Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

SiyahCeket

Editor
  • Content Count

    104
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    12

Posts posted by SiyahCeket


  1. Mahalleler arası futbol turnuvaları… Bununla ilgili çok mühim bir hatıram var :

     

    O sezon, maçlar başlamadan önce, bizim mahalle turnuvadan çekilmeye karar vermişti. Arjantin’in dünya kupasından çekildiğini (elendiğini demiyorum) düşünün. Zaten topu topu 3 takımın katıldığı turnuvamız, bizim çekilmemizle beraber, kalan iki takım için, daha turnuvanın ilk ve tek maçında %50 ihtimalli bir şampiyonluk armağanına dönmüştü…

     

    Formasını samimi dostlarımın giydiği karşı mahalledeki takım, birgün beni ziyarete geldi. Ben de tarihi şatomun teras katında… (Koca takım beni ziyarete gelmişmiş… Şunu olduğu gibi anlatsana!) Neyse, belki de ortada buluşmuşuzdur. Bana, kendi takımlarında oynamamı teklif ettiler. Günümüz transferlerinden hiçbir farkı olmadığına inandığım bu durumu, iyice düşündüm… Bizim takım nasıl olsa katılmayacaktı… Gidip, bizim mahalledeki profesyonel futbolculara da durumu bildirdim. Tek korkum, maçlar esnasında fanatik hayranlarımdan gelecek pet şişeli, çakmaklı, ayakkabılı tepkilerdi. Sonunda, Figo’nun Real’e transferini andıran bu durum, sözleşmeme eklenen, ‘kupayı alırsak bir teneke soğuk meşrubat…’ maddesiyle gerçekleşmişti…

     

    Turnuvanın başlamasına 1 gün kala, bizim mahalle takımı, turnuvaya katılmaya karar vermesin mi? İçine düştüğüm durumu hayal edin… İşte kulağıma çalınan bazı sözler : Gerçek takımında oyna… Bizim mahalledensin unutma… Bırak onları ve kimliğine dön… Dönmezsen bu bir ihanettir… vs vs vs… Ne yapmalıydım? Bir tarafta mahallemin takımı, diğer tarafta daha yeni sözleşme imzaladığım takım… Baskılar git gide artıyordu. Hemen karar vermeliydim. Akşamüstüydü, hala beni yolumdan çevirme uğraşındaydılar. Sonunda benden şu sözleri duydular : “Boş yere uğraşmayın. İster ihanet deyin, ister başka bir şey… Söz verdim bir kere… Dönemem…” Ordusuna hitabeden William Wallace gibiydim. Dönmedim de… Karşı mahallenin takımında oynadım. Sonunda ne mi oldu? Finalde eski takımımla karşılaştık. Büyük tehditlere rağmen çıktığım bu maçı, (hikmete bakın) benim attığım golle kazandık. :D

     

    Uzun bir süre mahalle hainliğiyle suçlandım. Parke taşlarıyla örülü daracık sokaklarda, evin duvarlarını kale yaparak, plastik toplarla oynadığımız 13 aylık’lara beni almaz oldular. Şu oldu, bu oldu fakat çok geçmeden durum normale döndü.

     

    Kurcalasam daha çok şey çıkar. Ne ihanetler, ne ihanetler :)


  2. Binbir sıkıntının içinde, türlü acılara hedef olup, her dakika on ikiden vurulan insan… Nereye gider, hangi kapıyı çalar, nasıl bir çareye baş vurur? Onu ne avutabilir, ona ne güç verebilir, onu nasıl bir şey ayağa kaldırabilir? Her şey uçup gider, kalır yaradan… Her şey öylesine yok olur ki, bir tek o kalır… Çalınacak başka hiçbir kapı olmadığını, bütün kapılar yüzüne kapandığında mı anlar insan? Öyle bir şeye sahibiz; ve öyle bir şeyden mahrumuz ki… En iyisi çıldırmamak için susmak…

     

    Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur (Çile)… Tekrar tekrar, defalarca okunması gereken bir Üstad… Fark ettiriyor… Farkına vardırıyor… "Uyan" diyor… İnşallah, beyni sızlayanlar kervanına katılanlardan biri olmak nasibimizde vardır…

×
×
  • Create New...