Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

mahlas

Editor
  • Content Count

    250
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    10

Posts posted by mahlas


  1. İran'dan Türkiye ile İlgili Provakatif İddia?

     

    İran'da dini lider Ayetullah Ali Hamaney'in askeri danışmanı Tümgeneral Yahya Rahim Safevi, Türkiye'nin Suriye'ye sorun yaratması için Katar yönetiminden milyarlarca dolar aldığını öne sürdü.

    resim223196_2.jpg

     

    İran'ın Fars ajansına demeç veren Safevi şöyle dedi: “ABD, bölgedeki gelişmelerin İran'a karşı, kendi çıkarları doğrultusunda olması için Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar için rol vermiş. Bazı raporlara göre, Katar yönetimi Ankara'ya Suriye'ye sorun çıkarması için milyarlarca dolar yardım etmiş.”

     

     

     

    habervaktim


  2. Naif bir yazı...

    Ehh! biraz da iddialı sanki.

    Ne yani şimdi İstanbul "aşk" için zaruri bir merhale mi??? Dedim ya, biraz iddialı ama herkesin fikrine saygılıyız tabii ;)

     

    Bir de bu aralar sanki bütün bir kainat bir araya gelmiş bana İstanbulu sevdirmeye çalışıyor. Anlaşmalımısınız kardeşim? :)


  3. Mihriban

     

    Sarı saçlarına deli gönlümü

    Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban.

    Ayrılıktan zor belleme ölümü

    Görmeyince sezilmiyor Mihriban.

    'Yâr' deyince, kalem elden düşüyor

    Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor

    Lâmbamda titreyen alev üşüyor

    Aşk, kağıda yazılmıyor Mihriban.

    Önce naz, sonra söz ve sonra hile...

    Sevilen, seveni düşürür dile

    Seneler, asırlar değişse bile

    Eski töre bozulmuyor Mihriban.

    Tabiplerde ilâç yoktur yarama

    Aşk deyince ötesini arama

    Her nesnenin bir bitimi var ama

    Aşka hudut cizilmiyor Mihriban.

    Boşa bağlanmamış bülbül, gülüne

    Kar koysan köz olur aşkın külüne...

    Şaştım kara bahtın tahammülüne

    Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban.

    Tarife sığmıyor aşkın anlamı

    Ancak çeken bilir bu derdi, gamı

    Bir kördüğüm baştan sona tamamı...

    Çözemedim... Çözülmüyor Mihriban.

     

     

    Abdurrahim Karakoç

    • Like 3

  4. Ela Gözlüm Ben Bu Elden Gidersem

     

     

    Ela gözlüm ben bu elden gidersem

    Zülfü perişanım kal melül melül

    Kerem et aklından çıkarma beni

    Ağla gözyaşını sil melül melül

    Elvan çiçekleri takma başına

    Kudret kalemini çekme kaşına

    Beni ağlatırsan doyma yaşına

    Gez benim aşkımla yar melül melül

    Karacaoğlan der ki ölüp gidince

    Ben de güzel sevdim kendi halimce

    Varıp gurbet ile vasıl olunca

    Dostlardan haberi al melül melül

    • Like 3

  5. O gün yazıya yalnızca göz atabildim, şöyle çalakalem bir şeyler karalamakta işime gelmedi açıkçası. Neyse, başlık hakkındaki fikrim sabit, ikinci yazı nispeten etliye sütlüye dokunmayan bilinen hakikatler üzerine bina edilmiş. Yazının içerisinden cımbızla bir şeyler devşirmekte adilane olmayacak, fikir sahibi olmak için müellifin diğer yazılarınıda okumak lazımgeliyor. Şu halde konu başlığıyla pek ilgisini kuramadığımı belirtip geçiyorum.

     

    Birinci yani müellifi A. Raif Öztürk olan yazı ise tek bir sıfatı hak ediyor;

    “SOYTARILIK”

    Yazının başlangıcında şeriata aleni küfredenlerden örnekler verip onları yererek ayağına yer yapan zat-ı muhterem(!)in devamda söyledikleri yenilir yutulur cinsten değil. Öncekli söylediklerine yaslanararak diğerlerini yutturma gayreti beyhûde kaçmış. Sanki yazının yüzde sekseninde sahip olduğu ve savunur gözüktüğü doğru fikirlerin hatrına geriye kalanları yiyeceğiz…

     

    Gelelim:

    Yani herhangi bir sınavda olan bir öğrenciye, hocası "sen şurayı yanlış yazıyorsun, şöyle yazacaksın" diyebilir mi? Hele hele zorla, "şu doğruyu kesinlikle yazacaksınız" diye onu azarlayabilir mi? İmtihanın, yani sınavın prensiplerine ters bir davranıştır bu…

    Bunların şu teşbihlerine bayılıyorum zaten.

    Uhrevi bir hadiseyi Newton fiziğine kadar indirgeme eskiden sadece bir güruha aitti şimdi herkeste var. Allah(c.c.) sonumuzu hayreyleye…

    Peki sormazlar mı adama; madem bu dünya bildiğin yazılı sınav, namazını terkedene idam hükmünü veren İmam-ı Şafî Hazretlerini pedegojik formasyonda hangi tip öğretmen sınıfına dahil edeceğiz? Hem bu gayret ne diye arkadaşım? İllada İslam’ı birşeylere ekleyip (haşa) sahihleştirmek zorundamısınız?

     

    Daha ne var?

    Neymiş ülkemizde şeriatin %95’i zaten yaşanıyormuşmuş...

    Bababa!..

    Yazısının başında İslam’ı ve Şeriat’ı bilmeyenlerden yakınan elemanımıza bakarmısınız, Şeriat’i nasılda hemencecik birkaç maddeye indirgeyiverdi.

    Evet Şeriat senin bahsettiğin o birkaç madden ibaret olsaydı belki verdiğin oran tartışılabilirdi(dikkat et kabul edilebilirdi demiyorum, zira saydıklarının birçoğu hala ülkemdeki hemen hemen heryerde hiç yaşanamıyor.) Ama malesef sayın müellif, Şeriat onlardan ibaret değil. Mesela size ne kadar (milyon defa haşa) gaddarca gözüksede hırsızın elinin kesilmeside Şeriat’in hükmüdür ve haktır.

     

    Asıl;

    Hekimoğlu; Minyeli Abdullah’tan ötürü çocukluğumdan beri saygı duyduğum bir şahsiyet, yakın zamanda diyalogculara dahil olması saygımın büyük bir bölümünü kaybetmesine sebep olsada aleyhine konuşmak yerine sadece Minyeli Abdullah ile hatırlamayı muradettiğim ve icraatlarına yer yer kayıtsız kalmaya gayret ettiğim bir kalem. Görünen o ki, ben kaçsamda o beni buluyor.

    (Benimkide laf; adamın bilmem kaç videosuna rastladım Gülen’i ve pektabi diyalogu öven. Ne beklersin ki???)

     

    Neymiş? Şeriat gelmezmiş yaşanırmış...

    Hayır efendim; "Şeriat gelmeden yaşanılamaz", çünkü şeriat dışındaki hiçbir sistem şeriatin yaşatılmasına gözyummaz. O’na tahammül etmez. Günümüzün modern dünyası buna misal vermeye usanırmı?!, En adil, özgürlükçü ülkelerde bile sürekli karşılaştığımız haberler buna şehadet etmiyor mu yıllardır?

    Hakılılarda!.. Çünkü Şeriat, devletin hiç bir noktasını kendinden berî tutmaz, hiçbir şeyi kendi hükmünün dışına çıkartmaz…

    Şeriat müminin herşeyi, hatta her vaktidir, hayatının tamamına müdahildir. Mümin varsa Şeriat’de vardır. Terside doğrudur; mümin Şeriat'le asli hüviyetini kazanır, var olur.

     

    Bunlar Şeriat’in ucundan kulağından kırparak kalanla iktifa etmenin-ettirmenin derdindeler. Bu aslında İslam’ı “şurası füturat” “burası zamana uygun değil” diye traşlayıp diğer semavi(!) dinlerle aynı heybeye doldurmanın başka bir jenerasyonu.

     

    Evet kabulediyorum bu konuda hassasım, hemde önyargılı... Tahammülüm yok bu adamlara.

    Hayret etmemek elde değil, vahhabilik türkiyede hemen hemen heryerde çadır kurmuş, şia misyonerleri müthiş maddi desteklerle ülkemde cirit atıyor, aleviler desen hiç durmadılar, Teymiyye’yi, Cevziyyeyi hakkaniyet(!) üzre savunan ilahiyat profları türedi.

    Geçen okuduğum bir kitapta adam(!) hiç utanmadan İmam-ı Rabbani hz. ile ilgili başlığı Teymiyye’ye bağlamış.

    Sübhanallah!..

     

    Bu diyalog meselesi ehl-i sünnet kadar hiçbir birlikteliğe darbe olmadı. Sadece diğer dinlerle İslam'ın değil ehl-i sünnet ile diğer sapık itikadi görüşlerin arasınada köprü kurmaya çalışıyor-kuruyor.

    Hepimiz kardeşiz teraneleriyle yıpratılan ve yıkılmaya çalışılan bizim değerlerimiz, bizim dinimiz, biziz…

     

    Hasılı bu söz; yani “şeriat gelmez yaşanır”, söyleyenine bakılmaksızın bence hazmedilebilir telakki edilemez.

    • Like 2

  6.  

    Müellifi, yahudi bir banker,

    adıda;

    Paul Warburg

     

     

    ///

    Sözün yapısındaki jargon size de tanıdık geliyor mu?

    Gelmez mi efendim gelmez mi?..

     

     

    "mesele zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. bu mutlaka olacaktır. burada toplananlar, meclis ve herkes meseleyi tabii görürse, fikrimce uygun olur. aksi takdirde yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir"

     

    Meclis kürsüsünden M.Kemal


  7. Turnam Başım Darda Benim

    Şu Yaban Diyarda Benim

    Bir Sevenim Var Mı Bilmem

    Gözden Uzaklarda Benim

     

    Çekerim Turnam Sineye

    Derdi Sineye

    Bu Yıl Bize Gülmek Haram

    Belki Seneye

     

    Başım Öne Eğdirdiler

    Yüzüm Yere Değdirdiler

    Saçıma Kar Yağdırdılar

    Yaz İle Baharda Benim

     

     

    Çekerim Turnam Sineye

    Derdi Sineye

    Bu Yıl Bize Gülmek Haram

    Belki Seneye


  8. Evet doğrusunuz.

    Hatta bir daha dikkatli bakınca 3 tane olduğu farkediliyor imleçlerin.

    Dediğim gibi benim PrtScn'in marifeti değil yukardaki. Belki dikkat çekici mesajlar paintte birleştirildi belkide -pek sanmıyorum ama-fake...

    Facebook denen meretten anlayan yok mu? Tarihleri falan var girilse mesaja ulaşılabilir belki.


  9. Mısır, Sina Yarımadası'nı işgal ettiği 1967 ile 1982 yılları arasında bölgeye verdiği zararın karşılanması için İsrail'den 500 milyar dolar tutarında tazminat talep etmek üzere 750 sayfalık bir rapor hazırladı.

     

     

     

    Mısır medyasında yer alan haberlere göre, İsrail'in, Sina Yarımadası'nı işgal ettiği 15 yıl boyunca bölgedeki petrol ve su dahil tüm doğal kaynakları kullanmasına karşın 500 milyar dolar tazminat talep eden Mısır, Birleşmiş Milletler'e sunulmak üzere 750 sayfadan ve 190 haritadan oluşan bir rapor tanzim etti.

     

    El Muhit adlı internet sitesi, Kahire'nin rekor düzeydeki tazminat talebi ile ilgili meselenin çözülmesi için İsrail ve ABD'li diplomatların Mısır tarafı ile gizli görüşmelerde bulunduklarını öne sürdü.

     

    Mısırlı İsrail uzmanı Tevhid Mecdi, Mübarek rejiminin İsrail ile Mısır arasında 1979 yılında imzalanan Camp David Anlaşması'nın 8. maddesini kasten uygulamaya koymadığını iddia etti.

     

    AA


  10. Milliyet, Vatan, Hürriyet gibi gazeteler Yazar Sema Maraşlı'nın kadınlara yönelik "dizilerdekiler gibi olmayın" şeklindeki tavsiyesini "skandal", "kadınları çileden çıkaracak sözler" diye aktardılar.

    resim219217_2.jpg

    Vatan "Yazar Maraşlı'dan skandal sözler" ve "Kadınlara öyle bir öneride bulundu ki..." başlığını kullanırken, Milliyet, "Yazar Maraşlı'nın sözleri kadınları çileden çıkaracak", "Kadınlara öyle bir akıl verdi ki..." diye manşet attı.

     

    Peki Maraşlı'nın sözleri neydi?

     

    Yazar Maraşlı, kadınlara "dizidekiler gibi olmayın" tavsiyesinde bulunuyor.

     

    Küçükçekmece Belediyesi geçtiğimiz günlerde tartışılacak bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Yazar Sema Maraşlı, belediyenin davetiyle ilçede yaşayan kadınlarla evlilik ve kadın erkek ilişkileri hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi.

     

    “Kadınlar, okuyan kız çocuklarını bile elinde mesleğin olsun, kendine güven, eşine muhtaç olma diye yönlendiriyor. Bu bilinçle yetişen kızların ileride evlilikleri yürümüyor. Evliliklerin psikolojiden ziyade inançla yürütülmesi gerekir” dedi.

    Sema Maraşlı'nın geçtiğimiz Cuma günü Cennet Kültür ve Sanat Merkezi'nde “Mutlu Bir Evlilik Emek İster” konulu söyleşide yaptığı konuşmadan bazı bölümler şöyle:

     

    Kadın erkekleşmemeli

     

    “Evlilik üzerinde medyanın oyunlarına dikkat etmek gerekir. Kadınlar eğer duygusal bir boşluktaysa ve çok fazla dizi izliyorsa, o dizideki aşklardan ve kadın üstünlüğünden etkileniyorlar. Dizilerdeki kadınlar çok erkeksi, dediğim dedik, akıllı ve kendini beğenmiş. Bu izlenimler, kadınları yanlış yönlendiriyor. Bu noktada kadınlarda erkekleşme başlıyor. Kadınlar hiçbir zaman edasını kaybetmemelidir. Hz. Muhammed, erkekleşen kadınlara, kadınlaşan erkeklere lanet etmiştir. Allah'ın kurduğu sistemde her şey zıttıyla vardır.”

     

    Erkek ve kadın doğuştan farklı yaratılmıştır

     

    “Erkek ve kadın doğuştan farklı yaratılmıştır. Allah kadınları şefkatli ve teslimiyetçi yaratmıştır. Erkekler ise güç, iddia ve başarı üzerine yaratılmıştır. Erkeğin hayata bakışı serttir. Kadınlarsa duygusaldır. Zaten normal olan erkeğin kadın gibi olmamasıdır.”

     

    “Kadınlar, okuyan kız çocuklarını bile elinde mesleğin olsun, kendine güven, eşine muhtaç olma diye yönlendiriyor. Bu bilinçle yetişen kızların ileride evlilikleri yürümüyor. Evliliklerin psikolojiden ziyade inançla yürütülmesi gerekir. Bu noktada, kadınlar erkeklerin üstünlüğünü kabul etsin. Kuran-ı Kerim'de de evin reisi erkek olduğu bildirilir. Kadından otorite olmaz.”

     

    Milliyet'in manşeti:

     

    44096166806.jpg

     

     

    Vatan'ın manşeti:

     

    22211408490.jpg

     

     

    Habervaktim.com

    • Like 2

  11. Fragmanları fena değildi. İlk fragmanından sonra fillerin kullanılması epey bir tepki çekmişti. Ama öğrendik; evet kullanılmış :)

    Film hakkında izlemeden yorum yapmak çok doğru gelmiyor.

    Vaktin birinde izlediğimiz halde bir filme yaptığımız yorumdan sonra forumda kan çıkacaktı neredeyse, izlemeden yorum yapmak ne haddimize :D

×
×
  • Create New...