Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Mustafa Cilasun

* Mustafa Cilasun Şiirleri *

Recommended Posts

Çiçekle anlaşılır sabrın güzelliği!

 

Ne kadarda sabretmekten yorulsam

Koşar adımla sen geliyorsun aklıma

O vakit melalimi bir umut kuşatıyor

Ufkum açılıyor kalbim çok ferahlıyor

 

Senin halinde esrarını koruyan zarafet

Ülfet içinde en bariz sunulandır buket

Tevazu içinde nefeslenilen, her külfet

İhsan için en güzel çağlayandır bereket

 

Ne çok sayfalar yazılır kitaplarda basılır

İnsandır, bilgiye ulaşmak için okumalıdır

Tahkik için merak şarttır o gayret haktır

Nasip nerede saklıdır tecelli çok farklıdır

 

Her can heveslerin dirliğinde anlamlaşır

Lakin idrak için insan olana idrak şarttır

Ne kaş caziptir, ne göz kiptir bilgi asıldır

İnsan hakikati anlayan en şerefli varlıktır

 

Bizler müşahede ettiklerimizle değerliyiz

Vakıf olmak için sabırla terennüm ederiz

Açziyet içindeyken neler hissederiz biliriz

Rahatlayınca da rehavetten ödün vermeyiz

 

Kimiz, ne için hoşgörüden cimrilik ederiz

O vakit kime ne ederiz husumet içindeyiz

Takiyyeler içinde o sevgileri servis ederiz

Özel ihtimam bekleriz, hederiz, heceleriz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yürek içinde gizlenir suhulet!

 

Artık ne sen, nede sensiz bir dem

Halin hıçkırıklarına deva olmuyor

Sine mahzunlaşıyor takat kalmıyor

Gözyaşı dur durak bilmeden akıyor

 

Bilirdim ki sakinin elinden içilir acı

Kime keder olacak yârin kalan sacı

Yürek sancısı, yan ağrısının kalması

Ayazlarda yeme hasret kuş sıkıntısı

 

Her kim olursa olsun ne fark edecek

Çöp atıklarından beslenen ne edecek

Halini kime arz edipte şikayetlenecek

Rehavet içindeki insanlar fark edecek

 

Nisalar kararmışlar, azimle aranmışlar

Atıklar içinde bir hayat hakkı aramışlar

Seherin serinliğinde merakla solumuşlar

Birkaç kâğıtla mutlu olmayı başarmışlar

 

Varlık içinde alınmaz haz, çilelerle niyaz

Sevda bendinde hissedilir, en deruni yaş

Kal sende bir kalk seherlerle yaşa bir haz

Kalmasın gönül baharında mahzun bir yaz

 

Dil kurur, gönülde gurur, hani sende onur

Aidiyetin hükmüyle söyle kimden korkulur

Ardı sıra her can bir maslahata konuk olur

Azimet unutulur ar kaybolur can öyle solur

 

Artık fark et, sineden sökün ediyor edep et

Ruhun ahenk içinde olmasıyla yapılır davet

İnsani halde aranır her türlü yakınlık hisset

Ona göre hükmet, sevgi varlığın için şükret

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hayatın esrarında bir nefes alırken!

 

Güzel bir gün görmedim, avaredir gönlüm

Sarf eylediğim sözüm hali anlatsın dilerim

Şimdi kime ne söyleyim kimden ne dileyim

Sabrın güzelliğinde kopan yaprağı dinleyim

 

Uçan kelebeklerin rengiyle hemhal ederim

Martıların o nakaratlarında azimeti izlerim

Balıkların derinlerde rızk için sabrını bilirim

Ben hederim, kulluk konusunda derbederim

 

An, zaman içinde Ummanlaşan candı aranan

Bir dirlik olmazsa ne işe yarayacak akan kan

İnsan, kulluğu konusunda noksanlığı yaşayan

Cihan içinde nizamın hasretiyle sancı yaşayan

 

Dünya, insan için yalan olmayan, birçok hülya

Uykularda gizlenir esrarı teslim olmuş vuzuhla

Zamanın akışında nasibin bulacağı her baharda

Yapraklar arasında anlam bulan renkler arsında

 

Toprak, ne kadar berrak olan bir hakikati hesap

Nefis ile verilecek anılar girdabında yoktur rahat

Kalk birde kendi haline bak heveslerin kat be kat

Mizan ile bir vuzuh bulacaktır her hakikati azamet

Share this post


Link to post
Share on other sites

Açılan sayfalar baharla anlamlılar!

 

 

Baharlar, sineler için açılmış sayfalar

Ruh itminanlığında yudumlanır hazlar

Niyazlar kul için tükenmeyen arayışlar

Hükmün sahibiyle muhabbetli sevdalar

 

Ne aşklar, nede anlamsız olan kaygılar

Bilinmez ne zaman bitecek ön yargılar

İdrak edilmeyen hilkatle bir soluyanlar

Kalbin nizamından habersiz olan canlar

 

Beyan edilen aşklar insanlar niçin ağlar

Hissiyat kim için yakarışlar içinde sızlar

Uzuvlar, bitecek anın şahitliğinde ağlar

Lakin ruh, ten ekseninden olacak bizar

 

Salkımlarda sunulan kirazlar kimi anar

Kuşlar, melekût âleminden birer nazar

İnsan için bahşedilen hazlar, nasıl yaşar

Çatılan kaşlar serencamında aşk ne arar

 

Gönlün aç iken, lisanın beyanı anlamsız

Hal ikliminde edep yok ise örtü manasız

Kalbi aşklar zarafet içinde olamaz yarsız

Yar arsız kan kaygısız, ruhlar ki vicdansız

 

Hissetmek halin dirliğinde nefeslenmektir

Himmet etmek bahşedilen için verilmelidir

Şefkat göstermek, o sevginin banine sevktir

Sabretmek, nasip içinde gizlenen hikmettir

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nefeslerin ikliminde giderken!

 

Ah can ne ben yanayım ne sen ağla

Batın dar boğazında bir çare arama

Umutsuzluğa kapılma sabırla uyukla

Halin dirliğinde sen kalbini soldurma

 

Gülü koklama, dikeniyle bir çare ara

Cazibe karşısında heveslerine kapılma

Nihayeti idrak edemeden zevke dalma

Sen hilkatinle bizar olma, aşksız kalma

 

Düşün hissettiğin ülfetin kadrini düşün

Hükmün sahibine hamd olmazsa ne işin

Hazan içinde sararan yaprakları süzüşün

Toprağın dirliğinde seni bekleyen gidişin

 

Sukut eylesen ne çıkar, dil zaten avare

Ten sensizlikte aramaz hâlbuki bir çare

Nefsin seninle haşyet içinde olur kepaze

Sen bir yargıç olma, zulmünle korkutma

 

Hâkim, zerreler içinde verilir her hüküm

Belleğin boşsa sökün eder adavet höykün

Kitabı celil sana olur en muteber bir kefil

Güle hasret duyma, sen o emanetlere sarıl

 

Darlık yaşanır sinelerde bir mefkûre yoksa

Kan boşa mı akacak kalp sahibini anmazsa

Mahzun gözler çok yaş akıtır çaresiz kalırsa

Şifa için yatan hasta ihsan için kime sarılsa

 

Dertler yalnızlıkta öyle katlanır ki besbeter

Takat ne yapsın olmaz ise muhabbeti bedel

Can ruhuna bigane kalp onsuz bulur mu çare

Ey Hak senin bahşettiğin rahmetin hükmünce

 

Bir kıvılcım yanmalara sebeptir sineler boşsa

Halin esenliğinde bir aşk yoksa bulunmuyorsa

Varlık Hak yolunda tasarruf için tutulmuyorsa

Nefs bir rehavete kapılarak dünyaya kanıyorsa

 

Ne denir kime ne söylenir vakit gelince emirdir

Nefs ruh dirliğinde sana verilen bir emanetindir

İrade nizam içindir kalbin dergâhında ne gizlidir

Aşk bu manada senin için en muteber bir ülfettir

Share this post


Link to post
Share on other sites

Senin halinde şevke kavuşmak!

 

Uzandım o ellerinde tuttuğun çiçeklere

Ne kadar hak ettiğim benliğin derdinde

Seni halk eden Halikın hükmüyle nefese

Bir aşk ikliminde çekilen hasret şevkiyle

 

Ne anam ve nede babam, o aşka susayan

Günlük öğün için nefes alan her türlü can

Damarlarda dolaşan kan kalple anlamlaşan

İnsan suretinde olarak ruhuna bigane kalan

 

Çileler sabrın alyanslarıdır rızayı bari olursa

Nefesler çok anlamlaşır hakkaniyet aranırsa

Ne derler kaygısı, muvahhit kişiliği bırakırsa

Her halin şahitliğine bir idrak içinde bakılırsa

 

Ne geceler, nede hileler insandan arî değildir

İnsan, kalbiyle müsavi olursa o zaman kanidir

Canilik nefsin tasarrufunda olan iradi tercihtir

İmtihan, yaşla ilintili olmayan aşikâr gerçektir

 

İnsan, bu manada iradesiyle hesabını bilecektir

Ruh safidir vicdan hükmün sahibini bekleyendir

Kalp insanın en değerli olan yegâne hazinesidir

Duygular nizam edilmedikçe su mesabesindedir

 

Nisalar yaprak misali çok narindir çiçekle şevktir

Gülün emanetiyle arzı cihanın şefkat pınarlarıdır

Himmet için rahmet için kaçınılmaz olan varlıktır

İnsanlığın anası aşkların harikası bulunan sevdadır

Share this post


Link to post
Share on other sites

Anlaşılmak kelimelerin vecdiyle bakmak!

 

Değerli dostlar öncelikle zatımı irşat etmek maksadıyla

Katkı sağladığınız için elbette ki çok teşekkürler ediyorum.

 

Edep, edebiyatçı kimliğinde muhakkak ki çok ehemmiyetlidir.

Çünkü dili hakkıyla onlar bilir, bu bakımdan onun gereklerini önceleyendir.

 

Ne kadar çok bilirse bir o kadar da mütevazıdır.

Zira bir manada edep hal cihetiyle yüzleşmedir.

 

İnsan dikkati oranıyla, hissiyatın itminanlığıyla değerlidir.

Lakin yaşanılan hali hazır hayatta sosyolojik şartlar ve mekânlar

Günlük kullanılan dilin çok kitabı olmasının önüne geçmiştir zaman zaman.

 

Oysaki çok zengin bir dilimiz mevcut iken,

Eve beyinlerden nesillere tebarüz eden aile ortamlarında, iş dallarında,

Mekânsal farklılıklarda, huzur evi dağarcığınca kendilerine özgü normlar vardır.

 

Şahsen ben edebiyat dünyasında bir alaylı olarak bulunmamın tek gayesi,

yıllara sâri olarak sinemde hapsettiğim düşüncelerimi ve silinmeyenlerimi iddiasız olarak günlük kullandığın dilin akışıyla okurlarıma ulaştırmak, bu manada paylaşmak ve bir kayıt altına almaktır.

 

İlgili olduğum birçok siteden de bazen benzer kelimeleri

anlaşılma zorluğundan bahseden değerli okurlarım olmuyor değil.

 

Ancak ben her okuduğum edebi bir çalışmanın anlaşılması için

nasıl tahkik etmeye ihtiyaç duyuyorsam, bu hakkın diğer merak eden kıymetli dostlar içinde önemli olduğunu inanıyorum.

 

Kısacası demem odur ki;

 

 

“"...Kadrelerinde nefeslenirken hilkatimin muvacehesince

...Nizamlara vaziyete eden

...Tevdi edilen canın nihayetini beklerken

...taltif edilen bu şefkatin emanetçisi"

 

Diye merak edilen cümlenin zatımca muhtevası şudur.

 

 

“Anların içinde nefes alırken…

Yaratılma sebebimle yüzleşirken…

Bir nizam dâhilinde tanzim edilen insan…

Kendinden sadır olan düzenleri ihdas ederken…

Kendisine emanet olarak verilen ruhun…

O anı ve bitecek zamanı gözlerken…

İnsan olarak ihsan edilen şefkatin korucusu bulunmasıdır.”

 

İhtiva ettiği anlam karşısında bu açıklama dahi sanki yetersiz!

Hissederim ki bu açıklama dahi tarafınızca kıfayetsiz bulunacaktır.

 

Dedemden, babamdan ve katıldığım cemiyet ortamlarından

öğrendiğim kelimeler ritmik ölçülerle tam karşılığı olmaya bilirler.

Zaten öyle bir iddiamda yok.

 

Fakat müsaade ederseniz çalışmalarımda kullandığım bütün kelimelerin

illaki öz Türkçe olacağı yönünde bir gayretim bulunmadığı kesin olarak bilinmelidir.

 

Kitap… Defter… Kalem…

Kelimeleri nasıl bir zenginlik sunuyorsa ben şahsen böyle değerlendiriyorum. Anlamayı dilemek bu manada sabretmek elzem olan değil midir sizlerce de?

 

Sizin edebi bir vasfınız olabilir, elbette ki saygı duyulmalıdır.

Fakat zatımın bu yönde bir uzmanlığı olmadığından karakalem olarak bazı çalışmalar yapmaktayım.

 

Bu site size ve sizin gibi uzmanlar için şayet varsa ve bu manada çalışmalar yağıyorsa ben huzurunuzdan derhal çekilirim bir rahatsızlık vermemek için…

 

Bu manada çok değerli Tayyibe Atay hanımefendiye daha önceleri olduğu gibi müşfik, oldukça kalender, fevkalade seviyeli katkıları olduğu için bir kez daha kendilerine teşekkürler ediyorum, sizlere de bu vesileyle sağlık ve afiyetler diliyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aşk can içinde hazanı resmediyor!

 

Hayatı

Anlayarak yaşamak

İçin yaratılmıştır her bir nefes

 

Sır perdesi

Aşkın sebep sonuç ilişkisi

Ve onun enginliğe yaşanan merhalelerini

 

Bir sevdanın

Coşkusuyla solan gülleri

Alıp götüren yel misali can içindeki kederi

 

Hilkatin

Sebebiyken serdedilen

Sevginin katlarını yudumlarız haz alırken

 

O zaman

Yaklaşırken kuşatır hissiyatı

Sessizce hiç bir paniğe geçit vermeden

 

Vefayı

Görmezden gelmeden

Seni beni öncelemeden aşka giderken

 

Kuşkuları

Hiçleyip dikkate almadan

Duyguları bir kudretin kuşattığı zaman

 

Merak içinde

İçselliğe salınırken o an

Seni senden alan kendine katan zaman

 

Katrenin

Düşlerinde haşyeti salan

Kalmıyor hükmü anlık hazlarda yaşanan

 

En mücehhez

Kıldığımız savrulduğumuz

Ne derlerle avunduğumuz zahir algılarımız

 

Kuşatan esrar

Perdesinde ki meçhul adımımız

Hiç tahkiki öncelemeden herkes misali giderken

 

Aşkın izlerinde

Nefeslenir sevdaları itiraf ederken

Bir aşkı ilahi kuşatmasında her bir şey yenilenirken

 

Yepyeni anlamaları

İçerirken o beni bir hanif yaparken

En sevgiliyle nazarın hazzıyla bakarken onu anarken

 

Hiçliğin figanında

Sefilliğin ahında zahiri aşka bakarken

Anlamlar içinde ki manayı terennüm ederek yaşarken

 

Aşkı

Hazzı sevdayı bu mihenk

Üzerinden yeniden siz değerlere anlatırken

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sen sabrı terennüm eden değersin!

 

İnsan bu

Tutulmak ister mi derde

Kederler salıverilir nasibin kavlince

 

Sabır ki

Hak getire var kim ne diye

Çekiliyor çiller Hakk şükür dirliğinde

 

Mücerret bir

İman hasleti mi ne zaman

O hanlar ki mazide kalan göçenle anılan

 

Kandı cihana

Meydan okuyan ve bağışlayan

Canlardan boşalan anılar ki anlam bulan

 

Nasıl sevda ki

Uğrunda ne can-ı hazan

Canan için can hıraş olan hasreti yaşayan

 

Nameler yazdıran

Tefekküre daldıran bir can

Halin içinde dem alan hasretiyle yoğrulan

 

Senden arta

Kalan ahenk şevkiyle anılan

Murat için muştu salan haşyetiyle yanılan

 

Can içinde bir

Canı yaşayan ne kutlu insan

Toprağın kokusuyla anılan hazzı yaşatan

 

Sen ki bir

Cihanın öznesi göz bebeği ferisin

Dirlik içinde şevk kaynağı derdin devasısın

 

Sen rahmetin

damlası, dalın yaprağı anasın

Sen ki himmetin membaı hanımların zatısın

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sizi uzaklarda anarken!

 

Meğer

Biliyormuşsun

Sana olan deruni hislerimi

 

Tükenmek

Bilmeyen sevgimi

Yüreğinden neşet eden şevki

 

Yine

Sen bir kez olsun

Söylemeden kaybolup gitmiştin

 

Sorduğun

Soruda dikkate mucip

Ne kadar güzel bir zarafetlik vardı

 

Senin

Hakkındı istediğin,

Netliği söyleyemeden çekip gittin

 

İlginçsiniz

Derken haklıydınız

Hali benden alan sizdiniz biliyordunuz

 

Görmediğim

Bir gerçek asudesiniz

Siz herkesten farklısınız manalısınız

 

Tanıdığım

Hiç bir kemani yok

Tuvali olan çok, ama senin gibisi yok

 

Yazan çok

Lakin hezeyan bir kok

Hasreti çekilen manalar şimdilerde yok

 

Güzelliği

İlla tende arayan

Bir can kimliğinden azadeyim, değilim

 

Manaya

Hep hasret kalmış

Böyle yaşamış çok aciz olan bir sefilim

 

Sizde ki

Mevcut mana ahengine

En kalbi hislerimle muhakkak ki kefilim

 

Çok

İlginç bulsan da

Ben kendi halinde garip bir fakirim

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kendinden habersiz bir densiz!

 

Aniden

Bir hiddetin içinde

Kendini bulan nedenini bilmeden soluyan

 

Reddi mirası

Sanki bir marifet sayan

Hala izanı kapalı olan anlamsız konuşan

 

Hakk nedir

Niye söylenir çileler çekilir

Onun yolunda bir engel kimlerin zevkidir

 

Paganlaşmak

Ki nasıl beşerin tercihidir

Dünyevileşmek uğruna akıbetler ötelenir

 

Tamam,

Mademki tercihin buna meyil

Kaldır kollarını al başını ne ibretlik seyir

 

Nakarat

Halinde durmayan sefil

Salyalarınla seril hakaretinle çamura gömül

 

Ne mukallit ki

Öyle bir tahkiye edendir

Rejimler ancak bu kadar delil içinde şekil

 

Şekliyette

Heves saldı devasa bir nesil

Bir emniyet mi kaldı yasama budandı vekil

 

İki mücadele

Başladı sıfatlar şartlandı kaldı

Bir ılımlı İslam lakabı kalıcı olarak mı takıldı

 

Layt laiklik

Sınıfta kaldı ezberciler şaşırdı

Bir despotluk gösterisi şimdilerde başını aldı

 

Senin tercihin

Elbette senin en değerli şevkin

O vakit ki niye gücenirsin hiddet için elverirsin

 

Bilmez misin

Sen kimin derdisin nereye gidersin

Aklı başında kelam etmek için hiç düşünmez misin

 

Seni sana

Bıraktım artık çünkü korkaksın

Arı umursamayan ne betbah arsız bir bühtansın

 

İnsanlık tanımazsın,

Hakkaniyeti hiç bilmezsin zansın

Sen kendi kendine mücadele eden sefih yaratıksın

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir devran içinde yaşanken!

 

Meğer

Ne kadar zormuş ayrılık

Sinede bırakmıyor hiç bir aydınlık

 

Zihnim

Karma karışık ahval bulanık

Nereye baksam göz kayık dil sanık

 

Halin

İflası demek böyle bitermiş

Nefesler şevksiz, hisler derbedermiş

 

Hayat

Manasını yitirir terler gelir

Her şey sessizleşirken canı iksir çekilir

 

İşte bir

Ulviyetten yoksunsa bu can

Ne kadar anlamlı ki aksa her daim kan

 

Can içinde

Can aşk ile bir sevdalan

Zira kalmaz manası ne kadar oyalansan

 

Aşk acıyı

Öteler, sine bir sürura erer

Sevda maksadı içinde vehmi barındırmaz

 

Elit takılan

Halden serinliğini anlamaz

Kalbi yürek zannedenler asla aşka kanamaz

 

Ancak

Ne emelin arzusuyla salınır

Esrarın perdelerinde bak gör sen neler aranır

 

Canı nefesler

Kiminle anlamlıdır oyalanır

Bir hayatın zikredilen sayfaları böyle kapanır

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mustafa abi gerçekten "Maşallah". Allah kaleminize daha da kuvvet versin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sabır nereye kadar!

 

Yetti artık

Sumaktan usandık

Bilendir sandık, sarıldık, çok kandık

 

Sıkıntıyı

Hep bizler omuzladık

Şimdi takatsiz kaldık, sarardık, solduk

 

Millete

Her vakit hükmederler

İrfanın ne olduğunu gizlerler söylemezler

 

Makam

İçin sünen ve süzülenler

Haysiyet ve onuru, öteleyen hederler

 

Kalmadı

Duru vicdan saf kanınız

Rızayıbariyi ne vahit anlayacaksınız

 

Ana

Sütünüz, helal lokmanız

Çalışanlara hiç saygı duymayan cehliniz

 

O hırsın

Seni pek çok oyalar

İzzet ve onur söyleyin şimdi nerede var

 

Vatandaşın

Hali, muhalefetin rezaleti

Seçimle düzelecek mi, nerede izan keyfiyeti

 

Allah için

Bırakın, çalışanlar çalışsınlar

Milletin efendi olduğunu takiyye yapanlar anlasınlar

 

Sadece

Bir beyanla yetinmesinler,

Ülfeti bilsinler darpla değil, gönülleri fethetsinler

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sen dilemeyince!

 

Ey naz

Aşkı gönlün sahibi

Çaresizim haklısın ki gönül senin

 

Ben

Şimdi divaneyim

Bilsem neyim sen kendi halindesin

 

Seni

Nereden bilirdim

Göstermeseydin gayretinle hislerini

 

Tenine

Hasretin hadsizliğini

Terennüm ettikçe yanarım soluklanırın

 

Yüreğinin

Güzelliğine dilinde

Şakıyan güfteye hasretim sen dilemesen de

 

Hüznün

İnce sızısını bilirsin

Gizlenirsin, sen metaneti seçen değersin

 

Ne var

Sende bir kelam et

Sabır sende, nedamet bende sen şükret

 

Vicdanın

Selameti kanaatinle

Aheste gidersin, sen kendi mefkûreyi kavlince

Share this post


Link to post
Share on other sites

Halin sessizliğinde yürürken!

 

Kendi

Halimde sessizliğimin

Hırçın dalgalarıyla başa çıkmak adına

 

Adımlıyorum

Halin ikliminde ahenk için

Vuzuh arıyor ve havsalamı yokluyorum

 

Temaşa

Ettiğim mekânlar

Soyut bir kavram niteliğinde

 

Manasını

Kaybetmiş biçimde

Ve karşımda bir hüzünle duruyorlardı

 

Nefesler

Tükendikçe zaman

Ve içinden çıkılması hayli zor olan bu an

 

Yozlaşmışlık

Artarak çoğalıyordu

Yaşamak muhakkak bahşedilmiş manaydı

 

Lakin

Samimiyet, liyakat

Sadakat çok uzaklaşmıştı sinelerden

 

Etrafımda

Aşina olduğum birçok insan

Hasletlerini oluşturan zan zihinleri kuşatmıştı

 

Tabi

Olunan, sandıklar marifetiyle

Oy toplanan, hamasi nutuklarla ekranlarda çaka satan

 

Zihnin

Her yanına demokrasi

Olgusunu anlatan ama içselliğinde yaşamayan

 

Olunca

İşler kesata el uzatıyor

Ekonomi daralıyor, akıl zadeler boy gösteriyor

 

Bir

Tebessüm dahi

Masrafsız olduğu halde candan esirgeniyor

 

Yılar

Geçiyor, asra yaklaşıyor

Can çıkmayınca meziyetler hala devam ediyor

 

Demokrasi

Havarileri, darbelere geçit veriyor

Kolluk kuvvetiyle birlikte hareket etmeyi örüyor

 

Elbette ki

Siyaset sadece dil için

Ezber tekrarı haline ve çaresizliğe dönüşüyor

Share this post


Link to post
Share on other sites

Teveccühünüz sebebiyle!

 

Efendim,

Ne şairim ve ne de yazarım

Ben fakirane hislerini yazan bir adamın...

 

Adamlıktan

Maksadım, sinesinde

Hinliği barındırmayan, hilkatindeki

 

Gayeyi anlayan

Mizanın hesabıyla halinde

Feveran eden, aşk için zevkle oyalanmayan

 

Azimeti

Samimiyet bilen

Sadakati ilke edinen, tefekkür ederek

 

Sevgiyi

Hoş görüyü gaye edinen

Ve bu manada sinesinde yargıçlığa soyunmayan,

 

Evrensel

Bir mesajın müntesibi

Olarak düşünceleri art niyetli olmadığı

 

Müddetçe

Nezaketle dinlemeyi bilen

Hidayetin hangi vakitte tecelli edeceğinden,

 

Yoksun bulunan

Kalbin sahibinin nezaretine

İnanan ve halini onunla paylaşan manasınadır

 

Dolayısıyla

Sizlerle müşterekliğim olduğu için

Hamdü senalar ediyor ve selam eğliyorum...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kelam hak tefekkür muhakkak!

 

Nedense

Bazı yaşlara hasredilir aşklar

Zevki kuşanan bakışlar merak için yakarışlar

 

Sevmek

Bahşedileni idrak etmek

Hilkatin rengiyle aklıselimle yürüyebilmek

 

Erdemli

Olmak ve bunu başarmak

Nedamet solumadan sabır ile kanaati anmak

 

Cazip

Cezbeden değil hevestir

Bilmeden yürümek nefesler için yetersizdir

 

Kalbin

Vuzuhu elzemdir

Hakikat için merak etmeyen zekâ fakiridir

 

Akıl

İnsan için bahşedilmiştir

Bilgiye ulaşmayan aşkı nasıl anlayacaktır

 

Veren

Bellidir, halk edendir

Kâinatın yegâne sahibi, nizamın hâkimidir

 

Zaman

Ömür için biçilen kaftandır

Kullanmayı bilmek adamlıkla müsavi olandır

 

Âdem

Kuldur, aşk uğruna iblis

Hüsrana uğrayan bühtandır ve aşkla anılır

 

Kıskançlık

Kul için haktır arî olan zandır

Cemal için nedamet duyulması hırsın katıdır

 

Azimet

Kulluk noktasında ihsanda

Fevri davranışlar ihlasla hiç bağdaşmamakta

Share this post


Link to post
Share on other sites

O ne muazzam bir sanattır!

 

Aşk

Bir hazdır

Aşk ne sabırdır

 

Aşk

Hal ile başkadır

Aşk halde sürurudur!

 

Müminleri

Anlamlı kılanda budur

Çileyi yudumlayarak solumaktır

 

Onunla

Barışık olmayı başarmaktır

Bir nedamet duymadan yaşamaktır

 

Hareket

Ve kuvvetin sahibine koşmaktır

Keşke lerden sürekli olarak sıyrılmaktır

 

Umut için

Cehtte bulunarak kucaklaşmaktır

Rahmetin kadrinde serinleyerek barışmaktır

Share this post


Link to post
Share on other sites

İnsan kul olgusundan uzaklaşınca!

 

Bazen

İnsanlar gaflet ve delaleti

Bir kaftan olarak giyenler

 

Hayatı

Keyfiyet zindeliğinde

Ve burun delikleriyle temaşa ederler

 

Fanilik

Kaygısı asla bunları kesmez

Adavet ve hakaret bir üslup halini alır

 

Şekliyet

Bunların ana omurgaları oluşturur

Keyfiyet asla bir tatmin sırını dinlemez

 

Aidiyet

Artık bu nefisler için

Hiçbir önemlilik Arz etmez

 

Belam

Kimliğinin müntesipleri

Serinletmeye azami gayret gösterirler

 

Din olgusu

Tekebbürle yerini değiştirmiştir

Tebaa, kronik şaşkınlığın demindedir

 

İnsani Değerler

enaniyet harmanında Manayı ararlar

Hiddet ve şiddet Bu zevatın hasletleri olurlar

 

Emanetler

Mütecavizin

Vicdanına mahkûm edilmişlerdir

 

Akıl,

İzan, idrak

Sürekli ötelenerek dumura uğramıştır

 

Meşveret

Naralara tercih edilmiştir

Şura ancak vicdanlarda hayat bulmuştur

 

Ülkede

Şirret gizemlerin

Karargâhı olmuştur

 

Yönettiğini zanneden

Tağuti güçler korkak olduklarından

Tehditler karşısında yılgınlık yaşarlar

 

Bu zamanlarda

Ne yapacaklarını kestiremedikleri için

Yeni mecra ve maceralar kaçınılmazları olurlar

 

Arza,

Hükmettikleri zannına kaptırırlar kendilerini

Aveneleriyle bulunmak zorundalar yalnızlıktan korkarlar

 

En vahşi

Hayvan bile bunların yanında

Çok masum kalacağı muhakkaktır

 

Aşkın

Derinliğinde kaybolarak Kendini

Bir şey sanan Lanetlenmiş iblis

 

Emre

İtaatte Âdemi beşeri dikkate dahi almamıştı

Aşk Maksuda olmayınca Cefanın Cehennemi yer alır

 

Emre itaat

Evrensel mesaja ait olmayınca cahiliyettir

Perde olan, set kuran, karartan esfele safilin dedir

 

Vuslat

Yolcuları sabrederler bulunca yemezler

İnfak ederek gönül iklimimde hazzı yeşertirler

 

Zerreyi

Miktar bir korkuyu sinelerinde barındıramazlar

Bedenlerinin dünya için verildiğini İdrak ederek bilirler

 

Kurt

Parçalamış top mermisi delmiş zahiriyeti

Hissiyat itminan olarak Sancağın Altındadır mahiyeti

 

Ebedin ayan olan ve zamana bırakan deruni mühleti

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yüreği dağlayan hisler!

 

Bizler

Hicran sızıyla insanız işte

Tutulmuşluğun bir perişanlığın da

 

Akan

Kanayan gönül acısında

Gönlümüz hiç elvermez hazırız işte

 

Yüreğim

Zaten yaralı kuş misali

Kanat çırpar mana kokan esintilere

 

Haşyetle

Bakan hoş kalbi gözlere

Anlam yüklü sözlere hal güzellerine

 

İstemem

Billahi sendeki emanet teni

Neyleyim sevdasız nefeslerin ellerini

 

Gönülden

Anlamayan sinedeki edebi

Arzularım o vakit teni bekleyen kefeni

 

Ey canı

Canandan bizar bırakan insan

Sende bir gün bunu yaşayacaksın inan

 

Vallahide

Aşksız bir can manasızdır kan

Aşk içinde dem alan ne güzel bir insan

 

Hani

Uçan kuş acımasızca vurulur ya

Aşk ile uçarken o kanatlarını çırparken

 

Çakılır

Aniden, her şeyden habersizken

Tıpkı benim gibi cansız düşer teninden

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamün Aleyküm,

 

Maşallah kardeşim, ellerine sağlık. Hepsini okuyamadım amma okuduklarım hoş şiirlerdi.

 

Yanlız, çok şansı olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Neden mi? Zamanında biz de böyle dizeleri sıralardık forumun bu köşesinde göğsümüzü gere gere. Tabi, biz şiirleri yayınladıkça Panturk ve Trradomir denilen katiller dizelerimi kurşunlarına dizerlerdi hem de benim gözlerim önünde. :) Bu yüzden şanslısın, Trradomir ve Panturk denilen dize katilleri pek gözükmüyor buralarda..

 

Eline sağlık.. Devam et yazmaya.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Selamün Aleyküm,

 

Maşallah kardeşim, ellerine sağlık. Hepsini okuyamadım amma okuduklarım hoş şiirlerdi.

 

Yanlız, çok şansı olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Neden mi? Zamanında biz de böyle dizeleri sıralardık forumun bu köşesinde göğsümüzü gere gere. Tabi, biz şiirleri yayınladıkça Panturk ve Trradomir denilen katiller dizelerimi kurşunlarına dizerlerdi hem de benim gözlerim önünde. :) Bu yüzden şanslısın, Trradomir ve Panturk denilen dize katilleri pek gözükmüyor buralarda..

 

Eline sağlık.. Devam et yazmaya.

 

 

Ve aleyküm selam değerli kardeşim, çok teşekkürler ediyorum, yarımasrı geçkinbir ömürden sonra derlediğim düşüncelerimi yazmak bu zamanmış meğer, siz haklı olabilirsiniz, zira sabrıda bilensiniz, bu manada size ve aylinize sağlık ve afiyetler niyaz ediyor selam eğliyorum...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Anlaşılır olmak zamanla mümkün!

 

Her anlatılan

Veya okunan her kez

Tarafından gereği kadar anlaşılmayabilir

 

Ben neyi

Düşüneceğimi bilmiyorsam

Bir mihengim yoksa bilgileri nasıl tasnif edeceğim

 

Kelime

Haznemin sınırı her neyse

Ancak duyduklarımı bu bilgiyle deşifre edebilirim

 

Anlayamadığım

Yerlere de, işime geldiği gibi

Yorumlar ekleyerek, bir üçüncü şahsa naklederim

 

Elimden

Gelen budur, diye

Söylenmeyi de asla ihmal edeceğimi sanmıyorum

 

Bu mantıkla

Hakkı ve hakikati anlamak için

Öncelikle fert kendi kişiliğiyle barışık olmalıdır

 

Hakikati

Beyan etmek çoğu

Zaman haz urun tarafından hemen anlaşılmaz

 

Hakikatin

Beyanı için kullanacağımız lisan

Edep ve nezaketle fevkalade uyumlu olmalıdır

 

Edep

Ve nezaket

İnsanlık dirliğinde bir medenilik ölçüsüdür

 

Su

İçmenin, yemek

Yemenin adabı nasıl bulunuyorsa olduğu misali

 

Konuşmanın

Ve yazmanın da bir adabı

Kamuya hitap edildiği için daha bir önem arz eder

 

Kamuyu

Hiç dikkate almadan

Aklına geldiği gibi yazan ve konuşanın,

 

Ahenge

Ve muvazeneye

Açlığı aciliyet kesbe der ve onun için bir elzem

 

Toplumun

Sosyal ve psikolojik tahlillerinin

Yapılması, ahaliye vaziyet ettikleri gafletinde bulunanları,

 

Elbette

Rahatsız edecektir, hakikati boğazı

Tahrik etmeden, ahenksizliğe ödün vermeden haykırmayı,

 

İlmi siyasetin

Öne çıkması olarak görebilmeliyiz.

Hesap gündemimizden çıkmamalıdır, zira

Ne zaman vereceğimizi bizler asla bilemiyoruz…

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hasretiyle Onu anarken!

 

Öksüz

Bir yüreğin sahibiydi

Elbette yetmezdi birde yetimdi

 

Masumluğunun

Her bir zerresi onun

Gönül ikliminde kaimdi sessizdi

 

Sakinliği

Vakarındaydı unutulmaya

Yüz tutan tebessüm onun asla

 

Vazgeçilmez

Kanaatiydi biliyordu ki

Masrafsız bir ikramdı en şedit

 

Kalpleri

Açacak anahtardı

Niye esirgenir ki verilen rahmetti

 

Rahmetten

Habersiz gönüller şerdi

Şerrin içinde kilitlenmiş cahillerdi

 

Ne kadar

Gayret gösterdiyse yetmedi

Dışlandı, horlandı, hakir görülendi

 

Sabır

Dilemeli, metaneti seçmeliydi

Nitekim şeksiz şüphesizde öyle yaptı

 

Hak adına,

Hakikat namına ne varsa

Uykusuz gecelerinde donanıyordu

 

İnsan

Kimliğinde hiç bir insanın

Asla ve kata tahammül edemeyeceği

 

Cefayı bir

Aşkın sevdalısı olarak yaşıyor

Her sıkıntıyı, reva görülen her ezayı

 

Hareket

Ve kuvvetin gerçek sahibinin

Yakinen bildiğini biliyordu şükrediyordu

 

Öyle bir

Vakit geldi ki takat tükenirdi

En sevdiği hayatını vakfettiği asudesi

 

Gönlünün

Ehli sahavet timsali insan

İlk işvereni ilk gönlüne giren kişiydi

 

Kadınların

Namütenahi temsilcisiydi

O hep verendi hiç esirgemeyen biriydi

 

İlk inanan

Bir kadın Ahsen’i takvimdi

Mühlet bitmişti en sevdiğini bırakmıştı

 

Hakka

Teslim olmuştu o yalnız kalmıştı

O kadar çok mahzunluğu yaşıyordu ki

 

Aynı zaman

Diliminde birde hamisi olan

Amcası vefat edince efkâr perdelemişti

 

Şerrin,

Cehaletin, zilletin her adavetin

Mümessilleri saldırıyı çok artırmışlardı

 

O rahmet

Vesilesi insan hayli daralmıştı

Niyetlenmişti hısımlarının bulunduğu

 

Taife

Gitmeliydi belki orada ferahladı

Ama olmadı hadsizce kandırılan küçük

 

Zavallı

Çocukların taş yağmuru altındaydı

Yaralanmıştı kan akıyordu yorulmuştu

 

Yol arkadaşı

Çaresizdi elinden sadece gelen

Kedini siper ederek o acıyı azaltmaktı

 

Bu o kadar

Vahim ve acı bir durumdu ki

Cebrail bile dayanamadı anında yanındaydı

 

Kâinatın

Hâkiminin neler yapacağını anlattı

Rahmet vesilesi kutlu insan dayanamazdı

 

Aman Yarabbi

Onlar bilmiyorlar ne olur affet

Onların neslinden nice insanlar inanacaklar

 

Ben razıyım

Onlardan sende razı ol dedi

Azabın şiddetiyle gelmesini engellemişti

 

İşte böyle

Bir peygamberdi efendimiz

Mürşidi kâmilin vurana elsiz sövene dilsiz

 

Derken rahmet peygamberini aksediyordu…

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...