esfer 2 Report post Posted April 10, 2010 hz.büreyde kesinlikle emin olmadıgım bi cvp her seye hazırlıklıyım Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted April 10, 2010 Sorunuzu yazınız efendim))) Biraz daha kendinize güvenin.. hafızanız kuvvetli maşaallah.. yanıltmadı şimdiye kadar sizi Quote Share this post Link to post Share on other sites
esfer 2 Report post Posted April 10, 2010 güvensizlıgim soruyu tek seferde okuyup cvp vermemde :D peki uhut sonrası efendimizin yanına aglayarak gelip babamı istiyrm nerde o diye soran kişi hatta sonrasında efendımızden için o gun saclarımı oksadıgından saclarım hiç beyazlamadı dılımde kekemeydı ogunden sonra acıldı demiş Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted September 28, 2011 bu başlığı tozlu raflardan çekip tekrar aktif hale getirmek istiyorum bu sebeple sualimi soruyorum; hz. ömer zamanında Arapların Bizans sınırında harp etmekte olan fırkalarından birinin kumandanı olan, bu süreç içerisinde askerleriyle Bizansa esir düşen, neticede Bizans imparatoru Hrakl (heraklius) in huzuruna çıkarılan, ve imparatorla arasında: Hrakl:Arapların fırka komutanı ..... sen misin? Ulvi Sahabe:(sert bir şekilde) Allah ve Rasulu yolunda sizinle harbeden ...... benim. Hrakl:Bu sert sözleri bırak, kendini ordunun başında mı sanıyorsun! Ulvi Sahabe:Seni nasıl hiçe saydıysam karşımda 70 tane Hrakl olsa onları da böyle hiçe sayarım. Bana yapabileceğin en büyük kötülük canımı almandır bu takdirde de varacağım yer huzuru Rasulullahtır (sav) şeklinde diyaloğun geçtiği ve bu cümlelerden sonra kılıç ve mızrak darbeleriyle ağır yaralanana ve ilerde Bizans İmparatorunun generallerinden müslüman olan Mika r.a. vasıtasıyla serbest bırakılan bu ulvi sahabe kimdir? Quote Share this post Link to post Share on other sites
asyalı 11 Report post Posted September 28, 2011 O kutlu sahabe, Hz.Dirar ra olarak biliyorum... Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted September 28, 2011 O kutlu sahabe, Hz.Dirar ra olarak biliyorum... evet doğrudur, o sahabe hz dirar bin ezver r.a. dır. Allahu Teala şefaatlerine nail eylesin... Quote Share this post Link to post Share on other sites
asyalı 11 Report post Posted September 28, 2011 evet doğrudur, o sahabe hz dirar bin ezver r.a. dır. Allahu Teala şefaatlerine nail eylesin... Amin,cümlemizi inşaallah.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
suphiruhi 1 Report post Posted September 29, 2011 Affınızı rica ederek bir soru da ben sormak istiyorum. “Cenneti bütün güzellikleriyle ona gösterdiler. O ise bize bakmayı tercih etti ve öyle öldü.” Şah-ı Nakşibend Hazretleri bu sözü kim için söylemiştir? Quote Share this post Link to post Share on other sites
suphiruhi 1 Report post Posted September 30, 2011 Özür dilerim arkadaşlar; sorumda bir hata var. O sözü Şah-ı Nakşibend Hazretleri değil, Hoca Ubeydullah Taşkendi Hazretleri söylüyordu. Lütfen bu kusurumu görmezden gelin. Nasıl olduysa şaşırmışım dün. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kalemdar 293 Report post Posted September 30, 2011 Selamlar, Hoca Ubeydullah Ahrar Hazretleri bu sözü en ileri bağlılarından Mevlana Seracüddin Kaasım Hazretleri için söylemişlerdir. Bu mübarek zat öyle kemal sahibidir ki Ubeydullah Ahrar hazretleri onun için "Mevlana Kaasımı bu dünyada kimse anlamadı.Kemal ve kadri ahirette zuhur edecektir! ve yine "Mevlana Kaasım üstün ahlak ve amel sahibiydi. Fena derecesine varmakta ve batınını yabancı nesnelerden temzilemekte misli yoktu. Bizim bundan sonra kimimiz kaldı ki?..." buyurumuşlardır. Lakabı "Hocanın gölgesi". Eteklerinin dibinden ayrıldığı hiç görülmemiş. Mevlana Cami Hazretleri, Mevlana Kaasım, Hacegan nisbetinde yağ içine doğranmış ekmek gibidir. Bütün mesameleriyle yağı emmiştir. Son olarak bu sözün evvelindeki hadiseyi iktibas edelim. Hoca Ubeydullah Taşkendi Hazretleri hasta yatağında... Mevlana Kaasım da Hoca Hazretlerinin hizmetinde. Birini tabip getirmek üzere Herat'a gönderiyorlar. Mevlana Kaasım, tabip getirmeye giden adama diyor ki: -Tabibi tez getirin! Benim Hoca Hazretlerini hasta görmeğe tahammülüm yoktur! Tabip geldiği zaman, Mevlana Kaasım'ın vefat ettiği haber alınıyor.Halbuki hasta, Hoca Hazretleriydi ve hizmetlerine bakan Mevlana Kaasım sıhhatte bulunuyordu. Sebebi öğreniliyor. Tabip beklenirken Mevlana Kaasım Hoca Hazretlerinin yatağı başına gelmiş ve demiş ki: -Sizi böyle rahatsız görmeye dayanamıyorum. Hastalığı üzerime çekeceğim ve kendimi size feda edeceğim. Hoca Hazretleri buyurmuşlar: -Hayır! Sen fakir bir adamsın ve geride bakmakla mükellef insanlardan sorumlusun! Böyle yapma! Cevap vermiş: -Ben bu hususta size danışmaya gelmedim.Ben buna karar verdim, Allah da kabul etti. Mevlana Kaasım hiç bir ihtar dinlemeden çıkıp gitmiş ve çok geçmeden, Hoca Hazretlerinin hastalığını üzerine çekmiş olmaktan vefat etmiş.Hoca Hazretleri de sıhhat bulup ayağa kalkmışlar ve gelen tabibe ihtiyaç kalmamış.. Mevlana Kaasım ihtizar halindeyken Hoca Hazretleri onun başucunda... Mevlana Kaasım gözleri tavanın bir noktasına dikili ve hareketsiz..Birden nazarını Hoca Hazretlerine çeviriyor ve o vaziyette son nefesini veriyor... Hoca Hazretleri buyuruyorlar: -Cenneti, bütün zenginlikleriyle gözlerini diktiği o noktadan Mevlana Kaasım'a arz ettiler. O, hepsinden yüz çevirip bize bakmayı tercih etti ve öyle öldü. Mevla şefaatlerine nail eylesin. Kaynak: Üstadın "Başbuğ Velilerinden 33" adlı eserinden iktibas edilmiştir. Dua ve muhabbetle... 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
suphiruhi 1 Report post Posted October 1, 2011 Mevzuyu detaylarıyla nakletmişsiniz. Allah razı olsun. İbretli ve çok güzel bir menkıbe. Quote Share this post Link to post Share on other sites
6 sınıf öğrencisi 0 Report post Posted October 1, 2011 ebu dücane ebu dücane olabilirmi?? Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted October 5, 2011 ashabı kiram Peygamber efendimiz sav in ifadesiyle bizim için yolumuzu aydınlatmada kılavuz şahsiyetlerdir. hepsinde İslam ahlakının farklı örneklerini görebilmekteyiz. Sualim şudur ki; ashabı kiramdan bir zat Hucurat Suresinin ilk 5 ayeti nazil olunca 1. Ey iman edenler! Allah'ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. 2. Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider. 3. Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah'ın, gönüllerini takvâ (Allah'a karşı gelmekten sakınma) konusunda sınadığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. 4. Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir. 5. Onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. gözyaşları döküp, "ben ne yaptım, cehennemlik oldum deyip", günlerce evinden çıkmamıştır. Bu sahabe doğuştan gür sesli olduğu için kendisini bu ayetlerde anılan saygısız kimselerden sanmış ve evine kapanmıştır. peygamber Efendimiz sav bu durumu öğrenince bu sahabenin yanına gelmiş ve kendisinin cennetlik olduğunu beyan etmiştir. Bu sahabe kimdir? Quote Share this post Link to post Share on other sites
esfer 2 Report post Posted October 5, 2011 el cevap; sabit b. kays...:) Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted October 11, 2011 sabit bin kays ra cevabınız doğrudur, Allahu Teala şefaatlerine nail eylesin inşallah... Quote Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted December 17, 2011 Hudeybiye seferinden sonra yapılan antlaşmanın zahiren müslümanların aleyhine grününce; sahabi Efendimiz'in kurbanlarını kesme ve saçlarını tıraş etme emrini yerine getirmemiş ve öylece yüzüne bakmışlardı. Efendimiz iki kere tekrar ettiği halde yine davranmadılar. Efendimiz üçüncü defa dersem ve yine eda etmezlerse korkarım ki helak olacaklar deyip çadırına geçti. ...Validemiz durumu anlamış ve O'na şöyle demişti; "-Ey Allah'ın Elçisi! Sen çıkıp kurbanını kes, başını tıraş et. Onların hepsi sana uyacaktır." Efendimiz dediğini yapınca tüm sahabi tıraş olup, kurbanlarını keser. Efendimiz'e bu zekice tavsiyeyi veren validemiz kimdir? Quote Share this post Link to post Share on other sites
MÜNZEVİ 202 Report post Posted December 18, 2011 Ümmü seleme validemizdir. insanlar arasında anlaşmazlıkları çözen savaşlarda komutanlık yapan etkili ve özlü sözleriyle dikkatleri çekmiştir. kendisi şairdir.cahiliye döneminde sakif kabilesinin önde gelenleri arasında yer alır.taifin fethinden sonra iman etmiştir. peygamberimizin (sav) büyük mucizelerinden olan ağacın emrine itaat etmesi hadisesine şahit olanlardan birisidir. bu sahabe efendimiz kimdir? Quote Share this post Link to post Share on other sites
gulbeyaz3424 78 Report post Posted December 18, 2011 Herkes güzel birer soru sormuş.Şimdi sıra bende Ebû Süfyan kumandasında 10 bin kişilik bir ordu hazırlayan müşrikler, hicretin altıncı milâdın 627'nci yılında Medine üzerine yürüdüler. Peygamberimiz Aleyhisselâm sahabileriyle görüştü. Medine'de kalarak düşmanı karşılamak kararını aldı. Üç bin kişilik bir İslâm Ordusu hazırlandı. Ancak düşman çok kalabalık ve hazırlıklı olduğu için başka tedbirler araştırıldı. Sonrasında bir istişare yapıldı.Sahabeler kurnazca fikirlerini ortaya attılar.Çok büyük askeri dehalar çıktı konuştu.Ancak aralarından birisi İslam tarihinde bir ilk olarak yapılacak o büyük savaş senaryosunu anlattı.Aralarında onlarca savaş gören askeri yetenekleriyle dikkat çeken sahabelere bile parmak ısırttıran cinstendi.Medinenin etrafına 5 arşın uzunluğunda,5 arşın derinliğinde kuyular açılacak ve bu kuyuların önünde savaşılacaktı.Bu sayede müşrikler medine sınırlarının değil içine girebilmek 5 arşından fazla yakşamayacaktı bile. İşte islama bu yönde ışık tutup,geliştirdiği bu savaş stratejisi ile de Peygamberimizin övgülerine mazhar olan bu yiğit kimdir? Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted December 18, 2011 Peygamberimiz (s.a.v.)'in elini onun omuzuna koyarak: "Bunlardan öyle erler çıkacak ki iman Süreyya yıldızında olsa muhakkak ona yetişir." buyurduğu Selmanı Farisi (r.a.) dır. Allahu Teala şefaatlerine nail eylesin... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ebu_Zerr 2 Report post Posted December 18, 2011 serdengeçti arkadaşımız sorduğum soruya doğru cevap vermiş ama ifadeler de biraz yanlış anlamaya fırsat verecek kelimelr var izninizle arkadaşlar onuları düzelteyim evet Halid bin velidi Hz.Ömer görevden almıştır ama sert mizaçlı olduğundan değil halk kazanılan her zaferi halid bin velid den görmeye başlamış ve halife halid Allah biliyor seni çok seviyorum ama halk kazanılan zaferleri senin şahsından bilmeye başladı Allah muhavaza, bu durum insanları şirke götürebilir. biz biliyoruz ki bu zaferler Allah'ın bize bir lütfudur. onun için seni görevden alıyorum der ve halid bin velidi emrindeki bir askerin altına verir. Yanlış biliyorsunuz, Hz.Ömer(r.a.)in Halid b. Velid'i görevden almasının çok başka sebepleri var da buraya yazarsam forumdan kovarlar :) Ayrıca Hz.Ömer'in, Halid b. Velid'i "çok sevdiği"ni hiçbir kaynaktan ispatlayamazsınız. Ama tam tersini "ağır bir şekilde eleştirdiğini" ispatlayabilirim. Quote Share this post Link to post Share on other sites
gulbeyaz3424 78 Report post Posted December 18, 2011 Kesinlikle doğru cevap:D)) Selman-ı Farisi hazretleri dünyaya hiç rağbet etmezdi. Kendisine gelen bütün dünya malını Allah rızası için dağıtırdı. Ayakta duramayacak hale gelinceye kadar namaz kılar, sonra bedeni yorulunca oturur dili ile zikir ederdi. Dili yorulduğu zaman da Allahü teâlânın yarattığı şeylerdeki hikmetleri düşünürdü ki, bu tefekkürü Peygamber efendimizin "Bir saat tefekkür bin sene ibadetten hayırlıdır" buyurdukları tefekkürdü. Birazcık dinlenince "Ey nefsim sen iyi dinlendin. Şimdi kalk Allahü teâlâya ibadet et." Diline de "Ey lisanım, sen de Allahü teâlânın zikrine başla" derdi. Hanımı anlatır: Vefatına yakın bana: "Evde biraz misk olacak, onu suya koy ve başımın etrafına saç, insan ve cin olmayan kimseler (melekler) yanıma geleceklerdir" dedi. Söylediği gibi yaptım. Dışarı çıktım. Odadan, "Esselamü aleyke, ey Allah’ın velisi ve Resulullahın arkadaşı" diyen bir ses duydum, içeri girdiğimde ruhunu teslim etmişti. Yatağında uyuyor gibiydi. Rabbim hayırlı ilim,hayırlı iman ve hayırlı ölüm nasip etsin.(Selman-ı Farisi gibi) ...Amin... Quote Share this post Link to post Share on other sites
MÜNZEVİ 202 Report post Posted December 18, 2011 insanlar arasında anlaşmazlıkları çözen savaşlarda komutanlık yapan etkili ve özlü sözleriyle dikkatleri çekmiştir. kendisi şairdir.cahiliye döneminde sakif kabilesinin önde gelenleri arasında yer alır.taifin fethinden sonra iman etmiştir. peygamberimizin (sav) büyük mucizelerinden olan ağacın emrine itaat etmesi hadisesine şahit olanlardan birisidir. bu sahabe efendimiz kimdir? en son bu soru sorulmuştu.cevabı veren yeni bir soru soruyordu gördüğüm kadarıyla. Quote Share this post Link to post Share on other sites
gulbeyaz3424 78 Report post Posted December 18, 2011 en son bu soru sorulmuştu.cevabı veren yeni bir soru soruyordu gördüğüm kadarıyla. Gaylan Bin Seleme dimi?Risale de de geçiyordu mübarek.Hatta Uğur Akkafa bir gün sohbetlerinden birinde anlatmıştı.. 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
gulbeyaz3424 78 Report post Posted December 18, 2011 Bir soru daha sormak istiyorum ben müsadenizle:) *İslamda ilk selamı o verdi. *ALLAH RASULU kendisine Mesîhu'l-Islâm diye bir lakap takmıştı. *Ailesi kervan yolu kesen,soyan,çalan çırpan,eşkiyalık yapan bir aileydi. *cesareti ve atilganligi ile o kadar büyük bir söhret yapmisti ki, ismini duyan, oldugu yerde korkudan titrerdi. *Uzun boylu heybetli çok güzel siması olan aşırı zeki bir gençti. *Çok genç yaşta Hakk Yola girdi ve "Allah'tan baskasina Ibâdet edIlmez. Putlara tapmayiniz, onlardan hiçbir sey Istemeyiniz!"diyerek adeta"LEBBEYK"diye haykırdı. Kimdir bu İslamı önde giden sahabesi? 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted December 18, 2011 Yanlış biliyorsunuz, Hz.Ömer(r.a.)in Halid b. Velid'i görevden almasının çok başka sebepleri var da buraya yazarsam forumdan kovarlar :) Ayrıca Hz.Ömer'in, Halid b. Velid'i "çok sevdiği"ni hiçbir kaynaktan ispatlayamazsınız. Ama tam tersini "ağır bir şekilde eleştirdiğini" ispatlayabilirim. ashabı kiram (r.a.e) "Allah rızası için" birbirlerini yeri geldiğinde çok sert şekillerde uyarmışlardır. bunun sebebi ise birbirlerini sevmemeleri değil tam tersi birbirlerini "Allah için sevmek" düsturuna mukabil sevmeleri ve birbirlerinin hataya düşmelerini engelleme isteğidir. Hz. Ömer (r.a.) ın Hz. Halid bin Velid (r.a.) ı sevdiğini ispata gerek yok ki. Onlar söylediğim gibi "Allah için seven, Allah için düşmanlık besleyen" kimselerdi. Allahı ve Rasulu sav i sevenleri seven kimselerdi , hal böyleyken birbirlerini de seven kimselerdi. O ensar ki muhacirlere kucak açtı, mallarını bölüştü, birbirlerine kardeş oldular. Ebu Zerr kardeşim, ağzımızdan çıkanı kulağımızın iyi duyması lazım hatta ağzımızdan birşey çıkmadan önce beynimizin bu cümleleri, kelimeleri ve hatta harfleri haddinibilme süzgecinden geçirmesi lazım. Kimin hakkında konuşuyoruz? 2 tane büyük sahabe? Kendi aralarında ihtilaf çıkmış olabilir, birbirlerine kızmış olabilirler? Bundan bize ne? Arslanlar güreşmiş arkadaşım, arslanlar güreşirken; çakala, sırtlana laf düşmez. senin bu yaptığın Allah muhafaza fitneye kapı aralamaktır ki fitne ateş azabından şiddetlidir. sana tavsiyem yazmadan önce düşün taşın öyle yaz... 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites