Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
kvp111

Bediüzzaman Said Nursi (k.s)

Recommended Posts

Kuran mahlukturu enjekte ederken, hristiyanların cennete gideceğini de araya sıkıştıracaksın herhalde. E madem Said Nursi yapıyor, sen niye yapamayasın, değil mi ama? Hem sonra Mustafa İslamoğlu'da yaptı bu işi, tabiki sende yapabilirsin. Hadi bakalım sıva kolları, giriş işe... Bir saniye bile durman zaman israfı olur. Mesela günümüze uymayan ahkam ayetlerini çıkarıver tercümenden. Bunun için İlhan Selçuk ve Özdemir İnce'den yararlanabilirsin de... Hani Said Nursi'den özenti olarak giriştin bu işe ama, aslında ate olan birtakım şahısların ahkam ayetlerini katleden yorumlarını daha çağdaş bir anlayışa gedirebilirsin... Mesela dün şapka kunun bilmem neyiydi... Hani şapka kanunu destekler bir ayet bulur musun? Anlaşılan Said Nursi senin yöntemini kullandı, ya da sen onun yöntemini esas alıyorsun. Al bakalım ne çıkacak...

Ha bu arada şunu da ıskalamayalım da, bu tercüme işinde Nursi'nin hangi fikirlerinden faydalanaksın? Onu da öğrenelimki, bu naylon iddian boşa gitmesin. Yoksa sen naylonlaşırsın. Ben uyarayım dedim...

 

Doğrusu merak ediyorum tercümenini...

Share this post


Link to post
Share on other sites
yahu kardeşim.

arapçayı hasbel kader sökmüş her insan, evvel asıl olandan ziyade kafasına göre takılmıyor mu memlekette??

kafasına göre takılanlara takılan insanlar milyonları bulmuyor mu?

şimdi her bilgi ihtiyaçtan doğuyor.

eğer benim nüveyi bulmak gibi bir derdim yoksa ne yapayım gerçeği..?

ihtiyaç olarak hissetmiyorum demek ki gerçeği..

gerçeği naapiim?

kuran da tecüme ederim.

parti de kurarım.

adam da toplarım.. (orijinalinde ''adam toplamak'' çok kaba ama.. karşı taraf bi adam toplayabildi-gerçek müslümanlar ise etrafımda birleşti.. cümlesinden izinle bu tanımlamadan istifade ettim..)

Evet,bulunuyor. Sizde "o insanlar" kervanına katılmak niyetindesiniz galiba. Arapçayı bilmek ayrı, Kuran tercümesi ayrı.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Kuran mahlukturu enjekte ederken, hristiyanların cennete gideceğini de araya sıkıştıracaksın herhalde. E madem Said Nursi yapıyor, sen niye yapamayasın, değil mi ama? Hem sonra Mustafa İslamoğlu'da yaptı bu işi, tabiki sende yapabilirsin. Hadi bakalım sıva kolları, giriş işe... Bir saniye bile durman zaman israfı olur. Mesela günümüze uymayan ahkam ayetlerini çıkarıver tercümenden. Bunun için İlhan Selçuk ve Özdemir İnce'den yararlanabilirsin de... Hani Said Nursi'den özenti olarak giriştin bu işe ama, aslında ate olan birtakım şahısların ahkam ayetlerini katleden yorumlarını daha çağdaş bir anlayışa gedirebilirsin... Mesela dün şapka kunun bilmem neyiydi... Hani şapka kanunu destekler bir ayet bulur musun? Anlaşılan Said Nursi senin yöntemini kullandı, ya da sen onun yöntemini esas alıyorsun. Al bakalım ne çıkacak...

Ha bu arada şunu da ıskalamayalım da, bu tercüme işinde Nursi'nin hangi fikirlerinden faydalanaksın? Onu da öğrenelimki, bu naylon iddian boşa gitmesin. Yoksa sen naylonlaşırsın. Ben uyarayım dedim...

 

Doğrusu merak ediyorum tercümenini...

şu sponsor işini bi halledersem çekil önümden.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Kuran mahlukturu enjekte ederken, hristiyanların cennete gideceğini de araya sıkıştıracaksın herhalde. E madem Said Nursi yapıyor, sen niye yapamayasın, değil mi ama? Hem sonra Mustafa İslamoğlu'da yaptı bu işi, tabiki sende yapabilirsin. Hadi bakalım sıva kolları, giriş işe... Bir saniye bile durman zaman israfı olur. Mesela günümüze uymayan ahkam ayetlerini çıkarıver tercümenden. Bunun için İlhan Selçuk ve Özdemir İnce'den yararlanabilirsin de... Hani Said Nursi'den özenti olarak giriştin bu işe ama, aslında ate olan birtakım şahısların ahkam ayetlerini katleden yorumlarını daha çağdaş bir anlayışa gedirebilirsin... Mesela dün şapka kunun bilmem neyiydi... Hani şapka kanunu destekler bir ayet bulur musun? Anlaşılan Said Nursi senin yöntemini kullandı, ya da sen onun yöntemini esas alıyorsun. Al bakalım ne çıkacak...

Ha bu arada şunu da ıskalamayalım da, bu tercüme işinde Nursi'nin hangi fikirlerinden faydalanaksın? Onu da öğrenelimki, bu naylon iddian boşa gitmesin. Yoksa sen naylonlaşırsın. Ben uyarayım dedim...

 

Doğrusu merak ediyorum tercümenini...

 

 

Bu son münakaşanıza karışmak istemezdim, fakat Hacegan kardeşim, şu satır aralarındaki tenkit çıbanlarını anlayabilmiş değilim. Said Nursi'nin yaptığı iş tercüme değil, tefsirdir. Burada, urungualp'ın dile getirdiği şeyleri tenkit edebilirsin, ki bana kalırsa bu boşunadır. Nasıl ki kendini dünyanın sahibi sayan, veya başka mecnunevi bir isteği beyan eden çocuk tenkit edilmez, belki sıkletinin hafifliğiyle murad ettiğini söylediği şey arasındaki hesaba gelmez farktan ötürü gülünür, en fazla merhamet edilir. Açık açık söylüyorum. Bediüzzaman'a dair izahını istediğin bir nokta varsa, bunu açıkça ifade etmeni isterim, hakikatin namusu ve ehemmiyeti hesabına...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Bu son münakaşanıza karışmak istemezdim, fakat Hacegan kardeşim, şu satır aralarındaki tenkit çıbanlarını anlayabilmiş değilim. Said Nursi'nin yaptığı iş tercüme değil, tefsirdir. Burada, urungualp'ın dile getirdiği şeyleri tenkit edebilirsin, ki bana kalırsa bu boşunadır. Nasıl ki kendini dünyanın sahibi sayan, veya başka mecnunevi bir isteği beyan eden çocuk tenkit edilmez, belki sıkletinin hafifliğiyle murad ettiğini söylediği şey arasındaki hesaba gelmez farktan ötürü gülünür, en fazla merhamet edilir. Açık açık söylüyorum. Bediüzzaman'a dair izahını istediğin bir nokta varsa, bunu açıkça ifade etmeni isterim, hakikatin namusu ve ehemmiyeti hesabına...

 

Cihat kardeşim, arkadaş tercüme yağacağından değil de, Said Nursi'yi benimsemediğinden o yapıyorsa bende yaparım, şeklinde aklınca birşeyler diyor.

1)''Kuran mahlukturu enjekte ederken, hristiyanların cennete gideceğini de araya sıkıştıracaksın herhalde.''

Adamın niyetinin ne olduğunu yazdım.

2) ''E madem Said Nursi yapıyor, sen niye yapamayasın, değil mi ama?''

Onu bu niyete götüren köşe taşını belirttim.

3)''Hem sonra Mustafa İslamoğlu'da yaptı bu işi, tabiki sende yapabilirsin.''

Bu işi yapanların çok olduğunu, pekala onun da yapabileceğini belirttim. Yaparsa nasıl olur, o ayrı mesele...

4) ''Mesela günümüze uymayan ahkam ayetlerini çıkarıver tercümenden. Bunun için İlhan Selçuk ve Özdemir İnce'den yararlanabilirsin de... Hani Said Nursi'den özenti olarak giriştin bu işe ama, aslında ate olan birtakım şahısların ahkam ayetlerini katleden yorumlarını daha çağdaş bir anlayışa gedirebilirsin... ''

Burada da Said Nursi'de hata arayacağına, daha kolay sahalara yönlerdirmeye çalışıyorum arkadaşı. E malum, Allah dostuna savaş açmak, Allah'a savaş açmak gibidir. Arkadaşı atelerin üzerine salarak böylesi bir felaketten uzak tutmaya çalışıyorum.

5) ''Anlaşılan Said Nursi senin yöntemini kullandı, ya da sen onun yöntemini esas alıyorsun. Al bakalım ne çıkacak...''

Bütün uyarılarımıza rağmen bunu yaparsan, yani tercüme işini... Sen de onun gibi tercüme yap bakalım, senin ki nasıl olacak... Böylece iftiran ortaya çıkacak.

6)''Ha bu arada şunu da ıskalamayalım da, bu tercüme işinde Nursi'nin hangi fikirlerinden faydalanaksın? Onu da öğrenelimki, bu naylon iddian boşa gitmesin. Yoksa sen naylonlaşırsın. Ben uyarayım dedim...''

Aslında işin özeti bu cümlede... Adamın iddiasının naylon olduğunu söylüyoruz zaten. Ama bu kinayeli eleştirini hangi fikri yapıya dayandırıyorsun veya Said Nursi'nin hangi fikirlerine kızdın da böyle saçmaladın, demek istiyoruz şahısa... Vereceği cevaplarla adam boşa çıkacak...

 

Said Nursi'nin tefsir yaptığını çok iyi biliyorum. Arkadaş tercüme ile tefsirin farkına varamamış. Bizde arkadaşın dilinden konuştuk.

 

Bediüzzaman'a dair aklıma takılan bir husus yoktur. Ayrıça Cihat kardeşim, Said Nursi hakkındaki açıklamaların benim de kabulum.

 

Selametle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tamam abi. Benim yanlış-eksik anlamamdan sadır olmuş mesele... Hakkını helal et. Arkadaşın meramını tam olarak anlayamadım. Zira beyanları çok muallak... Ama dediğim gibi, kendini dünyanın fettahı sayan çocuk medarı tenkit olamaz. Kainatı yakmak istediğini söylese de aynı şekilde... Selamlarımla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad Necip Fazıl, Bediüzzaman Said Nursi için Son Devrin Din Mazlumları isimli eserinde Hazretleri ve o bir kahramandı sözlerini kullanıyor. Bir de Bediüzzaman Said Nursi diye baska bir eseri var biliyorsunuz. Bu eserler o mübarek zata nasıl bakılması gerektigini zaten ortaya döküyor. Said Nursi Hazretlerini Üstad Necip Fazılın ziyareti de yazılıdır. Orada Said Nursi, Üstad'a biz aynı ağacın farklı dallarıyız fakat hizmet ettigimiz kaynak aynıdır der. "Kendisiyle görüştüm" bölümünün son paragrafında Üstad şöyle der: "benim kendisinde takdir ettigim tek nokta küfre karşı mücadelesi ve düşman kutuplar üzerindeki iştirakimizdi. İslami kemal davası ayrı mesele..." Risale-i nurlar hakkındaki kıymet hükmü de mevcuttur aynı eserde. Burada merak edilip sorulan soruların cevapları öz olarak yine orada mevcuttur.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yanlış hatırlamıyorsam ve efsane değilse; merhum Üstad Bediüzzaman'ın Büyük Doğu dergisinin çıkarılmasında sıkıntı olduğu bir dönemde yorganını satıp, parasını Büyük Doğu'ya yetiştirin dediği de malumdur.

 

Mazhar Osman der ki: Eğer bu adam deliyse, İstanbul'da akıllı adam yoktur.

 

Yani; Bediüzzaman her halde ve her haliyle Bediüzzamandır. (rahmet onunla olsun)

Share this post


Link to post
Share on other sites

"...Halbuki ilim sahipleri için çare aşikar.

 

Yalnız bu mevzuda Şafii mezhebinin hükmüne uymak,

 

bu mezhepte ağız içi yıkaması farz değil,

 

sünnet olduğundan suyun dişe teması zaruretinden kurtulmak:

 

buna mukabil de yine Şafii mezhebinin abdest bozucu şartlar içinde Hanefi mezhebinden farklı noktaları,

 

yani zorlukları da ilave ederek, bir imkanın sadece kolayına gitmiş olmakla kalmamak…

 

Bu fark nikahı düşen kadın cildine en küçük temasın namaz abdestini bozacağı keyfiyetidir.

 

Halbuki Hanefi mezhebinde yardım alacak olan her Hanefi,

 

her iki mezhebin de abdest bozucu şartlarını üst üste ekleyerek amel edecek,

 

her iki mezhebi de zorluklarıyla bir arada tatbik kılacak

 

ve mezheplerin yalnız kolaylıklarını birleştirip hiçbirine uymamak gibi bir hatadan salim kılacaktır.

 

Bu son derece nazik meseleyi Müslümanlar arasında bilenler azdır..."

 

 

"Said Nursi'nin kendi şahsi eserine Kur'andan hüküm ve haber çıkarması,

 

o kadar sevdiği ve bağlı olduğu şeriate aykırıdır."

 

 

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=4055

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ölülerimizin arkasından konuşmayalım n'olur? Bu memlekete,dine üstün hizmetleri olan bir velinin arkasından konuştuklarınız çok yakışıksız...Hatasıyla sevabıyla hakkın rahmetine kavuşmuş..Hataları,yanlışları olabilir.Teşhir ve tenkid te edebi aşıyoruz...

Share this post


Link to post
Share on other sites
"şeriate aykırıdır" diyen kim sayın arkadaşım,kaynak göstermeni rica ediyorum isimle beraber?

 

Efendim,

 

1. Kaynak : Son Devrin Din Mazlumları

 

2. İsim : Necip Fazıl Kısakürek

 

3. Sualleriniz tevcih buyurmadan evvel,

 

sizin de bizzat gayret etmeniz icabetmez mi ?

Share this post


Link to post
Share on other sites

(Fetva vermeye en cüretli olanınız, Ateşe [girmeye] en cüretli olanınızdır.) [Darimi]

 

(Bilmeden fetva verene, yer ve gökteki melekler lanet eder.) [İbni Lal, İbni Asakir]

 

(Ümmetim, kötü âlimler, cahil abidler yüzünden helak olur.

Kötülerin en kötüsü kötü âlimlerdir. İyilerin en iyisi de iyi âlimlerdir.) [Darimi]

 

(Sizin için Deccalden daha çok, sapık imamlardan korkuyorum.) [İ.Ahmed]

 

(Ahir zamanda, âlim ve ilim azalır, cahillik artar.

Cahil ve sapık din adamları, yanlış fetva vererek fitne çıkarır, doğru yoldan saptırırlar.) [buhari]

 

(Ümmetim, kötü din görevlilerinden çok zarar görecektir.) [Hâkim]

 

(Ehli olmadan yanlış fetva veren, hainlik etmiş olur.) [Ebu Davud, Hâkim]

 

(Allahü teâlâ, âlimleri almak suretiyle ilmi ortadan kaldırır.

Âlim kalmayınca da, cahiller bilmeden yanlış fetva verir, hem kendilerini, hem de başkalarını sapıtırlar.) [buhari]

 

Doğruyu söylememenin, ilmini gizlemenin vebali de çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

 

(Yalanlar yazılır, âdetler ibadetlere karıştırılır ve Eshabıma dil uzatılırsa, doğruyu bilen herkese bildirsin!

Doğruyu bilip de, gücü yeterken bildirmeyene, Allah lanet etsin!) [Deylemi]

 

(İlmini gizleyene kıyamette ateşten bir gem vurulur.) [Hakim]

 

(İlmini [bildiğini] gizleyene, denizdeki balıktan, gökteki kuşa kadar her şey lanet eder.) [Darimi]

 

(Âlimin bildiğini söylememesi, cahilin de bilmediğini sormaması helal değildir;

çünkü Allahü teâlâ, "bilmiyorsanız, ilim ehline sorun" buyuruyor.) [Taberani]

 

Ölülerimizin arkasından konuşmayalım n'olur? Bu memlekete,dine üstün hizmetleri olan bir velinin arkasından konuştuklarınız çok yakışıksız...Hatasıyla sevabıyla hakkın rahmetine kavuşmuş..Hataları,yanlışları olabilir.Teşhir ve tenkid te edebi aşıyoruz...

 

Efendim,

 

İrşada ehil olan ile olmıyanın tefriki icabetmez mi ?

 

 

{ "...Fıkıhtan haberi olmayıp, diş dolgu ve kaplamasını zaruret sanarak yaraya benzetenler.

 

Ki bu ilmi bir benzetme değildir..." }

Share this post


Link to post
Share on other sites
(Fetva vermeye en cüretli olanınız, Ateşe [girmeye] en cüretli olanınızdır.) [Darimi]

 

(Bilmeden fetva verene, yer ve gökteki melekler lanet eder.) [İbni Lal, İbni Asakir]

 

(Ümmetim, kötü âlimler, cahil abidler yüzünden helak olur.

Kötülerin en kötüsü kötü âlimlerdir. İyilerin en iyisi de iyi âlimlerdir.) [Darimi]

 

(Sizin için Deccalden daha çok, sapık imamlardan korkuyorum.) [İ.Ahmed]

 

(Ahir zamanda, âlim ve ilim azalır, cahillik artar.

Cahil ve sapık din adamları, yanlış fetva vererek fitne çıkarır, doğru yoldan saptırırlar.) [buhari]

 

(Ümmetim, kötü din görevlilerinden çok zarar görecektir.) [Hâkim]

 

(Ehli olmadan yanlış fetva veren, hainlik etmiş olur.) [Ebu Davud, Hâkim]

 

(Allahü teâlâ, âlimleri almak suretiyle ilmi ortadan kaldırır.

Âlim kalmayınca da, cahiller bilmeden yanlış fetva verir, hem kendilerini, hem de başkalarını sapıtırlar.) [buhari]

 

Doğruyu söylememenin, ilmini gizlemenin vebali de çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

 

(Yalanlar yazılır, âdetler ibadetlere karıştırılır ve Eshabıma dil uzatılırsa, doğruyu bilen herkese bildirsin!

Doğruyu bilip de, gücü yeterken bildirmeyene, Allah lanet etsin!) [Deylemi]

 

(İlmini gizleyene kıyamette ateşten bir gem vurulur.) [Hakim]

 

(İlmini [bildiğini] gizleyene, denizdeki balıktan, gökteki kuşa kadar her şey lanet eder.) [Darimi]

 

(Âlimin bildiğini söylememesi, cahilin de bilmediğini sormaması helal değildir;

çünkü Allahü teâlâ, "bilmiyorsanız, ilim ehline sorun" buyuruyor.) [Taberani]

 

 

 

Efendim,

 

İrşada ehil olan ile olmıyanın tefriki icabetmez mi ?

 

 

{ "...Fıkıhtan haberi olmayıp, diş dolgu ve kaplamasını zaruret sanarak yaraya benzetenler.

 

Ki bu ilmi bir benzetme değildir..." }

 

 

Tefrik icab eder elbette ancak bu bizim haddimize değil.Siz gereken paylaşmı yapıp delil olarak linki de verdiniz.Münakaşa uzadığında hoş olmayan bir tablo çıkıyor ortaya...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Said Nursi'yi insafsızca eleştirmek ne kolay buradan,oturduğumuz yerden.Oysa O yaptıklarını "oturduğu yerden" yapmadı.Yaptıklarını ve çektiklerini merak edenler belgeseline rahatlıkla ulaşıp izleyebilir ki eleştirmeden önce mutlaka izlenmesi gerekli diye düşünüyorum.

 

Son Peygamber(sav) ile kapanan peygaberlik zincirinin arkasından gelen yol göstericiler -ki Bediüzzaman da bunlardan biridir- sade beşerdirler ve hata yapabilirler.Hatası günahı olmuştur bilinmez ama bu devirde Allah için samimi bir kelime söyleyene dahi sıcak durmak gerekirken,Müslümanlar arasında hem de bu memleketin çıkardığı öz evlatları arasında ihtilaf çıkarmayı körükleyici laflar etmenin vebali nedir bilmiyorum.Bildiğim,bu,Yahudi tarafından,ehl-i küfür tarafından yapılmak istenen şeyin ta kendisidir.Buna çanak tutmak büyük bir vebaldir,hele hele diş dolgusundan,aslı astarı belli olmayan duyumlardan,bilmem neden sanki bu Zatların ve peşinden gidenlerin yanlış yolda olduğunu ima eder gibi yapmak insafsızlıktır.

 

Said Nursi,Seyyid Abdulhakim Arvasi,Süleyman Efendi,Fethullah Gülen vs. kategorileri,kulvarları ve belki takvaları farklı da olsa yolları bir.Bize de "bir" olmak lazım gelir.Allah yoluna bir kelime söyliyenin kölesi olmak lazım gelir.İhtilaf değil,itilaf lazım gelir.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Efendim,

 

1. Kaynak : Son Devrin Din Mazlumları

 

2. İsim : Necip Fazıl Kısakürek

 

3. Sualleriniz tevcih buyurmadan evvel,

 

sizin de bizzat gayret etmeniz icabetmez mi ?

 

dediğiniz gibi birşeyle karşılaşmadım o kitapta lütfen sayfa numarasını da söylerseniz benim için daha açık olur,önemli bi mevzu..araştırmadan soru soruyo değilim,ama bilmediğimiz şeylerde olabilir,madem biliyorsunuz buyrun lütfedin...

Share this post


Link to post
Share on other sites
dediğiniz gibi birşeyle karşılaşmadım o kitapta lütfen sayfa numarasını da söylerseniz...

 

Sahife: 233

 

Satır: 23-24-25

 

( 25. Basım Şubat 2007 )

 

{ 1969 senesindeki ilk basımında mevcut değil;

 

tüm basımları tetkik etmemiş olduğum için,

 

Üstadın, o ibareyi hangi seneden itibaren

 

ilave etmiş olduğundan haberdar değilim. }

Share this post


Link to post
Share on other sites

Siz o parag. icindeki kısmı yanlış anlamışsınız. Zannımca o söz teferruata ve amele dairdir. yani iman meselesi degildir. Yoksa Said Nursi Hz. hakkında kıymet hükmü kitapta neyse odur.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kitap şu an elimde yok, internete o kısmı koymuşlar, işin ilginci o kısım parantez içinde, parantezden önce ve sonraki kısımların üstü çizilmiş o kısmı internete koyanlar tarafından. Bunda art niyet aranır, aranması gerekir böyle bir şey yapanlarda. Bir yazının bir yerinden cımbızla çeker gibi bir cümleyi çekip almak vicdansızlıktır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu iddiayı daha önce işitmemiştim. Üzerinden bir yılı aşkın süre geçmiş fakat net bir bilgi verilmemiş. Bahis mevzuu cümle o basımda hakikaten mevcut mudur? Yalan mı, hakikat mi?

 

Ben Son Devrin Din Mazlumları'nı okudum, 8. Basım'da (Şubat 1988) böyle bir cümle yok. Şahsen zerre kadar ihtimal vermemekle beraber, doğru ise, o cümle kim tarafından hangi vesika ile o basıma eklenmiştir?

 

Bu ihtilafın ehilleri tarafından giderilmesi mümkün müdür?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne Üstad Hazretlerini ne de Hocaefendi yi tam anlamıyla tanımadan, kulaktan duyma söylemlerle safderun bir şekilde onları acımasızca eleştirmenin büyük bir zulüm olduğunu düşünüyorum. İnsanlar çağının alimlerini bilmelidir. Gönül insanlarını anlamak gerçekten çok zordur. Şunu unutmamalı: Allah Rasulü (sav) Miraçtan dönerken ümmetine şu müjdeyle seslenmiştir: "Allaha şirk koşmayan affedilebilir." Dikkat edin burada imanın altı şartı ya da islamın beş şartı yoktur.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sayın kızılsakal, açık yazınız ve neye isnat ettiğinizi belirtiniz. Allah'a şirk koşmak nedir, kimler şirk koşmuştur ve affedilebilirler listesine dahil olanlardan kimleri kasdediyorsunuz?

 

Kuran'ın bir ayetinin dahi inkarı dahi küfür değil midir? Kafir şekilde ölen nasıl affedilebilir? Ve son olarak, bunun mevzu ile, üstat ve hocaefendi ile alakası nedir?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şunu unutmamalı: Allah Rasulü (sav) Miraçtan dönerken ümmetine şu müjdeyle seslenmiştir: "Allaha şirk koşmayan affedilebilir." Dikkat edin burada imanın altı şartı ya da islamın beş şartı yoktur.

 

Allah'ın birliğine inanmak' ifadesini kabullenmeyen affedilebilr demek!.. Hayret!..

Bir yaşıma daha mı girdim, ne!?

 

Hayır yani, benim başka bir korkum var a dostlar! Şimdi bu 'kızıl' arkadaş, Kutsal Kitabımızda İslamın ve İmanın şartlarını, ara başlıklarla ve rakamların gösterdiği maddeler halinde okuyamayınca, e haliyle böyle bir fikre mıhlanması düşündürüyor beni, iyi mi?!

 

Ne komik, ne komik!..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu arada..

 

Sualim hala cevapsız.. Bu denli mühim bir iddia ortaya atılıyor, üzerinden bir yılı aşkın süre geçmesine rağmen, Necip Fazıl adına yayın yapılan bir forumda herhangi bir cevap verilmiyor. Allah kendisinden razı olsun, reyhan rumuzlu adminimiz vardı eskiden. Kalmadımı mı bu işe ehil kimsecikler?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...