Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
sark

Şiir Bahçesi

Recommended Posts

Hiç akla gelmedi

beraber kırları hüznü atmaya yarayan bir annenin

dallara takılıp ağrıyan yaralarıyla yattığı

 

ACZ

Share this post


Link to post
Share on other sites

Karşımda sarkık duran yumruklarda bana vurma isteği kalmadığını görüyordum. Döndüm ve uzaklaştım. Gelirken bir savaşçı gibi gelmiştim. Dönerken bir yenik değildim, küçük bir filozof olmuştum. Ne olurdu beni görünce konuşturmak için arkamdan gelmeselerdi. Bir köşede toplu olarak dursalardı ve bana mahalleye yeni gelmiş bir yabancıymışım gibi baksalardı.

 

ACZ

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çiçeklere su verdim, serçeler için camın önüne ekmek koydum, Amerika ve siyonistler hakkında kötü şeyler düşündüm, sonra şunu mırıldandım; Allah benden razı olsun.

 

İbrahim Tenekeci

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sanırım cehenneme gerçekten uğrayacağım, fakat cennete yakın bir bölgesine.

 

Murat Menteş

Share this post


Link to post
Share on other sites

KAR ŞİİRİ

 

 

 

Karın yağdığını görünce

 

Kar tutan toprağı anlayacaksın

 

Toprakta bir karış karı görünce

 

Kar içinde yanan karı anlayacaksın

 

 

 

Allah kar gibi gökten yağınca

 

Karlar sıcak sıcak saçlarına değince

 

Başını önüne eğince

 

Benim bu şiirimi anlayacaksın

 

 

 

Bu adam o adam gelip gider

 

Senin ellerinde rüyam gelip gider

 

Her affın içinde bir intikam gelip gider

 

Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın

 

 

 

Ben bu şiiri yazdım aşkın çeşidi

 

Öyle kar yağdı ki elim üşüdü

 

Ruhum seni düşününce ışıdı

 

Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın

 

 

 

Sezai Karakoç

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

ÇOCUKLUĞUMUZ

 

 

 

Annemin bana öğrettiği ilk kelime

 

Allah, şahdamarımdan yakın bana benim içimde

 

 

 

Annem bana gülü şöyle öğretti

 

Gül, Onun, o sonsuz iyilik güneşinin teriydi

 

 

 

Annem gizli gizli ağlardı dilinde Yunus

 

Ağaçlar ağlardı, gök koyulaşırdı, güneş ve ay mahpus

 

 

 

Babamın uzun kış geceleri hazırladığı cenklerde

 

Binmiş gelirdi Ali bir kırata

 

 

 

Ali ve at, gelip kurtarırdı bizi darağacından

 

Asyada, Afrikada, geçmişte gelecekte

 

 

 

Biz o atın tozuna kapanır ağlardık

 

Güneş kaçardı, ay düşerdi, yıldızlar büyürdü

 

 

 

Çocuklarla oynarken paylaşamazdık Ali rolünü

 

Ali güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar kahraman

 

 

 

Ali olmaktan bir sedef her çocukta

 

 

 

Babam lambanın ışığında okurdu

 

Kaleler kuşatırdık, bir mümin ölse ağlardık

 

Fetihlerde bayram yapardık

 

İslam bir sevinçti kaplardı içimizi

 

 

 

Peygamberin günümüzde küçük sahabileri biz çocuklardık

 

Bediri, Hayberi, Mekkeyi özlerdik, sabaha kadar uyumazdık

 

 

 

Mekkenin derin kuyulardan iniltisi gelirdi

 

 

 

Kediler mangalın altında uyurdu

 

Biz küllenmiş ekmekler yerdik razı

 

İnanmış adamların övüncüyle

 

Sabırla beklerdik geceleri

 

 

 

Şimdi hiçbirinden eser yok

 

Gitti o geceler o cenk kitapları

 

Dağıldı kalelerin önündeki askerler

 

Çocukluk güzün dökülen yapraklar gibi

 

 

 

 

Sezai KARAKOÇ

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

kutlayın alçak aynalar

bazen duygulu duran

beyaz şeker tanelerini

kör de olsa gün doğarken

akvaryum ağlarken

yalnız o anlaşıldı bizlerden

 

ACZ

Share this post


Link to post
Share on other sites

Benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma

Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim

Bir tek köşen bile ayrılmamışken bana

Var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim

Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim

Sen kaç köşeli yıldızsın

 

Sezai Karakoç

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bilemiyorum Rabbim, maksadını, kararını.

Hepimiz işte dünyadayız,

Yataktaki hastamız, topraktakı ölümüz;

Neyiz, ne olacağız?

Birşey bilmiyorum... Nefes almaktayım yalnız.

Rabbim! beni yaratmışsın,

İnsan şeklinde görünüyorum,

Terlerim yazın, üşürüm kışın,

Düşünüyorum, düşünüyorum...

 

Ziya Osman Saba

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yaşamak çarpısı derlerdi buna, yaşamak çarpıntısı.

Ne acelemiz vardı? Kime kavuşacaktık?

Yokuşu göze almak mı? Niçin?

Bir geçit nereye açılmak için gerekti bize?

Susmak bilmiyordu tepemizde ses, saklı ve açık:

Tamamla çabuk! Çabuk bitir! Hadisene!

Sese bühtan etmedi aramızdan hiçbiri

Değil mi ki hepimizin

İşaretli ve yarım

Dünyaya sarkık.

 

İsmet Özel

Share this post


Link to post
Share on other sites

Artık ben gideceğim ata eyer vuruyorlar

Hatıralarımı birer birer yakacağım

Entarimi parça parça edip

Zehirli kirpilere bırakacağım

Beyaz bir kayanın üstüne çıkıp

Göğsüme siyah bir gül takacağım

Batan güneşe doğru kurşunlar sıkıp

Kendimi boşluğa bırakacağım

 

Ayaklarımın altından geçiyor bir deniz

Ben bir küçük kızım, ben bir deli kızım

Siz beni ne anlarsınız... siz...

Artık ben gideceğim atım kişniyor

Bir bebek mum istiyor, bir ölü şarkı istiyor

 

Sezai Karakoç

Share this post


Link to post
Share on other sites

karanlıktı...

 

Düşüncelerim, yağmurda kimselerin yürümediği dar sokak gibi ıssız ve karanlıktı. Siyah düşlerimi kimse aydınlığa yormuyor. Burada olsaydın anlatacak çok şeyim vardı. Belki de susardım saatler boyu. Konuşmam gereken hiçbir yerde konuşamadığım gibi. Sokak lambasının odaya vuran yarım yamalak ışığında, birkaç dize şiir okurdum yorgun gözlerimle. Odanın lambasını açmıyorum. Sessizliği fark etmemek için. Ya da kendimi kaybetmek için soğuk odada.

 

Tarık Tufan/ Kekeme Çocuklar Korosu

Share this post


Link to post
Share on other sites

nazlan

sitem et

kırıl bana

beni geç vakit

tek başıma suya yolla

bahçede yüzünü öteye çevir

güle hayret ediyormuş gibi yap

gülümseyerek konuş da başkalarıyla

somurt avluda sadece ikimiz kalınca

kızıp en ivecen adımlarınla üst kata çık

en sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden

derinleşsin ben içerledikçe ruhundaki sakarlık

 

ismet özel

Share this post


Link to post
Share on other sites

Altımızda kayan bu ölü şehri durdursana

Ey gücü toprak kadar eski

 

Ey gücü yer kadar ağır çocuk

Büyüyen elimin üstüne koy elini

 

Sana bir yürek vuruşu gibi belirli

Gelen zamanı haber veriyorum

 

Erdem Beyazıt

Share this post


Link to post
Share on other sites

kaçış

 

Şimdi yosmaların dolaştığı kaldırımlarda, apansız çöken yorgunluğuma aldırmadan uğruna ölebileceğim bir kelebek kanadı arıyorum. Bir müebbedin duvara attığı çentikler kadar sonrasız adımlara bırakıyorum soluklarımı. Huysuz bir rüzgâr heveslerimi saçıyor etrafa. İlgilenmiyor sokak çocukları.

 

Yıldızların oyun saati. Akrebin zehri doluyor yelkovanın üzerine. Vakti melekler sırtında taşıyor. Ellerimi gecenin yumuşak karnında gezdiriyorum. Doğmamış çocuğu hissetmeye çalışıyorum parmak uçlarımda. Bir tren garının rutubet kokan odasında, zamansız tarifelere aldanmış, tutkularımızın trenini bekliyoruz. Bir anne ölmüş ya da bir yaprak düşmüş olmalı. Duvarların soğuk yüzünden gözyaşları sızıyor. Ölümün çığlığından korkup, kahkahanın örümcek ağından mağarasına giren bir palyaço kadar çaresiz, duvarın bir köşesine sinmiş başımı ellerimin arasında saklıyorum. Yaşlı bir adamın ellerini andırıyor sokaklar.

 

Biliyorum, gitmeliyim...

 

Tarık Tufan

Share this post


Link to post
Share on other sites

Silahlara veda

Geceye rüyaya ve sana

Yalnızlığın geyik gözlü köşesinden

Düzenlerin çıkmazına

 

Çizdiğim resmin

Saat kulesi ağlıyor

Ağzım o çeşit yok

Şişe bu çeşit var

 

Sen bir gece gelsen

Güneş doğmasa

Gitmeden yine gelsen

Bu yeni geleni

Bu bize bakanı

Sana bir anlatsam

Güneş doğmasa

Sandıkların içini göstersem sana

Çizdiğim resmin

Yalnızlığın geyik gözlü köşesinde

Bir rafa koyabilsen

Olup biteni ve onları

Sabaha kadar konuşsak

O ürkek ürkek bakanı sana bir anlatsam

Ateşi karı tüfeği çeksem

Ocağa pencereye kapıya

 

Kemana veda

 

Yağmurda şeytan ve şapkası

Silahın ölümünü kutluyorum

 

Tren kaçırmış gibiyim

 

Sana veda

 

Sezai Karakoç

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mavi Gök Orda mı?

 

Bakıyorsunuz kuşlar

Hazır

Sokak lambaları yanık unutulmuş

Bir kadıköy vapuru hınca hınç insan

Çok geçmeyecek

Martılar beyhude turlar atacak

Kıyılar lağım konserve kutuları

Mısır koçanları

 

Sevgi aranabilir yine

Korkusuzca say koskoca kederlerini

Bir kuyu bulunabilir

 

Aklımdan çıkmıyorsun

Sen hala dizüstü

Bunca anıyı besleyerek

Sokaklarda avaz avaz konuşarak kendi kendinle

Mektupları öpebilirsin kırmızı dudaklarınla

Görür gibi olarak açıp baktığımı

Bense şöyle diyorum:

Buradan bir acı kanamış boyuna

 

Kuşlar hazır

Öncü havalanmak üzre

Şehri gelen bir mevsime bırakıyorlar

O vapur hala hınca hınç

Kimbilir herbiri hangi dünyaya sağır

Çok geçmez aradan

 

Kadınlar kapı önlerinde

Ellerinde meşalelerle

Aydınlatırlar gelip geçen erkek suratları

Yorgun bir sarıyla ben de

Geçeceğim önlerinden

 

Aklımdan çıkmıyorsun dedim

Başka türlüsünü yorgunum anlatmaya

Telefonlar yan hücrede çalışıyor

Bende kurşuni bir dere

Ağaçlar hayvanlar bile kaygılı

Onu bir mersedesten indirdi kalçasına kadar

açılarak

 

Yapayaşlı bir rum kadın

Herşeyde yanıp sönen bir kıyamet algısı

Haydi koşayım diyorum belki dağılır

Koşuyorum

Sancağımda kendi rüzgarımla ölgün kıpırtılar

Hayır daha sevgili daha sevimli değil

Ne başka bir gün ne başka bir zaman

 

Çok geçmeyecek aradan

Şöyle diyeceğim:

Bulutlar açmadı

Mavi gök orda mı

 

Cahit Zarifoğlu

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bağlanmayacaksın bir şeye

Öyle körü körüne

O olmazsa yaşayamam demeyeceksin

Demeyeceksin işte

Yaşarsın çünkü

Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki

Çok sevmeyeceksin mesela

O daha az severse kırılırsın

Ve zaten genellikle o daha az sever seni

Senin Onu sevdiğinden.

 

Çok sevmezsen çok acımazsın

Çok sahiplenmeyince

Çok aitte olmazsın hem

Çalıştığın binayı

Masanı, telefonunu, kartvizitini

Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.

 

Gökyüzünü sahipleneceksin,

Güneşi, ayı, yıldızları

Mesela kuzey yıldızı

Senin yıldızın olacak

O benim diyeceksin

Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin..

Mesela gökkuşağı senin olacak

 

İllede bir şeye ait olacaksan,

Renklere ait olacaksın,

Mesela turuncuya,

Yada pembeye,

Ya da cennete ait olacaksın.

Çok sahiplenmeden

Çok ait olmadan yaşayacaksın

Senin değillermiş gibi davranacaksın

Hem hiçbir şeyin olmazsa

Kaybetmekten de korkmazsın

Onlarsızda yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın

Çok eşyan olmayacak mesela evinde

Paldır küldür yürüyebileceksin

İlle de bir şeyleri sahipleneceksen

Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin

 

Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi

Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat

İlişik yaşayacaksın

Ucundan tutarak..

 

Can Yücel

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor

 

Şehitler tepesi boş değil,

Biri var bekliyor.

Ve bir göğüs, nefes almak için;

Rüzgar bekliyor.

Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;

Yattığı toprak belli,

Tuttuğu bayrak belli,

Kim demiş meçhul asker diye?

Destanını yapmış, kasideye kanmış.

Bir el ki; ahretten uzanmış,

Edeple gelip birer birer öpsün diye faniler!

Öpelim temizse dudaklarımız,

Fakat basmasın toprağa, temiz değilse ayaklarımız.

Rüzgarını kesmesin gövdeler

Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasideler.

Geri gitsin alkışlar, geri,

Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!

Ona oğullardan, analardan dilekler yeter,

Yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter!

Söyledi söyleyenler demin,

Gel süngülü yiğit, alkışlasınlar

Şimdi sen söyle söz senin.

Şehitler tepesi boş değil,

Toprağını kahramanlar bekliyor!

Ve bir bayrak dalgalanmak için;

Rüzgar bekliyor!

Destanı öksüz, sükutu derin meçhul askerin;

Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye

Yattığı toprak belli,

Tuttuğu bayrak belli,

Kim demiş meçhul asker diye?..

 

Arif Nihat ASYA

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...