle yolunun eşiklerinde bir kul olayım

Narınla yanayım, ihsanınla vecdine köle olayım, ecir içinde sadık bir nefes olayım

 

 

İşaret taşlarında soluk alayım

Kitab-ı celilinin hasrettiği meşk ve ibreti bu kalbime anlatayım

Ruhumun ahdini, nefsimin mukadder halini, idrakimin zafiyet miçinde ki acziyetini

Bir bir sabrın ve kanaatin, azmin ve ruhuma neşe bahşeden o aşkının zarif ikliminde

 

 

Edepten yoksun olan fakirdir

İnsan ancak ar sahibiyse şeref ve liyakat hususunda ihsan mertebesindedir

İlim, merakın ilk hareket vecdidir, azim ve mefkure vuslat içinde ki sevda demektir

Lisan ile nefs terbiye olmaz, esiri olunca vicdanın nefes alamaz, tahkik te unutulmaz

 

 

Hüsranla gönül hep inler

Ve fakat akıl ve irfan sakıt olmuşsa, hissiyat ruhuna acı katar, yakar

İnsan hassasiyetle ardır, müffik bir nazardır, yaratılan en müstesna imandır

Mazisi ve atisini görmezden gelemez, aşkı nefsi adına telakki eylemez ve yanmaz

 

 

Hasret, sadece özlem midir

Hangi lisanın halinden yüreği yakan bir kederdir, muhabbet aşk işidir

Aşk, ruhun ve kalbin didarında ki bir sebep ve kulluk ilişkisidir, firkat ettirir

Gönül, neden ummanın suhuletinden, sahranın sabır vecdinden aşk kokan esindir

 

 

Garip gönül hemen mest olur

En küçük bir ihsan karşısından hayli uygulanız, çok utanır ve sıkılır

Mahcubiyetiyle yüzü kızarır, eli ayağı titrer, bu vecd sahibini haline hatırlatır

Sessizlik içinde şükran şadıyla nefes nefese kalır, umutları şevkiyle fışkırır

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Derd-i mihnet tende bir hal bırakmıyor!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yıllardır içimin sızısı dinmiyor

Ektiğim ümitler felaha erişmiyor, ruhumun hicranı niye dinmiyor

Ettiğim sukut, nazar ettiğim ufuk, kalbime ne vakittir bir rahat vermiyor

Hangi lahzalar bahtımın sahifeler için bekliyor, acziyetim ki sinemi hırpalıyor

 

 

Şikayetlenmek, aşka ihanettir

Vefa gösterip sabreylemek, kanaatin vecdinde ki sevday-ı fazilettir

Nefsim bu hakikati ne kadar bilir, mizacın ondan ilzam olan acı marifettir

Edep hangi nefesler için derttir,Hakkı ihmale almak yaratılış adına evet, zillettir

 

 

Gözlerim uykudan açılmazken

Ezanlar ki latif bir seda ile ruhuma seslenizken, nasıl ar ederim

Zafiyetler içinde kendi halimin kumaşına lahzalardasn tebarüz edeni işlerim

Sual edene şimdi ne söylerim, bahşeden Rabbimin sevgisini nasıl görmezden gelirim

 

 

Diken hangi gülün bir çilesidir

Halinin perdelerini gizleyen aşk sezgisidir, edep halinden ne güzeldir

Hassasiyetinde iştiyah vardır, sessizliğinde kal’e dönüşmüş bir hal, niye ardır

Sukutun çığlığı hangi sezginin kulak kabarttığı bir inşirahtır, ağlamak pek yakışır

 

 

Bir kalam etmeden önce düşün

Kalbin sahibi, nefesin sedası nasıl bir hal içindedir ve kiminledir

Alıp götüren hissiyat nerden esin alarak, ruhunun meyline doğru onu götürür

Bigane kalmak nasıl mümkündür, ecir için serkeşlik yapmak evet, bir yabaniliktir

 

 

Tasarruf ve tasattuk görecelidir

Kalp teskin edilmedikçe, inşirah için kurban olmadıkça zükt ne iştir

Her zaman nefsinin istekleri halinde depreşen gizli gerekçendir, ne derler niyedir

Seni var eden, sana uzak gerlenden ziyasiyle yakınındır, nefsin ki terbiye edilmelidir

 

 

Ders aldım, mürşidim tanıdım dersen

Aklını ve fikrini dert edinmeyi ihmak ederek, bir güvenceye girersen

Çewktiğin tesbihatın ne manaya dahigeldiğini, bilmeden dersi bitirdim edersen

İdrak sana çok uzaktır, irfan hikayelerin içinde hoş gelen bir masaldır ki, avunma

 

 

 

Mustafa cilasun

Share this post


Link to post
Share on other sites

Millete gitmek ve fakat hınca yenilmek!

 

 

 

 

 

 

 

 

Nihayetinde bir seçim yapıldı

Ve ilgili partiler ellrinden geldiği ölçüde projelerini bir bir anlattı

Kimi zaman lafazanlık edildi, milletin insiyatifine bir anlamda dikkat edilmedi

Kısır propagandalar anlamsız iktibaslar nakarata dönüşen gelmiş lafı güzarlıklar

 

 

 

Evet, katılım hayli güzeldi

Zaten buasil millet gün evveli tercih konusunda bir kanaat sahibiydi

İstikrar ve güven kimin için önemsizdi,huzur ortamı nasıl ihmal edilebilinirdi

Gayet demokratik bir zamanın dile gelmiş vaktinde, millet tercihi ile birlikteydi

 

 

 

Yüksek seçin kurulu açıkladı

Sakıncalı olanlar içim kimi zaman müphem kararlar aldı ama açıklayamadı

Yasama ve yargı zan altında bırakıldı, yüretmeye saldırmak için fırsatlar çıktı

Zaten sinsice bekleyenler, derinlik içinde ahitleşmiş nefesler, o an taarruza geçti

 

 

 

Balkon konuşması yerindeydi

Ve fakat asıl muhatap olanlar, hırsın ve yeisin içinde şaşırmış emellerdi

Ne kadar vaat ettiyseler, kimi zaman iktidar olacağız deseler,çok kömiklerdi

Hatta yüce divana çıkartacağız diyenler, idamlık mahkumu salıverenler kimlerdi

 

 

 

Bir seçilmiş ve fakat hükümlü için

Yüksek seçim kurulunun verdiği karar, zaten beklenen malum hallerdi

Sanki hakları gasbedilmiş bir insan mahzuniyetinde feryad etmeleri niye gülünçtü

İşin en garip taarafı, anamuhalefet partisinin sergilediği traji komik olan hallerdi

 

 

 

Yemin etmeyeceğiz diyorlardı

Yasama içinde çözüm arıyorlardı, oysa bizzat bahaneler içinde kaçanlardı

Muhalefet,aklın ve mantığın reddettiğini anlamak dışında itibar edilen hezeyandı

Şimdi milletin verdiği görev ve yetki birbir gaspa uğradı,nasıl olsa kar bu zamandı

 

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Titrer bu yüreğim hangi lahzada gelsen!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne kadar sukut etsem

Her yusumladığım burukluğumu umutların gölgesinde hasadını beklesem

Hasretini derinden duyduğum naif firkatin aşk, nefesini yüreğimde hissetsem

Düşlerinin şevkiyle yetinsem, sabrın sahrasında, gözyaşlarının arasında göçsem

 

 

Yüreğimi sağlayan nedir

Ruhumu esir eden bir emel-i salihmidir, yoksa nefsim için bahanemidir

Neden gönlüm bu tahkikin vecdinde sukut etmektedir, nasibe umut etmektedir

Bahyım yılların ah-u zarıyla inlemektedir, hıçkırıklarım nezaman hissedilecektir

 

 

Emel, umudu kör eylemektedir

Takatsiz bırakıp, acziyet içine sevketmektedir, hırs nefs için değildir

Aşk; ar için gerekçedir,idrak içinde ki ülfettir, meşke bahis olan ihlas-ı azimdir

Hesapsız olmak, düşünmek için fikre ihtiyaç duymak, vuslat içinde ki aht-i akittir

 

 

Lisanım niye anlaşılmıyor

Hangi milletin lehçesinden kal ediyor,kelime sözcükle mi iktifa ediliyor

Neden redd-i miras etmek talep ediliyor, mazimde ki her lahza yadımı bekliyor

Onun figanını anlamamak, öztürkçe diye nasihatte bulunmak çok ağrıma gidiyor

 

 

Ne vakit sahile insem

Gecenin matemini ruhumda hissetsem,içimin sızısını bir bir dile getirsem

Gözlerim doluyor,titreyen yüreğim hissiyatımı sarsıyor,nasıl bu aşktan vazgeçsem

Malik olduğum ne varsa, emaenetçi olmam ruhun hakikatiysi niye tuğyan edeyim

 

 

Söyleyemem derdimi ar ederim

Şikayet bilmeyen kalbimi nasıl perişan etmek için nefsime itibar ederim

İmanımda itminan olmayı Rabbimden dilerim,acziyetim için mağfiretini beklerim

Yine sessiz ve kabaaran hisserimle yalnızlığın rıhtımında,umut içinde secde ederim

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

teşekkür ederim manevi ahiret kardeşim.İnanın şiirlerinizin her mısraları ayrı bir haz veriyor.yüreğinizdeki feyzin hiç tükenmesin.değerli ailenize selamlar.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...