-
Content Count
428 -
Joined
-
Last visited
-
Days Won
4
Posts posted by The Spirit of Islam
-
-
ALLAH VE İNSAN
Seni aramam için beni uzağa attın !
Alemi benim , beni kendin için yarattın !
N.F.K - 1972
-
MERDİVEN
Diyorlar bana: Kalsın şiir de söz de yerde !
Sen araştır,göklere çıkan merdiven nerde ?
N.FK - 1938
-
HOKKABAZ
Marifetli hokkabaz,başını kaldır da bak !
Gökte bir oynayan var,yıldızlarla kaydırak...
N.F.K - 1936
-
Kardeşim güzel yazmışsın Maşallah,tebrikler.Git gide daha da güzel yazıyorsun hadi bakalım :) Allah yardımcın olsun.
Selametle kalın;
Saygılarımla...
- 1
-
BU ELLER MİYDİ
Bu eller miydi masallar arasindan
Rüyalara uzattigim bu eller miydi.
Arzu dolu, yasamak dolu,
Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan.
Bilyalarin aydinlik dünyaciklari
Bu eller miydi hayati o dünyalarin.
Altin bir oyun gibi eserdi
Altin tüylerinden mevsimin rüzgari.
Topraktan evler yapan bu eller miydi
Ki simdi degmekte toprak olan evlere.
El isi vazifelerin önünde
Tirnaklarini yiyerek düsünmek ne iyiydi.
Kaybolmus o çizgilerden
Falcinin saadet dedikleri.
O köylü çakisinin kestigi yer
Sögüt dallarindan düdük yaparken...
Bu eller miydi kesen mavi serçeyi
Birkaç damla kan ki zafer ve kahramanlik.
Yorganin altina saklanarak
Bu eller miydi sevmeyen geceyi.
Ayrilmis sevgili oyuncaklardan
Kirmis küçücük siselerini.
Ve her seyden ve her seyden sonra
Bu eller miydi Allaha açilan !;
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
-
Evet,doğru söylüyorsunuz.Benim çok önceden facebook hesabım vardı ; sildim.Facebook'a güven olmaz .Facebook güvenilmez Amerikalıların icadıdır.Facebook paylaşım sitesi olmayı bırak pislik yuvasına dönmüş ve facebookta yer alan çoğu bilgi yanlış, hep yanlış şeyler paylaşılıyor, insanlar yanlış yönlendiriliyor.Siz,siz olun Facebook'a itimad etmeyin.Unutmayın en değerli şey zamandır.Zamanınızı boş şeylerle geçirmeyin.
Selametle kalın;
Saygılarımla...
-
YAŞARKEN
Ağaçların daha bu bahçelerde
Bütün yemişleri dalda sarkıyor;
Umutların mola verdiği yerde
Geceler bir nehir gibi akıyor.
Baksan bir uzaklık var hangi yana,
Hangi eşyaya dönsen boş bir ayna;
Varmak istediğim uzak limana
Gemiler beni almadan kalkıyor.
Gelmedi gün daha, çalmadı saat,
Daha uçurmuyor beni bu kanat;
Sabırsızlanma, ey kapımdaki at!
Güneş daha gözlerimi yakıyor.
Ahmet Muhip DIRANAS
-
MAVİ,MAVİYDİ GÖKYÜZÜ
Mavi, maviydi gökyüzü
Bulutlar beyaz, beyazdı
Boşluğu ve üzüntüsü
İçinde ne garip yazdı...
Garip, güzel, sonra mahzun
Işıkla yağmur beraber,
Bir türkü ki gamlı, uzun,
Ve sen gülünce açan güller.
Beyaz, beyazdı bulutlar,
Gölgeler buğulu, derin;
Ah o hiç dinmeyen rüzgar
Ve uykusu çiçeklerin.
Mor aydınlıkta bir çınar
Veya kestane dibinde;
Mahmur süzülen bakışlar
İkindi saatlerinde...
Birden gülümseyen yüzün
Sabahların aynasında
Ve beni çıldırtan hüzün
İki bakış arasında.
Kim bilir şimdi nerdesin?
Senindir yine akşamlar;
Merdivende ayak sesin
Rıhtım taşında gölgen var.
Ahmet Hamdi TANPINAR
-
NE İÇİNDEYİM ZAMANIN
Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare geniş bir anın
Parçalanmaz akışında,
Bir garip rüya rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil,
Rüzgarda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.
Başım sükûtu öğüten
Uçsuz, bucaksız değirmen;
Içim muradıma ermiş
Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim.
Ahmet Hamdi TANPINAR
-
OTUZ BEŞ YAŞ ŞİİRİYaş otuz beş! Yolun yarısı eder.Dante gibi ortasındayız ömrün.Delikanlı çağımızdaki cevher,Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,Gözünün yaşına bakmadan gider.Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?Benim mi Allahım bu çizgili yüz?Ya gözler altındaki mor halkalar?Neden böyle düşman görünürsünüz;Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?Zamanla nasıl değişiyor insan!Hangi resmime baksam ben değilim:Nerde o günler, o şevk, o heyecan?Bu güler yüzlü adam ben değilimYalandır kaygısız olduğum yalan.Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;Hatırası bile yabancı gelir.Hayata beraber başladığımızDostlarla da yollar ayrıldı bir bir;Gittikçe artıyor yalnızlığımız.Gökyüzünün başka rengi de varmış!Geç farkettim taşın sert olduğunu.Su insanı boğar, ateş yakarmış!Her doğan günün bir dert olduğunu,İnsan bu yaşa gelince anlarmış.Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!Her yıl biraz daha benimsediğim.Ne dönüp duruyor havada kuşlar?Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.N'eylersin ölüm herkesin başında.Uyudun uyanamadın olacakKim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?Bir namazlık saltanatın olacak.Taht misali o musalla taşında.Cahit Sıtkı TARANCI -
TAKVİMDEKİ DENİZ
Hasreti denizlerin,
Denizler kadar derin
Ve okadar bucaksız….
Ta karşımda , yapraksız,
Kullanılmış bir takvim…
Üzerinde bir resim:
Azgın, sonsuz bir deniz;
Kaygısız düşüncesiz,
Çalkalanıyor boşlukta.
Resimdeyse bir nokta;
Yana yatmış bir gemi….
Kaybettiği âlemi
Arıyor deryalarda
Bu resim rüyalarda
Gibi aklımı çeldi;
Bana sahici geldi.
Geçtim kendi kendimden,
Yüzüme, o resimden,
köpükler vurdu sandım;
Duymuş gibi tıkandım,
Ciğerimde bir yosun.
Artık beni kim tutsun?
Denizler oldu tasam.
Yakar, onu bulmazsam,
Beni bu hasret, dedim,
Varırım , elbet, dedim,
Bir ömür geze geze,
Takvimdeki denize,
Ne var bana ne oldu,
Odama nasıl doldu,
Birden bire bu meltem?
Ve dalgalandı perdem,
Havalandı kâğıtlar.
Odamda kıyamet var!
Ah yolculuk, yolculuk!
Ne kadar baygın, soluk,
O gün bizde betbeniz;
Ve ne titrek kalbimiz
Ve eşyamız ne küskün!
Yola çıktığımız gün,
Bir sıraya dizilmiş,
Gözyaşlarını silmiş,
Bakarlar sinsi sinsi.
Niçin o ân da hepsi,
Bir kuş gibi hafifler,
Arkadan geleyim der?
Niçin o güne kadar,
Dilsiz duran ne kadar
Eşya varsa dirilir,
Yolumuza serpilir?
Ufak böcekler gibi ,
Gezer onların kalbi,
Üstünde döşemenin.
Bir gizli didişmenin
Saati çala o ân;
Birden bakar ki , insan,
Her şey karmakarışık.
Ayırmak olmaz artık
Bir kalbi bir taraktan;
Ve kalb , ağlayaraktan,
Çekilir geri geri,
Terkeder bu mahşeri.
Bu mahşerin içinden
O gün ben de geçtim, ben;
Nem varsa , evim , anam,
Çocukluğum hatıram
Ve ne sevdalar serde,
Bıraktım gerilerde,
Kaçar gibi yangından.
Rüzgârların ardından,
Baktımda süzgün süzgün,
Kurşun yükünü gönlün,
Tüy gibi hafiflettim,
Denize hicret ettim….
Necip Fazıl KISAKÜREK
-
YATTIĞIM KAYA
Bu akşam o kadar durgun ki sular
Gömül benim gibi kedere diyor.
İçimde maziden kalma duygular
Ağla geri gelmez günlere diyor.
Ey gönül, gidenden ümidini kes!
Kaçan bir hayale benziyor herkes,
Sanki kulağıma gaipten bir ses
Buluşmalar kaldı mahşere diyor.
Enginden engine koşarken rüzgâr,
Bende bir yolculuk heyecanı var...
Yattığım kayaya çarpan dalgalar
Çıkıver bir sonsuz sefere diyor.
Necip Fazıl KISAKÜREK -1926
- 1
-
BOŞ DÜNYA
Gittiler... Bana dünyam
Birdenbire boş geldi.
Seçilmiş oldu eşyam.
Odalarım loş geldi.
Gözlerim müebbette,
Günü gelir elbette...
Gelir Melek nöbette,
Safa geldi, hoş geldi.
Necip Fazıl KISAKÜREK - 1982
-
ALLAH DİYENE
Her şey, her şey şu tek müjdede;
Yoktur ölüm, Allah diyene!
Canım kurban, başı secdede,
İki büklüm, Allah diyene!
Akıl, kırık kanadı hiçin;
Derdi gücü 'nasıl' ve 'niçin'...
Bağlı, perçin üstüne perçin,
Benim gönlüm Allah diyene...
Necip Fazıl KISAKÜREK - 1972
-
ALLAH DERİM
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl da delinmez küfen?
Ebedi oluşun urbası kefen!
Kursa da boşluğa asma köprü, fen,
Allah derim, başka hiçbir şey demem!
Necip Fazıl KISAKÜREK -1973
-
BENDEDİR
Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan,
Kime ne, aşılmaz duvar bendedir,
Süslenmiş gemiler geçse açıktan,
Sanırım gittiği diyar bendedir.
Yaram var, havanlar dövemez merhem;
Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem.
Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem;
Yollar ki, Allah'a çıkar, bendedir.
Necip Fazıl KISAKÜREK - 1936
-
ALLAH BİRDİR PEYGAMBER HAK
Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası
Kürt'ü Türk'ü ve Çerkes'i
Hep Adem'in oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi?
Kuran'a bak İncil'e bak
Dört kitabın dördü de Hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası
Binbir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi
Yezit nedir, ne kızılbaş
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ateş
Söndürmektir tek çaresi
Kimi ne çeker dilinden
Hem belinden hem elinden
Hayır ve şer emelinden
Hakikat bunun burası
Şu alemi yaratan bir
Odur külli şeye kadir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir varvarası
Cümle canlı hep topraktan
Var olmuşuz emir Haktan
Rahmet dile sen Allah'tan
Tükenmez rahmet deryası
Veysel sapma sağa sola
Sen Allah'tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası…
Aşık Veysel ŞATIROĞLU
-
Güzel olmuş,eline sağlık.Ben beğendim.
- 1
-
eyw kardeşim zahmet çekmişin :)
Yok Estağfurullah,ne demek.
-
Fani Ömür Biter Bir Uzun Sonbahar Olur
Fani ömür biter, bir uzun sonbahar olur.
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, tarümar olur.
Mevsim boyunca kendini hissettirirveda;
Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ.
Teşrinlerinbu hüznü geçer ta iliklere.
Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere.
Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya.
Ruh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya,
Duymaz bu anda taşgibi kalbinde bir sızı;
Farketmez anne toprak ölüm maceramızı.
Yahya Kemal BEYATLI
- 1
-
Sessiz Gemi
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Mechule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol
Rıhtımda kalanlar bu seyahetten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli
Bicare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir cok seneler geçti; dönen yok seferinden
Yahya Kemal BEYATLI
-
Zaman Kayması
Kaynaşır birbirine gün olur zamanlar;
Geçmiş,gelecek birleşir tek kesitte.
Sanki ilk kez yaşarız yaşanmışı dünlerde
Ya da başlar ansızın ta ilerde olacak.
Çağırır gerilerden bir değişim ilk aşkı:
İşte yine o sıtma.
Çok sonraki yılları;oysa daha bir çocuk,
Duyar beri yanda bütün doymuşluğunca.
Sarkaçlar gibi şimdi sallanır
Dünle yarın arasında düzensiz.
Ya çok ileri gider ya da çok geri kalır,
Düzgün işletemeyiz.
Serpiştiriyordu kar soğuk gece yarısı
Birden mayıs sabahı,ılık seher yelleri.
Daha demin kıştı,başlar temmuz
Ve yaşanır bir sonbahar gibi bir yaz dönemi.
Behçet NECATİGİL
-
ÖZGÜRLÜĞE DOĞRU
Bırakıyor ardından belalara beni
Tedbirim öldü gövdemin binası geçti
Göğsümde ince gergin çelik bağcık
Tenimi bastıran içerilere
Bağırıyor leylaklarım ağlıyor ağlıyor duvarlar
Çatlayacak gibi susuz düzgün ve biçimli sanatlar
Çocuk yığılıyor kalp kalp üstüne konuyor
Bir baba damarı vuruyor sökülen nabzım
Şimdi batar birkaç nesil azdıran bozgun
Simsiyah aklım ve beyaz bir nokta kalbim
Kader akışı alkışlanıyor her kârım
Nazlı buluş git git kabarıyor dalgalar
Çare yok gür gür bağıracağım yoksa bu sefil
İsyan yüklü gemi zor kayalıklarında gönlün
Harp. Ezilen etim söğülen köpekliğin için değil
Güzel ölçülü zulmetmeden yeterince öldürüşüm
Harp geliyor bir güzel bilendin mi kardeşim
Binlerce cilt tutuyor kılıçların hançerin
I believe in you believe in we believe in
In la ilahe illallah la ilahe illallah
Şimdi halk yüceldin guslet suyun götürmesiyle kuşan
Yüzün kolların ateş yakmaz başın ince ayakların
Dünya bir konak bir konuk ölümsüz hayat içre
Geçildikçe hor öpüldükçe soyunur şehvete
Şehvet ahırı değil yeryüzü
Domuz ahırı değil yer toprak
İki bakışımın arasında bulduğun toprak
Dört köşe duvarlar siyah örtü ve göç sesleri
Kapanıyorum kabul et öyle buyur
Bin açılı örtüye daha sar beni
Bin yıl bin daha
Dursam kapında
Sayısız perdeden bir perdecik kalksın için
Başım yüzüm kızarır haddim olmaz aslında
Sakin ve gövdemin mızraklarını döken bir geliş
Vara gele ancak birkaç ağaç alıyor göğsüm
Sakin ve daha sakin mızraklarım dökülsün daha
Aniden çıkıp havlayan köpekte emanet bugün
Binbir helak ve Allah selamıyla girilen ovada
Bir dağ gibi diz çök kendine ırmak ol tut tut bırak yıldırımları
Sakin daha sakin kımıltı yok bakışında
Bırak toprak altında göl olsun gözyaşın
Bir çeşit isyandın gönül ağlaması ilacın
Destur. Nice uzlet makamından geçersin şimdi
Şimdi çağırıyor o güzel aşka beni yalvarıyor beni
Duruyorum ve çeşit çeşit ölüm omuzumun binileri
Bu ova cennet olmalı sayımızca bir cennet safı
Bu çukur ateş olmalı sayımızca bir cehennem safı
Ya bu yol. Ayağın sahibi gövdeden habersiz yürüdüğü
Gövdenin ayağa merbut ayağa dönük ayak kesildiği
Sen gönlünü yukarıya bil
Bir dağ nasıl söylerse öyle söyle
Bir dağ nasıl inlerse başla öyle
Ey zarif sen de ata yoluna meylettin
Korkarım binbir belaya dayanmaz sıkletin
Abdurrahman Cahit ZARİFOĞLU
- 1
-
GİDİYORUM
Çölde bir yolcu gibi yalnızlığım içinde
Kavrulup gidiyorum.
Serseri bir rüzgar gibi hep ganimet peşinde
Savrulup gidiyorum
Serçe kadar pervasız, bir günden ötekine
Atlayıp gidiyorum.
Bütün kumaşlarını açtığım gibi yine
Katlayıp gidiyorum.
Bir kış güneşi gibi ben keyfimin esiri
Görünüp gidiyorum.
Ne belli yerim var, ne de sevdiğim biri
Sürünüp gidiyorum.
Cahit Sıtkı TARANCI
- 1
Üstadın Sevdiğiniz Sözleri...
in Serbest Kürsü
Posted · Report reply
YAKINLIK
Neye yaklaşsam,sonu uzaklık ve kırgınlık ;
Anla ki,yok,Allah'tan başkasıyla yakınlık ...
N.F.K - 1977