Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Hayy bin Yakzan

Üye
  • Content Count

    280
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by Hayy bin Yakzan


  1. Hey dude, unuttun mu ben mühendisim. Yoğurt benim için günlük alınması gereken kalsiyum demek. Çorba da sıhhatli bir iftar için önce sıvı alımı manasına geliyor. Tabi sonra esas yemek için mevcut menüde tercih pizzaymış, pideymiş karbonhidrat değil de tavuk şiş yani protein. Protein alırken de dikkat kesbedilecek nokta kırmızı değil de beyaz et.

     

    Akra Fmde bize sıhhatli beslenmeyi öğretiyorlar kardeşim, 1000 yıl yaşıcam ben... :)


  2. Selamlar,

     

     

     

    Nur cemalime kurban ol sen :)

     

     

     

    Gelip de laf edecek olanın gelmemesi daha evladır :) Piyasa ortalamalarını çok aşmıyor, yaptığımız görüşmelerde bu kadar güzel bir mekanı bu kadar uygun fiyata hiçbir yerde bulamadık.

     

    Saygı ve selamlarımla

     

     

    Laf etme değil de, bir dahi aşk ile tedarik meselesine dikkat çekmek istedim. Fiyatlar o tarz mekanlara göre alışılmış seyirde, dikkat etmeyen arkadaş olursa sonradan mahçup olmasın (aslında mahçup olunmaması gerek ya, insan pek bi alınır böyle şeylere) diye ...


  3. Allah yok diyen biri aslında Allah'a inanmayan değil, bir şekilde Allah'la kavgalı olan kişidir. Ya dini ayağa düşüren kötü örneklere takılmıştır yahut büyük resmin bütününe bakma yerine parçalarıyla uğraşıyordur; klasik nasıl olur da dünyada şunlar şunlar oluyor, tanrı bunlara izin veremez vermemeli ama veriyor öyleyse yok muhabbeti...

     

    Dikkat edilmesi gereken husus şu, Üstad'ın Mümin-Kafir eserinde vurguladığı gibi olayları aynı fikri zeminde algılamıyoruz, onların kabullerine bakacaksak işin içinden çıkılmaz. Kur'anda da bu Allah'ın dilediğini hidayete erdirmesi olarak anlatılır. Kibrinin esiri olmuş birine hiç bir şey anlatılmaz, şeytan gibi herşeyi görmüş olsan bile kibir varsa hidayet yoktur...

     

    O yüzden ihata edemediği konuları açmalı, basitleştiremeyeceği insanların fikirleri önüne sunulmalı ki önce bir 'Ben her şeyi biliyorum.' tavrı sarsılsın, yoksa ne anlatırsanız boşuna olur.

    • Like 1

  4. Allah razı olsun, müthiş bir yazı olmuş... Uzun süredir kıvrana kıvrana ne yapmalı hangi yolu seçmeli diye düşündüğüm meseleler...

     

    Yalnız bir husus var ki yazıda bahsi geçen dava satma meselesi bilakis bedevi değil hadari özelliğidir. Bahsedilen kurumsallaşma yolunda şehir hayatı var, nimetlere kapılma var. Eyginin gösterdiği yolda bu türlü tuzaklara düşülme ihtimali çok daha fazladır. Dünya tarihi şahittir ki nimet olgun olmayan insanı azdırır, şımartır, davasından saptırır...

     

    Zaten bunu başaramadığımız için bu muhalif selefi yorumlar ortaya çıkıyor. Mükellef bir sofra başında olduğu halde sadece yetecek kadar, dengeli ve sağlıklı beslenmek, damak keyfine değil de vitamine minerale proteine dikkat etmek çok çok zor bir iş; öyle her baba yiğidin harcı değil...

     

    Yapılması gereken budur, ama yapamıyoruz. Ve eğer yapamamaya devam edeceksek o sofraya tekme atıp her şeyi devirmek daha hayırlıdır gibi geliyor bana...


  5. Akif o mısrada bireysel faziletleri ele almıyor... Tevhidi kurtarma adına gösterilen çabadan bahsediyor.

     

    Nice sahabi efendimizden kat kat defa fazla ibadet eden veliler var. Ama bu konuda onlardan üstün olmaları evliyayı sahabeden üstün yapmaz. Falanca Veli filanca sahabiden fazla ibadet etmiş demek o sahabiden üstündür demek de değil...

     

    Sahebeden sonraki her hasene zaten onların da defterine yazılıyor, o yüzden sahebe efendilerimizle fazilet kıyası yapacak halimiz elbette yok...

     

    Şiire bakacak olursak;

    Çanakkale Bedr'e çok benzer... Ölüm kalım meselesidir, muhtemel mağlubiyet o topraklarda bir daha Allah'a kulluk edecek O'nun adını yüceltecek insan kalmaması demek olacaktır. Şair bunu ifade ediyor.


  6. Şu şu gerekçelerle falanca şahsı beğenmiyorum, hatalı olduğunu düşünüyorum; o yüzden dersini takip etmiyorum benim kanaatimi soranlara da bu yönde görüş belirtiyorum demekle, kafadan saldırgan bir uslupla yaftalamak, hakaratamiz ifadeler kullanmak bir değildir.

     

    Üstelik de bunu vay efendim gece namazına kalkmadı kabilinden bir iddia ile yapmak hiç haddimiz değil. Hani İslamoğluna İslam ahlakına yakışmayan bir uslupla yalan yanlış ithamlarda bulunuyor diye kızsanız yine anlayacağız.

     

     

    Şahsen ben Ahmet Hocanın sohbetlerini takip etmem. Çünkü kendi tecrübelerimden biliyorum ki, ölçmeden tartmadan fevri ve aceleci yapılan konuşmaların içine mutlaka nefsaniyet sızar. Mutlaka geri vitese takmak, söylediğinizi geri almak zorunda kalırsınız. Cübbeli hakkında benim söyleyeceğim budur. (kendisi İskenderPaşa'yı tv ekranında Altaylı'ya şikayet etmiş olsa bile)

     

     

    Bu hassasiyeti gözetmezsek, kimi kime savunacağız. Ortalık bataklığa döner, ağzı olan birbirne çamur atar. Sen onun şeyhine söversin, o döner senin silsilene giydirir. Onda sonra iddia edelim bakalım falanca alim hazretlerini Allah rızası için savundum diye.

     

    İslam güzel ahlaktır.


  7. İmam ibn. Teymiyeyi çiğ bilgilerle savunmadığımı görmek isterseniz eğer buyurun bana soru sorun (ibn-i teymiye etrafında başlığı) inşallah vasat olan yolun ne olduğunu size delilleriyle ispatlarım.

     

     

    http://www.youtube.com/watch?v=QLb9qeUwFaU

     

    bakın şu youtube linkinde malta adasında ki tatilini nasılda savunuyor.

    siz hangi mutasavvıfın zahidane hayatını terk edipte böyle şatafatlı bir şekilde yaşadığını

    ve sıkılmadan bir de nefsini savunduğunu gördünüz ?

    Allahtan korkmadan bu tatiline siyeri nebiyi s.a.a.v mi alet ediyor ...

    el insaf

    kızmıyayımda napayım ben.

    (menzilde) Gavs hazretlerinin hayatını tenkit ettiğimi gösteremez hiç kimse.

    neden peki?

    çünkü adamın hayatı tutarlı.. oysa bu cübbeli insanların inançlarını sömürüyor...

    basiretimizi Allah subhane ve teala arttırsın inşallah.

     

     

    İfadelerimi tamamen tersten ele almışsınız...

     

    Cübbeli'nin Malta tatilinde ruhsata mugayir bir şey göremiyorum, titizce sakınmak bahsinde ise insanları yargılamak bize düşmez.


  8. Teymiye'yi, kendi ilmi gayretleri sonucu varılan bir hükümle değil de ordan burdan yarım yamalak duymalarla çiğ bir tavırla yapılan yüklenmelere karşı savunuyorsunuz, doğaldır hakkınızdır. Ama siz de başka birine eleştiri veya reddiye yapacak iseniz bunu daha yoğrulmuş, terbiye edilmiş bir tavırla yapmanız gerekir. En azından tutarlı olmak adına.

     

    cübbeli , cübbesinin altından dalavere çeviren ve nefsi dürtülerinin peşi sıra giden bir holigandır.

    millete takvadan bahsediyor , kalkıp çarşaflı karılarıyla yurtdışında el alemin içinde denize girebiliyor.

    mustafa islamoğluna attığı iftiraların haddi var hesabı yok.

    ibn teymiyeyi zındık kabul eder mezhepsiz der (halbuki büyük İmam hanbelidir)

    mutasavvıf kimliğiyle tanınan biri olmasına rağmen , çığırtkan bir edayla sobet verir....

    bana göre efkarı ammenin teveccühünü kazanamadığı için histeri krizine tutulmuş bir meczup.


  9. Müminlerin vahiy tarihi boyunca sıkıntı çektiği bir husustur mizah... Tüm zamanların tüm inkarcıları imanı dalgaya alarak, inananları üzmüştür, eza vermiştir.

     

    O yüzden yeri geldiği noktada çok önemli hücum ve polemik. Trra da bunun hakikatli bir ustası...

     

    Ama hedef de çok önemli tabi ki... Allah trradomirin kılıcını keskin ve düşman üzere eylesin...

     

    [biz kırılmadan incinmeden atışıyoruz arada o başka :) ama gocunana karşı da biraz sakın be kardeşim, gel hıncını bizden al :) ]


  10. Her ne kusur varsa geçen zamanda;

    Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar

    Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda,

    El olur Leylalar ela gözlü yar

     

    Güzel açar güzelliğin sergisin

    Gün ağartır kara saçın örgüsün...

    Muhabbet faslında ölüm türküsün

    Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar

     

    Estikçe iş çıkar işin içinde;

    Gençliğin hasret yer sevda göçünde

    Bilmez misin, dört mevsimin üçünde

    Kar olur yaylalar, ela gözlü yar

     

    Alı al, yeşili yeşilde ara;

    Ahirete gider kalpteki yara...

    Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,

    Dökülen ayvalar ela gözlü yar

     

    Vakit dolar, nakit biter kasanda...

    Sevda bir kitaptır gönül masanda;

    Okusan da olur, okumasan da...

    Kapanır sayfalar ela gözlü yar

     

     

    Değil mecnun Abdulhamid-i Sani olsan değişmiyormuş yani :)


  11. Konudan bağımsız ama, tanrı -ki ilah, god kelimelerinin birebir çevirisi- demeye sakındığımız Allah'ı putperest mecusilerin iyilik tanrısının adıyla anıyoruz. Bu ne yaman çelişkidir. Hatta hiç tanrı kelimesiyle karşılaştırmayalım, Allah'a zeus diyebilir miyiz, apollon diyebiliriz miyiz yahu ? Be ne izansızlık ?

     

    Bilen bir arkadaş varsa, meseleyi izah eder inşallah.

     

     

    Düzeltme: YEZDAN ile ÇALAP ı birbirne karıştımışım :) Bu konuda yeri dğeil o halde bu tartışmanın.

×
×
  • Create New...