-
Content Count
1,595 -
Joined
-
Last visited
-
Days Won
4
Posts posted by Mustafa Cilasun
-
-
İnsan kul olgusundan uzaklaşınca!
Bazen
İnsanlar gaflet ve delaleti
Bir kaftan olarak giyenler
Hayatı
Keyfiyet zindeliğinde
Ve burun delikleriyle temaşa ederler
Fanilik
Kaygısı asla bunları kesmez
Adavet ve hakaret bir üslup halini alır
Şekliyet
Bunların ana omurgaları oluşturur
Keyfiyet asla bir tatmin sırını dinlemez
Aidiyet
Artık bu nefisler için
Hiçbir önemlilik Arz etmez
Belam
Kimliğinin müntesipleri
Serinletmeye azami gayret gösterirler
Din olgusu
Tekebbürle yerini değiştirmiştir
Tebaa, kronik şaşkınlığın demindedir
İnsani Değerler
enaniyet harmanında Manayı ararlar
Hiddet ve şiddet Bu zevatın hasletleri olurlar
Emanetler
Mütecavizin
Vicdanına mahkûm edilmişlerdir
Akıl,
İzan, idrak
Sürekli ötelenerek dumura uğramıştır
Meşveret
Naralara tercih edilmiştir
Şura ancak vicdanlarda hayat bulmuştur
Ülkede
Şirret gizemlerin
Karargâhı olmuştur
Yönettiğini zanneden
Tağuti güçler korkak olduklarından
Tehditler karşısında yılgınlık yaşarlar
Bu zamanlarda
Ne yapacaklarını kestiremedikleri için
Yeni mecra ve maceralar kaçınılmazları olurlar
Arza,
Hükmettikleri zannına kaptırırlar kendilerini
Aveneleriyle bulunmak zorundalar yalnızlıktan korkarlar
En vahşi
Hayvan bile bunların yanında
Çok masum kalacağı muhakkaktır
Aşkın
Derinliğinde kaybolarak Kendini
Bir şey sanan Lanetlenmiş iblis
Emre
İtaatte Âdemi beşeri dikkate dahi almamıştı
Aşk Maksuda olmayınca Cefanın Cehennemi yer alır
Emre itaat
Evrensel mesaja ait olmayınca cahiliyettir
Perde olan, set kuran, karartan esfele safilin dedir
Vuslat
Yolcuları sabrederler bulunca yemezler
İnfak ederek gönül iklimimde hazzı yeşertirler
Zerreyi
Miktar bir korkuyu sinelerinde barındıramazlar
Bedenlerinin dünya için verildiğini İdrak ederek bilirler
Kurt
Parçalamış top mermisi delmiş zahiriyeti
Hissiyat itminan olarak Sancağın Altındadır mahiyeti
Ebedin ayan olan ve zamana bırakan deruni mühleti
-
O ne muazzam bir sanattır!
Aşk
Bir hazdır
Aşk ne sabırdır
Aşk
Hal ile başkadır
Aşk halde sürurudur!
Müminleri
Anlamlı kılanda budur
Çileyi yudumlayarak solumaktır
Onunla
Barışık olmayı başarmaktır
Bir nedamet duymadan yaşamaktır
Hareket
Ve kuvvetin sahibine koşmaktır
Keşke lerden sürekli olarak sıyrılmaktır
Umut için
Cehtte bulunarak kucaklaşmaktır
Rahmetin kadrinde serinleyerek barışmaktır
-
Kelam hak tefekkür muhakkak!
Nedense
Bazı yaşlara hasredilir aşklar
Zevki kuşanan bakışlar merak için yakarışlar
Sevmek
Bahşedileni idrak etmek
Hilkatin rengiyle aklıselimle yürüyebilmek
Erdemli
Olmak ve bunu başarmak
Nedamet solumadan sabır ile kanaati anmak
Cazip
Cezbeden değil hevestir
Bilmeden yürümek nefesler için yetersizdir
Kalbin
Vuzuhu elzemdir
Hakikat için merak etmeyen zekâ fakiridir
Akıl
İnsan için bahşedilmiştir
Bilgiye ulaşmayan aşkı nasıl anlayacaktır
Veren
Bellidir, halk edendir
Kâinatın yegâne sahibi, nizamın hâkimidir
Zaman
Ömür için biçilen kaftandır
Kullanmayı bilmek adamlıkla müsavi olandır
Âdem
Kuldur, aşk uğruna iblis
Hüsrana uğrayan bühtandır ve aşkla anılır
Kıskançlık
Kul için haktır arî olan zandır
Cemal için nedamet duyulması hırsın katıdır
Azimet
Kulluk noktasında ihsanda
Fevri davranışlar ihlasla hiç bağdaşmamakta
-
Teveccühünüz sebebiyle!
Efendim,
Ne şairim ve ne de yazarım
Ben fakirane hislerini yazan bir adamın...
Adamlıktan
Maksadım, sinesinde
Hinliği barındırmayan, hilkatindeki
Gayeyi anlayan
Mizanın hesabıyla halinde
Feveran eden, aşk için zevkle oyalanmayan
Azimeti
Samimiyet bilen
Sadakati ilke edinen, tefekkür ederek
Sevgiyi
Hoş görüyü gaye edinen
Ve bu manada sinesinde yargıçlığa soyunmayan,
Evrensel
Bir mesajın müntesibi
Olarak düşünceleri art niyetli olmadığı
Müddetçe
Nezaketle dinlemeyi bilen
Hidayetin hangi vakitte tecelli edeceğinden,
Yoksun bulunan
Kalbin sahibinin nezaretine
İnanan ve halini onunla paylaşan manasınadır
Dolayısıyla
Sizlerle müşterekliğim olduğu için
Hamdü senalar ediyor ve selam eğliyorum...
-
Halin sessizliğinde yürürken!
Kendi
Halimde sessizliğimin
Hırçın dalgalarıyla başa çıkmak adına
Adımlıyorum
Halin ikliminde ahenk için
Vuzuh arıyor ve havsalamı yokluyorum
Temaşa
Ettiğim mekânlar
Soyut bir kavram niteliğinde
Manasını
Kaybetmiş biçimde
Ve karşımda bir hüzünle duruyorlardı
Nefesler
Tükendikçe zaman
Ve içinden çıkılması hayli zor olan bu an
Yozlaşmışlık
Artarak çoğalıyordu
Yaşamak muhakkak bahşedilmiş manaydı
Lakin
Samimiyet, liyakat
Sadakat çok uzaklaşmıştı sinelerden
Etrafımda
Aşina olduğum birçok insan
Hasletlerini oluşturan zan zihinleri kuşatmıştı
Tabi
Olunan, sandıklar marifetiyle
Oy toplanan, hamasi nutuklarla ekranlarda çaka satan
Zihnin
Her yanına demokrasi
Olgusunu anlatan ama içselliğinde yaşamayan
Olunca
İşler kesata el uzatıyor
Ekonomi daralıyor, akıl zadeler boy gösteriyor
Bir
Tebessüm dahi
Masrafsız olduğu halde candan esirgeniyor
Yılar
Geçiyor, asra yaklaşıyor
Can çıkmayınca meziyetler hala devam ediyor
Demokrasi
Havarileri, darbelere geçit veriyor
Kolluk kuvvetiyle birlikte hareket etmeyi örüyor
Elbette ki
Siyaset sadece dil için
Ezber tekrarı haline ve çaresizliğe dönüşüyor
-
Sen dilemeyince!
Ey naz
Aşkı gönlün sahibi
Çaresizim haklısın ki gönül senin
Ben
Şimdi divaneyim
Bilsem neyim sen kendi halindesin
Seni
Nereden bilirdim
Göstermeseydin gayretinle hislerini
Tenine
Hasretin hadsizliğini
Terennüm ettikçe yanarım soluklanırın
Yüreğinin
Güzelliğine dilinde
Şakıyan güfteye hasretim sen dilemesen de
Hüznün
İnce sızısını bilirsin
Gizlenirsin, sen metaneti seçen değersin
Ne var
Sende bir kelam et
Sabır sende, nedamet bende sen şükret
Vicdanın
Selameti kanaatinle
Aheste gidersin, sen kendi mefkûreyi kavlince
-
Sabır nereye kadar!
Yetti artık
Sumaktan usandık
Bilendir sandık, sarıldık, çok kandık
Sıkıntıyı
Hep bizler omuzladık
Şimdi takatsiz kaldık, sarardık, solduk
Millete
Her vakit hükmederler
İrfanın ne olduğunu gizlerler söylemezler
Makam
İçin sünen ve süzülenler
Haysiyet ve onuru, öteleyen hederler
Kalmadı
Duru vicdan saf kanınız
Rızayıbariyi ne vahit anlayacaksınız
Ana
Sütünüz, helal lokmanız
Çalışanlara hiç saygı duymayan cehliniz
O hırsın
Seni pek çok oyalar
İzzet ve onur söyleyin şimdi nerede var
Vatandaşın
Hali, muhalefetin rezaleti
Seçimle düzelecek mi, nerede izan keyfiyeti
Allah için
Bırakın, çalışanlar çalışsınlar
Milletin efendi olduğunu takiyye yapanlar anlasınlar
Sadece
Bir beyanla yetinmesinler,
Ülfeti bilsinler darpla değil, gönülleri fethetsinler
-
Bir devran içinde yaşanken!
Meğer
Ne kadar zormuş ayrılık
Sinede bırakmıyor hiç bir aydınlık
Zihnim
Karma karışık ahval bulanık
Nereye baksam göz kayık dil sanık
Halin
İflası demek böyle bitermiş
Nefesler şevksiz, hisler derbedermiş
Hayat
Manasını yitirir terler gelir
Her şey sessizleşirken canı iksir çekilir
İşte bir
Ulviyetten yoksunsa bu can
Ne kadar anlamlı ki aksa her daim kan
Can içinde
Can aşk ile bir sevdalan
Zira kalmaz manası ne kadar oyalansan
Aşk acıyı
Öteler, sine bir sürura erer
Sevda maksadı içinde vehmi barındırmaz
Elit takılan
Halden serinliğini anlamaz
Kalbi yürek zannedenler asla aşka kanamaz
Ancak
Ne emelin arzusuyla salınır
Esrarın perdelerinde bak gör sen neler aranır
Canı nefesler
Kiminle anlamlıdır oyalanır
Bir hayatın zikredilen sayfaları böyle kapanır
-
Kendinden habersiz bir densiz!
Aniden
Bir hiddetin içinde
Kendini bulan nedenini bilmeden soluyan
Reddi mirası
Sanki bir marifet sayan
Hala izanı kapalı olan anlamsız konuşan
Hakk nedir
Niye söylenir çileler çekilir
Onun yolunda bir engel kimlerin zevkidir
Paganlaşmak
Ki nasıl beşerin tercihidir
Dünyevileşmek uğruna akıbetler ötelenir
Tamam,
Mademki tercihin buna meyil
Kaldır kollarını al başını ne ibretlik seyir
Nakarat
Halinde durmayan sefil
Salyalarınla seril hakaretinle çamura gömül
Ne mukallit ki
Öyle bir tahkiye edendir
Rejimler ancak bu kadar delil içinde şekil
Şekliyette
Heves saldı devasa bir nesil
Bir emniyet mi kaldı yasama budandı vekil
İki mücadele
Başladı sıfatlar şartlandı kaldı
Bir ılımlı İslam lakabı kalıcı olarak mı takıldı
Layt laiklik
Sınıfta kaldı ezberciler şaşırdı
Bir despotluk gösterisi şimdilerde başını aldı
Senin tercihin
Elbette senin en değerli şevkin
O vakit ki niye gücenirsin hiddet için elverirsin
Bilmez misin
Sen kimin derdisin nereye gidersin
Aklı başında kelam etmek için hiç düşünmez misin
Seni sana
Bıraktım artık çünkü korkaksın
Arı umursamayan ne betbah arsız bir bühtansın
İnsanlık tanımazsın,
Hakkaniyeti hiç bilmezsin zansın
Sen kendi kendine mücadele eden sefih yaratıksın
-
Sizi uzaklarda anarken!
Meğer
Biliyormuşsun
Sana olan deruni hislerimi
Tükenmek
Bilmeyen sevgimi
Yüreğinden neşet eden şevki
Yine
Sen bir kez olsun
Söylemeden kaybolup gitmiştin
Sorduğun
Soruda dikkate mucip
Ne kadar güzel bir zarafetlik vardı
Senin
Hakkındı istediğin,
Netliği söyleyemeden çekip gittin
İlginçsiniz
Derken haklıydınız
Hali benden alan sizdiniz biliyordunuz
Görmediğim
Bir gerçek asudesiniz
Siz herkesten farklısınız manalısınız
Tanıdığım
Hiç bir kemani yok
Tuvali olan çok, ama senin gibisi yok
Yazan çok
Lakin hezeyan bir kok
Hasreti çekilen manalar şimdilerde yok
Güzelliği
İlla tende arayan
Bir can kimliğinden azadeyim, değilim
Manaya
Hep hasret kalmış
Böyle yaşamış çok aciz olan bir sefilim
Sizde ki
Mevcut mana ahengine
En kalbi hislerimle muhakkak ki kefilim
Çok
İlginç bulsan da
Ben kendi halinde garip bir fakirim
-
Sen sabrı terennüm eden değersin!
İnsan bu
Tutulmak ister mi derde
Kederler salıverilir nasibin kavlince
Sabır ki
Hak getire var kim ne diye
Çekiliyor çiller Hakk şükür dirliğinde
Mücerret bir
İman hasleti mi ne zaman
O hanlar ki mazide kalan göçenle anılan
Kandı cihana
Meydan okuyan ve bağışlayan
Canlardan boşalan anılar ki anlam bulan
Nasıl sevda ki
Uğrunda ne can-ı hazan
Canan için can hıraş olan hasreti yaşayan
Nameler yazdıran
Tefekküre daldıran bir can
Halin içinde dem alan hasretiyle yoğrulan
Senden arta
Kalan ahenk şevkiyle anılan
Murat için muştu salan haşyetiyle yanılan
Can içinde bir
Canı yaşayan ne kutlu insan
Toprağın kokusuyla anılan hazzı yaşatan
Sen ki bir
Cihanın öznesi göz bebeği ferisin
Dirlik içinde şevk kaynağı derdin devasısın
Sen rahmetin
damlası, dalın yaprağı anasın
Sen ki himmetin membaı hanımların zatısın
-
Aşk can içinde hazanı resmediyor!
Hayatı
Anlayarak yaşamak
İçin yaratılmıştır her bir nefes
Sır perdesi
Aşkın sebep sonuç ilişkisi
Ve onun enginliğe yaşanan merhalelerini
Bir sevdanın
Coşkusuyla solan gülleri
Alıp götüren yel misali can içindeki kederi
Hilkatin
Sebebiyken serdedilen
Sevginin katlarını yudumlarız haz alırken
O zaman
Yaklaşırken kuşatır hissiyatı
Sessizce hiç bir paniğe geçit vermeden
Vefayı
Görmezden gelmeden
Seni beni öncelemeden aşka giderken
Kuşkuları
Hiçleyip dikkate almadan
Duyguları bir kudretin kuşattığı zaman
Merak içinde
İçselliğe salınırken o an
Seni senden alan kendine katan zaman
Katrenin
Düşlerinde haşyeti salan
Kalmıyor hükmü anlık hazlarda yaşanan
En mücehhez
Kıldığımız savrulduğumuz
Ne derlerle avunduğumuz zahir algılarımız
Kuşatan esrar
Perdesinde ki meçhul adımımız
Hiç tahkiki öncelemeden herkes misali giderken
Aşkın izlerinde
Nefeslenir sevdaları itiraf ederken
Bir aşkı ilahi kuşatmasında her bir şey yenilenirken
Yepyeni anlamaları
İçerirken o beni bir hanif yaparken
En sevgiliyle nazarın hazzıyla bakarken onu anarken
Hiçliğin figanında
Sefilliğin ahında zahiri aşka bakarken
Anlamlar içinde ki manayı terennüm ederek yaşarken
Aşkı
Hazzı sevdayı bu mihenk
Üzerinden yeniden siz değerlere anlatırken
-
Anlaşılmak kelimelerin vecdiyle bakmak!
Değerli dostlar öncelikle zatımı irşat etmek maksadıyla
Katkı sağladığınız için elbette ki çok teşekkürler ediyorum.
Edep, edebiyatçı kimliğinde muhakkak ki çok ehemmiyetlidir.
Çünkü dili hakkıyla onlar bilir, bu bakımdan onun gereklerini önceleyendir.
Ne kadar çok bilirse bir o kadar da mütevazıdır.
Zira bir manada edep hal cihetiyle yüzleşmedir.
İnsan dikkati oranıyla, hissiyatın itminanlığıyla değerlidir.
Lakin yaşanılan hali hazır hayatta sosyolojik şartlar ve mekânlar
Günlük kullanılan dilin çok kitabı olmasının önüne geçmiştir zaman zaman.
Oysaki çok zengin bir dilimiz mevcut iken,
Eve beyinlerden nesillere tebarüz eden aile ortamlarında, iş dallarında,
Mekânsal farklılıklarda, huzur evi dağarcığınca kendilerine özgü normlar vardır.
Şahsen ben edebiyat dünyasında bir alaylı olarak bulunmamın tek gayesi,
yıllara sâri olarak sinemde hapsettiğim düşüncelerimi ve silinmeyenlerimi iddiasız olarak günlük kullandığın dilin akışıyla okurlarıma ulaştırmak, bu manada paylaşmak ve bir kayıt altına almaktır.
İlgili olduğum birçok siteden de bazen benzer kelimeleri
anlaşılma zorluğundan bahseden değerli okurlarım olmuyor değil.
Ancak ben her okuduğum edebi bir çalışmanın anlaşılması için
nasıl tahkik etmeye ihtiyaç duyuyorsam, bu hakkın diğer merak eden kıymetli dostlar içinde önemli olduğunu inanıyorum.
Kısacası demem odur ki;
“"...Kadrelerinde nefeslenirken hilkatimin muvacehesince
...Nizamlara vaziyete eden
...Tevdi edilen canın nihayetini beklerken
...taltif edilen bu şefkatin emanetçisi"
Diye merak edilen cümlenin zatımca muhtevası şudur.
“Anların içinde nefes alırken…
Yaratılma sebebimle yüzleşirken…
Bir nizam dâhilinde tanzim edilen insan…
Kendinden sadır olan düzenleri ihdas ederken…
Kendisine emanet olarak verilen ruhun…
O anı ve bitecek zamanı gözlerken…
İnsan olarak ihsan edilen şefkatin korucusu bulunmasıdır.”
İhtiva ettiği anlam karşısında bu açıklama dahi sanki yetersiz!
Hissederim ki bu açıklama dahi tarafınızca kıfayetsiz bulunacaktır.
Dedemden, babamdan ve katıldığım cemiyet ortamlarından
öğrendiğim kelimeler ritmik ölçülerle tam karşılığı olmaya bilirler.
Zaten öyle bir iddiamda yok.
Fakat müsaade ederseniz çalışmalarımda kullandığım bütün kelimelerin
illaki öz Türkçe olacağı yönünde bir gayretim bulunmadığı kesin olarak bilinmelidir.
Kitap… Defter… Kalem…
Kelimeleri nasıl bir zenginlik sunuyorsa ben şahsen böyle değerlendiriyorum. Anlamayı dilemek bu manada sabretmek elzem olan değil midir sizlerce de?
Sizin edebi bir vasfınız olabilir, elbette ki saygı duyulmalıdır.
Fakat zatımın bu yönde bir uzmanlığı olmadığından karakalem olarak bazı çalışmalar yapmaktayım.
Bu site size ve sizin gibi uzmanlar için şayet varsa ve bu manada çalışmalar yağıyorsa ben huzurunuzdan derhal çekilirim bir rahatsızlık vermemek için…
Bu manada çok değerli Tayyibe Atay hanımefendiye daha önceleri olduğu gibi müşfik, oldukça kalender, fevkalade seviyeli katkıları olduğu için bir kez daha kendilerine teşekkürler ediyorum, sizlere de bu vesileyle sağlık ve afiyetler diliyorum.
-
Senin halinde şevke kavuşmak!
Uzandım o ellerinde tuttuğun çiçeklere
Ne kadar hak ettiğim benliğin derdinde
Seni halk eden Halikın hükmüyle nefese
Bir aşk ikliminde çekilen hasret şevkiyle
Ne anam ve nede babam, o aşka susayan
Günlük öğün için nefes alan her türlü can
Damarlarda dolaşan kan kalple anlamlaşan
İnsan suretinde olarak ruhuna bigane kalan
Çileler sabrın alyanslarıdır rızayı bari olursa
Nefesler çok anlamlaşır hakkaniyet aranırsa
Ne derler kaygısı, muvahhit kişiliği bırakırsa
Her halin şahitliğine bir idrak içinde bakılırsa
Ne geceler, nede hileler insandan arî değildir
İnsan, kalbiyle müsavi olursa o zaman kanidir
Canilik nefsin tasarrufunda olan iradi tercihtir
İmtihan, yaşla ilintili olmayan aşikâr gerçektir
İnsan, bu manada iradesiyle hesabını bilecektir
Ruh safidir vicdan hükmün sahibini bekleyendir
Kalp insanın en değerli olan yegâne hazinesidir
Duygular nizam edilmedikçe su mesabesindedir
Nisalar yaprak misali çok narindir çiçekle şevktir
Gülün emanetiyle arzı cihanın şefkat pınarlarıdır
Himmet için rahmet için kaçınılmaz olan varlıktır
İnsanlığın anası aşkların harikası bulunan sevdadır
-
Nefeslerin ikliminde giderken!
Ah can ne ben yanayım ne sen ağla
Batın dar boğazında bir çare arama
Umutsuzluğa kapılma sabırla uyukla
Halin dirliğinde sen kalbini soldurma
Gülü koklama, dikeniyle bir çare ara
Cazibe karşısında heveslerine kapılma
Nihayeti idrak edemeden zevke dalma
Sen hilkatinle bizar olma, aşksız kalma
Düşün hissettiğin ülfetin kadrini düşün
Hükmün sahibine hamd olmazsa ne işin
Hazan içinde sararan yaprakları süzüşün
Toprağın dirliğinde seni bekleyen gidişin
Sukut eylesen ne çıkar, dil zaten avare
Ten sensizlikte aramaz hâlbuki bir çare
Nefsin seninle haşyet içinde olur kepaze
Sen bir yargıç olma, zulmünle korkutma
Hâkim, zerreler içinde verilir her hüküm
Belleğin boşsa sökün eder adavet höykün
Kitabı celil sana olur en muteber bir kefil
Güle hasret duyma, sen o emanetlere sarıl
Darlık yaşanır sinelerde bir mefkûre yoksa
Kan boşa mı akacak kalp sahibini anmazsa
Mahzun gözler çok yaş akıtır çaresiz kalırsa
Şifa için yatan hasta ihsan için kime sarılsa
Dertler yalnızlıkta öyle katlanır ki besbeter
Takat ne yapsın olmaz ise muhabbeti bedel
Can ruhuna bigane kalp onsuz bulur mu çare
Ey Hak senin bahşettiğin rahmetin hükmünce
Bir kıvılcım yanmalara sebeptir sineler boşsa
Halin esenliğinde bir aşk yoksa bulunmuyorsa
Varlık Hak yolunda tasarruf için tutulmuyorsa
Nefs bir rehavete kapılarak dünyaya kanıyorsa
Ne denir kime ne söylenir vakit gelince emirdir
Nefs ruh dirliğinde sana verilen bir emanetindir
İrade nizam içindir kalbin dergâhında ne gizlidir
Aşk bu manada senin için en muteber bir ülfettir
-
Açılan sayfalar baharla anlamlılar!
Baharlar, sineler için açılmış sayfalar
Ruh itminanlığında yudumlanır hazlar
Niyazlar kul için tükenmeyen arayışlar
Hükmün sahibiyle muhabbetli sevdalar
Ne aşklar, nede anlamsız olan kaygılar
Bilinmez ne zaman bitecek ön yargılar
İdrak edilmeyen hilkatle bir soluyanlar
Kalbin nizamından habersiz olan canlar
Beyan edilen aşklar insanlar niçin ağlar
Hissiyat kim için yakarışlar içinde sızlar
Uzuvlar, bitecek anın şahitliğinde ağlar
Lakin ruh, ten ekseninden olacak bizar
Salkımlarda sunulan kirazlar kimi anar
Kuşlar, melekût âleminden birer nazar
İnsan için bahşedilen hazlar, nasıl yaşar
Çatılan kaşlar serencamında aşk ne arar
Gönlün aç iken, lisanın beyanı anlamsız
Hal ikliminde edep yok ise örtü manasız
Kalbi aşklar zarafet içinde olamaz yarsız
Yar arsız kan kaygısız, ruhlar ki vicdansız
Hissetmek halin dirliğinde nefeslenmektir
Himmet etmek bahşedilen için verilmelidir
Şefkat göstermek, o sevginin banine sevktir
Sabretmek, nasip içinde gizlenen hikmettir
-
Hayatın esrarında bir nefes alırken!
Güzel bir gün görmedim, avaredir gönlüm
Sarf eylediğim sözüm hali anlatsın dilerim
Şimdi kime ne söyleyim kimden ne dileyim
Sabrın güzelliğinde kopan yaprağı dinleyim
Uçan kelebeklerin rengiyle hemhal ederim
Martıların o nakaratlarında azimeti izlerim
Balıkların derinlerde rızk için sabrını bilirim
Ben hederim, kulluk konusunda derbederim
An, zaman içinde Ummanlaşan candı aranan
Bir dirlik olmazsa ne işe yarayacak akan kan
İnsan, kulluğu konusunda noksanlığı yaşayan
Cihan içinde nizamın hasretiyle sancı yaşayan
Dünya, insan için yalan olmayan, birçok hülya
Uykularda gizlenir esrarı teslim olmuş vuzuhla
Zamanın akışında nasibin bulacağı her baharda
Yapraklar arasında anlam bulan renkler arsında
Toprak, ne kadar berrak olan bir hakikati hesap
Nefis ile verilecek anılar girdabında yoktur rahat
Kalk birde kendi haline bak heveslerin kat be kat
Mizan ile bir vuzuh bulacaktır her hakikati azamet
-
Yürek içinde gizlenir suhulet!
Artık ne sen, nede sensiz bir dem
Halin hıçkırıklarına deva olmuyor
Sine mahzunlaşıyor takat kalmıyor
Gözyaşı dur durak bilmeden akıyor
Bilirdim ki sakinin elinden içilir acı
Kime keder olacak yârin kalan sacı
Yürek sancısı, yan ağrısının kalması
Ayazlarda yeme hasret kuş sıkıntısı
Her kim olursa olsun ne fark edecek
Çöp atıklarından beslenen ne edecek
Halini kime arz edipte şikayetlenecek
Rehavet içindeki insanlar fark edecek
Nisalar kararmışlar, azimle aranmışlar
Atıklar içinde bir hayat hakkı aramışlar
Seherin serinliğinde merakla solumuşlar
Birkaç kâğıtla mutlu olmayı başarmışlar
Varlık içinde alınmaz haz, çilelerle niyaz
Sevda bendinde hissedilir, en deruni yaş
Kal sende bir kalk seherlerle yaşa bir haz
Kalmasın gönül baharında mahzun bir yaz
Dil kurur, gönülde gurur, hani sende onur
Aidiyetin hükmüyle söyle kimden korkulur
Ardı sıra her can bir maslahata konuk olur
Azimet unutulur ar kaybolur can öyle solur
Artık fark et, sineden sökün ediyor edep et
Ruhun ahenk içinde olmasıyla yapılır davet
İnsani halde aranır her türlü yakınlık hisset
Ona göre hükmet, sevgi varlığın için şükret
-
Çiçekle anlaşılır sabrın güzelliği!
Ne kadarda sabretmekten yorulsam
Koşar adımla sen geliyorsun aklıma
O vakit melalimi bir umut kuşatıyor
Ufkum açılıyor kalbim çok ferahlıyor
Senin halinde esrarını koruyan zarafet
Ülfet içinde en bariz sunulandır buket
Tevazu içinde nefeslenilen, her külfet
İhsan için en güzel çağlayandır bereket
Ne çok sayfalar yazılır kitaplarda basılır
İnsandır, bilgiye ulaşmak için okumalıdır
Tahkik için merak şarttır o gayret haktır
Nasip nerede saklıdır tecelli çok farklıdır
Her can heveslerin dirliğinde anlamlaşır
Lakin idrak için insan olana idrak şarttır
Ne kaş caziptir, ne göz kiptir bilgi asıldır
İnsan hakikati anlayan en şerefli varlıktır
Bizler müşahede ettiklerimizle değerliyiz
Vakıf olmak için sabırla terennüm ederiz
Açziyet içindeyken neler hissederiz biliriz
Rahatlayınca da rehavetten ödün vermeyiz
Kimiz, ne için hoşgörüden cimrilik ederiz
O vakit kime ne ederiz husumet içindeyiz
Takiyyeler içinde o sevgileri servis ederiz
Özel ihtimam bekleriz, hederiz, heceleriz
-
Dil çaresiz gönül dirliksiz!
Kuşatmışsa dilimi şayet bir hezeyan
Hale tesir etmez, asla idraksiz kalan
Sen oyalan mühlet içinde anlamayan
Anlamadan nefes alan aşkı solumayan
Dert ki tenin dirliğinde bir nihayettir
Derbeder olan ancak hali bilmeyendir
Kalbin sahibi kimdir hissetmeyen bilir
Hezeyanlar içinde o kendiyle konuşur
Ah Rabbim verensin, sen bahşedensin
Rahmetin için verdiğin süreyi beklersin
Sen en güzel yârsin ölümü halk edensin
İnsanı bilen ona en güzel şeref verensin
Düşünmeli bir insan, lekeleri karşısında
Bitmeyen nefeslerin azameti konusunda
Var olan hukukun muhafazası hususunda
Hükmün sahibinin hoş görüsü noktasında
Anlamalı o insan hep bağırıp çağırmamalı
Hata karşısında, mağdura mühlet tanımalı
Hemen kararmamalı, muvazeneyi anlamalı
İnsan olduğu için onu bahşedeni hatırlamalı
Ne can ve nede kan insan içindir her zaman
İnsansız arzı cihan ne kadar anlamlaşır biran
Akledense bir insan ruhuyla o kalbini anlayan
Sağlık içinde hamd ile kulluğun gereğini yapan
-
Mezarlar içinde açılan sayfalar!
Onca
Yaşadıklarımız, acıyla
Neşesiyle zenginliklerimizdir
Oysaki
Henüz yaşarken farkına
Varamadığımız nakşeden izler oluşmuştu
Efkârın
Bulvarında adımlarken bu izleri
Zaman mefhumu durmuşçasına yeniden yaşarız
Yaşanmışlar, ancak
İbret alınırlarsa anlam bulurlar
İbret alınması için, kayıtlara girmesi aslolandır
Aşkların örüldüğü
Sırların gömüldüğü mezarlarda
Geceler misali asudeliğiyle haşyeti yaşarlar
Aşkı, sırrı, mezarı
Ve geceyi yaşayanlar olarak
Yazarsak şayet gelecek adına anlaşılır oluruz
Kuş ve ağaç
Gül ve diken, su ve balık dünyada
Gezegenler ise kozmik âlemde yol alıyorlar düşünülürse
İnsan denen
O muhteşem varlık
Her ikisinde de yol alıyor, hükmün sahibi bilinirse
Yaşadığımız yılların
O zaman dilimindeki farkı ne kadar anlaşılırdı
Bunun gerçekliğini, efkârımızın derinliğinde solumak dilenir
Hafızam da
Silinmezler bölümünde bulunan
Çaresiz kaldığımız hıçkırıklarımızla demlenen feryadımızdır
Bir duruşu
Olmayanlara isyanımızdır
Himmeti, hizmeti, nimeti karıştıranlara, reddimizdir
Konuşmak
Koklaşmak, barışmak, yarışmak
Kaygısıyla gafletimizin en bariz yansımalarıdır
Manasını
Kaybetmiş bedenler
Bila istisna mekanikleşmişlerdir, monoton betonlaşmıştır
Mekanikleşen
Bu bedenler, mezarlara da,
Manzara keyfiyetiyle bakmayı asla ihmal etmezler
Oysaki
Mezarlar, zahirin
Bittiği nihayetle anlamlaşan mekânlardır
Ruh kalp için vardır
İnsan onun nizamı için bahtiyardır
Ufki darlık yaşayan can düşünelim kimlere lazımdır
Aşk onunla
Sevda o yolda hali anlatır
Güller koklanır, iklimler böylece çok anlamlaşır
-
İnsan tuğyan içinde aşkı arayan!
En mübariz olan hasletler kurutuluyor
Tefekkür adım adım insanı terk ediyor
Hisler tarumar oluyor vicdan kararıyor
Zaman insan için sanki yerinde sayıyor
Aynalar boy boy duvarlarda boy ölçüyor
İnsan, suretine bakıyor halinden geçiyor
Vehimler içinde bir adalet taksim ediyor
Zanlar ne hazindir ki finali galip bitiriyor
Mutlak hükümler azimetle itibar bulurlar
Ruhsatı ihsandan uzaklaşanlar kullanırlar
Vakti kuşanmak, seherlerden önce başlar
İnsan, rızayı bari için yaşar hizmete koşar
Sineler fetihlerden azat edilince ne yapar
Hurafeler içinde, sen düşün bahar mı açar
Ekranlar sabi zihinleri tuğyan içinde oyalar
Kan akar, husumet azar, insanda ona bakar
Maksat içinde maksat vardı kitabı celil kaldı
İdrakler için, asırlarca ümmetçe anlaşılmadı
Şuralar kalktı o tavaf anlaşılmaktan uzaklaştı
İnsanlar akidelerinden soyutlanarak kandırıldı
Her adımda bir cami söyle cemaat şuuru hani
Hatim indirmek kolay, o an yazan hüküm fani
Zevklerin içinde yapılıyor, heveslerin içtiması
Efrat melülleşiyor azimete hiç rağbet olmayalı
-
Duygular seni alıp götürmemeli!
Duyduğum
Çok zarif bir keman sesiydi
Hissiyatım kendince dalgalanıyordu
Alamıyordum
Kendimi, sesin geldiği yönün
İstikametine doğru öyle adımlıyordum
Çok eskilerde
Küllenmiş sayfaları tekrar
Gün yüzüne perdeleriyle çıkartıyordu
Oysaki ben
Tamburun perdelerinden
Süzülen, varlığın ahengini nağmeyi severdim
Birden sergi
Açılmıştı önümde farklı farklı
Hatıraları anlatan, ibret için zorlayan bazdı
Duygularım
Kendiliğinden akıyordu
Hissetmek bu kadar mı aşikâr farklılaşıyordu
Gönül bu derler
Bırak gittiği yöne diye isterler
Hakikat karşısında daha sonra taaccüp ederler
Hislerin sahibi
Muhakkak vaziyet etmeyi bilmeli
Yoksa onun var olan iradesine nasıl güvenmeli
Heveslerin engeli
Kanaat ile çaresizle zikredilmeli
Bir sivilcede kıvılcımın mazisi idrak edilmeli
Nağmeler
Anıların güzelliğinde dinlenmeli
Asla bir nedametle gölgelenmeden nefeslenmeli
Pişmanlık anlıktır
Zamana yayılan en önemli zarardır
Kar farklıdır onun beyazlığında ne hikmetler saklıdır
İnsan candır
Kanın hükmünü bilen yardır
Ruhun itminanlığındaki kalp istikametle sıratı bulandır
Aşk kalbin tadı
Ruhun cilası, vicdanın kalesidir
Hilkatin asliyetini bilmeyen vaziyet edememektedir
-
Sizinle kalbi muhabbet!
Siz ki aşka nazar ederken,
Kalemin rüknünü bilirken,
Ruh ekseninde terennüm ederken,
En sevgiliye hasret bir hicranla anlatılır...
Hazan bunun için anılır,
Aşiyanlara niye bakılır,
Bülbüller feryadıyla ne anlatır…
Nisalar… Muhterem ağıtlar…
Hasreti koklayan o yanıklar…
Yazılar…
Hal ikliminde seyretmezse merak ederim neye yarar…
Bin bir çeşit senaryolar,
Kimler için kalbin sahibini unuttururlar…
Yazılanlar…
Belleklerde yerini alamıyorlarsa, hezeyandan ne farkı var…
Siz ki hissiyatınızla sörf ederken,
Varlığın kime ait olduğunu bilirken,
Tenin hükmüyle heveslerini öteleyensiniz…
Mana ikliminde bir zerre olmak
İçin gayret gösteren nefessiniz
Bir takdir, itminanlık için haktır
Bir tekdir, düşünen için nimettir
Tenkitler eğer anlamlıysa güzeldir
Ahenksiz konuşmak kalbin zilletidir
Size hasetsen niyaz eğliyorum
Halinizin asudeliğine gıpta ediyorum
Sizi sevgi ve muhabbetlerimle selamlıyorum…
* Mustafa Cilasun Şiirleri *
in Kendi Yazdıklarınız
Posted · Report reply
Yüreği dağlayan hisler!
Bizler
Hicran sızıyla insanız işte
Tutulmuşluğun bir perişanlığın da
Akan
Kanayan gönül acısında
Gönlümüz hiç elvermez hazırız işte
Yüreğim
Zaten yaralı kuş misali
Kanat çırpar mana kokan esintilere
Haşyetle
Bakan hoş kalbi gözlere
Anlam yüklü sözlere hal güzellerine
İstemem
Billahi sendeki emanet teni
Neyleyim sevdasız nefeslerin ellerini
Gönülden
Anlamayan sinedeki edebi
Arzularım o vakit teni bekleyen kefeni
Ey canı
Canandan bizar bırakan insan
Sende bir gün bunu yaşayacaksın inan
Vallahide
Aşksız bir can manasızdır kan
Aşk içinde dem alan ne güzel bir insan
Hani
Uçan kuş acımasızca vurulur ya
Aşk ile uçarken o kanatlarını çırparken
Çakılır
Aniden, her şeyden habersizken
Tıpkı benim gibi cansız düşer teninden