Demet Keskin 27 Report post Posted December 2, 2009 AĞLAMA Ağlama, gözleri kızarmış çocuk! Tek damla yaşın düşmesin yere. Bak, tek güzelliğimiz yokluk, Sana bir öğüt; ağlama boş yere. Ne olursa olsun hiçbir şey değmez, Senin bir damla gözyaşına. Ağlayana kimse boyun eğmez. Kimse bakmaz kimsenin yaşına. Ne kadar kötülük, pislik varsa; Sen herşeyi tertemiz öğren. Eğer yüzüne gözyaşı yağarsa; Seni garip sanır her gören. Ağlama sakın çocuk, ağlama! Korkmayana zarar gelmez, bunu bil. Sevgini hep söyle, sakın saklama. Aklından korkuyu, gözünden yaşı sil. AHMET HAMDİ TANPINAR Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted December 3, 2009 Quote Share this post Link to post Share on other sites
...mirac 1 Report post Posted December 3, 2009 Hayatla lades kemiğinin ucundan tutum, Ne verdiyse aldım, koca hayatı uyuttum... Süslü göründü, kandırdı, ruhumu kemirdi, Her seferinde güldü, yine o lades dedi... Bir rüyanın bir hiç’in peşine düşüp gittim, Acemi gençlik! Ne boş yaşamışım! Kaybettim!... Ey hayat! Beni bırak! Artık aklım başımda, Sana kanmayacağım, bu bir oyun; Aklımda..! Mehmet Orhan DURDU Çok sevdiğim satırlardı, paylaşmak istedim.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted December 17, 2009 Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, malmı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mı olmalı? SACLARIN BAĞ, GÖZLERİN SİLAH, GÜLÜŞÜN KURŞUN OLMAZ MI...??? Quote Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted January 2, 2010 İSTANBUL’U DİNLİYORUM İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Kuşlar geçiyor, derken Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda Bir kadının suya değiyor ayakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Serin serin Kapalıçarsı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Los kayıkhaneleriyle bir yalı Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Bir yosma geçiyor kaldırımdan Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Bir şey düşüyor elinden yere Bir gül olmalı İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Bir kuş çırpınıyor eteklerinde Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vurusundan anlıyorum İstanbul'u dinliyorum. Quote Share this post Link to post Share on other sites
yeniceri38 1 Report post Posted January 4, 2010 Demet hanım paylaştığınız şiirler iyi hoşta kullandığınız renk ve puntolar gözümüzü hayli yoruyor.Paylaşımlarınız daha sade olursa müteşşekir oluruz. :) Quote Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted January 4, 2010 FETİH MARŞI Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek; Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek; Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın? Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden.... Senin de destanını okuyalım ezberden... Haberin yok gibidir taşıdığın değerden... Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın... Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini... Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini? Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın; Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır. Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır. Haydi artık uyuyan destanını uyandır.! Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.! Delikanlım, işaret aldığın gün atandan Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan! Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan.... Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın; Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin! Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın! Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın... Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın? Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! ARİF NİHAT ASYA Quote Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted January 4, 2010 TÜRKÜLER DOLUSU Kirazın derisinin altında kiraz Narın içinde nar Benim yüreğimde boylu boyunca Memleketim var Canıma ciğerime dek işlemiş Canıma ciğerime Sapına kadar. Elma dalından uzağa düşmez Ne yana gitsem nafile. Memleketin hali gözümden gitmez Binbir yerimden bağlanmışım Bundan ötesine aklım ermez. Yerliyim yerli olmasına ilmik ilmik, damar damar Yerliyim. Bir dilim Trabzon peyniri Bir avuç tiftik Bir çimdik çavdar Bir tutam şile bezi gibi Dişimden tırnağıma kadar Ressamım. Yurdumun taşından toprağından şurup gelir nakışlarım Taşıma toprağıma toz konduranın Alnını karışlarım Şairim şair olmasına Canım kurban şiirin gerçeğine hasına içerisine insan kokusu sinmiş mısralara vurgunum Bıçak gibi kemiğe dayansın yeter Eğri büğrü , kör topal kabulum Şairim Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası Ayak seslerinden tanırım Ne zaman bir köy türküsü duysam Şairliğimden utanırım Şairim Şiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşum Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm Hey hey, yine de hey hey Salınsın türküler bir uçtan bir uca Evelallah hepsinde varım Onlar kadar sahici Onlar kadar gerçek insancasına, erkekçesine 'Bana bir bardak su' dercesine Bir türkü söylemeden gidersem yanarım. Ah bu türküler Türkülerimiz Ana sütü gibi candan Ana sütü gibi temiz Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla Köyümüz, köylümüz, memleketimiz. Ah bu türküler, Köy türküleri Dilimizin tuzu biberi Memleket ahvalini onlardan sor Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen'i Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni... Ben türkülerden aldım haberi. Ah bu türküler, köy türküleri Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak Hilesiz hurdasız, çırılçıplak Dişisi dişi, erkeği erkek Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara Bıçağı bıçak . Ah bu türküler köy türküleri Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi Kiminin reyhasından geçilmez Kimi zehir, kimi zemberek gibi. Ah bu türküler, köy türküleri Olgun bir karpuz gibi yarırılır içim Kan damlar ucundan, murekkep değil işte söz, işte ses, işte biçim: 'Uzun kavak gıcım gıcım gıcılar' iliklerine kadar işlemiş sızı Artık iflah olmaz kavak ağacı Bu türkünün yüreğinde sancı var. Ah bu türküler, köy türküleri Ne düzeni belli, ne yazanı Altlarında imza yok ama içlerinde yürek var Cennet misali sevişen Cehennemler gibi dövüşen Bir çocuk gibi gülüp Mağaralar gibi inleyen Nasıl unutur nasıl Ömrunde bir kez olsun Halk türküsü dinleyen... BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU Quote Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted January 5, 2010 SEN GELİYORSUN Sen geliyorsun; kuşlar geliyor bahçelerden Papatya kokusu bir de, sen gelmeden önce Nasıl tanıyorum bilsen geçtiğin sokakları Biraz mahmur oluyor bakışları, fersiz, çaresiz Ölü kelebekler görüyorum sokak köşelerinde Duvar diplerine bırakılmış acılar Yorgun ihtiyarlar bir de, gençliğini arayan Sen tüm sokaklardan geçmişsin meğer Hangisine baktıysam rengi bembeyaz Bir dokun bin ah işit pencereden Bir asker ağlıyor kenarında sessizce Yavuklusunun adını unutmuş gözlerinde Ne zaman biteceğini askerliğinin Nereye gideceğini, kim olduğunu Aklının karıştığı mahzenlerde Bir adam izlerine bakıyor delice Şimdi sen geliyorsun, biliyorum Hayallerim geliyor, umutlarım, mutluluğum Hiçbir şeyi görmüyor gözlerim Gireceğin kapıdan başka Quote Share this post Link to post Share on other sites
GÖÇEBE... 0 Report post Posted July 18, 2010 SEVGİLERDE Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vaktiniz olmadı. Behçet NECATİGİL Quote Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted July 19, 2010 ♥ DOKUN RUHUMA ♥ MİRAÇ KESKİN ♥ (kızım) Cuma, 04:14 Zihnimden kelimeler döküldü yine bu gece Sensizim sevdiğim;halim çözülmez bir bilmece Günler geçmez , dünya dönmez yüzünü görmeyince Hasret- gurbet zor imiş , öğrendim seni sevince Bedel biçilir gözyaşı ile sensiz geçen zamanıma Adım adım ızdırap sızar , yaşadığım her anıma Hüzün kuşatır dört etrafımı,zulüm dolar sol yanıma Hissediyorum ey sevda ! Az az yayılmaktasın kanıma Kabuslarda nefes nefese , yokluğunla pençeleşirim Elim-ayağım tutmaz , sensiz zihnen kötürümleşirim Ben benden gittim ! Sorun yok; sen gitme kimsesizleşirim Sen yanımdayken,dokununca ruhuma ölümsüzleşirim... Yüreğimden Alıntıdır ! 16.07.2010 / 03:36 - Cuma Quote Share this post Link to post Share on other sites