Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

nedamet..

Üye
  • Content Count

    291
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    1

Posts posted by nedamet..


  1. Bazen gülünç geliyor bana… Batı açılarak geldi bugünlere, her yanımız işgal altında maddi-manevi… Biz kapandıkta ne oldu? İşin reel boyutu da var değil mi? Eğer sirval giymeden, başımı örtmeden okumam gerekiyorsa gereğini yerine getiririm. Belki de bu kadar basit. Sınırları sonuna kadar zorlamalıyız, ancak olmuyorsa bükemediğimiz eli öpüp, daha sonra kırmalıyız. Sirval giyilmelidir demekle iş bitmiyor. Siz o kadına sahip çıkmadıktan sonra…

     

    Ve artık yeni şeyler söylemek lazım…


  2. Sakin olalım arkadaşlar. Epey güzel ve faydalı bir münazara konusu. Dağılıp, kilitlenmesin sonra. Sinirliliğiniz sakinleştirmiyor mu yoksa sizi? :unsure:

     

    Asıl konuya gelecek olursak , daha sağlıklı düşünebilmem açısından şu sorunun cevabını isteyeceğim. :) (veya saçmalayacağım) Burada kastedilen kültür, batı icadı asimile olmuş zihinlere ait olan kültür(!) mü, yoksa bir ulusun tarihi boyunca biriktirip, kendine özgü bir şekil verdiği manevi birikimler mi? Zira din mefhumu, her iki durumda da söz konusu olabilecek nitelikte. Yahut bana öyle geliyor… :) Aslında malum espiri ipucu veriyor ama yine de emin olmak lazım... :D


  3. Savaş suçlusu Karaciç tutuklandı!

     

    Lahey'deki Savaş Suçları Mahkemesi tarafından savaş suçları ve soykırım suçlamasıyla aranan Bosnalı Sırp lideri Karaciç, Sırbistan'da yakalandı.

     

    Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç haberi doğruladı ve Karaciç'in yerinin tespit edilerek tutuklandığını söyledi.

     

    Bosna savaşı sırasında Sırpların siyasi lideri olan Karaciç, 1996 yılında ortadan kaybolmuş, daha sonra da Birleşmiş Milletler Savaş Suçları Mahkemesi'nce hakkında dava açılmıştı.

     

    Karaciç, 7 bin 500 müslümanın Srebrenitsa'da katledilmesinden sorumlu tutulan isimler arasındaydı.

     

    Savaş suçu ve soykırım suçlamalarına hedef olan Karaciç, 13 yıldır firardaydı.

     

    Bosnalı Sırpların savaş dönemindeki askeri liderlerinden Ratko Mladiç de, benzer suçlamalarla aranıyor.

     

    RADOVAN KARACİÇ'İN KATILDIĞI SREBRENİÇA KATLİAMININ KRONOLOJİSİ

     

    Srebreniça katliamına kadar olaylar şöyle gelişti:

     

    NİSAN 1992 - Bosna-Hersek'te savaş başladı. Sırp ordusu doğuya doğru hızla ilerledi ve nüfusunun yüzde 75'ini Müslümanların oluşturduğu 36 bin nüfuslu Srebreniça'yı ele geçirdi. Birkaç ay sonra Boşnaklar kasabayı geri aldı.

     

    OCAK-MART 1993 - Sırplar Boşnakların elindeki bölgelere karşı saldırıya geçti. Srebreniça ve Zepa, Sırpların elindeki bölgenin oldukça içlerinde, düşman birlikler tarafından kuşatılmış bölgeler haline geldi. Çevre bölgelerden kaçan Boşnakların göçü sonucu Srebreniça'nın nüfusu 60 bine çıktı. Su, gıda ve tıbbi malzeme kıtlığı başladı.

     

    NİSAN 1993 - Birleşmiş Milletler, Srebreniça, Zepa ve Gorazde'yi, diğer 3 bölge ile birlikte BM koruması altındaki "güvenli bölge" ilan etti. BM Barış Gücü, bu bölgelere asker sevk etti ve Sırp saldırıları durdu.

    Ancak Srebreniça etrafındaki Sırp kuşatması devam etti ve sonraki 2 yıl içinde çok az sayıda insani yardım konvoyunun kasabaya girmesine izin verildi.

     

    MART 1995 - Karaciç, Srebreniça ve Zepa'nın tamamen dış dünyadan koparılmasını emretti ve yardım konvoylarının bu kasabalara ulaşması engellendi.

     

    9 TEMMUZ 1995 - Karaciç, Srebreniça'nın alınması emrini verdi. Sırplar kasabayı ele geçirmek için "Krivaya 95 Operasyonu"nu başlattı.

    Srebreniça'yı kuşatan Sırplar, BM Barış Gücü'ndeki Hollanda askerlerinin gözetleme mevzilerine saldırdı ve 30 kadar Hollanda askerini rehin aldı.

     

    10 TEMMUZ 1995 - Sırp ordusu Srebreniça'ya top ateşine başladı. Hollanda güçleri Sırplara, sabaha kadar geri çekilmezlerle NATO'nun hava saldırısı düzenleyeceği tehdidinde bulundu.

     

    11 TEMMUZ 1995 - NATO savaş uçakları Srebreniça etrafındaki Sırp tanklarını bombaladı. Sırp ordusu kasabaya bombardımana yeniden başlayacağı ve rehin Hollanda askerlerini öldüreceği tehdidinde bulundu. Aynı gün akşam Sırp Genelkurmay Başkanı Ratko Mladiç Srebreniça'ya girdi.

     

    11-18 TEMMUZ 1995 - Aynı akşam 15 bin kadar Boşnak askeri ve sivil, dağları aşarak Srebreniça'yı terk etti. Birçok Boşnak bu sırada topçu ateşi ve keskin nişancı ateşiyle öldürüldü. Sırp askerleri yakalayabildiklerini de öldürdü.

     

    Srebreniça içindeki Sırp askerleri ise kadın ve çocukları ayırarak, otobüsler ve kamyonlarla Boşnakların elindeki bölgelere gönderdi.

     

    16 yaş ile 70 yaş arasındaki yaklaşık 8 bin Boşnak erkek, depolara, okullara ve ambarlara dolduruldu ve kurşuna dizilerek toplu mezarlara gömüldü.

     

    (haber7.com)


  4. Gezmeyi severim. Fotoğraf çekmeyi de. İkisi harmanlanınca böyle oluyor işte... Benim pek katkım yok anlayacağınız. :unsure: Yine de teşekkür ederim. Ayrıca köpek severim. :D En azından sinsi kediler gibi yemek yememe engel değiller. :)


  5. Mevlüt Özcan kadar marka bilmediğime şaşırdım. :unsure: Gerisi hep aynı...

     

    Başörtümle okuyamıyorum ben. İster Vakko ister değil. Almıyorlar işte. İster pantolonum bilmem ne marka olsun ister pazar malı... Beni başörtümle okula almıyorlar. Erkek bunun ne demek olduğunu yaşamadan anlayamaz. Hele sirval giyilmelidir diyen zihniyet asla. Biz bu acıyla boğuşurken siz anca bunları mı yazıyorsunuz? Şaşıyorum 'bazı' Müslüman erkeklere. Büyük bir şirketiniz olsa eleman alacak olsanız, hafif makyajlı başında kocaman bir topuz, 'vakko' başörtülü hanımı mı tercih edersiniz, yoksa sirval giyen kızcağızı mı? Komik örnek. Ama cevabını veremezsiniz. O yüzden bu meseleyi hanımların vicdanına bırakın.


  6. Dedemin evinde yaklaşık 7 8 adet bu huysuz hayvanlardan mevcut. Bir ana, gerisi evlat. Sofraya oturamıyorum onlar yüzünden. İnadıma benim sandalyemin altına yatıyorlar her seferinde. Hissediyorlar. Dün az kalsın eziyordum bir tanesini. Ayakkabımın tabanıyla kuyruğu arasında iki üç cm kala sıçradı uyuz tüylü şey. Fotoğraflarını çekerken resmen poz veriyorlar. Bir şey zannediyorlar kendilerini. Hele bir tane kahverengi var, hem nazlı hem şımarık. Bütün bunlar yetmezmiş gibi gece de mahalleden arkadaşlarını çağırıyorlar. Mama yetiştiremiyoruz. Rahmetli ananemin hatrı olmasa bir gece ansızın gelip, poşete dolduracağım hepsini. Sonra en yakın üst geçitten uçuracağım. niha haa :D

     

    Latife efendim, yapar mıyım hiç? :unsure:

     

    Buyrunuz, geliniz, bekleriz.. :) Hatta yarısını yollarız sizinle. :D

     

    O kadar arkalarından konuştuk, koyalım bir tane. Gerçi bu bizimkilerden değil, mahallenin sosyete kedisi.. :) Hoş... Garibimi araba ezmiş geçenlerde. Yazık oldu. En azından diğerlerine göre ağırbaşlıydı...

     

    dsc09094pk4.jpg


  7. HİZBULLAH (LÜBNAN)

     

    Hizbullah, (Arapça: حزب الله‎, Allah'ın partisi) Lübnan'da bulunan, hem sivil hem de askeri kanadı olan Şii inançlı siyasi bir partidir. 1982 yılında İsrail'i, o zamanlar işgal etmekte olduğu Güney Lübnan'dan çıkartmak amacıyla kurulmuştur. Hizbullah'ın şu andaki genel başkanı Hasan Nasrallah'dır.

     

    Hizbullah 1982 yılında İran'daki İslam Devriminden esinlenerek kuruldu. Amacı İsrail'i işgal etmekte olduğu Güney Lübnan'dan atmaktı. Ayetullah Humeyni taraftarlarının İran'daki devrimini bölgede yayma amacı da taşıyordu.

     

    Hizbullah siyasi ve silahlı mücadele kanatlarının yanısıra fakir Lübnan halkına yardım amacıyla birçok kurumlar da işletmektedir. Bunların arasında 4 hastane, 12 klinik, 12 okul ve 2 tane de tarım yardım derneği bulunmaktadır.

     

    Genelde Arap ve Müslüman dünyasında yasal bir direniş örgütü olarak kabul edilen Hizbullah ABD, Kanada, İsrail ve Avustralya tarafından terörist ilan edilmiştir. Avrupa Konseyi ise bu konuda kesin bir tutum almamayı tercih etmiştir.

     

    Kaynak: Wikipedia

     

    (Hakkında bilgi sahibi olalım istedim.)


  8. Efendim makinenin markası sonny. Modelini bilmiyorum. Bu koyduklarım genelde rastlantı sonucu ortaya çıkmış kareler. Ve farkebileceğiniz derecede bilgisayarda üzerinde oynanmış durumdalar. Diğer türlü analog makinemden vazgeçemem. İyi fotoğraf çekmek istiyorsanız öncelikle yaptığınız işin adını güzelce bellemelisiniz. Yani 'resim çekiyorum' gibi iğrenç bir anlatım bozukluğu yapmamalısınız. :) Fotoğraf farklı bakış açısıdır. Diğer insanların göremediklerini görmenizi gerektirir. Lüzumsuz detayları farkedip, olayın dışına atmalı, özneye odaklanmalısınız. Diyafram, enstantane ve diğer teknik unsurları adam akıllı öğrenilmelisiniz... Ancak her şeyden önce samimiyet, cesaret ve güven gelir. Adamın makineyi tutuşundan karakterini çözebilirsiniz. En son da makinenizin markası ve modeli söz konusu. İyi, pahalı bir makinenin fotoğraf üzerinde bana kalırsa yüzde onluk etkisi vardır. Gerisi yürek işidir... Ve yeni makine alacak olanlara önerim, digital kullanmayın. Aslında en güzeli bileğinizde bir digital, boynunuzda analog. :D Tabi ki her şeyden önce cebe uygun kısa süreli fotoğraf kursuna gidilmeli, uzmana başvurmadan makine alınmamalı.

     

    Saygı, sevgi..


  9. Pek muhterem oturuklu kişilik sahibi sayın şahıs... (Bu siz oluyorsunuz :D ) Saçmalayan sizsiniz. Evvela Üstad'ın hangi fikirlerine, fiillerine riayet ettiğim sizi hiç ilgilendirmez. Ben ne Üstadın fikirlerini ne de Efgani'nin İslam konusundaki düşüncelerini körü körüne kabul edebilirim. Abdulhakim Arvasi Hazretlerinin bu konudaki düşüncelerini bilmiyorum. Anlaşılan o ki siz bu işin 'ehl'isiniz. Efgani hakkında bilgi sahibi oluşunuz hangi kaynaklara dayanıyor hayli merak ettim şimdi. Cidden hayatınızda Urvetu'l-Vuska'yı elinize aldınız mı? Efgani'yi direkt olarak kendisine ait herhangi bir yapıtından tanıma imkanına sahip oldunuz mu? Pek nezih kalbiniz 'mezhepsiz, hain' sıfatlarıyla vasıflandırdığınız Efgani'yi yerin dibine sokarken, Urvetu'l-Vuska'dan bihaber nasıl bu kadar rahat caka satabiliyor, inanın şaşırtıcı! Sizi, pek temiz kalbinizi, dualarınızı ve tek taraflı kör zihniyetinizi bu sefer traşa alıyor, 'zındık' olarak nitelendirdiğiniz tüm Ezher öğrenci ve hocalarının vebaliyle Allah'a emanet ediyorum... :) :D


  10. http://www.imageshack.us/

     

    şu adrese giriyorsunuz. Gözat mevcut. Fotoğrafınızı seçiyorsunuz. 'rezise image' i seçiyorsunuz. 800 600 kıvamına getiriyorsunuz o oku. sonra host it. sonra küçük fotonuza tıklıyorsunuz. büyüyüp kocaman adam oluyor. üzerine sağ tıkla diyip özelliklerden url sini kopyala diyorsunuz. forum sayfasında resim ekle bölümüne yapıştırıp tamam diyorsunuz.

     

    (Ü.Y nin yalancısıyım :) )


  11. Düzenli olarak anılmayınca ancak senede bir hatrıma düşüyor bu güzel insanlar... Oysa ki unutulmamalı onların yaşadıkları. O halde madem Bosna denildi… Bilge Kral için de Allah’tan rahmet dileyelim… Ölen diğer Boşnak kardeşlerimiz için de...


  12. Rahmetli Mustafa Akkad ömrünün son 10 yılını Selahaddin Eyyübi'yi konu edecek bir film çekmek için sponsor aramakla geçirmiş. Ömrü yetseymiş İstanbul'un Fethini onun yorumuyla izlemek de nasip olabilirdi belki de. Ne yazık ki sinema gibi yaşadığımız çağa en güzel, en verimli şekilde seslenebileceğimiz bir sanat dalında Müslümanlar hayli geri kalmış. Bu durumun en büyük sorumlusu her ne kadar olanak sağlamayan yetkililer ise de biz gençlerin duyarsızlığı ve hafife alışı da göz ardı edilemez. Gereken gayreti, itinayı göstermiyoruz. Üniversite mezunu olalım da, gerisi Allah kerim demekle yetiniyor çoğumuz. Hayallerimiz de bir o kadar basit ve sıradan. Büyük düşünmüyoruz kısacası. :D Üstelik bizim düşünecek vaktimiz bile kalmamışken...

     

    Bir de sinema bölümünde okuyan abi-abla varsa içimizde... yıllardır her Ramazan aynı Çağrı'yı izlemekten sıkıldım... :)


  13. Efendim kaynak olarak şunları sıralandırabiliriz:

     

    Efgani hakkında Hayreddin Karaman'ın 'Gerçek İslam da Birlik' çalışması en iyi kaynaktır yararlanabilmeniz açısından. Bir de 'Urvetu'l-Vuska' var tabi. Benim elimdeki Bir Yayıncılıktan... Temin edebilirseniz müthiş olur. :D O nedir diye sorar gibi gördüm sizi... Buyurunuz:

     

    'Bugün Efgani'nin, öğrencisi ve yoldaşı Muhammed Abduh'la beraber çıkardığı ve İslami basının temelini oluşturan 'El-Urvetu'l-Vuska' dergisinin yüzüncü yayın yılı anısına, aynı zamanda da bu şahsiyeti iftira ve düzmeceleriyle lekelemeye çalışan uşaklara karşı bir reddiye olarak Dergi'yi bütün sayıları ve Efgani hakkında kısa bir bilgiyle sizlere sunuyoruz. İslam halklarına armağan ettiğimiz bu kitap adalet ve doğruyu savunmayı ve yakın tarihe bir ışık tutmayı amaçlamaktadır.' (Kitaptan iktibas...)

     

    Bir de Üstad'ın 'Doğru Yolun Sapık Kolları' eserine başvurursanız Efgani ve Muhammed Abduh hakkında fikir sahibi olursunuz.

     

    Bunların dışında internetten araştıracak olursanız pek sağlıklı görmediğim zihniyet türü bekliyor sizi. Böyle bir durumda yalnızca kronolojik bilgi edinmeniz daha yararlı olacaktır. Aynı zamanda sitemizde de 'Diğer Yazarlar' bölümünde hem Üstadın kitabından iktibaslar hem de az evvel bahsettiğim kronolojikimsi :) anlatım mevcut. Diğer yandan Ehl-i_Kalender arkadaşımızın önermiş olduğu sitelere de bakabilirsiniz.

     

    Mustafa İslamoğlu'nun da kitaplarını okumanız yeterli olacaktır. 'Yürek Devleti'ni öneririm. Hem ince hem ufuk açıcı. :D

     

    Bu kadar yeter şimdilik. Devamını ben de bilmiyorum gerçi. :D Rastlarsam veya aklıma gelirse paylaşırım.

×
×
  • Create New...