Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

mitajanı

Editor
  • Content Count

    457
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    15

Posts posted by mitajanı


  1. Anladım ki, susmak bir cüsse işi. Derin denizlerin işi. Sığ suları en hafif rüzgârlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar...

     

    Derin denizlerin sükûtu büyüler beni. İçimi bir heybet hissi kaplar. Benliğimi haşyet duyguları istilâ eder. Kalbim ürpermelerle dolar.

    Dalgalı denizler, durgun mavi denizler kadar heybetli gelmez bana. Göklerin suskunluğu da öyle. Gök gürlemeleri, mavi derinliklerin heybetini siler diye düşünmüşümdür hep. Sükût her zaman daha manalı, daha derindir.

     

    “Ulvî olan sükûttur, gayrisi zaaftır” diyor Vigny. Şair bir kurt avında bunu fark eder. Dişisiyle birlikte iki yavrusunu kurtarmak için, ay ışığının alaca karanlığında vahşi bir ormanda bir erkek kurdun verdiği asil savaştan çok etkilenir şair. Erkek kurt kendisine ve yavrularına saldırmak üzere olan avcıları hissetmiştir. Kurdun bütün kaçış yolları kesilmiştir. Karşı koymak ve hayatından kahramanca feragat etmekten başka çaresi yoktur. Pençelerini, az sonra kendisine mezar olacak karlara saplar ve bekler. Av köpeklerinin en yavuzunu gözüne kestirir ve onu haklar. Köpeğin boynu erkek kurdun dişleri arasındadır. Avcılar habire ateş ederler. Kamalarını kurdun böğrüne kabzalarına kadar saplarlar. Fakat kurt hiç inlemeden, ızdırabını sessizce yudumlayıp, öylece düşmanlarına bakmaktadır.

    Kurdun gözlerinde sükûtun heybeti belirmiştir. Bu heybet şaire, ağlamanın, inlemenin ve yalvarmanın ancak bir zillet olduğunu anlatır. Erkek kurt kaderin kendisine yüklediği vazifeyi ifa etmiş, ızdırap çekmiş; ama inlemeden ölmüştür.

    Bu asil hayvan, şaire, sevdiklerini yaşatmak için, hayattan feragat etmeyi, fedakârlığı da öğretmiştir.

     

    Evet; hiçbir şiir ve söz, sükût ve amel kadar tesirli olamaz. Bir İngiliz atasözü, “Hareketler kelimelerden daha gür sesle konuşur.” diyor. Kalbe sözden çok sükûttan manalar akar. İnsan evrendeki sükûtu anlayabilseydi, kim bilir belki de söz olmayacaktı. İnsanlar sükûtun dilinden anlayacak, derin ve manalı bakışlarla konuşacaklardı. Ve ses, sükûtun heybetini bozamayacaktı.

    Konuştuğum zamanlar hep acze düşmüşümdür de ondan kelâma sarılmışımdır. Evrendeki her varlıkta sükûtu bir süs, bir hikmet olarak algılamışımdır. Sözü ise ancak bir zaruret...

     

    Allah’ın kelâmı var. Peygamberler de konuşmuş. Ama bu, sükûtun sakladığı engin sırların teyidi. Hissiz kalabalıklara sesini duyuramayanlar, şamatada vaaz etmekten vazgeçmiş, sükûta sığınmışlar hep. İsrafların en kötüsü, sözü israf etmektir çünkü...

    Öfkelerini mukaddes bir çığlığa dönüştüremeyenler, sükûtun o manalı ve mütevekkil zırhına bürünürler.

    Zulüm karşısında hayretten fal taşı gibi açılmış gözler yuvalarında münzevileşir, derin ve ürkütücü bir sükûta bürünür.

    Sükûtta tevekkülü, sükûtta cümle işlerin Allah’a havalesini okur gibi olurum.

    Allah’ın varlığına birer işaret parmağı gibi, “O var” diye uzanan alemler konuşabilseydi, daha mı heybetli olurlardı? Denizler dile gelseydi, çağlayanlar ilâhiler mırıldansaydı mesela... Yunus gibi sarı çiçekle konuşabilseydik, güllerin, karanfillerin sesten, sözden kelâmları olsaydı mesela... Daha mı büyüleyici olurlardı? Kanatimce hayır! Çiçekler de susunca güzeldirler. Sır saklayan her şey caziptir. Sırrı olan her şey derin ve güzel...

     

    Mukaddes nidalara karşı boynum kıldan ince olmakla birlikte, evrende Vigny gibi ben de hep sükûtu ulvî bulmuşumdur. Bazen bir çığlık bin çığ koparabilir; fakat bir mazlumun biçare sükûtu kıyamet saatini erkene alabilir.

    Sözden, riyakâr hitabelerden nefret ettiğim bir merhalede, sükûtun girdabına kapıldığım zamanları hatırlıyorum şimdi. Gafletten kaskatı kesilmiş kalplere sözün değil, sükûtun tesirine şahit olmuşumdur. Benim de hayatımın istikametini söz değil, sükût değiştirmiştir.

    Şuursuz çığlıkların karanlık ormanlarında derin bir sükût içerisinde yol ararken, kalbime şu mısralar dökülüvermişti.

     

    Uyur ızdıraplarım gönlümde bir yar gibi

    Ağlar, halime ağlar, düşüp eriyen karlar.

    Kulaklarım gaibden bir davet duyar gibi

    Sanırım uzaklardan beni bir çağıran var...

     

    Çok geçmeden o davet beni çekti ve sükûtun heybetini mübârek yüzünde bulduğum bir Allah dostunun kıyısına vardım.

    Onun dudaklarından yıllarca tek bir sohbet işitemedim. Hep derin denizler kadar heybetli bir sükût dinledim ondan. Sanki durgun ve derin bir ummanın kıyısına varmıştım. Derinliklerinde gönül ve hikmet incilerinin gülümsediği bir deniz bulmuştum. Hayatın hiçbir kasırgası, hadiselerin hiçbir fırtınası onu dalgalandıramıyordu. O denize imrendiğim an, gözlerim Necip Fazıl’ın şu mısralarına takılmıştı:

     

    Gittim, gittim, denizin,

    Sınır yerine vardım.

    Halin bana da geçsin!

    Diye ona yalvardım.

     

    Bir çılgın vesvesede,

    İçim didiklense de,

    Olaydım o cüssede,

    O’nun gibi susardım...

     

    Gerçekten de öyle olmuştu. Sonsuza götüren bir denizin kıyısına varmıştım.

    O zaman anladım ki, susmak bir cüsse işi. Derin denizlerin işi. Sığ suları en hafif rüzgârlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar...

    Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli.

     

     

    Faruk GÜRBÜZ

     

    Ocak 2001-Semerkand Dergisi


  2. Çorabı kızartma fikri hiç fena değil aslında...Annemin cinlerini Everest'e tırmandırmak için yeni bir yol olabilir.Ayrıca nükleer facia değil de deney deriz olur biter.:)

     

    Ahahaha. Demek Everest'e tırmandırmak niyetiniz var üç harflileri.. Fazla bulaşmayın derim naçizane sonra Himalayalar'a gitseniz paçayı yırtamazsınız mazallah. Ahahaha. Deney pek bi pozitivist durdu. Geleneği temsil eden anne olaya kanmaz bence. :)


  3. Şiir çok güzelmiş abi yani insana gerçekten soldan soldan geliyorlar okuyunca :) İşin şakası bir yana cidden çok başarılı bir eser olmuş oldukça manidar ve düşündürücü.Özellikle korkuyor musun kısmında çok düşündüm...

     

     

     

    Makine derken hangisini kast ettiniz.Oldukça geniş bir ürün yelpazesine giriyor makine çeşitleri çünkü.Bulaşık olmamasını umuyorum.

     

     

    Sağol kardeşim. Teveccühünüz efem.. Oldukça eski bir başlık. Haliyle eski bir şiir; fakat duygularım hâlâ 2010 model, gıp gıcır. Şekil şemal bakımından yaptığın aklı başında edebi tahlileri de tebrik ve takdir ediyorum. Manidardır; anlayana.. Düşündürücüdür; fikreden beyinlere..

     

    Tırsıyor musun kısmı vurucu noktalardan biri. Genelde ajansallığın verdiği yanlış etiketten mütevellit cemiyetten dışlanıyoruz. Olur o kadar..

     

    Makine derken; tost makinasını kast ediyorum. Fazla kızartmayın, zaten bir haftalık çorap olduğundan nükleer faciaya sebebiyet verebilirsiniz.


  4. Wall Street kan ağlar, Merrill Lynch carta,

    Lehman Brothers’ı iyisi mi sorma,

    Putin kafa bulur serbest piyasayla,

    Ben Bernanke değilim meçhullerdeyim...

     

    mitajanı

     

    -returnoftheking-

     

    Hey gidi günler hey!.. Bu şiiri yazdığımda takvimler 2008 yılının Eylül ayı sathı mahalinde dolanıyordu. 'Küresel krize delikanlı yorum' düsturunca kolları sıvadığım, klavyemi aşındırdığım mevzubahis şiirimi bir kez daha yad etmekten kendimi alamama sebebim acep ne ola ki? Ne olabilir yani? İnsan biraz kafayı çalıştırır değil mi? Alıntıladığım dörtlüğümün ikinci mısrası her şeyi izah etmiyor mu; Ey iktisat sevenler, işletmeye göz kırpanlar, mülkiyeyi saygıyla ananlar!. Lehman Brothers.. İyisi mi sorma demişim birde.. Bu ne basiret, nasıl bir feraset.. Off.. Anlatamıyorum. Yani ekonomik analiz mevzularındaki tespitlerimi Merkez Bankası değerlendirse var ya.. Yani Allah sizi inandırsın biz.. Evet, yanlış duymadınız biz.. Ne Japonya'sı.. Kralı gelse...

     

    Teyyy o zamanlar 'İyisi mi sorma' diyerek o şirketten hayır gelmeyeceğini ifade etmeme ve üşenmeyip bunu kağıda kaleme dökmeme, hatta gene üşenmeyip web ortamına taşımama rağmen, Ben Bernanke denen sözümona FED başkanı, beceriksizlikleriyle yetinmeyip benim şiirime de kulak tıkamak suretiyle bir faciaya sebep oldu ve Lehman ayva mevsimi olmamasına rağmen. Evet, ayva ve Lehman.. Yedi maalesef. Ayvayı.. Lehman..

     

    Hey gidi Greenspan, neredesin yiğidim? Ge kurtar şu FED'i Bernanke'den.. Yazıktır günahtır! Küresel kriz bizim tezgahları da vurdu. Etmeyin eylemeyin.

     

    -inanmayanbaksın-

     

    Bir finans devi iflas etti

     

    Son günlerin en çok konuşulan kurumu olan Lehman Brothers, sonunda iflasını açıkladı.

     

    İflas başvurusunda bulunan şirket, broker-dealer biriminin ve diğer iştiraklerinin bu başvuruda yer almadığını duyurdu.

     

    Lehman, broker-dealer birimini satmanın yollarını ararken, yatırım yönetimi bölümünün satışı için de birkaç potansiyel alıcıyla ileri derecede görüşmelere devam ediyor.

     

    Lehman'ın mahkemeye yaptığı iflas başvurusunda yer alan bilgiye göre, şirketin 31 Mayıs itibariyle toplam aktifleri 639 milyar dolar olurken, şirketin aynı tarih itibariyle toplam borcu 613 milyar dolar seviyesinde bulunuyor.

     

    İflas başvurusunda ayrıca Citigroup'un ve Bank of New York Mellon'un elinde 138 milyar dolarlık Lehman tahvili bulunduğu belirtildi.

     

    Lehman'ın iflas başvurusunda bulunması öncesinde Bank of America Merrill Lynch'i 50 milyar dolara satın aldığını açıklamış, American Insurance Group ise Fed'den 40 milyar dolarlık köprü kredisi talep etmişti.

     

    *kaynakmaynakyok*


  5. Şu sitede hakiki manada şiir yazan ender adamlardan biridir görünmez. Ortağım diye demiyorum yanlış anlaşılmasın ama öyle. Her şiiri ayrı bir olay, ayrı bir mana.. Madalya şiirini de bu manada telakki etmek mümkün. Ortağım kalemine, gönlüne, yüreğine sağlık. Yalnız şiiri okurken aklıma Kahtalı Fıçı gelmedi desem yalan olur. Ortak, şifreli konuşuyorum, anlıyorsun ya.. Ahahaha.


  6. Ajanım seni döverim... Arar bulur seni döverim... Ne gitmesi len... öyle kolay mı... Ben burada kime ara ara dalacağım... Bu aralar ciddi havası veriyorum ne yaparsın bursada ankarada ve bilimum vilayetlerde üstad ile ilgili faaliyetlerimiz var... O yüzden format değiştirdim... Yani dilediğin gibi sarabilirsin bana...

     

    'Niyet hayır, format hayır' diye bir söz yoktur. Ama ben dedim oldu. Tabii Yunus kardeş, hakikaten faalsin şu sıralar. Ciddi takılman gerektiğine inanıyorsan öyle takıl, o da güzel bir düşünce.

     

    Beni bulamazsın ama. Arasan da tarasan da bulamazsın. Taramakla zaten bulamazsın da.. Bu arada sana simitçi tezgahımın Şişli dolaylarında olduğunu söyleyecek değilim ya! Ahaha.

     

    Ya neyse konuyu dağıtmayalım da halı sahanın Ronaldo'ları dökülsün artık.


  7. Abi fransızca mı yazıyorum anlamadım ki... klasik meydan okuma işte babayiğit bileğine güvenen futbolu seven arkadaşlar içinden bir halı saha maçı için arkadaş arıyorum... Şahsa değil doğrudan ortaya söylüyorum abi her lafı üstüne alıp sonra o laftan yeni polemikler üretme rica edeceğim...

     

    Ah be Yunus sen de beni polemikçi yaptın ya.. Ne diyeyim şimdi sana? Fransızca yazmıyorsun tabii zaten yazsan da ben dahil sitenin büyük bir kısmının, yani yaklaşık sitenin % 99.9'unun, anlayacağını düşünmüyorum. İyisi mi bildiğimiz dilden devam edelim. Kabul şu sıralar sana çok takılıyorum. Belki de arada incitiyorum. Ama ne yapayım sen de sitede ki en faal adamsın. Kime takılayım; siteye kırk yılda bir uğrayan adı sanı bilinmez bir üyeye mi, yoksa fitarihinde kalmış panturk'e mi? Desene hele..

     

    Son mesajımda polemik amacı gütmedim lakin öyle mana çıkarmışsın. Her lafı üstüme almıyorum ayrıca. Seçici adamımdır efem. Öhöm, öhöm..

     

    Not: Adım polemikçiye çıktı! Hani bazı Daniel Güizavari adamlar diyor ya bazen: 'Silin üyeliğimi, ben gidiyorum...' Ahaha. Evet, şimdi de ben diyorum: 'Fani abi sil üyeliğimi (reyhan adminim de silebilir), gidiyom garii'.. Yanlış duymadınız gidiyorum; ama şimdilik. Ahaha. Gerçi gerçekten gidebilirim de.. Ajansal faaliyetlerime son vereceğim. Hakkınızı helal edin anacım.. Bu siteden de bir ajan geçti diyeler, anında haber alalar, ılık su ile yuyalar, şöyle garip keseleyin..


  8. ''...o ajanik dış görünüşün altında bir simitçinin kalbi kadar hassas bir bünye yatar.''

    Ya öyle demek... Ne iyi, ne güzel...

     

    ''Kalede; kale küçük Rado büyük esprisine maruz kalma ihtimali yüksek zat-ı muhterem; trradomir, geri üçlü de: top geçer adam geçmez namıyla meşhur AhıskaLı, onun hemen yanında beton mürid.. Orta sahada; Messi'nin çakması ArdaTuranvari; mitajanı, Zidane'ın halefi; ehl-i kalender, sol açıkta Ronaldinho'yu mumla aratacak adam; Basmacı. Ve ileri de gizli forvetimiz; görünmez. Teknik direktör; Kolbastının günümüz versiyonunun şekillenmesinde emeği olduğuna inandığım Zalim Abi.''

     

    Mitajan'ı teknik direktörlüğü bana vermiş, e teşekkürler... Ajanımız bir şeyi fark etmiş olcak ki, hemen ikinci bir mesajta düzeltmeye gitti:

    ''Hem teknik direktör Pep Zalimiona. Kadroyu o hazırlayacak, oyuncu tercihlerine lütfen saygı duyalım hocamızın'' diyiverdi...

    Yani ilk önce kadroyu kendi oluşturdu, sonra da galiba cümledeki çelikiyi fark etti ve işi bize bıraktı... Aslında Trradomir varken bu hocalığa pek girişesim gelmiyor... Neyse... Yinede fikrimi söyeleyeyim efendim... Birkere kaptan Trradomir olur... Mitajan'ı ve Pembegülü de orta sahaya alırım... Diyerleri de serbest oynasın, biz bu macı alırız...

    Mitajanına özel bir soru: Yahu kuzum, bu karmaçorman ismini nereden buldun öyle... Nasıl gülüyordunuz, ahhaahhahuuaha... Herhalde olmuştur gülmem... Şu çık çık çık olayı da bir garip... Hapşüüüuuuuu.... Üstünüze afiyet, üşüttümde...

     

    Mahalle maçları ve ben... Ah hangisini anlatayım, hangisini... Birkeresinde kendimize zil bile almıştık... Aramızdan birini hakem seçtik ve düdüğü de eline verdiydik... Ha, ben uzaktan goller çok atardım... en çokta direkten dönen toplar hoşuma giderdi... Hele bir arkadaş vardı, şutlarından sonra goooool değilllll diye bağırıtı hep....

     

    Abi sen de istiyorsun ki direkt kulübün başkanlığını sana verelim. Olur mu hemen öyle? Hani nefsinin baş yaveri idi fitbol. Ah abi, seninle başım dertte ne yapsam bilmiyorum... Canımdan bir parçasın, sök.. Ne diyorum ben beyler? Selami Şahin moduna geçtim birden..

     

     

    Ajan sen o kadroyu çıkart ben hükmek 10-0 mağlubiyete hazırım agacım ya bir maç yapalım dedik ohhoo iş yine geyik oldu... Abi yok mu top oynayacak baba yiğitler... :tek_dis:

     

    Agacım yanlış anlama ama gönlümdeki kadroyu yazdım. Bu yıldızları bir araya getirmek harbi zor. Valla ya, abi yok mu maç yapacak baba yiğit? Bu ne ya..


  9. Kaynakçı gözlüğü en büyük hazineniz yani abi...Züğürtsünüz kabul edin,İngiliz Kemal'in bile sizden daha çok mal varlığı vardır haberiniz olsun.Hoş benim de en büyük ve asla kaybetmeye dayanamayacağım eşyam biber gazı.Geçen sene onlarca pazarcının önünde(ki simitçilerde vardı) Fatih'te Çarşamba pazarı denilen o korkunç mekanda kaptıkaçtının saldırısına uğradıktan sonra favorim oldu, adamlar çantamın çalınmasını boş gözlerle izledikten sonra boşver kardeş giden gitti diyor bir de yaa.Siz yoktunuz di mi içlerinde??? :tek_dis:

     

    Efenim?.. Züğürt müyüm? Asgari ücretin 8 katı maaş alıyoruz diyorum sen bana ne diyorsun gümüşmühür kardeşim. Zekana ve idrakine yakıştıramadım. Ahaha. Dolayısıyla züğürtlük ithamını kabullenemem. Bu eşyanın tabiatına aykırı bir bakıma. Buradan hareketle ve hareketten kaynaklı bereketle beraber tam gaz, son hız, ileri vites bir yorum yapma iktiza ederse, değil İngiliz Kemal; Fransız Necdet, İtalyan Hamdi, İspanyol Ali Kemal, Uganda'lı Kunta Kinte bir araya gelse, ceplerindeki paraları, bankadaki hesaplarını üst üste koysalar benim servetime yetişemezler. Ahaha. Gönlüm zengin efem..

     

    Biber gazı mı? Efendim isterseniz yanınızda Model-5 ya da FN-303 taşıyın, gerçi sizi epey bir yorar ama kesin çözüm sağlar. Bu şehirde biber gazı yetmiyor artık. Ahaha. Tavsiye ederim.

     

    Ben yoktum orada. Olsaydım.. Ah.. O hırsızları var ya.. Gelin lan buraya, kaçmayın.. Kaçma...


  10. Onikinci adam yaptın ya beni ajan abi sağol ne diyim daha.Vazgeçtim zaten siz oynayın istemezük...

     

    Kazan kaldırıyorsunuz demek. Ama ne yapayım kardeşim şimdi ben? Bu maçı mutlaka almamız lazım. Sitede yoksa rezil oluruz. Demezler mi sonra KarmanÇorman FC, Yunus Yunaytıd FC karşısında hezimet yaşadı diye. Hem sonra seni kadroya alsam pembegül kardeşte heveslenecek, işin yoksa onunla uğraş. Zaten kesin maçta hır çıkarır, pembe kart, aman kırmızı kart görür takımı yalnız bırakır. Lütfen anlayış gösterin. Hem teknik direktör Pep Zalimiona. Kadroyu o hazırlayacak, oyuncu tercihlerine lütfen saygı duyalım hocamızın.

     

    Forever KarmanÇorman!


  11. Buradan istanbulda bulunan site sakinlerine sesleniyorum...Babalar bir halı saha maçı yapsak... Bu işe varım diyenler el kaldırsın... :tek_dis:

     

    Hacı Yunus kadronu hazırla. Benim muhtemel kadro şöyle:

     

    Kalede; kale küçük Rado büyük esprisine maruz kalma ihtimali yüksek zat-ı muhterem; trradomir, geri üçlü de: top geçer adam geçmez namıyla meşhur AhıskaLı, onun hemen yanında beton mürid.. Orta sahada; Messi'nin çakması ArdaTuranvari; mitajanı, Zidane'ın halefi; ehl-i kalender, sol açıkta Ronaldinho'yu mumla aratacak adam; Basmacı. Ve ileri de gizli forvetimiz; görünmez. Teknik direktör; Kolbastının günümüz versiyonunun şekillenmesinde emeği olduğuna inandığım Zalim Abi.

     

    12. adamlarımız da belli; pembegül ve gümüşmühür..

     

    Takımın adı: KarmanÇorman FC

     

    Yani bu adamları ayarlayabilirsem -ki çok zor- sizin takımı duman ederiz. Ama bu adamların bir araya gelmesi şart. Lütfen gençler bir araya gelin de Yunus Yunaytıd FC'yi yenelim.


  12. Öncelikle :)Her ne kadar bitişik yazıları okumakta zorlansam da.. Ama başlığı açan kişi olaraktan nacizane bir konuya parmak basayım dedim, insanların sadece sevdiği kişileri -hele de bu gönül meselesi ise daha da acıklı:tek_dis:- kaybetmesini kasdetmedim ki insanın kaybedecek çok şeyi vardır...Ama kaybedecek hiç bir şeyim yok diyorsanız o zaman çok tehlikeli bir ajansınız vesselam B) :shiny:

     

    Değildir tabii. Ben zaten mevzuyu sevgi saygı babında ele almıştım ve bu istikamette kritize etmiştim. Elbette gönül meselesi haricinde de kaybetmeyi asla ama asla istemediğim şeyler var. Mesela; kimileri kaynakçı gözlüğü diye dalga geçse de, kolormatik gözlüğümü kaybetmeyi hiç istemem. Çok üzülürüm. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlar züğürt insanlardır. Biz asgari ücretin 8 katı maaş alıyoruz dolayısıyla züğürt değiliz, dolayısıyla da kaybedecek şeylerimiz var. Neticede kolormatik gözlüğümü kimseye vermem.


  13. -lafolsuntorbadolsunkabilindendokuzkusurluharekettenbiridirektkırmızıkart-

     

     

    Kaybetsem ajan olmazdım. Kaybedenler ajan olamaz. Peşine takıldığın adamı hele bir kaybet bakayım. O zaman seni Kenya'ya Misyon Koruma diye yollarlar mı yollamazlar mı? O yüzden hipersonik gözler, süpersonik dikkat ve motivasyon, ultrasüperhipersonikkarışımı konsantrasyon ile üzerine eğildiğimiz iş neyse onu kaybetmemeye azmederiz.

     

    Sevgi saygı babında değerlendirirsekte.. Bizim elemanlardan biri, birini sevecekte onu kaybedecek. Böyle bir ihtimal yok. Gerekirse cebren ve hile ile gaflet ve dalalette ısrar ederek ajanlara kız vermem diyen adamın evini basar, sevenleri bir araya getiririz. Ne demek kardeşim kızımı vermiyorum? Ajansak ajanız ne var ki bunda? O adamı da zaten çok feci pataklarız.


  14. Bu Bizim Hayatımız -Refik Halit Karay-

     

    Kitap Şemsi isimli becerikli bir dedektif ile Mazlum Sami ismiyle anılan eski bir paşazadenin yollarının kesişmesi ile başlıyor. Mazlum Sami Bey gençliğinde yaşadığı bir olayı aydınlatmak ve yaptığı yanlışı telafi etmek için yaşadığı konağın eski hizmetçisini bulma maksadı ile Şemsi Bey ile gizli bir işbirliğine tutuşuyor.

     

    Zevkli ve sürükleyici bir roman diyebilirim. Özellikle yazarın tasvirleri, anlatım tarzı ve dili gayet güzel. Özellikle mitajanı için biçilmiş kaftan olabilir. Şemsi beyden alacağı bazı dersler olduğunu düşünüyorum. :tek_dis:

     

     

    İnşaâllah kardeşim. Eğer elime geçerse okurum. Haddizatında mesleğimizin vizyon ve misyon sahibi kişilere ihtiyacı var. Galiba Şemsi Bey bu niteliklere haiz bir karakter. Faidelenmek babında bakılabilir.


  15. Yunus Abi uyarın için teşekkür ederim. Allah razı olsun. Lakin arkadaşın simit tezgahını Kaf Dağında sanmasından vuku bulan sıkıntı; asıl mesele.

    Kuyruk acısını nereden çıkardın: ) Hoca mevzuusunda verdiğiniz puanlar kimin umurunda? Kimsiniz ki?

    Gayet hoş bir başlığı okumaya kalktığımızda sizin artık iğrençleşen üslubunuzu görüp cevap vermem; sizi takip edip cevap vermek amacı güttüğümü kanıtlayamaz. Ki bu yine eski konulardan şahit olduğum, sizin zan ile hüküm verme hastalığınızın artık kaçıncı ortyaya çıkışı...

     

    Her sözünü birilerine teyit ettirme ihtiyacı da kimin, birileri olmadan konuşamadığının göstergesi sanırım.

    Hakkınızı helal ediniz.. Bir dahakine özel dışında sizin hiç bir iddianızı cevaplandırmayacağım..(Bu bana bir şeyi hatırlattı ama: )))

     

    Hah, Yunus Abi'nizi dinleyin şöyle. Size bu yakışır edep (!) timsali gençler..

     

    Simit tezgahımı Kaf Dağı'nda yahut Himalayalar'da sanmam seni alakadar etmez. Her şeye o burnunu sokma bundan sonra. Bu sana ders olsun e mi canım? Eğer benim kendimi bir şey sandığımı iddia ediyorsan benimle alakalı şeyler yazma, çizme, yorum yapma o zaman! İşine bak birader. Git Yunus Abi'nin başlıklarında yaz, çiz, yorum yap. Arada Gökhan Çakmaz'ınla paslaş, munir'e orta aç. He canım, böyle takıl sen..

     

    Kuyruk acısını nereden çıkardım? Senden çıkardım noktalı virgül mütefekkiri, senden. Seninle yazışmalarımıza şöyle bir göz gezdirilse kafidir kuyruk acısının esbab-ı mucibesini anlamak için. Gayet hoş bir başlığa her zaman olduğu gibi, kaçak göçek cevap yazan sana, lafları eğip büken şahsına verdiğim cevapların nasıl olmasını bekliyordun? Bay kendine müslüman.. Zan ile hüküm vermiyorum; yazdıkların, yorumların ortada.. El insaf! Bunlara binaen konuşuyorum noktalı virgül mütefekkiri.

     

    Her sözümü birilerine teyid mi ettiriyorum. Yuh senin kalemine, yuh! Dediğini ispat edecek çapta olmadığını bildiğimden, bir müfteri kadar aşağılaşmanı hayretle takip ediyorum. Kaç yazımı kaç kişiye teyid ettirmişim noktalı virgül mütefekkiri? Söyle bakalım! Eğer ispat etmezsen düpedüz müfterisin, bunu bilesin.

     

    Hakkınızı helal ediniz. Cık cık cık! Güzel bağladın ha.. Söv, say ondan sonra hakkınızı helal edin moduna geç. Ya bırak Allah aşkına bay kendine müslüman. O kadar çok şahsiyetine güveniyorsan ahirette hesaplaşırız, olur mu canım. Kim ak, kim kara, kim boynuzlu ortaya çıkar o zaman..

     

    İddialarımı cevaplandırmayacakmış.. Ahahaha. Cevapla, nolur cevapla! Ya afbuyur sen kendini ne zannediyorsun be kaçak şövalye! Ha, ne zannediyorsun? Cevaplamayacakmış... Breh, breh, breh..

     

    De get kumda oyna!

     

    O birileri yokken kastettiğiniz şahıs senelerce kendisini oldukça başarılı bir şekilde ifade etmişken,o birisinin cılız sesi mi konuşmasını sağlıyor.Tuhaf bir iddia ama neyse.Size hatırlatan şey, bir kişi ise eğer şey kelimesini o kişiye yapılmış bir hakaret olarak mı addetmek lazım?

     

    gümüşmühür teşekkür ederim. Allah razı olsun teyid ettin cümlelerimi. Teyid etmeseydin mahvolurdum ben. Böyle buyurdu ibni.ss.. Ahaha.

     

    Kendinizi tevazuun kanatlarına vererek; abinizi uçurmak isteği güzeldi : )))

     

    O şey bir kişi değil.. size de mi su i zan ile hüküm vermek bulaştı?

     

    Hadi ya.. Delikanlı aklın başında mı senin? Uçurmak hususunda kimse senin ve tayfanın eline su dökemez. Defaatle müşahade eyledik Usta Splinter'ı uçurma şovlarınızı.


  16. Herkesin samimiyetini anlıyorum da Gökhan Çakmaz ın neden bu samimiyeti çakamadığını anlayamadım :tek_dis:

    Sirke gibi ya hu

    neyse

    şiirim de güme gitti zaten

     

    Ne güme gitmesi Zihni FikriParlak kardeşim.. Çok hoş şiirin. İlk başta biraz şöyle takıldım sana alınmadın di mi?, Bizde adettendir yenilere takılmak, alt devre muamelesi yapmak. E ne yapalım böyle gördük. Ahaha. Siz millete bakmayın efem..Eserler gürlerler, geldikleri gibi giderler haddizatında. Şiir kariyerinizde ve sitedeki serüveninizde muvaffakiyetler dilerim.


  17. E ajan bazen aklını kullanırdı diye düşünmem boşa değilmiş..

     

    Belediye zabıtasından çektiğini; bizden çekmekten korkup susmasını bilmesini taktir ettim)))

     

    gümüşmühür ne diyo bu? Ahahaha.

     

     

    Bak sen, zabıta-1 teşrif etti hemen.. Adam benim mesaj yazmamı bekliyor ki kuyruk acılarının intikamını öyle yahut böyle alabilsin. Bak çekirge, senin yazdıklarını okudukça 'Cübbeli Ahmed Hoca' başlığında senin hakkında yaptığım tespitlerin ne denli isabetli olduğunu anlıyorum. Understand? O kıt aklını fazla zahmete sokma benimle alakalı yorum yapmak için. Ne diyeceksen açık ve net söyle..

     

    Senin neyinden korkayım bre gafil! Sen kimsin ki? Ya da siz kimsiniz? Ortakların kim? Hele söyle bakalım.. Adama bak ya, kendini ciddi ciddi forumun ağası zannetmeye başladı. Senden, senin tıynetindeki insalardan korkup susacağıma, şu lahza can vermeyi bin kere yeğlerim. Adımı ağzına alırken besmele çek (me) tabi! Ahahaha. Ama dikkat et; o çenen düşmesin ismimi sayıklamaktan..


  18. Niye halk ekmeğe gideyim.Ajan abi'den bedavaya yanmışlarını alırım ben merak etme... :shiny:

     

    Ne demek efenim, lafımı olur.. Yalnız, benim o fevkaladenin fevkinde simitlerimin içlerinde yanmış simit/simitler olabileceğini bir lahza olsun dahi tahayyül etmeniz hakikaten şahsiyetinizle bağdaştıramadığım bir durum.

     

    Ajan sana bedava susam bile vermez. :tek_dis: Ama sabredip de akşamı beklersen elinde kalan artık bir kalastan farkı olmayan susamları dökülmüş simitlerin 5 ini 1 liraya verebilir.

     

    Yok efem, öyle değil. Yanlış tanımışsınız beni. Aslında o ajanik dış görünüşün altında bir simitçinin kalbi kadar hassas bir bünye yatar.

     

    Neyse lafı uzatıpta forum zabıtalarını başımıza toplamayalım. Hem sonra bize zat-ı şahanelerinin mülkü azamlarından tahsis edilen başlık noldu? Orada devam etsemiydik ki yahu.. Cık cık..


  19. Şaka mısınız lan siz? Ne bu şimdi; protesto mu, tepki mi, başkaldırı mı? Bir şıkta daha vereyim hadi akl-ı evveller; hiçbiri.. Hıımmm, düşünün bakayım, bulacaksınız eminim.. O kadar da gerizeka... Yazamadı ellerim.. Şimdi bu mezkur olayın tetkike ve tenkide tutulacak hiçbir yanı yok. Hani insan karşı olduğu bir şeye, beğenmediği, istemediği, mevcudiyetinden rahatsızlık duyduğu herhangibir şeye tepki koyabilir. Ama usul her zaman önemlidir. Yahut üslup.. İnsanı haklıyken haksız pozisyona dahi düşürebilir. İşte CHP Mersin Kadın Kolları da aynı taktik hataya düştü. Hoş savundukları fikrin de kabul edilir bir yanı olmamakla beraber, fikirlerini ortaya koyuş metodları da bir o kadar yanlış. Neden CHP iktidara gelemiyor bu örnekten anlaşılabilir. Adamlar zaten halkın değerlerinin karşısındalar, bununla da yetinmeyip üstüne öyle bir eyleme imza atıyorlar ki akıllara zarar. Fikir yok, dinamizm yok.. Alllah müstehakını versin CHP.


  20. Yazık,gerçekten yazık.Bizim amacımız,davamız ne;siz nelerle uğraşıyorsunuz.Ki daha büyüğünüze saygınız kalmamış

     

    Neden mi:Büyüğünüze laf yetiştirmeye çalışmanız küçüklüğünüzü zaten gösterir ki,bu da sükût için yeter kanımca.

     

    Sakin ol, heyecan yapma. Akıl dağıtmadan evvel; davadan, amaçtan bahsetmeden evvel; şöyle bir silkelen, şöyle bir mevzuyu kavramaya çalış. Büyük dediğin adama bir danış meseleyi ondan sonra kıymet hükmünü ver. Yoksa yanılırsın. Bu başlıkta olduğu gibi..

     

    Küçüklüğümüzü izah (!) ve ispat ettiğin (!) diyalektik harikası cümleni santim santim tetkik edip de aşk ile şevk ile bir daha oku.

     

    Yunusum bu uyarı da sana: Gençlere sahip çık. Gaza gelmesinler. Mevzuyu anlat, anlat ki, biz konuşmak durumunda kalmayalım.


  21. Anlıyorum ajanzadelerden mitajanı kardeşim haddini bil sus diyorsun susarız nasıl istersen. Yeterki isteyin Sahne sizin ne isterseniz yaparsınız hadsizlik , çapsızlık ve bunun gibi şeyler yaptığım için özür dilerim... Ben zannettim ki bir müslüman bir müslümanı uyarabilir..(hakaret olmadan) Bende geyik yapıyorum hemde sizden çok bunu göreme gibi bir sakatlığım var... Tez zamanda geçmesi temennisiyle... Kraldan çok kralcılığa gelince krallık rejimi mi kalmış ki kralcı olalım... hakçıyız o kadar işte... sözlerinden tek bir şey bile beni incitmemiştir... Müslümandan gelen her şey başımın üstünedir...vesselam

     

     

    Aga eğer bi rahatsızlık duydun diyelim bana bu rahatsızlığını ifade manasında bir pm atsaydın ve deseydin ki 'kardeşim şöyle şöyle bi durum var, buna dikkat edebilir miyiz' diye, inan nazarımda daha hoş ve samimi bir tavır olurdu. Ama ki, bundan evvelki başlıklarda atışmalarımıza bir nevi çanak tutar pozisyonda olup ve sonra anlayamadığım bir nedenden geyiğin canına kast etme teşebbüsünde bulunman ve beni (pempegül'ü de) ciddiyete davet etmen açıkçası kafamda var olan şartellerin üçer beşer atmasına sebep oldu. Umarım ne demek istediğimi anlıyorsundur. Yoksa sana 'sus, haddini bil, çapsızlık yapma' demek hakkına ve selahiyetine sahip değilim/değiliz. Bunu kimse kimseye yapamaz. Bu bakımdan mevzuyu çarpıtmıyalım. Elbette bir müslüman bir müslümanı uyarabilir, bunda bir beis yok; fakat bunun da bir usulü olduğu bedihi hakikatini unutmak da ayrı bir gaflet ürünü olur. Düşmemek lazım. Kraldan çok kralcı olmak tarihin her döneminde hayat bulmuş bir şeydir. Bunun için krallığın olmazı elzem değil; yeter ki ortada bir mesele ve birden çok insan olsun. Mevzubahis kaide hayatiyet bulmak da asla sıkıntı duymaz. İncitmek maksadıyla yazmadım zaten. Umarım incinmezsin. Vesselam..

×
×
  • Create New...