Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

mitajanı

Editor
  • Content Count

    457
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    15

Posts posted by mitajanı


  1. Müstakil Huzur

     

    Sayım var gibi renksiz

    Ahenksiz, gri, güneşsiz bir gün

    Bakanın kalmadığı gökyüzüne

    Sağı solu kapatmış şehir

    Şehrin kırık dişleri, çanaklar

    Rabıtada mıhlanmış

    Yakınlar uzaktılar

    Eskiler bilir…

     

    Uzaklarda yükselip alçalan bir martı

    Hava yağmurlu

    Yavaştan çöken karaltı

    Ötelerden yarı yaşanmış bir gün gelir…

     

    Gri günün akşamında

    Müstakil bir huzur

    Martı kayboldu

    Bacalar ve pencereler

    Ot bulunur, taş bulunur…


  2. kureyşi abiden okumuştum.bizim karabaş tecvidi diye bildiğimiz tecvidin aslı kurrabaşı tecvidiymiş.islam düşmanlığıyla birileri karabaşa çevirmiş.

     

    bunu ilk defa duydum. doğrudur ama. sinsilikte öyle ileri bir boyuta geçmiş ki adamlar, hangi kelimeye hangi manayı yüklediklerini birçoğumuz bilmiyoruz maalesef. mesela dünyanın neresinde var bir böceğe 'karafatma' dendiği. bize mahsus bişey. oysa Fatıma Annemiz'in -radıyallahu anhuma- kim olduğunu söylemeye hacet var mı. düpedüz İslam düşmanlarının sinsi bir oyunu, başka bişey değil. uyanık olalım inşallah.

    • Like 2

  3. zamanında bazı dallamalar henry prost denen bizans azmanını getiripte istanbul'un başına şehir planlamacısı olarak koymasaydı bu şehir çok daha güzel olurdu. unkapanı plakçılar çarşısı denen ucube onun eseri. haliç'teki fabrikalar onun eseri. yıkılan yüzlerce cami, külliye, medrese onun düşmanlığının neticesi. bu dallamayı istanbul'a getiren zamanın cehape'li bürokratları -ki o vakitler cehape'li olmayan bürokrat mı vardı :)- tarih affetmeyecek. ben de affetmiyorum. her seferinde bol bol sövüyorum.

     

    mesele bununla da bitmiyor tabi. sadece elin bizans kaçkını bu şehre kıymamış. bizlerde de kabahat çok. iki üç tane arsa parselleyeceğim diye, fazladan üç beş tane bina dikeceğim diye, elin değnekçisine yer tahsis edeceğim diye şehrin anasını ağlatmışız. bu belediye (kadir topbaş) sağolsun yıllardır yaralarını sarıyor şehrin. eh, hafiften altyapı, üstyapı oturdu. şu kentsel dönüşümde muvaffakiyete ererse daha güzel bi şehir olcak burası.

     

    yoksa istanbul her zaman prestijliydi. hâlâ prestijli. başka bi şehir burası. ehh, biraz da benim burada olmamın etkisi var yane.. çaktırmayın.. :)

    • Like 1

  4. sokağın dibinde beklerken siyah bir köpek yanımızdan gelip geçti. bizim eleman hemen atladı 'oo a..b' gel buraya diye. sonra muhabbet başladı.

     

    -bak dostum arab'ın lugat manası beyaz demektir. Alemlerin Efendisi sallallahu aleyhi ve sellem buğday tenli idi. Hz. Osman radıyallahu anh sarışındı. dolayısıyla arab, siyah/kara/zenci değildir.

     

    -müslüman bütün müminleri sever. fakat, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem arab'tı. bundan dolayı arablara ayrı bir hürmet duyar. ki ecdadın hicaz bölgesine olan saygısı, oraya duyduğu hürmet hep bundan kaynaklanmaktadır.

     

    -osmanlı'dan sonra uygulanan ve başını ingiliz keferesinin çektiği sistematik arab düşmanlığını anlamak lazım. mübarek beldelere afrika'dan getirilmek suretiyle doldurulan zenci bedevileri bilmek lazım.

     

    -ülkemizde arab'ın şahsında İslam'a uygulanan yine sistematik karalama kampanyasını algılamak gerekiyor dedim.

     

    töbe dedi. bi daha demem abi..

    • Like 1

  5. kayfe kelimesinin benim açımdan etimolojik değil de sosyolojik izahatı. neden kahve diye yazmadım da kayfe diye yazdım. muhabbet şu:

     

    -oo.. kadir.. napırsın...

    +napımm ee.. çalışırım..

    -nerde çalışırsın ee...

    +kayfede...

     

    kırk yıllık kıraathane oldu kayfe. :)


  6. çok kitap okuyan biri değilim. o yüzden kitabımın üstüne kayfe filan dökmem, metroda vesaire unutmam. kitap okumamanın değişik açıdan bi faydası. ama tabi okumak ey şeydir diyor bilo ağa. okumak eyi şeydir. okumakla kitap aşınmaz ama yürümekle yol aşınır. niye aşınır? çünkü yol kitap değildir.


  7. Çağın Garibi

     

    Bu nefes almaklar beni boğan

    Tadı damağında yaşamak

    Bu renkler gözümü kör eden

    Yeşil gölde kırpık bir ceset

    Ne de saygıdeğer!

     

    Bu hikâye ölümle başlar, garip

    Sizce de fazla karışık değil mi?

    Mesela huzur, ne bulanık

    Banknot, gardiyan, küllük, vanilya, kefen

    Her şey karmakarışık…


  8. Malum, mevzuu Erzurum...

     

    Erzurum'da yapılan kış oyunları vesilesi ile şehire takım elbiseli adamlar gelmeye başlamış... Görevliler, yöneticiler vs... Bir çocuk babasının elinden tutmuş gidiyorken karşısında yine takım elbiseli adamları görünce çocuk, babasına dönmüş, baba demiş, bu adamlar ajan mı?

     

    Bu hadiseyi o zamanlar bir internet haber sitesinde okumuştum, unutmamışım... Hadiseyi ben uydurmadım yani... halis mulis bir hikaye...

     

    Anlaşılan birileri önceden keşif için gitmiş, duyurulur...

     

    ne bilim hacım ya. şimdi anlaşıldı.

     

    suali dile getiren çocukta kendi çocukluğumu gördüm. afferin ona. istkbal vadediyor.

     

    keşif için gidenleri bulurum ben. üstüne bir de cağ kebabı ısmarlatırım kendime. :)


  9. seyreyle güzel kudret-i mevla neler eyler canan canan

    Allah'a sığın adl-i teala neyler

     

    meyla eylemezem gayrısına tövbeler olsun canan canan

    şol yüzleri dost özleri düşmandan usandım

     

    suları şikest meyleri kalp hazreti haktan canan canan

    bir ane değin ettiğim isyandan utandım.

     

    erzurum, tasavvuf, kar, yağar, ben, mit, ajanı


  10. hilmi baba olabilmektir mesele. şekspir reis hiç boşuna kasmayaydın. şekspir de iyidir aslında. belki de müslüman olarak öldü, kimbilir. inşallah öyledir. diğer türlü toprağı bol olsun.

     

    hilmi baba.. fakir fukara babası, gariplerin dostu, düşenlerin yareni, yolda kalmışların sığınağı. baba ben büyüyünce senin gibi olmak isterdim. olabildim mi. olamadım. olamam da galiba. sen otuzbin kitabı devirdiğin o fakir hanende Allah bilir hangi mavi alemlerde seyahat ediyordun.

     

    hilmi baba.. biz çok şımarık bir nesiliz. alayımız facebook mücahidi. öyle senin gibi derinlemesine yaşayamıyoruz hayatı. deli görünce kafamızı başka bi tarafa çeviriyoruz. fakir görünce aslandan kaçar gibi kaçıyoruz. yalanız, dolanız, bitarafız, bertarafız. oysa sen böyle miydin, senin gönüldaşların böyle miydi. değildi tabi.

     

    cüsseli bi adam olmamana rağmen cesaretinle on tane raki balboğa kılıklı athırsızını yere serebilirdin. bizde o da yok. herkes korkak, herkes kaçak döğüşüyor.

     

    hilmi baba.. bugün bu şehirde hava kapalı. çay içtiğim masanın üstünde iki-üç kalem var, karşımda okunmaktan eskimiş kitaplar. yorgunum baba. otobüslere yetişmek zor geliyor.

    • Like 3
×
×
  • Create New...