Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

nfk321

Editor
  • Content Count

    371
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by nfk321


  1. MHPnin siyaset okulunda konuşan Prof. Ortaylıdan şok açıklamalar: Biz asker milletiz. Asker düşmanlığı pompalanıyor. Açılım lafları boştur. Sivil siyaset olmazsa darbe normaldir

     

    Prof. Dr. İlber Ortaylı, asker millet olmanın Türklerin en önemli vasfı olduğunu belirterek, Askeri vasıflarını kaybetmiş Avrupa, bizde bulunan bu vasfın da yok olmasını istiyor dedi. MHPnin Siyaset ve Liderlik Okulunda partililere konuşan Ortaylı, hükümetin demokratik açılımını da eleştirdi.

     

    Ortaylı, son yıllarda Türkiyede milliyetinden utanma duygusunun, asker düşmanlığının körüklendiğini iddia etti. Bunu Avrupanın da kışkırttığını ima eden Ortaylı, şöyle konuştu: Türk toplumunun militarist olmasından Belçikanın, İsviçrenin ne zararı olabilir? Bizde de resim, heykel sanatı yok, musikiyle uğraşılmaz, filozof yoktur, fakat ölmeyen sanatımız, vasfımız askerliktir.

     

    ORDU DARBE YAPABİLİR

     

    Ordunun siyasete karışmasının da kaçınılmaz olduğunu, bunun tarihsel gerçeklik taşıdığını savunan Ortaylı, Sivil siyaset kendini geliştiremezse darbe kaçınılmazdır diye konuştu.

     

    GÜNEYDOĞULU KOPYA ÇEKİYOR

     

    Ortaylı, Doğu ve Güneydoğuda üniversiteye giriş sınavlarında açık şekilde kopya çekildiğini öne sürerek, Böylelikle iyi okullara ehil olmayan öğrenciler geliyor. İmtihanların asayişini iyi kontrol etmeliyiz dedi.

     

    PİS HERİFLER KIZLARI KOVALIYOR

     

    Bütün kentlere üniversite açılması ahlaksızlıktır diyen Ortaylı Ankaraya 20 okul aç Doğulu çocuklar buranın kültürün görsün dedi. Ortaylı taşraya üniversite açılmasının zararını ise şöyle anlattı: Evvela bakkal çakkal çocukları kandırıyor. Ondan sonra oradaki ev sahipleri kazıklıyor çocukları. Ondan sonra her şehirde vardır onlardan bir sürü pis herifler genç kızları kovalıyor.

     

    AÇILIM DEDİKLERİ BOŞ BİR LAFTIR

     

    Demokratik açılım çalışmalarını da eleştiren Ortaylı, sözlerine şöyle devam etti: Açılım boş laftır. Açılım isteyenler gitmez de durmaz da. Kimse kimseye kitle dalkavukluğu yapmak için, sempatik görünmek için konuşmasın. Türklere karşı tez geliştirmek için arşive giren kaçıncı ecnebi Türk taraftarı oldu, onlar anladı, bizdekiler anlamıyor. Bunlar tehlikeli işler, belediyeciliğe benzemez.


  2. Zira.. Zira nedir? İş bu mantıktan hareketle mevzuya bakış açınızın hülasası olan 'beyin yıkama' jargonu ajanı üzmektedir. İnatla beynimin yıkandığına dair tezinize sürekli bir antitez üretmek, böyle bir çabaya girişmek, aslında sahip olduğum melekelerden biri olan her türlü zor ve ağır psikolojik baskıyı püskürtme kabiliyetim vesilesiyle rahatlıkla savuşturulabilir. Fakat bir terkibe varmak istiyorsak sabretmeliyiz.

     

    Sabretmek....İnanın bana sabrınız sonu fazla selamet olmayacaktır.Yan apartmanda ki kendisini John diye tanıtan adamcağızda sizin gibi düşünüyordu gençliğinde eminim.Şimdi ise zavallı; siyah güneş gözlüklerini takıp kış gününde karların üzerine mayosuyla güneşlenmeye çıkıyor.Dillerini bile çözemediği bir memlekette kendi halinde sürünüp gidiyor.

     

    Şaka olarak algılamayın efenim.Cidden yan apartmanda öyle birisi var...Siteye mit olduğu söylemleri yayılmış vaziyette...


  3. Japon Çizgi Filmi(anime) izlerim.

     

    Aman aman aman diyelim...En son kardeşime uyup bir tanesine başladığım da resmen bağımlı olmuştum.Bi de bitmiyor 400 küsür bölüm oldu hala aynı heyecan.Elin yumuk gözlüleri nereden buluyorlar bu senaryoları anlamıyorum...Yedikleri içtikleri ilham veriyor herhal.Öyle bir aşkla bağlanmışız ki 100 tane dvd ve bir yaz tatilini harcadık film için.Birşeye de benzese gam yemeyeceğim.

     

     

    Kardeş olunca; can sıkıntısında onunla uğraşmaktan daha iyi bir seçenek yok gözümde.Laf atarım, kavga çıkarırım, gerekirse mitajanı gibi uçan tekme atarım.Zaten uçmadan attığım tekmelerin isabet etme şansı %1.12

     

    Onun dışın da mutfakla,cep telefonumu elime alıp mesaj yolu ile arkadaşlarla ve aynanın karşısında kendimle uğraşırım.... :)


  4. Bir bayan olarak feminist duygularım okşandı... gurur duydum.... :)

     

    Bugüne kadar 3 bin civarında kitap okuyan Camukova, Her gün bir kitap okumaya çalışıyorum. Karl Marksın Das Kapitalini 4 yaşında okudum. Kurânı da aynı yaşta okuyup ezberledim. Okuduğum bir kitabı ikinci kez okumam ama zevk alarak tekrar tekrar okuduğum tek kitap Kurândır. Her 20 günde bir okurum. diyor. Dindar mısınız? sorusuna, İnanacak kadar zekiyim. diye cevap veren Camukova, Yaratılışa inanıyorum. İnanmıyorum diyen insanlar kısa vadeli inançlarla yaşarlar aslında. diye konuşuyor.

     

    Ablam Kuran-ı kerimi de 20 günde bir okuyormuş ama niye hala bi değişiklik yok ilginç doğrusu...


  5. 18 Martta çıkıyormuş.Ozan Çobanoğlu diye bir adam başroldeymiş ilk defa duyduğum bir isim.Tam olarak nasıl anlatıyor tarihi bilemiyorum film çıktıktan sonra belli olacak.Fragmanı etkiledi beni şimdilik.

     

    Nefesin fragmanına da bayılmıştım ama yarısında terk ettim salonu.İnşallah sonuna kadar bitirilebilecek ve tadına doyulamayacak bir film çıkar ortaya...


  6. http://www.dailymotion.com/video/xac6c6_st...gman_shortfilms

     

     

    Uzun zamandır ilk kez sabırsızlık ile beklediğim bir türk filmi.Efektler,müzik ve animasyon teknolojisi fragmanından anlayabildiğim kadarı ile mükemmel.Umarım beklediğimin de üzerinde olur hayal kırıklığına uğramam.

    Yapımcı Faruk Aksoy.Recep İvedik serisinin yapımcısı aynı zamanda.Başarı olarak onu aratmasın yeter zaten... :)


  7. Tam manası ile fecaat bir durum.Hadi anladık sistemin eğittiği copy paste tiplemelerde ki, bazı padişahlara olan düşmanlığı da.Yavuz Sultan Selim Han gibi büyüklüğünü bütün dünyanın kabul ettiği bir padişahı nasıl oluyor da böylesine korkunç gösterebiliyorlar aklım hafsalam almıyor

     

    Adamlar saldırıya geçtikleri zaman afrika vahşileri gibi bağırmışlar.Hadi onu da geçtim Tolga Karel'in elinde ki kılıçtan ziyade kırbacı anımsatan ışıklı acaip bir nesne.2010 da sinemalarda diyen kişi niye acaba sesini öyle çıkartma ihtiyacı duymuş.Soru işaretleri çok beynimde de...

     

    Dervish nickli arkadaşın dediği gibi bekleyip göreceğiz.Tam olarak eleştiriyi o zaman yapabiliriz ancak


  8. Dayak dayak, tek çözüm dayak...

     

    Bu zihinsel faaliyetleri durmuş homoözentineuslara fayda etmez, bunları ancak tabutluk paklar.Birkaç gün kalacaklar içinde bakalım çıkıyor mu sesleri bir daha :)

     

    İşin şakası bir yana gerçek ve etkili çözüm Üstadı tanımalarına ve anlamalarına uğraşmak.Ve daha sonra; beyinlerine toplum tarafından enjekte edilmiş aşağılık kompleksinden sıyrılıp gerçek ve öz davayı kavramalarını, ona göre hareket etmelerini keyif içinde izlemek....


  9. Şiir yazdığını ilk defa öğrendim..

     

    Keşke üstaddan sonra dünyaya gelse idi de; ilham alsaydı kendisinden..

     

    En azından; şiirde olsun iyi bir ürün verebilirdi..

    Kendisine aşık bir adam.. Türk, göz bebeklerine çizilmiş bir afyon görevinde..Nereye baksa Türk; nereye göz atsa Türkçülük...

     

    Batıl her şeyin sonu olduğu gibi; mahut şahsın da sonu yine batıl olan inandığı akımı olmuştur..

     

    Gaye İslam; çare İslam, TEK YOL İSLAM...

     

    Süper bir tasvir yapmışsınız kelimesi kelimesine aynen katılıyorum.

    Ama yine de Anayasa kurallarını göz önünde tutarak dikkatli konuşulması lazım.Siteye zarar verebilir.İbniss kardeş üzerinize alınmayın lütfen genel olarak söyledim:)


  10. Daha öncelerden rock ve rap gibi moda akımı tarzlara takılan tesettürlüler gördüm hatta o kadar fazlalaştı ki hiç tahmin edemeyeceğim arkadaşlarım bile başlarında tesettür,kollarında bilmem hangi rockcının taktığı bileklikleri ile karşıma dikilince gözlerim bir hayli aşinalık kazandı.Kendi kendilerine verdikleri isim ise muhafazakar tarzlılar.Tesettürlü olmak gençliğin kapıldığı moda akımlarına uymaya hiçbir engel arz edemezmiş hayatın her noktasında kendilerini göstermeleri gerekiyormuş(!)

     

    İki gün önce bindiğim metro da tam manası ile dumura uğradım.Muhafazakar metalci(!) bir tesettürlü hemcinsim.Tam da karşıma oturdu.Elimde değil dakikada bir gözlerim kıza kayıyor gülme krizine girmemek için kendimi zor tutuyorum.Moda olan akımlardan birisini uygulamaya kalkmış kendince, başı örtüsünün altında eğreti bir şeklde duran kulaklıklardan gelen, o kulağın dışında ki kulakları dahi rahatsız edici zıngırtılarda cabası.

     

    En sonunda 'Ne oluyoruz'dercesine bir bakış atınca ilk durakta kendimi dışarıya attım.Sanane elin kızından diyebilirsiniz de bu insanlar neyi temsilen muhafazakar oluyorlar düşündükçe sinirlerim ayağa kalkıyor.Tesettür; dini bir simgedir dindar insanları yobaz ve gerici diye tanımlandıran birilerinin elinde ki, şimdilerde moda olmaya başladığı için kıymete binen oyuncak değil...


  11. Zaman yıldırım hızıyla geçip giderken; çevremizde ki güzelliklerin farkına varmadan, koşup gideriz hayat gailesinin her zaman ki gibi can alıcı noktalarına.

     

    Zaman akıp gider

    Umursadıklarımız, umursamadıklarımızın altında eriyip küçük gölcükler oluşturur önce, bu gölcükler ise yüreklerimizi katılaştıran çamur birikintilerini. Nefes alıp veririz. Aldığımız her nefes içimizde ki çamur birikintilerini sert kayalara dönüştürür, hazımsızlıkların en şiddetlisini çektiren.

     

    Zaman akıp gider

    Anlık zevkler, sonu gelmez doyumsuzluklardan gebe olur. Vakti geldiğin de ise, kendi giyotinini yağlayan bir cellât doğurur.

     

    Zaman akıp gider

    Saatin tiktaklarını dinlemeye kalktığımız da, durur aniden. Sesler başımızın içinde asla tahammül edemeyeceğimiz gıcırtılara dönüşürken, gözlerimiz de; akrep ve yelkovan yer değiştirir saliseden hızlı bir sürede.

     

    Zaman akıp gider

    Ama bize pamuk ipliğinin üzerinde durdurmağa çalıştığımız, dev karabasanlar armağan eder. Kopmasına ramak kala, gücümüzün yetmeyeceği kanlı bir el boğazımıza geçirmişken parmaklarını uyanır, ciğerlerimizi boşaltırcasına derin bir oh çekeriz hançeremizle boğazımızın birleştiği noktadan.

     

    Ve zaman yıldırım hızıyla geçip gider

    Biz de geçeriz onunla birlikte hayat adı verilmiş ahşap köprüden. Bedenimizin ruhumuzu taşımaya gücü yetmediği an da; tepetaklak olur zaman ve mekân bizim için.Kara toprağa sararmış bir güz yaprağı gibi yuvarlanırız bütün heybetimizle(!)Un ufak olan kemiklerimiz, keskin bir bıçak gibi lime lime doğrar etlerimizi.Üzerimize;zamanın bizim için hiç durmadığı dönemde, dokunmaya bile kıyamadığımız nazik bedenimizin üzerine,hoyratça kapatılır kara toprak.Bir de mezar taşına yazarlar kallavi bir şekilde ismimizi unutulmasın diye.

     

    Zaman akıp gider

    Her gün dursa da yüzlerce insan için, yaşayanların kolay kolay fark edemeyeceği bir hızla dönüp durur tüm fanilerin çevresinde.

     

    Aybüke


  12. yorumları okuduğum kadarıyla her türlü cemaate atıflarda vs bulunulmuş... tabi seviye bilinerek yorum yapılırsa daha seviyeli bir tartışma olurdu ve hepimiz zevk alırdık.. şahsen beni çok üzen yorumlar oldu, keşke bakış açımızı ufkumuzu genişletsek ne güzel olur... her cemaate her türlü cemiyete her türlü düşünce savunucusuna saygı duymak gerek..Cübbeli Ahmet Hoca'nın görüşlerine saygımız var tabiki ilmi bakımdan bir kere bizlerden üstün, onu tenkit etmek ne haddimize.. fakat tek bir görüş dinlemek isterdik kendisinden bir konu hakkında...bide şunu söylemek istiyorum nur cemaati zaten kimseyi 'bu yanlış adam' diye ilan edicek değil...bunu hiç bir cemaat ehli yapmaz çünkü her hocanın başımız üstünde yeri var... nur cemaatini ve diğer cemaatleri eleştiriledebilir ,eleştirilebilir buda şundan kaynaklanıyo amaç bir yollar farklı , yolların farklı olması hasebiylede herkes herşeyden şüphelenebilir,yanlış bulabilir,tenkit de edebilir fakat saygı çerçevesinde olursa...birde şu karıştırılamamalı cemaat bireyleri eleştirilebilir amenna ama başlarını eleştirmek hiç kimseye düşmez..onlar Allah dostları onlar birçok insanın şefaatçisi olabilecek insanlar , ve ayakta isek onların hürmetine ayaktayız...yırtıcı hayvandan kaçar gibi Allah dostlarını eleştirmektende kaçınmak lazım..tabi bunlar benim görüşlerim diğer görüşlere de saygı duyuyorum..rabbim razı olsun..

     

    Düşüncelerimi olabildiğince siyaset yapmaya çalışarak toparladım ve siteye yazdım.

     

    Tamam hepimizin sevdiği, inandığı, ve o kişiye hiçbir bireyin eleştirisel nazarla bakmasını kabullendiremediğimiz insanlar mevcut.Ama herkes sizinle aynı fikir ve inanış içinde olmayabilir,saygı gösterilmesi ve "vay efendim sen ne hakla benim büyüğüme dil uzatırsın" düşüncesi ile karşı tarafa hakaret edilmemesi gerekiyor.

     

    Dediğim gibi düşüncelerimi olabildiğince yumuşatarak yazdım karşı tarafın kalbi kırılmasın diye.Karşı taraftan ise hep hakaretvari cevaplar geldi.Ahmak olduk, siteye tüneyen kargalar olduk,birilerinin şakşakçıları olduk vs.

     

    Keşke herkes seviyeli hareket edebilme yeteneğine sahip olabilse ve tartışmalar tadına doyum olmaz düşünce jimnastiklerine sebep dönüşebilse... Olmuyor ne yazık ki.Bu konu hakkında ki son yazım bu arada cevap vermek isteyenler Ö.M yoluna başvursun.Tartışmanın daha fazla saçmalatılıp insanların boşu boşuna üzülmesini ve cevaplamak için kendilerini kasmalarını istemiyorum...Selametle


  13. Bana Yahya Kemal Beyatlı'nın Aziz İstanbul şiirini hatırlattınız...

     

    Yahya Kemal bu yazınızı okusa üzüntüden kesin inme geçirirdi :D Malum genç yazar ve şairlerden pek haz etmiyormuş ki benim gibi daha ikisine de mensub olamayan bir insanın şiirinin kendi şiirini hatırlatması...düşünmek bile istemiyorum :D

     

    Çok teşekkür ederim yine de Aziz İstanbul şiiri,Üstadın Canım İstanbul şiirinden sonra bu şehir hakkında yazılmış en güzel eserdir bana göre...

     

    Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!

    Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.

    Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!

    Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.


  14. Bu zihniyet gerekirse çarşaflı bayanlarımıza rozet takar,din-i islamın en büyük hamisi kesilir,hatta geçip Üstadı dine hakaretle bile suçlar.Zaten kurulmasından beri anormallikler ve çarpıklıklar zincirinden hiçbir halka eksiltmeden yollarına devam etmelerinden belli.

     

    Dava açma konusunda da üstlerine yok maşallah.En komiğime giden kendi adamlarına çektirdikleri Mustafa filmi için açtıkları hiçbir mantıki sebebe dayanmayan davalar oldu.Vay efendim Atatürkün elini çirkin göstermişler.Garip ötesi garip bir durum.Ama Cehape yapınca normal karşılıyoruz artık :D


  15. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tetikçiliğine soyunduğunu, kendisini, demokrasinin değil, iktidarın muhafızı gibi gördüğünü iddia etti. 
    
    Okay, TBMM Genel Kurulu'nda dün yaşanan olaylara ilişkin CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, AK Parti'yi eleştirdi.
    
    Okay, ''işgalci, hak gasp eden'' anlayışını hep birlikte yaşadıklarını ileri sürerken, "Çok kaba, hoyrat, siyasetin nezaketiyle bağdaşmayan, parlamentoda örneği çok görülmeyen bir süreç yaşandı.
    
    Dün parlamentoya adeta eşkıya inmiştir. Ağızlarından demokrasi lafını düşürmeyenlerin; gece gündüz 'egemenlik halkın' diyenlerin; durmadan TBMM'nin üzerinde hiçbir güç görmediklerini söyleyenlerin, yüce Meclis'e nasıl baktıklarını gördük. Türkiye'de erkler ayrılığının olmadığını gördük.'' diye konuştu.
    
    Okay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Güldal Mumcu'ya hakaretlerde bulunarak, muhalefet milletvekillerinin konuşturulmaması konusunda baskı yaptı. Ardından AKP Grup Başkanvekili ağza alınmayacak sözlerle Sayın Mumcu'ya saldırmıştır. Sayın Mumcu'ya yapılan saldırı, aslında milli iradeye, TBMM'nin iradesinin özgürce ortaya çıkmasına karşı yapılmış bir saldırıdır.
    
    TBMM Başkanı'na, Sayın Başbakan, 'Siz mi susturacaksınız, ben mi susturayım?' deme cesaretini bulan bir genel başkana, yaranmak için başbakan yardımcıları, grup başkanvekilleri, milletvekilleri adeta yarıştı. Demokrasi ayaklar altına alındı. Bülent Arınç, siyasi hayatında bir tek eser bırakmamış, toplumu birbirine düşman ederek siyasi çıkar peşinde koşan biri olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
    
    Boş işlerin boş Bakanı Bülent Arınç, Tayyip Erdoğan'ın tetikçiliğine soyunmuştur. Arınç kendisini, demokrasinin değil, AKP iktidarının muhafızı gibi görmektedir." 
    
    Okay'ın ardından konuşan CHP'li Anadol da benzer iddialarda bulundu.

     

    Cehape suçluyu da bulmuş,tebrik etmek lazım.Nereye ve kime hırlayacaklarını kestirmiş ona göre ortaklaşa yürütüyorlar işlerini.

     

    Halk; böylesine çürümüş,bütün düşünce,idrak,siyaset gibi politikacılarda olması gereken temel özelliklerin hepsinden mahrum, dimağlarında kalıplaşmış doktrinlerden başka hiçbir işe yarar ve yaramaz akıllık emaresi gösterecek küçücük bir kaynak bile bulunmayan bu zihniyetlerden, kimlerin propagandasını yaptığı gayet net olan popüler medyanın yönlendirmesi ile hala medet umması ve kendilerine çobanlık yapmaları için prim vermesi ülkenin acınacak hallerinden en büyüğüdür.

    Oy dağılımında cehape hala ikinci sırada, akp açık ara fark ile önde ama; ne yazık ki hala bunların yüzdelik dilimlerinde akp den fazla geride kalmaması şaşırtıcı.

    Adamcağız daha ne yapsın.Son iki senedir başbakanımızın yüzünde ki belirgin çökmeyi ve yaşlanmayı fark etmeyen yoktur.

    Yazık at gözlüklü, kokuşmuş beyinlerinde sineklerle dolaşan zihniyetlere ki yazık.


  16. Çocuğunuz ilköğretimi bitirdi, heveslenmiş subay olacak.

    Çok da başarılı bir öğrenci.

    Hatta yeni sistemdeki SBS sınavlarından da dereceye girmiş. 1, 2, 3 sınıf ortalaması 495.

    Boyu posu, sağlığı yerinde.

    Bu arada askerî lise sınavına girmiş, yüksek bir puan almış.

    Bu çocuk askerî liseye alınır mı?

    ....

    Geçen sene mülakat heyetinin eleme usullerinden haberdar olduğum zaman şaşırmıştım.

    Yanımızdan yöremizden askerî lisede okumak isteyenlerin ailesinin araştırıldığını duymuştuk.

    Bu araştırmanın neye göre yapıldığını bilmezdik ama üç aşağı beş yukarı hesabıyla tahmin ederdik.

    Burada bunları sıralamanın anlamı yok. Eleme kriterlerini alt alta yazdığınız zaman çok özet bir şart çıkıyor.

    İncitici olacağı için buraya yazmanın anlamı yok.

    Tahmin edemeyeceğimiz eleme kriterlerine gelince... mesela geçen seneki mülakatta adı Abdurrrahman olan bir çocuğun dosyasına not düşülüyor.

    Aile bir kere daha araştırılacak. Bu ismi şuurlu şekilde mi koymuşlar yoksa babadan dededen kalma bir isim mi?.

    Oturulan semte bakılıyor. Çocuğun ailesi bilmem hangi sitede oturuyorsa elenmesi için yeterli bir sebeb.

    Dolaylı sorularla ailenin hangi gazeteyi okuduğuna bakılıyor.

    Mülakatta sorulan bir soru:

    -Ergenekon konusunda ne düşünüyorsun?

    -Bilmiyorum efendim.

    -Evladım sen gazete okumaz mısın, televizyon seyretmez misin?

    -Okuyorum efendim..

    -Ne anlıyorsun?

    -Galiba iyi şeyler oluyor..Temizlik..

    -Tamam çıkabilirsin çocuğum..olumsuz.

    ...

    Hangi amaç için bu çalışma yapılıyor.

    Bu amacı bu insanların önüne hedef olarak kim koymuş.

    Hem kim denetleyecek?

    Buralar bulanık.

    ...

    Okul milletin.

    Masraf milletten.

    Ama ne olup bittiğinden milletin temsilcilerinin haberi yok.

    Olsa da müdahil olamıyorlar.

    ....

    Meclisten bir grup milletvekili, biz de bu mülakatta gözlemci olarak bulunmak istiyoruz dese, önce kim feveran eder?

    Nasıl bir gerekçeyle eder?

    Devlet sırrı ayaklar altında diyecek halleri yok. Daha dramatik bir gerekçe lazım.

     

    Ahmet Sağırlı


  17. Kitabı okumaya bugün başlamak nasip oldu, su gibi akıp giden ve insanı doyumsuz lezzetle buluşturan muhteşem bir eser.Bir kaç güne bitecek inşallah-ü teala.

     

    Kitapta küçük bir cümle var ki sabahtan beri beynimi kurcalayıp duruyor.N.F.K üyelerinin yardımını istiyorum ne kadar düşünsem de tam olarak manasını çözemedim, kafamda bazı kendimce açıklamalar var ama yine de usta ellere bırakmak en iyisi olacak.

    Cümle şu:

    "Bu işin anlatılabilmesi için git, toprakla kepeği birbirine karıştır da bir ömür yemeye bak."

    Ebul Hamza Horasani hazretlerinden.Üstatta kitabın açıklamasında yer vermiş.Açıklamasını verirseniz ayrıntılı çok sevinirim...

×
×
  • Create New...