Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

The Spirit of Islam

Üye
  • Content Count

    428
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    4

Posts posted by The Spirit of Islam


  1. Sadece bu dünya olacak olsaydı ölmenin bir anlamı kalmamış olurdu.

     

    Sadece bu dünya olacak olsaydı düşünebilmenin bir anlamı olmamış olurdu.

     

    Sadece bu dünya olacak olsaydı senin varlığının zerresi bile olmamış olacaktı.

     

    Sadece bu dünya olacak olsaydı,olamaz ! Sen varsan bil ki diğer dünya zaten vardır ; çünkü sen düşünebilen ve iradesi olan bir varlıksın...

     

    ''The Spirit of İslam''

     

    Saygılarımla...

     


  2. Kim korkarsa akşam karanlığında yol alır. Kim akşam karanlığında yol alırsa hedefine varır. Haberiniz olsun Allah ın malı pahalıdır, haberiniz olsun Allah'ın malı cennettir.

    (Tirmizi, Kıyamet 19)

    Peygamberimiz Hz.Muhammed (S.A.V.) Efendimizin Hadis-i Şerifi'dir...


  3. Bu konuyu açan arkadaşa teşekkür ederek şunları söylemek isterim:

     

     

    Sizlerin de bildiği gibi toplum açılma hastalığı diyebileceğimiz bir yanlışlığa kapılmış durumda.Bu açılma öyle açılma da değil;sadece saç açsalar da neyse lakin saçı başı bırak açma kısmında nerelere gelmişler.Yok mini etek mi giysek ? Neyi giyersek erkekler etkilenir ? Çok mu hoşunuza gidiyor bu ?

    Peki sizin ahlakınız nerede ? İnancınız nerede ? Zaten böyle yapan insanlara da sorulsa denilen genel cevap şudur:Özgürlük,laiklik,Atatürkçülük...

    Bir kere özgürlük sınırsız olmamalıdır ama sizler aşırı özgürlükçü olmuş gidiyorsunuz.Gaflet ve delalet denizinde boğulmaktasınız.Sizin Rabbiniz Marx değil Ahmet Mehmet değil sizin Rabbiniz Allah'tır.Allah lafını ettiğimizde de ay gerici ay aptal ay aşırı dinci denilen tutumlarla karşılaşıyoruz.Bize yıllardır bu düzen ve bu düzenin(sahte düzenin) yılmaz bekçileri işkence ediyor-bize ve İslam'a- Ama hepsi de ben Müslümanım diyor.Ama imanın şartlarını sorsak daha onu bilmez veya kekeleye kekeleye cevap verirler.Görünüşte herkes Müslüman.Müslüman sözde olmaz,dilde olmaz;kalpte ve amelde olur.Müslüman adam Müslümanca hareket eder,İslam'a uyar bu saçma sapan düzene değil.Ama biz hep saygılıydık aksine onlar da saygı denen şeyden haber yok.Bize gerici,cahil diyen de onlar.Lakin biz bu zamana kadar hep saygılıydık eğer saygılı olmasaydık böyle bir şey yapamazlardı bile.Yatsınlar kalksınlar Allah'a şükretsinler tabiki etmeyi biliyorlarsa...

     

    Ve birşey daha:

     

    Zina haramdır.Bu yüzden evlenmeden cinsel ilişkiye özgürlük diyenler birgün yüzü koyun cehenneme atılacaklarını unutmasınlar.Hem erkekleri tahrik ediyorlar hem de kendilerini üste çıkarıyorlar.Ben erkekler suçsuz demiyorum yani kadınlara laf attığımız yok.Bazı erkekler de sapığın önde gideni.Biz buna da karşıyız.

     

    Kur'an-ı Kerim ve İslam Alimlerinin Zina Hakkındaki Görüşleri:

    Zinaya yaklaşmayın! O; hayasızlık, çirkin, aşağı bir iş, kötü bir yoldur.) [İsra 32](Ey Resulüm, müminlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar! Müslüman kadınlar da ziynetlerini göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar örtsünler!) (Nur 31)

     

    (Yemin ederim ki, birinin başına demir çivi sokulması, yabancı bir kadına dokunmasından daha hafiftir.) [Taberani]

     

    (Sizin için en çok korktuğum şey zinadır.) [Taberani]

     

    (Zina etmeyin, kadınlarınızın cazibesi, sevgisi gider, soğukluk başlar.) [İ.Neccar]

     

    ([bilhassa] zina eden ihtiyar lanete uğrar.) [bezzar]

     

    (Zina fakirliğe yol açar.) [beyheki]

     

    (Gençliğini zinadan koruyan [mümin] Cennete girer.) [beyheki]

     

    (Bir kadın, beş vakit namazını kılar, namusunu korur, kocası ile iyi geçinirse, dilediği kapıdan Cennete girer.) [İbni Hibban]

     

    (Ey gençler, namusunuzu koruyun, zina etmeyin! İyi bilin ki, namusunu koruyana Cennet vardır.) [Hakim]

     

    (Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşayın ve iffetli olun!) [İbni Asakir]

     

    (Onun bunun karısını, kızını ayartan bizden değildir.) [İ.Ahmed]

     

    Fuhşun açığına da, gizlisine de yaklaşmayın(Enam 151)

     

    (Azab-ı İlahiden korkarak, başını yabancı kadından çevirene, Allahü teâlâ ibadetin tadını duyurur.) [Hakim]

     

    (Harama bakmayan gözler, Cehennem ateşi görmez.) [İsfehani]

     

    (Kadına, şehvetle bakanın, gözlerine erimiş kurşun dökülüp, Cehenneme atılır.) [M. Enhür]

     

    (Avret yerini açana, başkasının avret yerine bakana Allah lanet etsin!) [beyheki]

     

    (Kadının yüzünden ve iki eli ayasından başka bütün bedeni avrettir.) [M.Enhür]

     

    (Bir yerde, zina ve riba çoğalırsa, o yerin halkı, belaya maruz kalır.) [Hakim]

     

    (Zina fakirlik getirir.) [buhari]

     

    (Zinaya devam eden, putperest gibidir.) [Harâiti]

     

    (Zina edenin yüzü Cehennemde ateşle yanar.) [Taberani]

     

    (Zina edenlerin avretlerinin kokusu, bütün Cehennem halkına eza verir.) [bezzar]

     

     

     

    Zina bile bu kadar ağır bir günahken açılmaktan bahsetmenizi de bir türlü anlamış değiliz.

     

     

    Tesettürle ilgili ayetler:

     

    “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok yarlığayıcı ve çok esirgeyicidir” (el-Ahzâb, 33/59).

     

    “Mümin kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin” umduğunuza nail olasınız” (en-Nûr, 24/31).

     

    “Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir günah yoktur. Bununla birlikte yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır” (en-Nûr, 24/60).

     

    Tesettürle ilgili hadisler:

     

    Umeys’in kızı Esma’dan nakledildi. Dediki: Resulüllah (s.a.v) bir gün Hz. Aişe (r.anha)’nın evine girdi. Kızkardeşi Esma yanında idi. Üzerinde Vucudunun hertarafını örten ve yenleri geniş bir elbise vardı. Resulüllah (s.a.v) onu görünce kalkıp dışarı çıktı. Hz. Aişe (r.anha) kızkardeşine “buradan uzaklaş Resulüllah (s.a.v) sende hoşlanmadığı bir şey gördü” dedi. Hz. Esma uzaklaştı arkasından Resulüllah (s.a.v) içeriye girdi.Hz. Aişe (r.anha) niçin kalkıp gittiğini sordu. Resulüllah (s.a.v) de elbisesinin yenini sadece parmakları görünecek şekilde ellerinin üzerine çekerek şöyle cevap verdi: “Kızkardeşini görmedinmi? Müslüman bir kadın şurasından başkasını gösteremez. (Mecmeu’zzevâid nr:4168)

     

    Bu hadis-i şerif’ten hz. Esma’nın giydiği elbisenin bedenini örttüğünü fakat kollarında açıklık olduğunu bunun üzerine Resulüllah (s.a.v) bu kıyafetinden hoşlanmadığını ellerinin üstünün parmaklara kadarda örtünmesi gerektiğini islam alimleri anlamışlardır ve de böyle ifade etmişlerdir.

     

    Usame b.Zeyd (r.a) nakletti. Dediki:

     

    “Resulüllah (s.a.v) Dihye’tül- Kelbi’nin kendisine hediye ettiği mısır kumaşlarından sık dokunmuş bir elbiseyi bana giydirdi bende onu hanımıma giydirdim. Resulüllah (s.a.v) daha sonra bana sordu: ne oldu Mısırdan gelen elbiseyi giymiyorsun? Dedimki ey Allah’ın resulü ben onu hanımıma giydirdim. Resulüllah (s.a.v) buyurduki altına pijama türünden bir şey giymesini ona emreyle. Çünkü ben o elbisenin kemiklerinin hacmini belli etmesinden korkuyorum.” (Ahmet b. Hambel)

     

    Ibn-i Abbas (r.anhuma)’dan dediki: “Resulüllah (s.a.v) kadınlardan erkeklere benzeyenlere, erkeklereden de kadınlara benzeyenlere lanet etti.” (Buhari nr:5751, ebu Davut nr:4098, Ahmet b.Hambel nr:3149, Nesei nr:9161)

     

    “Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır. Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına ineceklerdir. Hanımları ise giyinik uryandır, (giyinik çıplaktır), başları üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onalara lanet edin. Zira onlar lanet olunmuşlardır”. (Ahmet b.Hambel – müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih nr:5655-7347)

     

    Hz. Âişe’den rivâyete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir’in kızı Esmâ ince bir elbise ile Allah Resulunun huzuruna girmişti. Resulullah (s.a.s) ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu: “Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çagına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir.” Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti” (Ebu Davûd, Libâs, 31). “Allah Teâlâ ergin kadının namazını başörtüsüz kabul etmez” (İbn Mâce, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160; Ahmed b. Hanbel, IV, 151, 218, 259).

     

    “Erkeğin avret yeri göbeği ile diz kapağı arasıdır” (Ahmed b. Hanbel, II, 187). Diz kapağı avret yerindendir” (Zeylai, Nasbu’r-Raye, I, 297).

     

    Sahih-i Müslim’de Ebû Hüreyre (r.a.} tarafından bir rivayette Peygamberimiz, giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların Cehennemlik olduklarını, Cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler. (Müslim, Libas.-125.)

     

    Harbın oğlu Züheyr bana anlattı:bize Cerir Sehl’den o da babasından o da ebu Hureyre (r.a)’den nakletti. Ebu Hureyre (r.a) dediki:Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdu:

     

    Ateşlik iki sınıf insan ki ben onları henüz görmedim. Yanlarında sığır kuyruğu gibi kamcılar olup insanları onlarla döven topluluk ve biride bir takım kadınlar topluluğudurki bunlar giyinik, çıplaktırlar. Görenleri yoldan saptıran ve kendileri de haktan sapanlardır. Başları bir tarafa sarkan deve hörgücü gibi olacaktır. Bunlar cennete giremiyecekler, kokusu şu kadar! Şukadar! Yürüme mesafesinden alındığı halde bunlar cennetin kokusunu da bulup alamıyacaklardır. (Müslim – sahih bab: libas ve’l- zineh hadis nr.3971)

     

    Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder:

     

    “Abdurrahman’ın kızı Hafsa’nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe’nin huzuruna girdi. Hz. Âişe başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı. (Muvatta’, Libas:4)

     

    Hz. Ömer (r.a.) ise, cam gibi şeffaf olmasa da, giyindiği zaman altını iyice belli eden elbisenin kadınlara giydirilmemesi hususunda mü’minlere ikazda bulunmuştur. (Beyhakî. Sünen, 2:235)

     

    İmam Serahsî bu nakilden sonra, kadının giydiği elbise çok ince de olsa yine aynı hükmü taşır, şeklinde bir açıklama getirir. Daha sonra da, “Giyindiği halde açık” olan mealindeki hadisi kaydeder ve şöyle der: “Bu çeşit bir elbise şebeke (ağ) gibidir, örtünmeyi temin etmez. Bunun için yabancı erkeklerin bu şekilde giyinmiş bir kadına bakması helâl olmaz.” (el-Mebsût, 10:155)

     

    “Kadın örtülmesi gereken avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan ona gözünü diker” (Tirmizî, Radâ, 18). Hz. Âişe (R.anhâ)’dan nakledilen; “Allah Teâlâ erginlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez” (İbn Mace, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160) hadisi saçları da kapsamına alır.

     

    Hz. Âişe (r. anhâ) ilk başörtüsü uygulamasını şöyle anlatır: “Allah ilk muhâcir kadınlara rahmet etsin onlar; “Baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar…” (en-Nûr, 24/31) ayeti inince etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar”. Yine Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır: “Biz Âişe ile birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ettik. Hz. Âîşe dedi ki: Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah’a yemin olsun ki, Allah’ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr sûresinde “Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar…” ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah’ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı” (Buharî, Tefsîru Sûre, 29/12; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî, es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II, 600).

     

     

     

     

     

    Şunu tekrar belirtmek isterim ki biz kimsenin düşmanı değiliz ve olmadık.Biz Allah'a düşman olanların düşmanıyız.

     

    Saygılarımla;hatam varsa affola.


  4. Hz.Ali(Kerremallahü Veche) Filmi - Al Nebras

    Film dili Arapça, İmam Ali'nin (k.v) faziletleri ve İslam tarihindeki önemi üzerine yapılmış bir film. Hayber kalesi fethi, Hendek savaşı, Gadir Hum olayı, Mübahale günü gibi önemli hadisseleri konu ediniyor. Hz. Muhammed(SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM) ve İmam Ali'nin(k.v) yüzleri görünmese de filmde aktif olarak var olduklarını hissettiren ilk film diyebilirim(Zaten yüzlerini şu zamanda kim görmüş de göstersinler?). Israrla tavsiye edilir.Ben beğendim film güzel olmuş.İzlemenizi tavsiye ederim...

     

    Bölüm 1

    http://www.youtube.com/watch?v=sUukFFOo5us

     

     

    Bölüm 2

    http://www.youtube.com/watch?v=SYBe-Tp0AxQ&feature=related

     

     

    Bölüm 3

    http://www.youtube.com/watch?v=ecv3OculXPc&feature=related

     

     

    Bölüm 4

    http://www.youtube.com/watch?v=MKvvA3ldkAY&feature=related

     

     

    Bölüm 5

    http://www.youtube.com/watch?v=QM7m6tefzAw&feature=related

     

     

    Bölüm 6

    http://www.youtube.com/watch?v=Ae72tzTnj34&feature=related

     

     

    Bölüm 7

    http://www.youtube.com/watch?v=b7yguHM9fis&feature=related

     

    Bölüm 8

    http://www.youtube.com/watch?v=UK6q6i2Do6g&feature=related

     

     

    Bölüm 9

    http://www.youtube.com/watch?v=DnHZM_sy-AE&feature=related

     

     

    Bölüm 10

    http://www.youtube.com/watch?v=cei1snLJa5A&feature=related

     

     

    FİLM ALT YAZILIDIR.ALT YAZI DİLİ : TÜRKÇE.

    FİLM SÜRESİ EN FAZLA 100 DAKİKADIR.

    İSTEYENLER AŞAĞIDAKİ LİNKLERDEN TAM EKRAN İZLEYEBİLİRLER.

     

    Bölüm 1

     

     

    Bölüm 2

     

     

    Bölüm 3

     

     

    Bölüm4

     

     

    Bölüm 5

     

     

    Bölüm 6

     

     

    Bölüm 7

     

     

    Bölüm 8

     

     

    Bölüm 9

     

     

    Bölüm 10

     

     

     

    VE YAHUT İSTEYENLER İNDİREBİLİR KOTALI OLAN İNDİRMESİN DERİM:

     

    Part 1 (200 mb)

     

    http://www.fileserve.com/file/VkyhgYy

     

    Part 2 (200 mb)

     

    http://www.fileserve.com/file/3vQHdVJ

     

    Part 3 (200 mb )

     

    http://www.fileserve.com/file/Hbh7WWv

     

    Part 4 (80 mb )

     

    http://www.fileserve.com/file/NSj45q6

     

     

     

    Yorum veya teşekkürlerinizi beklerim;

     

    Selametle kalın;

     

    Saygılarımla...

    • Like 1

  5. The spirit of İslam rumuzlu kardeşim..! daha tazemi taze çiceği burnundamı burnunda yeni ve aktif bir üye olduğunuzu müdavimler eşliğinde müşahede ediyoruz, forum bünyesinde her üyenin yorumlarına, her paylaşımın altına konuya ilişkin konuyu geliştirici, derinleştirici fikir beyan etmek yerine ben beğendim güzel olmuş şeklinde eline sağlıkçı bir yaklaşım sergiliyorsun. Sitenin üyesi olmam hasebiyle yönetiminde affına sığınarak bu konuda kullanıcı olarak söz ve hak sahibi olduğum düşüncesiyle nezaketen uyarma ihtiyacı hissettim mazur görülür İnşallah-u Teala.

     

    Zamanımız kısıtlı olduğu için başlıklara seri bir şekilde göz atmaya çalışıyor burası ciddiyeti esas kabul etmiş mücerret fikirlere paye veren ve değer atfeden aynı minvalde aynı neferlerin neşet ettiği müstesna bir forum, burada fuzuli yorum olmaz düşüncesiyle mesajlara bakıyoruz, bakıyoruz ama birde ne görelim takriben 15 saniyelik zamanımız eline sağlık ifadesi yüzünden heba oluyor neredeyse her başlıkda aynı tablo ile karşılaşıyoruz insaf ediniz.Zaten internet hızımız oldukça yavaş kağnı hızıyla zor zekat bağlanıyoruz her başlık için 15 saniye harcasam 10 başlıkda ne yapar = 150 saniye yanii ikibuçuk dakika alın size bir parti liderinin hesap mantığı ile meselenin vehameti :)...

     

    İşte müştereken rahatsızlık duyduğumuz bu konuyu yönetim beğen kardeşim butonu ile çözüvermiş kelam israfına sebebiyet vermemek için asla ve kat'a beğendim yazma, beğen zaten beğendiğin beğenilen tarafından belli olur.:)

    Hakkınızı helal edin azizim, Fi Emanillah...

     

    Yorumsuz kalmasın diye yazdım. :D Haklısınız bir daha öyle yazmam.Niyetim iyiydi yani;''Hakkınızı helal edin azizim, Fi Emanillah...'' Ne demek helal olsun estağfurullah...

     

     

    Saygılarımla...

    • Like 1

  6. SENSİZ DÜNYA OLMAZ EY NEBİ !

    Arkadaş !

     

    Bu toplum beni benden etti,

    Yok mu yardımıma yetişen ?

    ...

     

    Her yer imansız dolu,

    Allah yok sayhaları her yerde.

    Nerdesin ey Nebi !

    Özlettin kendini.

    Biliyorum daha gelmez senin gibisi,

    Gelsin bari soyundan birisi.

    Gelecek demişsin soyumdan birisi,

    Gelsin,hoşgelsin ey Gül Bahçelerinin sahibi.

    ...

    Kesmiş herkes umudunu,

    Bitirmiş içindeki huzuru.

    Allah'ın rızası unutulur olmuş,

    Kelimeler kifayetsiz kalır olmuş.

    Nerdesin ey Nebi !

    ...

    Kopsun artık kıyamet,

    Kopsun artık kıyamet...

     

    .............The Spirit of İslam .............

    • Like 1

  7. nedense tek bir hadis var ve tek kitapta geçiyor

     

    hatta hepsi google de aynı sitenin aynı sayfasında paylaşılmış.

     

     

    googledeki bütün sitelerde aynı şekilde geçiyor.googleye kelde bin zeyd yazınca sadece bu rivayet çıkıyor.

     

    ve hiçbirinde bu kişinin ve eserinin güvenilirliğiyle ilgili bilgi verilmemiş.

     

     

    Tamam kardeş inanmak zorunda değilsin keyfin bilir.Ben Hz.Mehdi(a.s)'in bu asırda geleceğine inanıyor ve bunu biliyorum[ben sana deminden beri diyorum ki doğrusunu Allah bilir bir daha diyeyim Doğrusunu ALLAH Bilir].Görürsün diyelim kardeş,geldiğinde görürsün sende ve hepimizde İnşallah...

     

    Selametle kalın;

     

    Saygılarımla...


  8. küfürden kastın ne??????

     

     

     

    ulan aptal o konuya da cevap yazmışsın, o konuda da tartışıyoruz.

     

    niye o başlıkta değil de burda yazıyorsun.

     

    bir de bu başlıkta olduğunu iddia ediyorsun.

    başlıkları birbirine taşımayı bırak.bu başlıkta yok dedim ben.diğerini ne karışıtırıyon.

     

     

    Bu başlıkta buradan yazısı var ordan girdim diyorum ben de o adama cevap yazdım sen atladın sazan gibi ve saygısızca konuşma.


  9. o nakletiğiniz şey bubaşlıkta yazmıyor sahtekarlık yapmayın.

     

     

    Bak bir şey bildiğin yok boş yere küfre giriyorsun saygısızlık etme.Konuyu okumuyorsun bir de konuşuyorsun.Al bak kim demiş kim dememiş:

     

    Şiirle ilgili konuya buradan ulaşabilirsiniz...

     

    Yazan Butimar konunun üstüne çık da oku ben de buradan yazısına tıkladım oradaki(2.sayfasındaki)en baştaki yorumu kopyaladım saygısızlık etme !


  10. haklısın canım belki de gizlice çıkıvermiştir de kimse farketmemiştir.

     

    bu arada deccalin mehdiden önce çıkması gerekmiyor mu. yoksa o damı gizlice çıkıverdi.

     

    ayrıca burda ravi yazmıyor sadece kitabın ismi vem üellifi yazıyor.

     

    yani kitapta peygamberden nakledilen kısımlardan biri değil.yani peygamberin değil müellifin sözü.

     

     

    bu arada googleyi çok güzel kullanıyorsunuz.

     

    garanti veririm kitabın güvenilirliği hakkında bile birşey bilmiyorsunuz.

     

    :D kardeş bak bunu bir kişi kitabına koymuş orasını ben de anladım.Fakat bir hadis olarak eklemiş olamaz mı sence ? Haid bakalım bunu da düşün.Düşünmekte üstüne yok da :)

     

    bir kaç tane daha vereyim onlara ne diyeceksin acaba :

     

    EBU HUREYRE'NİN AHİRZAMAN HADİSİ RİVAYETİ VE HZ.MEHDİ

     

    “Bir rivayette Ebu Hureyre vefat edeceğini hissettiği vakitte ilmi ketmetmiş olmaktan korkarak etrafındakilere şöyle dedi:

     

    Resul-i Ekrem’den (A.S.M.) öğrendiğim Ahirzamanda vukua gelecek harblerle alakalı haberleri size bildireyim mi? Onlar: ‘Evet bize haber ver. Bunda bir beis yoktur Allah seni hayırla mükafatlandırsın’ dediler. Bundan sonra Ebu Hureyre sözüne devâm ederek dedi ki:

     

    ‘Hicretten bin üç yüz (1300) sene sonraki akidlerden birkaç akid say (Haşiye-1). O vakit Rumların meliki (Haşiye-2) bütün dünya ile harb etmek ister. Allahu Teala da o adam için harbi irade eder. Bunun üzerinden fazla bir zaman geçmez, iki akid sonra (CERMEN) ismindeki bir beldeden (Haşiye-3), ismi kedi ismi olan bir adam musallat olur (Haşiye-4) ve bütün dünyaya malik olmak ister. Ve hem soğuk memleketlerde ve hem de sıcak memleketlerde (Haşiye-5) bütün dünya ile harb eder. Şiddetli harb ateşlerinin dolu olduğu senelerden sonra Allah’ın gadabına uğrar. Neticede Rûş’un veya Rus’un (ravi şübhe etmiştir) sırrı (Haşiye-6) onu öldürürler.

     

    Hicretten bin üç yüz (1300) sene sonraki akidlerden beş veya altı veya yedi veya sekiz akid say. O vakit Mısır’a “Nasır” künyesinde bir adam hükmeder (Haşiye-7). Arablar onu “Şüccâ’-ul Arab” (Arabın cesuru) diye çağırırlar. Allah onu bir harbde ve sonra bir harbde daha, yani iki harbde zelil eder (Haşiye-8). O Nasır mansur olmaz, ona yardım edilmez. Ve Allahu Teala ayların en sevgilisinde Mısır’a hakiki nusreti irade eder ki bu nusret tahakkuk edecektir (Haşiye-9). Bunun üzerine Beyt’in Rabbi olan Allah, Mısır halkını ve Arab milletini, babası kendisinden daha Enver olan “Esmer Sâdâ” ile razı ederek onu, onlara reis eder (Haşiye10). Fakat bu adam Mescid-i Aksa’nın hırsızlarıyla (Yahudilerle) belde-i hazînde musalaha yapar (Haşiye11).

     

    Sonra Şam bölgesinden olan Irak’da cebbar bir adam zuhur eder ki; o adam Süfyanîlerden biridir ve onun bir gözünde hafif bir aksama vardır. Onun ismi “Saddam” dır (Haşiye12). O, kendisine muarız olanlara karşı saddamdır (Haşiye13) . Bütün dünya “Küçük Kût” ta (Haşiye14), onun için toplanırlar ki Saddam da bu Kuveyt’e daha evvel aldatılarak girmiştir (Haşiye15). Bu Süfyanîde hiç bir hayır yoktur. İlla ki İslamiyet’e dönerse o zaman onda hayır olur. O hem hayır, hem de şerdir (Haşiye16). Mehdî-yi Emin’e hain olana veyl olsun (Haşiye17).

     

    Hicretten bin dört yüz (1400) sene sonraki akidlerden iki veya üç akid say (Haşiye18). O vakit Mehdî-i Emin çıkar ve bütün dünya ile harb eder. Dalalete düşenler (Haşiye19) ve Allah’ın gadabına uğramış olanlar(Haşiye20) ve münafıklar (Haşiye21), İsra ve Mi’raç beldesi olan Kudüs’teki “Meciddun Dağları”nda onun için toplanırlar (Haşiye22). Bütün dünyanın (Haşiye23) ve bütün hilelerin (Haşiye24) melikesi (Haşiye25) de Mehdî’ye karşı çıkar ki onun ismi zaniyedir (Haşiye26). Bu melike o gün bütün dünyayı dalalet ve küfre sevkeder (Haşiye27). Yahudiler de o gün dünyaca en yüksek makamdadırlar. Bütün Kudüs’e, mukaddes beldeye hakimdirler. Bütün dünya denizden ve havadan (Haşiye28) Mehdî’nin üzerine hücum eder. Ancak çok soğuk ve çok sıcak beldeler müstesna (Haşiye29). Mehdî bakar ki bütün dünya çirkin hile ve planlarla aleyhinde ittifak ettiklerini görür. Fakat bilir ki Allah daha şiddetli mekr sahibidir ki, onların bütün hilelerini akim bırakır. Ve bütün kainat onun mülküdür ve ona dönecektir ve merci yalnız odur. Ve bütün dünya aslı ve fer’iyle onun bir hilkat şeceresidir. İşte bu kudrete malik olan Cenab-ı Hak, Mehdî’ye nusret için en şiddetli bir darbe ile onları vurur ve karayı, denizi ve semayı onlar üzerine yandırır. Ve Sema da onların üstüne şiddetli yağmurunu yağdırır. O gün bütün ehl-i arz küffara lanet eder. Allah da bütün küfrün zevalini irade eder (Haşiye30) ”.

     

    (Esme-l Mesalik Lieyyam-il Mehdîyy-il Meliki Li Küll-id Dünya Biemrillah-il Malik, Kelde bin Zeyd-216)

     

    (Haşiye-1) Bir akid on senedir. Hadîsde geçen ukud akd’in cem’idir Cem’in en azı üçdür. 1300 üzerine üç akid ilave edildiğinde tam 1330 eder ki hicrî 1332 ve miladî 1914 te vuku bulan 1. Cihan harbine tevafuk eder.

    (Haşiye-2) İngiltere.

    (Haşiye-3) Cermen (GERMANY) Almanya’dır. İki akid 20 senedir. 1. Cihan harbinin ahiri olan 1918 den 20 sene sonra vuku bulan 2. Cihan harbinin tam başlangıcını haber vermektedir.

    (Haşiye-4) Adolf Hitler’den haber vermektedir.

    (Haşiye-5) Yani bütün dünya ile harbeder.

    (Haşiye-6) Yani Rusların gizli örgütü.

    (Haşiye-7) Hicrî 1350’den 1380’e kadar olan tarihe tekabul eder ki 1952’de Mısıra hakim olan Cemal Abdunnasır’dan haber verir.

    (Haşiye-8) 1956 ve 1967’deki Arab-İsrail savaşlarındaki Mısır’ın mağlubiyetini haber verir.

    (Haşiye-9) Ramazan ayında Mısır’ın İsrail üzerine galebesini haber verir.

    (Haşiye10) Enver Sedat İsmiyle meşhur olan Muhammed bin Enver Sedat’tan haber verir.

    (Haşiye11) Aynen vuku bulmuştur. Cemal Abdunnasır’dan sonra Enver Sedat başa geçtiğinde, 1973 tarihinde İsrail üzerine hücum etti. Tâ İsrail’in içine kadar girdi. Amerika’daki Yahudiler ayaklandılar. Amerika’nın Dış İşleri Bakanı Henry Kisinger –ki kendisi Yahudidir- devreye girerek Enver Sedat’ı anlaşmaya razı etti. Enver Sedat galib durumda olduğu halde, Ekim 1978 ve Mart 1979’da Yahudilerle “Camp David” anlaşmasını yaptı.

    (Haşiye12) Irak lideri Saddam Hüseyin’i hem ismi, hem ceberutu ve hem de suretiyle haber verir.

    (Haşiye13) Saddam lugatta şiddetli vuran, tecavüzkar demektir. Sarihî manasıyla Saddam Hüseyin’den haber vermekle beraber işarî manasıyla, Süfyanîlerin başı ve reisi olan hakiki Süfyanda da bu iki vasfın bulunduğuna işaret etmektedir. Yani Süfyanîlerin başı olan adamın da bir gözünde aksaklık olup az gördüğüne ve onun da kendine muarız olanlara karşı tecavüzkar ve şiddetli olduğuna işaret eder.

    (Haşiye14) Yani “Kuveyt” te. Çünkü Kuveyt, Kût’un ism-i tasğiri olup küçük kût manasında, Kûtcuk demektir.

    (Haşiye15) 1991’deki Irak harbini haber vermektedir ki, aynen vuku bulmuştur. Saddam Hüseyin Amerika ve İngiltere tarafından aldatılarak Kuveyt’e sokulmuş, daha sonra 37 devlet Irak’ı vurmak için birleşmişlerdir.

    (Haşiye16) Yani onun kanunlarında hiçbir hayır yoktur. Çünkü hak olan ahkam-ı Kur’aniyeyi icra etmeyip kendi hevasından ihdas ettiği batıl kanunları tatbik etmektedir. O hem hayırdır; çünkü kafirlere karşı çıkmaktadır. Hem şerdir; çünkü ahkam-ı şer’iyye ile amil olmayıp devletini ahkam-ı ilahiyeye dayandırmamaktadır.

    (Haşiye17) Mehdî çıktığında, Saddam’da hiçbir hayır kalmayacağı yani öldürülmüş olacağı belirtiliyor. Hadis-i Şerif'de ''Mehdî-yi Emin’e hain olana veyl olsun'' ifadesi ''Mehdî-yi Emin’e hain olanın akıbeti Saddam'ın akıbeti gibi olsun, ölsün.'' anlamındadır. Ayrıca Hadis-i Şerif'in bu bölümü Mehdî’nin bu tarihlerde zuhur edeceğine de işaret eder. Nitekim hadîsin devamı bunu göstermektedir.

    (Haşiye18) Hicrî 1420 ve 1430, miladi 2000 ve 2010 tarihleri etmektedir ki, içinde bulunduğumuz zamanı haber vermektedir. Hz. Mehdî’nin bu tarihler arasında zuhur edeceğini müjdelemektedir.

    (Haşiye19) Hıristiyanlar

    (Haşiye20) Yahudiler

    (Haşiye21) Alem-i İslam’ın başındaki Süfyanîler olan cümle idareciler, küffarla işbirliği yapan münafık yöneticiler ve onlara fetva veren bir kısım ulema-is sû’

    (Haşiye22) Hz. Mehdî’ye karşı bütün dünyanın toplanıp vurmasından murâd, onun temsil ettiği şahs-ı manevî olan şeriat-ı garra-i Muhammediyeyi müdafaa eden hakiki mü’minlerin cemaatinin vurulmasıdır. Bu tarihlerde Hz. Mehdî’nin de bizzat bu cemaat-i nuraninin başına geçeceğini haber verir. Meciddun ise Filistin’de bir dağdır. Hadîs, Meciddun Dağlarında bütün kafirlerin Müslümanlar için toplanacağını bildirmekle işaret ediyor ki; bu harb Yahudilerin Meciddun’a hakim olabilmeleri için bizzat kendileri tarafından çıkarılan bir harbdir. Yani Yahudiler Kudüs’e hakim olmakla, oradan bütün dünyaya hakim olacaklarına inanmaktadırlar. Bu sebeble, Filistin topraklarında devletlerini kurabilmek için bütün dünyayı harbe sokmakta ve kafirleri Müslümanlar üzerine hücum ettirmektedirler. Harbin ana müsebbibleri Meciddun dağlarındaki Yahudiler olduğu için ve orada devletlerini kurup yayılmak ve dünyaya hakim olmak için bu harbleri çıkardıkları sebebiyle, bu harbe “Hermeciddun Harbi” denmektedir. Yani gerek Afganistan’da gerek Çeçenistan’da olsun Alem-i İslam’daki bütün harbler Meciddun harbidir. Yoksa yalnızca Meciddun dağlarında olacak bir harb demek değildir. Bu harb, hadîslerde olduğu gibi Tevrat ve İncil’de dahi “Hermeciddun Harbi” veya “Armagedon Harbi” olarak geçmektedir. İleride izahı ve isbatı geleceği üzere, Tevrat ve İncil’de de bu harb aynen hadîsteki gibi haber verilirken, Yahudi ve Hıristiyanlar buna ters mana vererek kendileri tarafına çekmektedirler. Bu noktaya çok dikkat lazımdır. Çünkü mühim bir sır bu noktadan inkişaf ediyor. Feteemmel! Hem bir başka cihet de şudur ki; Üstad Bediüzzaman’ın (R.A.) beyanı üzere, eskide merkez-i hilafet buralarda ve Şam, Haleb, Mekke ve Medine civarında olduğu için, bazen metn-i hadîs raviler tarafından içtihadla tatbik edilip, ekser vukuat-ı istikbaliye bu bölgelerde vuku bulacakmış gibi anlatılmış. Binaenaleyh bu ve bunun gibi hadîslerde verilen haberler, bahsi geçen bu yerlerde vuku bulabileceği gibi Alem-i İslam’ın herhangi bir yerinde dahi vuku bulabilir. O halde bütün dünyanın birleşerek, Alem-i İslam’da Şeriat-ı Garra-i Muhammediyeyi i’lan eden Müslümanları, hususen hadîste haber verilen şark tarafındaki bir taife-i mücahidini vurmaları hadîsin külliyetinde dahildir.

    (Haşiye23) Dünya ülkeleri ya da Birleşmiş Milletler

    (Haşiye24) Emperyalist devletler

    (Haşiye25). Hadîste Amerika’nın Hz.Mehdi'ye karşı çıkan devlet başkanı “melike” olarak isimlendirilmiştir. Bunun sebebi ise; ABD. Demokrat Parti Başkan aday adayı Hillary Clinton'ın cinsiyetidir. ABD'deki Demorat Partinin başkan adayının başkan seçilmesine kesin gözüyle bakılmaktadır. İslam literatüründe erkek devlet başkanı melik, kadın devlet başkanı melike olarak nitelenir. Dolayısıyla hadise göre ABD. Demokrat Parti Başkan aday adayı Hillary Clinton Hz.Mehdi'ye karşı çıkan bir melike olacaktır.

    (Haşiye26) Amerika Birleşik Devletleri

    (Haşiye27) Hz.Mehdi'nin zuhurundan sonra ABD'nin bütün dünyayı dalalet ve küfre sevketmesinden kasıt ise ABD'nin, Amerika'nın bütün dünyada özgürlük, demokrasi ve insan hakları namı altında fuhşiyatı ve zulmü ve dalaleti terviç ederek hakimiyetini bunun ile idame etmesidir. Bu manaya işareten ismi zaniyedir ''devletin ismi'' denilmiştir. Hem bu sebeble ileride gösterileceği gibi İncil’de dahi Amerika, bu hadîste olduğu gibi zaniye ve ''f a h i ş e'' ünvanıyla haber verilmektedir.

    (Haşiye28) O asırda uçağın ve füze atabilen savaş gemilerinin icad edilip Müslümanların ve Mehdi'nin başına havadan ve denizden bomba yağdırılacağına işaret eder.

    (Haşiye29) Soğuk beldelerden murad İsveç, Norveç gibi İskandinav ülkeleridir. Sıcak beldelerden murad ise Güney Afrika’dır. Haber verildiği gibi aynen vuku bulmuştur. Amerika ve İngiltere’nin riyasetinde Birleşmiş Milletler Afganistan’ı vururken, bu beldedeki devletler bu harbe iştirak etmemişlerdir.

    (Haşiye30) Müslümanların zahirî kuvvet i’tibariyle kafirlere nisbeten zaif olacaklarını, fakat Kudret-i İlahiye harikulade hallerle onlara yardım edip, semavî ve arzî musibetlerle kafirleri helak edeceğini ve Müslümanları galib edip İslamiyeti hakim edeceğini haber vermektedir. İncil’de de aynen böyle haber verilmiştir. Haber verildiği gibi küffar alemine semavî ve arzî musibetlerin geldiği de aynen görülmektedir ve daha dehşetlileri de görülecektir.

     

    Gelecek itirazlara baştan söyleyim, Kelde bin Zeyd hicri 2. yüzyılda yaşamış bir alimdir, kitabı da sultanahmet kütüphanesinde bulunabilir ama arapçadır.

     

    Dürüstlükle söylüyorum ki ALINTIDIR.. Kardeş ben saklamam alıntıysa alıntı yani sen biraz şüphecisin ya o yüzden söyleyeyim dedim.


  11. sizin yaptığınız yorum yazmak değil.

     

    ben sizin yazdığınıza yorum yaptım.

     

    bu konunun içinde daha önceki mesajlarda bu şiirin mehdiyle ilgili olduğuna dair birşey yazılmamışken, "bence de" diyemezsiniz.zira o kelime başkasının söylediği birşeyi tasdik için kullanılır.

     

     

    Evet öyle biri kurtarıcı demişti okudum istersen bak alıntı yapayım;

     

    ''Efendim Kimin müceddid kimin müctehid olduğunu en güzel Allah bilir. Biz bilemeyiz bunu. Bu konuda kesin konuşmak yanlıştır. Bediüzzaman kendisine müceddid dememiştir. Ama bir sonraki müceddidi tarif etmiştir.

    Son müceddid Hz. Mehdi olacağına göre onu herkes tanıyacaktır.

     

    Bir de konunun Üstad'ın şiiri olduğunu da unutmamak gerekir. Üstad islam alemini birleştirici toparlayıcı birini beklediğini böyle bir ümidi olduğu belirtmek istemiştir, bunun müjdesi Peygambermiz(s.a.v.) tarafından verilmiştir. Her dönemde dine hizmet eden, toparlayıcı, birleştirici alimler Allah dostları olacaktır ama müceddid ama değil. Bunu Allah bilir. ''

     

    Yazan:thelordofthebaron [ALINTIDIR...


  12. bir kere hiçbir islam alimi bu konuda bu derece kesin konuşmamıştır.

     

    bu asırda geleceğini kesin olarak bilemezsiniz.

     

    ikincisi hadislerde bu asra işaret var diyorsunuz.cevaben derim ki:

     

    haklısınız işaret var.yani kesin hüküm, kesin bilgi yok.

     

    peygamber bile geleceği zamanı kesin olarak söylememişken, kim oluyorsunuz da isminizi söyler gibi kesin konuşuyorsunuz.

     

     

    Pekala,geldiğinde tekrar konuşalım :D Bak bir hadis-i şerif:

     

    Hicretten 1400 sene sonraki akidlerden (*) iki veya üç akid say. O vakit Mehdi-i Emin çıkar... (Esme-l Mesalik Lieyyam-il Mehdiyy-il Meliki Li Küll-id Dünya Biemrillah-il Malik, Kelde bin Zeyd, 216)

     

    Hicret 622 yılıdır.622 yılı Hicri takvime göre 1.yıldır.1400+1=1401+30=1431 çıkmıyor mu şimdi buradan kardeşim hadi sen söyle ? Şimdi 1432 deyiz.Demek ki geçen yıl çıkmış olması gerek.Belki çıktı biz bilmiyoruz.Doğrusunu Allah bilir.

     

    * Bir akid on senedir.


  13. Bu şiir benim doğduğum tarihde yazılmış

    Bu da demektir ki Üstad bu sözleriyle,umudunu kesmiş ve kahraman namına bir şey kalmadığını anlatmaya çalışmış...

    78 yılı tam da bir kaos dönemiydi ve kimse hayatından memnun değildi.şiir hakkında,bu benim fikrim,diğer arkadaşların yorumlarınıda okumak isteriz.

     

     

    Hmm,fikrinize elbet saygılıyız.Fakat bu asırda beklenen bir şeyden bahsettiği açık ve net bence...


  14. müceddid yüzyılın başında gelir

    biz ortasına yaklaştık.bu yüzyıl geçti artık.

     

    orda bahsedilen mehdi değil.bu asrın müceddidi.bu müceddidin bu milleti uyandıracak kişi olmasını ümit ediyor.

    onun için kurtarıcımız diyor.

     

    bi de lütfen her konuyu mehdiye bağlamayın.aklıma harun yahya geliyor.sinirim bozuluyor.

     

    Kardeş geldiğinde görürsün dediğim gibi harun yahya'dan bize ne geç onu.Sana diyorum ki hadislerde 1400'e işaret ediyor.Hz.Mehdi(a.s) gelmeyecek diyorsunuz bu asırda;geldiğinde utanacaksınız ama...


  15. Selamün Aleyküm;

     

    Arkadaşlar bence Üstad bu dizelerinde bir kurtarıcıdan bahsediyor.Çünkü zaten kendi Seyyid Abdulhakim Arvasi Hazretlerinin müridiydi.Yani bence son kurtarıcıdan Hz.Mehdi(a.s)'dan bahsediyor çünkü bir çok alim Hz.Mehdi(a.s)'nin geliş tarihine 1400 lü seneler dior.Yanlışsam düzeltin.Bence bu yüzyılın müceddidi Hz.Mehdi(a.s) olacak inşallah... [Hicri 1432'deyiz.] Bazı arkadaşlarımız Hz.Mehdi(a.s)'a inanmıyor fakat bunu kimse uydurmuş değil Peygamber Efendimizin hadis-i şeriflerinde mevcuttur. Ve anladığım şudur ki neden bir çoğunuz Hz.Mehdi(a.s)'nin geleceğine dair umutsuzluğa düştünüz ki ? Gelecek arkadaşlar,görürsünüz,görürüz inşallah... Doğruyu elbette en doğrusuyla ALLAH bilir...

     

    Saygılarımla...

×
×
  • Create New...