Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

kevser

Üye
  • Content Count

    176
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by kevser


  1. Yalnızlık ne zor!

     

    1998 yılında öğrenciydim. Birkaç arkadaşla bir sitede kalıyorduk. Hemen her gün bir yerlere davetliydik.

    Ancak o gün benim derslerim dolayısıyla davete icabet edememiş ve iftara az kala ancak eve yetişebilmiştim. Hemen kendime bir şeyler hazırladım. Sofra başında ezanı beklerken oturduğumuz sitede herkesin sofra başındaki şen şakrak hâlleri bende derin bir hüzne yol açtı. O an ne kadar yalnız olduğumu hissetmiştim.

    Ezan okunmasına karşın lokmalar boğazımdan geçmiyordu.

    Ahmet Turan Alkan'ın kitabında geçen cümlenin hakikatina o an varmıştım:

    "Dünyada hiçbir insan iftar sofrasında yalnız kalan insan kadar yalnız değildir!"

    Semih Genel, Ankara (ZAMAN-13.09.2008)


  2. Onurlu mü'min

     

    On yıl önce Ağrı'da arkadaşlarla aramızda para toplayıp, ihtiyaç sahibi ailelere gıda yardımında bulunuyorduk.

    Bir Ramazan akşamı harap bir viranenin kapısını çaldık ve el arabası ile çalışıp 6 kardeşine bakmaya çalışan 20 yaşlarında akranımız olan bir gence yardım etmek istediğimizi söyledik.

    Genç kaşlarını çattı ve bir yandan lastik ayakkabısını ayağına takarken bir yandan da;

    "Şu ileride bir ev göstereyim size, onlar çok perişan oraya verin kolinizi!" dedi

    ve tüm ısrarımıza rağmen yardımı almadı. Evlerinde iftar ve sahur için sadece peynir ve zeytin vardı ama komşusuna yolluyordu götürdüklerimizi. Başkentte yaşıyorum.

    210 dairesi olan ve zevk için araba koleksiyonu yapanları biliyorum. Acaba nasıl uyuyorlardır?

    Savaş Tanır, Ankara (ZAMAN-13.09.2008)


  3. Aşk,bir duygu olarak göz,gönül ve kulak menfezlerinden insanın iç alemlerine akar;vuslata dek de ,bir baraj gibi şişer,bir çığ gibi büyür ve bir alev gibi insanın her yanını sarar.Aşk vuslatla noktalanınca, her şey durgunlaşmaya yüz tutar; ateş söner,baraj boşalır,çığ da dağılır gider

    ***


  4. Ana Kuzusu

    Cuma namazındaydık. Sağ tarafımda yaşlı bir adam, onun sağında ise tek kişilik boş yer vardı. Yaşlı adam, farza kalkarken arkaya döndü ve boşluğun gerisinde duran 14-15 yaşlarındaki gence:

    -

    Saf'ı doldur evlat, dedi. Gel yanıma.

     

    Çocuk, mahcup bir ifâdeyle:

     

    - Mümkünse burada kılmak istiyorum, diye kekeledi. Oraya başkası geçebilir.

     

    Yaşlı adam, çocuğun üzerinde bulunduğu uzun tüylü yeşil halıyı göstererek:

     

    - Ne o dedi. Yoksa orası daha yumuşak diye mi gelmiyorsun?

     

    Ve öfkeyle devam etti:

     

    - Anne kuzusu, ne olacak...

     

    Namaz bittiğinde, yaşlı adamın Cuma'sını tebrik ettim. Arkadaki genç de gelerek onun elini öptü. Adam, söylediklerine çoktan pişman olmuştu. Delikanlının nurlu yanaklarını okşarken:

     

    - Sana 'anne kuzusu' dediğim için kusura bakma yavrum, dedi. Bir anda ağzımdan kaçtı işte...

     

    Çocuğun gözleri dolu doluydu. Başını yere eğerken:

     

    - Bu söylediklerinizde haklısınız efendim, dedi. Üzerinde namaz kılmak için ısrar ettiğim halı, vefât ettiğinde annemin tabutuna örtülmüştü. Orada secdeye kapandığımda, sanki beni kucaklamış gibi oluyor da...

    Cüneyd Suâvi (Hayatın İçinden)


  5. Çorbadan sonra tatlı

     

    Konya'nın Seydişehir ilçesinde Hasan abimiz bizi iftar yemeğine davet etmişti.

    Önce çorbalar geldi. Sonra da tatlılar.

    Hepimiz şoktayız. Mecburen yedik. Daha sonra pilav ve türlü daha sonra da börekler ve dolmalar geldi.

    Şokumuz devam ediyor. Meğer buralarda âdet böyleymiş...

    Tabi daha sonraki iftarlara hazırlıklı gittik...

    Muzaffer Artık, Mardin (ZAMAN-12.09.2008)


  6. Ramazan çadırı gibi!

     

    Yakınımızdaki yurtta öğrenciler kalıyordu. Biz de 15 öğrenciyi iftara davet etmiştik ama son anda arayıp gelemeyeceklerini söylediler! O kadar yemek hazırlanmıştı.

    Yurdun idarecisini arayıp, 'bari yeni bir ekip oluştursanız' diye rica ettik, "Mümkün değil, yurtta şu an hiç öğrenci yok!" dediler. Hanım, "Bey, koş sokaktan kim rastgelirse iftara davet et." Dedi.

    Öyle yaptık, 15-20 kişi iftar sofrasındayken zil çaldı.

    Aa, gelemeyeceğiz diyen gençler "ayıp oldu" deyip gelmişler.

    Az sonra ikinci zil, bu grup da yurt müdürünün "Abimize ayıp oldu."

    ekibi! Olduk mu evde 50 kişi! Ama Rabb'im bereketini veriyor, o yemek herkese yetti, neşe içinde bir iftar geçti. Recep İmre (ZAMAN-12.09.2008)


  7. Boyalı iftar

     

    Öğrenciyiz. Ankara Polatlı'da bir ablada iftardayız.

    Ablamızın leziz yemeklerini yedikten sonra gitmek için kapıya yöneldik.

    Kapıyı açınca da şoke olduk. Ayakkabılarda bir değişiklik vardı.

    Bütün ayakkabılar pırıl pırıl boyanmıştı.

    Biz yemekteyken ablamız bizim toz içindeki ayakkabılarımızı boyamıştı.

    İnce ve şefkatli ablamızdan Rabb'im ebeden razı olsun

    . Nurhan Kandemir (ZAMAN -12.09.2008)


  8. Bittiğim an!

     

    Adana'dayız. İftar davetine gitmek için otobüsteydik. Sıcaktan nefes alamıyoruz.

    Otobüsün bir camı var ki sıkışmış açılmıyor. Gencin biri zorluyordu, "Çekil bakayım bu benim işim!" dedim.

    Ne kadar zorladıysam ııh, açamadım! Az sonra bir bayan geldi.

    "Camı açar mısınız?" dedi. Ben "Açılmıyor, çok zorladık!" deyip son kez denedim.

    Olmadı. Kadın "Bismillahirrahmanirrahim" diyerek camı açıverdi!

    O an nefsimin yönlendirmesiyle güya bir izah cümlesi sarf ettim, "Oruçluyuz ya, ondan açamadık herhalde!" dedim. Hanım, "Ben de oruçluyum!" demez mi? O an çok utandım.

    Ekrem Yılmaz (ZAMAN-12.09.2008)


  9. Bugün Gazetesi yazarı Aykut Işıklar olayı şöyle kaleme aldı.

     

    Bölücü çeteye bir dilekçe ile başvursun !!!

     

    Star TV'de pazar akşamları ekrana gelen Alaturka Popstar programının sunucusu (aynı zamanda yapımcısı) Osmantan Erkır çok kibar bir delikanlı. Kendini sanata ve Ebru Gündeş'e adadığı için, galiba gazetelerin birinci ve üçüncü sayfalarını da okumuyor. Program sırasında Star TV 'terör haberi verince' çok bozuldu.

     

    'PKK eylem yapmak için hep de pazar akşamını mı buluyor' diyerek söylendi. Programındaki tempo düşünce reyting de düşüyor ya. Adamın derdi bu...

     

    Şehit olan 6 Mehmetçik umurunda bile değil sanki. Hem bu hain cinayetlere eylem de denmez. Vahşettir onun adı... Osmantan Bey, bölücü çetenin şefine bir dilekçe ile başvurup, pazar günleri tatil yapmalarını istese ya!..

     

    (ZAMAN-11.09.2008)


  10. Karabiber toplarına ve ""Ben teraviye anca yetişiyom! Sizi başkası gurtarsın!" a bayıldım.. :) Hepsi çok güzel..Allah razı olsun kevser

    senden de allah razı olsun kardeşim...

    sen de bizlerle paylaşımda bulunduğun için teşekkür ederim varsa daha zevkle okumak isterim :D :D


  11. Bir kısım öğrencilerimi, ''Şairler Sultanı''na götürmüştüm. Kalabalık bir genç topluluğu karşısında görünce çok sevinmiş, onlara çok önemli tavsiyelerde bulunmuştu. Üzerinde en çok durduğu husus ise, '' imanda derinleşme '' ve ''sahabeye benzemek'' hassasiyeti idi. Sohbetin bir yerinde, ben de Bediüzzaman'dan bir söz naklettim:

     

    ''İman hem nurdur, hem kuvvettir. Hakiki imanı elde eden adam, kainata meydan okuyabilir.!''

     

    Ancak Necip Fazıl Bey, devamına imkan vermedi ve dedi ki:

     

    ''Sen hangi sıfatla bediüzzaman'dan bahsediyorsun?''

     

    Tabi bu soru beni hem şaşırttı, hem de heyecanlandırdı.

     

    ''Hiç bir sıfatım yok efendim. Sadece eserlerini okurum.'' dedim.

     

    '' O halde o zat hakkında konuşmak, senden çok benim hakkım...''

     

    Şaşkınlığımızın iyice arttığını fark edince de, şu açıklamayı yaptı:

     

    ''Ben sultanahmet'te Hazreti ziyaret edip elini öptüm. Bana,'seni yirmi yıllık talebem gibi kabul ediyorum, dua ediyorum.' dedi. 'Büyük Doğu'yu okuttuğunuve beğendiğini ifade etti.''

     

    Sonrada bir soru üzerine, şu açıklamayı yaptı:

     

    ''Bediüzzaman'ın klasik manada bir tahsil hayatı yoktu, o vehbi ilme mazhardı. Bilhassa yılmak bilmez mücadelesini, korkusuzluğunu gençler çok öğrenmelidirler.''

     

    Bediüzzaman hakkındaki bu görüşleri, hepimizi çok sevindirmişti. Bende bu mutlu havadan istifade ederek, çoktandır merak ettiğim sorumu yönelttim:

     

    ''Efendim, siz de Bediüzzaman gibi mukaddes davamız uğruna hapislere girdiniz. Ancak sizin dilinizde hapishanenin adı, zindan... Dayanılmaz acıların, ıstırapların yılanlı kuyusu... Bilhassa da 'CİNNET MÜSTATALİ' adlı eserinizi okuyunca, adeta biz de sizinle birlikte zindana girmiş gibi oluyoruz. Halbuli Bediüzzamannın hapishaneleri, Medrese-i Yusufiye.. İman hizmetinin kesintiye uğramadığı, aşkla, şevkle çalışılan Nur mektebi... Bu farkın sebebini öyrenebilir miyiz?

    Dedi ki:

     

    ''Her insan ayrı bir alemdir. Maddesi manası; bedeni ruhu aynı olan var mıdır? Tabii bir de hayat tarzı... Bediüzzaman, hapishaneye, zaten hapishanedenfarksız bir hayattan gidiyor. Ben ise, işte butadan, Erenköy'dekibu köşkten gidiyorum. Aynı olabilir miyiz hapishanede?''

    VEHBİ VAKKASOĞLU

    • Like 2

  12. ............

    Toptaşı Cezaevinde, bir buçuk sene içinde, ayrıca birkaç yıllık kaza namazı kıldım ve bulutlar dolusu ağladım.

     

    Bugün tek hasretim ,işkence şartlarından uzak olmak şartıyla o gözyaşı...Okadar ezildi ki orada nefsim ,zindandan çıkınca benden intikam almaya kalktı ve ilk iş olarak gözlerimi kuruttu.1962 başından beri gözlerim kurumuş çeşme; ve ben , göz yaşından uzak kaldıkça fikir ve harekette ne olursam olayım,duyguda bir kütükten farksızım...

     

    Göz yaşını kaybeden, gözlerine biber doldursa yeri... İsrailoğullarından biri Allah'a hitap ediyor:

    - Yarabbi, ben ne günahlar işledim ve sen bana onların cezasını vermedin!

    Allah onun peygamberine vahyediyor:

    - Git ona de ki, ben kendisine cezaların en büyüğünü verdim ama, farkında değil.. .Ondan gözyaşı ve duayı kaldırdım!

    Herkesin kahkahadan kopacağı, zıplayacağı sözde saadet şartları içinde, beni bulutlar dolusu gözyaşı nasibine kavuştur, Allah'ım! Ağlayabilmek için ille yılanlı kuyuya düşmek mi lazım?... Asıl dünyanın en korkunç yılanlı kuyu olduğunu anlamak yetmez mi?

    ...................

    -NFK-


  13. Ekrem Abi'den Genel Yayın Yönetmen'liğini almak ha :D , vereceği ilk tepki işte budur: :) Aman kalsın orada; işini mükemmel yapıyor ve yapmayada devam edecektir inşallah. Malum işinden başka her şeyi yapan medyacılık oynayanları görüyoruz..

     

    Seni de n-f-k.com'un Zaman temsilcisi sayalım gitsin. O kadarı da olur her halde kardeş :D

    ...

     

    ALİ

     

    ah kardeşim ah bence bu büyük bi sorululuk.... hissediyorum sitede ala insanlar var onların zaten layıkıyla temsil ettiklerini düşünüyorum aro :D

     

    SELAM VE DUAYLA.........


  14. Çamurda sahur

     

    Yıl 1998, Urfa Akcakale Savas Hudut Karakolun'da çavuş olarak askerliğimi yaparken, bir sahur vakti 15 km'lik sorumluluk alanımızdaki pusu kurduğumuz mevzilere karakolun zırhlısı ile nöbetçi arkadaşlara yemek dağıtmak için araç şoförü ile yola çıkmıştım.

    Sis vardı ve yağmur yağıyordu.

    Mevziler camur, arkadaşlar lastik çizmeli ve 4 saatlerinin geçmesini ayakta yağmurluklar ve pançolarıyla bekliyorlardı.

    İlk azıklarını alan arkadaşlar yanlarında bulunan bir futbol topu büyüklüğündeki taşların üzerine oturarak (çamura batmamak için) yemeklerini yemeye başlamışlardı bile.

    Ben bu manzarayı görünce duygulanıp hüngür hüngür ağlamaya başladım.

    İnşallah Rabb'im o arkadaşların oruçlarını fazlasıyla kabul etmiştir...

    Mehmet Kusanc, Ibbenbüren, Almanya (ZAMAN-11.09.2008 :) )


  15. Fakirin dürümü

     

    Ben Tacikistan'li öğrenciyim. Olay İTÜ'de öğrenci olduğum zamanlarda gerçekleşti. Ramazan'ın ilk günü, dersler bitti eve gideceğim, iftar zamanı da yaklaşıyor.

    Durakta bekliyorum ama otobüs bir türlü gelmiyor.

    Açlıktan başım dönüyor. Durakta bir yer buldum oturdum, başımı dizlerimin üstündeki çantama koydum otobüs gelince duyarım düşüncesi ile öylece uyuyakalmışım.

    Uyandığımda etraf karanlıktı. Eve gidersem akşam namazı kaçar, yemek için param da yok.

    Ne yapacağımı düşünürken yanıma bir adam yaklaştı, saç sakal karışmış, elbiseleri de yırtıktı.

    Önce korktum sonra yüzüne bakınca kötü niyetli olmadığını anladım.

    Elinde dürüm ve meyve suyu vardı, bana uzattı almadım.

    Çöpten topladığını düşündüm ama dürümcüyü gösterdi ve kendisi için de çantasından çıkarttı.

    Beraber yedik ama adam hiç konuşmadı. Ya çöpçüydü ya da evsiz barksız biri.

    Anlamadım. Ama anladığım tek şey insanlığı çok iyi bildiği, birçok zengin ama kimseye hayrı olmayan insandan daha insan biri olduğuydu.

    Bir insana sırf fakir ya da kötü görünümlü olduğu için önyargılı olmamamız gerektiğini anladım.

    İnsanların içindeki insanlığı görebilmeyi anladım.

    Bahram Karaev (ZAMAN-11.09.2008)


  16. Eşimle aynı evde iftar etmişiz, haberim yok

    Eşim ve ben öğretmeniz. Ramazan geldiğinde bizleri farklı bir heyecan sarar.

    Çünkü veli ziyaretleri için biçilmiş bir kaftandır Ramazan. İkimizinde yoğunluğu artar bu mübarek ayda....

    Çoğu iftarda beraber olamayız. Zira herkes kendi öğrencisini ziyarettedir.

    Yine bir gün veli ziyaretinde, velimle muhabbet ederken diğer odadan çocuk sesleri gelmekte.

    Velim dayanamayıp dışarı çıktı ve çocuğu "Ne şirinsin." diye severek bizim bulunduğumuz odaya getirdi.

    Ne göreyim gelen 10 aylık oğlum Suat Mert. Meğer eşimle aynı eve iftara gelmişiz.

    Bu da Ramazanın birleştiriciliği olsa gerek...

    Serkan Tunalı, Bursa (ZAMAN-11.09.2008)


  17. Mitajanı kardeşim. Walla yeri değilde söyliyim diyorum yazılarına bayıldım :)

    Siteye hoşgeldin sefalar getirdin. Cidden sefalar getirdin yani öyle böyle değil laf olsun diye demiyorum :D ALLAH böyle güzel sohbetlerini daim etsin inş. :D

     

    Tabi efendim tabi ....BaLaBaN kardeşime katılıyorum ama işin içinde biraz fazla bilmişlik mi var ne? :D siteye gelişin gibi, siteye renk katacağına inanıyorum......... sayın mitajanı tecrübelerinizden faydalanmak isterim :D

    SELAM VE DUAYLA............


  18. Hakikat namına seviniyorum doğrusu.Bir ajanın bilgisinden ve tecrübesinden istifade etmeniz sizin için büyük kazanç.Zeki insanın hali bir başka oluyor değil mi?

     

    mitajanı kardeş sayın KLAS insan cevap yazmayacağım yazmayacağım ..... diye diye yenik düştüm tüm yazılarını okudum espiriyi seven biri olduğun aşikar ama kardeş bi insan bu kadar da kendini beğenmiş olmaz ki :)

    SELAM VE DUAYLA.............


  19. MaşAllah Kevser kardeşim, Zaman gazetesinin n-f-k.com temsilcisi gibi olmuşsun :) Ramazan hem ruh, hem sofra, hem de anı bakımından gerçekten bereketliymiş. Cidden güzel ve hoş anılar. Eyvallah.

    ...

     

    ALİ

    EVET KARDEŞİM SADECE BU BÖLÜM İÇİN GAZETEDEN ÖZEL KOMİSYON ALIYORUM :D

     

    KARDEŞİM ŞAKA Bİ YANA ELİMDEN GELDİĞİ KADAR OKUDUKLARIMI SİTEDEKİ KARDEŞLERİMLE PAYLAŞMAYA ÇALIŞIYORUM.İNŞALLAH FAYDALI Bİ KONU OLUR

     

    SELAM VE DUAYLA................

     

    İMZA : ZAMAN GAZETESİ N-F-K.COM GENEL YAYIN MÜDÜRÜ KEVSER :D ''EKREM DUMANLI ABİBİNİN KULAKLARI ÇINLASIN :D ''


  20. Şiir bittiğinde bütün salon ve tabii ben de ayakta alkışladık bu güzel kardeşimizi.Böyle güzel insanların yetişmesine vesile olduğu için tüm eğitim gönüllülerinden,ÖNDEN GİDEN ATLILARdan yüce Allah(cc) binlerce kez razı olsun....Amin

     

    Şüpesiz bu başarının özünde ihlas, samimiyet,kemmiyet olduğu kadar keyfiyet vardır. çıkarsız safiyane gönüller ,YAŞATMA ARZUSU İLE YAŞAYANLAR vardır.

     

    Kaç kişi vardır ki yeri gelince sokaklarda vatan millet sakarya diye haykırıpta bu vatan gönüllerinin sessizce yaptığı fedakarlığın zerresini gerçekleştirmişlerdir.Bu soruyu samimi bir şekilde kendi nefsime de soruyorum.

    Tabi ki hiç bir şey TV de izlediğimiz kadar kolay ve eğlenceli değil perde arkasında ne ızdıraplar ne hasretler ve ne halis niyetli insanların duaları var ama biz bi haberiz....

    Bazen diyorum ki kendi kendime bu faaliyetler oldukça Türk dili,Türk okulları dünyanın dört bir yanına hızla yayıldıkça yine de ümit var olmak gerek (Tevekkeltüalallah..........)

     

    SELAM VE DUAYLA.....................


  21. ABDÜLKADİR SÜPHANDAĞI - *ALLAH DOSTLARININ RAMAZAN HATIRALARI*

     

    Yazar Ramazana dair bir çok konuya yer vermiştir kitabında.Kitapta dikkatimi çeken noktalardan bir tanesi yazarın kendi yazı ve görüşlerinin yanında farklı yazarlara da yer vermesi......Bunun yanında kitapta İMAM-I RABBANİ,BEDİÜZZAMAN,M.ES'AD COŞAN,MAHMUD SAMİ RAMAZANOĞLU,ERZURUMLU İ. HAKKI Hz. gibi daha sayamadığım bir çok önemli hocaların ramazan hatıraları da yer almaktadır.

    kitabın bölümleri:Üç Aylar-Oruç-İftar-Sahur-Teravih-Ramazan-Kuran-ı kerim-SadakaTevbe-İstiğfar-Dua-İtikaf-Kadir gecesi-Arefe ve Bayram gibi başlıklar içermektedir.

     

    Yaklaşık 150 sayfalık bir oturuşta bitereceğiniz güzel bir kitap..............:) :D

     

    KİTAPTAN BÖLÜMLER:

     

    PEYGAMBER EFENDİMİZİN DUASI:

    ''Allah'ım! Senden,katından vereceğin öyle bir rahmet ,istiyorum ki,içime kamil iman,dışıma amel-i salih,amellerime temizlik ve ihlas verir,rızana uygun istikametli ilham eder,ulfet edeceğim dostumu lutfeder,beni bir çeşit kötülüklerden korursun.Allah'ım bana öyle bir iman, öyle bir yakin ver ki,onunla,dünya ve ahirette Senin nazarında kıymetli olan bir mertebeye ulaşayım.

    Allah'ım Hakkımızda vereceğin hükümde lütfunla kurtuluş istiyorum,(kurbuna mazhar olan)şühedaya has makamlarıniyaz ediyorum,bahtiyar kulların yaşayışını diliyorum,düşmanlara karşı yardım talep ediyorum!(AMİN)

    ..........................

    Alla'ım nurunu büyüt,(söylediklerimin hepsine bedel olacak)bir nur daha ver(söylenmeyenleri de kuşatacak)bir nur daha ver!İzzeti bürünmüş,onu kendine alem yaomış olan Zat münezzehtir.Büyüklüğü bürünmüş ve bu sebeple kullarına ikramı bol yapmış olan Zat münezzehtir.Tesbih ve takdis sadece kendine layık olan Zat münezzehtir.Fazl ve nimetler sahibi Zat münezzehtir.Celal ve ikram sahibi Zat münezzehtir.''

     

    BEDİÜZZAMAN BİZLERE DER Kİ;

    '' *Ramazanda insan oruçla ibadet halinde olduğundan ,uykuda da olsa ibadet ifa etmiş oluyor.*Her dakikasına bire bin verilen böyle mübarek bir ayda ibadetsiz bir zaman boşluğu bırakmak istemiyordu.Onun için iftardan ta sahura kadar ibadetle meşgul olurdu.Zaten akşamla yatsı arası kendisinin her zaman normal olarak evrad vaktiydi.İmsak vakti girer girmez hemen sabah namazı kılar ,tesbihatıkendisine mahsus ifadan ta kuşluğa kadar istirahata çekilir.Ondan sonra kalkar,gene nur dersleri ve evrad-u ezkar ile meşgul olurdu.Üstat hz. geceleri çok parlak ışıkta evrad-u ezkara devam eder.''

     

    SON SÖZ BÖLÜMÜNDE:

    Şimdi gidiyorsun ,bizi sensiz bulup yeniden üzerimize saldırmaya yeltenecek olan ve ve senin iyilik ve güzelliklerle bezenmiş atmosferine bulanmamış gönlü karalar sende şarj olup rahmete doymuşluğumuzu nereden bilecekler.Varsın onlar bilmesinler ;fakat biz sensiz gelecek on bir ayın acısını hasrete dönüştürüp özlemle yeniden sana kavuşacak günlerin yolunu bekleyeceğiz.Rabbimiz bizi bir dahaki Ramazana kavuşturuncaya kadar ağır gelsede elveda diyoruz sana..........

     

    Elveda ey şehr-i rahmet elveda!

    Elveda ey şehr-i gufran elveda!

    Elveda ey mah-ı Kur-'an elveda!

    Elveda ey derde derman elveda!

     

    SELAM VE DUAYLA............

×
×
  • Create New...