Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

mumin

Editor
  • Content Count

    933
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    51

Posts posted by mumin


  1. ZEHRA ONAT - İSTANBUL

    Büyük Doğu Yayınları, Üstad'ın bütün yazı serüvenini ortaya koyan Necip Fazıl Kısakürek Bibliyografyası'nı yayımladı. 500 sayfayı aşkın kitap, basılmış kitapları ve Büyük Doğu dergisi fihristinin yanı sıra Necip Fazıl'ın başka dergi ve gazetelerde yayımlanmış tüm yazı, tercüme ve röportajlarını yayınlandıkları yer ve tarihleriyle tespit ediyor.

    Necip Fazıl Kısakürek, daha çok bir şair ve fikir adamı olarak bilinse de aslında edebiyatın hemen her türünde eser vermiş üretken kalemlerden biri. Şiirleri dışında roman, hikâye, hatıra, tiyatro, biyografi, hitabet, monografi, inceleme gibi pek çok türde esere imza atan Necip Fazıl, gazete ve dergilerde de binlerce makale ve fıkra kaleme aldı. Büyük Doğu Yayınları şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı “Necip Fazıl Bibliyografyası”nı yayımlayarak, Üstad’ın bu geniş ve zengin yazı coğrafyasının boyutlarını ortaya çıkardı. Suat Ak’ın hazırladığı kitapta Necip Fazıl Kısakürek’in dergi ve gazetelerde yayımlanmış bütün yazıları, tercümeleri, İslam büyüklerinden yapmış olduğu sadeleştirmeler ve kendisiyle yapılan röportajlar, yayınlandıkları yer ve tarihleriyle birlikte yer alıyor.

    Necip Fazıl Bibliyografyası, 500’ü aşkın sayfadan oluşuyor ve üç ana bölümü içeriyor. İlk bölüm Kısakürek’in Yeni Mecmua, Mihrab, Anadolu Mecmuası, Akbaba, Hayat Mecmuası, Cumhuriyet Gazetesi, Muhit Dergisi, Varlık Dergisi, Türk Tiyatro Dergisi, Bugün Gazetesi, Bâbıâli’de Sabah, Milli Gazete, Tercüman Gazetesi, Sabah Gazetesi ve Türk Edebiyatı Dergisi gibi gazete ve dergilerde yer alan yazılarının indeksini içeriyor. İkinci bölüm, Büyük Doğu Dergisi’nin çıktığı ilk günden son yayım tarihine kadar, yani 1943 ile 1978 yılları arasında yayımlanmış 555 sayının fihristinden oluşuyor. Üçüncü ve son bölümde ise Necip Fazıl’ın röportajları, eser tefrikaları ve basılmış kitaplarının indeksi ile ülkenin birçok yerinde vermiş olduğu hitabe ve konferansların konu, yer ve tarih cetveli bulunuyor.

    DEDEKTİF X BİR, AKIL HOCASI, ADIDEĞMEZ, PERTAVSIZ...

    Necip Fazıl’ın hayli uzun ve şaşırtıcı bir yazı hayatı var. İlk şiirlerini yayımladığı 1923’ten vefat tarihi olan 1983’e kadar 60 yıl çok sayıda dergi ve gazetede yazı ve şiir kaleme aldı, Ramazan sayfaları hazırladı. Gazetelerde eserlerinin tefrikası yapıldı. Kendisinin çıkardığı Ağaç (1936), Borazan (1947) ve Büyük Doğu (1943-1978) dergilerinde yüzlerce yazısı yayımlandı. Kendisiyle yapılan röportajlar, mahkeme müdafaaları ve şehir şehir dolaşarak verdiği konferanslar da onun yazı ve fikir hayatının bir başka cephesini ortaya koyuyor. Bu renkli ve verimli yazı hayatında Necip Fazıl’ın birçok müstear isim de kullandığı görülüyor. Suat Ak’ın belirlemesine göre Üstad; Be-De, M.K, İstanbul Çocuğu, Dilci, Tetkikçi, Yazan:?, Dedektif X Bir, Adıdeğmez, Bankacı, Zabıt Kâtibi, İsmini Vermiyen Prof., Akıl Hocası, Kulak Misafiri, İstanbullu, Üçyıldız, Lâedri, Pertavsız, Muhasebeci, Özcü, Gözcü, M. Sarıçizmeli, Muhbir, Gariboğlu, Mürid, Müstensih gibi çok sayıda müstear isim kullanmış. Kitapta onun, yazılarında Neslihan Kısakürek, Ali Rıza Pişkin, Behçet Bağdatlıoğlu, Şakir Üçışık, Ömer Karagül, Zahir Güvemli, Abdurrahim Zapsu, Ahmet Semiz, Salih Güler gibi şahıs isimlerini kullandığı bilgisine de yer veriliyor.

    Üstad’ın bütün fikri üretiminin serüvenini ve yazı coğrafyasının genişliğini ortaya koyan bibliyografya, adeta düşünceye ve yazıya adanmış bereketli bir ömrün semeresini gözler önüne seriyor. Necip Fazıl Bibliyografyası, Necip Fazıl Kısakürek’in fikir ve yazı dünyası üzerine çalışacak araştırmacılar için önemli bir kılavuz niteliğinde.

    Zaman


  2. Varlıklı Sünni ailelere uyarı:

     

    En zeki, en istidatlı, en kabiliyetli, en başarılı, en çalışkan, en vatansever, en faziletli çocuklarınızı subay olarak yetiştirmedikçe; esaretten, zilletten, rezaletten, tekmelenmekten kurtulamazsınız. Bugünkü hürriyete ve genişliğe aldanmayınız… İleride kara günler geri gelebilir.

    Başka bir uyarı:

    Orduda dindar subay olmalıdır ama şucu, bucu, ocu, cemaatçi, tarikatçi subay olmamalıdır. Hiçbir devlet, hiçbir ordu cemaatçilerin, tarikatçilerin, şucuların, bucuların, sekt militanlarının orduyu ele geçirmesini hoş görmez.

    Önemli bir husus:

    Bir subay Nakşî veya Kadirî olabilir ama Nakşî veya Kadirî militanlığı yapamaz.

    Müslüman askeri öğrencilerdeki ve subaylardaki özellikler şunlar olmalıdır:

    1. Yüksek ahlak ve karakter… 2. Türkçeyi Fuzuli Divanı’nı orijinal metninden kolayca okuyacak, bu kıraatten haz ve zevk alacak derecede bilmelidir… 3. En az iki yabancı dili kültür ve edebiyat kitapları okuyacak, konuşacak, yazacak derecede bilecektir… 4. Herkesle geçimli, ülfet ve ünsiyete yatkın olacaktır… 5. Dindar olmayan arkadaşlarından daha fazla çalışacak, daha başarılı olacaktır… 6. İstanbul görgü, kültür, edep ve terbiyesine sahip olacaktır… 7. İyi insan, iyi Müslüman, iyi vatandaş olacaktır… 8. Onun fazilet ve üstünlüklerini ötekiler, karşıtları ve hatta düşmanları bile kabul, teslim ve itiraf edecektir… 9. Askerler ve astları onları babalarından ve öz kardeşlerinden daha fazla sevecektir…

    Halkının ezici çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede ordunun İslam’la barışık olması lazımdır.

    Türkiye benim anlattığım Müslüman subaylarla yükselir.

    Ordu bir kurumdur, hükmi bir şahsiyettir; birtakım dinsizlerin, haksız, yanlış işlerini bahane ederek orduya düşman olmak doğru olmaz.

    Tekrar ediyorum oldukça dindar bir Müslüman olarak ordu içinde mezhepçilik, cemaatçilik, tarikatçilik, sektçilik, hizipçilik, fırkacılık yapılmasına karşıyım.

    Sünniler Türkiye’nin dominant unsurunu oluştururlar, binaenaleyh yeterli sayıda, hali vakti yerinde Sünni ailenin ehliyetli ve kabiliyetli çocuğunu askeri okullara göndererek subay yetiştirmesi bir zarurettir. Bunu ihmal ederlerse başlarına gelecek felaket ve zulümlerin sorumluluğu onlara ait olacaktır.

     

    Mehmet Şevket Eygi
    31 Ağustos 2013 Cumartes

     

     


  3. R4bia ile ilgili neler yapabiliriz?
    29 Ağustos 2013 Perşembe 00:30
    ,

    Rabia konusu sanırım dünyada en kısa zamanda en hızlı yayılan logo oldu.

    Rabia kimsenin “malı” değil. Onun içeriğini, onu sahiplenenler dolduruyor..
    Rabia ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için http://www.yeniakit.com.tr/gundem/r4biaya-3-dilde-site-h5174.html#.Uh2vY2TbJEc sayfasına bakabilirsiniz mesela..
    Rabia ile ilgili bir de www.r4bia.com ve www.r4biaplatformu.com adresimiz var..
    Kim nerede kim ne yapıyor diye bu dünyada ve Türkiye’de, bölgemizle ilgili neler olup bittiğini, etkinlikleri, tartışmaları, haberleri birkaç dilden bu siteden öğrenebilirsiniz.. Ve tabii tüm radyo-Tv internet sitesi, STK ve platformlar, bu yönde kendi yaptıklarını bu site üzerinden duyurabilirler.. Mesela kendi siteleri “…vakfı, derneği Rabia hareketini destekler” diyebilir
    Bu maksatla, önce bu siteleri çevremize duyurmamız gerekiyor. Sosyal media üzerinden, telefon, STK ve yazılı duyurular, mail grubları, tartışma odaları üzerinden bu bilgiyi yayalım lütfen..
    Bu iş bununla da kalmamalı, etkinliği duyurduk, ama etkinlik raporları, videoları, konuşma özetlerini de buraya aktaralım. Herkes bu platformun gönüllüsü olsun, herkes bildiği dilden dünyaya bu mesajı, bu platform üzerinden yayalım ve tüm dünyadaki arkadaşlarımızı bu konuda harekete geçirelim.. Rabia yarışmaları, sportif karşılaşmaları da düzenlenebilir..
    İşadamlarımız bu logolu birçok ürün yapabilirler, ama lütfen bunları maliyetine yakın bir fiyattan ve STK’lar üzerinden satalım.. T-Shirtler, rozetler, bandajlar, bez torbalar, kupalar..
    Belediyeler meydanlara caddelere Rabia adını verebilir mesela. Bu logoyu anıt haline getirebilirler.. Toplantılar yapabilirler.. Sergiler açabilirler. Her türlü etkinlik, müzik, söyleşi, yarışma düzenleyebilirler. Parklara çiçeklerle Rabia logosu nakşedilemez mi mesela.. Bir arkadaş bir sinyal müziği yapsa da, onu cep telefonlarımıza indirsek, kapı zili yapsak mesela..
    Okullar açılıyor. Okullarda Rabia dostluk grubları, dayanışma grubları oluşturulabilir.
    Yapacak çok şey var. Siz bir ucundan başlayın, bildiğinizle bir şeyler yapmaya başlarsanız, göreceksiniz Allah size bilmediğinizi öğretecektir.. Hannas kulağınıza vesvese fısıldasa da, melekler size hakkı ve hayrı ilham edeceklerdir..
    Mesela facebook ve benzer sosyal media adresi olanlar, hem Rabia logosunu koyup hem de 2 Rabia sitesinin linklerini sayfalarına koyabilirler.. Sosyal media için tartışma konuları, başlıkları oluşturabilirler.
    Esnaf, vitrinine Rabia bayrağı asabilir. Taksiler camlarına Rabia çıkartması yapıştırabilir. Rabia logolu bez torbalar, bez çantalar, başörtüsü ne bileyim, her şey yapılabilir..
    Keşke bir de, üzerinde Rabia logosu olan Rabia altını ve Rabia gümüşü olsa. Düğünlerde, sünnetlerde takılan..
    Rabia yeni dünyanın umudunu ifade ediyor. Adalet, barış ve özgürlük talebinin sembolü oldu çünki.. Rabia direnişin ve zaferin sembolü oldu..
    Ulusal, bölgesel, Tv, radio, gazete, dergi, haber portalları sayfalarının köşesine bu logoyu koyabilir, Tv’ler de geride fon olarak kullanabilir. Sunucular Rabia selamı ile izleyicileri selamlayabilir mesela yeri geldiğinde.. Forumlar düzenlenebilir, makaleler yazılabilir konuyla ilgili..
    Rabia konusunu konuşabilir, yazabiliriz. Yeni bir medeniyetin ihya ve inşasına geldiğinde söz bu sembole gönderme yapabiliriz.
    Maksadımız bütün çabaları Rabia havuzuna akıtmak. Hepimizin ortak bir umud havuzuna döndürmek Rabiayı.. Vahdet ve kardeşliğin sembolü haline getirmek..
    Kişisel ya da kurumsal, ticari intenet sayfalarında da bu logoyu kullanabileceğimiz gibi, www.r4bia.com ve www.r4biaplatformu.com’a linkler de koyabiliriz..
    İşletmeler müşterilerine Rabia logolu ürünleri promosyon olarak verebilirler..
    Düğünlerde gelin, damat Rabia işareti yaparak misafirleri selamlayabilir..
    Sanatçılar Rabia temalı eserler üretebilir. Şairler şiir yazabilir, bestekârlar bunu besteleyebilir, sanatçılar bu eserleri seslendirebilir..
    Çocuklar için bilgisayarda ya da gerçek hayatta oyunlar üretemez miyiz?
    Rabiatül Adeyive’nin asırlar öncesinden yükselen çığlığı, Mısır topraklarından yankılanarak İstanbul’da hayat buldu yeniden ve dünyaya yayılıyor..
    Rabia bir kadının çığlığıdır.
    Biliyorsunuz, kadınlar sadece çocuk doğurmazlar, toplumu doğururlar..
    Rabia bir yanı ile Mısırlı Asiye’nin çığlığıdır. Rabia Hz. Meryem’in çığlığıdır. Rabia Hacer annemizin çığlığıdır.. Hz. Hatice’nin, Hz. Ayşe’nin, Hz. Fatıma’nın çığlığıdır bize ulaşan..
    Rabialara selam olsun. Biz hepimiz Rabiaların çocuklarıyız. Onların manevi miraslarının mirasçılarıyız..
    Rabia Hz. Havva’nın duası olsa gerekir.. Biz ilk insandan son güne geldik.. Hz. Muhammed’in, alemlere rahmet olarak gönderilen, ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz.
    Zamanın son ve 4. Evresindeyiz..
    Rabia’da ve Şam’da, Filistin’de Kudüs’de, Mescid-i Aksa’nın mikad alanı olan arzı-mevudda dökülen kadın-erkek, yaşlı-çocuk, şehid kanları uykumuzu aydınlatan meşalelerin yakıtı oldu, göz aydınlığı oldu bize, o şehidlerin kanları, bizi hayata döndüren iksire dönüştü,
    Bizden önce ahiret yurduna göçen ve yaşayan Rabialara ve onların çocuklarına selâm olsun..
    Selâm ve dua ile..

    Abdurrahman Dilipak


  4. Evet bu endiseyi tasimakla birlikte duzenlenecek operasyonda Turkiye'nin de yer alacak olması kısmen rahatlatiyor.

     

    Amerika'nin getirdiği demokrasileri iyi biliriz. Burada amaç ısrail'in guvenligi mi, Turkıye'ye yara aldırmak mi vesair nedir? Elbette meselenin kırmızı çizgi olan kimyasal silah olmadığıni dusunuyorum. Simdiden laflar havada ususuyor, govde gosterilerine mi donusecek? Bu sefer de masum suriye halkı demokrasi elçileri tarafından mi vurulacak? Ne dersiniz, ABD bessara rahmet okutur mu?


  5. kiymetli istanbullu kardeslerim fatih camiinde cuma namazi akabinde adevıyye direnisi ve cumartesi de umraniye'de miting olacaktir. her bir istirakin cihad mesabesinde olduğuna iman ediyorum. herkes beldesinde olana katilmali. Muhakkak ki evlerinde oturanlar dun saraçhanede dendiğı gibi kafire kursun hediye ediyorlar.


  6. Müslümanın canına kıyanı ben şahsen müslüman telakki etmem ne kardeşliği? Onları müstesna tutalım. Tamam Suud Kralı tam bir satılmıştır ama halkın aynı fikirde olduğunu -en azından azami kısmın- düşünmüyorum. Kabe imamından Sisi ve darbe karşıtı bir tepki geldi bilmem takip edebildiniz mi?

     

    Benim maksadım artık tasavvuf kıssalarını tartışmak, müteşabih ayetlerin tevilini yapmak yerine artık karşımıza ehli küfrü alalım ve düşmanımızın kim olduğunu bilelim. Her şiinin ben Hz. Ali'yi Rabb bellediklerini düşünmüyorum. Şiiliğin onlarca kolu var, Abdullah İbni Sebe'nin tohumunu attığı şiilik ile camiye giden bizim mahalle alevisinin aynı kefede değerlendirilmesi sizce doğru mu?

     

    Biz islam adına şartsız şurtsuz bir araya gelme cehdinde olacağız, ha bizi beğenmeyen seccadesini ayrı sersin.


  7. Hangi ehli sünnet, hatta durun ileri gideyim; hangi şeriat? Size Pakistan'ın kuruluşunu hatırlatırım. Şeriat ve islam diye başlayan parti isimleri sonraları demokrasi ve liberal kılıflarına büründüler. Bir kanun çıkaracaklardı lafta islami olan tüm kuruluşlar kendi şeriatlerini ilan etmek istiyorlardı. Bizde din-şeriat-islam pek çok kostüm giydiği için demokrasi(ileri olan cinsten hani) böyle canımıza okudu. Biz islam dinine değil dinlere iman ettik. Mezhep üstü ( bu demek değil ki mezhepsiz ol) kavim-ırk üstü bir ittihad gerekir. Bunun için de selefi, vahhabi, ehl-i sünnet kelimelerini bir kenara bırakacağız. Allah bütün müslümanları tek sancak altında toplasın. Sünni-şii hepsi bir arada olmalı. Ehli küfrü hedef almak lazımken mesele kendi içimzde kangrene dönüşmemeli Biz yıllardır miraç hadisesini tartışırken, Efendimiz ruhla mı bedenle mi yükseldi derken bakın içimizde düştüğümüz manzara, GEZİ zekalılardan biri Mısır şehidleri için, gebersin yobazlar! diyor. Şu manzarada kafaları vura vura ağlamak gerek.


  8. Yusuf İslam üniversiteye cami yapılması için başbakanımızdan maddi destek telep ettiğinde aynı şeyi düşündüm. Abdülhamid Han'ın vaktiyle üstlenmiş olduğu vazifeyi sanki idame ettiriyor. Kiliselere Osmanlı altınlarını gönderen bir padişah, düşünün kilise yapımına bile. İnşa edilen camiler.. Böyle bir medeniyetin torunları olmak ömrümüz boyunca göğsümüzde taşıyacağımız bir nişandır. Şükürler olsun.


  9. Mümin, bir cümlenizde ismimi de geçirerek 'laflar yedim' diyorsunuz ama sizdeki dönüşümü de görmemek mümkün mü?

     

    Mümin, ben burada ne hakaretler yedim, nelerden! Bu siteyi takip eden bilir bunları... Şahsiyetim de bu hakaretlerden nasiplendi yani... Yahu ismimi bile alay konusu yapan çıktı, iyi mi? Amma ve lakin biz ne yaptık? Bazı zamanlar üslubumuzu sertleştirdik, evet, fakat kimsenin şahsiyeti ile ilgili bir saldırıda bulunmadık.

     

    Şimdi efendim, efendim şimdi burada açılan konu başlığı altında yer aldığınız konumunuza gelirsek, cemaati eleştirme hakkınız her zaman var, bu sizin en doğal hakkınız... Ama burada kendini konumlandırışın sanki bir 'ulusalcı' gibi kaçıyor... Yani bu cemaat kesimine bir hıncın var da, vicdanın önünde hıncının çekelemesi ile saldırıya geçiyormuşsun izlemini veriyorsun... Tıpkı marjinal ulusalcılar gibi yani...

     

    Odatv, Sözcü, Aydınlık gibi marjinal ulusalcı kesimler, şu zamanlarda bu mevzu ile alakalı pek çok fitne ürettiler. Bu manadan alarak diyorum ki, cemaat eleştirisi yaparken marjinal kesimlerin ortaya attığı fitneleri de ayıklamak lazım. Bugünlerde bazı muhafazakar yayınlarda ortaya atılan iddiaları, daha önceleri işte bu marjinal kesimlerin haber kaynaklarında okudum. Hal böyle olunca bu tip iddialara temkinli yaklaşıyorum. Veyahut içeriğine vakıf olamadığımdan herhangi bir yorumda bulunamıyorum.

     

    Yukarıda bu tür hadiselere yaklaşımımda gösterdiğim hassasiyeti böylece belirttikten sonra, cemaatle alakalı aklımın almadığı bazı hususları da dile getirmek istiyorum... Mesela 28 Şubat döneminde Gülen hocanın Kanal D'ye yaptığı konuşmayı dinlediniz veyahut okudunuz mu? Orada yapılan konuşma en çok 28 Şubat'ı yapanları sevindirmiştir herhalde. Hatta o malum konuşmada MGK ile ilgili bir bölüm var ki, çok garip! Şöyle diyor orada:

     

    ''...Eğer işin içinde bir hata varsa bu içtihat hatasıdır. Hatta fakihlerin mülahazasıyla da yaklaşılabilir, içtihattaki hatalar bir sevap kazandırır. İsabet olursa iki sevap kazandırır.''

     

    Gülen hoca bu ifadeleri MGK kararları ile ilgili diyor. Hatta aynı bölümün bir yerinde MGK üyelerini masum bile gösteriyor. Şöyle ki:

     

    ''...Müdahale etmediğimiz zaman tarih önünde suçlu oluruz mülahazasıyla hareket ediyorlarsa meseleyi böyle algılıyorlarsa bana göre onlar masumdur.''

     

    Bu mantıkla gidersek, o zaman yargılanan bütün darbecilerin serbest bırakılması gerek, değil mi? Çünkü onlara sorsan, bu işleri vatan millet için yaptıklarını söylerler!!! Garip!!!

     

    Mavi Marmara hadisesindeki tavrı var birde... Bu arada Türkçe Olimpiyatları da sorgulanmalı İslami ölçülere göre...

     

    Evvet...

     

    Today's Zaman'da çıkan malum yazının başlığı neydi? Ha şimdi hatırladım... 'Erdoğan iktidardan nasıl düşer'... Bu yazının bu başlıkla birlikte Zaman grubuna ait bir gazetede çıkması nasıl değerlendirilir bilemiyorum. Bir başka deyişle bu iş bir şekilde tevil edilebilir mi? Tevili ancak şöyle olur: Yazar kendi fikirlerini yazdı, bizim gazetelerimiz her fikre açıktır ki, bu tip fikirler kağıt üzerinde kaldığı sürece... Peki ikna edici bir tevil mi? Bence değil!!!

     

    Peki... Bu yazı Today's Zaman'da kışkırtıcı bir başlık ile çıkınca, bu durumu eleştiri mevzu yaptınız da, Gezi Eylemlerinin en yoğun olduğu zamanlarda Zaman Gazetesinde bir köşe sahibi olan Şahin Alpay efendinin 'Başbakan Değişmeli' başlıklı yazısını hiç görmediniz! Görmediniz çünkü Başbakanın üslubu ile uğraşıyordunuz!!! Başbakanın üslubunu gözünüze çok yaklaştırınca arkada oynanan sahneyi göremediniz. Ama bu ayrıntıyı dile getirmiştim o zamanlar...

     

    Mümin, sana hakaret ettiğimi belirttiğim o sayfada bak ne yazmışın:''Ihsan dağı olmalı milleti iki yuzlu olmaya zorluyor millet gerçeği soylemeye korkuyor diyor.''

     

    Mümin, bu ne demek oluyor, biliyor musun? Bu A istikametine giderken, birden B istikametine dönmek gibi bir şey... Ama sen bunun farkında değilsin!!!

     

    İhsan Dağı, Başbakanı gezi hadiseleri yüzünden insafsızca eleştirirken, sen de bu ifadeleri önümüze koymuştun ve sonrasında da şöyle yazmıştın:''Herkeste bir otorite korkusu olusturdu.''

     

    Yani demem o ki, Ha İhsan Dağ, ha Today's Zaman'danki o yazı... İhsan Dağ topu kaldırmış, Today's Zaman da voleyi çakmış!!!

     

     

     

     

    Evet cemaate mesafeli biriyim. AKP seçmeni olduğum halde son Gezi hadisesi olmadan evvel o siyasi odağa karsı bir takım ihtilaf içinde olduğum da kendimce malumdu. İhsan Dağı ve Şahin Alpay yazılarını o dönem okumuş ve etkisinde kalmış yalnız son raddede cumhurbaşkanına tavrını fazla külhanbeyi bulmuştum Erdoğan'ın. Kendi üstünde bir otoriteye itaatsizliği olarak algılamıştım. Ama kendimce getirdiğim eleştirilerin yeri ve zamanı olmadığını fark ettim ve dediğim gibi bizler AKP'nin arkasında durmaya mecburuz demiştim. Ama siz bir kere çapulcu güruhuna bizi ilhak eylemiştiniz öyle ki Ayasofya bahsinde bile "yamuk" duruş sergileyecek kesim ilan edilmiştik.

     

    Ben Zaman'a bir yıl abonmanlığı olan biriyim, vaktiyle nasıl akp resmi gazeteciliği üstlendiğini gayet iyi bilirim. Başta tenkidlerini gerçekten iyilik düşünür tarzda yaptıklarını sandım, ama TZ'deki yazı ortaya koydu niyeti. Medyayı, yazarlarını takip etmek nasıl bir şımarıklık içinde olduklarını göstermekte. Ergenekonu tasfiye edenleri tasfiye etmek.. Evet kuyruklarının acısı bu ve Ergenekon bir tehlikeydi devlet için bugün cemaat aynı minvaldedir tek farkla, dindarlar. Tayyip bunu fark etti ve boyun eğmedi.Şimdi satılan bu saf tamamen bunun neticesi.Ama evel Allah yani öyle umuyorum ki taassup içinde olmayan cemaat seçimini yapacaktır. Misal İsmail Ağa'ya muhabbet duyan biriyim. Cübbeli Hoca merhum Erbakan'a işaret ederdi ama hiç o yönde bir tercihim olmadı.

     

    Bugün bendeki saldırganlık yahud sataşmacı olarak anlaşılan tutum tamamen kardeş kırgınlığıdır belkı. Evet mesafeliydim ama cemaatin AKP'ye desteğinden memnundum. Ve bugün gelinen bu radde tek kelimeyle üzücüdür. Yazık ki bunu dini bir cemiyet olarak ortaya çıkan bir kuruluş yapmaktadır. Ki yapılan tahlillerde aşikar olduğu üzere,artık bana göre de tamamen siyasi bir mecra olmuştur. Gönül isterdi ki hep iddia ettikleri gibi "önden giden atlılar" olsaydılar "irşad ekseni"nin adamları olarak kalsaydılar.

     

    Bakalım gelecek seçimler ne gösterecek. Tek talebim Tayyıp yahud bie başka ismin başarısı değil, memleketim için hangi isim ve parti hayırlı ise onun abideleşmesidir. Ki görünen manzara şu an Erdoğan'dan öte yolun olmadığını gösteriyor.

     

    Akıbet hayrolur inşallah.

     

     

     

     

     


  10. gonul isterdi ki bahsi sahsiyete indirmeseydik. Siz bunu yapıyorsunuz bana hem de hep. Sağlam laflar da ettiniz bir guzel yedim onceden de. daha bir kaç hafta once gayet sakinken Hacegan'dan da yedim. Kiriliyorum, inciniyorum saf gibi donup yine yazıyorum. Sadece burada teskilatinizı, icraatlerini ve liderinizı tenkid ettim. karakterinize hakaret etmedim. Siz beni hep rencide edip kız cocugu azarlar gibi yazıyorsunuz.. Edepsizliğıme terbiyesizliğıme cırkefliğıme her seye dayandi konu. Yeter gerçekten alttan alttan bu laflariniz hiç hos değil. Benim de bir sahsiyetim var,

     

    Genelde bu konuya getirmek deginmek istemezdim. Ama tahammul sınırı diye bir sey var, umarım bir daha karsi karsiya gelmeyiz.


  11. benim bir tahlilim var. Dusunun dünyada her islami coğrafya ve ıslami teskilat kan ve zulum altındayken neden bunu yuruten odaklar gulene ve cemaatine ses cikartmiyor hatta malumunuz batı'da yılın entel adami seçildi. Iddiali konusacağım. Gavurlar gulen'in yarattığı islami istiyorlar! hakiki islam odaklarini terorist goren bu gavurcuklar gulenizmin ortaya attığı sahsiyetsiz islammı tek islammı teskilat olarak gormek istiyor. Cunku orada islam adına cihad değil sam amcanin ekmekğıne yag bal surmeş var. Yapmayin ya yemin ederim yapmasinlar. Senin devletine basbakanina o times ilanı yayinladi da aksı seda olarak bir elestiri aramadın bugun kalkmis erdoğanian nasıl dıser diye yazı yazıyorsun ve bunu demokratik hak ve b sansursuz basın diye yutturmakmaya calisiyoryorsun. Bu musluman boyasina burunmus muslumanlardan allah bizi halası eylesin


  12. hedef gosterme ve hakaret baskı ha, yapmayin sayın ve sevgili deyu hitap etmesim ne dememi beklerdiniz..

    Burada cemaate taraftarliğı bilinene zatsiniz ondan sebep goruslerinizi sizden hareketle aslında cemaatin tabanini merak ettim. Ihsan dağı'nin o yazısini okumustum. Bu isler gorundugu gibi değil arkadas sen hala anlamadin mi deyip o iğrenç sıkınti veren replığı ask ile soyluyorum.

     

    Kabul edilmelidir ki cemaat bir kere daha nasıl cikar politikakasi guttugunu gosterdi. Sandi ki gezi'yle basbakanin iradesi yıkilacak ve aninda mavi boncuklara geçti. Nasıl duser yazısi tam bir fiyasko beynimden vuruldum okudugumda! Simdiye kadar hep hukumetin resmi gazeteçiliğıne soyunanam bu kan emiciler birden ozgur basın tarafsiz gazetecılik rolune burunmusler hadi oradan! Koç'u savunmak sana mi dusmus? Osmanlı hazinesini yağmalayanlarin veledi yahudi dolar kafalarini savunmak muhafazakar basina mi kalmış! Neden akp içinde tepki yokmus aklini yesinler aklinca erdoğan'a kıskırtiyor! Ne istiyorlar adam kukla gibi amerikadaki o baronun dediğine mi tabi Olmali! Hiç bir cikar ilişkisi senin dinini ilke edinmis adamin otoritesine hainlik edecek kadar değerli gorulemez! Ve senin muslu,anman kardeşisınin ozgurluguzel tehdit altındayken sen kalkıp evinize donun diyemezsin bu kadar da abd buradanliğı olmaz ki! Sizin kalbiniz kimden yana belli de bu kadar acik kozu uzun zamandir oynamamistiniz! Gulen bir bildiri yayinlamalidir ya uyarsin ya da iyice anlayacağız siz kimin usaklarisiniz! Yine temenni ederim ki haberi olmamis olsun hani gerçekten bir abluka altında olsun da sozde dim adami olarak bu kadar iğrenç bir haysiyet yoksunlugu içinde Olmasin! Gerçekten çok hayal kırıkliğı. Bembeyaz size ithafen tum cemaate demek isterdim bunlari. Adam sizin olimpiyatlarina geliyor hukumet okyanus otelereıne selamlar yolluyor.. Nedir derdiniz hangi dini cemiyet bu kadar siyasettin bir parçasi olmustur allah askina?! Vicdaniniz aklıniz alıyor mu bunu, halkın seçtiği adamı indirme metodlari uyarlamak elestiri değil bildiginiz cumhuriyet gazeteçiliğıdir! hangi maddi damariniza dokunuldu da boyle zenne kesıldiniz merak içindeyim.. Oslo dersane kaydırılan emniyet ve mahkeme adamlariniz ha deyiniz.. Yapmayiniz ya, disarinin emriyle aman hatr kirilmasin diye bu vatana bunca hizmeti olan bu anadolu yurekli adamlara bu kalleşliğı yapmayin! Evet hatalar vardır yadsinamaz ama bunu chp mantığıyla yapma, hem bu denli buyuk bir karalamanin olduğu zamanda yapma! ben sadece kendini iktidarin garantoru goren Olmasa akp olmayacakms gibi balonla amerika semalarinda uçan o pantolonlari utulu adamlara sesleniyorum! Eğer bu adama desteginız varsa cikar için değil hiç değilse iman ettigin dinden oldugu için olsun, memleketini kalkındirdiğı için olsun. Disari menfaatini dusundugunuz kadar nolaydi biraz da bize yanaydiniz amerihanin fedaileri! Nasıl sizin dediginız aksana uydu mu?


  13. evvela gezi'de çatlak veren ses mısır'da sergilenen tutumla iyiden iyiye safıni ihaleye çıkaran 'cemaat' artık kimin kapı kuludur ilan etsin!

    Todays zaman'da kaleme alinan 'erdoğan nasıl duser?' yazısi nedir? Durun cevaplayayim, bir hainlik ve kalleşlik muhendisliğıdir! Bu cemiyete muhabbetim asla olmadı hadi bari mecburi saygı duyayim hani ılıman musluman diyalogcu insanlariz ya, yok arkadas tam bir ihanet senaryosu sergileyen cemaat ve zaman yerin dibine batsin diyorum ve sayın sevgili mutereddit tesrif ederseniz goruslerinizi bekliyorum.

     

    Her zaman okuyucusu aynı goruste midir yoksa aranızda aklı selim vatanseverler var midir? Rica ederim o yazıyi okuyun ve ne dusunuyorsunuz fikir beyan edin arkadaslar. Ilim adamıdir siyasetle isi olmaz gurbetçidir edebiyati yapanlar son faaliyetleri hangi kefeye koyuyor! Cemaat simdi hangi kucağa kaymaktadir merak ediyorum. Ahh benim asıl siyaset adamim tayyip sen uslubunu sadece çapulculara değil bunlara da bozmalıymissin, ve hatta bozmalisin! Yanında gorunup arkadan vuran zemine gore gorev edinen kapitalist kafalarin pençesinden sana sığınıriz ya rab!

    • Like 1

  14. Allah mekanini cennet eylesin efendimize komsu olsun rabbim sualini kolay eylesin. Çok uzuldum çok, ağladim. bizzat tanısmasam da ustad hasebiyle bir kaç programında bulundum. Insan daha farklı yaniyor. Dolu dolu ilim fikir dusunce dava abidesi insanlari kaybettidince çok esef duyuyorum. Rabbim nice mustafalar nasip etsin bu memlekete. Ailesine yurekten sabır diliyorum. Çok değerli bir ismi kaybettik.


  15. geçen ay mavera gençlik hareketi'nin hakkında hazırladiğı belgesele nasip oldu gittim. Hiç eserini okumamistim genel bir bilgim olsun istedim ve doğal olarak cikista eserlerini satın almam bir oldu. Geç kalmisim tanısmaya. Dolu dolu bir kafa. Ideal musluman gencin okumasi gereken insan. Nuri pakdil ile dostluğu muthis. Gelen herkese hediye verme aliskanliğı varmis. Bir kaç sey dağıttıktan sonra en sonuncuya uzerinedeki hıkaye çıkarıp vermis. Bu peygamberi ahlaktir. Hayranlik uyandirircı. Yolu eskisehire dusen bu zati unutmasin ziyaret etsin. Ins yolumuz duser de nasipleniroız kendisineden


  16. Bu akşam Tophane meydanındaki iftara katılma fırsatı olanların oraya gitmesi güzel olur. Canlı olarak Adeviye'ye de bağlanılacak. Bunca zorluğun içinde, Türkiye bayraklarının ve başbakan posterlerinin açıldığı o meydandaki direnişçilere ne kadar kalabalık görünülürse o kadar iyidir.

     

    Mursi 'gösterileri bitir, serbest kal' teklifini reddetmiş. Onun gözaltında nasıl bir bilgi akışına maruz bırakıldığını da düşünürsek hayranlık uyandırıcı bir dik duruş bu. Malum, Mısır televizyon ve gazeteleri bile milletin gözünün içine baka baka darbe karşıtı gösterileri Tahrir şenliği gibi vererek tahrif ederken, dışarıdan izole edilmiş ve sözleri meydandaki toplulukları ciddi şekilde etkileyebilecek olan Mursi'nin de ağır dezenformasyonla ve nice tehditle karşılaştığını düşünmek yanlış olmaz. Mursi'nin gösterilerin ne boyutta olduğunu şu anda bildiğine inanmıyorum. Hal böyleyken yolundan dönmemesi daha bir mühim.

     

    Onlarca yıldır sistem tarafından ezilen Müslüman Kardeşlerin 1 yılda bu devlet tecrübesini yakalaması da ayrıca hayranlık uyandırıcı. Gösteriler bitirildiğinde bir bahaneyle teşkilatın perişan edileceğini ve eski rejimin daha tecrübeli bir şekilde varlığını sürdürmeye devam edeceğini çok güzel analiz etmişler ve durmuyorlar. Şiddetten kaçarak da 'meşruiyet' temelli mücadelelerinin hakkını veriyorlar. Öte yandan gösterileri bitirme teklifinin Mursi'ye gitmesi, darbecilerin illallah etmeye başladığının da bir göstergesi olmalı. Sisi paşanın karşı gösteri daveti fiyasko oldu, başlangıçta darbeye destek veren bazı gruplar meydana inmeyi reddetti. Cumartesi katliamı internetten dünyaya servis edildi ve gösterilerde sıcağa ve Ramazan'a rağmen bir durulma yok. Üstelik bedeviler de ayaklanma yolunda ve İngiliz medyasından başlamak üzere darbecilerin canını sıkacak yorumlar yapılmaya başlandı. Henüz sivil itaatsizlik eylemlerinin daha başlamamış olmasını da düşünürsek, darbeciler zor durumda gibi duruyor. Ne diyelim, mübarek günlerin yüzü suyu hürmetine Allah kardeşlerimize direnç ve basiret nasip eylesin, onları muvaffak kılsın.

     

    ben tesekkur ederim, vesile oldunuz gitmemize. Nerede ne var bilemiyorum. Ortam gayet guzel ve coskulu idi, bizzat kardeslerimizin bize selami, tesekkuru, getirilen tekbirler.. Nebze de olsa bir seyler yaptiğıma sevindim. Allah razı olsun ve kardeslerimizin akıbeti insallah hayr olsun.

  17. Allah razı olsun canım benim. Rabbim niyazimiza ıstecab eylesin.

    Hareket hususunda arkadas çevremden umdugum desteğı malesef bulamadım. henuz haberde izledim ki saraçhane'de topluluk eylemde imis. Nasipse yarın ins orada bulunmaya niyetliyim.

     

    Kafamda dusundugum bambaska bir sey var ama kucuk insan olunca iste elden bir sey gelmiyor. Bakalim Allah kerim. Ayrıca mısır vize ile alakali bir feshetmeye mi me gitti. Zalimin nefretini kazanmak saadeti içindeyim elhamdulillah!

    • Like 1
×
×
  • Create New...