-
Content Count
303 -
Joined
-
Last visited
-
Days Won
25
Posts posted by vecd_
-
-
Bir göz bir göze neyi anlatır bilmem ama.. Bir söz bir gözü ömür boyu ağlatır..
-
Küfrüm Edebimi Aştı Bu Gece
Sen benim gözümde bir hiçsin artık,
Nefretim aşkımı aştı bu gece
Bugün ki sözlerin söz müydü artık
Son sözün sabrımı aştı bu gece
Kolayca bitsin bu diyemedin de
Salladın savurdun basiretsizce
Hiç mi ders almadın onca gezdik de
Yağmurun rahmeti aştı bu gece
Yürümeyen neydi,ilişkimiz mi?
Günüm sensiz bomboş deyişimiz mi?
Sensiz yaşayamam çelişkimiz mi?
Yalanın doğrunu aştı bu gece
Evlenmek hayali kapımda idi
Giriş kat evimin boyası yeni
Mobilyan,takımın, alınmış idi
Vuslatım tadını aştı bu gece
Yemedim yedirdim ne varsa sana
Üç kuruşum olsa verirdim daha
Memurdum yoksuldum hatırlasana
Hafızam haddini aştı bu gece
Ayakların donmuş,üşümüştün de
Gece yatamamış üzülmüştüm de
Bir ay oruç tutup yememiştim de
O çizmen boyunu aştı bu gece
Yapılan söylenmez, gelmezmiş dile
Allahtan beklenir kul bilmese de
Kızgınlığım buna, sebep ise de
Sabrım miadını aştı bu gece
Onca gez toz benle,seviyorum de
Sonra git nişanlan bir de ona de
Şer*fsizlik değil, nedir bu söyle
Küfrüm edebimi aştı bu gece
Sana son bir sözüm, nasihatım var
Aldığım ahlakla bir terbiyem var
Seni doğurana ana deyip geçmek var
Saygım adabımı tuttu bu gece
Gönlümün romanı bitti bu gece
Hangisine yansam şimdi gün gece
Ömrümden beş yıl gitti bu gece
Bedirhan Gökçe
-
''yüzün değiL hüzün görünür bazen aynada'' çeki düzen veremezsin.
- 1
-
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
-
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Durmuş ve Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik tarafından gerçekleştirilen çalışmalar sonunda Türkiye’de ilk kez deve kuşunun yumurta kabuğu ve zarından ağız sağlığı ve diş çürüklerinin tedavisinde kullanılabilen doğal jel üretildi.
Son yıllarda tüm Dünya’da yüksek oranda görülmeye başlanan diş çürükleri ve buna bağlı diş kayıplarının toplum sağlığı için ciddi tehlike oluşturması nedeniyle yaklaşık 10 yıl önce bir çalışma başlattıklarını belirten Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Durmuş, “Çalışmalarımız sonunda deve kuşu yumurtası ve zarında bulunan partiküllerden elde ettiğimiz ve temamen doğal yöntemlerle oluşturduğumuz jelin ağız sağlığı ve başlangıç halindeki diş çürüklerinin tedavisinde olumlu sonuçlar verdiğini tespit ettik. Ayrıca, ağız kokusunun giderilmesinde, diş eti iltihaplarının engellenmesinde, ağız içi yaraların tedavisinde, diş ve diş eti hassasiyetlerinin giderilmesi konusunda önemli faydalar sağladığını belirledik” dedi.
KULLANIMI HEM KOLAY, HEM EKONOMİK
Günümüzde ağız sağlığının öneminin giderek arttığını belirten Prof. Dr. Durmuş, ”Ağız bakımında kullanılan diş macunları, ağız gargaraları ve diş ipleri gibi ürünlere ilaveten Türkiye’de ilk kez katkı maddesiz bir jel üretilmiş oldu. Diş fırçası ile de kullanılabilen jelin fazla kullanılması ya da yutulması durumunda hiçbir yan etkisinin olmadığını tespit ettik. Üstelik 3 yaş altı çocuklarda da rahatlıkla kullanılabilen jelin, ülkemiz koşullarında üretilmesi ve piyasaya sürülmesi son derece kolay. Jelin seri üretime geçilmesi ile piyasadaki diş macunları ve benzeri tüm ürünlerden daha ekonomik olmasına kesin gözüyle bakıyoruz” şeklinde konuştu.
Geliştirilen doğal ürünün susuz ortamda dahi gün içerisinde rahatlıkla dişlere sürülmek kaydıyla kullanılabileceğini söyleyen Durmuş, “Diş jeli diğer diş ürünlerinin aksine günün her saatinde kullanılabileceği ve kişinin kolaylıkla yanında taşıyabileceği bir ürün. Özellikle yemeklerden önce kullanıldığında dişler üzerine ince bir film tabakası oluşturarak ağız bölgesinde oluşan asidik ortamın dişlere zarar vermesini engellemede oldukça yararlı olacaktır. Yatmadan yaklaşık bir saat öncesinde ağız bakımı için kullanılan ürünlerden sonra uygulandığında başlangıç halindeki çürüklerin tedavisini ve diş etlerindeki enflamasyonların giderilmesinde faydalı olacaktır” diye konuştu.
KALSİYUM AÇISINDAN ÇOK ZENGİN
Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik ise, “Yaptığımız araştırma ve deneylerde deve kuşu yumurtasının kabuğu ve zarının greft (kemik tozu) ve membran (örtü malzemesi) oluşturulmasında çok uygun olduğunu tespit ettik. Üstelik deve kuşu yumurtası, istenen büyüklükte parçacıkların elde edilmesine imkan sağlayacak kalınlığa ve sertliğe sahip. Böylece bir deve kuşu yumurtasından oldukça fazla ürün çıkartabiliriyoruz. Ayrıca deve kuşu yumurtası diğer tüm yumurtalardan daha fazla kalsiyuma sahip. Bu nedenle çalışmamızı deve kuşu yumurtasına yoğunlaştırdık” dedi.
İHA
- 1
-
KAVAK : ( TATMİNSİZ ) Fazla kendine güvenmeyen,sadece gerektiği zaman
cesaretli olan biridir.
Arkasının güçlü olmasını
ve sıkı insanlarla muhatap olmasını sever.
Çok seçicidir.
Genellikle yalnızdır.
Artistik bir doğası vardır.
Kin tutar. İyi bir organizatördür.
Felsefik takılmayı sever.
Ama her durumda ona güvenilebilen biridir.
İlişkilerini de çok önemser.
bazıları uyuyor :)
-
Biz çocukken; yollar bozuk, ziller bozuk, paralar bozuk ama adamlar sağlamdı!
İbrahim SADRİ
- 1
-
Açıl bağun gül ü nesrini ol ruhsarı görsünler
Salın serv ü sanavber Şive_i retfarı görsünler
Kapunda hasıl itdi bu devasuz derdi hep gönlüm
Ne derde mübtela oldı dil_i bimarı görsünler
Açıldı dağlar sinemde çak itdüm giribanum
Mahabbet gül_şeninde açılan gül_narı görsünler
Ten_i zarumda pehlüm üstühanı sayılur bir bir
Beni seyr itmeyen ahbab musikarı görsünler
Güzeller mihr_iban olmaz dimek yanlışdur ey Baki
Olur vallahi billahi hemen yalvarı görsünler
Bâki
Günümüz Türkçesi
1. Bağın gülü sen yüzünü aç da nesrini, o yanağı görsünler; salın servi ve fıstık çamı o yürüyüş tarzını görsünler.
2. Gönlüm bu devâsız derdi derdi hep senin kapında kazandı; hasta gönlün nasıl bir onulmaz derde tutulduğunu görsünler.
3. Göğsümde yaralar açıldı, yakamı parçaladım; sevginin gül bahçesinde açılan narçiçeğini görsünler.
4. Zayıf bedenimdeki kaburga kemikleri bir bir sayılabilir; beni görmemiş olan dostlar aynen bana benzeyen mûsikârı görsünler.
5. Ey Bâki! Güzeller acımaz, şefkat göstermez demek yanlıştır; vallâhi billâhi gösterirler hele biraz yalvarı görsünler.
-
Kıldı zülfün teg perişan halimi halin senin
Bir gün ey bi-derd sormazsın nedir halin senin
Gitdi başından gönül ol serv kaddin sayesi
Ağla kim idabara tebdil oldu ikbalin senin
Zinet için cism divarında etmezdim yerin
Çekmeseydi aşk levh-i cana timsalin senin
Dam-gah-ı aşkdan tut bir kenar ey mürg-i dil
Sınmadan seng-i melametden per ü balin senin
Saye-veş çoktan Fuzuli hak-i kuyun yastadır
Ol ümid ile ki bir gün ola pamalin senin
GAZELİN AÇIKLAMASI
Ey âşıklarını dert edinmeyen sevgili! Senin bu umursamaz tavrın halimi perişan eyledi. Bir gün olsun ''Ne haldesin? '' diye sormuyorsun ya asıl dert bu.
Ey gönül! O servi boylu sevgilinin himayesi üzerinden gitti. Artık ağlama vaktidir, çünkü yükselmen, alçalmağa (talihin talihsizliğine) döndü.
Ey sevgili! Aşk ta ezel gününde can levhasına senin suretini çizmeseydi, beden duvarını süslemek üzere sana itibar etmez, oraya seni desenlemezdi.
Ey gönül kuşu! Ayıplama ayıplama taşı ile kolun kanadın kırılmadan evvel aşk tuzağından kurtulmaya bak.
Zavallı Fuzuli, bir gün gelir de sevgilinin ayağının altına serilirim diye, hayli zamandır senin semtinin toprağın gölge gibi uzanmış kalmıştır.
-
Canımı canan eğer isterse minnet canıma
Can nedir kim kurban etmeyem cananıma
( Fuzûlî )
- 1
-
“Asma suratını” deme be kadın , Ne değişir ? Yine , İstanbul’daki asma köprüler gibi , Asma gülücükler iliştiririm yüzüme ; Ve gözlerimin altından binlerce Marmara akıtırım…
Orhan Veli Kanık
-
Ahu Gözlüm..
Ahu gözlüm böyle oyun
Duydum desem yalan olur.
Senden gayrı yare boyun
Eğdim desem yalan olur.
Erdim aşkın değerine,
Yandım derinden derine,
Seni bin leyla yerine,
Koydum desem yalan olur.
Akışlarda bu coşkuyu,
Nakışlarda bu dokuyu,
Çiçeklerde bu kokuyu,
Duydum desem yalan olur.
Vazgeç artık şu kuşkundan,
Ne umarsın bu şaşkından,
Ecel gelse yar aşkından,
Caydım desem yalan olur.
Aciz olmak ne beter şey,
Gene yoksun geldi hey hey,
Her bakışın bir kadeh mey,
Aydım desem yalan olur.
Dile kolay yedi sene,
Son diyorsun öl desene,
Yedi veren gül busene,
Doydum desem yalan olur.
Cemal Safi
- 1
-
amin Allah rahmet eylesin o yazdığın beyitin tamamınada baktımda türkçesiyle beraber gazelin tamamını bulamadım.
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Nûş eylese bir âşık tâ haşre dek ayılmaz
Bezm-i feleğin bilmem câmında ne hâlet var
Bu hâlet ile ey dil sağ olmada âlemde
Derd ü gam-ı dilberle ölmekte letâfet var
Gitdükçe harâb eyler mülk-i dil-i vîrânı
Dehrün bu cefâsından bir şâha şikâyet var
Ser terkine kâ'ildir dünyâya gönül virmez
Terk ehlinin ey Bâkî başında sa'adet var.
(Günümüz Dili)
Dünyanın süslerinden el çekmeye niyetim var
Yakında yokluk derler bir şehre seyahatim var
Uçtu gitti bu göklerden inleyen gönül kuşum
Fırsat bulamaz oldum yolculuk kederim var
İçse bir aşık -ta kıyamete kadar ayılmaz
Feleğin meclisinde -bilmem kadehinde ne haller var
Bu haller ile ey gönül sağ olmaktansa alemde
Dilberlerin gam derdinden ölmekte incelik var
Gittikçe viran gönül ülkesini harap ediyor
Zamanın bu cefasından bir şaha şikayet var
Baş vermeye razıdır da dünyaya gönül vermez
Ayrılık ehlinin ey Bâkî başında saadet var.
-
Gazel
Ne tende cân ile sensiz ümîd-i sıhhât olur
Ne cân bedende gâm-ı firkatûnle rahat olur
( Vücudumda sensiz ne can ve sağlık umudu olur. Ne de can bedenimde ayrılığın gamıyla rahat yüzü görür.)
Ne çâre var ki firâkunla eglenem bir dem
Ne tâli’üm meded eyler visâle fırsat olur
( Ne senin ayrılığın yüzünden bir an oturup kalmanın çaresi var ne de talihim yardım eder de sana kavuşma fırsatı bulabilirim.)
Ne şeb ki kûyuna yüz sürmesem o şeb ölürüm
Ne gün ki kâmetüni görmesem kıyâmet olur
(Hangi gece bulunduğun yerlere yüzümü sürmesem o gece ölürüm. Hangi günde selvi boyunu görmesem benim için kıyamet olur.)
Dil ise gitdi kesülmez hevâ-yı aşkundan
Nasîhat eyledüğümce beter melâmet olur
(Gönül ise elden giden aşkının arzusundan bir türlü vazgeçmiyor, ben nasihat ettikçe o daha beter rezil oluyor.)
Belâ budur ki alışdı belâlarunla gönül
Gamun da gelse bâ’is-i meserret olur
( Asıl belâ şu ki gönül belâlarınla alıştı.Şimdi gönüle gamın da gelse sevinç sebebi oluyor.)
Nedür bu tâli’ ile derdi Nef’î-i zârun
Ne şûhı sevse mülâyim dedükçe âfet olur
( Bu talihsiz ve zavallı Nef’î’nin çektiği dertler nedir? Hangi güzeli sevse ona yumuşak huylu ve uysal dedikçe bir afet kesiliyor.)
-
GAZEL
Ferman-ı aşka can iledir inkıyadımız
Hükm-i kazaya zerre kadar yok inadumuz.
Baş eğmezüz edaniye dünya-ı dûn içün
Allah'adur tevekkülümüz, itimadumuz.
Biz mütteka-yı zer-keş-i caha tayanmazuz
Hakk'ın kemfil-i lûtfunadur istinadumuz.
Zühd ü salâha eylemezüz iltica hele tutdı
gerçi âlem-i kevni fesadumuz.
Meyden safa-yı batın-ı humdur garaz hemân
Erbab-ı zahir anlayamazlar murftdumuz.
Minnet Huda'ya devleti dünya fena bulur
Bakî kalur sahife-i filemde adumuz.
---
Bugünkü dille:
Aşk fermanına candan uyarız.
Allah'ın hükmüne karşı zerre kadar inadımız yoktur.
Bu dünya için alçaklara bağ eğmeyiz,
Tevekkülümüz ve itimadımız Allah'adır.
Biz mevkiin altın işlemeli yastığına dayanmayız.
Bizim dayanağımız Allah'ın büyük lutfudur.
Gerçi kötülüklerimiz dünyayı tuttu ama,
(bundan kurtulmak için) sahte dindarlığa da sığınmayız.
Şaraptan istenen, şarap küpünün iç temizliğidir,
Dış görünüşe bakanlar bizim ne istediğimizi anlayamazlar.
Dünya devleti (bir gün) son bulur.
Şükür Allah'a ki dünya sahifesinde adımız bakî kalır.
-
Mihnet-i aşk ey dil âsândur diyü çok urma laf
Aşk bir yükdür ki ham bulmuş anun altında kaf
Fuzûlî
(Ey gönül aşkın sıkıntısı kolaydır diye çok konuşma; zira aşk öyle bir yüktür ki kaf, onun altında bükülüp kalmıştır.)
-
*Bir saçı Leyla'ya mecnun'dur deyu
Yazmışlar defteru divane beni.(Dertli)
- 1
-
*Adam, adamdır eğer olmaz ise bir pulu
Eşek yine eşektir, atlastan olsa çulu.(La edri)
- 2
-
Sevda Sokağı
ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum
gecenin efkarı iniyor perde perde
sevdanın hayali vuruyor arada bir içime
ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
hani şu perdelerinde mavi kuş resimleri olan
ali bakkalın hemen yanında 17 numara
o kırgın hayatın tam ortasında
hani duvarlarında hala yazılar olan o sokakta
biri gurbetin ,biri ihanetin,
biri de seni böyle sevmenin hikayesi
sevdanın camı bana bakıyor ben cama
ve bak sen şu serencama
pencere önünde menekşeler ,hatmiler
bide gece sefası ,bide haytalığı adamın
abi bide sevdanın hayali vuruyor arada içime
iyi oluyor diyorum bu sana iyi oluyor
arada bir arkadaşlar geliyor laflıyoruz ordan burdan
anlarsın ya güzel abim
iç cebimde bir umut doğuyor
bide nerden bulduysam resmi sevdanın
resimde sevda inadına gülüyor
sevdam gayri resmi bilmekteyim
gel ki benim abim
birazda üstümüzde macera güzel duruyor
yani yakışıyor adama yakışıklı bir sevda
hayat haybeye vurmuyor yüzümüze belasını
hayat sokağımızda bir kehribar tespih gibi
dokuyor tanelerini takır takır yüzümüze
ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum
ağzımda fiyakalı bir ıslık
zulamda ağır yarası sevdanın
ali bakkalın çırağı metin anlıyor halinden insanın
metin nedir senin niyetin
kap bakalım abine bir taze ekmek biraz zeytin
bu akşam yine odamda efkar var
anlarsın ya metin adamın halinden adam anlar
- 1
-
Yalnızlık...
Sen küsüp giderken bir çift sözüme,
Sessizce karşıma çıktı yalnızlık...
Pişmanlık hissiyle yanan yüzüme,
Beter ol der gibi baktı yalnızlık! ...
Dilimden düşünce o çirkin hece,
Kapımı sen açtın bu zalim güce.
Dört yanım karlı dağ oldu her gece
Çığ gibi üstüme çöktü yalnızlık! ...
Ne kadar hasretsem bir tebessüme,
O kadar muhtacım son nefesime.
Ruhumda beliren her hevesime,
Bir hüsran perdesi çekti yalnızlık...
Bu nasıl bir garez, bu nasıl bir kin?
Serviler şehrini gösterir her gün?
Sevgilim seni de ağlatır bir gün,
Gözünü canıma dikti yalnızlık! ...
Cemal Safi
-
Kaç yıldır benim yanımdasın?
- 20 yıldır efendim.
- Bu zaman süresince benden ne öğrendin?
- Hiçbir şeyle değişmeyeceğim yedi gerçek öğrendim.
- Ömrüm seninle geçtiği halde topu topu yedi gerçek mi öğrendin?
- Evet
.
- Söyle bakalım öyleyse neler öğrendin?
- Baktım ki herkes bir şeyi dost ediniyor, ona gönül verip bağlanıyor.
Ancak, bunların hemen hepsi insanı yarı yolda bırakıyor. Ben ise, beni
hiç bırakmayacak, ölümden sonra bile benimle gelecek şeyleri aradım. Ve
dost olarak iyilikleri seçtim kendime Ki, onlar sonsuz bir yükselme
yolculuğuna çıkmış insanoğlunun hiç tükenmeyecek azığı ve en gerçek
dostlarıdır.
- Çok güzel, ikincisi ne bakalım?
-
Baktım ki, insanların bir çoğu geçici dünya değerlerine dört elle
sarılmış onları koruyor, kasalarda saklıyor, kaybolmaması için her
çareye başvuruyor. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine, kimi ününe
tutunmuş sımsıkı, onları elden çıkarmamak için çırpınıp duruyor. Oysa
ben varlığımı ve bütün isteklerimi O’na satıp, gönlümü yalnız O’nun
sevgisine açtım.
- Devam et!
- İnsanların üstün olmak
için birbirleriyle yarıştıklarını gördüm. Ancak bir çoğu üstünlüğü
yanlış yerlerde arıyor ve birbirinin üstüne basarak yükselmek istiyordu.
Bunun üzerine üstünlüğü geçici dünya değerlerinde değil, akıl ve
ahlâkça yükselmekte, kötülüklerin her çeşidinden el etek çekip,
iyiliklere vasıta olmakta aradım.
- Devam et yavrum.
-
Yine baktım ki, insanlar sabahtan akşama birbirleriyle uğraşıyor, boş
yere hayatı zehir ediyorlar kendilerine. Bütün bunların benlik,
bencillik ve çekememezlikten ileri geldiğini gördüm. Ve gönlümü bu
kirlerden arıtarak, herkesle dost olup, huzur ve güven içinde yaşamanın
yolunu buldum.
- Sonra?
- Nedense herkes hatasının
sebebini hep dışta arıyor ve başkalarını suçlamak yoluna sapıyordu.
Böylece suçlarının örtüsü altına saklanıyordu. Oysa insanın başına ne
geliyorsa kendi yüzünden ve kendi eliyle geliyordu. Bunu bilip yalnız
kendimle cenge girerek, nefsimin iradesine uymamaya ve vesvese verenin
ağına düşmemeye çalıştım
.
- Doğru.
- Baktım ki
insanlar şu bir lokma ekmek ve dünya geçimi için helal haram demeden,
her türlü hakkı çiğnemekten çekinmiyorlar. Hem başkalarının hakkını alıp
onları yoksul bırakmakla, hem de bu haksızlığın azabını ağır bir yük
gibi vicdanlarında taşımakla iki kere kötülük etmiş oluyorlar. Oysa
doğru yaşanıldığında ve hakça bölüşüldüğünde dünya nimetleri insanlara
yeter de artardı bile.
- Ve yedinci?
- Yedinci olarak
şunu gördüm ki, insanlar bir şeye dayanmak ve güvenmek
ihtiyacındadırlar. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine. Bunların hepsi
de bir süre sonra yıkılacak eğreti desteklerdir. Ben ise yalnız O’na
sığınıp yalnız O’ndan yardım diledim. Ve bunun karşılığı sonsuz bir
güven oldu.
,
- Seni tebrik ederim evladım. Ben de yıllar yılı
bütün din kitaplarını inceledim. Hepsinin bu yedi gerçek etrafında
döndüğünü tespit ettim.
Alıntıdır.
- 1
-
İncir çekirdeğini doldurmayacak kadar diye niye küçümserler ki; Kalp pek mi büyük incirden? Bakın bakalım insan neler çekiyor, incir çekirdeği kadar kalbe düşenden. . . !
-
bunu geçen gün derste hoca bir slayttan okumuştu gerçekten çok güzel bi hikaye.
-
Aleyküm selam kardeşim hoşgeldin.
Düşündürücü Sözler
in Serbest Kürsü
Posted · Report reply
Bir gün seni unutmak zorunda kalırsam , Aşkımın küçüklüğüne değil,çaresizliğimin büyüklüğüne inan.
- Atila ilhan