Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
sark

Şiir Bahçesi

Recommended Posts

Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben

Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben

Perde ardında sen ben dedikodusu var amma...

Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben

ÖMER HAYYAM

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

İSTANBULA KAR YAĞIYORDU

 

Yetmiş dokuzun kışıydı,

Sertti, soğuktu

İstanbula kar yağıyordu..

Kömür yanıyordu sobalarda

Geceleri polisler, bekçiler oluyordu..

Bir de biz oluyorduk

Ölümüne üşüyorduk ha

Yalan yok polisler de üşüyordu

 

On altı yaşındaydım..

Her şeyi bükecek bileğim vardı

On altı yaşındaydım

 

Aslan gibi ortadaydım

Gündüzleri okulda coğrafya defterimin arkasına

Senin için şiirler,

Geceleri duvarlara ülkemi kurtarmak için

Kahrolsun yazacak kadar adamdım

On altı yaşındaydım

Ne senin haberin oluyordu şiirlerimden

Ne de birileri kahroluyordu

Mahalle duvarlarına çiziktirdiğim harflerimden

On altı yaşındaydım

Yalan yok

 

Ben yazmaya böyle başladım

Coğrafya defterim bir eskiciye kurban gitti

Duvarlarına yüreğimi bağırdığım o evler birer birer

Yıkıldı gitti..

 

Şimdi güzel kağıtlara yazıyorum,

Kocaman laflar ediyorum

Marşlar biliyordum,

Kitaplar okuyordum.

Koşarak ve ıslanmadan geçiyordum sulardan

Koşarak ve ıslanmadan yaşıyordum.

Bak

İstanbulu seviyordum

Seni seviyordum

Dualar öğreniyordum

Meydanlarda toplanıp bağırıyordum

Herkes gibiydim,

Herkes kadar cesur..

Herkes kadar korkak

Herkes kadar filinta delikanlı

Ve herkes kadar buralı..

 

Yetmiş dokuzun kışıydı,

Sertti, soğuktu

İstanbula kar yağıyordu..

Ağzımızdan dumanlar çıkıyordu konuşurken..

Haliç in arkasında toplanıyorduk

Gece adamı içine çekiyordu

Biz geceyi içimize çekiyorduk..

En güzel ben yazıyordum duvarlara yazıları

Herkes beni seviyordu..

En güzel şiirleri de ben yazıyordum oysa

Coğrafya defterimin arkasına..

Bunu kimse bilmiyordu

 

Sizin evin duvarına kahrolsun diye yazıyordum

Ve hızla kaçıyordum

Sizin evin duvarına bir kez olsun

Seni seviyorum diye yazamadım

O zaman duvarlara öyle şeyler yazılmıyordu

Dedim ya

Yetmişdokuzun kışıydı

Sertti, soğuktu

İstanbul'a kar yağıyordu.

 

İBRAHİM SADRİ

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

YALAN

hadi gidiyorsun

yürekten kan gidiyor,sen gidiyorsun

herşey gidiyor

gökte bulut,dağda kar,düzde kervan gidiyor

solgun bir gül oluyor insan

bir demet kır çiçeği ölüyor sen gidiyorsun

ne ucuz yaşıyorsun,ne kolay

bir kristal gibi ellerimden düşüyorsun

bakma öyle

ben kanıyorum sen üşüyorsun

 

kolay değil bir yalan bu

yaralayan kanayan koca bir yalan

yalan işte

sevdiğim yalan

şarkılardan arta kalan ve sabah buğusu

ve tarla faresi ve ekmek derdindeki işçi kalbi gibi

yumuşak sıcak bir yalan

ıslak gözlerimle geçiyorum

yaralı bir ceylanın kalbinden

ceplerimde kül var

bir yangından arta kalan

 

sorduğum adreslerde kimse olmuyor

ve kimse olmuyor ben sorduğum zaman

her şey bir yalan gibi yandığı zaman

yalnız olduğunu anlıyor insan

anladım ve geçtim

yaralı bir ceylanın kalbinden

 

aynamı kırdım fotoğraflarımı yaktım

nasıl da acımasızdım tafralarıma karşı

nasıl da umarsız

 

su gördüm düşümde

karanlıktı ve gürültüyle çağlıyordu

ceplerimde kül vardı ve yanıyordu

sonra sabah oluyor

ve bir ceylan kalbinde alem ağlıyordu

 

hayır diyordu bir dağ köylüsü

hiçbir şey için geç değil

ve geç değil bir şey için hiçbir şey

bişey vardı öyleyse bişey

beni çeken

gecenin duldasından uzağa

kocaman çayırlara çeken bişey

gümrah ırmaklara

sonra sıcağa sonra acıya

sonra yaralarıma merhem olmaya kapıma dayanan

bişey

 

tutsana beni,bırakmasana

olsun yaralasana

olsun,ağrısa da

yalan da olsa,kalsana

 

dağ köylüsü

aşkın olduğu yerde ben varım

sen olmasan da ben varım

yağmur yağar saçlarım filizlenir

bir yıldız düşer omuzlarıma

ıslık çalar ıslanır şarkılarımı söyler geçerim kapından

camların buğusundan ve yağmurun kokusundan

tanırlar beni

bilirler

en iyi yalanlarını ben alırım onların

adresler sorarım kimseler oturmaz orda

ve kimseler olmaz ben sordukça

 

dağ köylüsü

şimdi gidersen

şimdi git

kalırsan şimdi

İBRAHİM SADRİ

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

NAN GİBİ

Ve gözlerin gelir geçer içimden

Su içerken sen sokulurken akşam kızıllığına

Ekmeği bölerken

Yalnızsam yıllar nasıl geçmişse aradan

Unutmak kolay sanmışsa şarkılar

Şiirler yalan yazmışsa ayrılığı

Kör olsun sözlerim, unuttuysam adını

An gibi aklımdasın

 

Gelir geçer gemiler

Belki sende geçersin diye

Bir kumru konar her sabah pencereye

Bir miladı taşır gece bir yıldız

Soğuk olur, üşürsün ya adamakıllı

Hani sarılırsın kendine

Hani aklın karışır

Bu bir divaneliktir gönül aha alışır

Ömrüm bitse ne çıkar

Can gibi aklımdasın

 

Gündür geçer gider

Belki bir şey kalmaz sanırsın

Yani bir sabah uyandığında

Ne hayatın tortusu ne kokusu alışmışlığın

Her şey başka olacaktır

Başka bir otobüs başka bir gazete

Resimlerden silinecek yüzün belki de ne adın ne sanın

Bir şafak vakti açınca gözlerini

Bir merhabayla

Yeniden kurulacak dünya

Ve sen her şafak

Nan gibi aklımdasın

 

Bazen bir şey geçer içinden insanın

En ücra yerlerinden cesaret gibi bir şey

Ne olacak işte kömür yanmıyorsa eskisi kadar güzel

Fasulyenin tadı yoksa

Şarkılar yakmıyorsa içini

Sadri alışık öyle güzel ağlamıyorsa

Aşık olmayı beceremiyorsa izzet günay

Mahallenin en güzel kızına

Denizin tuzu

Yalnızlığın bahanesi yoksa

Bir bıçak saplanınca yüreğinin tam ortasına

Zannetme ki ölmek zor

Ölmek kolay kolay da

Kan gibi aklımdasın

 

Bu da geçer

Her sabah kanayacak değil ya

Bakarsın taze ekmek çıkarır köşedeki fırın

Biraz da helvası bizim bakkalın

Senden ayırdığım üç beş zeytin

Otururum sofraya

Her lokmada geçer acısı belki bırakılmışlığın

Bende unuturum nasıl unutulursa sana susuzluğum

Ve nasıl becerdiysem kahrolmayı

Öyle unuturum ekmek gibi

Nan gibi aklımdasın

 

Ve gözlerin gelir geçer içimden

Su içerken sen

Sokulurken akşam kızıllığına

Ekmeği bölerken

Yalnızsam yıllar nasıl geçmişse aradan

Unutmak kolay sanmışsa şarkılar

Şiirler yalan yazmışsa ayrılığı

Kör olsun sözlerim, unuttuysam adını

An gibi aklımdasın

An gibi aklımdasın

Aklımdasın...

İBRAHİM SADRİ

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

-Her şey önceden nasılsa gene öyle olmaya başladı.

-Neyden önce?

-Senden önce.

-Bu doğru değil.

-Yine şansım döndü.

-Bilirsin, şans gelir ve gider.

-Sende durum nedir?

-Pek iyi sayılmaz.

-Yırtık banknota inanır mısın?

-Ne banknotu?

-Bütünken çok kıymetli, iki parçayken hiç bir değeri olmayan..

 

alıntı

Share this post


Link to post
Share on other sites

ZEYNEP BENİ BEKLE

 

zeynep beni bekle / gece ağaçlarına

yağmur çiseliyorum / cam tozu su beyazı

yalnızlığını mutlaka değiştireceğim

bir yaprak halinde süzülüp saçlarına

eski teşrin'lerden / kederli kırmızı

zeynep beni bekle mutlaka döneceğim

söyle kim önleyebilir buluşmamızı

 

geceleyin ışıkları söndürdüğün zaman

benim şiir kitaplarından sızan aydınlık

elinde uyuyakaldığın heyecanlı roman

pancurların çarpıldığı lodos geceleri

rüzgârın değil benim / pencerendeki ıslık

her akşam koridordaki ayak sesleri

yanlış çaldığını zannetiğin telefon

zeynep beni bekle mutlaka geleceğim

hem bu ne ilk ayrılığımız ne de son

 

pikapta eminağa acemaşirân saz semaisi

sokakta çocuklar saklambaç hırsız polis

hayat akıp gidiyor olsam da olmasam da

saati durmamalı ufak sorumlulukların

resmi bırakmadın ya / son çektiğin hangisi

bak mektuplar birikmiş yine masamda

fakülteler açılacak bak bugün yarın

zeynep beni bekle mutlaka geleceğim

başladığımız filmi birlikte bitireceğiz

 

kim ne derse desin içimde delice bir his

 

Atilla İLHAN

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hüznün kızıl yaprakları düştü zamana

Aktı canlar yangınlardan o kızıllığa..

'A.H.'

Share this post


Link to post
Share on other sites

MEKTUP 2

 

Sen benden ne ayrısın, ne gayrı...

Ama feryatlarım neye?

 

Gidişin bir türlü harap ediyor beni, gelişin

bir türlü...

Fakat bu iki harabe arasındaki canı gör!...

 

Senin için 'geliyor' dediler; aklım gitti.

Gelirsin, aklım gider; gidersin, aklım gider..

Açık söyle sen akıl düşmanı mısın?...

 

Toprağa düşen tohum gibi

ben de ayaklarına düşüyorum...

Bu aşk ne zaman başak verecek?

 

Sen; ' Sen ne olursan ol, bana ne?' diyorsun...

Ben; 'Ne olursan ol bana gel!...'diyorum...

Hangimiz haklıyız?..Söyle..

 

Artık bu iş böyle gitmez. Artık bu ateş

Böyle tütmez. Dumanım kesildi, serapa

Kör oldum ..Anla...

 

Akşam oluyor, güneş batmak üzere...

Aşk uzun bir geceye benzer.Sabah ayıklar içindir.

Biz ki sarhoşuz.

Gel!...Uzun gecelere bürünelim...

 

Osman Yüksel Serdengeçti

Share this post


Link to post
Share on other sites

Noktanın sonuna kadar

bir sinir bir can yanmasıyla

bir parçamı

bir demir mengeneye

koyup sıkmak istiyorum mu nedir

dilimi

bir acı mı ne gerek

öyle uykum var ki

öyle istiyorum ki..

 

ACZ

Share this post


Link to post
Share on other sites

Eğer bir gün, bu geçici dünya gömleğini sırtımdan çıkaracak olursam, berzahta, söz ettiğin anılarla birlikte bekleyeceğim.

 

Sadık Yalsızuçanlar/ANKA

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ben de, inadına böyle acı baharı severim. Açılan, saçılan, bayılan sıcak mayıs baharını değil. Titreyen, titreten genç baharı.. Çiçekler açılmak üzere olacak. Dallar yeşillenmek üzere... Yazla kışın çekişmesi, hırçın bahar.

 

 

SERDENGEÇTİ

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir ateşli hastalık

Eklem ağrıları ve baş

Sanki yerinde değil

Karyolanın yanında bir uçurum hissi

Kalkınca ilk işim koşmak

Bahçede

Sularla oynayan çocukların arasına koşmak

 

 

ACZ

Share this post


Link to post
Share on other sites

ÇARESİZ

 

 

Ah bilsen, bir bilsen duyduklarımı

Sanki bir dağ ağırlığı kalkacak üzerimden

Ve nehirler boşalacak sanki içerimden

Sakın bilme!

 

Anlatsan duyarım bütün güzellikleri

Erir dağlarımın başındaki kar.

Sussan içimde kıyamet kopar

Sakın konuşma!

 

Ha küreğe mahkum olmak prangaya vurulmak

Ha görmemek gözlerini,ikiside bir

Bütün kördüğümleri çözecek gözlerindir

Sakın bakma!

 

Bir haberin gelse iki satırlık

Yüreğim birdenbire kanatlanır yücelir.

Bir martı gibi çıkar kapına gelir.

Sakın yazma!

 

Çıkıp gittiğinden beri sessiz sedasız.

Başıboş kalan esir, zindanda yatan hürüm.

Dönmesen çaresiz kalır ölürüm

Sakın gelme!

 

İşte dağlar taşlar şahidim olsun

Yüzüme bakma, konuşma, yazma istemiyorum

Dipsiz karanlıklara bağırıp duruyorum

Sakın işitme!

 

Yavuz Bülent BAKİLER

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Burdayım....Burda…

Tüm çizgilerini yıkadım işte avuçlarımın…

Suya akıttım tüm yazgılarımı…

 

Şimdi her şeyin sonrasında..

Tüm başlangıçların öncesindeyim….

 

Öyle sakin

Öyle sessiz

öyle kendimleyim……

 

Susturdum sesimin yankılarını…

 

Burdayım…Burda…

Ayakkabılarımın içindeemanetlerimin peşinde yürüyorum………

 

Anılarım göçerken daha sıcak iklimlere

Ben bi kırlangıcın yarı yıkılmış yuvasına saklamıştım

Bir zamanlar korkmuş yüreğimi…

 

Ve bi ağacın kovuğuna gizlemiştim alel-acele

Bir mendile sarıp yarı maviyarı çocuk düşlerimi….

 

Geceydi …Uzakların yolları

Dudağımdaki şarkıların sözleri yoktu..

Yürek yüreği görmüyodu

El yordamı çöktüm bir duvar kenarına…

İçimden parça parça koparıp kalbimiişaretler bıraktım hiç kimselere…

 

Ve yan yana dizip yetim cümlelerimi bir gözyaşı şişesinin içine akıttım......

Bir tanesini bile düşürmeden yerlere…

İkiden eksilen oldumbire sığmıyoken ben..

Cümlelerimden ve sevgilerden vazgeçtim .....

Ruhumun alevini üfleyipkendimi kendimin üzerine çekip uykulara yatırdım bedenimi…

 

Geceydi..Yürek yüreği görmüyodu….

En karanlık kabuslarda bile açmadım gözlerimi dişlerimi sıktım..

Kan sızarken dudaklarımdanbir kez olsun yakınmadım….

Sonrakaç sonra geçti bilmiyorumbirer birer azaldı korkularım..

Birer birer açıldı örtüleri gözlerimin siyahının…

Sonra gün ışığı sızdı önce incedenSonra mevsim değişti kendiliğinden…

 

Sonra iliklerim ısındı sanki

Ve elini yüzümde gezdirdi sıcacık bi düşün içinden bir çiçek..

Ve sanki uzanıp kirpiğimdeki nemden öptü bir melek …

 

Aralandı sıktığım avuçlarımbileklerimdeki nabız çözüldü yeniden…

Uzaklara bi rüzgar esti yüreğimden“teşekkür ederim” dedi hiç kullanılmamış bir dilleçok güzel bir düşe…..

 

Burdayım…Burda…

Dudağımın kenarındaki kıvrımda gülümsüyorum…

Ve yeniden topluyorum savurduklarımıYeniden rüzgar kanatlarımın altında..

 

Yükseliyorum….

Tüm saatlere sırtımı döndümbak işte bu kadar kolayişte zamanı durdurdum…

Tüm küllerini savurdum başka yüreklerinyaşamın közüne çıplak ellerimle dokundum ….

kimse yolmasın diye kokusunuayda yetiştirdim bu kez çiçeklerimi..

 

Ve büyüttüm içimden yeni şarkılar mırıldanarak…

 

Ve sonra dizlerimin üzerinde kağıt gemiler yaptım ellerimle

Ve bi çiçek yükledim her kağıt gemiye

Ve saldım hayat ırmağına

Ve uğurladım.

 

“batarsa suyavarırsa çiçekleri ruhunda saklayana varsın”deyip

 

El salladım umuduma “rastgele”….

 

Buradayım….Burda….Şahdamarımın içinde akıyorum..

 

Öyle sakin

Öyle sessiz

Öyle

Kendimleyim….

Share this post


Link to post
Share on other sites

SENİ SEVİYORUM

 

Okulun koridorlarında yürürken başını yerden kaldırmamanı seviyorum. Ürkek adımlarla dolaşmanı her an başına bir kötülük gelecekmişçesine tedirginlikle yürüyüşlerini. Öğrenci eylemleri başladığında gözlerine biriken korkuyu. İki kızın dışında arkadaş edinememeni seviyorum.

 

Ablalarına olan saflık derecesindeki bağlılığını seviyorum. Kendi ayaklarının üzerinde kaldığında düşme korkunu. Erkeğinin sana sahip çıkması gerekliliğine ilişkin düşüncelerini. Derslerin bittiğinde kantine takılmayışını. Annenle babana hayatın boyunca yalan söylemeye cesaret edemeyişini ya da aklına bile gelmemesini seviyorum.

 

Seni seviyorum!

 

Çantanda gezdirdiğin İslamî kitapların üzerini gazete kağıdıyla kaplamanı. Makyaj değmemiş yüzünün çocuksuluğunu. Notlarını koyduğun dosyayı göğsüne bastırıp taşımanı. Hızlı hızlı konuşmanı. Politikadan anlamayışını. Malayani sayıp müzik dinlemeyişini seviyorum.

 

Yemekhanede erkeklerle yan yana yemek yememek için uzun uzun oturacak müsait masa arayışını seviyorum. Bir nakışın başında saatlerce oturabilecek olmanı misafirliğe gitmeden saatlerce önce tatlı bir heyecana kapılabilecek olmanı babanın iş dönüşünde yemeğini getirebilecek olmanı seviyorum.

 

Çocuğunla saatlerce bıkmadan oturup konuşabilecek olmanı seviyorum ben.

 

Politik ve edebi toplantıların hiçbirinden haberdar olmayışını evinin ve okulunun ve birkaç yakın tanıdığının oturduğu semtler dışında etrafı bilmemeni arkadaşınla bazen alışverişe çıktığında yanından ayrılmamaya özen göstermeni ani bir gürültüde kuş gibi irkilmeni seviyorum.

 

Memleketteki anneanneni telefonla aradığında yüzünde beliren sahici gülümsemeyi sevinci heyecanı seviyorum ve akrabalarına olan düşkünlüğünü.

 

Defterlerini özenle tutmanı ve dikkatli yazmanı kırtasiye eşyalarını süslü ve renkli almanı seviyorum. Kalemini defterini kitaplarını asla getirmeyi unutmamanı derslerine devamsızlık etmemeni her söyleneni önemsemeni seviyorum.

 

Teknoloji ile bir türlü uyuşamayışını ağaçlara böceklere daha fazla ilgi duyuşunu seviyorum.

 

Erkek arkadaşlarından söz etmeye başlayan arkadaşlarının yanında utanıp konuyu değiştirmeni tavsiyelerde bulunmanı ve sonra içten içe ilgi duymanı seviyorum. Sonra da hemen yüzünün kızarmasını. Evet yüzünün çok çabuk kızarmasını seviyorum.

 

Sık sık başörtünü düzeltmeni.

 

Kimseye sözünü etmediğin hayallerini her gece yatmadan tekrar tekrar aklımdan geçirmeni seviyorum. Senden umulmadık ölçüde hayallerini genişletebilmeni annene ne düşündüğünü hissettirecek acemice sorular sormanı yaşlı kadınları usanmadan dinleyebilmeni seviyorum.

 

Açıkçası seni sadece okulda gördüm ve hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Tüm bunların olabileceği hissini uyandırdığın için seni seviyorum. Böyle birini sevmeye ihtiyacım olduğu için seni seviyorum. Böyle birini sevmeye ihtiyacım olduğu için seni seviyorum.

 

Tarık Tufan

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yarın kelimesi bende büyülü çağrışımlar uyandırdı hayatım boyunca.

 

 

Yaşadığım her günün acısını ve umudunu yarına erteledim. Ertesi gün olduğunda her şeyin yerli yerine oturacağına ilişkin bitimsiz beklentiler büyüttüm içimde.

 

 

Nefes aldığım ölçüde yarınlar bitmiyordu. Bu kadar geniş bir yarının hiçbir zaman gelmeyeceğini elbette biliyordum.

 

 

Buna rağmen bu duygu hiç eksilmedi dünyamdan.

Yaralarım yarın iyileşecek!

Oyuncağım yarın alınacak.

Yarın iş bulacağım

Sevgilim yarın dönecek

Dostlarım yarın ziyaretime gelecek

beklediğim mektup yarın elime ulaşacak

Annem yarın daha iyi olacak

Yarın buralardan kaçacağım

Yarın daha rahat ve derinden uyuyabileceğim

Yarın bugünden çok daha iyi olacak

Yarın bugünden iyi olacak

Yarın bugünden iyi olabilir

Yarın yada bugün...

 

.......

Bitimsiz yarınlar sayesinde gün boyu sırtımda taşıdığım yükleri bir kenara bırakıp uyuyabiliyordum.

(ve sen kuş olur gidersin)

 

Tarık Tufan

Share this post


Link to post
Share on other sites

Göğsümde olan sır, kabirden örtülüdür

 

Zira kabirde olan; oradan çıkmak düşünür.

 

 

 

 

(Şir'atül İslam'dan....arabi bir beyit)

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mahallede aşağılanıp horlanan çelimsiz çocuklar gibiyim.Oyunlara ancak adam eksik olduğunda kabul edilen beceriksiz çocuklar gibi.

Hayata katılmakta güçlük çekiyorum.

Benim mevsimim sonbahar.

Sokakların tenhalaşmaya başladığı vakitler.

Tek kişilik oyunlar ustasıyım ben.

Tek kişilik özlemler tek kişilik acılar ustasıyım.

Ben yağmuru arıyorum.

Ben yağmuru arıyorum.

Ben yağmuru arıyorum.

Ben seni arıyorum.

 

Tarık Tufan - Hayal Meyal'den

__________________

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ah deli kız!...

 

Direnişin böylesine hangi yürek dayanır ki?

 

Hangi acı böylesine sızlatır burun direklerini.

 

Ağlayacağım...

 

Ağlamayacağım...

 

Kullanılmamış bir gençlik bıraktın geride. Kullanılmamış hevesler kaldı ardından. Kirpiklerinden düşen kelebekler kaldı ıssız sokaklarda. Şimdi ihanet fiyakalı dolaşıyor. Şimdi alçak rüzgarlar doluyor apartman kapılarına.

 

Bir nefes eksildi direnişin soluklarından. Bir kalp eksik atıyoruz. Çabuk yorulacağız artık. Sık sık çöküp bir yerlere içleneceğiz. Şimdi kim açacak mektupları? Hangi yorgun gözler dolaşacak sayfaların arasında? Son satırlar ölüm kokuyor. Gözlerin kızarmış. Yoksa ağlıyor musun?

 

Ah deli kız!...

 

İlle de umut ille de yarınlar ille de inat...

 

Şimdi nereden çıktı bu veda?

 

Daha uzun kalacağını bekliyorduk. Hangi kavgaya geç kaldın? Kime söz verdin önceden?

 

Duanın tam ortasındaydık. Şimdi göğsümüzün genişlemesini isteyeceğiz.

 

Şimdi dilimizin çözülmesini isteyeceğiz.

 

Şimdi belimizi büken yükün kalkmasını isteyeceğiz.

 

Şimdi şerefimizin ve onurumuzun yükseltilmesini isteyeceğiz.

 

Şimdi...

 

Ağlayacağım...

 

Ağlamayacağım...

 

Tanrım lütfen bizi koru.

 

Azalıyoruz.

 

Kirli bir işleyişin kıyısından yuvarlanıyoruz bir bir...

 

Hayatın kenarından düşüyoruz.

 

Beceriksiz yürüyoruz yalpalıyoruz.

 

Hiçbir .... kurguya sığmıyor bedenimiz.

 

Ah deli kız!..

 

Sen ne dersen de.

 

Ben yine de ağlayacağım

 

 

 

Tarık Tufan

Share this post


Link to post
Share on other sites

Okumaya nasıl başlayacağını Kitap'tan öğrenebilirsin ancak:

 

Yaradan Rabbinin adıyla oku!

 

Böyle okursan varlığının anlamı kalın harflerle yazılır yeryüzüne.

 

Böyle okursan insan olmanın ne demek olduğunu bilirsin.

 

Böyle okursan anlarsın;

 

Hasan ve Hüseyin'in dedesi neden omuzlamış ağır bir yükü!

 

 

Tarık Tufan

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ve Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

bu kahveniz

yıldızlarınız şapkanız

buyrun unutmuş olmalısınız dehanız şerefiniz

buyrun cep feneriniz

Buyrun boynumuzdaki halkaya tutunun

Ve semirin

 

ACZ

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...