Abdulhamid

Kim kimin hayat tarzını değiştiriyor?

 

Ali İhsan KARAHASANOĞLU

 

“Derin devlet olmalı” diyen kafanın gazetesi, yine işbaşında.

 

1 katrilyonluk vergiyi, 275 trilyonla kapattılar. Bunun aslı nedir, faizi nedir, indirileni nedir, affedileni nedir, gizliyorlar..

Onu gizliyorlar ama, hiç utanmadan bir lisenin alt katındaki küçücük odada kılınan namazı suçmuş gibi gösterip, küstahca yayınlar yapıyorlar.

Orman işgali altındaki (Beykoz Konakları) trilyonluk villadan yazan genel yayın yönetmeninin saygısızca ifadelerine bakın:

“Ne demek devletin lisesinde toplu namaza izin vermek? Benim ‘bölücülük’ dediğim şey işte tam bu.”

Utanmazlığın bu kadarına da pes..

Öğrenci; liseye gidiyor diye, namaz kılamayacakmış yani!

Bunun anlamı bu..

Beyefendinin kendisinin ayrı, kızının ayrı trilyonluk villasının hesabını soramazsanız ama, o sizin kıldığınız namaza bile karışır böyle!

İfadeye bakın: “Bu ülkede, kimse kimsenin ibadetine kar?şmaz, kar?şamaz. Bunu devletin liselerinde yapmaya kalkarsan?z, işin rengi değişir. Evinde, camide, kendine ait özel işyerinde namaz k?lmak isteyen kimseye mani olan yok. İbadeti, okulda derse ayr?lan zamana taş?mak isterseniz, bu ülkenin yerleşmiş eğitim sisteminin temeline dinamit koyars?n?z.”

Yalancılığa bakın.

Sanki öğrenci, ders saatinde, derse girmeyip namaz kılmış!

Hiç utanmıyorsunuz değil mi?

“Derse ayrılan zaman” diyerek, milleti aldatırken hiçbir saniye bile tereddüt etmiyorsunuz değil mi? Siz akıllısınız, biz aptalız, öyle mi?

Ustaca ifadelerle, sanki namaza değil de, ders saatinde, derse girilmemesine karşı imişsiniz gibi bir izlenim vererek, eleştiri yapıldığında kendinizi savunacaksınız, öyle mi?

Yalancısınız beyler, yalancı!

O öğrenciler, ders saatinde değil, teneffüste kılıyorlar namazı..

Teneffüste kılınan namaza karşı iseniz, öyle yazın yazınızı beyler..

“Ders saatinde” diye yazmayın! Halkı aldatmaya kalkmayın..

Camide namaz kılmaya kimse karışmıyormuş!

Nasıl gidecek okuldaki çocuk camiye? Teneffüste izin veriyor musunuz camiye gitmeye?

Hem izin vermiyorsun, hem de küçücük odada kılınan namaza karşı çıkıp, “Camide kılınan namaza karışılmıyor ki” diyorsunuz.

Söyleyin bakalım, o çocukların kıldıkları namaz, ne namazı?

Vaktinin başlangıcı ve sonu okulda başlayıp sona eren öğle namazı değil mi?

Çocuklar, evde kılabilecekleri sabah namazını gelip okulda kılıyorlarsa yaz istediğini..

Ama öğle ezanı okunduğunda, okuldalar. Teneffüste hemen koşarak camiye gidip gelmelerine izin yok. Okul çıkışında öğle namazı vakti dolmuş olacak, ikindi vakti girecek.. Ne yapsın bu çocuklar?

Okulda namaz kılmayıp da ne yapsınlar?

Sizin gibi beynamaz mı olsunlar?

Kendiniz kılmıyorsunuz.. Kimse de size karışmıyor. Ama başkasının kılacağı namaza ne karışıyorsunuz?

“Bizim hayat tarzımızı değiştirecekler” diye ter ter tepiniyorsunuz. Oysa kimsenin sizin hayat tarzınızı değiştirmek gibi bir çabası yoktur. Arzu ettiğiniz gibi içkinizi de içersiniz, istediğiniz gibi giyer veya giymezsiniz de!..

Hatta utanmadan, başbakan yardımcısına, “Bu bahçede, ne kadar güzel şarap içilir” diye küstahlaşırsınız.. Hiç utanma diye bir şey yoktur çünkü sizde..

“Karşımdaki bir başbakan yardımcısı. Kendisine saygım olmasa da, temsil ettiği hükümete, temsil ettiği halka birazcık saygım olsun.. Resmi bir yerde şarap içilmesini, bunun haram olduğuna inanan bir insana nasıl teklif edebiliyorum?” diye düşünmesi gerekirken, fütursuzca laflarını ederler..

Ama yine üste çıkmaya kalkışırlar: “Bizim hayat tarzımıza müdahale edilmek isteniyor.”

Hayat tarzına müdahale edilen; siz değil biziz, utanmazlar..

Biz içki içmek istemiyoruz, siz gelip bize teklif ediyorsunuz..

Biz size, “Şarap içmeseniz ne güzel olur. Hem sağlınıza zarar, hem de günah” diyor muyuz? “Gelin, aşağıda bir mescid var, öğle namazını kılalım” diyor muyuz size?

Bırakın, isteyen öğrenci kılsın, size ne?

Ama tek suç onlarda değil.. “Müslümanım” deyip, üç satırlık din bilgisinden haberi olmayan bu yalancılara, Diyanet İşleri Başkanlığı da çıkıp iki cümle ile cevap vermez.

“Beyler, namaz farzdır. Namazın vaktinde kılınması da farzdır. Öğrencilerin okulda oldukları saatte başlayıp dolan vakitler için, öğrencinin eğitimi aksatmadan, teneffüslerde okulda da olsa namaz kılması inancımıza göre farzdır” demiyorlar.

Onlar da böyle küstahlaşıyorlar!.

 

 

http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=138168

selam aleykum,

 

 

buraya katılalı baya oldu ama hiç yazmadım denecek kadar az yazdım.nedeni ise siteyi baştan aşağı okumak.hergün bunu yapıyom hiç bıkmadan burdakı yazıları okuyorum.bir konuda ortak bi nokta gözlemledim.birçoğumuz aynı şeyleri seviyor aynı şeylerden nefret ediyoruz.ortak bir paydada buluşuyoruz. bunu ''aklın yolu bir ''sözü en güzel ifade eder.bence bu takdir-i ilahiden başka bişey değil.bize üstadı sevdiren onu okumaya zorlayan,onu aramaya yönlendiren ve ararken farklı kollardan akan ırmakların denizde buluşması gibi bizi burada buluşturan ALLAH'a şükürler olsun.gördümki benimle aynı gazeteyi okuyan, aynı insanı seven, aynı kitabı sevdiklerine hediye eden ve bunu benım yaptığım gibi başkasına tavsiye eden insanlar var.işte buna ''bir''lik diyorum ben hepimiz ''bir''iz sadece bir.kimbilir belki kıraçıda hepimiz bu yüzden seviyorduk.

belki bu şiir başlığı altında uygun olmadığını düşünebilirsiniz.ama nfkfan kardeşimin hatırlattığı bu büyük insanın,büyük komutanın,bilge kralın dünyanın en güzel selamını ileten insanını sizlerle paylaşmak istedim.Allah mekanını cennet eylesin.(amin)

 

peygamberimiz(s.a.s)hadislerinde her yüzyıl başında insanlara din ahlakını ve hükümlerini anlatan,dönemin ihtiyaçlarına göre açıklamalarda bulunan bir müceddit gönderileceğini bildirmiştir.örneğin imam- rabbani 1000.hicri yılın müceddidir.mevlava halid-i bağdadi hicri 1193 (miladi 1779)yılında doğmuş,hicri 1242 yılında (miladi 1827)vefat etmiştir.dolayısıyla bu mübarek insan ittifakla hicri12.ve 13. asırlar arasındaki mücedditdir.bediüzzaman said nursi ise mevlana halid-i bağdadiden tam 100 sene sonra,hicri 1293(miladi 1878)yılında doğmuştur.vefatı ise hicri 1379(miladi1960) yılıdır.bediüzzaman da hicri 12.asrın müceddidi mevlana halid ten tam yüz sene sonra yayınlanan risale-i nur müellifi olması sebebiyle kendisinde 13.ve 14.asırlar arasındaki müceddit olduğunu belirtmiştir.

 

Bediüzzaman,hz.mehdi'nin ise kendisinden sonra geleceini -tarih vererek-bildirmiş.hicri 14.yüzyılın ''mücedidi''nin hz.mehdi olduğunu müjdelemiştir.bunun yanı sıra bediüzzaman hz.mehdi için ,ahir zamanda gelecek ''BİR MÜCEDDİD-İ EKBER yani EN BÜYÜK MÜCEDDİD''ifadesini kullanarak,onun gelmiş geçmiş tüm müceddidlerin en büyüğü olduğunu bildirmiştir.

 

Bediüzzaman hz.mehdi için ''en büyük müceddid ve en büyük müçtehid'' sıfatlarını kullanmaktadır.''müceddid''dini hakikatleri devrin ihtiyaçlarına gör açıklayan,''müçtehid''de ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük islam alimi ve önderidir.bu vasıflardakı büyük zatlar,islam toplumlarına örnek olmuş,yol göstermiş,zamanın kutbu olmuşönderlerdir.bu önderlerden kimi içtihad etmeve hüküm verme vasıflarından dolayı ''mezhep önderleri'' olmuşlardır;müslümanlarda onlara uymuşlardır.

 

İmam hanefi,imam şafi,imam hanbeli,imam maliki bu önderlerden olup 4 mezhebin kurucularıdır.bütün ehl-i sünnet onların verdiği hükümlerle amel etmektedir.bediüzzaman bu müçtehid ve müceddid lerin en büyükleririn ise hz.emhdi olacağını ifade etmiştir.buda hz.mehdinin içtihad etme (hükümleri usulüne uygun kuran ve hadislerden istifadeylen ortaya koymak)ve hüküm vermeye en yetkili kişi olarak,kendisininde ''tüm mezhebleri kaldıracağanı''göstermektedir.zira en büyük mezheb imamı olduğuna göre zaten tüm diğer mezhebleri kaldırması gerekir.zamanında herkesin ona uyacağının bildirmiş olmasıda bunu doğrulamaktadır.

 

 

bediüzzaman hz.mehdinin en büyük müceddid olduğunu söyliyerek onun tüm mezheblerin üstünde olacağını ifade etmiştir.geçmişten günümüze pek çok islam alimi eserlerinde bu konuya değinmişlerdir.islam tarihinin en büyük alimlerinden biri olan muhyiddin arabi ise ''fütühat-ül mekkiye''isimli eserinde bu konuda şöyle bilgi vermiştir.

 

 

.....MEHDİ,DİNİ PEYGAMBER'İN ZAMANINDA OLDUĞU GİBİ AYNEN UYGULAYACAK.YERYÜZÜNDE MEZHEBLERİ KALDIRACAK.HALİS HAKİKİ DİNDEN BAŞKA HİÇ BİR ŞEY KALMIYACAK.(muhammed b.resul el hüseyin el berzenci,kıyamet alametleri sf.186-187)

 

bediüzzaman bilindiği gibi şafi mezhebindendir.bir mezheb sahibi değildir ve bir başka mezheb kurucusuna tabi olmuştur;imam şafi 'yi mezheb imamı olarak kabul etmiştir.bediüzzaman bu konuyu eserlerinde şöyle ifade etmiştir.

 

evvela : ben şafii yim....(emirdağ lahihikası s.38)

yalnız bu kadar var.ben şafii'yim.....(büyük tarihçe-i hayat,s.206)

 

 

oysaki hz.mehdi tüm mezhableri kaldıracak ve tüm mezheblerin üstünde olacaktır.bir mezhebe bağlı olan bediüzzaman da,bu özelliğin hz.mehdiye ait olacağını belirterek kendisinin hz.mehdi olmadığını açıklamıştır.

1400

 

1400'e bir yıl var, yaklaştı zamanımız;

Bu asırda gelir mi dersin kahramanımız?..

 

1978

 

üstadın en sevdiğim şiirlerinden biri..hadis-i şerif ışığında yazılmış olması ayrıca şiire önem katmakta.ALLAH bu şiirde adı övülen kişinin ordusuna ( en basit rütbede olsa ) katılmayı nasip eder bize inşallah.

selam aleykum öncelikle benim bu sitede ilk mesajım.nerdenmi öğrendim üstadla ilgili olan her siteye bakmaya çalışıyom ve gittiğim her sitenin form bölümüne üstadla ilgili konu açıyorum ya da açılmış konulara elimden geldiğince üstaddan yazılar yazmaya çalışıyorum.başka sitenin formunda üstadla ilgili bölümünde meryem_ adlı bi arkadaşın( "20. yüzyılın en büyük aydınlarından olmasına rağmen yeterince tanıtılmayan Üstad Necip Fazıl'ı, her yönüyle tanıtmak amacıyla kurulmuş bir site...

 

Şu anda download ve forum bölümleri yayında. Diğer bölümlerin tasarımı devam etmekte. Site tamamlandığında tam bir Üstad portalı olmayı hedefliyor.

 

http://www.n-f-k.com )"yazısını görüp geldim buraya.ALLAH ondan ve sizden razı olsun bu kadar kapsamlı ve her yönüyle mükemmel bi şekilde üstadı anlatan,öğreten hepsinden önemlisi yüce dinimiz islamı yaymaya çalıştığınız için.