Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

onüç

Admin
  • Content Count

    500
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    8

Posts posted by onüç


  1. bu en çok karşılaştığım bence gizli zaralılardan

    insanlar kullanır ama asli anlamının ne olduğunu unutur

    geçtiğinde kullanan kişiye hemen müdahale ederim

    "yaratmak ALLAH(c.c.)'a mahsus"

    klasik cevap:

    "ben o manada kullanmadım"

    -hangi manada kullandın

    -oluşturmak hayata geçirmek yapmak vs. vs. yoksa senin anladığın gibi değil...

    -demekki onunda kelime karşılığı var. O zaman onu kullan

    hayata geçirdim de yaptım de icat ettim de ama (haşa!) yarattım deme!

    çünkü o senin harcın değil!


  2. Kökenleri Yahudi ve Ermeniymiş!

     

    thumb_237226384.jpg

     

    ABD'den sonra İsveç'te de sadece 1 oy farkla “soykırım” tasarısının kabul edilmesi büyük tepkilere neden olurken, gözler Türkiye aleyhine oy kullanan Türkiye kökenli milletvekillerine çevrildi. İsveç Parlamentosu'ndaki 4 Türkiye kökenli milletvekilinden 3'ü kabul oyu verirken Çevre Partisi'nden milletvekili olan Mehmet Kaplan ise tepki amacıyla oylamaya katılmadığını söylemişti.

     

     

    YENER DÖNMEZ'İN HABERİ...

     

    Sosyal Demokrat Parti'nin Genel Sekreteri İbrahim Baylan ile aynı partiden Yılmaz Kerimo ve Halk Parti'den Gülan Avcı “soykırım tasarısı”na “evet” oyu kullanarak tarihe “ihanet” olarak geçecek bir karara imza atmışlardı.

     

    İŞTE İLGİNÇ BAĞLANTILAR, KİRLİ İLİŞKİLER

    Vakit'in edindiği bilgilere göre Ermeni Soykırım Tasarısı'na destek veren 3 parlamenterin kirli ilişkileri:

     

    1- GÜLAN AVCI: ERMENİ KÖKENLİ, ÇYDD, PKK VE KADEK BAĞLANTILI

    Kocası Ziya Avcı ve annesi Yıldız Avcı'nın ismi PKK listelerinde geçiyor. Stockholm'de Metro Müdürü olan kocası KADEK'te üst düzey yönetici. Kocası, 1998-2000 yılları arasında İsveç Kürt Gençlik Hareketi Başkanlığı'nı yapmış ve Kürt Ulusal Birliği Kurulu Yedek Üyesi.

     

    Gülan Avcı, Pinyanis (yeni adı Harmancı) Köyü'nden. Pinyanis'de tarihi bir kilise mevcut ve eski Ermeni evleri var. Ailesinin Ermeni kökenli olduğu iddia ediliyor. Ayrıca yakın akrabaları arasında onlarca kişi ÇYDD'den burs almış.

     

     

    2- YILMAZ KERİMO: HIRİSTİYAN, SÜRYANİ KÖKENLİ, PKK BAĞLANTILI...

    Kendisi ve yakın akrabaları Süryani asıllı ve Hıristiyan. Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı gündemde iken Süryaniler'in de soykırıma uğradıkları düşüncesiyle kulis çalışmalarıyla oylamanın kabul edilmesi için çalıştığı iddia ediliyor.

     

    Aynı zamanda PKK Elebaşısı Abdullah Öcalan'ın 4 Haziran 1999 tarihinde İmralı Adası'nda yapılan duruşmasına katılan İsveçli Parlamenter.

     

    İsveç'te Ermeni ve Süryani soykırımı için Avrupa Parlamentosu'nda araştırma istemiş ve Kürt sorunu ile ilgili bir rapor hazırlayarak Avrupa Parlamentosu'na sunmuş. Ermeni soykırım tasarısı gündemde iken basın mensuplarına Süryanilerin de soykırıma uğradıkları yolunda bilgi vermesinden dolayı Diyarbakır DGM'de hakkında dava açılmış. Ayrıca akrabaları arasında Türkiye ve İsveç'te PKK adına faaliyet yürütenlerin olduğu iddia ediliyor.

     

    3- İBRAHİM BAYLAN: AİLESİ, HEM SÜRYANİ HEM SABETAY HEM DE YAHUDİ KÖKENLERDEN OLUŞUYOR

    Ailesinin hem Süryani hem Hıristiyan hem de Sabetay kökenli karışık bir aile olduğu iddia ediliyor. Ayrıca Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı gündemde iken Süryaniler'in de soykırıma uğradıkları konusunda kulis yapmasıyla gündeme gelmişti.

     

    PROF. HALAÇOĞLU: HAÇLI SALDIRILARIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ

    Konuyu Vakit'e değerlendiren Tarihçi-Yazar Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu Soykırım Tasarısı'nın kabul edilmesinin bir “Haçlı Saldırısı” olduğunu belirterek sözkonusu tasarıya destek veren Türkiye kökenli parlamenterlere sert tepki gösterdi. Halaçoğlu, “Daha önceki yıllarda 20 ülke daha Ermeni Soykırım Tasarısı'nı kabul etmişti. Ancak son yapılanlara baktığımızda Türkiye'nin kuşatılmak istendiğini görüyoruz. Ermeni'den sonra; Süryani ve Keldanileri de hatta Yunanistan'ı da devreye sokarak işin içine Bizans'ı da katarak Türkiye'yi topyekun bir kuşatma altına almak istiyorlar. 1923 öncesine giderek tarihi tam araştırmadan maksatlı bir şekilde tek taraflı Türkiye'yi yargılamak istiyorlar” dedi.

     

    HAÇLILAR LEHİNDE YAYIN YAPAN MEDYAMIZ VAR!

    Halaçoğlu, Türkiye'de bir kısım medyanın Haçlılar lehine yayın yaptığını vurgulayarak, “Sizi tenzih ederim ancak üzülerek ifade ediyorum; maalesef Haçlılar'ın aldığı bu kararlara destek olacak mahiyette yayın yapan bazı basın yayın organları var. Yazılanlara bir bakar mısınız? Allah aşkına bu yayınlar kime hizmet ediyor? Neredeyse o kararları destekler nitelikte yayınlar yapılıyor”

     

    KUŞATMAYA TOPYEKUN TEPKİ GÖSTERMELİYİZ

    Prof. Halaçoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz kamuoyu olarak, medya olarak gereken tepkileri gösterebiliyor muyuz? Mitingler düzenleyebiliyor muyuz? Yeteri kadar çalışma yapabiliyor muyuz? Topyekun tepki gösterebiliyor muyuz? Sadece konuşuyoruz. Eylem yok” Türkiye kökenli üç milletvekilinin durumunu da değerlendiren Halaçoğlu, “Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar. Ne yaptıklarından haberleri yok. Onlara Ermenistan neresi desen, Türkiye vilayetleri nere desen bilmezler. Haçlılara hizmet ettiklerinin farkında değiller” dedi.

     

    VAKİT


  3. Benim adım Rachel Corrie ben artık bir Filistinliyim!

     

    Benim adım Rachel Corrie. Ben bir Amerikalıyım. Biliyorum, 'Amerikalıyım' demek bana utanç veriyor ama bana bu utancı yaşatanların ülkesinde utananların da olduğunu göstermek istiyorum sizlere. Ben de utandığım için utanç duyduğum için burdayım bugün. Belki bana şüpheyle yaklaşıyorsunuz, belki benim bir maceracı olduğumu düşünüyorsunuz. Ve bunda da haklısınız. Çünkü sizin acılarınızı yaşamadım, sizin gibi aç kalmadım, çadırlarda elektriksiz, susuz kalmadım, ailemden hiç kimse ya bir bombayla ya da tank ateşiyle öldürülmedi..

     

    Kendi ülkemde olması gereken normal bir hayat yaşadım. Ailem bana bugün bile çocuk gözüyle bakıyor. Ama sizlerin generalleri bile 9 yaşında. 9 yaşında alnından vurularak öldürülmüştü General Nafis. Sonra onun askerleri: 5 yaşındaki Muhammed de, kundaktaki Yasin de, annesinin karnına sıkılan kurşunlarla delik deşik olmuş isimsiz çocuklarınız da; imha edilmesi gereken bombalar olarak görülen bombalanan çocuklarınız..

     

    Kimse beni yerimden sürgün etmedi. Benim atalarım iki yüz yıl önce milyonlarla yerliyi ya katletti ya da sürgüne gönderdi. Belki bir halkı kökünden kurutan bir atanın torunu olarak burada bulunmam bir anlam ifade etmiyor ama ben atalarımın yaptığı zulmü reddediyorum ve bugün sizleri sürgüne gönderen ve buraya yerleşen bu yabancıları da reddediyorum.

     

    Beni aranıza kabul ettiniz. Sizlerin yaşadığı acılara artık ben de ailem de ortak. Çünkü sizin her birinizin ailesinin yaşadığı acıyı ailem de paylaşıyor ölümümle. Ne canım ne de kanım sizin hiçbirinizin canı ve kanından üstün değil. Bugün sadece sizlerle eşit bir konuma geldim. Toprağı elinden alınmış ve hergün öldürülen sizlerin onur mücadelesine beni de ortak ettiniz. Belki bugün bedenen yaşamıyorum ama ruhum Filistin için ölen binlerce bedenin yaşayan ruhları arasında artık. Bedenimizi ortadan kaldıran yaşayan ruhsuzlar, ruhlarmızın gölgesini hep hissedecek. Çünkü ruhlarımız asla ölmeyecek. Benim adım Rachel Corrie ve ben artık bir Filistinliyim.

     

    Rachel Corrie'nin anısına...

     

    RACHEL CORRIE KİMDİR?

    Amerikallı Rachel Corrie, Uluslar arası Filistinlilerle Dayanışma Derneği'nin gönüllüsü olarak 22 Ocak 2003'te geldiği işgal altındaki Filistin topraklarında 53 gün sonra Filistinlilerin evlerini yıkan bir İsrail buldozerinin altında kalarak can verdi. 27 Ocak'ta Gazze'ye gelerek burada İsrail ordusuna ait buldozerlerin Filistinlilere ait evleri yıkmasını önlemek için canlı kalkan olan Corrie, ilk başlarda 'İsrail ajanı' olabileceği düşüncesiyle Filistinlilerce şüpheyle yaklaşıldı. Ancak kısa süre sonra iyi ilişkiler kurduğu Filistinlilerin evlerinde ağırladığı Corrie, Arapça öğrenmeye başladı. 15 Şubat 2003'te tüm dünyada Irak işgali öncesi düzenlenen gösterilerin Gazze'deki bölümüne katıldı ve burada Amerikan bayrağı yaktı.

     

    16 Mart 2003'te üç İngiliz ve dört Amerikalı arkadaşıyla Refah mülteci kampında Samir Nasrallah isimli bir Filistinli'ye ait evin yıkılmasını engellemek için canlı kalkan oldu. Evin yıkılmasını engellemek isteyen 24 yaşındaki Corrie, İsrail buldozeri tarafından ezildi. Arkadaşlarının bağırmasına aldırmayan buldozer sürücüsü Corrie'nin üzerinden iki kez geçti. Corrie ölümünden iki gün önce 14 Mart'ta bir televizyona yaptığı açıklamada “Bazen insanlarla oturup akşam yemeği yiyorum ve sonra anlıyorum ki; etrafımızı saran zırhlı bir askeri aracın birlikte akşam yemeği yediğim insanları öldürmeye çalışıyor.”

     

     

     

    Mehmet Nedim Aslan


  4. Ve Allah yolunda bihakkın cihad ile mücâhedede bulununuz. O sizi intihab etti ve sizin üzerinize dinde hiçbir güçlük kılmadı. Babanız İbrahim'in milleti gibi. O bundan evvel size müslümanlar ismini vermişti ve bunda da. Tâ ki Resûl sizin üzerinize şahit olsun ve siz de nâs üzerine şahitler olasınız. Artık namazı ikame ediniz ve zekâtı veriniz ve Allah'a sığının. O sizin mevlânızdır. İşte ne güzel mevlâ, ve ne güzel yardımcı.

     

    hacc/78

    Ömer Nasuhi BİLMEN

     

     

     

    Alemlerin Rabbi olan ALLAH'ım

    Bizi yolunda yürümemiz ve senin istediğin şekilde mücadele etmemiz için bizi seçtin

    Sadece bunun hamdını ömrümüzün tamamını secde geçirerek bile hakkıyla yerine getiremeyiz.

    Bizi senin hakyolun üzre kıl,

    Bizlerini imanla şereflendirdiğin gibi, yolunda hakkıyla yürüyenlere katarak da şereflendir.

    O yolda yürümeyi nasibettiğin bizlere, güç ver sabır ver sebat ver ve davan için mücadele eden bizleri müzaffer kıl.

    Şüphesiz senin herşeye gücün yeter

    AMİN


  5. Belçika'nın Charleroi bölgesinde matematik ve fizik öğretmenliği yapan Nuran T. isimli Türk asıllı bir öğretmen, başörtüsü taktığı gerekçesiyle kendisini işten çıkaran okuluyla girdiği hukuk mücadelesini kazandı.

     

     

     

    2007 yılından bu yana Charleroi Merkez Belediyesi'ne bağlı okullarda vazifeli olan genç öğretmen, iki buçuk yıl boyunca sorun teşkil etmeyen başörtüsüyle ders verdi. Ancak okul yönetimi sene başında öğretmenliğe devam edebilmesi için başörtüsünü çıkarma şartı koştu. Neye uğradığını şaşıran ve bu şartlarda okuldan ayrılmak zorunda kalan Nuran T., avukatı Jean-Claude Derzelle aracılığıyla Charleroi Asliye Mahkemesi'ne başvurarak kararı iptal davası açtı. İsteği mahkeme tarafından reddedilen davacı, bir üst yargı mercii olan Mons İstinaf Mahkemesi'ne başvurdu. İstinaf Mahkemesi, dün açıkladığı kararda davacıya hak vererek, okul yönetimini eski öğretmenini 10 gün içerisinde aynı şartlarda yeniden işe almaya mahkûm etti.

     

    Charleroi Asliye Mahkemesi, okula hak verirken öğretmenlerin "tarafsızlığını" teminat altına alan bir genelgeyi dayanak olarak kullanmıştı. Mons İstinaf Mahkemesi ise bu genelgenin sadece Fransız Topluluğu'na doğrudan bağlı olan okullarda uygulanabileceğine hükmederek, okul yönetiminin başörtüsü takan öğretmenler konusunda net bir düzenleme yapmadığını ve öğretmenin yeniden işe alınması gerektiğine karar verdi. Kararın gerekçesini uzun uzun anlatan mahkeme, haç ve kippa da olduğu gibi başörtüsünün de öğretmenler tarafından takılabileceğini, fakat bunu yaparken "ölçülü" davranmaları gerektiğini vurguladı. Öğretmenine başörtüsünü yasaklayan okulun 'tarafsızlık genelgesine' dahil olmak için gerekli formüleri doldurmadığı öğrenildi.

     

    Nuran T.'nin avukatı Jean-Claude Derzelle, çeşitli medya kuruluşlarına verdiği demeçlerde mahkemenin verdiği kararı şu şekilde yorumladı: "Mahkeme, fikir hürriyeti prensibine istisna oluşturabilmek için açık bir metnin olması gerektiğini hatırlatıyor. Charleroi Belediyesi ise bunu yapmamış. Bu yüzden öğretmenini -başörtüsü takmasına izin vererek- 10 gün içerisinde tekrar işe almakla mahkûm edildi. Mahkeme gerekçesinde öğretmenlerin, kanaatlerini öğrencilere zorla kabul ettirmeye teşebbüs etmedikçe, başörtüsü olsun, kippa olsun, haç olsun, dini sembolleri üzerinde taşımalarına müsaade ediyor."

     

    Avukat Derzelle, müvekkilinin çok ihtiyatlı davrandığını, dininden hiçbir zaman bahsetmediğini ve hiçbir velinin bu konuda şikayeti olmadığını vurguladı. "İstinaf Mahkemesi, Asliye Mahkemesi'yle taban tabana zıt bir karar verdi. Demokrasimizin temelinin kanaatini, fikrini, dolayısıyla dinini açığa vurma hürriyeti olduğunun hatırlatılması gerektiğine kanaat getirdi. Bu hürriyet, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9. maddesi tarafından teminat altına alınmıştır." şeklinde konuşan Jean-Claude Derzelle, sözlerini şöyle sürdürdü: "Buradan yola çıkarak, kanuni metinlerde açıkça atıfta bulunması şartıyla, bazı kısıtlamalar olabilir. İstinaf Mahkemesi, Charleroi Belediyesi'nin kararını dayandırdığı 'tarafsızlık genelgesinin' dini bir sembolü taşımayı yasaklamadığını belirtiyor. Genelge, öğretmenlere partizan söylem ve davranışları yasaklıyor. Mahkeme bu metnin, dinini açığa vurma temel hürriyeti gözetilerek yorumlanması gerektiğini hatırlatıyor. Dolayısıyla, bu doktrinleştirmeye veya beyin yıkamaya yönelik bir davranış değilse, dini inanç açığa vurulabilir."

     

    Cihan'ın telefonla ulaştığı Nuran T., karar hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Ses tonundan üzgün olduğu anlaşılan genç öğretmen, herhangi bir provokasyona mahal vermemek için prensip olarak yorum yapmama kararı aldığını ve mahkeme kararıyla ilgili sadece avukatının konuşacağını belirtti. Öğretmenin bu şartlarda tekrar işinin başına dönüp dönmeyeceği bilinmiyor. Mons İstinaf Mahkemesi'nin haksız bulduğu Charleroi Belediyesi için temyiz yolu halen açık bulunuyor. Davayı Yargıtay'a taşıma hakkını koruyan belediye, kararla ilgili hiçbir açıklamada bulunmadı.

     

    Öte yandan Fransız Topluluğu Eğitim Bakanı Marie-Dominique Simonet bir açıklama yaparak devlet okullarında vazife yapan personelin üzerinde dini sembol taşımasına karşı olduğunu söyledi. Okul çalışanlarının üzerlerinde dini sembol taşımaların tarafsızlığa gölge düşüreceğini savunan Bakan, mahkeme kararını değerlendireceklerini belirtti. Hukuki bir analizin gerçekleştirilmekte olduğunu aktaran Simonet, din, vicdan ve fikir hürriyetine saygı temelini de gözeterek tarafsızlığı teminat altına alan genelgelerde yapılacak değişiklikleri belirlemeye çalıştıklarını da ekledi.

     

     

    (CİHAN)


  6. selamun aleyküm

    öncelikle kolaygelsin güzel bir çalışma başrılıda olacak inşALLAH...

     

    Bu arada hâlâ içerik önerisi bekliyorum...

     

    Saygı ve selamlar...

     

    1-

    Hayattan canlı ölüm günahtan baskın rahmet

    Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet

     

    2-

    Beni ALLAH tutmuş kim eder azad?

     

    3-

    Bir mısra-ı bir millete şeref verecek şair

     

    4-

    Bir gençlik, bir gençlik.....

    "Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik...

     

    5-

    İşte bütün meselem, her meselenın başı,

    Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı!

     

     

    bunlar nacizane benim içerik tavsiyelerim

    ALLAH'a emanet olun


  7. Mesele kaybetmek veya kazanmak meselesi değil de şükretmek ve sabretmek meselesi olmalı diye düşünüyorum.

    buna katılıyorum pembegül kardeşim güzel zikretmiş (ALLAH (c.c.) razı olsun)...

     

    lakin mevzunun esasını şu cümle özetler;

    Rızkını sen arayıp bulacak, ama bulanın sen değil, O olduğunu bileceksin!

     

    başlığa gelince:

    kaybetmek yada kazanmak...

    bunu hakkıyla idrak edebilen kazansada kaybetsede daim kazanandır zati...


  8. esselamu ayeyküm

    bendeniz de okuyanı sıkma babıda bir hatıra nakledeyim kendimden...

    kader çizgisinin kendi elinde olan kısmı kadar her insan gibi haytımın ilk yıllarında bile enson (şimdiki) mesleğim olan otomobile merakım had safada

    öyleki çok oyuncağım var lakin tek tip hepsi motorlu taşıt türevi

    hatırlayabildiğim iljk oyuncaklarımdan olan rahmetli dedemin yapmış olduğu tamamı tahtadan olan arabamın kendi kendine gidemiyor olması beni fevkalede üzerdi

    buna kendimce (çocukça) bir çözüm olarak ona motor olarak (yada onu yürütmek için) bir salça tenekesi yakıt olarakta limon kolonyası türettim

    sonra bunu çalışmasını umarak kibritle (heralde buda buji olsa gerek :tek_dis: ) ateşledim

    buraya kadar pek tehlike yok gibi

    tabii eğer çalıştırmaya çalıştığınız yer kibritin yanmasını sağlamak için bir tenha olarak bulunabilecek tek yer olan bir ot yığının yanı değilse....

     

    yengemin o anki telaşını hatırlıyorum beni alıp içeri götürüşünü yığını söndürmeye çalışısmasını...

    uzunca bir süre kimseye korkumdan soramadığım ve deli gibi merak ettiğim o soruyu....

    "ACABA ÇALIŞTIMI?"

     

    selametle....


  9. 5- Ey insanlar ! Eğer öldükten sonra dirilmekten şüphede iseniz, (bilin ki) ne olduğunuzu size açıklamak için şüphesiz biz sizi topraktan, sonra nutfeden (spermadan) sonra bir alekadan (embriodan) sonra yapısı belli belirsiz bir et parçasından yaratmışızdır. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkartırız, sonra sizi, olgunluk çağına erişmeniz için bırakırız. Bununla beraber kiminiz öldürülür, kiminiz de önceki bilgisinden sonra, hiçbir şey bilmemek üzere, ömrünün en fena zamanına ulaştırılır. Bir de yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat biz onun

     

    üzerine su indirdiğimiz zaman, harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir.

     

    6- İşte bunlar gösteriyor ki, Allah şüphesiz haktır. Şüphesiz ölüleri o diriltir ve o her şeye kadirdir.

     

     

    hacc/5-6

    elmalılı


  10. Var bu işte bir terslik ama ne?..

     

    bir gün Temel kıbrısta otobanda seyrederken

    radyo bir anaons bir anons geçer

    " "X" karayolunda seyretmekte olan tüm dinleyicilerimizin dikkatine adıgeçen karayolunda bir araç ters şeritte seyretmektedir"

    Temel "X" karayolunda seyretmekte olduğu için irkilir dikkatlice yolu kontrol eder ve;

    "-Ula ne bi arabasi, bütün arabalar ters şeritte gideyler da"

    :tek_dis:


  11. Mustafa Kemal?in Topal Osman?ın elinden kurtulmak için giydiği çarşafı CHP?li kadınlar, Mustafa Kemal?in kurtuluş hatırası diye korumaları gerekirken(?!) yaptıkları şu işe bakın..

     

    güzel bir yazı dilipaktanda ekleyen arkadaştanda

    ALLAH razı olsun


  12. Ey imân etmiş olanlar! Size bir ticaret üzerine rehberlik edeyim ki, sizi pek acılı bir azaptan kurtarır.(10)

    Allah'a ve O'nun peygamberine imân edersiniz. Ve Allah'ın yolunda mallarınız ile ve nefisleriniz ile mücâhedede bulunursunuz. İşte bu, sizin için çok hayırlıdır. Eğer bilir kimseler oldu iseniz.(11)

     

    saff(10-11)

     

    (Ömer Nasuhi Bilmen)

    • Like 1
×
×
  • Create New...