Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

mahlas

Editor
  • Content Count

    250
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    10

Posts posted by mahlas


  1. Yahu bu gibi işlerde olumsuz konuşmamak icaberder ama bu haberin bir benzeri Erzincan'da yapılan camii için söylenmişti. Bir an önce gidip görmek istemiş ancak epey sonra içerisinde namaz nasibolmuştu. Uzay teknolojisi kullanılarak yapıldığı imajını veren bu yapılar malesef yarım işmerkezi niteliğinde oluyor ve bu iş merkezi içerisindeki ticarethaneler için pek seçici davranılmıyor.

    Zaten tarihi camilerdeki manevi atmosferin yokluğuna değinmeye bile gerek yok...


  2. Cennet mekan Ulu Hakan hiç şüphesiz halen daha bütün yönlerini göremediğimiz anlayamadığımız kavrayamadığımız bir deha.

    Gariptir, bütün dünya politik yönü itibariyle Bismarc'ı bilip, tasdik ederde onun II Abdülhamid Han için söylediği şu sözünden paye almaz.

    "Dünyadaki yüz aklın 90 Abdülhamid'de 9'u bende geriye kalanı ise tüm insanlıktadır"

    Geçen katıldığım bir sohbette söyledi konuşmacı:

    "İngiltere'nin İspanya büyükelçisi öldüğünde kasasından Abdülhamid'le yazışmaları çıkmış..."

    Nasıl bir istihbarattır?

    İngiliz gazetelerini Londrayla Fransız gazetelerini Parisle birlikte okuyan bir sultan. Aklıma Lozan fatihi Lord Güzon'nun hatıratında M.Kemal ile İsmet Paşanın gizli yazışmalarını kahvaltıda okuduğunu zikretmesi geldi.

    Ve;

    O saltanatçı olduğundan gerici bunlar cumhuriyetçi olduğundan ilerici...

    • Like 3

  3. ...

    yürüdün kınında kılıç yüreğinde aşk

    dünya atlıların hışmına uğramış gibi toz ve duman

    ortalık putlarla dolu İbrahim yorgun düşmüş olmalı

    ve bu açıdan bakınca Yakup

    kör olmakta son derece haklı

    Yusuf doğuran bir kuyum yok

    Davudi bir sesim yok Zebur söylemek için

    İsa’nın yakışıklı alnından

    kilise duvarlarına çakılan

    grotesk bir çarmıh kaldı geriye

    ve onca hikmetinden Musa’nın

    kekemelik, israil’e…

    Musa kekelerken oysa

    söze şarkılar bahşeden bir sesi vardı

    bunlar kekelerken havada

    kurşun sesleri ve çocuk çığlıkları…

    demem o ki Zülfikar’a davranan elin

    eksikliği hissediliyor şu an dünyada

    ...


  4.  

    Aslında öyle 25. kerelere gerek yok... Tehlike burunumuzun hemen önünde....

     

    Aslında, evet aslında gerek var!

    Eğer olmasaydı paralarının 1 centini dahi sebepsiz harcamayan bu adamlar bu işe dudak uçuklatacak bütçeler ayırmazlardı.

     

    Misal; sizin verdiğiniz örnekte ki kemal sunal teması uzun yıllar bizim evlerimize daha da vahim olanı zihinlerimize girdi. Ama bu söylediğinizi bilmeyen kalmadı memlekette. Müslümanıda ateistide yeşilçamın bir dönem İslam'ın başına ördüğü çorabı /gerektiği kadar yada değil/ biliyor. Mesela ben kazara bir yere girdiğimde bile böyle bir film varsa yönelmemek için bütün fiziksel şartları zorlarım. Başka biride "amaaan!" deyip umursamayabilir. Bir başkasıda kendi izler çocuğuna izletmez vs.

     

    Sadede gelirsek konu başlığına sebep olan 25. kare yönteminde böyle bir şansınız yok. İleri teknolojiyle hazırlanmış bu beyin kontrol yöntemini ancak o ileri teknolojiyle deşifre edebiliyor. Haliyle "kapıcılar kralı"ndaki detayları farkeden dini hassasiyetiniz(-ki gerçekten takdir ettim) sizi 25. kare yöntemi mağdurları arasından çıkartmaya yetmiyor.

     

    Bunun birde yasal olarak yapılabildiğini düşünsenize. Yani bilinçaltınıza 90 dk'lık bir film boyunca 25-30 gizli mesaj gönderileceği söylense kaçımız hala o filmi izlemek isteriz. En iyi ihtimalle filmi rahat izleyemez insanlar. Çünkü bu resmen en temel özgürlüğümüze-irademize müdahale.

    En azından neye maruz kalacağını bilmeli insanlar. Sahi neden bunlar film detaylarında belirtilmiyor?

    Apokrifalmi ulan bu?


  5. Uğur Işılak; kişilik olarak değeli, bir türkücü(yada kendi deyimiyle ozan) olarak kaliteli nitelikte eserler veren, bunca yıldır ülkemizdeki gibi bir müzik piyasası olan bir yerde bile tek bir falsosu ne ekranlara ne magazin dergilerine düşmemiş, konuştuğu vakit lafı eğip bükmeyen, net bir adam.

    Evet bu uzaktan biri olarak benim tespitim... Hayatının geri kalan kısmında hataları (-ki büyük bir çoğunluğuda beni ilgilendirmez) varmıdır? Şüphesiz vardır, hemde hepimizin sahip olduğu kadar.

    Yalnız unutulmaması gereken kısım şu;

    Memleketin en godoman tv kanalları N.Fazıl'ı en fazla seyredilen dizilerinde "kumarbaz", en çok okunan gazeteleri "islamcı faşist" diye takdim ediliyorlarken, bu adam çıkıp ona bütün benliği ile "ÜSTAD" diye hitabedebiliyorsa, kimse kusura bakmasın ben onu benimserimde sahiplenirimde...

     

    Hem değerli, hem bizden biri-abimiz-dir, kendisine teşekkürler...

    • Like 1

  6. Diyardan Diyara

     

    Göçebe kuşlara döndük ,

    Uçtuk diyardan diyara.

    Turna gibi bölük bölük,

    Göçtük diyaradan diyara.

     

    Felek kırılsın kanadın,

    Bitmez mi senin inadın?

    Ardın sıra bir muradın,

    Koştuk diyardan diyara Dost...

     

    Olmaz olsun kisbi kârı,

    Çektik bunca derdi gamı.

    Üstü karlı mor dağları,

    Aştık diyardan diyara dost..

     

    Felek kırılsın kanadın,

    Bitmez mi senin inadın?

    Ardın sıra bir muradın,

    Koştuk diyardan diyara Dost....

     

    Behram sorarlarsa niçin?

    Sılada zor diye geçim.

    İki lokma ekmek için,

    Koştuk diyardan diyara.

     

    Felek kırılsın kanadın,

    Bitmez mi senin inadın?

    Ardın sıra bir muradın,

    Koştuk diyardan diyara Dost....


  7. Bu 25. kare ve subminal mesaj ile ilgili okuduğum başka bir şey daha aklıma geldi ki onuda bu başlığa eklemeden edemeyeceğim.

     

    Amerika da bir sinemada yapılan subliminal mesaj deneyinde, /-ki bu 25. kare tekniği yada sanal reklam dedikleri şey oluyor/ film sırasında "mısır ye" "kola iç" tarzında bilinçaltına gönderilen yönlendirici mesajlar sayesinde kola satışları yüzde 18.1, patlamış mısır satışları ise yüzde 57.7 artmış.

     

    Birde bu bir serktör olmuş. Sanal reklam denilen şey vizyondaki en pahalı reklam türü, hemde legal.

    Yani devlet insanlara istemedikleri bir şeyi istiyor göstererek yaptırmalarına izin veriyor iyi mi???


  8. Türküler Susmaz

     

    Davul olur zurna olur tar olur

    Türküler susmaz dostum bir destan olur

    Yağmur olur dolu olur kar olur

    Türküler susmaz dostum türküler susmaz

     

    Türküler susmaz türküler güler

    Akan sulardan daha özgür türküler

    Uçan kuşlardan daha özgür türküler

     

    Halay olur zeybek olur bar olur

    Her gönülde başka başka yar olur

    Dert çeken oldukça türkü var olur

     

    Türküler susmaz dostum türküler susmaz


  9. “Şairim!

    Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası, ayak seslerinden tanırım.
    Ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım.”

    …diyor şair,

    yüzyıllar boyu kederlerimizi, sevinçlerimizi, zaferlerimizi, hasretlerimizi hâsılı bizleri dünyaya anlatan türkülerimiz için.

    Yanıbaşlarında hiç kimseyi bulamayan ümmi ozanlarımız onlarla nakşettiler engin boşluklara sedâlarını.

    O kadar güçlüydüler ki, kendilerinden gayrı anlatacak da yoktu...

    Nasıl deyim, türkülere bile türkü yaktık biz.

     

    O’nlar diğer kavimlerin sahip olduğu; kulakları patlatıp, nefisleri öldüren tepinme merasimlerinin kamberi değil, gönüllerden sızan duygunun diğer gönüldeki aksiydiler.

    Bu sebepten yanında müzik aleti olsun olmasın dillenir dinlenirdiler. Aslolan yaşanmışlığın ne kadar remzlendirildiğidir zira.

    Yani kabuğa değil özedir, kuru gürültü değil manadır türkü,

     

    Bu başlık onlara, onlarla kültürümüzün bir parçasınıda olsa bize taşyanlara olsun...

     

     

    Sevgi ve muhabbetle kalınız efendim :)

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    • Like 4

  10. Gülay Göktürk 28 şubat sürecinde ve sonrasında özellikle de başörtüsü yasağının karşısında ki dik duruşuyla uzun zaman beni etkilemiş ve liberaller için "acaba" dedirtmişti...

    Ama son 1,5-2 senedir tavırları /hele özgürlük adına sübyan pornosuna olumlu bakışı/ atalarımı haklı çıkardı;

    Kırk yıllık liboş olmuyor kani be azizan...

    • Like 1

  11. Konuyla doğrudan ilgisi yok gibi gözüksede;

     

    Bu disney denen mason yahudi karması namussuz şirket bu işe o düzyede yatırım yapıyor öyle bir özverili çalışıyor ki daha çocuk denecek yaşlarda ailelerinden ayırdığı çocukları tam bir robota çevirip insanların zihinlerine kendi yetiştirdiği "star"ları üzerinden etki ediyor.

     

    bbbrit.jpg

     

    Geçen bir yerde rastladığım bu fotoğraftaki çocuklar; Britney Spears, Critistina Aguilera ve Justin Timberlake.

    daha çocuk yaşta aynı karede disney'in mickey klübünda tesadüfen bir araya gelmiş, mickey kardeşliği kurmuşlar...

    • Like 1

  12. Çok şaşırdığımı söyleyeyim. Açıkçası 1, 2, 3 hadi bilemedin 4. mesajda üyelik silinir diye tahmin etmiştim. :) Karşılıklı istifade etmek dileğiyle.

    Bizde aslında senin için aynı şeyi düşünüyorduk. "Acaba ne kadar dayanacak?" "Ne zaman Yöneticilerin kendisini atmasını sağlayacak birşeyler yazacak?" diye

    Yani sana bu site ahalisi alışkın. Aslında senin şahsında senin gibilere alışkın.

    İnanırmısın her üç-dört ayda bir, bir şaklaban çıkar buraları ve insanların beyinlerini bulandırdığını zanneder ve sonunda (tabakhanede çalışanın misk kokulu çarşıda kendini kaybedip bayılması misali) dayanamaz ve kendi zehrinide alıp akıtabileceği başka bir yere cehennem olur.

    Tecrübeyle sabit :sweatingbul:

    Üzgünüm ama bu böyle :utanma:


  13. Yağmalanan Roma kütüphanelerinin birikimini hatta kendi tarihini dahi bizden öğrenen batının, Osmanlı'nın ilk toprak kaybettiği günden bu yana uyguladığı yılan politika.

    Yakılan kütüphaneler tahribedilen kitaplar ve kaybolan özgeçmişler.

    Hoş yazarın dediği de yabana atılacak bir kaygı değil hani. Onlar dursaydı bile kim onları bugün kullandığımız karga diline çevirecekti ki?

     

    Türk devletlerinde birkaç yıldır görev yapan bir doktor arkadaşla konuşurken Sovyet Rusya'nın birbirlerine yabancılaştırmak için kiril alfabesi üzerinden Türk devletlerini birbirine nasıl yabancılaştırdıklarını hararetli hararetli anlatırken sözünü kesip, dedim;

    -Oda birşeymi? Bizim memleketimizde dedeyi toruna yabancılaştırdılar, 50’lerin romanlarını bile anlamakta zorluk çeken bir nesil var. Onları birbirlerinden bizi tarihimizden kopardılar. Hem onların başına gelen felaketin herkes farkında bizim başımıza gelen felaketin biz bile farkında değiliz.

    Aslını Allah(c.c.) bilir elbet, ama bana öyle geliyor ki, bizim başımızda da bizimkiler(?!) yerine Sovyetlerden Ermenilerden Yunandan bir komutan felan olsaydı bu kadar içimizden yandaş bulamaz haliyle bu kadar zulmedemezdi.

    • Like 1

  14. Kemiyetten ziyade keyfiyete ehemmiyet atfedenlerdenim naçizane.

    Ama söz konusu mekan n-f-k ise işler biraz değişiyor...

    Böyle bir sitede bu kadar seveni, bu kadar üzüleni varsa, herşeyi benim bakar-kör gözüme yorup, aciziyetin zirvesindeki bu kulunun duasını kabul etmesi için ellerimi semaya açarım.

     

    Allah(c.c.) Hocamızın yâr ve yardımcısı olsun.

    • Like 1

  15. Atatürk bankacı mıydı?

     

    Bu başlığı on gün önce atmıştım, şimdi "mükerrer" iş yapmamın nedeni var, unutkanlıktan ya da tembellikten değil. Atatürk'ün sahip olduğu İş Bankası kurucu hisselerini CHP'ye bırakmış olmasıydı mesele...

    Niçin bu hisselere bu kadar yapışıyorlardı?

    Ülkemizin önde gelen Kemalist'lerinden Profesör Ahmet Mumcu bu sorumuza çok şaşmış, açıklama göndermiş, Melih Aşık refikimiz de bunu alıp bize "gol atmanın" keyfiyle yazmış. Bizzat kendisi mi yazdı, emrindeki çocuklardan birine yazdırıp altına imzasını mı attı, bilemeyeceğim.

    Profesör Mumcu, sözkonusu hisselerin "gelirlerinin" (yani temettünün) Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumu arasında paylaştırıldığını hatırlatıyor. Partinin eline beş kuruş geçmiyor. CHP, bu hisselerin yalnızca "emanetçisi" konumunda.

    Peki de, Atatürk niçin bu hisseleri doğrudan TTK ile TDK'ya bırakmamış da, böyle dolambaçlı bir yol seçmiş?

    1938 yılında tek partiyle devlet "eşdeğer" olduğu, aynı anlama geldiği için mi acaba? Ha devlete, ha partiye, aynı şey...

    "Pek bir bağımsız" oldukları bize ısrarla söylenen bu kurumlarla tek parti arasında sarsılmaz bağlar kurmak için olmasın sakın?

    Günün birinde "başka partiler" de doğabileceğini ve bu meselenin tartışma konusu (ve de tatsızlık konusu) yapılacağını düşünmemiş...

    Öyle ya, alt tarafı bir partinin genel başkanı, mirasını, çocuğu olmadığı için, partisine bırakıyor, ona bakarsanız... Mesele bu kadar basit mi?

    Peki, şimdi CHP bu hisseleri niçin "gerçek sahiplerine" devretmiyor da "temettü taşeronluğu" görevini sürdürüyor?

    Atatürk'ün "aziz hatırasına" saygıdan mı?

    Yoksa, "7'ye 4" ile azınlıkta kalsa bile bankanın genel kurulunda "koltuk sahibi olmak" hoşuna gittiği için mi?

    Kararlarda belirleyici çoğunluğu yok, tamam da, bankanın vereceği kredilerde falan hiç mi "etkileme" gücü yok?

    "Solcu" olduğunu ısrarla söyleyen parti, nasıl oluyor da "finans-kapital saflarında" aktif rol oynayabiliyor?

    Siz çocuk mu kandırıyorsunuz?

    Ukalalık etmesini biliyorsunuz ama bu temel sorulara cevap veremiyorsunuz.

    O soruların bazıları da şunlar:

    "Bir bankanın ortağı" olmak koskoca Büyük Önder'e yakışır mı?

    Buna cevap verin, sonra "çiftlik kurup bira ve ayran üretmek, üstelik Bomonti Fabrikası'yla kıyasıyla rekabete girişmek ve sonunda da iflas noktasına gelmek yakışır mı" sorusuna da geliriz.

    Bu paranın "Hintli Müslümanlar'dan" (yani bugünkü Pakistanlılar'dan) geldiği bilinir, kurtuluş savaşımızda kullanılmak üzere.

    Niçin top tüfek alınmamış da bir kenara konulup saklanmış?

    Lenin'in gönderdiği altınlar Fransa'dan top almaya yettiği, ayrıca masrafa gerek görülmediği için mi?

    Bunlara cevap verin, sonra ileride, günün birinde, "Atatürk fiilen parti başkanı olmakla yanlış mı yaptı, 'partilerüstü' kalsaydı daha doğru olmaz mıydı" sorusuna da belki gelirsiniz.

    Gelmezsiniz. Kellim kellim la yenfa!

     

    10/12/2011


  16. Kafakas YEtimi Kızlardan Kur'an Ziyafeti

     

     

    Türkiye'de okula gitme imkanı olmayan Kafkasyalı muhacir ailelerin, çoğu yetim olan kız çocukları Kur'an eğitimlerini tamamladılar.

     

    İMKANDER Başak-Kafkas Kültür Merkezinde 1 yılı aşkın süredir eğitim görmekte olan çoğu yetim kız ve erkek çocuklarından kız sınıfları eğitimlerinin 1. etabını tamamlamalarını bir programla kutladılar.

    Ezberledikleri cüzleri programa konuk olarak gelenbayan misafirlere okuyan kız öğrenciler duygulu anların yaşanmasına sebeb oldular. İkamet ve başka sebeblerle okula gidemeyen çocukardan 24'ü eğitimlerinin 1. etabını başarıyla tamamladı.

     

    Arapça ve Rusça'nın yanısıra, matematik ve Türkçe dersleri de alıyorlar

    Arapçanın yanı sıra Kıril Alfabesiyle okuma yazma öğrenen çocuklar kendi dilleri ve Rus dilinde de matematik ve sosyal bilimler dersi de alıyorlar. Türkçe olarak Hadis dersi alan öğrenciler programda Türkçe Hadis-i Şerifler de okudular.

    Kafkasyalı ailelerin yöresel yemeklerini ikram ettikleri programa büyük ilgi gösteren İMKANDER in hanımlar komisyonu ve misafirleri de evlerinden getirdikleri yemeklerle menüyü zenginleştirdiler.

    Hayırsever hanımların yetimlere hediyelerinden sonra ailelerle sohbet etme fırsatı bulan İstanbullu hanımlar, yanıbaşlarına gelmiş muhacir kardeşlerine ensar olabilmenin mutluluğunu yaşadıklarını bildirdiler.

     

    "Sadece barınma değil, eğitim ihtiyaçlrıyla da ilgilenmeye çalışıyoruz"

    Konuyla ilgili kısa bir açıklama yapan İMKANDER Genel Başkanı Murat Özer ise "Bu yavrularımız bizler için çok özeller. Derneğimiz onların sadece barınma ve sağlık giderleriyle ilgilenmiyor görüldüğü üzere. Aynı zamanda babalarının bize emanet bıraktığı bu yavruları hayat kitabımız ile de eğitiyoruz. Ezber yapan yavrularımızın başına yapay taçlar taktık bugün. Ancak onlara en güzel tacı babaları şehid olarak takmıştı zaten" diyerek sözlerini sürdüren Özer hayırseverlere de seslendi.

    Özer, "bu tür faaliyetlerimizde bize yardımcı olan kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Onlar çok önemli bir vazifeyi yerine getiriyorlar. Daha güzel ve kapsamlı projelerimizi hayata geçirebilmemiz için ise daha fazla desteğe ihtiyacımız var. Bu muhacir kardeşlerimiz bize ensar olmanın mutluluğunu yaşatıyorlar. Aslında bu sebeble bizim onlara daha fazla teşekkür etmemiz gerekiyor. dedi.

    Yakın zamanda içlerinde hafızlık yapanların da olduğu erkek çocuklarımız için de ayrı bir program düzenleyeceklerini bildiren İMKANDER Başak-Kafkas kültür merkezi yönetici ve eğitmenleri çocuk profillerinin bilinenin aksine sadece Çeçenlerden oluşmadığını tüm Kuzey Kafkasya'da direniş gösteren halkların da çocuklarının olduğunu ilettiler.

    Bunların başında Çeçenlerden sonra Dağıstan halkları, Kabardin-Balkar, Karaçay Türkü, İnguş, Çerkes, Noğay Türkü ve Kumuk Türkü ailelerinin çocukları da merkezde eğitim görüyorlar.

×
×
  • Create New...